04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 1997 PAZARTESİ 10 HABERLERIN DEVAMI MMMKİMM Istanbul PB 24 Sınop B 17 Edirne PB 28 Samsun B 19 Çanakkale PB 24 Trabzon Kocaeli PB 28 Giresun B 22 B 23 Izmir 28 Ankara Y 28 Manisa A 3 0 Konya A 28 Aydın Denızli _A 31 Eskişehir Y 28 31 Sıvas Y 25 Zonguldak PB 21 Antalya A 29 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A A A A 36 26 30 34 30 32 27 21 24 Yurdun kuzey kesimle- ri parçalı buiutlu, Batı Karadeniz'in iç kesim- leri İç Ege ile İç Anado- lu'nun kuzeybatısı sa- ğanak ve gökgünjrtüB sağanak yağışlı diğer yerter az buiutlu ve açık geçecek. Rüzgâr, ku- zey ve doğu yönterin- den hafif ara ara orta kuvvette esecek. Hava sıcaklığında önemli bır degışıklık olmayacak. Budapeşte B Moskova B Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire B B B B B B B 23 20 20 29 22 30 31 Şam B 34 £ 3 Parçalı bufutlu Ssı Buiutlu k Çok buiutlu Yağmurlu ı Gok gıirultülu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada açan sorun: Generallerin emekliye sevk edilmesi! Takkeli'nin yakın mesai arkadaşı Gül Abdullah'a gazeteci, "Hükümetinizin komutanlan emekli et- me gücü var mı" diye soruyor. Soru ilginç. Yanıt da ilginç: Gül "Vazifesini yapan bir komutanı niye görev- den alalım ? Böyle bir şeyi ne kendi içimizde ne de dışımızda konuştuk" diyor. Bu sözlerden çıkan anlam: "Vazifesiniyapan ko- mL/fan"larasaygılılar(mış). Gül de kabul ediyor; de- mek ki laik, demokratik sosyal hukuk devletini, söy- lemleri ve eylemleriyle konjyan, kollayan komutan- lar "görevlerini yapıyoriar". Ne varki iktidanmızın ve Takkeli'nin Gül'ü, emek- lilik olayını "İçimizde de dışımızda da konuşmadık" derken önemli oranda kıvınyor. Gitsin, tabii sorabilirse sorsun Takkeli şefine; Şa- ibe Hanım, Genelkurmay Başkanı'na sorunu resmi bir dille söylemeden önce, partisinin başkanlık di- vanında konuyu konuştu mu, konuşmadı mı? Ar- dından Takkeli'ye hacca gitmeden önce, "Başba- kan vekili olarak Karadayı ya siyaset yaptığına inandıklan komutanlan emekliye sevk edecekleri- ni" söyleyeceğini bildirdi mi, bildirmedi mi? Bir dizi gelişmeler gösteriyor ki Şaibe Hanım, bal gibi TSK'ye karşı kimi planlarda Takkeli ile "tam bir mutabakat halinde" bulunuyor. Şaibe'nin son davranışları "ordu korkusunu ber- taraf etmeye" dayanıyor. Bu oyunları, sakın, de- mokratik rejimi kurtarma çabalanna bağlamayınız. Şaibe, bir müdahale olursa kişisel dosyalannın ba- ğımsız Türk yargıcının önüne konulacağı kuşku- suyla tir tir titriyor. Karşı plan Takkeli ve çevresindeki takkeli takım ise: Her anlamıyla tam bir ordu düşmanı! Hemen her gün bu yargının kanıtlan ortaya çıkı- yor. Takkeli'nin TSK'yi yere göğe sığdıramayan de- meçlerine, söylemlerine, meydan nutuklanna ina- nabilir misiniz? Eskilerin "riyakâhık" dedikleri, günümüzdeki ya- lın sözcükle "yalancılığı" yüzündeki herçizgi kanıt- lıyor. Gözlerine bakın, gözlerine: Hiç yerinde duru- yor mu? Bir sağa bir sola! Sağdan yalana, soldan yine yalana dönüp duruyor. Dikkat ederseniz; Takkeli ile takımı, ordudan ge- len ya da basında yer alan her hakareti sineye çe- kiyorlar. Zira onların kısa, orta ve uzun vadeli "or- duyu teslim alma" planlannda ilk hedef hakarete yanıt vererek "laik cepheye prim sağlamamak". TSK ile RP arasında herhangi bir sürtüşme olma- dığını durmadan yineleyecekler, arada bir Ibrahim Halil Çelik gibi RP'lilerin kan kokan ağızlannı aç- malarına izin verecekler ve gide gide ortamı hazır- layarak tek başına iktidara geldiklerinde laik, de- mokrat cumhuriyet ordusunu tasfiyelerie "kendile- rine benzetecekler"'. İlk işareti, ilk kanıtı işte: Şaibe ile Takkeli'nin ke- sintisiz 8 yılı uyutmakta "mutabakata vardıklan" söylenen ikili görüşmedeki kimi ifadeler. Şaibe'ye ne diyor Takkeli: "Meclis 1 temmuzda kapanır, 1 ekimde açılır. O arada 30 ağustos var, atamalar, ter- filer var. Bu dönemde gündem daha çok değişir." Planın bir başka ayrıntısını açık seçik söylüyor Takkeli. 30 ağustosta, ordudan ayrılacak komutan- ların yerine "kendilerinden saydıkları yüksek rütbe- lilehn geleceğini, böylece ordu engelini aşmakta bir adım daha atacaklanm" açıklıyor, duyuruyor. Şaibe ise Takkeli'nin amaçlannı hâlâ kavrayama- mış; sanıyor ki Takkeli, imam-hatiplerin ortaokulla- rını kapattırmama peşinde! Ya da Şaibe; ordu engelini aşmayı öngören tak- keli planının bir parçası, hatta uygulayıcısı olmaya hazır! A'dan Z'ye takkeli takımı, laik cumhuriyetin Islam cumhuriyetine dönüşmesine tek engelin TSK oldu- ğunu biliyor. TSK engelini aşmak için ellerinden ne gelirse ya- pıyor, ne verilmesi gerekiyor ve isteniliyorsa ve de istenilirse vermeye hazırlar. Evet; verirler, her şeyi verirler! Şeriat provası• Baştarafı 1. Sayfada ucu Sirkeci diğer ucu Beyazıt Meydanı'na kadar uzandı. Kalabalık miting süresince "Kafirlerin korkusu, Muhammedin ordusu", "Imam-Hatipler kapanlamaz", "Burası Tür- ldye,lsraQdeğir ve "Kuran'auzananeflerkı- rüsın" sloganlan attı. Miting alanma Türk bayraklanyla gelen kalabalık arasından bazı gmplann yeşil, siyah, kırmızı ve mavi renkli, üzeri Aıapça yazılı bayraklar sallaması dikkat çekti. Mitingte konuşan TBMM Başkanveki- li ve RP Çorum Milletvekili Yasin Hatipoğiu milletin IHL ruhu ile yücelecegini, tHL'lere en küçûk bir katkısı olmayanlann bu okullan ka- patmaya da haklan olmadığını söyledi. _ ANAP Yozgat Milletvekili Ismail Durak Ünlü de IHL konusunun siyasetin değil, eği- timin konusu olması gerektiğini savundu. Un- lü, "tHL'ler maalesef siyaset mal/emesi yapıl- dL Hükümet net tavır almaü. Bazı siyasiler, si- yasi intihan göze almah" diye konuştu. BBP Genel Başkan Yardımcısı Recep Kı- nj ise İHL ve kuran kurslanna kimsenin za- rar veremeyeceğini, buna izin verenleri mil- letin sandığa gömeceğini söyledi. RP Istanbul Milletvekili Mehmet AtiŞahin de milletin ço- cuklannı istedigi yerde okutmasma kimsenin engel olamayacağını savundu. YDP Genel Başkanı Hasan Ceial Güzel ise alanda bulu- nan kalabalığın, salonlarda 9. Senfoni dinle- yen değil, ezanla, tekbirle, mehterle dünyaya yürüyen gerçek ve çağdaş Türkiye olduğunu söyledi. ONDERGenel Başkanı IbrahimSol- maz ise öğrenim haklannı ve inanç hürriyet- lerini sonuna dek savunacaklannı belirtti. Ilim Yayma Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi Mus- tafa Ergun da 8 yıllık temel eğitimi isteyen- leri bir avuç mutlu azınlık olarak niteleyerek milletin değerlerine saldınlmamasını ıstedi. Ergun. milletle ordunun karşı karşıya getiril- mek istendiğini savundu. Istanbul "daki 23 İHL'nin okul aile birlikleri ve korumadernek- leri adına konuşan Orfaan Töz de devletin ve- li olamayacağını, milletin çocuğunu istedigi okula vereceğini belirtti. Ensar Vakfı Başkanı Ahmet Şişman ise 8 yıllık temel eğitimin bahane olduğunu, mille- tin kendini, aslını, alınterini inkâr etmesinin istendiğini savundu. Mitinge katılanlar ara- sında şu isimler dikkat çekti: RP Erzurum Mil- letvekili Aslan Polat, RP Istanbul Milletvekil- leri Azmi Ateş. Mustafa Baş.Ekrem Erdem. Hüseyin Kansu, Erzincan Milletvekili Tevfik Karakaya, Adıyaman Milletvekili AhmetDo- ğan, Tokat Milletvekli AbdnDah Astan, ANAP Samsun Milletvekili Adem Yıldız. Beyoğlu Belediye Başkanı Nusret Bayraktar, Sanyer Belediye Başkanı Yusuf Siilün. Eyûp Beledi- ye Başkanı Ahmet Genç, Bağcılar Belediye Başkanı Feyzıülah Kryıklık, Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Nabi Koçak ve ML'SİAD Başkanı Erol Yarar. Gazetecilere saldırdılar Mitingin dağılması sırasında Sultanahmet Tûrbesi'nin kubbelerine çıkan yüzlerce kişi şeriat bayrağı açarak, "Ya şeriat, ya öüun", "Kahrolsun laikdiktatörtük" ve Kemafist dik- ta, Israil'e kukla" sloganlan attı. Türbenin ar- ka tarafına merdivenlerle çıkarak operasyon düzenleyen Çevik Kuvvet polisleri, grubu aşağı indirdi. Sultanahmet Parkı'nda tekrar bir araya gelen şeriatçılar. "Sadlmış medya rl sloganlarını atarak gazetecileri tartakladı. Basın mensuplan ile göstericiler arasına giren polis, grubun önünü kestı. Şeriatçı sloganlar atan ve tekbir getiren 500 kişilik gnıp, Ak- saray'a kadar yürüdükten sonra dağıldı. Mitinge katılan kalabalık Sultanahmet Par- kı'ndaki bir ağacı devirirken telefon kulü- belerini de kırdı. Belediye yetkilileri, mitin- gin Sultanahmet Meydanf nda yapılmasının sakıncalanna dikkat çekerek "Parkm bütün çünenleri ezildL Havuzdaveparkalanında çöp kiimeleri oluştu" diye yakındılar. Hareııı-solaııılık tstanbul HaberServisi - Mitmgin gerçekleş- tirildiği Sultanahmefin tüm giriş noktalann- da kademeli aramalar yapıldı. Aramalarda makas ve bıçak ele geçirildi. Miting başladık- tan sonra ise aramalar azaldı, gelenler alana gnıplar halinde altnmaya başlandi. 9 Içişleri Bakanlığı'nm emri uyannca po- lis sabah saatlerinde yaptığı aramalarda cüb- beli, çarşaflı ve sanklı kişileri alana almazken, mitingin başladığı saat 11.00'den itibaren her türlü giysiye göz yumuldu. # Sabah saatlerinde kapıda engellenen cüppeli ve sanklılar ise alana önceden sokul- muş minibüslerde sakladıklan mukavva kutu- lardan çıkardıklan giysilerini giydiler. # Istanbul Emniyeti miting alanınagüven- lik önlemi olarak kameralı 4 Akrep panzer, su sıkmalı 3 panter ve zırhlı 11 panzer, bir heli- kopter ve çok sayıda çevik kuvvet yığdı. Sul- tanahmet Camisi Ayasofya Müzesi'nin mina- relerine de özel tim yerleştirildiği dikkat çe- kerken, polis Emniyet'e Yerebatan Sanııcrnın giriş kapısının yanuıda kurduğu kameralarla canlı yayın yaptı. Alanda Istanbul Emniyet Müdür yardımcılanndan Mehmet Çağlar, Hü- seyin Arpacı ve Yaşar Keskin hazır bulundu. # Mitingin başladığı sırada okunan Istik- lal Marşı sırasında alandaki gençlerin çoğu ellerini kaldırarak Hizbullah ve RP işareti yap- tılar. # Miting için alanda toplanılan erken sa- atlerden itibaren kürsüden sürekli Türk bay- rağından başka afişlerin taşınmaması. belirle- nen sloganlar dışmda slogan atılmaması yö- nünde uyanlarda bulunulmasına karşın ço- ğunluk bu uyanlara uymadı. Bazı kişilerin Arapça yazılılann bulunduğu kırmızı, yeşil ve siyah bayTaklar salladığı görüldü. Alanda, "Kurandüşmanlan sizteri luübimizde kbm et- tik. BaO uşağı medya başın sağolsun". "Kuran kurslan ve ünam-hatipler. batmaktadır kafi- rin gözfine, acınm rükürüğüme billahi tükür- sem yûzüne" gibi hakaret dolu afişlenn yanı sıra DYP lideri TansuÇfflerın sık sık kullan- dığı "Ezaniar susmaz, bayrakiar inmez" slo- ganın da afişler üzerinde yer alması dikkat çekti. # Sultanahmet'tekiler aynca Miting Tertip Komitesi tarafından yasaklanmış olmasına karşın sürekli olarak üzeri Arapça yazılı yeşil bayraklar açıp. "Burası Türkiye tsrail değü", "tmama uzanan eller kınlsın" sloganlan attı- lar. # Mitinge katılan MÜSİAD Başkanı Erol Yarar, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken MGK'nin halkın üzerinde olmadığını belirte- rek, kesinlikle imam-hatiplerin kapatılama- yacağını savundu. # Kadınlar ve erkekler haremlik-selamlık kurallanna göre miting alanında yer alırken er- kek gazetecileT kadınlann bölümüne sokul- madı. % Milli Gençlik Vakfı üyelerinden görev- lendirilen kollannda mavi bant takılı alan gö- revhlergazetecilerinı rahatçalışmasmı engel- lediler. # Mitinge gelenler vapurlarda da yolcula- ra eğitimde 5 artı 3 'ü savunan bildiriler dağıt- tılar. # Konuşmaiar sırasında Atatfirk adı geç- tiği sırada kalabalıktan yuhalama sesleri vük- seldi. RP'li TBMM Başkanvekili Yasin Hati- poghı ve RP Istanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin. kalabalığı susmalan için uyardı. # MesutYıtanaz adı her geçtiğınde kalaba- lıktan yuhalama sesleri yükseldi. # Pankartlarda ve sloganlarda "seçim san- dığmı unutma" vurgulaması yapıldı. Anneler demokrasi istiyor • Baştarafı 1. Sayfada hayatlannın her aşamasında huzur içinde \ aşatmak görevimizdir.™ TBMM Başkanı Mustafa Kalem- li, sevgi \e şefkatin kaynağı olan an- neleri u en jiice ve en aziz varlıkları- mız" olarak niteleyerek "Onlarasev- gi ve saygı duygulanyia doluyuz" de- di. Anneler Günüdolayısıyla ANAP Genel Merkez Kadın Kollan Genel Başkanı Ediz Terim başkanhğında- ki bir grup ANAP"lı kadın. Zübeyde Hanım Meslek Lisesi bahçesındeki Zübeyde Hanım Anıtı'na kırmızı be- yaz karanfillerden oluşan bir çelenk ve kırmızı güller koydular. ANAP Genel Merkez Kadın Kollan daha sonra Ümitköy Huzurevi'ni ziyaret ettiler. Ankara Büj-ükşehir Beledi- yesi de Anneler Günü dolayısıyla Aktepe Stadyumu'nda bir konser düzenledi. CHP Istanbul tl Kadın Kurulu'nun Zübeyde Hanım büstü önünde düzenlediği etkinlik "Türki- ye laiktir laik kalacak", "Türkiye Iran oünayacak" ve "En büyük an- neZübeydeAnne" sloganlanyla baş- ladı. Muhabirimiz Hatice Biçer'in ha- berine göre CHP, Sıvas'ta .\nneler Günü için bir program düzenledi. Programda. Tolga Çandar, Gülşen Altuğ ve Müslüm Sümbül de konser verdi. CHP Genel Başkan Yardımcı- sı Adnan Keskin ve Kadın Kollan Komisyon Başkanı GüJdal Okudu- cu, Sıvas'ta Anneler Günü programı- nın düzenlenmesindeki amacın, Tür- kiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu il- de Türkiye Cumhuriyeti 'nin ilelebet yaşatılacağı sesinin yükseltilmesi ol- duğunu söyledi. Bedensel Engelli- lerle Dayanışma Derneği de sanatçı Perihan Savaş'ı yılın annesi seçti. Anneler Günü nedeniyle DSP'liler de Zübeyde Hanım büstüne çelenk koydular. Burada konuşan DSP II Başkanı Mehmet Yüceer, Refah Par- tisi zihniyetinin kadınlan eve hap- seüne düşüncesini fırsat buldukJan anda hayata geçirebilecek bir zihni- yet olduğunu savunarak "Bu anlayış Afganistan'daki Taleban kafasıdır, Cezavir'deki dinci cellat kafasHnr" diye konuştu. Anneler Günü etkinlikleri kapsa- mında Türk Anneler Derneği yöne- ticileri, Taksim Cumhuriyet Anıtı 'na çelenk koydu. HADEP Istanbul II Kadın Komis- yonu da Anneler Günü nedeniyle Taksim'de bir gösteri düzenledi. Bahçelievler Belediye Başkanlığı ise Anneler Günü'nde "Yılın Annesi" olarak Şehit Teğmen TamerAydm'ın annesi NafiyeAydın'ı seçti. tzmir'de de Atatürk'ün annesi Zübeyde Ha- nım, Anneler Günü'nde Karşıya- ka'daki mezan başında anıldı. Siyasi partilerin kadın kollan üy- leri, sivil toplum kuruluşlan ve ka- dın derneklerinin katıldığı törende anneler, Atatürk'ün "Dünyada gör- düğünüzher şe> kadınlanneseridir" sözlerinin yazılı olduğu balonlar ta- şıdı. Öte yandan Karşıyaka Belediyesi tarafindan Anneler Günü nedeniyle düzenlenen Zübeyde Hanım Koşu- su'nun bu yıl dördüncüsü yapıldı. Ceyhun Atuf Kansu için 'Kuvayı Milliye' izlencesi Prof. Asım MuÜu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şair Cejhun AtufKansuadına on ikin- cisi düzenlenen şiir ödülünü kazanan Cha Uysal, bugün yapılacak törenle plaketinı alacak. "Kuvayı Milliye Def- terinden" adlı izlencenin de sunulaca- ğı tören. TÜBİTAK Feza Gürsey Sa- lonu'nda saat 18.30'da başlayacak. Oya Uysal'ın "Uçuruma Düşen Ne- hir" adlı dosyasıyla kazandığı ödülün verilmesi nedeniyle düzenlenen tören- de Rüştü As>ah. Berin Ötenel ve Er- dsü Küçükkömürcü. Kansu'nun "Ku- va>ı Milliye Defteri" adlı şiir dizgesin- den örnekler sunacak. Opera sanatçısı Ufuk Karakoc da geceye türküleriyle katılacak. İlk kez 1986 yılında konulan ödü- lü, 1993 yılında Sıvas'ta öldürülen Behçet Aysan "Eylül" yapıtıyla kazan- mıştı. Ardından, sırasıyla Şükrü Er- baş. Emirhan Oğuz, Müslim Çetik, Sa- lih Bolat. Ahmet Ada, Hüseyin Yurt- tas. Hida>etKarakuş. AbdülkadirBu- dak, Ali Cengizkan ve Gültekin Em- re Kansu şiir ödülünü kazanmıştı. • Baştarafı 1. Sayfada zılanyla gazetemizin konuk yazar- lan arasında yer alan Prof. Asım Mutlu için yine bugün saat 11.00'de de mezunu ve üyesi olduğu Mimar Sinan Cniversitesi'nde bir tören ya- pılacak. MSC'deki öğretim üyeliğin- den önce aynı okulun temelini oluş- turan GüzelSanaÜarAkademisi'nde 1959-1966 yıllannda ".^kademi Baş- kanhğı" yapan Mutlu, 1957-1959 ve 1976-1979 dönemlerinde de akade- minın Yüksek Mimaruk Bölümü Başkanhğı'nı yüriitmüştü. 1913 do- ğumlu olan Mutlu, Güzel Sanatlar Akademisi'nden yüksek mimar ola- rak mezun olduktan sonra 1940'ta asistan, 1943'te öğretim üyesi ve 1969'da da profesör oldu. Istanbul'da Haseki Hastanesi tedavı kliniği ile Guraba Hastanesi ortopedi kliniği binalanmn da miman olan Mut- lu'nun tasarladığı çok sayıda ev Is- tanbul'un çağdaş mimarlık örnekle- ri arasında yer alıyor. Cumhuriyet'teki son yazılannda "İstanbul'u kurtarmak için tüm mi- marlan göreve çağıran" Asım Mut- lu, yetiştirdiği öğrencilerin bugün öğretim üyesi ve profesör olmalan nedeniyle de "hocalann hocası" ola- rak tanınıyor ve çok seviliyordu. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ler vermekten vazgeçin. Bu gibi eli silahlı, kanunları hiçe sayan, kendi- ni yargı, infaz memuru, hatta Allah yerine koyan insanlara verdiğiniz bu tür unvanlann onlan onur- landırdığını, dahası meşru kıldığını görmüyormu- sunuz?.." Yukandaki metin, duyarlı bir yurttaşa ait. Son günlerde, gazetelerde, televizyonlarda yeraltı dünyasına ilişkin haberier, yazının başlığındaki gi- rişle başladığı için dayanamamış, bir metin hazır- layıp gazetelere, televizyonlara göndermiş... Yazıyı iki kez okudum. Yurttaş gerçekten hak- lı. Altına adını soyadını ve telefonunu da yazmış. Zaman zaman siyasi toplumsal gelişmelere iliş- kin "yurttaş duyartilıklanna"tan\k oluruz. Arkadaş arar, tümceleri art arda sarar: "Devletteki kadrolaşmanın öneminin farkında mısınız? Niçin yeterince üzerine gitmiyorsunuz? Biz bu devleti sokakta bulmadık. Gazeteler böy- le bir dönemde işlevini yerine getirmeyecekse ne zaman getirecek? Bakın, isim veriyorum. Şu bakanlıkta şu kişiler hakkında rüşvet almaktan dava olduğu halde bu iktidar döneminde yüksel- diler. Niçin yazmıyorsunuz? Şu bakanlıkta da iha- leleriçin önce parti merkezinden olur alınıyor..." "Uyan" uzar gider. Okur bütün bunlann ardın- dan ekler. "Haaa, sakın ola adımı yazmayın. Yoksa başı- ma bir iş gelir. Hesabını sizden soranm..." Bu kez öyle olmadı. Yazının başındaki metni fakslayan Hasan Tüfekçi'yi aradım. Adını kulla- nıp kullanamayacağımı sordum, "Elbette" dedi. "Kullanabilirsiniz. Hukuk devleti olma iddiasın- daysak bu durumu daha fazla kabul edemeyiz..." Ülkemizde gerçekten de bir hukuk devletinde olmaması gereken garip özgürlükler yaşanıyor. Acıklı güldürülerle dolu gariplikler ülkesi olduk... Yasaları delmek serbest, yasaların daha sağ- lıklı olmasını istemek suç... Yeraltı dünyasının tanınmış adamı olmak ser- best, yer üstünde her türlü yasaya uygun etkinlik gösterme çabası suç... Tetiği kullanmak serbest, aklını kullanmak suç... Örnekler aldı başını gidiyor. Medya BM gözlemcisi mi? Konunun devleti, hukuku, toplumu ilgilendiren yanlan değil bir köşe yazısına, derin araştırmala- Ya medyay»ilgilendiren yaru? Medya; kendisine çuvaldız, iğne bir yana, kü- çük birtopluiğne batırsa... Önce şu sorunun yanıtını net vermek gerekiyor: Türkiye'de medya Birleşmiş Milletler gözlem- cisi mi hukuk devleti özlemcisi mi? Yanıt ikincisiyse medyanın, "Ben habere haber demem sekiz şiddetinde sallamayınca" mantı- ğından kurtulması gerekiyor. Yazının başlığına gelirsek: "Yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden..." Ne demek tanınmış? İki anlamı var. Birincisi, çok iyi bilinen, herkesin tanıdığı... Ikincisi, kabul edilen... Konumuzla ilgisi yok ama, Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin "tanınması" için ciddi çabalar harcıyoruz... Yani tanınma sözcüğü o kadar hafi- fe alınacak bir durum değil... Ama biz yeraltını tanıdık çıktık... Böyle olunca durum devam etti. Pek çok medya üyesi artık ye- raltı dünyasının "tanınmış" ismiyle, "tanıdık çıkı- yor"... Bir ülkede bir kişi hem yeraltındaysa hem de ta- nınmışsa durum vahim demektir. Her şey bir ya- na fiziki bakalım. Yerin attı, üstüne gelmiş demek- tir... O zaman da her şey alt-üst olur... Bugün Türkiye'de yaşanan bu. Burada fatura tümüyle medyaya kesilemez a- ma, acaba medya yeraltı dünyasına kapılannı aç- mak yerine, yeraltı dünyasının kutularını açsa... Daha hukuklu bir Türkiye'nin kapılannı açmış ol- mazmı? Eğer bunu başaramazsak Türkiye bambaşka bir başarıya imzasını attı atıyor... Yeryüzünde devlet-mafya ilişkilerinin "sınırsız demokratik" olduğu tek ülkeye doğru gidiyoruz... POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Müzeler Kenti... Bir dostum yıllarca müzeler kentinde oturdum da bir müze görmedim diye acınır. Dolmabahçe Sara- yı'nın önünden kaç kez geçtim de müzedir diye baktığım olmadı. Şaşarsınız, ama şaşmayın! Bugün büyük otellerin yanında irice birotele ben- zeyen Dolmabahçe, o zamanlar görkemli bir saray- mış. Fransızlarla iyice dost olan Abdülaziz, Fran- sızlardan borç alarak yaptırmış. Bir padişahın bir kraldan borç alarak saray yaptırması ne hazin! Pa- dişah borçlandıkça kral kesenin ağzını açar. Boğaziçi'nde pek çok Osmanlı sarayı vardır, ama Dolmabahçe başkadır. Dolmabahçe denizi başka türlü kucaklar. Yıldız gibi içine dönük değildir. Borç alarak saray yaptıran padişaha kızmışlardır. Padişahların devlet hazinesinden para alarak bunu saray için kullanmalan âdet değildir. Bir anımsatma olsun diyeyazıyorum; şimdi top oynanan geniş alan o zamanlar padişahların ahın imiş. Uzun süre ahır ve tavla olarak kullanılmış. Cumhuriyet'te Inönü Stadyumu olmuştur. Kentin içinde bir stadyum. Ayrıca tepedeki (Taş- lık'taki) otel de sırıtıyor. Geçen yaz Dolmabahçe Meydanı'nı kazarak yerin altından kanallar açmak zorunda kalınmıştır. Otelden Dolmabahçe'ye yayı- lan koku dayanılacak gibi değildir. Bu otelin yapıldığı yere eskiden villalar yapılmış, görkemli bir manzaradan deniz seyredilmiştir. Bu vil- lalar devlet büyüklerine aynlmıştır. Villalar arasında Ismet Inönü'nün da bir villası dikilmiştir. Bu da yet- memiş yıllardır kayıp olan bir Inönü heykeli de bir yerterden bulunarak buraya dikilmiştir. Otel, Taşlık, heykel hoş bir görünümdedir. Dolmabahçe, bu yıllann eskitemediği ihtiyar otel neler görmüştür, neler geçirmiştir. Ingiltere Kral ve Kraliçesi'ni konuk etmiştir. Ata- türk hasta olunca burada yatmış, ölümüne kadar konuk olmuştur. Şimdi bir saray niteliğindedir, ama müze olarak da hizmet görmektedir. Dillere destan Osmanlı sarayları çok abartılmıştır. Şimdi yapılmış otellerin yanında birer köşk gibidir. Gelelim gene eskilere, tren Sirkeci'den geçmek zo- runda kalınca, padişah, "Madem milletim için ya- rariıdır, bağnmın ûstüne basarak geçebilir" demiş- tir. "Mülkün sahibi böyle istiyor." Boğaz, saz ve musiki bir araya gelince Yahya Kemal'in burada geçen geceleri hatırlanır. Tanbu- ri Cemil nağmeleri böyledir. Tanburi Cemil Bey ça- lıyoreskiplakta... Bundan sonra müze merakım artarak, müze ge- zecek miyim? Sanmıyorum. Bu çocuklukta edini- len bir ahşkanlıktır. ,......,, > . ... I j u . Şöyle diyelim^ r-.^Â ,..., r.n ,..> > .^R|(rv t | "Ne yazık doğmuyoruz şimdi o topraklaröa." ' Doğmuyoruz. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ San Francis- co'da, birçok fil- me de konu olan cezaeviyle ünlü küçük ada. II Ayakkabı kalıbı- nın çapı... Hin- distan'da yaygın olan bır din. 3/ Teknelerle suyun 6 dıbinde sürükle- nerek çekilen ba- lık ağı... Adlan sıfat yapmakta kullanılan bir ya- 1 2 3 4 5 6 7 pım eki. 4/Aptal, budala. 5/ Molibden elementinin simgesı... Çok yırtıcı ve ' eti makbul bir deniz balı- ğı. dl Doğru yolu göster- 3 me... Samitde denilen ve sözsüz oynanan köy seyir- lik oyuniannın genel adı. II"— Alnıaçık": Tiyatro sanatçımız... Kumarda or- taya sürülen para. 8/ Ye- 0 min... Macanstan'da üre- tilen ünlü bir şarap. 9/Ön- celeri Atatürk'e tahsis edilmiş, 1951 'den sonra ise okul ge- misi olarak kullanılmaya başlanmış yat. \TIKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ispanya'da, tarih öncesi dö- nemlere ait resimleriyle ünlü mağara. 2/Bır çeşit beyaz pey- nir... Güzel sanatlarda, dua ederken betimlenmiş kişiye ve- rilenad.3/"Çirozname"adlı şiiriyleünlüFransızşairi... Es- ki dilde kış. 4/Gazetecilikte haber kaçırmak. 5/Tantal ele- mentinin simgesı... Ortadoğu'dabirgöl... Uzaklık işareti. 6/ Uçurum... Bir renk. 7/ tskambilde bir kâğıt... Pamuklu bir kumaş cinsi. 8/Argoda karnı aç ya da parasız kimse... Naz- lanan, nazlı. 9/ Dünyanın en yüksek dağ sırası. CUMHURÎYET'TEN OKURLARA ORHAN ERÎNÇ I Baştarafı 2. Sayfada nna, Genelkuımay'ın "Brifinge katılan medya men- suplannınyazdıkları saptırma, yalan değildir" yanı- tı, Yusuf Özkan tarafından habeıieştirildi. • RP'li Maliye Bakanı Abdullatrf Şener'in, bakan- lık içinde 4 genel müdür, 9 genel müdür yardımcısı, 9 daire başkanı, 3 kurul başkanı ve 1 müsteşar yar- dımcısını, bazılarını kararname prosedürüne uyma- dan görevden uzaklaştırma girişimleri ve Atatürkçü kadrolan hedef alan yaklaşımları, Doğan Akın tara- fından kamuoyuna duyuruldu. • Yargıtay Başsavcılığı'nın, Başbakan Necmettin Erbakan'ın Kuveyt gezisi sırasında bir gazeteye ver- diği demecin incelenmesi için gereken yazıyı işleme koymayan DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardım- cısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller hakkında suç duyurusunda bulunacağını Evin Göktaş yazdı. • Başbakan Necmettin Erbakan'ın, DYP lideri Çil- ler'e 8 yıllık eğitim konusunu oyalayarak gündem- den çıkarmak için "1.5 ay daha dişinizisıkın. TBMM tatile girecek, ardından da Yüksek Askeri Şûra top- lantısı, atamalar, terfiler olacak. Gündem değişe- cek" dediği, Sebahat Karakoyun tarafından kamu- oyuna duyuruldu. • SeyitömerTermik Santralı kül b-arajının yıkılmasıy- la ortaya çıkan radyasyon korkusunu Asuman Aba- cıoğlu ile Ali Kehribar haberleştirdi. • Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yargılanan ço- cuk sayısında yüzde 50 oramndaki artışı ve çocuğu DGM'de yargılamanın yasadışı olduğunu Hülya Topcu yazdı. * Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen bir araştırmada, atmosferdeki kurşunun yüzde 85'inin kurşunlu ben- zinden, yüzde 10'unun endüstriyel üretimden kay- naklandığını; çocuklarda yapılan sağlık taramasın- da da kalıcı zekâ gerilikleri yarattığının belirlendiği- ne ilişkin bulguları Cem Ulutaş haberleştirdi. • DemiryolutaşımacılığınındışlanmasıylaTCDD'nin düştüğü durum ve ülke ekonomisine yapması gere- ken katkının engellendiğini Mutlu Güneş Sönmez araştınp gündeme getirdi. • 68 kuşağının simgelerinden Deniz Gezmiş, Yu- suf Aslan ve Hüseyin inan, idamlarının 25. yıldö- nümünde anıldılar. Oral Çalışlar ile Ece Temelku- ran'ın "Kızıldere'den Denizler'in Idamına" başlıklı dizisi, 68 kuşağının bağımsızlık ve özgürlük savaşı- mını bir kez daha gündeme getirdi ve büyük ilgi top- ladı. • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle