Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 1997 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Istanbul Turizminde Adalar-II
ÇELİKGÜLERSOY
G
eçen yazımda, Istan-
bul "un'son 30-40 yılda
bozuk para gıbi harca-
dığı Marmara kıyıla-
nndan sonra elinde ka-
lan -ve bütünlük suna-
bilen- tek doğa ve tanh zenginliğinin,
Adalar olduğunu \Tirgulamış, bu son
mirasın tunzm açısından önemmın de
altını çizmiştim.
Bu *sennaye'>
'nin turizme hazır du-
ruma getirilebilmesi için yapılması ge-
reken işler, bugünkü yazının konusu.
Ama önce üstünde birlik olunması ge-
reken bir konu var:
Adalan, dış turizme -ve onun da
kongre turizmi türiine- ağırlık veren bır
kullanıma ayırmak. doğru bir düşünce
mi? Istanbul halkının kendi fizik ve ruh
sağlığı, ağır basmamalı mı?
Işte bu "ilke" kısmında, konuya yi-
ne geniş açıdan ve de gerçekçı olarak
bakmak gerektiği kanısındayim:
Önce eideki bu yemek, bunca kalaba-
lığa yetmez! Bu şehrin nüfusu kaç mıl-
yona çıktı acaba? Istanbul yerleşimi iki
yöne 200 km'yi aşkın bir çizgide uzan-
dığına ve her Batı kentinin sahip oldu-
ğu "son bir cadde" burada bulunmadı-
ğina göre insan sayısını il ölçeğinde he-
saplamak gerekir. O da herhalde 15 mü-
yondan aşağı değil. Bu kadar adam, 3-
5 adaya sığar mı? Günübirlik gelişlere
bile, bu kumaş yetmez. Geniş kitlelere
sunulabilecek tek nefes alanı olarak, ar-
tık sadece kuzeyin ormanlan kalmıştır.
lkincisi. ülkelenn ve kentlerin eko-
nomilerinin de u
aile" kavramlanndan
farkının olmaması gerektiğine inanı-
nm: Bir aile, geçim kapısı olan dükkâ-
nııu, konut yapar mı?
Istanbul'un elinde kalmış bu son
"deniz üstü yeşilliklerin" de, ülkenin ge-
nel çıkarlan doğnıltusunda değerlen-
dirilmesi. onun için "eşyanın tabiatı"
gereğidir.
Sözii ülke çıkanna getirmişken, bir
"yan konunun" da adını koyalım: Mil-
liyet gazetesinde geçen ay Nilgün Cer-
rahoğlu ile yaptığımız söyleşide. Ada-
lar üstündeki söz hakkının, orada otu-
ran birkaç bin kişi ile sınırlı olamayaca-
ğına değinmiştim. Bu görüşüm, bir kı-
sım Adalılan üzmüş, hatta kızdırmış.
Bu konuda da sennkanlıhk gerekiyor.
Demokrasi, sadece ay kâğıtlannın sayıl-
dığıbir rejimdeğildir. Bilimın ve sana-
tın, halkın her kesımi ile bağdaştınldı-
ğı bir dûzendir. Bunun da mekanizma-
lan kurulmuştur. Durumu ülkemizden
şöylece örnekleyeyim:
Devletimiz, Efes'i, Göreme'yi dünya-
ya sunarken. oradaki kasabalarda oyta-
ma mı yaptı?
Günümüzde. büyük çoğunluğun sa-
dece 2.5 a> kullandığı ve sonra her şeyi
ile boşalan bu Adalar'ın turizmde yer-
lerini almalan. üstetik herkese nimet
pav eden bir çözüm olacaktır.
Sırası ile sayarsak: Yıllardır satıla-
mayan birçok boş yapı para edecek, ba-
kım-onanm sektörû canlanacak, yılda
3 ayhğına kıralanabilen evler. bütün yıl
açık pansiyonlara dönüşeceği için. hem
bina sahipleri hem bunun girişimci ai-
leleri kazanacak. dokuz ay kepenk ka-
patan çarşı esnafı iş yapaeak ve hizmet
endüstrisinin çeşitli kolları, pek çok
gence. sadece ış değil, birer mesleğin
de kapılarını açmış olacak. Yiyecek
maddeleri üreticisinden basunevlerine
kadar. çok geniş bir yelpazenin. çıkar-
lan, işin cabasıdır.
Kongre turizmi. yılın en azından ni-
san-mayıs ve eylül-ekim aylannı kulla-
nacağı için keyfine düşkün yazlıkçıla-
nmızın çıkarlanna da ters düşmeyecek-
tir. Zaten bu tür turizmin farla, ölü se-
zonu degerkndirmesidir.
Ekonomının de dışında. saklı kalmış
bir hazinesini değerlendirme becerisi-
ni gösterebilecek ve onu insanlığa Ba-
tı'nın ölçülerinde sunabilecek bir Tür-
khe'nin politika ve dünya kamuoyun-
da kazanacağı saygınlık, madalyonun
öbür önemlı yüzünü oluşturuyor. Dış-
lanadurduğumuz bir Batı ailesinde, bu-
na ne kadar gereksinimimiz var?
Özetlersem, bu iş öylesine ciddi bir
konudur, yani şakası yoktur.
Eideki 5.5 adayı turizme hazırlamak
konusuna gelirsek. en başta üstünde
birlik olunması gereken iş bir hazuiı-
ğın gerekliliğûu kabul etmektir! Çünkü
bizim gözümüzle olağan gelen pek çok
durum, dış turizm açısından derece de-
rece. ancak yetersizlik, olumsuzluk ve
de çapaçulluk görüntüleri veriyor! Zo-
runlu işlen şöylece özetleyeyim:
1) Devletimizin konuyu benimseme-
si ve Adalar'ı turizm bölgesı olarak ta-
nıması.
2) Şehirden Adaiar'a ulaşım sıkmü-
sına çözüm getirilmesi. Deniz otobüs-
leri. 3 ay hizmet dolammında (devrede)
yılın 9 ayı vapurlara bağlı. Eskiden
Adalar'a altı derin ve dengeli büyük
\apurlar işlerdi ve lodos ile sis, bir dert
oluşrurmazdı. Şimdilerde Bostan-
cı'dan, küçük ve altı düz vapurlarçahş-
tınlıyor ve ilk hava bozukluğunda bun-
lar paydos ediyor. Sirkecı ve Kaba-
taş'tan Adalar'a artık sefer konulmu-
yor, Yalova vapurlannın uğraması ile
yetiniliyor. Turizm olayı başlayınca,
böyle olmaz. Durgun denizlerden gelen
otobüsleri, hiçbir zaman Istanbul'un
oynak sulanna elverişli bulmamıştım.
Eskiden olduğu gibi Marmara'ya uy-
gun, hem güçlü hem temiz vapurlan-
mız, bu işi çözer. (Bahçe adını taşıyan
dizi.) Aynca doğrudan Yeşilköy'den de-
niz taksileri, hatta helikopter bağlantı-
sı da gerekecektir.
3) Kalan yeşillikler ve tarih mirası,
arük thizlikle korunmalıdır. Yeni Baş-
kan'ın. 1994'ten bu yana, yoğun yapı-
laşmayı durdurduğunu yazmalıyım.
Ama halkın da kültür güzelliğinin tadı-
na varması gerekiyor.
4) Büyükada'nın bir özelliği, at ara-
balandır. Akülü taşrt sevdasından vaz-
geçilmeli. Ama (adına fayton denilen,
aslında eski adı ile "sepet araba" olan)
mevcut taşıtlar da, çok bakımsız du-
rumda. Hepsinin bir bir ele alınması. ıl-
kel renklerinin "medeni tonlara" çev-
rilmesi. döşemelerinin yenilenmesi,
araba meydanının düzeltilmesi, duşlu
WC'ler yapımı ve sürücülerinin giydi-
rilmesi, soğuk havalar için kapalı ara-
ba tipinin (kupa) üretilmesi.. gerekiyor.
Bu saydığım konularda benim vakfım
ve yöneticisi olduğum kurum eliyle ilk
örnek çalışmalan ortaya koyduk. Yeni
ve değerli kaymakam ile belediye baş-
kanı da ruhsat ve plaka işlerıne bir di-
siplin getinlmesi ve utanç vericı bırdu-
rumda olan araba konutlannın ve ahır-
lann düzenlenmesi için hazırlıklara
başladılar.
5) Kongre turizminde, sempozyum
ve seminer tipinde. yani küçük çaplı
toplanblar amaç edinilerek mekânlar
yaratılması, baş ihtiyaç konusudur. Bu-
nun için önce boş duran büyük binalar
ele ahnabilir. Burada hepsini saymaya
yer yok. Ama Fener Patrikhanesi'nin,
Vatikan'ın ve Hazine'nin ellerinde, bü-
yük binalar var. Turizm v e dışışleri ba-
kanlıklanmız, bunlan devreye sokacak
çözümler üretebilir. Aynca yine boş du-
ran ve yıflardır satılamayan neredeyse
saray yavrusu çapında özel mülk yapı-
lar görüyorum. Fiyatlan da şehir için-
dekilere göre ucuz. Özel kişiler ve ku-
ruluşlar. bunlara yatınm yapmalı.
6) Kongreler dışında, gezi program-
lannda da, daha şimdiden umutlar be-
lirdi. Turizm çevrelerimizden bır So-
merÖzkök, tarihi mimari dokusu ıste-
yen yemek ve çay turlan projesi getir-
di. Ferit Epikmen ise Japon tunstlen
için lsviçre'de başan ile uygulanan "ni-
kâh, fayton gezisi ve balayı" programı-
nı önerdi. Bunlar ne kadar ışıklı ufiık-
lar.
7) Sahiplerinin onaramadığı evler ve
köşklere destek sağlanmalı ve genel b.ir
bakım vegörüntü düzgünlüğü kazanıl-
malı.
8) Yeşil varlık, bakım altına alınmalı.
Büyükada'nın yol boyu ağaçlan, felaket
halde. Odun tamahı yüzünden gırtlak-
lanndan kesilmış gövdeler. cesede dön-
müş. Hepsinin sağlıklı fıdanlarla de-
ğiştirilmesi gerekiyor.
9) Kır kahvelerininkımisi boş. (Çar-
kıfelek ve Viran Bağ.) Kimisi de çok
bozulmuş halde. Düzeltilmelen ve ada
stilinde (yani taş ve tuğladan) imarlan
gerek.
10) Kınalı Ada, tepesıne dikilen an-
ten boynuzlanndan kurtanlmalı. Yoğun
elektrik, sakat bebeler ve üç ayaklı cıv-
civler doğurtuyor artık.
11) Yayınlar yapılmalı. Dünkü gü-
zelliklen içeren özlemsel (nostaljik) bır
albümü ve bir dizi kartpostalı, ben ya-
yımlamaktayım. Hepsinin geliri. ıslah
ışlerine sarf edilecek. Daha nice etüt-
ler, anılar.. kitaplan yapılabilir.
Bu liste daha çok uzatılabilir. Ada
halkına yöneltilmiş bir açık mektup ha-
linde yayımladığım bir broşürde, ay-
nntılıbırdökümyeralıyor. Yazımınso-
nunda, iki önemlı konuya daha değine-
yım:
- Her şey, ancak halkın desteğiyle
olur ve bir yerin görüntüsünû ve doğrul-
tusunu, asıl içinde oturanlann rutumu
betirler. Devletçe üstlenilecek işler dı-
şında. ilk planda Büyükada'nın variık-
b kesiminin birtakım hizmetleri üstlen-
mesi beklenir. Ben, vakfım eliyle, bir
kampanya açıyor ve ilginç bir deneji-
me girişiyorum. (Iş Bankası Büyükada
Şubesi, 1012 304 400 225858 sayihhe-
sap.) Dağıtılacak mektubumda da şunu
belirtmekteyim: Dış gezilerde imreıü-
len ve özenilen ber diyann, orada otu-
ranlann kendi konutlan kadar ortak
kullanım yerierine de masraf ermekri
ile o düzeylere eriştikleri, hiç unurulma-
malıdır.
- 5.5 adanın ve önce Büyükada'nın
yıldızının parlaması. sadece mutiu bir
azınlığa \arar sağlamakla kalmaz. Ül-
ke ekonomılennde, turizmin altm yağ-
munından her tarlaya bir pa\ düşer. O
güne kadar olmayan bir kaynak yara-
tüması ve bunun her kesime su verme-
si söz konusudur.
Ben kendi hesabıma. bu ada turizmi
rüyam gerçekleşecek olursa otoyollann-
da geç vakitlerde araba sellerinin ara-
sında koşuşup duran ve akşam yemeği,
ders çahşma ve uyku saatlerinde, yorul-
muş vüzleri ve solmuş benizleriyleegzoz
dumanlanndan zehir soluyan yavru-
cuklara da karşılannda ada bereketin-
den bir
pav düşer-
se. jaşa-
mak utan-
cımdan
bu beni
belkibiraz
kurtanr
umudun-
davım.
ARADABIR
NUSRET KEMAL OTYAM
Susurlukve 1965-1995!
Susurluk kazası devlet düzenimızdeki çürümüş-
lüğü olanca çıplaklığıyla gün yüzüne çıkardı ve su-
daki halkalarörneği yayıldıkçayayıldı. Ülkenin gün-
demi bu nedenle sürekli saptırılıyor, çarpıtılıyor. Işık
dalgalarının biryansıtıcıda kınlması gibi belli yerler-
den açmazlara gidiyor. Öyle ki halkımızın temel ya-
kınma konusu olan ekonomik bozukluk ve enflas-
yon sorunu, Güneydoğu, eğitimdeki çarpıklık, sağ-
lık sorunları geriye itildi, seçimde verilen sözler ar-
tık ağıza alınmıyor. "Faili meçhul" dedikleri suçlu-
su bilinmeyen ya da bulunmayan, hatta bilinip de
ortaya çıkarılmayan nice kanlı olaylann dosyaları
raflarda bekletiliyor.
Türkiye Cumnuriyeti'ni bugünlere getiren nice
olayları, konulan iyi irdelemek, sağlıklı, dürüst so-
nuçlara varabilmek için 1965-1995 yıllarını kapsa-
yan otuz yıllık süreci yeniden gündeme geçirmek,
düşünmek zorunludur, gerekiidir. Öğrenci olayları-
nı gerekçe gösterip kışkırtıcı ajanlarla toplumu ger-
ginleştirmek, ekonomik sapmalaria bir zengın (ka-
pitalist) sınıf yaratmaya çabalamak, din sömürüsü-
nü ülkenin geleceğini düşünmeden sürdürmek o yıl-
ların temel özellikleri arasındadır. Amerikan 6. Filo-
su'nun protestosunda, Beyazıt Alanı'nda, 1 Mayıs
1977 Taksim olayında, gençlerimizin kamplara bö-
lünüp birbirlerine düşürülmesinde ve daha nice
kanlı olayda suçlu kişilerden yaşayanlar aramızda-
lar. Bunlardan kimileri devlette görevlidirler. Abdi
Ipekçi, Bahriye Üçok, Ümit Kaftancıoğlu, Cavit
Orhan Tütengil, Muammer Aksoy, Uğur Mum-
cu, Doğan Öz cinayetleri ve daha pek çokları ka-
ranlıklarını yaşıyorlar... Bugün ortaya rastlantı sonu-
cu çıkan çeteler, kaçakçı şebekeleri ve mafyatik ör-
gütîer o yıllann ürünüdür. Bu tip ilişkilerde adı ge-
çenlerden çoğunun 1980 öncesi MC iktidarları dö-
neminde belli bir partinin gençlik kollannda görev
yaptıklan ve devletin değişik güvenlik kuruluşlan-
na alındıklan yıllarca bilinen gerçeklerdendir.
Türkiye en önemli kalkınma şansını Köy Enstitü-
leri'nin kapatılmasıyla yitirmiştir. Banş gönüllüleri-
nin çalışmalan ürünlerini vermeyi sürdürmekte,
olaylar planlı bir biçimde ülkemizin gündeminden
eksilmemektedir. Şimdi de temel eğitimin sekiz yıl
olması tartışılıyor. Geç kalınan bu konuda koalisyo-
nun büyük ortağı niçin direniyor ki? Çağdaş uygar-
lık düzeyine sallabaşlarla mı erişeceğimizi düşün-
mektedir? Din, ticarette vurgunu, yalanı, üçkâğıdı
reddeder, ama dinsel amaçlı ticaret kuruluşlan eko-
nomimize egemen duruma gelmışlerdir. Daha öte-
si, yalan, talan, takıyye denilen ahlak dışı davranış-
lar, ciddiyetsiziik. sorumsuzluk devletin saygınlığı-
nı kemirip durmaktadır.
Siyasal partilerde şimdilik umut verici bir tavır gö-
rülmüyor. Ancak sivıl toplum örgütleri güçleri yetti-
ğince savaşımlannı sürdü-
rüyorlar, ki çabalan yine de
halkımızın tek güveni ve
gücüdür. Demokrasiyi
kendi çıkarianna göre yo-
rumlayıp uygulamak iste-
yenler bakımından çağ-
daş gerçeklerle, Türk hal-
kının direnciyle karşılaş-
maları için fazla zamanları
kalmamıştır.
Eskilerden
kurtulmanın
tam zamanı. A
Eski elektrikli süpürgenizi
getirin, yepyeni Bosch
elektrikli
ipürgeltsupumeıerını
3.000.000 TL
indirimli
alın.
activaoı
/
ESKİ SÜPÜRGENİZİ 3 MİLYON TL'YE GERİ ALIYORUZ.
BBS610C 1200 ^Vart
BBS61Û3 1200 Wat1
BBS6200 1300 Watt
SSO 1201 1400 iıVart
B8S7241 1400Walt
33S S563 1500 A'att
3WS 15OD ÜOOV^an ™ ,
1S120OOO
1 9 1 20 000
21320 000
25-00 000
;& 020 ooo
3c i-aooo
35 170COO
3 0OCO0O ,
3 00C 000
3 00C0O0
3 00COO0
3 DCO 000
3 CCO 003
3 Û-CO 000
16 1 20 000
16 120.000
18 320 000
23 1 00 000
26 320 000
33 ' 70 000
33 170 000
ı 3 000 000
| 3 000 D00
3 00O 000
1
3 000 OOC
3 000 000
3OO0 0CC
3 000C-CO
3 290 OOC
3 290 000 ı
3 73OC0C
•S710COC
5 3O0C-OO
6 760 000
5 760 000 ,
22 740 000
22.740 000
25 390 000
3- 263 0-00
34 830 000
43 560 000
43 560 000
19.740 000
19 740 000
22 380 000
28 250 OOC
31 800 000
40 560 000
40 560 000
2 49CÖO0
2 480 OOO
2 B1C 300
3 550 3D0
3 990 000
5 090 000
5 090 000
25 32C 000
25 32C 000
28 230 000
34 950 300
38 91C OOC
48 810 00":
48 810 000
22 32C 000
22 320 000
25 2&0 000
31 950 000
35 9" C 000
«5 8lû 000
45 81C0O0
2 033 000
2 033 000
2300 000
2 9 » 000
3 273 000
4 173 000
4 1 70 000
27 360 000
27 360OO0
30 600 000
37 800 000
42 240 000
5-3 CKD 000
53 040 000
24 360 000
24 360 OOC
27 600 000
34 800 000
39 240 000
50 040 000
50 040 000
KADIKOY 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ
1997-14 Ter. Tasfıye,
Mahkememızce 27.3.1997 tarih ve 1997/14-43 sayılı
kararla muns Fatma Ergül'ün terekesine malvarlığının
tasfıye ışlemlen bu kerre tamamlandığından tasfiyenin
kapatıldığı hususu ılan olunur. 28.3.1997
Basın: 13743
r3 OOO DOC 1 ıtd)^ "iden yarartafVicaıc r Ywc3rıd3/c ^tuntetm yan s>ra îüm Bosch vrun!enr?de
d-eğ'Şfk av-s/ıte,ıar'a kampanya süTnekted>r Fıyaüara KDV dab ktrr KDV ve dığeı *e-gı<erdek aeçs <wk ityat'ara vansat'acaK&r Kampanyam<z 15 04 '997 tanh'nöe
sora e'ecektır Perskenoc saûş 'ryattrdan peşmat dvsu/djklsr son'a 6 taks ne ^ 5 2+KDV P -aksrns *-6,2*KDt'
1
2 ta<s ne <JD6 4+KDV o^anmda ayUk basıt fasz
uygvian^yştır h/ai,anTM2 Turk Uras* dr 6u kampanya BSG Gtvrberg Ev A'etfer
T
ıcaret AŞ (Cema, Sah<
r
Scka* 26*28 '•tec/ctıyekoy ıstanbu'i lara.tnda.-j
duzsnfe-ımt&r 0^",enma BOSCH Yetkıt. Sat/oar ta^hndsn tesJ'-n ed'tecettr Sanay ve Ttcaret Satan'ıp' nca 25 05 1994 tarth v« 2*940 sayrlıfîesrm Gareîe'de
ıian edilen teDlt
Ürünlerimiz stok miktarlanyla stnırftdtr.
BOSCHEBH
TSfkly*'nin En Yaygm S*rvis Ağı
Sıze en yakın Bosch baytsmt veya Bosch servısını Öğren-nek ıçm Bosch EMgı Haîtı n ocetsız arayabılırsmız
Aynca bu hattan kamparyafnız le (Igılı tum bılgılen de alabtlı
r
stn2
BOSCHEn doğru seçim
PENCERE
Iç Savaş?..
"Iç savaş" deyişi siyasal yaşamda sık sık kullanı-
lır oldu; önce Erbakan dile getirdi:
"8u iş ya kanlı olacak, dedi, ya kansız!.."
Refahçı iktidara kansız geçti: ama koltuğu kansız
bırakacak mı?.. Takkeli Hoca'nın söylemi, iç savaş
cepheleşmesinde bu ülkenin topraklannı tohumlu-
yor; Erbakan'a göre Türkiye ikiye ayrılıyor:
Inanmayanlar... (Kâfirler)
Inananlar... (Müslümanlar)
•
Mesut Yılmaz'ın konuşması da ilginç!..
ANAP lıderı diyor ki:
"Biz orta yolu bulmaya çalışıyoruz. Bu meselele-
ri kavga için kullanırsanız, Türkiye'yi belki iç savaşa
sürüklersiniz. Bıri ister ki okullar dinsiz ve milliyetsiz
bir nesil yetiştirsin. Diğeri için imam-hatipler onla-
rın arka bahçesi, yetişenler mücahitlehdir."
İlginç değil mi?..
Kimmiş Cumhuriyet Türkiyesi'nin "okullan dinsiz
ve milliyetsiz bir nesıl yetiştirsin" diyenler?..
Sayın Yılmaz, bu yaklaşımla orta yolu bulamaz;
Türkiye'yi şeriatçıya teslim eder...
Nasıl teslim eder?..
Kanlı mı?.. Kansız mı?.. Partamentoculukla mı?..
Yoksa iç savaşla mı?..
•
Iç savaş ne demek?..
Bir ülke ikiye aynlır, iki tarafın da ordusu oluşur, bo-
ğazlaşma başlar...
Türkiye'de bunun denemesi yapıldı, yaşanan de-
neyin daha dumanı tütüyor. Güneydoğu'da PKK'nin
amacı neydi?.. Silahla Türkiye'yi bölmek!.. "Gerilla
savaşı" düzenli ordunun başa çıkabileceği yöntem
değildir. Ancak Silahlı Kuvvetler, PKK'yı tepeledi.
Neden?..
Ondunun üstün yeteneğınde gerilla savaşına uyum
esneklıği yaratıldı. Anadolu halkı, ordunun arkasın-
daydı; Güneydoğu'da PKK soyutlandı, eski deyim-
letecritedildi. Kimden?.. Halktan!.. Bir ordunun ba-
şarı olanağı. halkla bütünleştiği orandadır.
Şeriatçılar. hele yanılıp da silahlı yöntemleri dene-
meye kalkışsınlar...
"Yüzde 99'u Müslüman olan" halkın -yüzde
80'inin değil- yüzde 9O'ı aşkın çoğunluğunun Türk
Silahlı Kuvvetteri'yte bütünleştiğini göreceklerdir. Kim
karayobazın yanında yer alıp kendi askerine kurşun
sıkar?..
•
Peki, siyasal parti lideheri kanlı iç savaş olasılığı-
nı neden dile getiriyorlar?..
Iş o kerteye mi geldi?..
Hayır!..
Bugün için iç savaş olasıhğı yok; ama ülke bu yol-
datohumlanıyor; Türkiye iç savaş tuzağına çekiliyor.
Şeriatçı ideolojiyle yetiştirilen her çocuk için laik Tür-
kiye Cumhuriyeti "dar-ül harp"Wr, Islamı "ibadet"
kapsamında değil, "fıkıh" yöntemleriyle genç kafa-
laraaşılarsanız, Müslümanın Müslümanla boğazlaş-
masına yatınm yaparsınız.
Evet, bu yapılıyor.
•
Islam dini 1400 yıllık geçmişiyle, tasavvufuyla, sa-
natıyla, kültürüyle. ince ve derin bir inancın örgüsü-
nü içerirken, Müslümanlığın siyasallaşması sürecin-
de ham softalarfa kara yobazların eline geçerek ka-
balaşıyor. '"
Bir düşünün bakalım: 8 yıllık zorunlu temel eğitim
tartışmasında 20 milyon Alevi ne'rede?..
Alevinin adı yok!..
:
'
MALKARA KADASTRO
M\HKEMESİ'NDEN
Esas No'lan: 1- 1985-644, 2- 1985/646, 3- 1985/645.
KararNoian: 1996/8, 1996/10, 1996/9.
Davacılar: 1 - Nazmıye Gün, 2- Muammer Evci, 3- Ra-
him Evcı. 4- Ismail Evcı. 5- Behiye Evcı, 6- Nazıye El-
gün, 7- Sabriye Evci. 8- tsmaıl Tuntun, 9- Şefıka Öz, 10-
Hüseyin Kılıç. 11- Mehmed Kılıç, 12- Kadnye Efe. 13-
Mehmet Evci. 14- Hüseyin Tutun, ı5- Muzaffer Evci'ye
vekaleten Muammer E\cı. 16- Rasım Evcı-Çavuş Köyü-
Malkara.
Vekılleri: Av. Hüseyin Bakkal-Tekırdağ, Av. Mümın
Baykal-Malkara.
Müdahil: 1 - Naciye Eker-Malkara.
Vekılı: Av. Mümin Baykal-Malkara.
Davalılar: 1- HayTettın Başaraner, 2- Saadettm Başa-
raner-Hacıevhat Mah. Zülfıkarağa Cad. Malkara. 3- Nu-
nye Başaraner, Demırcılı Kövü-Malkara.
Dahili Dav alılar: 1 - Nimet Oge Erkmen (Görson) ölek-
lı mirasçılan.
a) Süheyla Öztürk. b) Cengiz Görson-Yeni Mah. As-
kent Sitesi'5'Blok No: 10 Bakırköylst.
V'ekillen: Av. Sıbel Görson, Av. Nusret Karasu - incir-
li Cad. No: 1/37-38 Kat: 4 tmar Bankası üstü, Bakırköy
Kaymakamlığı karşısı - Istanbul.
c) Gürbüz Erkmen Askent Sitesi 5-Blok No: 10 Yeni
Mah. Bakırköy lst., d) Tank Görson-lstanbul.
Dava: Tespıte ıtıraz ve tescıl.
DavaTarihi:4.10.1985
KararTarihi: 7.3.1996
Parseller: 361-372-210.
Yukanda yazılı bulunan davacılar Nazmiye Gün ve ar-
kadaşlan vekili Av. Mümın Ba>kal tarafindan. davalılan
Saadettın Başaraner ve arkadaşlan aleyhine açılan tespi-
te itiraz ve tescıl da\astnın açık olarak yapılan duruşma-
sı sonunda:
1 - Davacılann dav asının kabulüne - Komisyon karan-
nın iptalıne, Malkara Çavuş Köyü'ne ait 361 sayılı par-
selin ilk tespit gibi tapuya tescılıne dair mahkememizden
verilen 7.3.1996 tanh. 1985/644 E.. 1996'8K.
2- Davacılann davasının kabulüne - Komisyon kararı-
nın iptalıne, Malkara Çavuş Köyü'ne ait 210 sayilı par-
selin ilk tespit gıbi tapuya tesciline dair mahkememizden
verilen 7.3.1996 tanh, 1985.646 E., 1996/10 K.
3- Davacılann davasının kabulüne - Komisyon karan-
nın iptaline. Malkara Çavuş Köyü'ne ait 372 sayılı par-
selin ilk tespit gibi tapuya tesciline dair mahkememizden
verilen 7.3.1996 tarih. 1985'645E., 1996/9 K. sayılı karar
davalılardan Nimet oğlu Tank Görson ile Gürbüz Erk-
men'in adresınin bılınmedığinden adı geçen davalılara
karann ilanen tebliği gerektığinden, işbu karann gazete
ilanından itibaren 15 gün sonra teblığ edilmiş sayılmasına,
davacılar tarafindan karann temyız edilmemesı halinde
süre hitamında kesınleşmış sayılacağı ılan olunur.
Basın: 12673
MALATYA ASLIYE 3. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1997'100
Davacı Bülent Gür tarafindan açılan çek iptali davasın-
da:
Malatya Pamukbank Şubesi'ne ait 3468286 ve
3468287 nolu çeklerin iptaline karar verilmesi istenihniş-
tir.
Arıılan çeklerı ellennde bulunduranlann ilan tarihin-
den itibaren üç ay içerisınde mahkememizin yukanda
numarası yazılı dosyasında ıbraz etmeleri aksi takdirde
çeklenn geçersiz sayılacagı ilan olunur.
Basın: 13296