05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 NİSAN 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bip'den Güneydoğu çağnsı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Esnaf ve Sanatkârlan Konfederasyonu (TESK), Doğu ve Güneydoğu'da yaralanan 100 gaziye, bünyesinde iş olanağı sağladı. TESK, gazilere 50'şer milyon lira da para yardımı yaptı. TESK. Başkanı Derviş Günday, gazilere yapılacak 50'şer milyonluk yardım çeklerini. dün Genelkurmay Karargâhı'nda düzenlenen bir törenle Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir'e verdi. Çevik Bir de Güneydoğu'da verilen mücadele sonucu terörün büyük ölçüde etkisiz kılındığını belirterek, "Artık sıra sosyal ve ekonomik kalkınmaya hız verilmesindedir" dedı. DSP'deki kavgaya yargı yolu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -'DSP Merkez " Disiplin Kurulu tarafından haklannda kesin ihraç karan verilen Ankara Milletvekili Gökhan Çapoğlu ve Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül, haklannı yargıda arayacaklannı bıldirdiler. Turan Güneş anılıyor • ANKARA (ANKA)- Eski Dışışleri bakanlanndan Turan Güneş. ölümünün 15'inci yılında Sosyal Demokrat L fuk dergisınm düzenleyeceği bir toplantı ile anılacak. Vedat Dalokay Kokteyl Salonu'nda bugün düzenlenecek toplantının ilk bölümünde Orhan Birgit, Hasan Pulur \e Besim Üstünel "*Turan Güneş'ten anılar"ı anlatacak. "Dış ilişkiler ve CHP geleneği" isimli ikincı bölümde de Osman Olcay, Haluk Özdalga, Korel Göymen ve Bılsay Kuruç konuşacak. Demipel'den pohseuyarı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Polis Haftası nedeniyle yayımladığı mesajda, güveniik güçlerinin "yasalara bağlı kalmalan ve meşru smırlan zorlamamalan gerektiğini" vurguladı. Erbakan, İspail'e dipenemiyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Cumhuriyeti ile Israil arasmda serbest ticaret anlaşmasını ve ilgili notalann onaylanmasının uygun bulunduğuna ilişkin tasan kabul edilerek yasalaştı. Muhalefetteyken Israil ile ilişkilerin geliştirilmesine büyük tepki gösteren Başbakan Necmettin Erbakan, iki ülke arasında imzalanan serbest ticaret anlaşmasının TBMM'de onaylanmasına karşı çıkamadı. Ka-Dep kupuldu • Haber Merkezi - Demokratik ve insan haklanna saygılı, laik cumhuriyette kadının statüsünün bilincinde, kadınlann toplumsal konumunu hak ettiğı yere getirmek için Meclis'te çalışacak tüm kadın adaylan destekleyerek temsil oranını arttırmak amacıyla "Kadın Adaylan Desteİdeme ve Eğitme Derneği" (Ka-Der) kuruldu. Suay Aksoy, Yeşim Arat Canan Ann, Şeyda Taluk. Şirin Tekeli, Zeynep Göğüş'ün de kuruculan arasında yer aldığı Ka-Der'in hedefı 2000 yılına değin en az 55 kadın milletvekilinj Meclis'e sokmak. Dernek, resmi açılışını yann saat 11 .OO'de The Marmara Oteli'nde gerçekleştirecek. 'Siyasal İslanf • Haber Merkezi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği Beşiktaş Şubesi'nin düzenlediği "Islamın Bugünü, Siyasal Islam" konulu panel bugün saat 14.00'te Akatlar Kültür Merkezi'nde yapılıyor. Necla Arat'm yöneteceği panele gazetemiz genel yayın koordınatörü Hıkmet Çetinkaya ile gazetemiz yazan Oral Çalışlar katılacak. 9 üyeli Susurluk komisyonundaki 6 muhalefet şerhinin ikisi DYP'lilere ait 6 Baş sorumhıÇiller'• CHP'li üye Fikri Sağlar. raporda siyasi sorumlulara yer verilmemesini "büyük bir eksiklik" olarak nitelendirerek "Sorumlulann başında Çiller ve Ağar var" dedi. Mesut Yılmaz 'Susurluk raporu çocuk masalı' AKIN BODUR tSKENDERUN-TB- MM Susurluk Araştırma Komisyonu raporunu 'çocuk masaboa1 benze- ten ANAP Genel Başka- nı Mesut Yıltnaz, "Mec- iis komisyonunun görevi, papatya falma bakmak değjL, olayın siyasi boyut- lannı ortaya çıkarmak- ür" dedı. Partisınin düzenlediği mitinge katılmak için Is- kenderun'a gelen Mesut Yılmaz, Karayılan belde- sinde Saraç llköğretim Okulu'nun açılış töreni- ne katıldı. Burada basın mensuplannın sorulannı yanıtlayan ANAP liden, "tçişleri Bakanı Meral Akşener'in gece yansı Emniyet Müdürlüğü'ne geierek genel müdürün makamodasını boşaltnr- dığı" yolundaki iddialar- la ilgili detaylı bilgisi ol- madığını, ancak kendisi- ne de o yönde duyumlar geldiğini söyledi. Bakan Akşener'in. "Kütahya gezisini kesip başkente döndüğü ve Emniyet Ge- nel Müdürlüğü'ne bas- landüzenlediğr duyum- larını aldığını kaydeden Yılmaz, "Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nde daha önce örneği olmayan bir oiaydır. Demek k£ hükü- metin gece yansı böyle bir şey vapmasuu gerek- tirecek bir nedeni olmab- dır. Hükümetbunumifle- te açıklamalıdır" diye konuştu. Yılmaz, eski Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel'in görevi başında 1 saatbılekalmasınınhü- kümetin bir kanadını ra- hatsız ettiğini savundu. Gazetecilerin "Susurhık olayı olabilir mi" sorusu- na Yılmaz, "Onu siz araşonn" karşıhğını ver- di. ANAP lideri, Susur- luk Araştırma Komisyo- nu'nun raporuna ilişkin sorulan yanıtlarken de komisyonun bazı kişileri önce dinlemeye cağınp sonra vazgeçtiğini anım- satarak "Susurluk ko- misyonu,Susurluk'u ört- me komisyonuna dönüş- müştür" diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Susurluk Araştırma Komis- yonu raporuna ANAP, DSP ve CHP'li muhalif üyelerin yanı sıra. "esasa ka- ülaıu ancak anayasa gereği yargıdald konulann yasama mecüsindeek ahna- mayacağT kanısında olan 2 DYP"lı ûye de muhalefet şerhi koydu. CHP'li üye Fikri Sağlar. raporda siyasi so- rumlulara yer venlmemesıni "büyük bir eksiklik" olarak nitelendirerek, -Banagöre,sorumlulann başındaÇil- ler ve Ağarvar* diye konuştu. Komis- yonun ANAP'lı üyelerinden Izmır Milletvekili Metin Öney. 9 üyeli ko- misyonun raporuna 6 muhalefet şer- hi konmasına dikkat çekerken. alter- natif raporlannı gelecek hafta açıkla- yacaklannı bildirdi. TBMM Susurluk Araştırma Ko- misyonu raporunu tamamlarken, bu rapor üzerinde iktidar ortaklan bile tam uzlaşma sağlayamadı. DYP'li üyeler Mahmut Ydbaş ile Nihan İl- gün. raporun esasına katıldıklannı be- lirtırken. "601110116106 olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru so- rulamaz, görüşme yapüamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz" denen anayasanın 138. maddesinin aktanldığı tek cümlelik bir muhalefet şerhi koydular. Raporun açıklandıği basın toplan- tısına katılan muhalefete mensup tek üye olan CHP lçel Milletvekili Fikn Sağlar ise, siyasi sorumlulara yer ve- rilmemesinin büyük bir eksiklik ol- duğunu vurguladı. Sağlar. "Bana gö- re, bu olaylarda Ağar ve Çiller siyasi sorumludur. Aynca 1980 sonrasuıda görevegelen cumhurbaşkanıvebaşba- kanlann da sorumluluğu vardır. Bun- lan şerhime kovacağım" dedi. Komisyonun DSP'lı üyesı Sema Pişkiıısüt'ün de, DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardmcısı ve Dışişleri Ba- kanı Tansu Çiller ve eşinin komisyo- na çagnlmaması, dönemin siyasi so- rumlularının isimlendirilmemesi ne- deniyle muhalefet şerhi yazdığı bildi- rildi. Çillerler'in komisyona çagnl- maması üzerine toplantılan terk eden ve alternatıf rapor hazırlayacaklannı bildiren komisyonun ANAP'lı üyele- ri de, hazırlanan raporu incelemeye aldı. Komisyonun ANAP'lı üyelerin- den Metın Oney, "9 üyeli komisyonda 6 muhalefet şerhi vardır. Bu nedenk bu raporun komisyonun raporu ohıp olmadığı tartışmalıdır. Raporda araş- örma anında gündeme gelmeyen, de- ğertendiriüneyen konularyer almışür. AraşOrma amacı aşıhnışür" dedı. ANAP Grup Başkanvekili Cumhur Ersûmer de, "Komisyon gerçekten su- çun nereye kadar uzandığını tespit et- mek isteseydL Tansu ÇUler ve Özer Çiller'i dinkrdi" açıklamasını yaptı. ANAP'lılann hazırlayacaklan alter- natif raporu gelecek hafta başında açıklayacaklan bıldınldı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Akşener, yasadışı atanan yeni genel müdürü polis zoruyla koltuga oturttu Emniyette Akşener darbesi• Gece yansı Tansu Çiller'le görüşen Içişleri Bakanı Akşener, dün sabaha karşı Emniyet Genel Müdürlüğü'ne baskın yaparak koltuğu teslim aldı. Saat 03.30'daki operasyon sırasında Dikmen'deki Emniyet Genel Müdürlüğü'nün içinde ve çevresinde geniş çaplı güveniik önlemleri alındı. Olası bir olumsuz gelişmeye karşı devriye ekiplerinin sayısı arttınldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Içişleri Bakanı Meral .Akşener. yasa- ya aykın olarak görevinden uzaklaş- tırdığı Alaaddin Yüksel'in. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden aynlmaması üzerine emnıyete sabah saat 03.30 sı- ralannda baskın düzenledi. Genel müdürlük görevine vekâleten getiri- len KemalÇeukve istihbarat bırimin- den bazı polislerle birlikte binaya gi- den Akşener, nöbetçi polis ve garaj görevlilerinı aştıktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü koltuğunu teslim aldı. Operasyonun, tamamen DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardım- cısı Tansu ÇiHer' in talimatlanyla ger- çekleştiğine dikkat çekildi. Çiller, düzenlenen baskın için "CH- ması gereken biçimi budur" dedi. Içişleri Bakanı Akşener, önceki gece Kütahya'dakı temaslannı yanda keserek saat 00.30'da Ankara'ya gel- di. Akşener daha sonra Çiller ve ba- zı DYP'li bakanlarla görüştü. Görüş- melerde "emni> l ete operasyon yapü- ması" karan alınması üzerine Akşe- ner, Emniyet Genel Müdür Vekillı- ği'ne getirilen Kemal Çelik'i maka- mına çağırdı. Emniyet Genel Müdür yardımcılan Sabri Kanlıkavak. Ad- nan Eser, Salih Zeki Vığh, Abdullah Sehi ve ŞevketAyaz ile tüm şube mü- dür ve daire başkanlan da aranarak Emniyet Genel Müdürlüğü'nde hazır bulunmalan talimatı verildi. Kemal Çelik ile Akşener, saat 03.30 sırala- nnda Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Dikmen'deki binasına giderek maka- ma el koydular. Operasyon sırasmda emniyetin içinde ve çevresinde yo- ğun güveniik önlemleri alındı. Olası bir olumsuz gelişmeye karşı devriye ekiplerinin sayısı arttınldı. Akşener'in genel müdürlüğe ça- ğırdığı Yüksel. saatleT süren görüş- melerin ardından saat 11.00 sıralann- da emniyetten aynldı. Cumhurbaşka- nı Süleyman Denıirerin Yüksele te- lefonla "Görevinden aynlma" telki- ninde bulunduğu, bazı DYP'lilerce öne sürülürken Yüksel'in "merkezvafifiğTne kay- dınlmak istendiği öğrenildi. Çiller, dün konuyla ilgili sorular üzerine. "dörtlü karamame" prose- dürünün işletilmemesivle Köşk'ün devre dışı bırakılmasını savundu. Çil- ler. "Bu siyasi iradenin bir tasamıfu- dur. Bunun olması gereken bicimi de budur. Yasalara uygundur. Böyle bir şey oldu diye. hiç kimse bunu bir kriz biçiminde yorutnlamasın. Böyle ge- rekmiştir, böyle yapılmıştır" dedi. Emniyette yaşanan skandal dün TB- MM gündeminde de tartışıldı. Mu- halefet partılerinin sözcüleri gündem dışı söz alarak Akşener'in gece yan- sı baskınını eleştirdiler. CHP Grup Başkanvekili Oya Arash. "Makam basmak gibi çete yöntemleriyle Tür- kiye idarc edilemez. Bakanhk maka- mına gelenlerin çete reisi ounadıkla- nnı hatırlamalan: eğer bu işlerine gei- miy orsa bir an önce bu koltuğu boşalt- malan gerekmektedir" dedi. ANAP Grup Başkanvekili Cum- hur Ersümer de Meclis Başkanveki- li Kamer Genç'ten olaya tepkı göste- rilmesıni talep ettı. CHP Izmir Millet- vekili Birgen Keleş Akşener'i istıfa- ya çağırarak "Mafya zihniyetiyle icra- at yapan bu bakaıun bir gün bile gö- revde kalmaması gerekir" dedi. ANAP Manısa Milletvekili TevfikDi- ker konuyu bir soru önergesiyle TB- MM gündemıne getırirken. DSP Grup Başkanvekili Hüsamettin Öz- kan da Akşener'i istifaya çağıranlar arasında yer aldı. DTP lstanbul Milletvekili Necdet Menzir de lstanbul "da düzenlediği ba- sın toplantısında, "Bugöreve getirilen yöneticiyedegörevden aynlanada bü- yük haksızlık yapdmıştır'' dedi. Yasaya ay kın bir biçimde atama- sı yapılan Yüksel'in, karann iptali istemiyle yargıya baş,vurmayı plan- ladığı öğrenildi. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr Susurluk Raporu tamam. DGM Fezlekesi de kendine bir yeraltı suyu gibi yol buldu ve ışığı görmesi gereken yerden, TBMM Başkanlığı'ndan değil de, bir başka yanktan, Susur- luk Komisyonu Raporu'na ya- pişarak yeryüzüne çıktı. Dünkü Cumhuriyet DGM Fezlekesi'nin tam metnini oku- yucuya sundu. Gazeteler, TV kanalları Susurluk Komisyonu Raporu'nun ara başlıklannı. te- mel saptamalarını şimdilik özet düzeyinde de olsa ortaya koy- du. Nedir ortaya çıkan? Eskilerin deyimi ile söyleye- lim: Malumu ilam! Yani biline- nin açıklanması. Fezlekeyi baştan sona oku- duk. Raporun arabaşlıklarına baktık. Doğrusu Susurluk'tan bu yana gazetelere yansıyan haberieri yan yana getirerek bu raporu da, fezlekeyi de içimiz- den herhangi biri yazabilirdi. Rapor ve fezlekenin önemleri, bilinmeyenleri açıklamalarında değil, bilinenleri resmileştirme- lerinde, bir "devlet belgesi"ne dönüştürmelerinde. Şimdi hüner, artık resmi bel- ge niteliği kazanan bilgileri kul- lanarak, bu bilgilere dayanarak "gereğinin" yerine getirilmesin- Türkiye Geleceği ile Hesaplaşıyor de. Ancak bu "gerek°\n anlamı ve içeriği üstünde anlaşmak gerek! Örneğın Mehmet Ağar'ın her defasında "Ne yaptıysak devlet için, millet içinyapmışız- dır. Veremeyeceğimiz hesap yoktur. Bizim koltukta, parada filan gözümüz yoktur. Şerefi- mizle devletin hizmetinde ol- duk..." diye başlayan ve hiçbir şey söylemeden dakikalarca (bıraksalar saatlerce) konuşma yöntemiyle sorunu geçiştirme olanağı yok. Örneğin özerk Bucak devle- tin in taçsız ve çapsız kralı Se- dat Bucak'ın kendisine yönel- tilen soruları ya "Sayın dokto- rum, sayın hastalığımın daha geçmediğini söylediği için sa- yın basın mensuplannın sayın sorulanna şu sayın anda cevap veremeyeceğim" ya da "Kaza- dan sonrakilerin on dakikasını hatırlıyorum, iki buçuk saatini hatırlamıyorum" yollu "Bu adam bizimle dalga mı geçi- yor?" dedirtecek laf ebelikleri- nin hiçbir anlamı yok. Ama "gereğini yerine getir- mek"\en üç beş tetikçiyi, bir i- ki mafyacıyı yargıç karşısına çı- karmak da anlaşılamaz. Bir adım daha atalım: Ağar'ın ve Bucak'ın dokunulmazlıkları kaldınlsa ve yargılansalar ve hatta mahkûm edilseler bile "gereği yerine getirilmiş" ol- mayacak. Rapor da, fezleke de sıradan suçlan sergilemiyor. Aynntıla- nn, karmaşık ve kanlı ilişkiler ağının içinde kaybolmaksızın bakıldığında ortaya bir "devlet anlayışı" çıkıyor. Bazı devlet görevlerinin yeri- ne getirilmesinde devlet görev- lisı olmayan kişilerin kullanılma- sı; bunlann "eski ülkücüler" di- ye anıtan MHP kadrolanndan devşirilmesine özen gösteril- mesi; bu adamlann uyuştuaıcu ticareti, kumarhane haracı gibi yasadışı yollardan fınanse edil- melerine olanak tanınması, en azından göz yumulması; Batı Avrupa ülkelerinde dağıtılan Gladio'nun Türkiye'de yeni ve çok uğursuz işlevlerle varlığı- nın sürdürülmesi... Hayır, hepsini bu köşede sı- ralamak olanaksız. Ama en bi- linenlerinden seçtiğimiz bir üst- teki paragraf, bu devlet anlayı- şının, hukuk düzeninin açık ve kesin bir reddi anlamına geldi- ğini kanıtlıyor. Sorun da bu. Ay- lardır tartışılanın özü de bu: Türkiye bir hukuk devletine dö- nüşme yoluna mı girecek, çe- teler devleti anlayışını orasın- dan burasından onararak mı yürüyecek? Yani bugünlerde üniversite önünde ve içinde stajlannı yap- makta olan genç Çatlılar yeni görevlere mi sürülecek? Ancak bu kez Susurluk öncesindeki kadar dikkatsiz davranılmaya- cak, daha kalın örtüler kullanı- lacak ve böylece Mercedes'le- re çarpan kamyonlann ortalığa pislik saçmalarının önüne mi geçilecek? Bu bir tercihtir. Telefonları dinlemeye devam ederek, fez- lekeleri sumen altında tutarak, göstermelik yargılamalarla ola- yı örterek, dış ve iç düşmanla- ra(!) karşı "şerefli katiller" kul- lanarak düzeni sürdürmek ve hukuk devleti filan gibi can sı- kıcı cenderelere ginmeksizin devlet küheylanının sırtınaatla- yıp at oynatmak tercihidir bu. Bir başka tercıh de var: Ra- por, "Mafyalaşmış çetelereya- kın olan kımileh bakan bile ya- pılmıştır" mı diyor, Kim, kimi, neden bakan yapmış" sorusu- nu sorar, tam yanıta ulaşana kadar da yürürsünüz. Rapor, "Güneydoğu'da bir savaş rantı oluşmuştur" mu di- yor, hiç korkmadan "Bu ranttan kimlerpay almış? Pay nasıl bö- lüşülmüş? Bu rant nasıl bir ranttır" diye sorar ve soruyu sonuna kadar kovalarsınız. Ya- nıtın izini sürerken karşınıza çı- kanın üniformalı ya da ünifor- masız olduğuna değil, suçlu olup olmadığına bakarsınız... Sürdürmeye gerek var mı? Rapor, malumu ılam etti. Biline- ni yineledi. Hüner, gereğini ye- rine getirmekte. Bu noktada edilgin bir izleyi- cilikleyetinip, "Hükümet suçlu- lan koruyor, TBMM sorunun östüne gidemiyor" gibi sapta- malarla yetinip sızlanmanın hiç anlamı yok. Türkiye, geleceği ile hesap- laşıyor. Bu, hükümetlere ve eğer sorumluluğunu üstlenmi- yorsa TBMM'ye bırakılmaya- cak kadar ciddi bir hesaplaş- ma. Bir geleceğimiz olacak mı, olmayacak mı? POIİTİKA GUNLÜGÜ HİKMET ÇETtNKAYA Gece Baskım... Eski Içişleri Bakanı Mehmet Ağar, gazetecilere şöyle diyor: "Hatamız varsa ceremesini çekerizi." Oysa Mehmet Ağar ve Sedat Bucak 'devlet için- de çete kurmakla' suçlanıyor... Suçlayan kim? Laik. demokratik cumhuriyetin DGM Savcısı Er- dal Gökçen. İki DYP milletvekili 'dokunulmazlıkzırhı'y\a sapa- sağlam ayaktalar. Üstelik Ağar ve Bucak 'vatan kurtaran aslan'gibi caka satmaktan da geri kalmı- yoriar... Acaba Ağar ve Bucak'ın arkasındaki güç nedir? Şöyle diyebilirsiniz: "Devlet..." Devlet sözcüğü geniş bir kavramdır. Ama devlet erkini elinde tutan bir siyasal güç vardır. Bu siyasal güç, 1950'lerden beri şeriatçı, ırkçı kadrolar elin- dedir. Yani devleti onlar yönetir... Baskılar, işkenceler, gözaltındaki kayıplar hep bu kadrolann marifetidir. Demokratik bir hukuk devle- ti olan Türkiye'yi uygarlıktan uzaklaştırmak iste- yenler de bunlardır. 12 Mart'ın ve 12 Eylül'ün baskıcı uygulamalan, yukarıda değindiğimiz kadrolann ABD'deki des- tekçileriyle gerçekleşmiştir. Darbeleri planlayanlar, ordu içinde de örgütlenerek şeriatçı-ırkçı yapılan- mayı sürdürmüşlerdir... Ağar ve Bucak hakkındaki 'fezleke', Başbakan Necmettin Erbakan'ın masasında tam 64 gün bekliyor... Neden ve niçin? Bu soruya yanıt vermek için de RP Van Milletve- kili Mustafa Sıddık Bayram'ın otellerinde, 'mal alışverışı' ıddialannı araştırmaktayarargörüyoruz... Soner Yalçın'ın yazdığı 'Behçet Cantürk'ün Anı- lan' adlı kitabın 35. sayfasına şöyle bir bakalım: "Behçet Cantürk, Van depremi sonrasmda in- şaat yapmak üzere gittiği bu şehirde hep Bayram Oteli'nde kalmışb. Bayram Oteli'nin sahibi Mehmet Sıddık Bayram'dı. Van 'da Bayram-1 ve Bayram-2 olmak üzere iki otel vardı. Vanlılar bu iki otele Af- yon-1 veAfyon-2 adım vermişti!.. Behçet Cantürk, Van 'da inşaat yaparken çevre- sinide oldukça geliştirmişti. Iran'dan Türkiye'ye af- yon, eroin getiren Ertoşlu Feto bunlardan biriydi. San Avni'n/n istediği 40 kilo bazmorfıni, kurduğu bu ilişkiler sayesinde temin edeceğini düşünüyor- du..." • • • Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'la ilgili DGM sav- cısının hazıriadığı 'fezleke', Başbakan Erbakan'ın masasında 64 gün beklerken içişleri Bakanı Meral Akşener, Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yük- sel'i 'görülen lüzum üzerine' görevinden alıp yeri- ne Hakkâri Valisi Kemal Çelik'i atıyor... Önceki gün gece yansı Bakan Akşener, Kemal Çelik'in elinden tutup Emniyet Genel Müdürlüğü'ne götürerek makam koltuğuna oturtuyor... Evet... Bunlar bir hukuk devletinde oluyor. Em- niyet Genel Müdürlüğü gibi önemli bir makam ki- şisel ve siyasi çıkarlar için kullanılıyor... Alaaddin Yüksel, dürüst ve onurlu bir bürokrat. Susurluk olayından sonra yaptıği açıklamalar baş- ta Tansu Çiller ile Özer Çiller'ı çok rahatsız etti. Devlet içinde örgütlenen çeteler Yüksel'in saye- sinde gün ışığına çıktı. Üstelik bu çetelerin Yükse- kova-Van bağlantılı 'eroin kaçakçılığı' aydıniandı. Şimdi aklı başında DYP'liler ne düşünüyor? Hem DYP'lilerhem de RP'liler devlet içindeki çeteleri ko- ruyup kollayan Tansu Çiller ile Erbakan'ın birbirle- rine niçin sarıldığını fark edebıliyorlar mı? • • • Ankara'da iki Emniyet Genel Müdürü bulunu- yor... Işte devlet erkini elinde bulunduran REFAH- YOL'un gerçek yüzüdür bu görüntü... Başbakan Erbakan'ın tam 64 gün boyunca Ağar ve Bucak hakkında hazırlanan savcılık fezlekesini TBMM Başkanlığı'na göndermeyişinin nedeni yu- kanda sıralamaya çalıştığımız 'çıkar ilişkileri'nden kaynaklanıyor... Çürümüş ve köhnemiş bir sistemin içinde yaşı- yor halkımız... Ne diyor Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış: "Bundan sonra görev vatandaşın..." Halkımız ışık kapatma eyiemiyle demokratik tep- kisini ortaya koydu. Ama Erbakan, bu tepkiyi, 'gu- lu gulu dansı' olarak nitelendirdi. Şeriatçı basın, 'ışik söndürmeme' eyiemiyle devlet içindeki eli kan- lı çetelere destek verdi... Yann, 6 Nisan 1997 Pazar... Saat yine 21 .OO'de demokratik tepkimizi ortaya koyacağız. Devlet içinde örgütlenen çetelere, yolsuzluklara, hayali ihracatçılara, işkencecilere, gözaltındaki ka- yıplara, faili meçhul cinayetlere, şeriatçı yapılanma- ya karşı ışıklanmızı söndürecegiz... Laik, demokratik cumhuriyetin demokrasi bilin- cine erişmiş yurttaşlar olarak sesimizi yükseltip şöyle haykıracağız: "Israr ediyorum. Israr ediyorum." Var mısınız? Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Çetinkaya (a Planet.com. TR Cumhurbaşkanı Demirel ' Emniyet ataınası usule uygun değil 9 LUBLtYANA/ANKA- RA (Cumhuriyet) - Cum- hurbaşkanı Süleyman De- mireL Emniyet Genel Mü- dürülüğündeki değişikliği değerlendinrken. "Deviet hükümetten ibaret değildir. Herkes hukukun üstünlü- ğüne uymak zorunda. Baş- bakan'a mektup yazdım, vapmayın dedim, yaptılar" dedi. Slovenya dönüşünde uçakta gazetecilerin sorula- nnı yanıtlayan Demirel "Devlet görevini yapanlan hükümetier değiştirebilir. Devlette makam teminati yoktur. Yalnız bu değjştirme keyfiyeti usutüne göre yapı- lacaknr. Hukuk devletinin gerekleri hiç aşılmamalıdu". Hukuk devletinin gereği şu- dur Bir kişi göreve nasıl ge- tirilmişse o şekilde alınır. Kanun böyle emreder. Ben bu hususu Sayın Başba- kan'a bir mektupla bildir- dim. Bu tayinde usule uyun dedim. Görüyorum ki böy- le olmamış. Ben 'Birisini de- ğiştıremezsinız' demiyo- rum; 'Usule uyun' diyo- rum. Ben bunu dedim diye kimsenin banadh ecegi yok. Türkiye'de devlet hükümet- ten ibaret değildir. Bundan sonra ne olacağt hukuk prensiplerinin uygulanma- sıyla ortaya çıkar" dedi. Demirel, geceyansı ger- çekleşen 'Akjener operas- yonu' ile ilgili bir soruya da "Hukuka uyıılmazsa huku- ka uyıılmasım sağlayacak kurailar vardır'" yanıtını verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle