14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 1997 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Istanbul Turizminde Adalar-II ÇELİKGÜLERSOY G eçen yazımda, Istan- bul "un'son 30-40 yılda bozuk para gıbi harca- dığı Marmara kıyıla- nndan sonra elinde ka- lan -ve bütünlük suna- bilen- tek doğa ve tanh zenginliğinin, Adalar olduğunu \Tirgulamış, bu son mirasın tunzm açısından önemmın de altını çizmiştim. Bu *sennaye'> 'nin turizme hazır du- ruma getirilebilmesi için yapılması ge- reken işler, bugünkü yazının konusu. Ama önce üstünde birlik olunması ge- reken bir konu var: Adalan, dış turizme -ve onun da kongre turizmi türiine- ağırlık veren bır kullanıma ayırmak. doğru bir düşünce mi? Istanbul halkının kendi fizik ve ruh sağlığı, ağır basmamalı mı? Işte bu "ilke" kısmında, konuya yi- ne geniş açıdan ve de gerçekçı olarak bakmak gerektiği kanısındayim: Önce eideki bu yemek, bunca kalaba- lığa yetmez! Bu şehrin nüfusu kaç mıl- yona çıktı acaba? Istanbul yerleşimi iki yöne 200 km'yi aşkın bir çizgide uzan- dığına ve her Batı kentinin sahip oldu- ğu "son bir cadde" burada bulunmadı- ğina göre insan sayısını il ölçeğinde he- saplamak gerekir. O da herhalde 15 mü- yondan aşağı değil. Bu kadar adam, 3- 5 adaya sığar mı? Günübirlik gelişlere bile, bu kumaş yetmez. Geniş kitlelere sunulabilecek tek nefes alanı olarak, ar- tık sadece kuzeyin ormanlan kalmıştır. lkincisi. ülkelenn ve kentlerin eko- nomilerinin de u aile" kavramlanndan farkının olmaması gerektiğine inanı- nm: Bir aile, geçim kapısı olan dükkâ- nııu, konut yapar mı? Istanbul'un elinde kalmış bu son "deniz üstü yeşilliklerin" de, ülkenin ge- nel çıkarlan doğnıltusunda değerlen- dirilmesi. onun için "eşyanın tabiatı" gereğidir. Sözii ülke çıkanna getirmişken, bir "yan konunun" da adını koyalım: Mil- liyet gazetesinde geçen ay Nilgün Cer- rahoğlu ile yaptığımız söyleşide. Ada- lar üstündeki söz hakkının, orada otu- ran birkaç bin kişi ile sınırlı olamayaca- ğına değinmiştim. Bu görüşüm, bir kı- sım Adalılan üzmüş, hatta kızdırmış. Bu konuda da sennkanlıhk gerekiyor. Demokrasi, sadece ay kâğıtlannın sayıl- dığıbir rejimdeğildir. Bilimın ve sana- tın, halkın her kesımi ile bağdaştınldı- ğı bir dûzendir. Bunun da mekanizma- lan kurulmuştur. Durumu ülkemizden şöylece örnekleyeyim: Devletimiz, Efes'i, Göreme'yi dünya- ya sunarken. oradaki kasabalarda oyta- ma mı yaptı? Günümüzde. büyük çoğunluğun sa- dece 2.5 a> kullandığı ve sonra her şeyi ile boşalan bu Adalar'ın turizmde yer- lerini almalan. üstetik herkese nimet pav eden bir çözüm olacaktır. Sırası ile sayarsak: Yıllardır satıla- mayan birçok boş yapı para edecek, ba- kım-onanm sektörû canlanacak, yılda 3 ayhğına kıralanabilen evler. bütün yıl açık pansiyonlara dönüşeceği için. hem bina sahipleri hem bunun girişimci ai- leleri kazanacak. dokuz ay kepenk ka- patan çarşı esnafı iş yapaeak ve hizmet endüstrisinin çeşitli kolları, pek çok gence. sadece ış değil, birer mesleğin de kapılarını açmış olacak. Yiyecek maddeleri üreticisinden basunevlerine kadar. çok geniş bir yelpazenin. çıkar- lan, işin cabasıdır. Kongre turizmi. yılın en azından ni- san-mayıs ve eylül-ekim aylannı kulla- nacağı için keyfine düşkün yazlıkçıla- nmızın çıkarlanna da ters düşmeyecek- tir. Zaten bu tür turizmin farla, ölü se- zonu degerkndirmesidir. Ekonomının de dışında. saklı kalmış bir hazinesini değerlendirme becerisi- ni gösterebilecek ve onu insanlığa Ba- tı'nın ölçülerinde sunabilecek bir Tür- khe'nin politika ve dünya kamuoyun- da kazanacağı saygınlık, madalyonun öbür önemlı yüzünü oluşturuyor. Dış- lanadurduğumuz bir Batı ailesinde, bu- na ne kadar gereksinimimiz var? Özetlersem, bu iş öylesine ciddi bir konudur, yani şakası yoktur. Eideki 5.5 adayı turizme hazırlamak konusuna gelirsek. en başta üstünde birlik olunması gereken iş bir hazuiı- ğın gerekliliğûu kabul etmektir! Çünkü bizim gözümüzle olağan gelen pek çok durum, dış turizm açısından derece de- rece. ancak yetersizlik, olumsuzluk ve de çapaçulluk görüntüleri veriyor! Zo- runlu işlen şöylece özetleyeyim: 1) Devletimizin konuyu benimseme- si ve Adalar'ı turizm bölgesı olarak ta- nıması. 2) Şehirden Adaiar'a ulaşım sıkmü- sına çözüm getirilmesi. Deniz otobüs- leri. 3 ay hizmet dolammında (devrede) yılın 9 ayı vapurlara bağlı. Eskiden Adalar'a altı derin ve dengeli büyük \apurlar işlerdi ve lodos ile sis, bir dert oluşrurmazdı. Şimdilerde Bostan- cı'dan, küçük ve altı düz vapurlarçahş- tınlıyor ve ilk hava bozukluğunda bun- lar paydos ediyor. Sirkecı ve Kaba- taş'tan Adalar'a artık sefer konulmu- yor, Yalova vapurlannın uğraması ile yetiniliyor. Turizm olayı başlayınca, böyle olmaz. Durgun denizlerden gelen otobüsleri, hiçbir zaman Istanbul'un oynak sulanna elverişli bulmamıştım. Eskiden olduğu gibi Marmara'ya uy- gun, hem güçlü hem temiz vapurlan- mız, bu işi çözer. (Bahçe adını taşıyan dizi.) Aynca doğrudan Yeşilköy'den de- niz taksileri, hatta helikopter bağlantı- sı da gerekecektir. 3) Kalan yeşillikler ve tarih mirası, arük thizlikle korunmalıdır. Yeni Baş- kan'ın. 1994'ten bu yana, yoğun yapı- laşmayı durdurduğunu yazmalıyım. Ama halkın da kültür güzelliğinin tadı- na varması gerekiyor. 4) Büyükada'nın bir özelliği, at ara- balandır. Akülü taşrt sevdasından vaz- geçilmeli. Ama (adına fayton denilen, aslında eski adı ile "sepet araba" olan) mevcut taşıtlar da, çok bakımsız du- rumda. Hepsinin bir bir ele alınması. ıl- kel renklerinin "medeni tonlara" çev- rilmesi. döşemelerinin yenilenmesi, araba meydanının düzeltilmesi, duşlu WC'ler yapımı ve sürücülerinin giydi- rilmesi, soğuk havalar için kapalı ara- ba tipinin (kupa) üretilmesi.. gerekiyor. Bu saydığım konularda benim vakfım ve yöneticisi olduğum kurum eliyle ilk örnek çalışmalan ortaya koyduk. Yeni ve değerli kaymakam ile belediye baş- kanı da ruhsat ve plaka işlerıne bir di- siplin getinlmesi ve utanç vericı bırdu- rumda olan araba konutlannın ve ahır- lann düzenlenmesi için hazırlıklara başladılar. 5) Kongre turizminde, sempozyum ve seminer tipinde. yani küçük çaplı toplanblar amaç edinilerek mekânlar yaratılması, baş ihtiyaç konusudur. Bu- nun için önce boş duran büyük binalar ele ahnabilir. Burada hepsini saymaya yer yok. Ama Fener Patrikhanesi'nin, Vatikan'ın ve Hazine'nin ellerinde, bü- yük binalar var. Turizm v e dışışleri ba- kanlıklanmız, bunlan devreye sokacak çözümler üretebilir. Aynca yine boş du- ran ve yıflardır satılamayan neredeyse saray yavrusu çapında özel mülk yapı- lar görüyorum. Fiyatlan da şehir için- dekilere göre ucuz. Özel kişiler ve ku- ruluşlar. bunlara yatınm yapmalı. 6) Kongreler dışında, gezi program- lannda da, daha şimdiden umutlar be- lirdi. Turizm çevrelerimizden bır So- merÖzkök, tarihi mimari dokusu ıste- yen yemek ve çay turlan projesi getir- di. Ferit Epikmen ise Japon tunstlen için lsviçre'de başan ile uygulanan "ni- kâh, fayton gezisi ve balayı" programı- nı önerdi. Bunlar ne kadar ışıklı ufiık- lar. 7) Sahiplerinin onaramadığı evler ve köşklere destek sağlanmalı ve genel b.ir bakım vegörüntü düzgünlüğü kazanıl- malı. 8) Yeşil varlık, bakım altına alınmalı. Büyükada'nın yol boyu ağaçlan, felaket halde. Odun tamahı yüzünden gırtlak- lanndan kesilmış gövdeler. cesede dön- müş. Hepsinin sağlıklı fıdanlarla de- ğiştirilmesi gerekiyor. 9) Kır kahvelerininkımisi boş. (Çar- kıfelek ve Viran Bağ.) Kimisi de çok bozulmuş halde. Düzeltilmelen ve ada stilinde (yani taş ve tuğladan) imarlan gerek. 10) Kınalı Ada, tepesıne dikilen an- ten boynuzlanndan kurtanlmalı. Yoğun elektrik, sakat bebeler ve üç ayaklı cıv- civler doğurtuyor artık. 11) Yayınlar yapılmalı. Dünkü gü- zelliklen içeren özlemsel (nostaljik) bır albümü ve bir dizi kartpostalı, ben ya- yımlamaktayım. Hepsinin geliri. ıslah ışlerine sarf edilecek. Daha nice etüt- ler, anılar.. kitaplan yapılabilir. Bu liste daha çok uzatılabilir. Ada halkına yöneltilmiş bir açık mektup ha- linde yayımladığım bir broşürde, ay- nntılıbırdökümyeralıyor. Yazımınso- nunda, iki önemlı konuya daha değine- yım: - Her şey, ancak halkın desteğiyle olur ve bir yerin görüntüsünû ve doğrul- tusunu, asıl içinde oturanlann rutumu betirler. Devletçe üstlenilecek işler dı- şında. ilk planda Büyükada'nın variık- b kesiminin birtakım hizmetleri üstlen- mesi beklenir. Ben, vakfım eliyle, bir kampanya açıyor ve ilginç bir deneji- me girişiyorum. (Iş Bankası Büyükada Şubesi, 1012 304 400 225858 sayihhe- sap.) Dağıtılacak mektubumda da şunu belirtmekteyim: Dış gezilerde imreıü- len ve özenilen ber diyann, orada otu- ranlann kendi konutlan kadar ortak kullanım yerierine de masraf ermekri ile o düzeylere eriştikleri, hiç unurulma- malıdır. - 5.5 adanın ve önce Büyükada'nın yıldızının parlaması. sadece mutiu bir azınlığa \arar sağlamakla kalmaz. Ül- ke ekonomılennde, turizmin altm yağ- munından her tarlaya bir pa\ düşer. O güne kadar olmayan bir kaynak yara- tüması ve bunun her kesime su verme- si söz konusudur. Ben kendi hesabıma. bu ada turizmi rüyam gerçekleşecek olursa otoyollann- da geç vakitlerde araba sellerinin ara- sında koşuşup duran ve akşam yemeği, ders çahşma ve uyku saatlerinde, yorul- muş vüzleri ve solmuş benizleriyleegzoz dumanlanndan zehir soluyan yavru- cuklara da karşılannda ada bereketin- den bir pav düşer- se. jaşa- mak utan- cımdan bu beni belkibiraz kurtanr umudun- davım. ARADABIR NUSRET KEMAL OTYAM Susurlukve 1965-1995! Susurluk kazası devlet düzenimızdeki çürümüş- lüğü olanca çıplaklığıyla gün yüzüne çıkardı ve su- daki halkalarörneği yayıldıkçayayıldı. Ülkenin gün- demi bu nedenle sürekli saptırılıyor, çarpıtılıyor. Işık dalgalarının biryansıtıcıda kınlması gibi belli yerler- den açmazlara gidiyor. Öyle ki halkımızın temel ya- kınma konusu olan ekonomik bozukluk ve enflas- yon sorunu, Güneydoğu, eğitimdeki çarpıklık, sağ- lık sorunları geriye itildi, seçimde verilen sözler ar- tık ağıza alınmıyor. "Faili meçhul" dedikleri suçlu- su bilinmeyen ya da bulunmayan, hatta bilinip de ortaya çıkarılmayan nice kanlı olaylann dosyaları raflarda bekletiliyor. Türkiye Cumnuriyeti'ni bugünlere getiren nice olayları, konulan iyi irdelemek, sağlıklı, dürüst so- nuçlara varabilmek için 1965-1995 yıllarını kapsa- yan otuz yıllık süreci yeniden gündeme geçirmek, düşünmek zorunludur, gerekiidir. Öğrenci olayları- nı gerekçe gösterip kışkırtıcı ajanlarla toplumu ger- ginleştirmek, ekonomik sapmalaria bir zengın (ka- pitalist) sınıf yaratmaya çabalamak, din sömürüsü- nü ülkenin geleceğini düşünmeden sürdürmek o yıl- ların temel özellikleri arasındadır. Amerikan 6. Filo- su'nun protestosunda, Beyazıt Alanı'nda, 1 Mayıs 1977 Taksim olayında, gençlerimizin kamplara bö- lünüp birbirlerine düşürülmesinde ve daha nice kanlı olayda suçlu kişilerden yaşayanlar aramızda- lar. Bunlardan kimileri devlette görevlidirler. Abdi Ipekçi, Bahriye Üçok, Ümit Kaftancıoğlu, Cavit Orhan Tütengil, Muammer Aksoy, Uğur Mum- cu, Doğan Öz cinayetleri ve daha pek çokları ka- ranlıklarını yaşıyorlar... Bugün ortaya rastlantı sonu- cu çıkan çeteler, kaçakçı şebekeleri ve mafyatik ör- gütîer o yıllann ürünüdür. Bu tip ilişkilerde adı ge- çenlerden çoğunun 1980 öncesi MC iktidarları dö- neminde belli bir partinin gençlik kollannda görev yaptıklan ve devletin değişik güvenlik kuruluşlan- na alındıklan yıllarca bilinen gerçeklerdendir. Türkiye en önemli kalkınma şansını Köy Enstitü- leri'nin kapatılmasıyla yitirmiştir. Banş gönüllüleri- nin çalışmalan ürünlerini vermeyi sürdürmekte, olaylar planlı bir biçimde ülkemizin gündeminden eksilmemektedir. Şimdi de temel eğitimin sekiz yıl olması tartışılıyor. Geç kalınan bu konuda koalisyo- nun büyük ortağı niçin direniyor ki? Çağdaş uygar- lık düzeyine sallabaşlarla mı erişeceğimizi düşün- mektedir? Din, ticarette vurgunu, yalanı, üçkâğıdı reddeder, ama dinsel amaçlı ticaret kuruluşlan eko- nomimize egemen duruma gelmışlerdir. Daha öte- si, yalan, talan, takıyye denilen ahlak dışı davranış- lar, ciddiyetsiziik. sorumsuzluk devletin saygınlığı- nı kemirip durmaktadır. Siyasal partilerde şimdilik umut verici bir tavır gö- rülmüyor. Ancak sivıl toplum örgütleri güçleri yetti- ğince savaşımlannı sürdü- rüyorlar, ki çabalan yine de halkımızın tek güveni ve gücüdür. Demokrasiyi kendi çıkarianna göre yo- rumlayıp uygulamak iste- yenler bakımından çağ- daş gerçeklerle, Türk hal- kının direnciyle karşılaş- maları için fazla zamanları kalmamıştır. Eskilerden kurtulmanın tam zamanı. A Eski elektrikli süpürgenizi getirin, yepyeni Bosch elektrikli ipürgeltsupumeıerını 3.000.000 TL indirimli alın. activaoı / ESKİ SÜPÜRGENİZİ 3 MİLYON TL'YE GERİ ALIYORUZ. BBS610C 1200 ^Vart BBS61Û3 1200 Wat1 BBS6200 1300 Watt SSO 1201 1400 iıVart B8S7241 1400Walt 33S S563 1500 A'att 3WS 15OD ÜOOV^an ™ , 1S120OOO 1 9 1 20 000 21320 000 25-00 000 ;& 020 ooo 3c i-aooo 35 170COO 3 0OCO0O , 3 00C 000 3 00C0O0 3 00COO0 3 DCO 000 3 CCO 003 3 Û-CO 000 16 1 20 000 16 120.000 18 320 000 23 1 00 000 26 320 000 33 ' 70 000 33 170 000 ı 3 000 000 | 3 000 D00 3 00O 000 1 3 000 OOC 3 000 000 3OO0 0CC 3 000C-CO 3 290 OOC 3 290 000 ı 3 73OC0C •S710COC 5 3O0C-OO 6 760 000 5 760 000 , 22 740 000 22.740 000 25 390 000 3- 263 0-00 34 830 000 43 560 000 43 560 000 19.740 000 19 740 000 22 380 000 28 250 OOC 31 800 000 40 560 000 40 560 000 2 49CÖO0 2 480 OOO 2 B1C 300 3 550 3D0 3 990 000 5 090 000 5 090 000 25 32C 000 25 32C 000 28 230 000 34 950 300 38 91C OOC 48 810 00": 48 810 000 22 32C 000 22 320 000 25 2&0 000 31 950 000 35 9" C 000 «5 8lû 000 45 81C0O0 2 033 000 2 033 000 2300 000 2 9 » 000 3 273 000 4 173 000 4 1 70 000 27 360 000 27 360OO0 30 600 000 37 800 000 42 240 000 5-3 CKD 000 53 040 000 24 360 000 24 360 OOC 27 600 000 34 800 000 39 240 000 50 040 000 50 040 000 KADIKOY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ 1997-14 Ter. Tasfıye, Mahkememızce 27.3.1997 tarih ve 1997/14-43 sayılı kararla muns Fatma Ergül'ün terekesine malvarlığının tasfıye ışlemlen bu kerre tamamlandığından tasfiyenin kapatıldığı hususu ılan olunur. 28.3.1997 Basın: 13743 r3 OOO DOC 1 ıtd)^ "iden yarartafVicaıc r Ywc3rıd3/c ^tuntetm yan s>ra îüm Bosch vrun!enr?de d-eğ'Şfk av-s/ıte,ıar'a kampanya süTnekted>r Fıyaüara KDV dab ktrr KDV ve dığeı *e-gı<erdek aeçs <wk ityat'ara vansat'acaK&r Kampanyam<z 15 04 '997 tanh'nöe sora e'ecektır Perskenoc saûş 'ryattrdan peşmat dvsu/djklsr son'a 6 taks ne ^ 5 2+KDV P -aksrns *-6,2*KDt' 1 2 ta<s ne <JD6 4+KDV o^anmda ayUk basıt fasz uygvian^yştır h/ai,anTM2 Turk Uras* dr 6u kampanya BSG Gtvrberg Ev A'etfer T ıcaret AŞ (Cema, Sah< r Scka* 26*28 '•tec/ctıyekoy ıstanbu'i lara.tnda.-j duzsnfe-ımt&r 0^",enma BOSCH Yetkıt. Sat/oar ta^hndsn tesJ'-n ed'tecettr Sanay ve Ttcaret Satan'ıp' nca 25 05 1994 tarth v« 2*940 sayrlıfîesrm Gareîe'de ıian edilen teDlt Ürünlerimiz stok miktarlanyla stnırftdtr. BOSCHEBH TSfkly*'nin En Yaygm S*rvis Ağı Sıze en yakın Bosch baytsmt veya Bosch servısını Öğren-nek ıçm Bosch EMgı Haîtı n ocetsız arayabılırsmız Aynca bu hattan kamparyafnız le (Igılı tum bılgılen de alabtlı r stn2 BOSCHEn doğru seçim PENCERE Iç Savaş?.. "Iç savaş" deyişi siyasal yaşamda sık sık kullanı- lır oldu; önce Erbakan dile getirdi: "8u iş ya kanlı olacak, dedi, ya kansız!.." Refahçı iktidara kansız geçti: ama koltuğu kansız bırakacak mı?.. Takkeli Hoca'nın söylemi, iç savaş cepheleşmesinde bu ülkenin topraklannı tohumlu- yor; Erbakan'a göre Türkiye ikiye ayrılıyor: Inanmayanlar... (Kâfirler) Inananlar... (Müslümanlar) • Mesut Yılmaz'ın konuşması da ilginç!.. ANAP lıderı diyor ki: "Biz orta yolu bulmaya çalışıyoruz. Bu meselele- ri kavga için kullanırsanız, Türkiye'yi belki iç savaşa sürüklersiniz. Bıri ister ki okullar dinsiz ve milliyetsiz bir nesil yetiştirsin. Diğeri için imam-hatipler onla- rın arka bahçesi, yetişenler mücahitlehdir." İlginç değil mi?.. Kimmiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin "okullan dinsiz ve milliyetsiz bir nesıl yetiştirsin" diyenler?.. Sayın Yılmaz, bu yaklaşımla orta yolu bulamaz; Türkiye'yi şeriatçıya teslim eder... Nasıl teslim eder?.. Kanlı mı?.. Kansız mı?.. Partamentoculukla mı?.. Yoksa iç savaşla mı?.. • Iç savaş ne demek?.. Bir ülke ikiye aynlır, iki tarafın da ordusu oluşur, bo- ğazlaşma başlar... Türkiye'de bunun denemesi yapıldı, yaşanan de- neyin daha dumanı tütüyor. Güneydoğu'da PKK'nin amacı neydi?.. Silahla Türkiye'yi bölmek!.. "Gerilla savaşı" düzenli ordunun başa çıkabileceği yöntem değildir. Ancak Silahlı Kuvvetler, PKK'yı tepeledi. Neden?.. Ondunun üstün yeteneğınde gerilla savaşına uyum esneklıği yaratıldı. Anadolu halkı, ordunun arkasın- daydı; Güneydoğu'da PKK soyutlandı, eski deyim- letecritedildi. Kimden?.. Halktan!.. Bir ordunun ba- şarı olanağı. halkla bütünleştiği orandadır. Şeriatçılar. hele yanılıp da silahlı yöntemleri dene- meye kalkışsınlar... "Yüzde 99'u Müslüman olan" halkın -yüzde 80'inin değil- yüzde 9O'ı aşkın çoğunluğunun Türk Silahlı Kuvvetteri'yte bütünleştiğini göreceklerdir. Kim karayobazın yanında yer alıp kendi askerine kurşun sıkar?.. • Peki, siyasal parti lideheri kanlı iç savaş olasılığı- nı neden dile getiriyorlar?.. Iş o kerteye mi geldi?.. Hayır!.. Bugün için iç savaş olasıhğı yok; ama ülke bu yol- datohumlanıyor; Türkiye iç savaş tuzağına çekiliyor. Şeriatçı ideolojiyle yetiştirilen her çocuk için laik Tür- kiye Cumhuriyeti "dar-ül harp"Wr, Islamı "ibadet" kapsamında değil, "fıkıh" yöntemleriyle genç kafa- laraaşılarsanız, Müslümanın Müslümanla boğazlaş- masına yatınm yaparsınız. Evet, bu yapılıyor. • Islam dini 1400 yıllık geçmişiyle, tasavvufuyla, sa- natıyla, kültürüyle. ince ve derin bir inancın örgüsü- nü içerirken, Müslümanlığın siyasallaşması sürecin- de ham softalarfa kara yobazların eline geçerek ka- balaşıyor. '" Bir düşünün bakalım: 8 yıllık zorunlu temel eğitim tartışmasında 20 milyon Alevi ne'rede?.. Alevinin adı yok!.. : ' MALKARA KADASTRO M\HKEMESİ'NDEN Esas No'lan: 1- 1985-644, 2- 1985/646, 3- 1985/645. KararNoian: 1996/8, 1996/10, 1996/9. Davacılar: 1 - Nazmıye Gün, 2- Muammer Evci, 3- Ra- him Evcı. 4- Ismail Evcı. 5- Behiye Evcı, 6- Nazıye El- gün, 7- Sabriye Evci. 8- tsmaıl Tuntun, 9- Şefıka Öz, 10- Hüseyin Kılıç. 11- Mehmed Kılıç, 12- Kadnye Efe. 13- Mehmet Evci. 14- Hüseyin Tutun, ı5- Muzaffer Evci'ye vekaleten Muammer E\cı. 16- Rasım Evcı-Çavuş Köyü- Malkara. Vekılleri: Av. Hüseyin Bakkal-Tekırdağ, Av. Mümın Baykal-Malkara. Müdahil: 1 - Naciye Eker-Malkara. Vekılı: Av. Mümin Baykal-Malkara. Davalılar: 1- HayTettın Başaraner, 2- Saadettm Başa- raner-Hacıevhat Mah. Zülfıkarağa Cad. Malkara. 3- Nu- nye Başaraner, Demırcılı Kövü-Malkara. Dahili Dav alılar: 1 - Nimet Oge Erkmen (Görson) ölek- lı mirasçılan. a) Süheyla Öztürk. b) Cengiz Görson-Yeni Mah. As- kent Sitesi'5'Blok No: 10 Bakırköylst. V'ekillen: Av. Sıbel Görson, Av. Nusret Karasu - incir- li Cad. No: 1/37-38 Kat: 4 tmar Bankası üstü, Bakırköy Kaymakamlığı karşısı - Istanbul. c) Gürbüz Erkmen Askent Sitesi 5-Blok No: 10 Yeni Mah. Bakırköy lst., d) Tank Görson-lstanbul. Dava: Tespıte ıtıraz ve tescıl. DavaTarihi:4.10.1985 KararTarihi: 7.3.1996 Parseller: 361-372-210. Yukanda yazılı bulunan davacılar Nazmiye Gün ve ar- kadaşlan vekili Av. Mümın Ba>kal tarafindan. davalılan Saadettın Başaraner ve arkadaşlan aleyhine açılan tespi- te itiraz ve tescıl da\astnın açık olarak yapılan duruşma- sı sonunda: 1 - Davacılann dav asının kabulüne - Komisyon karan- nın iptalıne, Malkara Çavuş Köyü'ne ait 361 sayılı par- selin ilk tespit gibi tapuya tescılıne dair mahkememizden verilen 7.3.1996 tanh. 1985/644 E.. 1996'8K. 2- Davacılann davasının kabulüne - Komisyon kararı- nın iptalıne, Malkara Çavuş Köyü'ne ait 210 sayilı par- selin ilk tespit gıbi tapuya tesciline dair mahkememizden verilen 7.3.1996 tanh, 1985.646 E., 1996/10 K. 3- Davacılann davasının kabulüne - Komisyon karan- nın iptaline. Malkara Çavuş Köyü'ne ait 372 sayılı par- selin ilk tespit gibi tapuya tesciline dair mahkememizden verilen 7.3.1996 tarih. 1985'645E., 1996/9 K. sayılı karar davalılardan Nimet oğlu Tank Görson ile Gürbüz Erk- men'in adresınin bılınmedığinden adı geçen davalılara karann ilanen tebliği gerektığinden, işbu karann gazete ilanından itibaren 15 gün sonra teblığ edilmiş sayılmasına, davacılar tarafindan karann temyız edilmemesı halinde süre hitamında kesınleşmış sayılacağı ılan olunur. Basın: 12673 MALATYA ASLIYE 3. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1997'100 Davacı Bülent Gür tarafindan açılan çek iptali davasın- da: Malatya Pamukbank Şubesi'ne ait 3468286 ve 3468287 nolu çeklerin iptaline karar verilmesi istenihniş- tir. Arıılan çeklerı ellennde bulunduranlann ilan tarihin- den itibaren üç ay içerisınde mahkememizin yukanda numarası yazılı dosyasında ıbraz etmeleri aksi takdirde çeklenn geçersiz sayılacagı ilan olunur. Basın: 13296
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle