Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19TEMVUZ 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 11
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Alıcı ve arkadaşlan, aktif eğitim sisteminin altyapısını hazırlıyorlar
Aktif eğitim tophnnu sıçratacakSERDARKIZIK
Egıtim, sanyıllann en güncel konulanndan.
Tartışmalaı toplumun değışik kesımlerinde
sürdürülüyor. En son 8 yıl konusuyla daha sı-
cak bir tartijtna zemıninde irdeleniyor. Konu-
yu salt fıziksel sınırlannda algılamayanlar, ni-
telikle ilgil çeşıtli görüşler ortaya atıyorlar.
Kimıleri eğitimı "21. yüzyduı en stratejik si-
lahı" diyetenımlıyor.Kimilen toplumun kur-
tuluşunun eğitimle olacağını vurguluyor. Bu
arada çeşit.i modeller ortaya atılıyor. Aktif
eğitim de tunlardan biri. Model. klasik eğiti-
me alternatıfolarak sunuluyor. Modelin savu-
nucusu Dokuz Eylül Cniversitesı Tıp Fakül-
tesi Dekanı Prof. Dr. Emin Abcı. Alıcı ve ar-
kadaşlan. yaklaşık 6 aydır sürdürdükleri ekip
çalışmasıyla budönem fakültede uygulanacak
aktif eğitim sisteminin altyapısını hazırlıyor-
lar. Bu hazırlıklar sonucu ülkede ilk kez bır tıp
fakültesınde klasik tıp eğitımi terk edılecek,
yerine aktif eğitım getinlecek. Diğertıp fakül-
teleri kadar üniversiteler de Prof. Alıcı ve ar-
kadaşlannın hazırlıkJannı ilgiyle izliyor. Bu
arada Prof. Alıcı, ülkenın dört biryanında cağ-
nlı olduğu ünıversıteler. askeri okullar ve li-
selerde aktif egitimle ilgili konferanslar veri-
yor. Projelerinin toplumsal boyutunun önem-
inı özenle vurguluyor. Çok iddialı Prof. Alı-
cı. •'Ya bu neslin soykınmı devam edecek, ya
da aktif eğjtimle yeni bir nesil yaraölacak"" di-
yecek kadar...
- Eğitim konusu giderek güncelleşiy or. Siz-
ce de 21. yüzyıhn en stratejik silahı mı eğitim?
- Eğitim, toplumu şekıllendirmede en
önemli faktör. Bireyler arasındaki farkları
azaltıyor. toplumsal eşitliği sağlıyor. Yani top-
lumsal boyutu çok daha önemlı. Her açıdan.
Örneğin klasik eğitim verilen toplumu yön-
lendirmek çok kolaydır. ne söylenirse kabul
edilir. Belki de bu açıdan ilkokuldan itibaren
ezbere dayalı eğitim venliyor. Kimse, araştır-
madan. sorgulamadan söylenenlen kabul et-
sin diye.
- Tersi nasıl olmalı?
- Biz buna aktif eğitim diyoruz. Aktif eği-
tim sorgulayan, araştıran. tartışan bır eğitim
yöntemi. lnsan bir ile yedi yaş arasında nasıl
öğreniyorsa. bu sistemde de öğrenme yönte-
mi aynı. Yani doğal öğrenme. Doğal öğrenme.
gerçekten de aktif öğrenmenin bütün özellik-
lenni ıçınealıyor. Konuyu bırazdahaaçarsak.
• Prof. Dr. Emin Alıcı, ülkenin
kurtuluşunun aktif eğitimde olduğunu
söylüyor, birikimlerin sıçrama noktasına
geldiğini vurguluyor. Ona göre toplum
artık bir dönüm noktasında. 5 yıl içinde tıp
fakültelerinde, en geç 10 yıl içinde de tüm
okullarda aktif eğitime geçilecek.
ezberle yetişenlerkontrol merkezleri genellik-
le dışanda olan bireylerdır. Kontrol altındadır-
lar. Dahi bır kişi. böyle bireylerden oluşan
toplumu alır, istedıği yere süriikJer. Bir de ak-
tif eğitim sonucu kontrol merkezlen ıçte olan
bireyler vardır. Bunlann brr yerlere götürül-
meleri. kolay ikna edılmeleri mümkün değil-
dır. Çünkü kendilerine sunulan bilginin doğ-
ruluğunu araştınr. ondan sonra da bilginin ar-
kasından giderler
- Bu karşdaşbrma ömeklerini çpğaltsak-.
- KJasık eğitim almış kışilerde her zaman
bır doyumsuzluk vardır. paylaşmayı bilmez-
ler. bır ekip çahşmasmı bılmezler. Amaçlan
yalnız kendilerine yöneliktir. Hiçbir zaman
topluma yönelik amaç belırleyemezler. Hatta
aıleleri ıçın bir hedef belirleyemezler. Yalnız
kendilerine yönelik hedefleri \ardır. Aktif eği-
tim alanlarda durum farkhdır. Onlar bılır kı.
kişisel mutluluklan ancak toplumun mutlulu-
ğuyla mümkündür.
- Sistemlerin en önemli aynlık noktalan ne-
ler?
- Ezbercı eğıtımle büyüyenler yalnız öğre-
tilenlerle sınırlı kaldıkJan için kendı ayaklan
üzerinde duramazlar. Öğretılenlenn dışında
bır şeyle karşılaştıklannda kurtancı ararlar.
Ömeğin. ülkenın içinde bulunduğu durumda.
aman ordu gelsın bızı kurtarsın derler. Ya da
Atatürk gibi binsinin ortaya çıkmasını bek-
lerler. Hiç akıllanna gelmez, örgütlenmelen
gerektiği. Halbuki aktif eğitim alanlar. amaç-
lanna ulaşmak ıçin çalışmak gerektığine ina-
nırlar. Emeğin en yüce değer olduğunu bılır-
ler ve emekle bır yerlere gelinebıleceğine ina-
nırlar. lki sıstem arasındaki fark budur.
- Ya doğuştan fanatiklere ne dersiniz?
-Aktıfeğıtımalmışkışıler sürekli çevresın-
de olup bıtenlen sorgular, olanlan tartışır. Sü-
reç-sonuç ılişkisi kurmaya çalışır. Ezberle-
mekle akıllı olmak farklı şeylerdir. Ezberle-
mek, bazı bılgileri depolamaktır. Akıllı olmak
ise iki şey arasında bağlantı kurmaktır. Şöyle
anlatalım. aktif eğitim bır yaşam, bir düşün-
ce biçımıdır. Bu nedenle okullarla sınırlandı-
nlamaz. Evde. ofiste, fabrikada uygulanabi-
lır. Doğumla birlikte başlar. Ezbere dayalı sis-
temde düşünce, ıdeoloji ve spor fanatikleri,
dogmatik düşüncey e dayalı fanatikler yetişir.
Aktif eğitimdeyse fanatizm yoktur. Aktif eği-
tim alan bir kişi doğrunun yann değişebilece-
ğıni bılır. Tıpkı dürv anın bır zamanlar düz ol-
duğunun gerçek doğru olarak bilinmesı. ama
sonradan bunun yanlış olduğunun anlaşılma-
Doğu ve Giineydoğu'daki 13 ilde 19 Temmuz 1987den beri uygulanan olağanüstü hal 11. yılına girdi
Terörün kanhbüançosu:26 bin ölü
Güneydoğu'da mOyonlarca insan on yıldır silahlann gölgesinde yaşıyor. Bölgede 115 bin kişi terör olaylan nedeniyle devletgüvenlik mahkemelerinde yargdandı. (Fotoğraflar: CUMHURİYET)
ENVERSEVİŞ
Dt\ARBAKIR - Doğu ve
Güneydoğu'dakı 13 ılde 19
Temmuz 1987'de uygulanmaya
başlayan olağanüstü hal (OHAL),
10. yılını doldurdu. Bu süre
içerisinde 18 bin 19'u ölü olmak
üzere 22 bm 879 PKK'li etkisız
hale getırildi. Şenatçı terör örgütü
Hizbullah'ın 1598 militaru da
yakalandı. Olaylarda 4 bin 209
güvenlik görevlisi de şehit oldu. 4
bin 245 yurttaş yaşamını yitirdi.
Bölgedekı şiddet olayian
nedeniyle 115 bin kişi Devlet
Güvenlik Mahkemeleri'nde
(DGM) yargüanırken. 2 bını aşkın
yerleşim bırimı boşaltıldı. 300
binı aşkın ınsan da göç etmek
zorunda kaldı.
Doğu ve Güneydoğu"da 1984
yılından bu yana yaşanan terör
olaylannın kontrol altma alınması
v e etkin mücadele sağlanması için
uy gulamaya konulan olağanüstü
hal bugün 10. yılını doldurdu.
PKJC'nın en kanlı eylemlerini yaptığı bu süre
içersinde Güneydoğu korku bölgesı oldu.
Olağanüstü hal uygulamasıyla yoğun güvenlik
önlemlerinın alındığı ve PKK'ye karşı kapsamlı
operasyonlann yapıldığı bölgede terör olaylan
azalmasına karşın olaylann dinmemesi OHALı
sürekli tartışmalı kıldı.
26 bin ölü
Olağanüstü Hal Bölge Valiliği kaynaklanna göre.
Güneydoğu"da olağanüstü döneme gırilen 19
Temmuz 1987'den aynı yıhn sonuna kadar terörle
Kitle örgütleri ve siyasi partiler, 10 yıllık uygulamaları sorguladı
'OHAL yarardan çok zarar verdi'
DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)-Güney-
doğu'da 10 yıldan bu yana uygulanan olağanüstü
halin arrtk kaldınlması gerektiği belirriliyor. Ba-
zı kesimler uygulamanın şu ana kadar bölgeye
hiçbir yarargetirmediğini belirtirken, bazı kesim-
lerde olağanüstü halin güvenlik açısından yararlı
olduğu görüşünde. Diyarbakır'daki kamu yöneti-
cileri, kitle örgütleri ile siyasi partilerin temsilci-
lerinin olağanüstü hal uygulamasıyla ilgili görüş-
leri şöyle: Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Bi-
Bcan: "OHAL'in kalkması için şartlaroluşmuştur.
PKK'nin artık yurn'çinde harekât kabiliyefi kal-
madı. tyiye gktiş \ar. Derlenip toparlanıp, OHAL'i
kaldınp kaldırmamanın hesabını ivi yapmak la-
zım. Bu yıl içinde kalkabüir.*
Diyarbakır Bölge Barosu Başkanı HüseyinTay-
fiın: "Güneydoğu'da 1979 yılmdan beri devam e-
den bir olağanüstü yönetim var. Yani OHAL'in i-
lan edildiği tarihe kadar sdayönetinı mevcut idL
Olağanüstü halin hukukdevfetiyle bağdaştmlma-
sı hiçbir şekilde mümkün değil. İnsanlar OHAL
nedeniyle büyük sıkınb içerisinde. OHAL henıen
kalkmak Devlet demokratik olmah, demokratik
bir yapıya kavuşmak"
CHP Diyarbakır 11 Başkanı Avukat Mesut De-
ğer. "OHAL'in kaldınlmasında bfiyük bir yarar
\-ardir. Çünkü yarardan çok zaran oldu. Lygula-
manın getirdigi korucuhıksisteminin insanlara ne
denli zarar verdigini gördük.."
ANAP Diyarbakır tl 2. Başkanı Resul Özbay:
"OHAL'in kaldınlmasında fayda vardır diyoruz.
OHALin Güneydoğu'v a pek fazla bir şey getirdi-
ğim söyleyemiyonız.'*
GÜNSİAD 2. Başkanı Burhan Sümen "Ek&-
nomik anlamda OH \L flan edilmefi ve iş çevrete-
ri bu anlamda desteklennıelidir.."
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ab-
met Bfigin: "Artık ben ona olağanüstü hal demi-
yorum. Olağan haklir. Onun için de\am etmesi la-
am.Gmenliğin birparcası halinegekü,alışük.de-
vam etmesi gerekfc"
Tes-iş 1 Nolu Şube Başkanı ABÖncü: "OHAL
sorunlann çözümü yerine çödimsfizlüğfi daysü-
yor. Bölge sorunlan ve Kfirt sorununun çözümü
önündeengel teşkil ediyx>r. L'ygulamanm biranon-
ce kaldınlması ve daha demokratik yasalann ÇJ-
kaniarak yürürtuğe komılması gerekûV
Şırnak. Mardin. Sıırt. Batman ve Dıvarbakır
Tabipler Odası Genel Sekreten Necdet fpekyüz:
' Sorunlara çözüm getiremedi ürrtemedi.."
DSP Diyarbakır İl Başkanı Süleyman Tursun:
"Şu ana kadar çözüm olnıadı. Aksine, sorunlan
ağırlasOrdL Kakhnlmasında büyük fay dalar var-
dnf
mücadele kapsamında yürütülen operasyonlarda
çıkan çatışmalarda 51 PKK'li öldürüldü. Ancak
çatışmalar. baskmlar. pusular ve katliamlar bundan
sonra büyük hız kazandı. Son 10 yılda
Günevdoğu'da 18 bin 19"u ölü olmak üzere 22 bin
879 PKK'lı etkisiz hale getinldi. 4 bin 209 güvenlik
görevlisi şehit olurken. 9 bin 125'i de yaralandı.
PKK'nin köy baskınlan başta olmak üzere çeşıtli
saldınlarda 4 bin 245 sivil vatandaş yaşamını yitirdi.
5 bin 47"si de yaralandı.
Terör örgütü bu dönem içinde en çok kaybı 1994'te
verdı. Yıl içinde PKK'nin 4 bm 999 militanı
öldürüldü Ikincı en büyük kayıp dönemi ıse bu yıhn
ılk altı ayında yaşandı. Sınır ötesındekı
operasyanların da etkisiyle 1997'nin altı ayında
PKK'nin 4 bin 478 militanı öldürüldü.
Örgüt 10 yıl içinde lojistik açıdan da önemli kayıplar
verdı. PKK'lılerden 19 bin 628 uzun namlulu silah
ve 6 bin 327 tabanca, 1286 roketatar. 11 bin 604
roketatar mermisı. 15 bin 662 el bombası ile 3
milyon 228 bin 200 adet çeşitli cins ve marka mermı
elde edildı.Örgütün oluşturduğu yüzlerce sığınakta
yüzbinlerce ton gıda maddesi, giyecek, ilaç ve
örgütsel doküman ele geçırildi.
PKK ile birlikte son 10 yıl
içinde şeriatçı terör örgütü
Hızbullah'a da önemli darbe
vuruldu. Bir dönem hiçbir
militanı yakalanamayan örgütün
eylemlerı artınca kapsamlı
operasyonlar yapıldı. Çoğu son
beş yıl içinde olmak üzere
operasyonlarda 1598
Hızbullahçı yakalandı. Bu
kişilerden 444'ü tutuklandı,
1134'ü de tutuksuz yargılanmak
üzere salıverildı. Hizbullahçılar
gerçekleştirdikleri 529 olayda
255 kişiyi öldürdüler. 219 kişiyi
yaraladıîar. 55 adam kaçırma ve
kundaklama eylemine de
kanşan örgüt militanlanndan 77
namlulu sılah. 251 tabanca. 6'
bin mermı ve 40 adet el bombası
ele geçınldı.
Sosyal sorunlar
Son 10 yılda yaşanan kanlı terör
olaylan. Güneydoğu ekonomisi
ile sosyal yaşamını da vurdu.
Bölgede yaşanan şiddet ve terör
olayları nedeniyle bugüne kadar tam 2 bm 489
yerleşım birımi boşaltıldı. 318 bin 444 kişi de
bölgeden göç etmek zorunda kaldı. Yetkililer.
güvenlıği sağlanan 198 yerleşım birimine 19 bin 879
kışınin uzun bır aradan sonra geri dönüş yaptığını
söylediler. Güneydoğu'daki terör olaylan nedeniyle
aynı dönemde 115 bin kişi de siyasi davalar
nedeniyle DGM'lerde yargılandı. Olağanüstü halin
ılk uygulandığı dönemde Bölge Valilıği'ne Hayri
Kozakçıoğlu getırildi. Kozakçıoğlu'ndan sonra
Necati Çetinkaya. Ünal Erkan v e son olarak da
Necati Bilican görev ıni sürdürüy or
HÜSEYİN K.\LKAN
TOKAT- DHKP-C. TİKKO ve son ola-
rak PKK"nin 1992'den itibaren de eylem
alanı olarak seçtiği Tokat, şiddetini giderek
arttıran terör olaylan ile sarsılıyor.
Kentte terör olaylan TtKKO'nun
1992'de Almus Gümeleönü Köyü Jandar-
ma Karakolu'na yaptığı basbnla başladı.
îki enn yaralandığı bu olayda örgütün lide-
ri Baba Erdoğan da yaralandı. Olay yerin-
den kaçan Erdoğan"ın cesedi, yapılan ara-
zi taramalannda gömülü olarak bulundu.
Bu operasyonun sonunda Almus'a bağ-
lı Çambulak, Ansu ve Mescit köylennın
muhtarlan, muhbırlık savı ile köy meydan-
lannda halkın önünde TİKKO militanla-
nnca öldürüldüler. Almus Gümeleönü Kö-
yü Jandarma Karakolu'nun tekrar taciz
Terörün yeni hedefi: Tokat
edilmesi üzerine düzenlenen operasyonda
bin kız üç TlKKO'cu öldürüldü.
Bu olaylar üzerine güvenlik önlemleri
arttınldı. Önce JİTEM sonra da Özel Ha-
rekât Timı kentte görevlendirildi. Ancak
olaylann hızı kesilmedi. Terör 1994, 1995
yıllannda adam kaçırma, Reşadiye ile Al-
mus ilçelerinde jandarma ve polis karako-
lu baskınlan. araç kurşunlama biçıminde
sürdü. Kentte aynı yıl faili meçhul cinayet-
ler de görüldü. Almus Karadere Köyü ara-
zısinde 63 yaşında bir kişi tarlada öldürül-
müş olarak bulundu. Benzer olaylar Turhal
ve Zile'de de yaşandı. Aynı dönemlerde Zi-
le Devlet Hastanesi'nde çıkan çatışmada
bir astsubay şehit oldu, iki terörist öldürül-
dü. Benzer eylemler 1996 yılında aralıklar-
la sürdü.
1997 yılında terör olaylan hız kazandı.
10 nisan günü merkeze bağlı Yağmurlu Be-
lediye Başkanı Hasan Utku, muhbirlik yap-
tığı iddiasıyla iki terörist tarafından güpe-
gündüz öldürüldü. Bu sırada olaylara TİK-
KO ve DHKP-C'nin yani sıra PKK'nin de
kanştığı duyuldu. Ancak bu kanıtlanama-
dı. 26 mayıs gecesi Tokat'a 10 kılometre
mesafede bulunan Kurtuluş Un Fabrika-
sı'nı basan teröristler, fabrika sahibı Mus-
tafa Çhi, eski TEDAŞ Müdürü Nad Özen
ve TEDAŞ Başmüfettişi .\hmet Duygu'yu
kaçırarak öldürdüler.
Bu olayı incelemeye gelen eski tçişleri
Bakanı IVIeral Akşener'in Tokat'ta olduğu
7 haziran günü de Almus Oğulbey Köyü
Ovacık mevkiindekı ROLE ve Radyoling
tesisleri teröristlerce yakıldı.
5 temmuz günü, bir ihbar üzerine Niksar
Dönekse Köyü ormanlık alanında gizlen-
dikleri öğrenilen dört DHKP-C mılıtanının
yakalanması için yapılan operasyonda bir
uzman çavuş şehit oldu, bir er yaralandı. Te-
röristlerden yakalanan olmadı. Ancak sığı-
nakta ele geçirilen fotoğraflarda DHKP-C
ve PKK işbirliği ilk kez belgelendı. Fotoğ-
raflarda DHKP-C Tokat sorumlusu "Vusuf
Nhazi" kod adlı Selahattin Yavnz ile PKK
bölge sorumlusu u
San İbrahim" kod adlı
MehmetTopbaş v e diğer militanlannın yan
yana olduğu görüldü.
7 temmuz günü akşamı Niksar'da jan-
darma karakolu önünde patlayan bır silah
sonucu jandarma ile özel harekât timı ara-
sında çatışma çıktı. Olayın çıkış sebebi hâ-
lâ açıklanamadı.
15 temmuz günü saat 20.30'da Tokat-Al-
mus karayolunu kesen teröristler 10 aracı
durdurarak yolculann paralan ile bir müte-
ahhidın silahını gasp ettıler.
Kentteki son olay ise önceki gece mey-
dana geldı. \'alilık konağı arkasında park e-
den bir otomobılın altına konulan TNT ka-
lıplı saatlı bombanın patlaması sonucu 2
kişi yaralandı, çok sayıda araç ve bina da
hasar gördü.
sı gıbi. Hiçbir zaman iki kere ikinin dört et-
mediğmi bilmek gıbı.
- Peki sistemin en temel özeUiği ne?
- Eğer özgürlük ve demokrasi yoksa aktif
eğitim olamaz. Düşüncenin yaratıcı olabilme-
si için insanın özgür bır ortamda büyümesi ge-
rekir. Aktif eğitim. yaratıcı yönlen ortaya çı-
kanr. \aratıcı kişilerin en büyük özellikleri
düşleyebilmeleridir. Hayal kurmak. yaratıcı-
Iığın temelıdir. Eğer düşüncelenniz baskı al-
tındaysa yaratıcı olamazsınız. Temel özellik-
ler arasında bu konulan sayabılınz.
- Diğer ülkekrdeki yaklâşunlar nasıl?
- Bunu anlamak için yurtdışına sadece bir
gezınti yapmak yeterlı. Avrupa'nın herhangi
bır kentine, Iskandınav ülkelerine ya da
ABD'ye. Hatta bu ülkelerden bir film seyret-
mekbileyeterli.Filmlerdeilkokuldakibirço-
cuğun nasıl davTandığını görürsünüz. Çocuk-
lannın doğal öğrenme ortamları asla ortadan
kaldınlmaz. Iskandinav ülkelerinde insanlar,
çocuklanna okuma yazma konusunda bile
baskı yapmıyorlar. Doğal öğrenme yöntemi-
ni uvguluyorlar.
- bkokuida durum kötüleşiyor sanınm?
- Okulla birlikte çocuğun bırmez tükenmez
enerjisını, öğrenme ısteğini ezbere dayalı sıs-
temle köreltmeye başlanz. Çocuğa. benım de-
dıklerimin dışında hiçbir doğru yoktur. benim
koy duğum kurallar dışında kural yoktur şek-
linde yaklaşılır. Yaratıcı yönü, öğrenme şev-
kı bastınlır. Yeni başlayan çocuklan bir göz-
leyın ne kadar da hevesli giderler okullanna
ama zamanla bu heves yenni bıkkınlığa bıra-
kır.
- Geletim tıpta aktif eğitime. Siz ülkede ilk
kez bir ünhersitede. üstelik tıp fakültesınde
eğitim sistematiğini değiştiriyorsunuz.
- Bır yerlerden başlamak İazımdı. Ülkenın
başka çıkış yolu yoktur. Bugün asken lısele-
nmiz bir yıl önce bu sısteme geçtilerse biz ni-
ye geçmeyelim. Uzun bir dönem sürdürdüğü-
müz hazırlık çalışmalan tamamlanmak üze-
re. Bu dönem fakültede klasik tıp eğıtimini
kaldınyoruz.
'Yaratıcı güce ihtiyaç >ar'
- Nasıl oldu bu? Özel okullarda bile değil-
ken hiyerarşinin ağır bastığı bir yapıda aktif
egitimin uygulanması Uguiç
- Orduda da yaratıcı güce ihtiyaç var. Çün-
kü ıyı düşünen, yaratan insanda aynı zaman-
da dısıplin de yerleşır. Aktif eğitim görenler
bazı sorumluluklan da berabennde alırlar. Bi-
lindığı gibı son dönemlerde daha genış bir tar-
tışma ortamı söz konusu. Ordu da bu toplu-
mun bir parçası olarak tartışmalara katılıyor.
Bunun sonucu doğal olarak toplumda var olan
güzellıkleri yakalayacaklardır.
- Evet, übba dönelim.
- Tıpta bilgiler çok çabuk eskir. Birinci sı-
nıfta öğrenilenler son sınıfa gelindığinde es-
kir ve geçerlıliğıni yitirebilir. ya da unutulur.
Bugün öğrenciler teknik donanımlar açısın-
dan çok ıy i yetışemıyorlar. Yani bir doktoıun
damar iğnesi yapamadığmı. bir kalp knzine
müdahale edemediğinı gördük. Öğrenciler
hep şunu söylüyorlardı. Kendımizi mesleği-
mızde yeterli görmüyoruz. Şımdi bu aktif eği-
tim sısteminde ögrenci bilginin neye yaradı-
ğını, gereklıliğını anladığı ıçın onu unutma-
yacak. Yani öğrenci, klasik eğitimde neden
bunu bana öğretiyorlar dedığı zaman bulama-
dığı cevabı. artık alacaktır. Biz o cevabı gün-
lük senaryolar. günlük programlar içinde ve-
receğız.
- Sebep - sonuç ilişkisini kuracaklar»
- Evet. Yani öğrenmeyı öğrenecekler. Bil-
giye nasıl ulaşılır.bilgi nasıl analız edilir, bun-
lan vereceğız Aynca iletişim becenleri kura-
bilmelerini sağlayacağız. Mevcut sistemde bu
ıletışımı kurmak mümkün değil. Öğrenciler
iyi bir pratisyen hekim olamıyorlar bu iletişim
eksikliğı yüzünden. Öte yandan ekip çalışma-
sından söz etmek ıstiyorum. Ekip çalışması
içinde olanlar birbırlerinin özelliklenni bile-
cekler. Gemisinı kurteran kaptan misali, ben
öğreneyım kenara çekileyim olmay acak. Ken-
disi öğrenecek. diğer arİcadaşlanyla paylaşa-
cak ve grubun tüm elemanlanyla beraber or-
tak bır çalışma ıçıne ginlecek. O konuyla ıl-
gili tüm becenler bu süreç içerisinde ortaya
konulacak ve beraberce başanya ulaşılacak..
Kıvıkım toplumu saracak
- Aktif eğitimin toplumsal boyutu ağır bası-
yor._
- Evet, tamamıyla öyle. Tıp fakültesinin ya-
pısını değiştirerek toplumun dikkatinı bu ya-
na çekebılirsıniz. Tüm kesimlere aktif eğiti-
mı yayarsanız. toplum yaratıcı. üretken bır ha-
le bürünür.
- Bu projeyk ne zamandır ilgilisiniz?
- Ünıversitelerde. ilkokullarda. ortaokullar-
da. lıselerde her yerde bu düşüncenin yaygın-
laşması ıçın uğraş veriyorum. Bu düşüncenin
yaygınlaşmasıyla bu toplum bir yerlere gele-
cektir. Bir kere her gün 7-8 saat bu proje üze-
rinde çalışıyoruz. 30 kişilik. aktif eğitim sis-
temı çalışma ve fıkir üretme grubumuz var.
Sürekli çalışılıyor, gece gündüz diyebilirim.
Bu fıkir bütün Türkiye'ye yayılacak, başka çı-
kış yok.
- Kurtuluşreçetesigibi sunuyorsunuz...
- Evet Türkiye için kurtuluş aktif eğıtımdir,
başka hiçbir şey değil. Geçen ay ülkede çek-
tiğimiz sıkıntılar da buna dayanıyor. Her şey
buna dayanıyor. Bu konuda çaba gösteren yal-
nız ben değilim. TuıazTitizvar. AH Nesin var.
Başka eğıtimcıler de var.
- Bunu söylüyorsunuz ancak herhangi bir
hazırlık yok ki. Bırakın aktif eğjtimi, 8 yıl ko-
nusunda bile bazı çevrelerde bildiğimiz gerek-
çelerle direnç \ar.
- Yani şöyle söyleyeyim. Bu öyle bir kıvıl-
cım ki bır yerden başladığınız zaman bütün
toplumu saracaktır. .\ktif eğitimin cazibesi,
her kesimi kendisine çekecektir. Ya bu neslin
soykınmı devam edecektir, ya da aktif eği-
timle yeni bır nesil yaratılacaktır Bu da çok
geç değil artık. Bir dönüm noktasına ulaştı
toplum. Toplumsal olaylar analiz edilirse bir
sıçrama olacak görünüyor. Birikımler bir sıç-
rama yaratacak. Tıpkı ısınan suyun bır nok-
tadan sonrakaynaması gibi. İşte Türkiye şim-
dı bu noktada. Aktif egitimle çevresiyle ban-
şık. toplumuyla banşık, toplumun sorunlan-
nı kendi sorunu gibi kabul eden insanlar ye-
tiştinlecek. Mutlu, huzurlu bir toplum
varatılacak.