23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 TEMMUZ 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Yeniden Aksu Bir ağaç; kökünden yaşıyor, topraktan besleniyorsa eğer. dalına. gövdesine zarar da verilse kurumaz. Halkevleri 'nin üstüne yıllardır kinle gidildi. Binaları kapatıldı. yöneticileri baskı altına almdı, ama halkçılığın kökiine kibrit suyu dökülemedi. Halkevleri yeni fdizler veriyor. Son örnek, Halkevleri Giresun Şubesi 'nin çıkardığı alçakgönüllü "Aksu " dergisi. Halkevleri Giresun Şubesi Yönetim Kurulu üvesi ve derginin vazı mü'dürü Mehmet Yılmaz, "Aksu"nun. Eylül 1933 'te ilin kü'ltür, yazın ve sosyal yaşamına çağdaşlığın ilk göstergelerini sunduğunu yazıyor. O dönemde, kahvehanelere kütüphane köşesi konulması önerisi Aksu dergisinden gelmiş. Halkevindeki tiyatro kolunda 17 bayan sanatçı sahneye çıkmış. Yılmaz, amaçlarım şöyle dile getiriyor: "Halkevi, ilk kez 1930'lann gerisine düşen ilimizin yeniden sosyal, kültürel ve sanatsal zenginliğe ve görkeme kavuşması için önemli bir çabanın içine giriyor. Bu çaba, Aksu dergisini çıkarma çabastdır." Dileriz, Halkevleri Giresun Şubesi 'nin heyecanı ve diriliği. sanat, kültür ve halk eğitimi konularında derin bir durgunluğa giren Halkevleri Genel Merkez yönetimine de vansır. ISIK KA\SU Ölüme gönderen kafa yapısıÛnce İlyas Geyik 'in özel elbiseler giydigini, ağzına uyduruk bir gaz maskesi takıp delikten içeri girdiğini, bir daha da çıkmadığım izledik. Yusuf Can ın ise. arkadaşınm yitip gidişi karşısında çaresizlik, korku, telaş ve üzüntü ile karışık duygular içinde olduğu. oradan oraya koşuşturmasından belliydi. Delige bir baktı, ürküntüyle geri çekildî. arkasını dönüp itfaiye arabasına yöneldi. vazgeçti, delige doğru yürüdü. Çevresindekiler ona güveniyor. hatta onu görevlendiriyordu. Şoför Yusuf Can, başına kulaklık taktı ya, gaz fışkıran kör kuyuya girebilir, şipşak İlyas Geyik 'i dışarı çıkarabilirdi. Aşagıva inmeden Yusuf Can'ın yüzünde kuşkunun gölgelendiği apaçıktı. Ama, Anadolulu Yusuf "Ben inmem " demeyi delikanlılığa vakıştıramazdı. Biri çıkıp da "Gerekli önlemler alınmadan, hem de bir şoförün işi ne orada? " diye karşı gelmemişti bu işe zaten. Yusuf Can. sırf mertliğine sığınıp göz göre göre ölüme atladı.Sonra ekranlara, kaderciliğin, cahilliğin, geriligin, düşünmemekten koflaşmış beyinlerin dogalgaz çukurunda ölüme terk ettigi İlyas Geyik in cenaze törenine gelen tstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 'ın hali yansıdı. Badem bıyık, sanmtırak beyaz vüz ve kafada takke. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası ndan Ayfer Eğilmez ile konuşuyorduk. tşçilerin tGDAŞ ın açıkladıgı gibi "zehirienerek " degil, kuvverli dogalgaz kaçagı ana vana odasındaki bütün havayı dışarı attıgından "boğularak "öldügünü vurguladı. Hava bulunmayan ortama gaz maskesiyle işçi indirmenin "cinayet" oldugunu sövledi. Savını şu ömeklerle güçlendirdi: "Gaz maskesi zehirli gazdan korur, ama boğulmaktan korumaz. Deniz dibine tüpsüz gaz maskesiyle insan indirmek ne kadar akıl dışı ise, bu olayda izlenen yöntem de o kadar akddışı dır. Gelişmiş ülkelerde bu tür altyapı çalışmaian sırasında döşenen borulann üzerine dedeklörle arandığında sinyal verecek iletken bantlar korunarak vanayeri tespit edilir. Aynca, kaçak olan alana hiç kimse yaklaştırılmaz, aleve dayanıklı koruyucu elbise giyiiir, hava tüplû maske ile SS saniyelik bir zamanda alana çelik halatla girilip vana kapatılması islemiyapdır." Ayfer Eğilmez 'in her şeyin iman gücüyle \iiriivecegini sananlara bir çift sözü var: "Başta tstanbul Belediyesi ve İGDAŞ yönetim kademelerindeki ve teknik emniyet birimlerindeki bilgisizlik ve en önemlisi dogalgaz sektöründe gazlann kimyasal veflziksel özelliklerini bilen yetkin kimya mühendislerinin çalıştınlmaması, bu tür kazalarm daha da sıklaşacağı yönündeki korku ve endişemizi doğrulamaktadır. Kırıkkale ve tersane yangınları da aynı çarpık anlayışın sonuçlarıdır." Badem bıyık, sanmtırak beyaz vüz ve takke ile simgelenen kafa vapısı ülkeye ve ınsanlanna zarar veriyor. Ne ettin? Konya Valiliği 'nden alınan Zi- yaettin A kbulut 'un görevi süre- since ne eıtiğini bir Konvalı dan, CHPII Başkanı Musa Âkgül den dinleyelim: "RP lideri Necmettin Erba- kan geldiğinde, parti otobüsü- nün üstünden halka hitap etmiş- ti. Konya'daki RP'li belediye- lerle, RP 'yeyakınlığı ile tanınan îttifak, Kombassan, Sayhagibi şirketlerle, dinsel vakıflarla çok yakın diyalog kurmuştu. Tür- kiye 'nin din adamlan ile kalkı- nacağını söylerdL Döneminde Konyaspor 'a verüeceği iddiasıy- la tüm memurlann maaşlann- dan 250'şer bin lira kesildi. Aynca-,yine Konyaspor 'ayar- dım adı altında belediyeden, ba- yındırlıkian, milli eğitimden iha- le alan müteahhitlerden ikişer, üçer milyar lira alındu" Musa Akgül ün vorumu şu: "Konya'ya değil, RP'ye hiz- metettL Görevden aünması çok isabetlidir." Çekirdekten Muhabirimiz Hülya Karabağ- lı. DYP lideri Tansu Çiller'in Genel Idare Kurulu toplantısın- da dile getirdiği "Giden gitsin, çekirdek kadro bize yeter" yo- lundaki sözleri, partiden istifa eden Eskişehir Milletvekili De- mir Berberoğlu 'na aktardığm- da, şu karşılıgt aldı: ".\eyani, hep birlikte oturup kabak çekirdeği mi çitleyecek- ler?" Karabağlı, bu yanıtı bu kez DYP Başkanlık Divanı üye- lerine iletti. Onlann değerlendir- mesi şövle oldu: "Kabak, Berberoğlu 'nun ba- şında patlayacak." Anlaşıldıgı üzere. DYP kabak tadı veriyor. Yüksel Endeğer yazıyor • Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök dostumun kızı Gülümsün ile çok sevdiğim milliyetçi popçu Ercan Saatçi'nin düğünleri muhteşem geçti. Ben de oradaydım. Gerçi o kargaşada beni davet etmeyi unutmuşlardı ama insan, dostlarının kusuruna bakmamalı. Kalktım gittim. Başta sayın başbakanımız Mesut Yılmaz olmak üzere politikanın değerli şahsiyetleri, sohbetlerine doyamadığım işadamları, modernizmin neferi saydığım pop yıldızlan ve medya büyüklerimiz ortama ışık saçtı. Bence her açıdan hayırlı bir evlilik oldu. Yükselen insanlar, benzerleri ile evlenmeli. Bu kuraldan taviz vermezsek, yakın bir zamanda pırıl pırıl 'yeni çağ kuşağı'ru oluşturabiliriz. Her türlü gücü elinde bulunduran ve şöhrete doymayan 'yıldız nesil' böylece çoğalır ve at gözlüklü solculara inat her türlü değişim kolayca gerçekleşir. Genç çifti bir kez daha kutlarım. Sevgili arkadaşım, tüm açılardan meslektaşım Mehmet Barlas'a da bir önerim var: Sakın ha o güzel kızının ünsüz, silik, imajdan nasibini almamış birisiyle evlenmesine razı olma. Ortalıkta bir sürü bekâr ve süper popçu genç var. Tarkan da olur, Musti de. Benden söylemesi. Yeri gelir, imaj susuzluktan daha çok önem kazanır. Modem düşünce budur. ••• • Geçen hafta değerli bakanımız Necdet Menzir'e yapılan eleştirileri vatanım ve milletim adına gönüllü olarak göğüslemiştim. Onun her zaman destekçisi olduğumu, bunun karşılığında bir güzellik yapmak isterse nezaket gereği kıramayacağımı belirtmiştim. Sayın Menzir gazeteye bir açıklama göndererek, bakanlık olanaklarını hiç kimse için seferber etmeyeceğini söylemiş. Canı sağolsun. Ben onu ayalarım eskiyinceye kadar alkışlamaya ve bir numaralı destekçisi olmaya devam edeceğim. Hayatta her şey karşılıklı değildir. Olmayınca olmaz. • Avrupa Birliği, Türkiye'yi dışladı ya, dinozor tayfasına da gün doğdu. Bakın bu türün önde gelenlerinden sahte Kuyruklu İmajlar Altında Bip İzdivaç profesör Mümtaz Soysal konuyla ilgilı yazısını nasıl bitiriyor: "...Artık, Ankara için, düşünülebilir bir terihte tam üyetiğin - - - - gündemde olmadığını, yahut en azından yirmi- yirmi beş yıllık çok uzun bir bekletişin söz konusu oldugunu görme zamanıdır. Bu açıdan, kısa zamanda üyelik hayaliyle apar topar imzalanmış ve şimdiden yılda 10 milyar dolarlık dış ticaret açığı yaratmış bir gümrük birliğine değişik gözle bakıp inanılmaz saflığı onarma zamanı da gelmiştir." Ne demeli, bilmiyorum. Bunlar Batı'nın düşmanı sevgili okuyucum, uygarlığın, zenginliğin düşmanı. Münih'te borsacı Hans'a düşman, Londra'da silah tüccarı VVilliam'a düşman, New York'ta yeraltı zenginlikleriyle uğraşan Don Antonio'ya düşman. Batı kafasından daha iyi mi düşüneceksiniz? Modernizmin yaldızlı yolunda, yılda 10 milyar doların lafı mı olur? Siz böyle muhalefet ettikçe değil bizi Avrupa Birliği'ne almak, Eurovision şarkı yarışmasından da çıkarıriar, UEFA'dan da. Diplomatik alanda da sıkı şekilde etkinlik gösterecek bir "Batı Çalışma Grubu"nun oluşturulması gereklidir. Kıbrıs diye tutturmayalım. Avrupa tek devlet olduğunda ve biz de o bünyeye sızdığımızda. zaten hep birlikte olacağız. Lütfen global düşünelim. • • • • Bir numaralı Amerika düşmanı Doğu Perinçek'e devlet katında bu kadar itibar gösterilmesi gururuma dokunuyor. Şu an iktidar şansı bulunmayan Sayın Çiller'i savunmak için söylemiyorum. Fakat solcu tayfasına yüz vermeye başlarsanız, bunlar palazlanır ve ilk fırsatta sosyalizm garabetini hortlatır. İşçi Partisi de, Özgürlük ve Değişim Partisi de acilen kapatılmalıdır. ABD ve CIA ile olan dostane ilişkilerimize gölge düşmemelidir. Yine de doğrusunu komutanlarımız bilir. İnternet: htp/www/Hemen ABD ile ortak olup Mars'a yatırım yapalım, tesis açalım!.. HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK 3S _^«^««-L 37 ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI_ r ^>HT>\ ... r HARBİ SEMİH POROY Ml?! i Mi?\ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Teptmuz FRANSA-PRUSYA SAI/AŞ! BAŞUYOR! •fSTO 'TE BUSUN. FR/UiSA, SAVAŞ/Kn. OLAN İK.İ OEVLST İSH4NYA TAHn HSOEN P#£AJ£ LeoPOLP HOH£N20LL£RN Dt. F&IHSA, PfUJSYA 'NtH f Sfü OYUMU OLARAK GÖ&OÜĞİJ SU OU&JMA fCARŞl ÇtATTf. LSOf*Ol£> 'Ü# ÇEKİUMESİ IÇl'N YA'YA £LC VOLLAPf. K£P0£P<U/YC£ &esAH4fAÇTl. /AfPAeATOJÇ M'• AJAPOLJEON, 2fOSİN . <Aeçw, UZUSJ MeM&LU 7İi^e*££RinE Gu\f£NİYoıs£>u. P/suçyA KJSALI r. tv/LH£LM ise, İĞNELJ TÜFEKLE(ZİYL£ BtgAZ üAYtF AMAr 38OBİM /aŞİYLe GİKLÛ v£ OiSıPLINÜ OLAN OROUSUNOAN ÇJ>K Ş€Y BetujYoeJHJ- SOUuÇ OhlUJJ BEKLEP/£f 3/81 GE/SÇEKX£(£C£K, P/2AN&Z OfSOUSU eÜUJN CePHEl£Gİ>£ KBSİA) 8ıH POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEIVIAL Köprüler Yaptırdım... Bizde ulusal içki rakıdır. Ne zaman içkiye zam gelse bu rakıya demektir. Sahte rakı da piyasayı kaplar, aslını sahtesinden ayıramazsınız. Erbabı aslıyla sahtesi arasında bir karşılaştırma yapmış. Tekel ve rakı yazıları parlak. sahtede mat. Ger- çeğiyle sahtesi arasındaki farkı sıralıyor. Sanırsı- nız bir bilmece. Rakıya konan metil arasında da ayrım var. Biri 500 bin, öteki 50 bin. İyi para kötü parayı kovar derler ya iyi metil de kötü metili (sahte) dehler. Metil alkol için beyine sıkılan kurşun derler. Her şeyi yakar, yıkar. Bugün için değil, dün için de sahte rakıyla iyi rakıyı ayırmak kolaydır. Bazen kaçak rakı Tekel'i bastırır. Yeni hükümet birzamlarzincirinden geçiyor. Ye- ni hükümet (eskisiyle yenisi arasında bir gece ay- rımı var) daha işbaşı yapmadan Tekel maddele- rine (rakıya) zammı bastırdı. Hadi Refah rakı düş- manıdır diyelim, Mesut yılmaz hükümeti de mi rakıya düşmandır? Şöyle bir geriye bakacak olur- sak, REFAHYOL hükümeti de gelir gelmez, da- ha ayağının tozuyla rakıya zam yapmıştı, yani te- kel maddelerine zam.. Rakıya zammı eleştirirken, bir de baktık ki zam, rakıda (Tekel'de) kalmamış, birden her şeye ya- yılmıştır. Kâğıdın üstüne sanki mürekkep dökül- müş gibi... Derken zamlar bir yerde kalmadı, terör gibi yur- dun dört bir yanına yayıldı. Eskiler zammı alıştıra alıştıra yaparlardı, bunlar topuna sıvadılar. Bir köstebek çıktı her şeyi birbirine kanştırdı. Bir hafta önce yüce katlarda gördüğünüz biri, bir de bakıyorsunuz Mamak Hapishanesi'nde almış so- luğu... Mamak Hapishanesi'nden çıkan kişi dev- let koltuğunda oturuyor. Yavuz Donat, Demirel'le konuşuyor. Bunca karmaşa içinde vakit buluyor, konuşuyor. - Devletin görevlisi darbe raporu yazıyor. - Bunu, bana verseniz. - Daha bana gelmedi. - Daha gelmedi, bana da. - Bir devlet kurumu, öteki devlet kurumu hak- kında bilgi toplar mı? - Belli ki topluyor. O dönemin Başbakanı'na mektup yazdım. Hiç orah olmadı, her şeyi inkâr etti, "Vb/c."dedi. - Batı Çalışma Grubu? - Ordunun iç çalışma düzeniyle ilgili bir görev- lendirme... Hükümet emriyle kurulmadı ki, hükü- met emriyle bozulsun. Dengeler bozuldu. Düzen bozuldu daha önce. Bindiğim taksinin şoförü: "Teller düzen tutmaz." diyor. Bağlamada teller düzena tutmaz, teller bozu- lunca artık çekiver kuyruğunu!.. Yağmurların, otoyolların, yolların, köprülerin, yangın merdivenlerinin, otogarların, garların den- gesi kalmadı. Ha, bir de şu vardı. Ne vardı? "Köprüyezam!.." Köprüye zam yapılsın, sonra bir yerden öteye geçemeyiz. Bir Ankara havası var: Köprüler yaptırdım gelip geçmeye... BULMACA SEDAT YAŞAYAS 1 2 1 2 3 4 5 6 7 SOLDAN SAĞA: 1/ Halk dilinde termometreye verılen ad. 2/ Öykü. roman gıbı anlatı tür- lerindegırişbö- lümü... Tavır, davranış.3/Bır kundak üzenne oturtulan vebir zemberekle ge- rilen çelik yay. 4/ "Ya şev'k içinde harâb ol ya içinde gönül ' (Yahya Kemal)... Yanmemnun- -j luk belirten bir ünlem... Eski Mısır'da güneş tan- nsı.5/Birsoruekı... Ye- 3 linesişi.6/Yeryüzüpar- 4 çası... Muğla'nın bir ıl- c çesi. II Tanhöncesi dö- nemlerdetran'daveHın- " distan'ınkuzeyindeya- 7 şamış bir halk. 8/ Saz 8 şairi... Kutsal oldugu içm g dokunulmaması gere- ken şey. 9/ L'n elendikten sonra. elek üstünde kalan ka- buk kınntılan... tnsan ya da çalgı sesınin yükseklik ya da alçaklık derecesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Doğranmış ekmeği et su- yuyla pişirerek yapılan bir çeşıtyemek... Yöngöstermek içinbellıyerlerekonulan işarel. 2/Tavladabirsayı...Cilt- çilikte. kitap yapraklannı düzgün tutmaya yarayan ince örülmüş şerit. 3/ Uzak... Halk arasında negatif fotoğrafa verilen ada. 4/ Pasak... Çanakkale"nın bir ilçesı. 5/ Geri zekâlı. 6/ Fütüvvet şeyhi... Bırgıda maddesi. II "Taramış gerdana dökmüş, ibrişim saçlannf (Karacaoğ- lan). Fırat Irmağı'nın iki k'olundan biri. 8/ Fiyat... Sümer- lerde sağlık tanrıçası. 9/ Eski Türklerde kutsal sayılan hekim. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN 1997-1998 Öğretim Yılı ünı\ersıtemız Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'na ön kayıt ve özel yetenek sınavı ile 50 öğrenci (20 kız. 30 erkek) alınacaktır. Başvurunun koşulları: l.TC uvnıklu olmak. 2. 1997 ÖSS (Birinci Basamak) sınavından almış oldu- ğu sayısal ve sözel puanından bırinin 120 ve daha yukan olması. 3. ÖSS Birinci Basamak sonuç belgesinin noterden tas- dikli olması. 4. Herhangi bir sağlık kuruluşundan "Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bölümlerinin özel yetenek sınavına gir- mesinde sakınca yoktur" şeklınde sağlık raporu. 5. Nüfus cüzdamnın tasdikli ömeği. 6. tkı adet vesikalık fotoğraf (Son 6 ay içinde çekilmiş) Başvuru tarihi ve yeri: Başvurular 4-25 Ağustos 1997 tarihleri arasında mesai saatleri içinde Cumhunyet Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürlüğü'ne şahsen yapılacaktır. Belirlenen tarihler dışındaki başvurular ve eksik evrak- lar işleme konulmayacaktır. Sınav tarihi ve yeri: 26 Ağustos 1997 Salı günü saat 08.00'de Cusıhuriyet Üniversitesi Cumhuriyet Spor Salonu yanmda 1. Aşama Sınavı ile başlayacak \e II. Aşama Sınavı ile devam ede- cektir. Sınav hakkında ayrıntılı bılgiler Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürlüğü'nden temin edilebilecek "Sınav Kılavuzu" kitapçığındamevcuttur. Basın: 31457
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle