23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 TEMMUZ 1997 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denızlı B B B B A A A A 27 30 30 27 32 32 35 34 Zonguldak PB 25 Antalya Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehır Konya Sıvas PB PB Y Y A A A A 2b 24 23 24 26 28 26 23 36 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanhurfa Mardın Sıirt Hakkârı Van A A A A A A PB PB 34 33 34 35 32 32 30 24 B 19 Doğu Karadenız ıle Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğusu sağanak ve gök gü- rultulu sağanak ya- neısınM ğışlı, otekı yerier az Stockholm bulutlu ve açık ge- Londra çecek.Havasıcaklı- Amsterdam ğı biraz artacak. Rüzgâr kuzey ve ba- tı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette B o n n esecek. Münıh ASYA Moskova Y 22 Y 20 Milano Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflıs Kahire B B B PB B Y B 38 33 38 30 37 25 32 Şam PB 30 P a r ç a ] ı t h U l u t l u Sıslı Bulutlu ı Çok bulutlu ı YağtTiudu S u l u ** t Gok gunjltulu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada hele başbakanlığa kadar gelmiş, hizmetleriyle ül- kede unutulmaz yeri olan bir genel başkanı kara- lamak ha?.. Kimlerse bunlar, hepsi tû kaka, deme- ye getiriyorlar. Ama akçeli işler, ama nereden bulunduğu bir türtü kanıtlanamayan dolarcıklar... Devleti, rejimi bir yıl gibi kısa sürede içinden zor çıkılır bir karga- şa içine sokan sıyaset anlayışı... Onların üzerine hemen bir örtü çekiliyor. Vay sen misin Şaibe Hanım'ı CIA ajanı diye suçlayan! ina- nılmaz ölçüde bir savunu, bir kepazelik zinciri için- de işleniyor. Amaç Şaibe'yı bir yol bulup aklamak! Bu telaş neden? Övme ve yalak olmak yerine olaylara biraz olsun soğukkanlı bakmak yeterli. Üstelik tükenmiş bir insana yanaşmaktaki bu öv- me yarışı niçin? Kısacası olay nedir? Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı Şaibe hakkında Doğu Perinçek'in kimi belgelerle öne sürdüğü CIA ajanlığı dosyasını -ya- salardan kaynaklanan görevi gereği- incelenmek üzere askeri savcılığa gönderiyor. Askeri savcılık incelemeyi yapıyor. Daha derin- (ere inebilmek için soruşturmaya karar veriyor. Ya- salar gereği soruşturma iznini askeri düzende Ge- nelkurmay Başkanı'nın vermesi zorunlu. Savcılık, Genelkurmay Başkanı'ndan izın ıstiyor, yasa ge- reği Orgeneral Karadayı bu izni veriyor. Şaibe'nin devlet terbıyesinı zorlayan yanıtına ba- kınız şimdi: "Bu iddiayı her kimse eline alıp da, önüne alıp da, eğer elinin tersiyle itmiyorsa, ya- zıklar olsun ona." Yani Genelkurmay Başkanı'na! Oysa Genelkurmay'ın, CIA ajanlığı konusunda soruşturma açmasına sevinmeliydi. Zira, soruş- turma dosyası ola ki, dava açılmasına yarayacak kanıtlar olmadığından ya kapanacak ya da Genel- kurmay'ın eline kimi yeni kanıtlar geçecek ve so- ruşturma, davaya dönüşecek! Yardımcı olmayalım Şaibe içın aklanmak ya da yaşam boyu karalan- mak ıçin tek yol buydu. Hayır! Çünkü onun derdi başka. Ne ki, hemen her gün gereksiz kimi uydurmalar- la uyanıyoruz. Örneğin darbe olacağını Akşe- ner'den Şaibe'ye duyuran Orakoğlu belgesini es- kı Başbakan Yardımcısı'nın çok eskı yıllardan be- ri "dostu" ABD Adana Konsolosu Elizabeth Shel- don'a faksladığı haberinin doğru çıkmaması gibi. Bu türden davranışlar, kuşkunuz olmasın, Şaibe Hanım'a yarıyor. Türkiye gazetesindeki başlık bu konuda dikkat- li ölmâmızı duyuruyor: "CIA ajanı suçlaması DYP liderini çok üzdü" diyor manşetlerde. Ama madalyonun öteki yüzünde tam tersi bir gerçek var. Demokrası kahramanlığına soyunma- ya hazırlanan Şaibe Hanım, CIA ajanlığıylaeline bir koz geçirdiği için çok seviniyor. Yüzü, ruh haletinin bir aynası. Bir iki gün önce karanlık, korkuyla gerilmış bir çehre... CIA ajanlı- ğının nasılsa ABD tarafından yalanlanacağını bil- diğinden, son gün yüzünde neşe ve sevinçten gül- ler açıyor. Toplumun aynalan sayılan gerçekçi yayın organ- larından, yazarlarından gördüğü onca hakarete karşın. hâlâ ayakta durmaya, istifa etmemeye di- renen böyle bir sıyasetçıyi görmedi Türkiye. Demokrasi kahramanlığına soyunmakta oldu- ğunun ciddi kanıtı, yine Şaibe'nin bir sözünde ya- tıyor; "Ipim yanımda" diyor. Yanı boynuna geçiril- mek istendığine herkesi inandırmaya çalıştığı ve çalışacağı idam ilmiği. Türk siyasetine bir kanser gibi giren tiplerden kurtulmanın yolu, bu gibilerin eline kahramanlık taslamalarına olanak sağlayacak öğeler verme- mekten geçiyor. örneğin Genelkurmay'ın Şaibe hakkında "ordu- ya hakaretten" bir suç duyurusunda bulunma gi- rişimleri. Akçeli işlerini kocasıyla birlikte yargının önüne getirmek yeter de artar bile. Demokrasimiz işte o zaman gerçek rayına otu- racak. Kurtuluş yargıda! 'PKK yok olacak' • Baştarafı 1. Sayfada vetleri'nin (TSK) yıllardır •İSTÖT örgütü ile mücadele •ettiğini annnsatan Orgene- «1 Karadayı şunlan söyle- di- "Dışarıdan desteklenen bu tehdit ülkemizin bütün- lüğüne yönelen ilk tehdit değildir. Tarih boyunca ül- kemize birçoktehdit ve teh- likeler vald olmuştur. Bu- - tunduğumuz bölgc. dünya- nın en riskli bölgesidir. TSK. bir yandan içeride ve hudut ötesinde yaptığı ope- rasyonlaı+a terörü yok et- • meye çalışırken diğer yan- dan da ülkemize yönetecek tehditleri kaynağında etki- sizleştirmek için risk bölge- ' lerinde banşa katkıda bu- lunmak üzere kuvvet bu- ' İundurmaktadır." TSK'nin "Çekiç Hare- kâtTnda PKK'nin üslendi- ğı Kuzey Irak'ta 378 kilo- metre genişliğınde 50 kilo- metre derinlığinde son de- rece engebeli bir araziyi olumsuz hava koşullanna karşın 24 saat gibi kısa bir sürede kontrol altına alarak örgüte çok etkili bir darbe •indırdiğine dikkat çeken Karadavı, 1 ocak-17 tem- muz tarihleri arasında saf dışı edilen 7 bin teröristin 4 binden fazlasının bu ha- rekâtta etkisizleştirildiğini kaydetti. Karadayı. operas- yondaki başanlan nede- nıyle bütün komutanlan ve TSK mensuplannı kutladı. Kapsamh mücadelede en büyük dayanağın ulusun TSK'ye destek ve sevgisi olduğunu vurgulayan Or- general Karadayı. "Büyük Atatürk'ün tanımladığı gi- bi ordumuz Türk birliği- nin. Türk kabiliyetinin, Türk \atanse\erliğinin çe- likleşmiş bir ifadesidir ve dünyanın hiçbir ordusun- da yüreği seninldnden daha temiz. daha sağlam bir as- kere rastgelinmemiştir. Vasfinı bugün de aynen mu- hafaza etmektedir" dedi. Karadayı. TSK'nin PKK >ok edilınceye kadar mü- cadelesinı sürdüreceğini vurguladı. Törenlere Ge- nelkurmay Başkanı'nın be- raberinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hik- met Köksal ile Hava Kuv- vetlen Komutanı Or- general Ahmet Çörekçi de katıldı. 5 koşi kaçınldı Öte yandan Van'm Bah- çesaray ilçesinde yol kesen PKK'liler, iki korucuyu yaraladı, biri korucu 5 ki- şiyi de kaçırdı. Mersin'de DHKP-C örgütü üyesi 6 ki- şi yakalandı. Cem, Ecevit'in Dışişleri Bakanı Cem: dış politikasini Hedefimiz AB'ye tam üyelik dengeliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişlen Bakanı tsmail Cem'ın, DSP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Bülent Ecevit'in dış politikadakı keskın çıkışla- nnı dengeleme görevıni üst- lendiği gözlendi. Cem. bu misyonu üstlendiğinin ilk somut işaretlerini. göreve geldikten sonra dün ilk kez düzenlediği basuı toplantı- sında verdi. Cem, basın toplantısmda "febefi" bir sunuş yaparken Türkiye için bir dünya dev- leti hedefi çizdi ve "parti politikalanndan çok uiusal poütikalann izleneceğine" işaret ettı. Cem bu yöndeki açıkla- mayı. gazetecilerin, Ece- vit'in Kuzey Irak için tam- pon bölge kurulması ve Ar- navutluk'ta bir üs oluşturul- ması yolundaki önerilerine nasıl yaklaştığına ilişkin so- rular üzerine yaptı. Cem'in bu yaklaşımı ile Batı'da ve Ortadoğu"da ihtiyatla karşı- lanan Ecevit'in dış polıtika çizgisi karşısında "dengele- yici ve soğukkanlı" bir rol üstlendiğine işaret edıldı. Ismail Cem, Dışişleri Ba- kanlığı'nın. özellikle DYP Genel Başkanı Tansu Çil- ler'in bakanlığı döneminde özlem duyduğu full-time (tam gün) bakanlık uygula- masını yeniden yerleştirdi. Çiller'in 1 yıllık Dışişleri Bakanlığı döneminde uğra- madığı Balgat'taki bakan- lık. Cem'in gelişi ile yoğun bir çalışma temposu içıne girdi. Sabah saat 06.00 sulann- da bakanlığa geldiği belirti- len CenVin. eskı Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin gibi tam gün mesaı yaptığı ve ge- nellikle geceyansı maka- mından aynldığı belirtildi. Cem'in Dışişleri Bakanı olması ile birlikte yoğun bir çalışma temposu içıne giren bakanlığın koridorlannda en fazla konuşulan konu, 15 kadar büyükelçinin yurtdışı görevlere ve merkeze atan- masına ilişkin kararname. Başbakan MesutYümaz'ın. Çiller'in "iç poHrik kaza- nunlara yöneiikdış politika- sına" yakın bir ta\ır sergıle- yen ve Kardak bunalımı sı- rasında kamuoyunu yanlış yönlendırdiğıni düşündüğü Dışişleri Bakanlığı Müste- şan Onur Öymen ile çalış- mak istemediğini yakın çev- resine söylediği öğrenildi. Öymen'in yeni büyükelçi- ler kararnamesi ıle ABD dı- şında bir ülkeye atanması öngörülürken. atama dö- nemleri gelen yurtdışındaki bazı büyükelçilerin Anka- ra'da Dışişleri Bakanlığı ko- ridorlannda dolaşmalan dikkat çekti. Bunlar arasın- da Yılmaz"a yakınlığı ile bi- linen ve danışmanlığı göre- \ini üstleneceği söylentileri dolaşan Türkiye'nin Bulga- ristan Büyükelçisi Mehmet AK İrtemçeBk de bulunuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dı- şişleri Bakanı İsmailCem. Türkiye"nin As- ya ile Avrupa arasındabir tercih yapması- nın söz konusu olmadığını, A\rupa Birlı- ği'ne (AB) tam üyelik hedefinin sürdüğü- nü, Hindistan. Rusya ve Cin gibi büyük öl- çekli ekönomilerle de işbirliği yapılacağı- nı kaydetti. Türkiye'nin hedefinin 21. yüz- yıla "dünya devleti" olarak girmek oldu- ğunu belirten Cem; Suriye, Iran, Irak ve Yunanistan gibi sorunlu komşu ülkelerin dostluk elini uzatmalan durumunda ilişki- lerin normalleşebileceğini söyledi. Cem, REFAHYOL döneminde gelişmekte olan Islam ülkelerini bir araya getiren "siyasal bir örgüt" olarak sunulan D-8'in, "ekono- mik bir organizasyon" olarak çahşmaian- nı sürdüreceğini kaydetti. 55. hükümette Dışişleri Bakanı olarak görev yapan lsmail Cem, bakanlığın gele- cek dönemdeki çalışmalan ile ilgili bir ba- sın toplantısı düzenledi. Cem, Türkiye'nin dünya devleti olması ile ilgili olarak şun- lan kaydetti: "Dünya devleti, yani, sürekli başkalan- na özenen degiL başkalannın ona ö/endik- leri bir Türkiye. Tarihini ve kültürünü pay- laşöğı bölgelerle dostluk Uişkilerini gelişti- ren bir Türkiye. Bilgjvi ve teknolojiyi sade- ce kendi dışında arayan değil. kendisinden bilgi ve teknoloji aranan bir Türkiye. Bü- yük Atatürk'ün işaret ettiği yönde, diğer milletlereörnek olabilen bir Türkiye. Tarih- sel birikimiyle. kültürzenguüığiyle. demok- rasisiyle, ekonomisiyle, ûısan sevgisinden ve sosyal adaletten kaynaklanmış çağdaşln ğıyla. dünyanın başhca çekün merkezlerin- den birini oluşturan bir Türkiye.'' Türkiye'nin dünyadaki yeri ve "Avru- paldıgı" üzerine yapılan tartışmalan ve As- ya ile Avrupa arasında "ya biri ya öteki" yaklaşımını doğru bulmadığını belirten Cem. Türkiye'nin coğrafya, tarih ve kül- tür olgulan açısından 700 yıldır zaten Av- rupalı oldugunu kaydetti. Cem, bazı dış politika konulan ile ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: tnsan haklan: Türkiye'nin dış sıyaseti. • Baştarafı 1. Sayfada Başbakan Yardımcısı Ecev it. Kıbns Banş Harekâtı'nın 23. yıldönümü ne- deniyle beraberinde 7 bakan ile birlik- te yann Kıbns'a yapacağı diplomatik çıkarma sırasında KKTC Cumhurbaş- kanı Rauf Denktaş ile bir durum de- ğerlendirmesi yapacak. Bu durum de- ğerlendirmesi sonunda Denktaş'ın, Rum yönetımi lideri Glafkos Klerides ıle ABD'nin arabuluculuğunda ilki New York'ta yapılan Kıbns sorunu- nun çözümü yolundaki baş başa gö- rüşmelerin ağustos ayında Cene\Te'de planlanan ikinci turuna katılıp katıl- mayacağını netleştirmesi bekleniyor. New York görüşmeleri olurken Tür- kiye'nin tüm uyanlanna karşın Kıbns Rum yönetimi ile tam üyelik müzake- relerini kesinleştiren bir karar alanAB üyesi ülkelerin, şu anda Dışişleri Ba- kanlığı'ndan yanıtını almak istedikle- ri en önemli konu Denktaş'ın Cenev- re'ye gidip gitmeyeceği. Ankara'da bu konuda ortaya çıkan ancak henüz net- leşmeyen bir yaklaşım da "Denktaş- Klerides görüşme sürecinin kesilme- mesi, ancak KKTC ile bütünleşme ön- lemlerinin aunmasr yönünde. Ecevit'in yann Lefkoşa'da Denktaş ile yapacağı durum değerlendirmesi sonunda KKTC ile bütünleşmenin ilk işaretlerini vereceği ve bu çerçevede kıyı ticareti anlaşmasının kapsamınm genişletilip bir serbest ticaret anlaş- ması yapılmasının beklendiği kayde- dildı. Türkiye ve KKTC arasında siyasi, askeri ve ekonomik bütünleşmenin altyapısı önemli ölçüde hazır. Bu bü- tünleşmenin resmiyet kazanması için Türkiye'nin KKTC ile ortaklaşa ola- rak Ecevit'in formülüçerçevesinde bir bütünleşmeyi dünyaya ilan etmesi ge- rekiyor. Diplomatik kaynaklar, siyasi ve askeri bütünleşmenin ilan edilebil- mesi içm MGK'nin alacağı kararın beklenmesi gerektiğine işaret ettiler j TARKAN jEMRAH JBURAK KUT HEK ÇARŞAMBA, BÜTÜN BİK HAFTA! çağdaş. demokratik, laik bir hukuk devle- tinin yansımasıdır. Dışişleri Bakanlığı, in- san haklan konusundaki çalışmalannı ve önerilerini yakın bir tarihte Başbakanlığa ve insan haklanndan sonımlu Devlet Ba- kanlığı'na sunacaktır. Dış ekonomik Oişkiler: Dışişleri Bakan- lığı'nın başhca işlevi, Türkiye'nin ekono- mik büyümesine ve ticari gelişimıne dış si- yasetin katkısını getirmektir. Türkiye'nin dış ekonomik ilişkilerinin geliştırılmesi bağlamında Karadeniz Ekonomik işbirli- ği (KEİ), İSEDAK ve D-8 gibi çoğuna ön- cülük ettiğimiz bölgesel ve çok taraflı iş- birliğine katkılanmızı sürdüreceğiz. Hindistan ve Çin pazan: Dışişleri Ba- kanlığı, mevcut ekonomik beraberlikleri- mizin ve tercihlerimizin yerini almak üze- re değil, onlan bütünlemek ve çeşitlendir- mek anlayışıyla yeni ekonomik açılımla- nn siyasal altyapısını geliştırecektir. Bu bağlamda, Hindistan. Rusya, Cin benzeri büyük ölçekli ekönomilerle daha yakın ekonomik ilişkilerin temelleri oluşturula- caktır. AB: AB'ye tam üye olmak, Türkiye için anlaşmalardan doğan bir haktır. Bu hakkı- mızı en kısa zamanda elde etmek için, üze- rimize düşen her türlü gayretı göstereceğiz. AB'nin anlaşmalardan doğan yükümlü- lüklerinin ve uygulamafennın yakın takip- çisı olacağız. Geçmişte birçok siyasetçi boşuna umut şınnga etti. Yanlış yönlen- dirmeleryapıldı. Türkiye. AB üyeliğini bir saplantıya dönüştürmeksizin. bir yandan AB'ye tam üye olarak katılmanın tüm ça- lışmalannı sürdürecek bir yandan da ken- di siyasal ve ekonomik dinamizmıni dün- yanın her köşesine ulaştıracaktır. ABD: Dış siyasal dengelenmizde özel bir yeri olan ABD ile dostluk \e ittifak te- mellerine dayalı stratejik ışbirliğinı her alandageliştırmek düşüncesindeyiz. Eko- nomik ve siyasal ilişkilerin önünde zaman zaman engel yaratan yanlış izlenimleri gi- dermek gerekır. Bu bağlamda karşılıklı çı- karlara zarar veren dar açılı ve önyargılı yaklaşımlan etkisiz kılmak için çalışmalar _ yapılacaktır. Komşularla ilişkiler: Komşu ülkelere yaklaşımı- mızda, bağnnsızlık, ege- menlik ve toprak bütünlü- ğünün korunması ilkeleri işbirliği ve komşuluk ilişki- lerinin geliştirilmesi politi- kamızın temelinı oluşturur. Bunun yanı sıra, ortak menfaatler. içişlerine kanş- raama, sınır güvenliği ve terorizmle mücadelede iş- birliği, bu ilişkilerimizin öteki ölçütlerini meydana getirir. Bize dostça yakla- şana fazlasıyla dostluk gös- termek bizim geleneğimiz- dir. Dostluğa sığmayan davranışlara karşılık ver- mek ise doğaldır. Yunanistan: Yunanis- tan'la aramızdaki bazı an- laşmazlıklann sürekliliği- ne rağmen, Madrid zirve- sinde oluşturulan iyi niyet zemini, olumlu gelişmele- rin başlangıcı olabilecektir. Türkiye. bu ıyi niyet orta- mından yararlanmak karar- lılığındadır. Yunanistan'ın da bu yaklaşımı paylaşma- sı, Madrid uzlaşmasının üzerine banşçı gelişmele- rin bina edilmesini müm- kün kılacaktır. Kıbns: Kıbns Türk hal- kı. Türkiye'nin hem insa- ni. hem de siyasi ve asken güvencesi altındadır. Bu güvencenin kaynağında, uluslararası anlaşmalann garantör devletlere tanıdığı yetkiler ve verdiği görevler vardır. Kıbns Rum kesimi- ne yerleştirilen gelişmiş si- lahlar, anlaşması yapılan S- 300 füzeleri ve Yunanis- tan ile oluşturulan ortak as- keri doktrin gibi gelişme- ler. Kıbns'ın, sadece KK- TC bakımından değil. Tür- kiye için de bir güvenlik so- rununa dönüşmesine neden olmuştur. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ısrarlan sonucunda New York'ta başlayabilen ikili göriişme- ler ise. AB'nin yanlış ve hukuk dışı tutumunu sür- dünnesiyle gölgelenmiş ve görüşmelerin devamı. AB tarafından tehlıkeye sokul- muştur. Türkiye olarak bu olumsuz gelişmeler karşı- sında hareketsiz kalmak mümkün değildir. 1960 antlaşmalannı hiçe sayan AB karannın uygulama aşamasına gelmesı, Türki- ye ve KKTC cumhurbaş- kanlarının mutabakatlan ve TBMM'nin 21 Ocak 1997 tarihli karan çerçeve- sınde Türkiye'nin de KK- TC ıle kısmı bütünleşme sürecini gündeme getır- miştir. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bugün 19 temmuz... Türkiye'nin REFAH- YOL'dan kurtuluşunun birinci aydönümü. Erba- kan 18 haziranda görevi Cumhurbaşkanı'na iade etti. Edişoediş... Dünyada demokrasi oyununu oynayan her ülke- de, hükümet düşünce belirsizlik olur. Piyasalar dal- galanır, ekonomi dünyası boşluk doğabileceği kor- kusuylatelaşlanır... Bizde öyle olmadı. Piyasalar, Türkiye hükümet- siz kaldı diye sevindi... Halkımız mutluydu: "Nasıl olsa tekgüvencemizalın ten, gelmezbun- dan beteri..." Başta siyasilerimiz olmak üzere kamuoyu duru- ma iyimser baktı: "Her şeye rağmen ucuz atlattık. Daha beter bir durum da olabilirdi." REFAHYOL, devletin yolmadık kurumunu bırak- mamış, yaptığı işlerın çoğunu hukuk terazisinde tartmamış... Böyle bir miras bırakmış, mutluyuz... Ucuz atlattık ya... Hükümet, ayağının tozuyla akaryakıta rekor zam yaptı. Eskiden, yüzde 3-5 yapılır, yankılanması ön- lenirdi. Bu kez 32 kısım tekmilı birden deyip, yüz- de 32 yaptılar. Hükümet savunuyor: "Bunu yapmasaydık, para basmak zorunda ka- lırdık. Enflasyon azardı. Üç haneli rakamlara fırlar- dı..." - Eee... "Eesi varmı? Bunu önlemiş olduk. Aslında ön- lemi şimdiden almakla gelecek ekonomik felake- ti ucuz atlatmış oluyoruz..." Yani biz, sadece olmuş değil, olacak felaketleri de ucuz atlatırız... Olayları ucuz atlatınca tabii ucuz kahramanlık da para ediyor. Günlük yaşamımızla devam edelim... Doğalgaz sızıntısı olur. Yetkilı kurumun eleman- ları hemen olay yerine gelir. Ama onlar, onarım işin- den anlayan teknik eleman değil işletme ekıbin- dendir. Yusuf Can ve ilyas Gedik, yanlarına ok- sijen tüpü almadan, doğalgaz sızıntısına karşı hıç- bir işe yaramayacak "özel" giysiyle vana odasına girerler... Denizin dibine dalmak için kanat takıp atlamak gibi birşey... Can ve Gedik yaşamını yitirir... Doğalgazdan do- ğal bir ölüm: "Ucuz atlattık..." Neden; iki insanımızın bile bile cahilce ölüme gönderilmesinin ucuzu mu olur? "Olur tabii... Ucuz atlattık. Ya patlama olsaydı. Cadde ne hale gelirdi..." • - r Hayat pahalı, can ucuz... Bomba üretim fabrikasında sabahın köründe patlamalar başlar... Doğal olarak mesai de başlar. Ardından daha şiddetli patlama... Halk kenti terk eder. Patlamalar bütün gün sürer. Devlet büyükle- rini konutundan havaalanına götürecek helikopte- rimiz vardır ama, böyle bir felakete su sıkacak he- likopterimiz yoktur. Israil'den gelir... Ölü, yaralı... Trilyonlarca maddi zarar... Yöneticilerimiz durumu değerlendirir: "Ucuz atlattık..." - Nasıl yani? "Anlamıyor musun kardeşim? Yangın, büyük bombaların olduğu yere sıçrasaydı. Oradaki pat- lamalar kenti yerie bir ederdi. O zaman, şikâyet edeceğine sevin. Otur haline şükret. Ucuz atlat- tık..." Otoyolda iki otobüs yarışa tutuşur. Biri ötekinın üzerine, o alttaki ters yöne giden araçların üzeri- ne... insanlar kazayı seyre tutuşur. Kamyon, sey- redenlerin üzerine... Onlarca ölü, yaralı... Yetkili durumu değerlendirir: "Ucuz atlattık. Yolun hemen altında petrol do- lum tesisi vardı." Şu hayat pazarında en ucuz şey can... Hayat pahalı ama... Can ucuz... Ümit utku 'Görevden aLmtnam yasal değil' Haber Merkezi - Yol- suzluk iddialan üzerine Başbakan Mesut Yılmaz tarafından görevinden alınan eski Kıbns Türk Hava Yollan (KTHY) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Utku, karann yasal olmadığını belirterek "Böyle bir karar geçer- sizdir. görevimizin başm- dayız" dedi. Yaptığı yazılı açıkla- mada, THY'nın kendısi- ni genel kurul yerine koy- mak gibi ciddi biryanlış- lığa düştüğünü vurgula- yan Utku. mevcut yöne- tim kurulu ile denetçile- rin görevden almması ve- ya yerlerine atama yapıl- masının genel kurul ka- ranna bağlı oldugunu kaydetti. Mevcut yöne- tim kurulunun, ileride yapılacak genel kurula kadar görevinı sürdüre- ceğini kaydeden Utku, "THY yönetiminin hu- kuktan yoksun bu karan, her türlü kraatmda hu- kukn ilke edinen yeni hü- kümetimizin temel inanç- lanna aykın düşmekte- dir" diye konuştu. THY'nin bu kararı • üzenne yapılan değerlen- dirme toplantısmda. o- laydaki hukuki yoksun- luklann bir yazıyla THY yönetimine bildirildiği belirtildi. Türk Ticaret Kanu- nu'nun 275. maddesinın 2. paragrafı olan. "De^let vilayet ve belediye gibi amme hizmeti gören sek- törier, yine amme hizme- ti gören anonim şirketler- deki yönetim ve denetim kurullanna temsilci gön- derebilirier. Yukarıda anilan fıkrada yazılan anonim şirketlerde pay sahibi olan amme şahısla- nnı anonim şirket idare meclisi ve murakabe he- yetlerindeki temsilcileri- ni azletme yetkisine sa- hiptir" hükmünün anım- satıldığı açıklamada şun- lar kaydedildi: "Şirketimiz, devlete ait bir anonim şirket değil- dir. Ticari bir limited şir- kettir. Yönetim ve mura- kabe heyetinde devletin temsilcisi yoktur. Mevcut yönetim kurulu ve mura- kıplarunız genel kurulda oylanarak seçilmişlerdir. Bunlann görevden alın- ması veya yerierine ata- ma \apılması, genel ku- rulun toplanıp karar ver- mesine bağlidır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle