23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 NİSAN 1997 PAZAR • 14 KULTUR B U G Ü N D Ü N Y A G R A F 1 K T A S A R I M G Ü N Ü Grafik Tasarımcı ve TürldyeSADIK KARAMUSTAFA "Ben bir grafik tasanmcıyun çünkü kendi dünyamı değjştirmek istivonım. Bu beni mutlu ediyor. Öniimü/deki binyılda sanıvorum grafik tasarım Üçüncü Dünya'dan gelecek. Grafik ta- sanmda yeni birdilin dev dalgası Üçün- cü Dünya'dan başlayacak. Ben bunun bir parçası olmak istiyorum." ICOGRADA'nın başlattığı 1997 Dünya Grafik Tasanm Günü projesı içın yolladığı yanıtta böyle diyor 25 yaşındakı Kenyalı genç tasarımcı Ng'ethe GithinjL Tel Avivlı grafik ta- sanm öğrencisı ShiraNhsan ise "Dün- ya çok hızlı değişiyor'' diyor ve ekliyor "Şu anda yeni ve modern dedjğtaniz birşey, bir dakika sonra eski>or. Tasa- nmcının bir iz bırakmak için zamanı yok. Izlcyici, onun yapbğı ise bir an ba- kıyor ve bakışlannı başka birinin işine çeviriyor. Bu yüzden tasanmcımn en önemii sorunu bir iz bırakmaktır." Tür- kiye'de çalışan Irlandalı reklam fotoğ- rafçısı, tasanmcı ve reklamcı PaulMc Mfllen yaklaşık on yıl önce bir dergi- nin tasanmcı kımdir sorusuna "Kira- hk katfldir" yanıtını vermiştı. Ameri- kalı tasarımcı Rkhard Saul VVurtnan ise kendisini "bilgüendirme miman'" diye tanımlıyor Neden tasanmcımn yeruden tanım- lanması? Yırminci yûzyılın ilk yan- sında yaşamış ünlü Fransız grafik ta- sanmcısı Cassandre, grafik tasanmcı- yı bırtelgraf operatörüne benzetiyor ve asıl görevinın mesajı açık-seçik ve doğru olarak iletmek olduğunu belır- tir Gerçekten de grafık tasanmcı 20. yy. boyunca hep yaptığı işin gensınde durdu. Sahnede (ön planda) mesaj var- dı. tasanmcı hep (gende)kulisteydi. Grafik tasanmcı 20. yy. boyunca mut- faktakı aşçı rolündeydi aslında. Sanat dallannda doğal olarak ünlii- ler ve starlar vardır. Mımarlık, moda. endüstri tasanmı gibi dallar hep star- lan pazarlarken grafikte star olarak anılan pek az insan vardır. lletışım ala- nında. ünlü olmuş gazeteciler, fotoğ- rafçılar, televizyon sunuculan hatta reklamcılar çokça mevcutken grafik tasanmcılann adı pek bilınmez. Belki de yüzyıhmızda modernızm. grafik ta- sanmcıya böyle bir konumu uygun gördü. Grafik tasanmcımn 20. yy. boyun- ca sürdürdüğü "telgraf operatörü" ko- numunun önümüzdeki yüzyılda deği- şeceğıni düşünüyorum. Bu değışıklik tabıı, grafik tasanmcımn artık a ünlü" olmak ıstemesınden kaynaklanmıyor; günümüz dünyasmdakı, yeni karmaşık sosyal ve kültürel ılişkiler. tasanmcı- nın toplum ıçındekı rolünü yeniden be- lirlıyor. "Teknoloji, kitte üretimini ve kidc iletişimini parçalıyor. 500 interak- tif kabio kanah, telsiz üetişim. Internet Td-Aviv Vital Tasanm Okulu öğrencisı SheUy Cohen'in çalışmasL /cOGRADA (Uluslararası Grafik Tasanm Demekleri Konseyi) Yönetim Kurulu, bu yıl Dünya Grafik Günü'nün konseptini oluşturma başkan yardımcısı Sadık Karamustafa'ya verdi. Karamustafa'nın önerisiyle bu yıl dünya grafik tasanm gündeminin konusu 'tasanmcının kendisi' oldu. DGG 97'nin teması "Üçüncü bin yılın eşiğinde grafik tasanmcı kavramını yeniden tanımlamak" olarak özetleniyor. yüksek kaliteli masaüstü yayımcılık, düşük tirajlı renkli baskı ve ayariana- biHr üretim. tasanmcımn a/ sayıda a- ma Ki tanımlannus. küçük topluluklar için tasanm vapmasını gerektire- cek"(*) Tasanm üretımmın bıçımi de- ğişiyor artık. Reklam sektöründe, sis- temin bir dişlisi durumunda olan, gö- revı, başkalannın verdiği "yaraöcı ka- rarlar"ı, görsel dile aktarmak olan gra- fik tasanmcı artık "creaktive tetmn in bir elemanı. Tasanmcımn müşten ile doğrudan temasından daha verimli so- nuçlar alınıyor. Batı'da. tasanmcı ile müşten arasında aracılık yapan "rep"ler (representative'temsilci söz- cüğünün kısaltılmışı) ortadan kalkı- yor, ışı verenle yapan. aynı takımın oyunculan gibı birlikte çalışıyorlar. Bılgısayar devnmi bırçok ara ele- manı ortadan kaldınyor. Makınenin başındakı tasanmcı çok şey bılmek, çok donanımlı olmak zorunda. "Eğer tasanmcılar öteki işkollan hakkında bilgi sahibi olmazlarsa, bir gün gelecek başkalan tasanmcılann bildiği baa şeyleri öğrenecek ve piyasamn gerek- sindiği sentez ve koordinasyonu onlar sağlayacaklar."(**) Tasanmcının do- nammı sadece teknolojiyle sınıriı de- ğil. "Tek bir konuda uzmanlaşma ar- ük devrini tamamladı. Felsefe, iletişim kuramu kültürel antmpokiji veelektro- nik teknolojiyi iyi büen, kültürel dona- nımlı tasanmcılara Uıtiyaanuz var. Ta- sanmcüar, bilgisayarlarda bulunma- yan kavrama yeteneğine sahip ohnah- dniar. Ancak bu yolda tasanm,'hızmet üreten' bir iş ohnaktan çıkıp küraıryo- nımcusu düzeyine yûksekbflecek- ICOGRADA'nm başlattığı projeye göre dünya tasanrncüanndan, tasanm öğretenlerden ve öğrenenlerden, tasa- nmcıyı yeniden tanımlamalan isteni- yor. Tasanmcının yeni tammında eği- timin çok önemli bir yeri var. Gelece- ğin dünyasında ancak iyi eğitim gör- müş, yetenekli, yaratıcı tasanmcılar var olabilecekler. Dünyayı tamyan, çevreye karşı duyarlı, meraklı, iyi oku- yan, teknolojiyle banşık, bilgısayann sadece bir araç değil yeni bir dil oldu- ğuna kanaat getirmiş, öteki tasanm di- siplinlerine karşı ilgili tasanmcılar ye- tiştirmek zorundayız. Türkiye'da tasanm eğitimi zor bir dönemeçten geçiyor. Mevcut üniversi- te sistemi ile eğitim elemanı yetiştir- mek neredeyse imkânsız. Çok düşük ücret ödendiği ve 8 saat mesaiye tabi tutulduklan için, ancak bu duruma " n a " gençler asistanlıgı seçiyorlar. Üniversitelerin grafik bölümlerindeki profesyonel tasanmcı-hoca sayısı çok az. Büyük bir çoğunluğunda resim kö- kenli eğitıciler ders veriyor. Aradaki tasanmcı-hoca açığı part-time sistemi ile eğitim yapmaktan haz alan gönül- lü profesyonellenn katkılanyla kapa- tılmaya çalışılıyor. Ögrenci seçme sistemi yanlış ve ek- sık. Üniversıte giriş sınavlannda taban puanı alan öğrenciler, tasanm eğitimi kurumlannın yetenek(!) sınavlanna kabul ediliyorlar. Birçoğu lisede kötü eğitim almış, ez kaza resim çizme ye- teneğine sahip ya da giriş kurslannda, nasıl çizerse sınavı kazanacağını iyi ezberlemiş öğrencilerle yapılıyor ta- sanm eğitimi. Doğru konuşmayı ve yazmayı bilmeyerüer var. Soru sormu- yorlar, itiraz etmiyorlar. 21. yûzyılın ideal tasanmcı tipinin bu tablodan çı- kabileceğını sanmıyorum. Oysa ne ka- dar ihtiyacı var Türkiye'nin iyi tasa- nmcılara. Devletin eğitim yatınmlannı gide- rek azalttığı bir düzende iyi tasanm eğitimıni, fazla kontenjan baskısıyla bunalmış devlet okullanyla sağlaya- mıyoruz. Seçme ve yerleştirme siste- mi kaliteyi düşürüp, daha yüksek sa- yıda öğrencinin okuyor görünmesine yol açıyor. Kaliteli öğretimelemanımn kıt olması nedeniyle paralı özel okul- lann tasanm bölûmleri açması kısa va- dede bana geçerli bir çözüm gibi gö- rünmüyor. Bina var, bilgisayar var, pa- ra var, öğrenci var ama hoca yok. Ne yarjacaksınız? Uçüncü bin yıla böyle giremeyiz. Bir çare bulmalıyız. (*) Katherine ve Michael McCoy. (**) Gunnar Swanso/L (***) Katherine ve MichaelMcCay ICOGRADA nedir? 40 ülkeden 60 grafik tasanm derneğinin bağb bulunduğu Grafik Tasanm Dernekleri Uluslararası Konseyi (ICOGRADA) bir grafik ve görsel iletişim örgütüdür. 1963'te, uluslararası düzeyde grafik tasanmın ve tasanmcının standartlannı yükseltmek amacıyla kurulmuştur. Grafik tasanmın hayatımıza katkısını arttırmak ve geliştirmek için çahşır. ICOGRADA, Avrupa Konseyi, UNESCO ve UNIDO nezdınde danışmanlık statüsüne sahiptir. Dünya Grafik Günü ICOGRADA, kuruluş günü olan 27 Nisan'ı, Dünya Grafik Günü olarak kutluyor. Dünya Grafik Günü'nde ICOGRADA üyesi ulusal dernekler, kendi ülkelerinde sergi, semıner, konferans, açık oturum, vb. etkinlikler düzenler. Dünya Grafik Günü etkinlikleriyle kamuoyunun ilgisı tasanmda ve tasanmcıda yoğunlaşıyor. Her ülkenin grafik tasanmcılan, kendi ülkelerine özgü bir konuda projeler ûretiyorlar. 1998 Dünya Grafik Günü'nün konusu: Ihap Hulusi 1998, ünlü grafik tasanmcımız Dıap Hulusi Görey'in yüzüncü doğum yıldönümü. Türkiye tasanm sektörü 1998'i lhap Hulusi yılı olarak kutlayacak. ICOGRADA Yönetim Kurulu Türk grafik tasanm tarihinin temel taşı olan lhap Hulusi'nin 1998 Dünya Grafik Günü'nde layıkıyla anılması için grafik derneklerine önerilerde bulunacak. Tema: Tasarımcı DGG '97'nin teması, "Üçüncû binyıhn e^igmde grafik tasanmcı kavTunmı yeniden tannniamakn dıye özetlenebılır. Bu temayla ICOGRADA, yeni iletişim teknolojilen çağında tasanmcının önemini vurgulamak, tasanmcmın bir bırey olarak, bugünün ve geleceğin toplumlanndaki rolünü tartışmayı amaçlıyor ICOGRADA dünyadaki tüm tasanmcılan, grafik tasanmı yeniden tanımlamaya çağıran bir proje başlattı. Buna göre tasanmcı, üçüncü binyıla girerken kendıni tanımlayacak, bir tür kişisel manifesto yazacak ya da tasarlayacak. Her tasanmcı ister kendi dihnde yazılı, ıster görsel bir anlatımla yaptığı tanımı ICOGRADA'ya gönderecek. Sonuçta, bütün bunlar bir kitap hahne getirilecek. Türkiye'den projeye katılmak isteyen tasanmcılar. 0212 251 52 11 no'lu faksa başvurabilirler. Berlin Film Festivali'nde 'Altîn Ayı' ödülüyle onurlandınlan Kim Novak yıllar sonra yaşamını anlattı Hollywood'da kadın yalnızca seyredflir • 30 yıl önce Hollyvvood'dan koparak kendini doğaya, hayvanlara adayan Kim Novak, o görkemli günlerini anlatırken "Bana hep >anlış şeyler söylediğim hissettirildi. Küçük kızlar güzelliklerini sergilemek için vardı, konuşmak için değil. Ama ben görülmek ya da seyredilmek değil, duyulmak istiyordum" diyor. Kühür Servisi - Kim Novak, The Sun- day Times gazetesiyle görüşerek Holry- vvood'un görkemli günlerini ve bu rüya âleminden uzaklaşma sürecini değerlen- dirdi. Otuz yıl önce Hollyvvood'dan ko- pan ve kendini doğaya, kedi ve köpekle- rine adayan sanatçı Şikagolu orta sınıf bir ailenin çocuğu olmanın, kendisine Marilyn Monroe'nun havatı boyunca his- setnediğı bir güven sağladığını düşünü- yor. Maril>Ti Monroe ve kendisini değer- İendinrken " 1950'lerde endüstri iyi işler- ken Marilyn ve Novak isimleri seksi sim- getiyordu.Erkekler de bizi seviyorthT di- yor. Ancak Novak, kınl- gan. mahzun yüz ifaoesı kendisine HoFyvvood'daçok dahı sağlam ve saygıdeğer bir karyer sağla- yablecek ol- maana karşın sefc sembollü- ğurj reddet- memişti... Altın çağın bütün aşk tannçalan küçül- müş kadınlardı. tncecik beller, kısa bo- j^unlar ve sıkıştınlmış göğüsler. Ancak minik ölçülerine karşın stüdyo patronla- nnın desteğiyle devlere dönüşüyorlardı. Patronlar ise bu tannçalann ünlerini ve sürdükleri görkemlı yaşamı kendilerine borçlu olduklan düşüncesiyle'minikkö- leJerinin' ıtaatsızlığı ve nankörlüğünden şıkâyetçıydi. Odö- nemde yıldız- lar da stüdyolann desteğıni almaktan ol- dukça hoşnuttu. FoxStüd>p olan'mnyıldı- zı Ebzabetfa Taylor, Marilyn Monroe ve LouisBaMayergibiMGM'yebağlıolan- lardan üstün görüyordu kendisini. No- vak'm arkasında ise Colombia Stüdyola- n'nın 'krah' HamCohn vardı. RitaHay- «orflı'u Hollyvvood'un en ünlü yıldızla- nndan bıri yaptıktan sonra tannçasını elinden kaçıran Cohn, bir sonraki köle- sinin dizginlerini sıkı tutmakta kararlıy- dı. Cohn nerede bir gazetecı görse küçük kasabanın panayır güzeli Marflyn PauB- neNovak'ı bugtolere nasıl getirdığini an- latır ve aynı mucizeyi srradan bir kadm- la da yaratabileceğini de ekiemeden du- ramazdı. Kim Novak ise o günleri şöyle anlatı- yor. "Harry beni kendisinin yarattığmı düşünür ve beni aşağdayıp dunırdu. Ona defalarca ünümü kendisine borçlu olma- dığımı, beni izleyicflerimin yaratüğını söy- lerdim. O ise beni odasina çağınr ve hak- kunda vualan ohımsuzeieştiriieri yüksek sesle okurdu. Beni en çok üzecek böJüm- leri tekrarlardı üstelik. " „ Kim Novak sonra hayvanlann insan- lardan daha iyi olduğunu fark etti ve kendini kedilerine, köpeklerine, atla- nna ve ağaçlara adadı. "Okulyohın- da arkadaşlanm ciçek toplarken ben ağlardun. Bu nedenle hepsi dalga geçerdi. Bana deli olduğumu söyierierdL" Bu delilik iddialannı, her aklına geleni söylediği için Harry ve öteki Hollywood .üyelerinden de çok kez duya- caktı. Her konuda görüşlerini söylemekten çekinmeyen No- vak, Harry'yi tam anlamıyla çileden çıkartıyordu. Sonunda Novak'ın çenesini kapatamayan Harry, çözümü tannçasını aşağı- lamakta; aptallıkla. geri zekâlılık- la suçlamakta buldu. Sanatçıyı en çok üzen ise bu suçlamalardeğil de konuşmasına izin verilmemesiydi: "Bana hep >t anhş şeyler söyledi- ğim hissettirîJdi. Küçük kızlar güzel- liklerini sergilemek için vardı, konuş- mak için değil, ama ben görülmek ya da seyredümek değil duyulmak istiyor- dum." Novak, siyah erkeklerle görülen ka- dınlann dövüldüğü birdönemde karade- rili SammyDavisJrileçıkmayabaşlayuı- ca ismi istediğinden de çok duyuldu. Sa- natçının kariyeri, bu ilişkinin duyulma- smdan sonra ciddi birtehlike atlatüysa da Novak, Sammy'le görüşmemesi konu- sundaki uyanlara kulak asmadı. Sadece teninin rengi nedeniyle gösterilen tepki- leri anlayamayan Novak, fibnlerinin Gü- ney Amerika 'da gösterilmeyeceği yönün- deki tehditlere de kulak asmadı. Sanatçı bugünlerdeki heyecanmdan hiçbir şey vi- tirmemiş. "Filmlerimi güneyde göster- mezierse göstermesmler. l'munımda de- ğfldLNeolursaolsunSammv ilegörüşme- yi surdürecektim. Pek çok siyahla ve Yt- hudiyle tanıstım. Azmhklarla özdesles- miştim artık. Ar&k eyieme geçflmesi ge- rektiğme inanrvttrdum." Ancak Harry'nın kodaman arkadasla- nnı devreye sokması ve Sammy'yi teh- dit etmesi üzerine Novak, mücadelesin- de yalnız kaldı. Sammy kısa süre içinde Novak'tan aynlarak yine siyah bir dans- çı ile evlendi. Son dönemlerin sansas- yonlanna dayanamayan Harry de kalp krizi geçirdi ve kısa bir süre sonra öldü. Bu kalp krizinden dolayı hâlâ kendisini suçlayan ve vicdan azabı duyan Novak, Harry'nin son olaylarda kaba yöntemıy- le de olsa kendisini korumaya çalıştığına inanıyor. Harry vasiyetinde de Novak'tan söz ediyor. Ancak alışkanlıktan olsa ge- rek yıne üzmeyi başanyor Novak'ı: "Bundansonrasenin için biçfSm yapma- yacağnn Novak!" Harry'nin ölümünden sonra Colom- bia Stüdyolan'nda tam anlamıyla bir boş- luk yaşandı. Oyuncu seçimlerini Harry yaptığı içın kimse ne yapacağını bilmi- yordu. Novak da Harry öldükten sonra pek önemli rollerde oynayamadı. "Ne ka- dar aşağılayKi ohırsa obun Harry beni daha güçlü kıhyordu" diyor Novak, "O- nun aşağdamalan sayesinde direnmeyi öğrendim." Bugün yaşı 65'e dayanan sanatçı ışte bu ZOT günlerden sonra kendisini emek- hye çekerek doğaya ve hayvanlara ada- dı. Novak bugünlerinin emeklilik döne- mi olarak nitelenmesini istemiyor aslın- da. çünkü ona göre ne kadar ufak roller- de görev ahrsa alsın kendi tarzıyla oyna- dı. Novak'ın geçmişle ilgili sık sık hatır- ladığı en güzel anısı da, Harry'nin onay- lamadığı. ancak kendisiyle özdeşleştir- diği için seve seve rol aldığı Hitchcock yapımı 'Vfertigo'. Filmi çekerken Hitch- cock'un da bir kadın olmanın zorluklan- nı bildiğini düşünüyor sanatçı ve yönet- menin kadın düşmanı olduğu yönündeki iddialan yalanlıyor: "Pek çok Idşinin ka- dm dijynanhgı nlarab tanımlariıgı yy a<- hnda bskançhkt. Eminim o da güzel bir sanşm kadm olmak isterdi" Sanatçı, kendisiyle banşık bir yaşam sürüyor artık. Geçmişe de kırgın değil. Hatta msanlar artık kendisini dinlediği ve kadınlar, hayvanlar, doğa üzerine is- tedığı kadar konuşabildiği için bugünün dünden daha güzel olduğunu söylüyor. Yenüenmiş 'Vertigo' gösterimde 'Yüksekrik Korkusu /Vertigo', Affi-ed FBtchcock'un kendi korfculartndan yola çıkarak sinemaya aktardığı bir başyaptt Amatör bir psikoanaîist yerine komdan izleyici, fılmin ilk yansmda gerçek vük- seklik korkusuyla tanışarak, Hitch- cock'un korkulanna ortak ohır. Bu fil- rrriyle Httchcock 1960'h yıllann izleyi- cisini, fılmİTi baş karakteri Scottie Fer- guson'un (James Steww^ dünyasıyla tanıştırarak başa çıkılması güç bir etki alönda bırakmıştı. Günümüz izîeyıcisi, Amerikan sine- masırnn, en iyi oîmasa da en entellektü- el yapıtı olan 'Vertigo'yte bulusuyor. Filrn, 1958 yılından kalma yıpranmış negatifleri yenilenerek 25 nisanda ABD'de gösterime ginii. Yenileme çalış- malan, bundan önce a Spartakûs'*ü ay- nı yöntemle yenileyen ekip tarafindân gcrçekleşti. Hitehcock'un korkuyu, tut- kulu bir aşk öyküsü, suç ortakbğı ve al- datmaca öğeleriyle birlikte sunduğu fllm, yeni nesiileri de etkisi altına alaca- ğa benziyor. iyi aüe çocuğu James Ste- vvart, en karmaşık ve ölçülü bir rolünü canlandmyor. Novak'ın tüm oyunculuk yaşamınm en büyüleyici rolünde. Snri Bass'ın muhteşemjeneriği izleyiciyi ffl- min İçine çekerken. Hitchcock'un var- lığı, özel kamera tekniklerinin de etki- siyle her sahnede hissediliyor. \ • Imparator Film Star Wars üçlemesinin ıkıncısi. (Suadiye Movieplex 385 24 49, Şişli Kent 241 62 03, Beyoğlu Lale 249 25 24, ÇembeHitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy İncirii 572 64 39, Bakırköy Avşar 58314 97, Galeria Prestige 560 72 66, Atrium Prestige 559 80 63, Kadıköy Broadway 346 14 81, Kadıköy Reks 336 01 • Dante Yanardağı Roger Donaldson'ın yönettiği, Pierce Brosnan ve Linda Harrulton'ın rol aldığı film, 90'lann en iyi felaket filmi olarak adlandınlıyor. (EtUer Akmerkez Braun 282 05 05, Teşvikiye AFM 224 05 05, İstanbul Princess 285 06 95, Ortaköy Feriye 236 28 64, Osmanbey Gazi 247 96 65, Beyoğlu Atlas 252 85 76, Fatih Feza 63116 08, ÇembeHitaş Şafak 516 26 60, Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy Süreyya 336 06 82, Bakırköy Carousel 571 83 80, Bakırköy Renk 572 18 63, Pendik Güney 354 13 88, Florya Prestige 663 28 86, C. Princess 461 03 83) • Yol Arkadaşım Fil Yönetmenliğini Hovvard Franklin'ın yaptığı filmde Bıll Murray rol alıyor. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Bakırköy Carousel 571 83 80, Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy Bahariye 414 35 05) • Alaska Filmin yönetmeni Fraser C. Heston. (Suadiye Movieplac 385 24 49, Beyoğlu Lale 249 25 24, ÇembeHitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy İncirii 572 64 39, Bakırköy Avşar 583 14 97, Kadıköy HoUywood 338 90 76, Fenerbahçe Pyramit 348 01 50) • Cenaze Töreni Abel Ferrera'nın yönetttiği filmde başrolleri Christopher Walken, Chris Penn, Annabella Sciorra ve Isabella Rosselinı paylaşıyor. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66) • Koyu Kırmızı Irturo Ripsein'ın yönetttiği film Venedik Film Festivali'nde En iyi Müzik, En İyi Senaryo ve En İyi Çevre Düzenleme; Küba Film Festivali'nde En İyi Film, En tyi Yönetmen ve En İyi 4 Müzik; Portonko Film Festivali'nde de En İyi Film Ödülü'nükazandı. (Beyoğlu Beyoğlu 251 32 40) • Çılgın Marshlar Yönetmenliğini Tim Burton'un üstlendiği filmde başrolleri Jack Nıcholson, Glenn Close, Annette Benıng, Pierce Brosman ve Danny Devıto paylaşıyor (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Osmanbey Gazi 247 96 65, Akmerkez Ford Mondeo 282 05 05, İstanbul Princes 285 06 95, PaHiament Cinema Club 263 18 38, Teşvikiye AFM 224 05 05, ÇembeHitaş Şafak 516 26 60, Altunizade Capitol 39119 35, Bakırköy Avşar 583 14 97, Suadiye Movieplac 302 44 - 17, Kadıköy Reks 336 0112) ' • Star Wars George Lucas'ın filmi 20 yıldan sonra |( j yeniden dev ekranda. (Suaİiye Movieplac 3X5 24 49,' Beyoğlu Lale 249 25 24, ÇembeHitaş Şafak 516 26 60, ' Bakırköy tncirii 572 64 39, Bakırköy Avşar 583 14 97, A Kadıköy Hakan 337 96 37) , • Jedi'nin Oönüşü Film Star Wars üçlemesinin üçüncüsü. (Şişli Kent 241 62 03, Beyoğlu Sinepop 251 * 11 76, ÇembeHitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy İncirii , 572 64 39, Bakırköy Avşar 583 14 97, Galeria Prestige 560 72 66, Kadıköy Reks 336 0112, Suadiye Movieplac 385 24 49) • Yıldız Savaşlan (Suadiye Movieplex 385 24 49, ', ÇembeHitaş Şafak 516 26 60, Kadıköy Hakan 3379637) • Turbulance Ray Liotta. Lauren Holly ve Hector Elızondo rol ahyorhr.(Beyoğlu Fitaş 249 01 66, EtUer Akmerkez 282 05 05, Maslak Princess 285 06 95, Osmanbey Gazi 247 96 65, Kadıköy Kadıköy 337 74 00, Bakırköy Carousel 571 83 80, Altunizade Capitol 39119 35, Pendik Oscar 390 09 69) • 101 Dalmaçyalı Walt Disney Pictures ürünü olan yapımın yönetmeni Stephen Herek. 101 Dalmaçyalı, minik izleyiciler için Türkçe seslendinlmış. (EtUer Akmerkez Braun 282 05 05, Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Teşvikiye AFM 224 05 05, İstanbul Princess 285 06 95, Ortaköy Princes 227 91 47, Harbiye As 247 63 15, Fatih Feza 63116 08, ÇembeHitaş Şafak 516 26 60, EtUer HUlsıde 263 18 38, Bakırköy InciHi 572 64 39, Bakırköy Carousel 571 83 80, Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy Moda 3370128, Suadiye Cinemax 46744 67, Erenköy Apollon 362 51 00, Bakırköy-74 572 04 44, Pendik Güney 354 13 88, Ümraniye Princes 461 03 83, Avcüar Standart 695 36 45) • Relic Terminator ve Aliens filmlerinin yapımcılanndan bir gerilim filmi. (Beyoğlu Atlas 252 85 76, Şişli Kent 241 62 03,Bakırköy İnciHi 572 64 39, Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy As 336 00 50) • Jerry Maguire-Yeni Bir Başlangıç Yönetmenliğini Cameron Crovve'un yaptığı filmde Tom Cruise rol alıyor. (Beyoğlu Emek 293 84 39, Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Osmanbey Gazi 247 96 65, İstanbul Princes 285 06 95, ÇembeHitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy Avşar 58314 97, Bakırköy Renk 57218 63, Galeria Prestige 560 72 66, Şaşkınbakkal Cinemax 467 44 67, Kadıköy Reks 336 0112, Altunizade Capitol 39119 35) • Eşkıya Yavuz Turgul'un yönettiği, Şener Şen, Uğur Yücel ve Yeşim Salkım'ın rol aldığı film, Cumali ile 35 yılını hapishanede geçiren Baran'uı tuhaf bir şekilde birleşen kaderlerinin öyküsünü konu alıyor. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Osmanbey Gazi 247 96 65, ÇembeHitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy Avşar 58314 97, Bahçelievler Zafer 554 06 54, Avcüar Standart 695 36 45, Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy Ocak 336 3 7 71, Kadıköy As 336 0050, Suadiye Movieplex 302 44 17, Erenköy Apollon 362 51 00, Kartal Kartal 389 06 16, Ümraniye Princess 46103 82) • Dalgalan Aşmak Lars Vön Trier'in yönettiği filmde Emily Watson, Stellan Scarsgard, Katrin Cartlidge, Jean Marc Barr ve Udo Kier paylaşıyor (Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Kadıköy Bahariye 41435 05)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle