Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 NİSAN 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bip'den
Güneydoğu
çağnsı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Esnaf ve
Sanatkârlan
Konfederasyonu (TESK),
Doğu ve Güneydoğu'da
yaralanan 100 gaziye,
bünyesinde iş olanağı
sağladı. TESK, gazilere
50'şer milyon lira da para
yardımı yaptı. TESK.
Başkanı Derviş Günday,
gazilere yapılacak 50'şer
milyonluk yardım
çeklerini. dün
Genelkurmay
Karargâhı'nda düzenlenen
bir törenle Genelkurmay 2.
Başkanı Orgeneral Çevik
Bir'e verdi. Çevik Bir de
Güneydoğu'da verilen
mücadele sonucu terörün
büyük ölçüde etkisiz
kılındığını belirterek,
"Artık sıra sosyal ve
ekonomik kalkınmaya hız
verilmesindedir" dedı.
DSP'deki
kavgaya yargı
yolu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -'DSP Merkez "
Disiplin Kurulu tarafından
haklannda kesin ihraç
karan verilen Ankara
Milletvekili Gökhan
Çapoğlu ve Kocaeli
Milletvekili Bekir
Yurdagül, haklannı yargıda
arayacaklannı bıldirdiler.
Turan Güneş
anılıyor
• ANKARA (ANKA)-
Eski Dışışleri bakanlanndan
Turan Güneş. ölümünün
15'inci yılında Sosyal
Demokrat L fuk dergisınm
düzenleyeceği bir toplantı
ile anılacak. Vedat Dalokay
Kokteyl Salonu'nda bugün
düzenlenecek toplantının ilk
bölümünde Orhan Birgit,
Hasan Pulur \e Besim
Üstünel "*Turan Güneş'ten
anılar"ı anlatacak. "Dış
ilişkiler ve CHP geleneği"
isimli ikincı bölümde de
Osman Olcay, Haluk
Özdalga, Korel Göymen ve
Bılsay Kuruç konuşacak.
Demipel'den
pohseuyarı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, Polis
Haftası nedeniyle
yayımladığı mesajda,
güveniik güçlerinin
"yasalara bağlı kalmalan
ve meşru smırlan
zorlamamalan gerektiğini"
vurguladı.
Erbakan, İspail'e
dipenemiyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye
Cumhuriyeti ile Israil
arasmda serbest ticaret
anlaşmasını ve ilgili
notalann onaylanmasının
uygun bulunduğuna ilişkin
tasan kabul edilerek
yasalaştı. Muhalefetteyken
Israil ile ilişkilerin
geliştirilmesine büyük
tepki gösteren Başbakan
Necmettin Erbakan, iki
ülke arasında imzalanan
serbest ticaret anlaşmasının
TBMM'de onaylanmasına
karşı çıkamadı.
Ka-Dep kupuldu
• Haber Merkezi -
Demokratik ve insan
haklanna saygılı, laik
cumhuriyette kadının
statüsünün bilincinde,
kadınlann toplumsal
konumunu hak ettiğı yere
getirmek için Meclis'te
çalışacak tüm kadın
adaylan destekleyerek
temsil oranını arttırmak
amacıyla "Kadın Adaylan
Desteİdeme ve Eğitme
Derneği" (Ka-Der)
kuruldu. Suay Aksoy,
Yeşim Arat Canan Ann,
Şeyda Taluk. Şirin Tekeli,
Zeynep Göğüş'ün de
kuruculan arasında yer
aldığı Ka-Der'in hedefı
2000 yılına değin en az 55
kadın milletvekilinj
Meclis'e sokmak. Dernek,
resmi açılışını yann saat
11 .OO'de The Marmara
Oteli'nde gerçekleştirecek.
'Siyasal İslanf
• Haber Merkezi - Çağdaş
Yaşamı Destekleme Demeği
Beşiktaş Şubesi'nin
düzenlediği "Islamın
Bugünü, Siyasal Islam"
konulu panel bugün saat
14.00'te Akatlar Kültür
Merkezi'nde yapılıyor.
Necla Arat'm yöneteceği
panele gazetemiz genel
yayın koordınatörü Hıkmet
Çetinkaya ile gazetemiz
yazan Oral Çalışlar
katılacak.
9 üyeli Susurluk komisyonundaki 6 muhalefet şerhinin ikisi DYP'lilere ait
6
Baş sorumhıÇiller'• CHP'li üye Fikri
Sağlar. raporda
siyasi sorumlulara
yer verilmemesini
"büyük bir
eksiklik" olarak
nitelendirerek
"Sorumlulann
başında Çiller ve
Ağar var" dedi.
Mesut Yılmaz
'Susurluk
raporu
çocuk
masalı'
AKIN BODUR
tSKENDERUN-TB-
MM Susurluk Araştırma
Komisyonu raporunu
'çocuk masaboa1
benze-
ten ANAP Genel Başka-
nı Mesut Yıltnaz, "Mec-
iis komisyonunun görevi,
papatya falma bakmak
değjL, olayın siyasi boyut-
lannı ortaya çıkarmak-
ür" dedı.
Partisınin düzenlediği
mitinge katılmak için Is-
kenderun'a gelen Mesut
Yılmaz, Karayılan belde-
sinde Saraç llköğretim
Okulu'nun açılış töreni-
ne katıldı. Burada basın
mensuplannın sorulannı
yanıtlayan ANAP liden,
"tçişleri Bakanı Meral
Akşener'in gece yansı
Emniyet Müdürlüğü'ne
geierek genel müdürün
makamodasını boşaltnr-
dığı" yolundaki iddialar-
la ilgili detaylı bilgisi ol-
madığını, ancak kendisi-
ne de o yönde duyumlar
geldiğini söyledi. Bakan
Akşener'in. "Kütahya
gezisini kesip başkente
döndüğü ve Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü'ne bas-
landüzenlediğr duyum-
larını aldığını kaydeden
Yılmaz, "Bu, Türkiye
Cumhuriyeti'nde daha
önce örneği olmayan bir
oiaydır. Demek k£ hükü-
metin gece yansı böyle
bir şey vapmasuu gerek-
tirecek bir nedeni olmab-
dır. Hükümetbunumifle-
te açıklamalıdır" diye
konuştu.
Yılmaz, eski Emniyet
Genel Müdürü Alaaddin
Yüksel'in görevi başında
1 saatbılekalmasınınhü-
kümetin bir kanadını ra-
hatsız ettiğini savundu.
Gazetecilerin "Susurhık
olayı olabilir mi" sorusu-
na Yılmaz, "Onu siz
araşonn" karşıhğını ver-
di.
ANAP lideri, Susur-
luk Araştırma Komisyo-
nu'nun raporuna ilişkin
sorulan yanıtlarken de
komisyonun bazı kişileri
önce dinlemeye cağınp
sonra vazgeçtiğini anım-
satarak "Susurluk ko-
misyonu,Susurluk'u ört-
me komisyonuna dönüş-
müştür" diye konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Susurluk Araştırma Komis-
yonu raporuna ANAP, DSP ve CHP'li
muhalif üyelerin yanı sıra. "esasa ka-
ülaıu ancak anayasa gereği yargıdald
konulann yasama mecüsindeek ahna-
mayacağT kanısında olan 2 DYP"lı
ûye de muhalefet şerhi koydu. CHP'li
üye Fikri Sağlar. raporda siyasi so-
rumlulara yer venlmemesıni "büyük
bir eksiklik" olarak nitelendirerek,
-Banagöre,sorumlulann başındaÇil-
ler ve Ağarvar* diye konuştu. Komis-
yonun ANAP'lı üyelerinden Izmır
Milletvekili Metin Öney. 9 üyeli ko-
misyonun raporuna 6 muhalefet şer-
hi konmasına dikkat çekerken. alter-
natif raporlannı gelecek hafta açıkla-
yacaklannı bildirdi.
TBMM Susurluk Araştırma Ko-
misyonu raporunu tamamlarken, bu
rapor üzerinde iktidar ortaklan bile
tam uzlaşma sağlayamadı. DYP'li
üyeler Mahmut Ydbaş ile Nihan İl-
gün. raporun esasına katıldıklannı be-
lirtırken. "601110116106 olan bir dava
hakkında yasama meclisinde yargı
yetkisinin kullanılması ile ilgili soru so-
rulamaz, görüşme yapüamaz veya
herhangi bir beyanda bulunulamaz"
denen anayasanın 138. maddesinin
aktanldığı tek cümlelik bir muhalefet
şerhi koydular.
Raporun açıklandıği basın toplan-
tısına katılan muhalefete mensup tek
üye olan CHP lçel Milletvekili Fikn
Sağlar ise, siyasi sorumlulara yer ve-
rilmemesinin büyük bir eksiklik ol-
duğunu vurguladı. Sağlar. "Bana gö-
re, bu olaylarda Ağar ve Çiller siyasi
sorumludur. Aynca 1980 sonrasuıda
görevegelen cumhurbaşkanıvebaşba-
kanlann da sorumluluğu vardır. Bun-
lan şerhime kovacağım" dedi.
Komisyonun DSP'lı üyesı Sema
Pişkiıısüt'ün de, DYP Genel Başkanı,
Başbakan Yardmcısı ve Dışişleri Ba-
kanı Tansu Çiller ve eşinin komisyo-
na çagnlmaması, dönemin siyasi so-
rumlularının isimlendirilmemesi ne-
deniyle muhalefet şerhi yazdığı bildi-
rildi. Çillerler'in komisyona çagnl-
maması üzerine toplantılan terk eden
ve alternatıf rapor hazırlayacaklannı
bildiren komisyonun ANAP'lı üyele-
ri de, hazırlanan raporu incelemeye
aldı. Komisyonun ANAP'lı üyelerin-
den Metın Oney, "9 üyeli komisyonda
6 muhalefet şerhi vardır. Bu nedenk
bu raporun komisyonun raporu ohıp
olmadığı tartışmalıdır. Raporda araş-
örma anında gündeme gelmeyen, de-
ğertendiriüneyen konularyer almışür.
AraşOrma amacı aşıhnışür" dedı.
ANAP Grup Başkanvekili Cumhur
Ersûmer de, "Komisyon gerçekten su-
çun nereye kadar uzandığını tespit et-
mek isteseydL Tansu ÇUler ve Özer
Çiller'i dinkrdi" açıklamasını yaptı.
ANAP'lılann hazırlayacaklan alter-
natif raporu gelecek hafta başında
açıklayacaklan bıldınldı.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Akşener, yasadışı atanan yeni genel müdürü polis zoruyla koltuga oturttu
Emniyette Akşener darbesi• Gece yansı Tansu Çiller'le görüşen Içişleri Bakanı Akşener, dün sabaha karşı
Emniyet Genel Müdürlüğü'ne baskın yaparak koltuğu teslim aldı. Saat 03.30'daki
operasyon sırasında Dikmen'deki Emniyet Genel Müdürlüğü'nün içinde ve çevresinde
geniş çaplı güveniik önlemleri alındı. Olası bir olumsuz gelişmeye karşı devriye
ekiplerinin sayısı arttınldı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Içişleri Bakanı Meral .Akşener. yasa-
ya aykın olarak görevinden uzaklaş-
tırdığı Alaaddin Yüksel'in. Emniyet
Genel Müdürlüğü'nden aynlmaması
üzerine emnıyete sabah saat 03.30 sı-
ralannda baskın düzenledi. Genel
müdürlük görevine vekâleten getiri-
len KemalÇeukve istihbarat bırimin-
den bazı polislerle birlikte binaya gi-
den Akşener, nöbetçi polis ve garaj
görevlilerinı aştıktan sonra Emniyet
Genel Müdürlüğü koltuğunu teslim
aldı. Operasyonun, tamamen DYP
Genel Başkanı ve Başbakan Yardım-
cısı Tansu ÇiHer' in talimatlanyla ger-
çekleştiğine dikkat çekildi.
Çiller, düzenlenen baskın için "CH-
ması gereken biçimi budur" dedi.
Içişleri Bakanı Akşener, önceki
gece Kütahya'dakı temaslannı yanda
keserek saat 00.30'da Ankara'ya gel-
di. Akşener daha sonra Çiller ve ba-
zı DYP'li bakanlarla görüştü. Görüş-
melerde "emni>
l
ete operasyon yapü-
ması" karan alınması üzerine Akşe-
ner, Emniyet Genel Müdür Vekillı-
ği'ne getirilen Kemal Çelik'i maka-
mına çağırdı. Emniyet Genel Müdür
yardımcılan Sabri Kanlıkavak. Ad-
nan Eser, Salih Zeki Vığh, Abdullah
Sehi ve ŞevketAyaz ile tüm şube mü-
dür ve daire başkanlan da aranarak
Emniyet Genel Müdürlüğü'nde hazır
bulunmalan talimatı verildi. Kemal
Çelik ile Akşener, saat 03.30 sırala-
nnda Emniyet Genel Müdürlüğü'nün
Dikmen'deki binasına giderek maka-
ma el koydular. Operasyon sırasmda
emniyetin içinde ve çevresinde yo-
ğun güveniik önlemleri alındı. Olası
bir olumsuz gelişmeye karşı devriye
ekiplerinin sayısı arttınldı.
Akşener'in genel müdürlüğe ça-
ğırdığı Yüksel. saatleT süren görüş-
melerin ardından saat 11.00 sıralann-
da emniyetten aynldı. Cumhurbaşka-
nı Süleyman Denıirerin Yüksele te-
lefonla "Görevinden aynlma" telki-
ninde bulunduğu, bazı DYP'lilerce
öne sürülürken
Yüksel'in "merkezvafifiğTne kay-
dınlmak istendiği öğrenildi.
Çiller, dün konuyla ilgili sorular
üzerine. "dörtlü karamame" prose-
dürünün işletilmemesivle Köşk'ün
devre dışı bırakılmasını savundu. Çil-
ler. "Bu siyasi iradenin bir tasamıfu-
dur. Bunun olması gereken bicimi de
budur. Yasalara uygundur. Böyle bir
şey oldu diye. hiç kimse bunu bir kriz
biçiminde yorutnlamasın. Böyle ge-
rekmiştir, böyle yapılmıştır" dedi.
Emniyette yaşanan skandal dün TB-
MM gündeminde de tartışıldı. Mu-
halefet partılerinin sözcüleri gündem
dışı söz alarak Akşener'in gece yan-
sı baskınını eleştirdiler. CHP Grup
Başkanvekili Oya Arash. "Makam
basmak gibi çete yöntemleriyle Tür-
kiye idarc edilemez. Bakanhk maka-
mına gelenlerin çete reisi ounadıkla-
nnı hatırlamalan: eğer bu işlerine gei-
miy orsa bir an önce bu koltuğu boşalt-
malan gerekmektedir" dedi.
ANAP Grup Başkanvekili Cum-
hur Ersümer de Meclis Başkanveki-
li Kamer Genç'ten olaya tepkı göste-
rilmesıni talep ettı. CHP Izmir Millet-
vekili Birgen Keleş Akşener'i istıfa-
ya çağırarak "Mafya zihniyetiyle icra-
at yapan bu bakaıun bir gün bile gö-
revde kalmaması gerekir" dedi.
ANAP Manısa Milletvekili TevfikDi-
ker konuyu bir soru önergesiyle TB-
MM gündemıne getırirken. DSP
Grup Başkanvekili Hüsamettin Öz-
kan da Akşener'i istifaya çağıranlar
arasında yer aldı.
DTP lstanbul Milletvekili Necdet
Menzir de lstanbul "da düzenlediği ba-
sın toplantısında, "Bugöreve getirilen
yöneticiyedegörevden aynlanada bü-
yük haksızlık yapdmıştır'' dedi.
Yasaya ay kın bir biçimde atama-
sı yapılan Yüksel'in, karann iptali
istemiyle yargıya baş,vurmayı plan-
ladığı öğrenildi.
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Susurluk Raporu tamam.
DGM Fezlekesi de kendine bir
yeraltı suyu gibi yol buldu ve
ışığı görmesi gereken yerden,
TBMM Başkanlığı'ndan değil
de, bir başka yanktan, Susur-
luk Komisyonu Raporu'na ya-
pişarak yeryüzüne çıktı.
Dünkü Cumhuriyet DGM
Fezlekesi'nin tam metnini oku-
yucuya sundu. Gazeteler, TV
kanalları Susurluk Komisyonu
Raporu'nun ara başlıklannı. te-
mel saptamalarını şimdilik özet
düzeyinde de olsa ortaya koy-
du.
Nedir ortaya çıkan?
Eskilerin deyimi ile söyleye-
lim: Malumu ilam! Yani biline-
nin açıklanması.
Fezlekeyi baştan sona oku-
duk. Raporun arabaşlıklarına
baktık. Doğrusu Susurluk'tan
bu yana gazetelere yansıyan
haberieri yan yana getirerek bu
raporu da, fezlekeyi de içimiz-
den herhangi biri yazabilirdi.
Rapor ve fezlekenin önemleri,
bilinmeyenleri açıklamalarında
değil, bilinenleri resmileştirme-
lerinde, bir "devlet belgesi"ne
dönüştürmelerinde.
Şimdi hüner, artık resmi bel-
ge niteliği kazanan bilgileri kul-
lanarak, bu bilgilere dayanarak
"gereğinin" yerine getirilmesin-
Türkiye Geleceği ile Hesaplaşıyor
de. Ancak bu "gerek°\n anlamı
ve içeriği üstünde anlaşmak
gerek!
Örneğın Mehmet Ağar'ın
her defasında "Ne yaptıysak
devlet için, millet içinyapmışız-
dır. Veremeyeceğimiz hesap
yoktur. Bizim koltukta, parada
filan gözümüz yoktur. Şerefi-
mizle devletin hizmetinde ol-
duk..." diye başlayan ve hiçbir
şey söylemeden dakikalarca
(bıraksalar saatlerce) konuşma
yöntemiyle sorunu geçiştirme
olanağı yok.
Örneğin özerk Bucak devle-
tin in taçsız ve çapsız kralı Se-
dat Bucak'ın kendisine yönel-
tilen soruları ya "Sayın dokto-
rum, sayın hastalığımın daha
geçmediğini söylediği için sa-
yın basın mensuplannın sayın
sorulanna şu sayın anda cevap
veremeyeceğim" ya da "Kaza-
dan sonrakilerin on dakikasını
hatırlıyorum, iki buçuk saatini
hatırlamıyorum" yollu "Bu
adam bizimle dalga mı geçi-
yor?" dedirtecek laf ebelikleri-
nin hiçbir anlamı yok.
Ama "gereğini yerine getir-
mek"\en üç beş tetikçiyi, bir i-
ki mafyacıyı yargıç karşısına çı-
karmak da anlaşılamaz. Bir
adım daha atalım: Ağar'ın ve
Bucak'ın dokunulmazlıkları
kaldınlsa ve yargılansalar ve
hatta mahkûm edilseler bile
"gereği yerine getirilmiş" ol-
mayacak.
Rapor da, fezleke de sıradan
suçlan sergilemiyor. Aynntıla-
nn, karmaşık ve kanlı ilişkiler
ağının içinde kaybolmaksızın
bakıldığında ortaya bir "devlet
anlayışı" çıkıyor.
Bazı devlet görevlerinin yeri-
ne getirilmesinde devlet görev-
lisı olmayan kişilerin kullanılma-
sı; bunlann "eski ülkücüler" di-
ye anıtan MHP kadrolanndan
devşirilmesine özen gösteril-
mesi; bu adamlann uyuştuaıcu
ticareti, kumarhane haracı gibi
yasadışı yollardan fınanse edil-
melerine olanak tanınması, en
azından göz yumulması; Batı
Avrupa ülkelerinde dağıtılan
Gladio'nun Türkiye'de yeni ve
çok uğursuz işlevlerle varlığı-
nın sürdürülmesi...
Hayır, hepsini bu köşede sı-
ralamak olanaksız. Ama en bi-
linenlerinden seçtiğimiz bir üst-
teki paragraf, bu devlet anlayı-
şının, hukuk düzeninin açık ve
kesin bir reddi anlamına geldi-
ğini kanıtlıyor. Sorun da bu. Ay-
lardır tartışılanın özü de bu:
Türkiye bir hukuk devletine dö-
nüşme yoluna mı girecek, çe-
teler devleti anlayışını orasın-
dan burasından onararak mı
yürüyecek?
Yani bugünlerde üniversite
önünde ve içinde stajlannı yap-
makta olan genç Çatlılar yeni
görevlere mi sürülecek? Ancak
bu kez Susurluk öncesindeki
kadar dikkatsiz davranılmaya-
cak, daha kalın örtüler kullanı-
lacak ve böylece Mercedes'le-
re çarpan kamyonlann ortalığa
pislik saçmalarının önüne mi
geçilecek?
Bu bir tercihtir. Telefonları
dinlemeye devam ederek, fez-
lekeleri sumen altında tutarak,
göstermelik yargılamalarla ola-
yı örterek, dış ve iç düşmanla-
ra(!) karşı "şerefli katiller" kul-
lanarak düzeni sürdürmek ve
hukuk devleti filan gibi can sı-
kıcı cenderelere ginmeksizin
devlet küheylanının sırtınaatla-
yıp at oynatmak tercihidir bu.
Bir başka tercıh de var: Ra-
por, "Mafyalaşmış çetelereya-
kın olan kımileh bakan bile ya-
pılmıştır" mı diyor, Kim, kimi,
neden bakan yapmış" sorusu-
nu sorar, tam yanıta ulaşana
kadar da yürürsünüz.
Rapor, "Güneydoğu'da bir
savaş rantı oluşmuştur" mu di-
yor, hiç korkmadan "Bu ranttan
kimlerpay almış? Pay nasıl bö-
lüşülmüş? Bu rant nasıl bir
ranttır" diye sorar ve soruyu
sonuna kadar kovalarsınız. Ya-
nıtın izini sürerken karşınıza çı-
kanın üniformalı ya da ünifor-
masız olduğuna değil, suçlu
olup olmadığına bakarsınız...
Sürdürmeye gerek var mı?
Rapor, malumu ılam etti. Biline-
ni yineledi. Hüner, gereğini ye-
rine getirmekte.
Bu noktada edilgin bir izleyi-
cilikleyetinip, "Hükümet suçlu-
lan koruyor, TBMM sorunun
östüne gidemiyor" gibi sapta-
malarla yetinip sızlanmanın hiç
anlamı yok.
Türkiye, geleceği ile hesap-
laşıyor. Bu, hükümetlere ve
eğer sorumluluğunu üstlenmi-
yorsa TBMM'ye bırakılmaya-
cak kadar ciddi bir hesaplaş-
ma.
Bir geleceğimiz olacak mı,
olmayacak mı?
POIİTİKA GUNLÜGÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Gece Baskım...
Eski Içişleri Bakanı Mehmet Ağar, gazetecilere
şöyle diyor:
"Hatamız varsa ceremesini çekerizi."
Oysa Mehmet Ağar ve Sedat Bucak 'devlet için-
de çete kurmakla' suçlanıyor...
Suçlayan kim?
Laik. demokratik cumhuriyetin DGM Savcısı Er-
dal Gökçen.
İki DYP milletvekili 'dokunulmazlıkzırhı'y\a sapa-
sağlam ayaktalar. Üstelik Ağar ve Bucak 'vatan
kurtaran aslan'gibi caka satmaktan da geri kalmı-
yoriar...
Acaba Ağar ve Bucak'ın arkasındaki güç nedir?
Şöyle diyebilirsiniz:
"Devlet..."
Devlet sözcüğü geniş bir kavramdır. Ama devlet
erkini elinde tutan bir siyasal güç vardır. Bu siyasal
güç, 1950'lerden beri şeriatçı, ırkçı kadrolar elin-
dedir. Yani devleti onlar yönetir...
Baskılar, işkenceler, gözaltındaki kayıplar hep bu
kadrolann marifetidir. Demokratik bir hukuk devle-
ti olan Türkiye'yi uygarlıktan uzaklaştırmak iste-
yenler de bunlardır.
12 Mart'ın ve 12 Eylül'ün baskıcı uygulamalan,
yukarıda değindiğimiz kadrolann ABD'deki des-
tekçileriyle gerçekleşmiştir. Darbeleri planlayanlar,
ordu içinde de örgütlenerek şeriatçı-ırkçı yapılan-
mayı sürdürmüşlerdir...
Ağar ve Bucak hakkındaki 'fezleke', Başbakan
Necmettin Erbakan'ın masasında tam 64 gün
bekliyor...
Neden ve niçin?
Bu soruya yanıt vermek için de RP Van Milletve-
kili Mustafa Sıddık Bayram'ın otellerinde, 'mal
alışverışı' ıddialannı araştırmaktayarargörüyoruz...
Soner Yalçın'ın yazdığı 'Behçet Cantürk'ün Anı-
lan' adlı kitabın 35. sayfasına şöyle bir bakalım:
"Behçet Cantürk, Van depremi sonrasmda in-
şaat yapmak üzere gittiği bu şehirde hep Bayram
Oteli'nde kalmışb. Bayram Oteli'nin sahibi Mehmet
Sıddık Bayram'dı. Van 'da Bayram-1 ve Bayram-2
olmak üzere iki otel vardı. Vanlılar bu iki otele Af-
yon-1 veAfyon-2 adım vermişti!..
Behçet Cantürk, Van 'da inşaat yaparken çevre-
sinide oldukça geliştirmişti. Iran'dan Türkiye'ye af-
yon, eroin getiren Ertoşlu Feto bunlardan biriydi.
San Avni'n/n istediği 40 kilo bazmorfıni, kurduğu
bu ilişkiler sayesinde temin edeceğini düşünüyor-
du..."
• • •
Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'la ilgili DGM sav-
cısının hazıriadığı 'fezleke', Başbakan Erbakan'ın
masasında 64 gün beklerken içişleri Bakanı Meral
Akşener, Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yük-
sel'i 'görülen lüzum üzerine' görevinden alıp yeri-
ne Hakkâri Valisi Kemal Çelik'i atıyor...
Önceki gün gece yansı Bakan Akşener, Kemal
Çelik'in elinden tutup Emniyet Genel Müdürlüğü'ne
götürerek makam koltuğuna oturtuyor...
Evet... Bunlar bir hukuk devletinde oluyor. Em-
niyet Genel Müdürlüğü gibi önemli bir makam ki-
şisel ve siyasi çıkarlar için kullanılıyor...
Alaaddin Yüksel, dürüst ve onurlu bir bürokrat.
Susurluk olayından sonra yaptıği açıklamalar baş-
ta Tansu Çiller ile Özer Çiller'ı çok rahatsız etti.
Devlet içinde örgütlenen çeteler Yüksel'in saye-
sinde gün ışığına çıktı. Üstelik bu çetelerin Yükse-
kova-Van bağlantılı 'eroin kaçakçılığı' aydıniandı.
Şimdi aklı başında DYP'liler ne düşünüyor? Hem
DYP'lilerhem de RP'liler devlet içindeki çeteleri ko-
ruyup kollayan Tansu Çiller ile Erbakan'ın birbirle-
rine niçin sarıldığını fark edebıliyorlar mı?
• • •
Ankara'da iki Emniyet Genel Müdürü bulunu-
yor...
Işte devlet erkini elinde bulunduran REFAH-
YOL'un gerçek yüzüdür bu görüntü...
Başbakan Erbakan'ın tam 64 gün boyunca Ağar
ve Bucak hakkında hazırlanan savcılık fezlekesini
TBMM Başkanlığı'na göndermeyişinin nedeni yu-
kanda sıralamaya çalıştığımız 'çıkar ilişkileri'nden
kaynaklanıyor...
Çürümüş ve köhnemiş bir sistemin içinde yaşı-
yor halkımız...
Ne diyor Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet
Elkatmış:
"Bundan sonra görev vatandaşın..."
Halkımız ışık kapatma eyiemiyle demokratik tep-
kisini ortaya koydu. Ama Erbakan, bu tepkiyi, 'gu-
lu gulu dansı' olarak nitelendirdi. Şeriatçı basın,
'ışik söndürmeme' eyiemiyle devlet içindeki eli kan-
lı çetelere destek verdi...
Yann, 6 Nisan 1997 Pazar...
Saat yine 21 .OO'de demokratik tepkimizi ortaya
koyacağız.
Devlet içinde örgütlenen çetelere, yolsuzluklara,
hayali ihracatçılara, işkencecilere, gözaltındaki ka-
yıplara, faili meçhul cinayetlere, şeriatçı yapılanma-
ya karşı ışıklanmızı söndürecegiz...
Laik, demokratik cumhuriyetin demokrasi bilin-
cine erişmiş yurttaşlar olarak sesimizi yükseltip
şöyle haykıracağız:
"Israr ediyorum. Israr ediyorum."
Var mısınız?
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Çetinkaya (a Planet.com. TR
Cumhurbaşkanı Demirel
' Emniyet ataınası
usule uygun değil
9
LUBLtYANA/ANKA-
RA (Cumhuriyet) - Cum-
hurbaşkanı Süleyman De-
mireL Emniyet Genel Mü-
dürülüğündeki değişikliği
değerlendinrken. "Deviet
hükümetten ibaret değildir.
Herkes hukukun üstünlü-
ğüne uymak zorunda. Baş-
bakan'a mektup yazdım,
vapmayın dedim, yaptılar"
dedi. Slovenya dönüşünde
uçakta gazetecilerin sorula-
nnı yanıtlayan Demirel
"Devlet görevini yapanlan
hükümetier değiştirebilir.
Devlette makam teminati
yoktur. Yalnız bu değjştirme
keyfiyeti usutüne göre yapı-
lacaknr. Hukuk devletinin
gerekleri hiç aşılmamalıdu".
Hukuk devletinin gereği şu-
dur Bir kişi göreve nasıl ge-
tirilmişse o şekilde alınır.
Kanun böyle emreder. Ben
bu hususu Sayın Başba-
kan'a bir mektupla bildir-
dim. Bu tayinde usule uyun
dedim. Görüyorum ki böy-
le olmamış. Ben 'Birisini de-
ğiştıremezsinız' demiyo-
rum; 'Usule uyun' diyo-
rum. Ben bunu dedim diye
kimsenin banadh ecegi yok.
Türkiye'de devlet hükümet-
ten ibaret değildir. Bundan
sonra ne olacağt hukuk
prensiplerinin uygulanma-
sıyla ortaya çıkar" dedi.
Demirel, geceyansı ger-
çekleşen 'Akjener operas-
yonu' ile ilgili bir soruya da
"Hukuka uyıılmazsa huku-
ka uyıılmasım sağlayacak
kurailar vardır'" yanıtını
verdi.