23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 TEMMUZ 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çillen'e icra takibi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, yaptığı bir açıklamada, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in kışılik haklarına hakaret ettiği gerekçesiyle 5 milyar lira manevi tazminat ödemesine karar verilen Özer Çiller hakkında, bu parayı yasal faiziyle birlikte ödemesi için, Perinçek'in avukatı tarafından icra takibi başlatıldı. Perinçek'in avukatı Hüseyin Gökçearslan, dün öğleden sonra Ankara 4. İcra Müdürlügü'ne ÖzerÇiller hakkındaki icra başvurusunu yaptı. Issık-Göl 97 Forumu • BİŞKEK (AA) - Kırgızistan'ın başkenti Bışkek'te yapılan "'Issık- Göl 97 ForumıT'nun üçüncü ve son gûnûnde kapanış konuşması yapan Demirel, anayasal demokrasinin, farklı köken, ırk, inanç ve geçmişe sahip insanlann, tek bayrak altında ve tek bir yerde, banş ve uyum içinde yaşamalannı sağlamak için yegâne araç olduğunu söyledi. Bişkek'ten aynlmadan önce. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Askar Akayev ile çalışma kahvaltısında bir araya gelen Demirel, kapantş konuşmasından sonra da Kırgız Türk Üniversitesi kampusunun temel atma törenlerine katıldı. Sendikazedelere destek • ANKARA (ANKA) - CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Bursa ilçe belediyelerinde çalışan 150 işçinin sendikal çalışma yapmalan üzerine işten çıkanlmalannın yasal dayanağı olmadığını belirterek CHP olarak işçilere destek vereccklerini kaydetti. Nfetkh^at-lş Sendikası'na bağlı bir grup işçiyi parti genel merkezinde kabul eden Keskin. Başbakan Mesut Yılmaz'ın gereken girişimlerde bulunarak işten çıkanlanlann işlerine geri dönmesi konusunda verdiği sözü yerine getirmesini istedi. Adli tatil I ANKARA (AA)- Yargmın tatili olarak bılınen adli tatil, dün mesai bitiminde başladı. Her yıl 20 temmuzda başlayan adli tatil, bu yıl hafta tatıline denk geldığı için iki gün önce başlamış sayılacak. Adli tatil süresinde adli mahkemelerde nöbetçi mahkemeler. Yargıtay ve Danıştay'da nöbetçi daireler. idare mahkemelerinde ise nöbetçi bölge idare mahkemeleri görev yapacak. Anayasa Mahkemesi ve DGM'ler adli tatil kapsamı dışında kalıyor. Yeni adli yıl 8 eylül pazartesi günü Yargıtay'da düzenlenecek törenle başlayacak. Somuncuoğlu MHP'de • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP'tan istifa eden Sadi Somuncuoğlu MHP'ye katıldı. Bir süre önce MHP'ye katılan Kubilay Uygun ise güven oylaması sırasındaki tavn nedeniyle hakkında soruşturma açan partisinden istifa etti. Ufiık Söylemez'in DYP'den istifasıyla birlikte TBMM'deki milletvekili dağılımı şöyle oldu. RP: 153, ANAP: 136. DYP: 94, DSP:67. CHP: 49. BBP: 8, DTP: 17. Bağımsız:22, MHP: 2. Boş: 2. Toçoğlu'nun yerine Eralan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüz kızartıcı suç işlediğı gerekçesiyle, Türk- Iş Yönetim Kurulu tarafından görevinden alınan Genel Mali Sekreter Enver Toçoğlu'nun yerine. birinci yedek üye Çimse-lş Sendikası Genel Başkanı Tamer Eralan. Türk-lş Yönetim Kurulu üyeliğine çagnldı. DYP'den, Refah Partisi'nin kapatılma davası için sürpriz açıklama 'Savaş'ın delîüeıi sağlam'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Viıral Savaş"ı ziyaret ettikleri sırada yaptıklan görüşmede, RP'nin kapatılması davasında. iddia makamının dayanaklannın sağlam olduğunu gördüklerini bildirdi. Başsavcı Savaş ise DYP'lilerin "Perinçek'in suç duyurusunu DGM'ye gönderdiği için kendilerinden özür dilediğT yolundaki iddialannı yalanladı. DYP, 54. hükümet için koalisyon kurduğu RP hakkında açılan kapatma davasında ilk kez eski ortağına karşı bir yaklaşım açıklaması yaptı. Hasan Ekinci, Cumhuriyefin sorulannı yanıtlarken. Vural Savaş'la görüşmeden önce randevu aldıklannı ve ziyaretlerinin 1.5 saat sürdüğünü söyledi. Çiller hakkındaki iddialara ilişkin konuyu savcının gündeme getirdiğini öne süren Ekinci, "Sayın Son İzmirli de koptu • DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, ziyaret ettiği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'tan Refah Partisi'nin kapatılması davası ile ilgili bilgi aldı. Ekinci, "Başsavcının Refah konusundaki delilleri gerçekten dayanaklı. Partinin mali kaynaklan konusunda ellerinde epeyce kanıt var" dedi. Savaş bize önce RP'nin kapatılmasıyla ilgili belgeler konusunda bilgi verdi. Gerçekten de sağlam dayanaklan olduğunu gördük. Partinin mali kaynaklan konusunda ellerinde epeyce kanıt var" dedi. DYP'li Nahit Menteşe de Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. "RP'yi bitirmek vatan borcudur" demıştı. Özür tartışması Hasan Ekinci, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'la yapılan görüşmenın Tansu Çiller'e yönelik "CIA ajanlığı" suçlamasma ilişkin bölümünün şöylejgeliştiğini savundu: "Tansu Çiller ve Ozer Çiller için kendisine Perinçek'in dışında hiçbir dosya gelmedigüıi söyledi. Dosyanın Yargıtay'la ilgili olmadığını söyledi. Ancak 'Dikkate sunulur' yazısryla hem DGM Başsavcılığı hem de Anayasa Mahkemesi'ne gönderildiğini bildirdi." Ekinci, Savaş'ın bu tür işlem yapmaktan da üzüntü duyduğunu dile getirdiğini savunarak, Vural Savaş'ın "Bir yere göndermemem gerekirdi. 'Dikkate sunulur' yazısı ekleyerek iletmemiz doğru olabilirdi. Bundan sonra bizi ilgilendirmeyen konularda evrak gelmesi durumunda getiren kişiye, bu bizi ilgüendirmiyor, ilgili yere sen götür diyeceğim. Ama biz göndermeyiz" dediğini de öne sürdü. Vural Savaş ise dün yaptığı yazılı açıklamada. DYP'lilerden "özür dilediği" yolunda parti yöneticilerine atfen yayımlanan haberlerin gerçekleri yansıtmadığını bildirdi. Yargıtay Cumhunyet Başsavcılığı'na yapılan ve görev alanına girmeyen suç duyurulannın kımin tarafından ve hangi şahıs hakkında yapıldığına bakılmaksızın, soruşturmayı yapmaya yetkili cumhuriyet savcılanna gönderildiğini vurgulayan Savaş, "tşçi Parrisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller hakkında yaptığı suç duyurusu da başsavcıhğımızı ilgilendirmediğinden Ankara DGM Başsavcılığı'na gönderümiştir" dedi. Söylemezde DYP'den aynldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP'deki sön Izmır Milletvekili Ufiık Söylemez de uzun süre sağ kolu olarak görev yaptığı DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'i terk etti. Ufuk Söylemez, istifasına gerekçe olarak "DYP'nin, merkez sağdaki laik muhafazakâr çizgisi yerine, radikal sağa çeken bir anlayışa kaymasını" gösterdi. Maliye Teftiş Kurulu'nun, Dışbank Genel Müdürlüğü sırasında 158 milyon dolar (yaklaşık 25 trilyon lira) yasadışı kredi dağıttığı ve usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle Türk Ceza Yasası'nın "emniyeti suüstimal" suçunu düzenleyen hükümleri uyannca dava edilmesini 531 sayfalık raporunda istediği Söylemez'in. hakkındaki takibattan duyduğu endişeyle ANAP'a yanaşmaya çahştığına işaret edildi. Izmir Milletvekili olarak parlamentoya giren Turhan Annç, Hasan Denizkurdu. Gencay Gürün ve Işüay Saygın'ın ardından Söylemez'in kopuşuyla DYP'nin bu ilde milletvekili kalmadı. Genel Başkan Çiller'in güven oylamasına katılmayanlann "ihraa" yönündeki talimatının da etkisiyle DYP'den kopması beklenen Söylemez. önceki gün grup yönetiminde alınan "güven oylamasına katılmayanlann dinlenmesi" karannın ardından dün TBMM Başkanlığı'na istifa dilekçesini sundu. Söylemez, yaptığı yazılı açıklamada. son aylarda izlenen strateji ve politikalar nedeniyle DYP'nin kendisine yüklenen misyonunu yerine getiremediğini vurguladı. Maliye Teftiş Kurulu, geçen yıl, Lapis Holding tarafından boşaltılan Dışbank Genel Müdürlüğü sırasında 158 milyon dolar yasadışı kredi dağıtmak ve usulsüzlük yapmakla suçladığı Söylemez'in. TCY'nin "emniyeti suiistimal" suçunu düzenleyen hükümleri uyannca yargılanmasını talep etti. Belgelerle birlikte 531 sayfa olan rapor. REFAHYOL hükümeti döneminde. "Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı" olarak "gereği yapılmak üzere" Söylemez'e göndenlince aylarca sumen altında kaldı. Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner'in. hakkındaki raporu işleme koyması beklenen Söylemez'in, yolsuzluk yargılaması endişesiyle, bir dönem "Hazine'yi yağmalayacak" diye suçladığı Başbakan Mesut Yılmaz'ın liden olduğu ANAP'a yaklaşmaya çahştığına işaret edildi. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART NO...NO..MO!. RP, kapatma davasına karşı uluslararası hukukçulardan görüş topluyor Refah'ta kapanma paniğiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesf nin hakkında kapatma davası açtığı RP, savunma hazırlıklannı sürdürürken, uluslararası düzeyde hukukçulardan görüş topluyor. RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz. Anayasa Mahkemesi'nin. partisinın istediği 3 aylık süre istemini reddetmesini "mahkemenin takdiri" diye nitelendirirken, "Biz bütün dünya hukukçularından savunmanuz için görüş topluyoruz" dedi. RP Grup Başkanvekili Kapusuz, dün parlamentoda düzenlediği basm toplantısında, hükümetin ekonomi politikası ve oluşum biçimini eleştirirken, gazetecilerin sorulan üzerine RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, Anayasa Mahkemesi'nin partisine ek süre vermemesini "yargının takdiri" olarak nitelendirirken, savunmaya dayanak oluşturmak için hukukçulardan uluslararası düzeyde görüş aldıklannı söyledi. dayanak oluşturmak için yurtiçinden ve yurtdışından dünyaca ünlü hukukçulanndan görüş istedik. Savunmaya ilişkin hazıriığımız bitmek üzere. Hukukçulardan istediğimiz görüşler de geldi" karşılığını verdi. RP Grup BaşkanveVili Kapusuz, hükümetin kuruluş biçimini eleştirirken Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel'e çattı. Demirel'i işaret ederek hükümetin partisi hakkındaki kapatma davasına ilişkin de bilgi verdi. Kapusuz. Anayasa Mahkemesi'nin ek süre istemlerini reddetmesine ilişkin bir soruya, "Mahkemelerin kendilerine göre bir işleyişi vardır. Daha önce 1 ay süre vermişlerdi, şimdi reddetmiş, o mahkemenin takdiri. Ama biz RP olarak yargıya güveniyonız" dedi. Kapusuz. "Yurtdışından beklediğiniz belgeler geldi mi" sorusuna, "Biz savunmamıza "kurdurtulduğunu" öne süren Kapusuz, "Cumhurbaşkanı, Madrid Zirvesi dönüşü, 'Türkiye'nin imajı düzeldi, başımız dik" demiştir. Oysa Türldye AB'ye üye olacak ülkelerin dışında tutuldu, Kıbns Rum Kesimi'ne kapı açıldı. tmaj degişikliğinin faturası bu mudur?" diye konuştu. Cumhurbaşkanı SüleymanDemirel'e, geçen günlerde Istanbul Senfoni Orkestrası şefı tarafından "en büyük şef" unvanı verildiğini anımsatan Kapusuz, "Tabii bu işleri organize etmek kolay değil. Bizlerin olmasını istemediğimiz şeylerin olm&sına, demokrasinin raydan çıkarılmasuıa öncülük yapmıştır" görüşünü savundu. IRMIKIAYDIN ENGİN e - mail: engin (S planet.com.tr Elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin, bu hükümet, Susur- luk kördüğümünü gerçekten çözmek istiyor mu? Yanrtınız ne oldu? Evet mi, hayır mı? önce "Hayır" diyenlerle söy- leşelim: Farkında mısınız, bir- kaç gündür Ankara'da koalis- yon partilerinin fakslan kilitlen- di. Sizcileyin "Hayır" diyen yurttaşlar kollan sıvadı. Hükü- mete kuruluş aşamasında ve- rilen benzersiz kamu desteği- nin diyetini haklı olarak istiyor- lar. Başta ANAP Meclis Grubu olmak üzere koalisyon partile- ri ve destek veren partiler faks bombardımanı altında. O ka- dar ki ANAP grubu eylem çağ- nsını yapan Aydınlık İçin Yurt- taş Gihşimi sözcülerine başvu- rup örgütleriyle iletişimlerinin felç olduğunu, hiç olmazsa bu faks eylemi için ayırdıkları nu- maraya faks çekiImesinde yar- dımcı olunmasını istedi ve ye- ni bir faks numarası verdi. Çok geçmedi bu kez DTP'den ara- dılar. Orada da Cindoruk'un özel olarak kullandığı faks ay- Yurttaştan Güvenoyu tstenirse... gıtı tıkanmış. Onlar da özel bir faks numarası vererek soluk- lanmak istiyorlar. (Meraklısı için biz de aktaralım: ANAP grubu- nun özel faks numarası artık (0 312)286 50 36.DTP içinse (0 312) 438 64 63 numaralı faksı kullanmak gerekiyor). Faks eyleminin amaa kısa ve açık. Hükümet Susurluk kör- düğümünü çözmekte, ülkeyi bu onursuzluktan kurtarmakta yeterince atak ve kararlı değil. Öyleyse onu uyaralım ve sıkış- tıralım. Demokrasilerde kamu- oyu baskısı dedikleri de zaten böyle ete kemiğe bürünmez mi? Fakslarda kısa ve açık bir uyan var: "Meclis 'in güvenoyunu aldı- nız, sıra yurttaşın güvenoyun- da! Hükümet programmda ve hükümeti dışarıdan destekle- yen CHP'nin ve bağımsız mil- letvekillerinin açıklamalarında yeralan 'Çete pisliğinden ann- madan devlet çarkı işletilemez' görüşüne tümüyle katılıyorum. Tüm dünya biliyor ki ışıklanmı geceler boyu bu inançla yakıp söndürdüm. Bu doğrultuda atacağınız her adımın destek- çisi olacağım. Ama bilin kiyurt- taşın güvenoyunu almak için Susurluk pisliğini tümüyle te- mizlemeniz şart. Ucu nereye bulaşmış olursa olsun, Susurluk olayı her yö- nüyle açığa çıkanlmadıkça; bu suça bulaşmış milletvekilleri- nin dokunulmazlıklan kaldınl- madıkça; sanıklar yargılanma- dıkça; suçlular cezalandınlma- dıkça; seçilmişi, atanmışı, sivi- li, askeriyle herkes, her kurum -yani bizatihi devlet- temizle- nip arınmadıkça bu ülkede hu- kuk devletinin varlığından söz edilemez. Bizmilyonlarcayurt- taş, destek vermek ya da he- sap sormak üzere sizi gözlü- yoruz." Bu kadar. Fakslanacak me- tin bundan ibaret. Yazının başındaki soruyu "Hayır" diye yanıtlayanlar "Ha- y/r"larının sorumluluğunu üst- lenmek ve bir hayıriı iş yapmak yukümünde değiller mi ? ••• Gelelim başlangıçtaki soruyu "Evet" diye yanıtlayanlara. Ya- ni, bu hükümetin Susurluk pis- liğini temizlemeye niyetli ve ka- rarlı olduğuna inananlara... Nasıl? "Daha ne yapsınlar? Fezlekeler Meclis gündemin- de, sorun yargıya intikal etmiş durumda. Siyasetin yapacağı yargının işine karışmak olur bundan böyle" filan mı dedi- niz? Sahiden de sorunun çözü- münün yargıda yattığına inanı- yor musunuz ? Ben tersini düşünüyorum. Gerçek çözüm siyasaldır. An- cak bir siyasal irade, devlet ay- gıtındaki Yeşil'leri, tetikçileri, katilleri, üniformalı, üniforma- sız, devlet görevlisi maskesi al- tında kan döken, çalan çırpan, haraç alan, savaşı kışkırtan ve savaş rantıyla beslenenleri ayıklayabilir. Söyler misiniz kuzum, geç- mişte Çatlı'yı görevlendiren, bugün Kırcı'ları, Yeşil'leri "işe" koşanlan yargı mı bulup, yaka- lanndan tutup devlet aygıtın- dan ayıklayacak? MİT'te, Özel Harp Daireşi'nde, Emniyet ör- gütünde, Özel Harekât timle- rinde, korucular arasında, iti- rafçı kadrolannda kana, ölüme ve pisliğe bulaşanları ayıkla- mak siyasal bir eylem değil mi? Yoksa siyaset "...ceğiz, ca- ğız, cektir, caktır" diye demeç vermek, program yazmaktan mı ibaret? Haydi başlangıçtaki soruyu bir kez daha düşünüp öyle ya- nıtlayın. Sizce gerçekten bu hükümet, Susurluk kördüğü- münü çözmek karar ve niyetin- de mi? Henüz Meclis'ten aldı- ğı güvenoyunu yurttaştan da alabilecek bir eyleminı gördük mü bu hükümetin? POIİTİKA GLONLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Unutkan mıyız?.. Serin bir Istanbul akşamında DYP lideri Tansu Çiller'i dinliyorum gözlerim kapalı... O konuştukça yargısız infazlan, faili meçhulleri, gözaltındaki kayıplan anımsıyorum... GenelkurmayAskeriSavcılığı'nın.CIAajanı oldu- ğu iddiasıyla hakkında soruşturma açmasına çok si- nirlenmişti Tansu Hanım... İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'e saldınyordu: "Ben yıllarca terörle mücadele ettim. Bu müca- delede canımı ortaya koydum. Şimdi PKK'ye ya- kın biradamı, Apo'/ıun arkadaşını devlet ciddiye alı- yor..." Köşeye sıkışan 'Saldırganlar Kraliçesi' Tansu Hanım hem korkuyor hem de meydan okuyordu: "Bir insan politikaya girerken ipini yanında geti- rir; benim de ipim yanımda..." O konuşup öfkelendikçe belleğimdeki fotoğraf karelerindeki kan izleri çoğalıyordu... Gözlerimi açıyor Lice'den Yüksekova'ya uçuyor- dum... Bir dostum anlatmıştı ama ben inanmamıştım o öyküye... Şöyle demiştk "Eğer, bir ilçeyi teröristlerbastı diye haber duyar- sanızbilinkibirbityeniği vardır. Oandasokağaçık- ma yasağı konur, halk saat 17.00'den sonra dışa- nya çıkamaz. Yasak bir hafta kadar sürer. Bu arada eroin imalathaneleh çalışır, taşıma işi çok rahatya- pılır. Çünkü kimse görmez..." Acaba Tansu Hanım, terörle nasıl mücadele et- mişti? Silahı eline alıp dağlara mı çıkmıştı oğlu Meıi, eşi Özer'le birlikte? Gözlerimi kapıyordum yeniden... Doğu Perinçek'in Flash TV'deki konuşmasıyla ir- kiliyordum: "Çiller'in CIA ajanlığının en önemli göstergesi Azerbaycan darbesidir. Bunu CIA ve Çiller özel Ör- gütü birlikte düzenledi..." Doğu Perinçek, Şusuriuk kazasından aylar önce 'Çatlı 'nın Mehmet Özbay kimliğiyle dolaştığını' bel- geleriyle kamuoyuna yansıtmamış mıydı? Ne çabuk unuttuk!.. Yerimden kalkıyor, balkonaçıkıyordum... Azerbaycan'ın devrik başkanı Elçibey'in bir açık- laması aklıma geliyordu: "Abdullah Çatlı bizim askerleh eğitti..." Sahi Çiller'in Özel Örgütü var mıydı? Bu soruya yanrt ararken yine gözlerimi yumdum, Bülent Orakoğlu'nun Mamak Cezaevi günlerini düşünmeye başladım... ••• Uzun süre düşündüm ve 'Saldırganlar Kraliçe- s/'nin terörie nasıl mücadele ettiğini saptadım... Çünkü Tansu Çiller'in 4 Kasım 1993'te yaptığı açık- lamayı anımsamıştım: "Türkiye milis hareketi niteliğine dönüşmüş bir te- rörhareketiyle karşı karşıyadır. PKK'nin haraç aldı- ğı işadamlannı ve sanatçılan biliyoruz..." Gözlerimi kapayınca da Aydınlık gazetesinin 30 Aralık 1993'teki manşetini hemen hatıriadım: "Ülkücülerden Kürt patronlara saldırı hazırlığı..." Bu haber yayımlandıktan 16 gün sonra 15 O- cak 1994 günü Behçet Cantürk ve şoförü ReceR; Kuzucu'nun Sakarya'nın Sapanca ilçesinin Kırpı- nar kasabası yakınlannda cesetleri bulurtmuştu..f- 28 Mart 1994 günü Istanbul Aksaray Oto Galeri- si sahibi Liceli 42 yaşındaki Fevzi Aslan ve 32 ya- şındaki yeğeni Salih Aslan yazıhanede konuklarıy- la otururiarken içeriye, 'polis' yazan yelekleri, oto- matik silahlan ve telsizleri olan 8 kişi girdi. Bu kişi- ler, Fevzi Aslan ile Salih Aslan'ı, "Bizimle emniyete geleceksiniz" diyerek alıp götürdüler. Fevzi ve Sa- lih, bir gün sonra Kınalı-Sakarya TEM otoyolunda ölü olarak bulundular. Istanbul Emniyet Müdürlüğü, balistik inceleme sonucunda Behçet Cantürk ile Fevzi Aslan'ı öldüreh silahın aynı olduğunu açıkla- dı. 3Haziran1994... Savaş Buldan, Hacı Karay ve Adnan Yıldınm öldürüldü... 11 Kasım 1994... Behçet Cantürk'ün avukatı Medet Serhat, evi- nin önünde, otomobilin içinde katledildi... Şusuriuk kazasıyla devlet içinde örgütlü bir silah- lı güç ortaya çıkmış mıydı? Bakın o tarihte Mesut Yılmaz ne diyordu: "Devlet içinde üç ayrı çete var. Bunlar birbirini öl- dürüyor..." Lûtfü Topal cinayetiyle iyice ortaya çıkan 'silah- lı güç' ile ilgili olarak konuşuyordu Mesut Yılmaz... Biz de o günler şu soruyu yöneltiyorduk: "Acaba bu üç ayn çete, PKK'nin gelir musluğu- nu kesmeye çalışan bir grup mudur ve bu grup da- ha sonra paylaşım yüzünden birbirlerini öldürme- ye mi başlamıştır?" • • • Tansu Çiller kükrerken şu soruyu da sordum ken- di kendime: "ÖzerÇiller, Abdullah Çatlı'yı tanıyormuydu?" Abdullah Çatlı'nın eşi Meral Çatlı, TBMM Susur- luk Komisyonu'na şöyle demişti: "Abdullah, Ibrahim Şahin'/ Mehmet Ağar'ı ta- nırdı. Korkut EkenV 1982'den beri tanıyordu..." Bir soru yöneltilmişti Meral Hanım'a: "Özer Çiller'i de tanıyor muydu?" Yanıt: "Görüşüyor olabiliher..." Meral Çatlı aynca şunları da söylemişti: "Eşimin REFAHYOL'un güven oylaması sırasın- da önemli katkısı oldu. Kocam emniyet güçleri ta- rafından kullanılıyordu. O, Istanbul 'da kimi işadam- lanyla, Ankara'da kimipolitikacılarlayakından tanı- şırdı..." Serin bir Istanbul akşamında gözlerimi açtım... Gökyüzünde çil çil yıldızlar... Hepsi birden sesleniyorlar: "Siz ne kadar unutkan bir halksınız!.." Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Planet.com. TR ANAP'a yeni vitrîn ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ANAP, par- ti vitrinin: de değiştirdi. Ahad Andican ve Salih Yıkünm'ın kabineye gir- mesi nedeniyle boşalan başkanhk divanı üyelik- lerinibelirledi.MKYK'- deki oylamada Mumcu 38, Yalova 27, Altınka- ya 25 oy aldı. Yeni baş- kanhk divanı'nın daha sonraki toplantısında ya- pılan görev dağılımında Mumcu, genel sekreterh- ğe getirildi. Yüksel Yalo- va, kadın ve gençlikten sorumlu genel başkan yardımcısı olurken daha önce bu görevı yürüten Edip Safter Gaydalı, Do- ğu ve Güneydoğu illeri ve parlamento ile ilişki- lerden sorumlu genel başkan yardımcılığma kaydınldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle