25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yaym Koordınatöru Hikmet Çetinkaya 0 Yazıışlerı Müdürlen ıbrahimVıldız(Sorumlu), DinçTayanç 0 Haber Merkezı Müdüıü Hakân Kara 0 Gorsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler Şioasi Damşoğlu 0 tstıhbarat. Cengiz Y üdınm 0 Kultur HanHan Şenköken 0 Spor' Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Dûzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf- Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge: Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yaym Kurulıt tlun Sdçuk(Başkan), Orhan Erinç. Oktay Kartböke. Hikmet Çetinkaya,Şükran Soner, ErgunBakvDiırçTayanç, tbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mnstafı BaJbav, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısr Mustafa Balba) 0 Haber Mûdüni; Dogan Akııı Atatiırk Bulvan No 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 ("> hat). Faks 4195027 0 lzmır Temsılcısı SerdarKtnk,RZıyaBh 1352S.2/3Tel 4411220, Faks 44191170Adana'Temsılcısı:ÇetinYiğeDoğlu, tnönüCA 119 S No 1 Kat 1, Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15 Koordmator Ahmet korulsan 0 Muhasebe Bülcnt Yener 0 İdare HüseyinGürer0!şletme ÖnderÇelik0Bügı-İşlem Naü Inal 0 Bılgısayar Sıstem Mürüvet Çiler MEDYA C: • Yonetun Kurulu Başkam - Genel Müdur Gülbin Erduran # Koordınator Reha lşıtman • Genel Mudur Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Yayımla)8D ve Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş TürkocağıCad 39<4l CajUloğlu 34334 lsL PK 246 Istanblll Tel (0.212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0'212) 513 85 95 27NİSAN 1997 Imsak: 4.23 Gûneş:6.01 Öğle: 13.09 tkindi: 16.56 Akşam: 20.03 Yatsı: 21.34 Öğretmen adaylarına müjde • ANKARA (ANKA) - Mıllı Eğıtim Bakanlığı'nın, açığın kapatılamaması nedeniyle öğretmenlik hakkı tanıdığı işsiz ünıversıte mezunlannın atama çilesi sona eriyor. Mılli Eğitim Bakanlığı'nın, 19bin öğretmen kadrosu için beklediği atama ızninin gelecek hafta başında venleceği öğrenildi. Atama iznınin verilmesı halinde kendilerine esas kura numarası verilen yaklaşık 25 bın adaydan ilİc 19 bini, bilgisayar kurası ile göreve başlatılacak. Kura numarası verilen dığer adaylar ise göreve başlamayan \e emekhlikle boşalan kadrolara atanacak. Çozucu maddelep ve sinir sistemi • CHICAGO(AA)- Boston Üniversitesi Eczacıhk Fakültesı'nde yapılan bir araştırmaya göre boyalar, zamklar, ev kadınlannın kullandıklan temizlik maddeleri ve endüstnnin birçok dalında kullanılan malzemede bulunan çözücü maddeler. ınsanlann sınır sıstemlennde tahnbata yol açfyor. Çözücü maddelerden yayılan buhan sürekli teneflfüs eden ınsanlann sınir sısteminın bozulduğunu belirten Prof. Roberta Whıte ve Prof Susan Proctor, beyinden başlayan etkının giderek vücudun dığer bölgelerine yayıldığını kaydetti Özbek'in resim sergisi • DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Ressam Astsubay Hüsamettın Ûzbek'in 5. kışısel resım sergisi yann Diyarbakır Devlet Güzel Sanatlar Galensı'nde açılıyor Suluboya eserlenn yer alacağı sergı saat 09.00'la 17.30 arasında gezilebilecek. Atatürk diyor ki: Artık duramayız, kesinlikle ilen gideceğiz. Geriye ise hiç gidemeyiz. Çünkü ileri gitmek zorundayız. Ulus açıkça bilmelidir. Uygarlık öyle güçlü bır ateştir ki ona ilgisiz kalanlan yakar ve yok eder. 1925, M. K. Atatürk Neâlâ Sakallı belediye başkanlan Atatürk'ün, laikliğin, cumhunyetin aleyhinde konuşabılecek, bir general bunlara karşı çıkınca eleştirilecek. Bu demokrasi yahızca yobazlan mı kollar. Ne âlâ. Yok öyle yağma beyler. Herkes Özbek Paşa gib» düşünuyor, ayağınızı denk alın.. suyunuz ısınıyor. Pazarın fıkrası Temel'in küçük oğlu Cemal dana ilkokula gitmesine ka"şın kuçücük yaşta küfre alısmıştı. Öğretmeni bir gün da/anamayıp: - Cğlum sen bu küfürieri kinden öğreniyorsun ba<iim? dıye sordu. Cemal: - Eabamdan, diye yaiıtlayınca öğretmen: - Eabanı bana çağır, dedi. Erası gün Temel okuldaydı. Ööretmen çıkıştı. Küçücük çoruklann yanında daha drtkatti, daha terbiyeli olırıması gerektiğini, küfür etnenın ayıp olduğunu Tenel'e anlattı. Temel öçretmene hak vererek: - iaklısm hocanım, bundan scnra küfür edenin anastnı avadını... Brtiyatrohaberi Osman Cavcı-Yaman Tizcet-Zeki Yurtbaşı "Eütün Oylar Kanma" konedisıyle Ege Turnesi yayyorlar. Hepsi de sevilen kcmedyenler, kaçırmayın Eeliler. Anaokuluna gidemeyen çocuklann evde ana-baba tarafmdan eğitilmesini öngören yeni proje Okııl öncesi4 açık' eğitimFİGENATALAY Anneler, okul öncesi eğıtim ku- rumlanna gönderemediğiniz ço- cuğunuz için üzülmenize gerek yok. Siz onun öğretmeni olabilır- siniz. Kitaplar ve oyuncaklar eş- liğinde her gün belli bir süre ayı- racağımz çocuğunuza, uzmanla- nn da desteğiyle okul öncesi eğı- tımi siz verebilirsiniz. Ya-Pa'nın başlattığı "OkulÖn- cesindeAçıkEğHim'' projesi. okul yerine evi, öğretmen yerine de an- neyi koyuyor. Uygulamayı kitap- larve oyuncaklarla da destekliyor. Bu uygulama daha çok okul ön- cesi eğitim kurumlanndan yarar- lanma olanağı olmayan çocukla- ra sesleniyor. _ Ya-Pa Genel Müdürü Turtun Ozüduru, temel amaçlannın, ana- okuluna giden ya da gitmeyen 0- Ya-Pa. "Neden kitap" sorusunu şöyle yanıtlıyor: Eğitimciler, çocuğun dil gelişimini etkileyen en önemli ve ilk çevrenin, okuldan önce ev olduğunda fikir birliğindeler. Öğrenmenin büyük bölümü, dil ve okuma yoluy- la olur. Okul öncesi dönemındeki çocuklar, oku- ma bilmediklerine göre bu görev ana-babalara düşmektedir. Altmcı aydan üç yaşına kadar ço- cuğa alınan kıtaplarda az yazı bol resim olmalı- dır. Çocuğun yaşamında. en önemli duyu organı Kitapla erken tanışmak önemli gözdür. Çünkü görme ko- nuşmadan önce gelir. Ço- cuk konuşmaya başlama- dan önce bakıp tanımayı öğrenir. Çocuk, erken yaş- lardan itibaren kitapla tanıştınlmalıdır. Çocuğun kitapla tanışması sayesinde iki yönlü ögrenme başlar. Bunlar, duyarak öğrendiği sözcükleri ta- nıma, du>Tnadığı sözcükleri görerek öğrenmedir. Böylece çocuk, duyduklanyla gördükleri arasın- da ılişkı kurmaya başlar. Ilişki kurmaya başlaması ise düşünmeye başlaması demektir. 6 yaş grubuna eğıtim araç-gereç- leri ulaştırarak, anne-babalan da öğretmen yerine koyarak okul ön- cesi eğitim hizmeti vermek oldu- ğunu belirtiyor. Bu yörftemle ve- rilen eğitimin, kurumlardaki egi- timle kryaslanamayacağına dikkat çeken Ozüduru, şöyle konuşuyor "Eğitimin üç temel öfesi var: OkuL öğretmen ve kitap. Okul bi- nasıyerineevi,öğretmenyerine an- ne babayı koyuyoruz. Kitabı da bizveriyoruz. Tabii ki nitelik fark- h. Okııİla evi, öğretmenle anneyi kıyaslayamayız. Okulda verilen eğitimin kaütesi De bizim uygula- mamız tarnşüamaz. Ama hiç yok- tan iyidir. Milli Eğitim Bakanb- ğı'nın açıklamalanna göre Tfirki- ye'de okul öncesi eğitim kurumla- nna giden çocuk oranı yüzde9.Y«- ni 0-6 yaş grubunda olan çocuk- lann yüzde 9l'i okulöncesieğmm- den yararlanamryor. Büyümekte oian çocuklann yavaş geKşen sis- temi beklemesi mümkün olmadı- ğma göre en akla yakın çözüm Nükleere helvolıprotesto Çernobil'in 11 'inci yıldönümünde rüm dünyada ve Türkrye'de nükleer santrallar protesto edildi. Sinop, Mersin, Akkuyu ve Sa- mandağTnda nükleere karşı çeşitü etkinlikler gerçekkştirilirken tstanbul'da Yeşil tsy an Çevre Grubu tarafından Ortaköy Mevda- nı'nda düzenlenen e> lenıde, insanlar, nükleer santrallara karsı çık- ma\a çağnldı. Çernobil faciasından Türkiye'nin de etkilendiğini belirten çevreci grup üyeleri, nükleer santrallann normal çanşma sırasında bile radyasyon yay dığmı savundular. Üzerine radyasyon tehlikesi işareti bulunan beVaz bir tulum gi\en \e gaz maskesi ta- kan çe\re grubu söztüsü Murat Ak.su, kamuoyunun dikkatini radyasyon nedeniyle lösemiye yakalannuş çocuklara çekmek ama- cıyla saçlannı kazrtü. "Doğanın hervasım ya şimdiden yiyin ya da nükleer santrallara karşı bir imza verin'" diyenek mey danda hel- \a kavuran grubun üyelerinden Osman Akkuş ise herkesi Yeşil İsyan Çevre Grubu ve Çepeçevre gazetesi tarafından yaklaşık bir vıkür sürdürükn "N ükleer Santrala Karşı Bir İmza Verin" kam- panyasına kaülmaya çağırdı. (Fotoğraf: IPEK YEZDANt) okul öncesinde açık eğitim.'' Açık Okul Öncesi Eğitim Pro- jesi'nden yararlanmak için Ya-Pa çocuk mağazalanndan herhangı binne gıdip yıllık iki mılyon lira karşılığında Ya-Pa Çocuk Kulü- bü'ne üye olmak gerekiyor. Ma- ğazalarda sürekli görev yapan pe- dagog ya da çocuk gelişim uzma- nı, çocuğa, gelişim düzeyıni be- lirlemek amacıyla bir test uygu- luyor. Kişilik ya da zekâ ölçmey- le ilgisi olmayan bu testle, çocu- ğun genel olarak dinleme, anlama, sınıflama, sıralama, problem çöz- me, kalem kullanma ve anlatma becerileri gözleniyor, gelişim dü- zeyi belırleniyor. Daha sonra çocuğa uygun kitap ve eğitsel dokümanlardan oluşan eğıtim setı birinci ay için aıleye önerilıyor. Bunun yanı sıra anne babalara rehberkitaplar ve mini bır kılavıız sunuluyor. Aynca anne- babalara her gün düzenli olarak çocuklanyla bırlıkte olmalan ve bu birlikteliklen sırasında kitap kul- lanmalan daöneriliyor. Bu birlik- teliğın değerlendirilmesi için an- ne-babalann küçük bır ödevleri bulunuyor. Bu ödev aylık bir tak- vimden oluşuyor. Anne-baba bu takvimı her gün işaretlıyor. Ayhk değeriendirme Bınncı ay sonunda anne-baba ve çocuk mağazaya geldiğinde, bu takvim aracılığıyla çocuğun ve ailenın hem birbirleriyle hem de kitapla iletişirru gözlenebiliyor. Çocukta davranış bozukluklan varsa bu da anne babayla konuşu- luyor, doğru davranış kazandır- ma konusunda rehberlik yapılı- yor. Ya-Pa Osküdar-Ümraniye Ba- yisi olan iki çocuk annesi Mine Göktaş, projeyle ilgilı şunlan söy- lüyor: "Bu projeyle,okul öncesi eği- timden yarartanamayan çocukla- ra ulaşmayı. onlan erken çocuk- luk döneminde kitapla tanışnrma amaçlanmaktadır. Çok klasikleş- miş bir söylemle kitap okuyanLa okumayan nasıl bir değüse, erken çocukluk döneminde kitapla ta- cuşip ciddi bir okul öncesi eğhim- den geçerek okul y r aşannsma baş- layan bir çocukla, bu eğitimi al- mamış olan arasında büyük fark- lılıklar oluşmaktadır. Ne yazık ki biz ebe\eynlerin büyük bölümü bu farkm ayırduıa ancak her şey olup bittikten sonra vanyoruz." SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN Erbakan döndü Diyeceksiniz ki: "Bu yeni bir şey değil, biz böyle şeylerine alışığız." Havaalanına iner inmez ayağının tozuyla: "Bak bir gittim geldim, hepinizin ayan bozulmüş" dedi. Erbakan... Senin bir yerin bozuk ama bunu tam tespit etmek için ne yapmak lazım bilemiyorum. Türk tiyatrosu Hacı Birçok kişi bizim siyasetçilerimizin hacda yaptıklanna kızdı, eleştirdi. Ben ise tüm yaptıklannı, zikirierini, sinek avlamalannı, her şeylerini normal karşıladım. Hac bir dini inançtır. Orada insanlar bizim istediğimiz gibi değil, kendi istedikleri gibi davranırlar. Bu onlann en doğal hakkıdır... Benim istemediğim şey, bu adamların bizi yönetmesi. Beni bunlar yönetmesin.. daha çağdaş insanlar yönetsin istiyoaım. Onlar da gene istediklerini yapsınlar, kim kanşır. Ama bizi yönetmesinler. Kendilerini yönetmekten aciz insanlar tarafından yönetilmek gücüme gidiyor. 'Pazar'lık ve duvarlık sözler: Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün getirdiğinden daha verimli olursa, o ülke batar. Montesquieu ZAMANI, ÜRETEREK TÜKETİN. • Mesut Kara, "Artizler Kahvesi" kitabında Yeşilçam'ın emekçi oyuncularını anlatıyor. • Samsun'dan Barış ve Boyut dergileri geldi, teşekkürler. • Sevgili Savaş Ay'dan "Ay Hikâyeleri" Parantez Yayınları'ndan çıktı. • Istanbul Kız Lisesi Mezunlan "Geleneksel t Marşlarımızı j Yaşatalım" adı altında bir kitapçık- göndermiş. Bu haftaki köşemi, kan koca tiyatroya büyük emek veren iki sanatçı dostumdan hanım olanının bana gönderdiği bir mektuba ayırmak istiyorum. Mizah ve oyun yazan arkadaşım Necef Uğurlu aşağıdaki mektubu göndermiş. Aynen size iletiyorum. O da Türk Tiyatrosu için bunlan düşünuyor: Bir süredir "Okullarda Tıyatro Dersleri" sloganım tüm tiyatro camiası tarafından benimsendi. Necef de bu düşünceyi destekleyenlerden biri. Işte mektubu: Sayın Müjdat Gezen'in dikkatine Konu: Okullarda Tıyatro Dersi Verilmesi Hakkında Sevgili Müjdat: Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazını okudum. Bu konu ile ilgili yarariı olur düşüncesi ile bu faksı yolluyorum. Sevgili Müjdat, benim okuduğum okulda seçmeli ama bir biçimde seçilmesi mecburi kılınan 'Humaniter Bilimler' adlı bir dersimiz vardı. Bu ders sayesinde iyi birsınema, tıyatro izleyicisi olmayı, müzeleri gezmeyi, resim seyretme zevkini öğrendik. O zamanın imkânları sadece de dia göstehlerine imkân veriyordu. Şimdi ise videolar bu imkânı verecek. Sanatın, insanın zihinsel dünyasını geliştirecek zevklehn tümü bu ders sayesinde beynimize çakıldı. Yaşımız 13-14 idi. Kitaplar, tiyatro oyunlan, heykeller, resimler velhasıl bu insani bilimlerin tümü öyle iştahımızı açtı ki elimize ilk geçen fırsatta bunlan bire biryaşamak nerede ise temel güdümüz oldu. Aramızda sanata bire biryönelen Bayrampaşa savcısr 12 Eyfül faşizmi zamantnda orada bir süre yattım. Zor yerdir. Ama şimdiki savcı oradakilere öylesine insancıl yaklaşıyor ki, içerdekiler, "Bu yaştan sonra insantığımızı hissettik" diyortar. Insanca olmak kadar insanca bir şey olamaz. Bu savciyi kutluyorum. arkadaşlar azınlıkta ama, sanat ile ilgilenen izleyıci tümümüz olduk. Bu bence çok önemli. Yeteneklerin yönlendirilmesi, onlann scolastik eğilimleri biliyorsun SATdenilen bazı testlerle mümkün. Belki bir gün bizim ülkemizde de olur. Böylece konservatuvariar ve özellikle ödenekli kurumlar birer nepotizm yuvası olmaktan çıkar ve Turgut AktelVn yaptığı bilimsel bir araştırmaya göre 187akrabanın bihikte çalıştığı devlet tiyatrolan yerine yurdun heryerinden çocuklann yeteneklenne göre konuşlandığı (akrabalıklan değil) sanat kurumlanmız olur. Neyse, diyeceğim şu ki, bu ders artist olmak ötesinde insan gibi insani zevklehn oluşmasına yardım eder. Şu an buna çok ihtiyacımız var. İnsani her eylem Türkiye'de destek beklerken böyle bir dersi, hem de uluslararası standartlarda yeri olan kendi kültürümüzün tatlan ile renklendirerek çocuklara vermek yaratlı olur düşüncesindeyim. İyi tiyatro izleyicisi, donanımlı insanla olur. Düşüncelerimi paylaşmak istedim. Sevgiler. NECEF UĞURLU Dünyanın pek çok ülkesinde ta anaokullanndan itibaren tiyatro bir ders olmaktan öte bir yaşam biçimi olarak çıkıyor karşımıza. Bizdeki bilgisiz ilgililer nasıl olsa bunu yapmayacakJar. Hiç olmazsa biz ilgisiz bilgililer (tiyatro konusunda tabii), durmadan bunu yineleyelim. Bakarsın bir gün gerçekleşir. [••r- ATATÜRK, DÜŞMANU\RI İÇİN: "GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER" DEMİŞTİ. ŞİMDİ BİZ DE ATATÜRK DÜŞMANUVRI İÇİN AYNI ŞEYİ SÖYLÜYORUZ... Benl güldürenler Halit Kn/anç çok konuşmasıyla tanınır. Evet çok konuşur ama, bence tatlı konuşur. Özellikle aıle toplantılarında ben Halrt Ağabey'in ağzının içine bakanm. Hem donanımlı hem esprilidir... Yıllar önce evlerinde yemek yiyoruz. O zamanlar Halit Ağabey ülkenin en ünlü maç spikeri. Üstüne yok. Yemekten kalktık.. televizyonda Almanya-Brezilya milli futbol maçı başladı. Halit Ağabey bütün futbolcuları ezbere biliyor. Başladı maçı anlatmaya... Kaptırdı gidiyor. Eşi Bülbin Abla dayanamadı: "Halit, hiç olmazsa maç oynanırken sus" deyince Halit Ağabey: "Kanşma Bülbin.. prova yapıyorum" dedi... Geçenlerde Bülbin Abla: "Halit bu RTÜK'te hiç ahbabın varmı, telefonlannı biliyor musun " diye sorunca Halit Ağabey: "Senin RTÜK'le ne işin var?" demiş. Bülbin Abla da: "Telefon edeceğim, belki seni de bir iki gün kapatıhar, rahat ederim" diye yanıtlamış... Bu arada Halit Ağabeyime MSM Kitaplığı'na gönderdiği bir yığın kitap için de öğrencilerim adına teşekkür ediyorum. OKUYUN: Korrfüçyüs. İZLEYIN: Tıyatro Saati (Fikret Terzi)TRT 2. SEVİN: Havayı, suyu. Çorabın da modası varErkek, kadın, çocuk giysikri, mayolar ve gözlüklerden sonra çorapta da ilkbahar-yaz ve sonbahar-kış modası dönemi başladı. Wolford firmasL ürertiği çorap, tayt ve 'body'lerin 1997 ilkbahar-yaz koleksiyonunu tanıtmak amacıyla bir katalog hazıriadı. Geçmişin a%angard modasuun bugünün avangard tarzına yansıbldığı belirtilen ürünlerin tanınmı için moda fotoğrafçısı Helmut Nevvton'a dünyaca ünlü mankenler poz verdi. Ortaköy Jeans Bu basketbol takımının iki Amerikalısı tam Fenerbahçe maçının arifesinde kaçmışlar, gitmişler memleketlerine. Takım kalmış 6 Türk oyuncu ile. Rakip Fenerbahçe. Bundan önceki iki maçta da yenmiş Ortaköy'ü. Baştan sona izledim maçı. Ortaköylü altı genç bir şeyi kanrtlamak istercesine Fener'i yendiler. Hemen Türk Tiyatrosu geldi aklıma. Zaten ben ne görsem aklıma tiyatro gelir ama, Amerikalılar da oynamadan oynanabıliyormuş basketbol. Kendi oyunlarımızı doya doya oynayacağımız bir Türk Tiyatrosu dileğiyle... Türkiye seninle gurur duyuyor Bizim rnemlekette hırsıza, uğursuza, katile, çeteciye, hacıya, bacıya böyte bağınlıyor. Allahten Türkjye benimle gurur duymuyor. Kazara herhangi bir toplantida, buluşmada bana böyle bağırsalar çok utanacağım. Aklınızda bulunsun, sakın bize böyle bağırmayın. Biz ne hırsızlık ne çeteciiik ne hacıbk ne politikacılık yaptık. Lütfen. BEN YAZMAKTAN BIKTIM, SİZ İÇMEKTEN BIKMADINIZ AŞKOLSUN. NO SMOKING... Bir gözlem 1972yıhnda Madeira Adası'na gitmiştim. Adaya iner ınmez dikkatimi ilk çeken şey bütün genç kızlann gözlüklü oluşuydu. Çok ilgimi çekti ve önüme ilk çıkan kişiye sordum: - Burada ığne işi, oyacılık falan var mıdır? Adanın en temel kaynaklarından biri iğne oyacılığı imiş. Mesleğimin bana sağladığı gözlemcilik yanımın iyi işliyor olması çok hoşuma gitmişti... Aradan yıllar geçti. Şimdi artık o kızlar lens takıyorlardır. Dünya ilerliyor. (Bu bır gözlem değil, gerçek.) Dünya ileri gidiyor. Ya biz? g Özürlü ve sakatlar için ben yıllar önce ENGELLİ sözcüğünü önermiştim. Geçenlerde yapılan toplantida bu sözcük kabul edildi. Oyle ya, bu insanlar kimden, hangi nedenle özür dileyecekler?.. Onlardan çok dostlarım var. MEKTUPLARINIZI ZİVERBEY DURAĞI KADIKÖY İSTANBUL adresine yazabilirsiniz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle