25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 NİSAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Gelir vergisi şampiyonları • ANKARA (AA)- Türkiye genelinde 1996 yılı kazançlanna göre en çok gelir vergisini tstanbul'dan 537 milyar 741 milyon 639 bın lıra ile işadamı Aydın Doğan ödeyecek. Türkiye sıralamasında Doğan'ı, 496.5 milyar lira ile yine İstanbul'dan Demir Sabancı. 393.5 milyar lira ile de Ankara'dan Rahmi Koç izledi. Yurt genelinde defterdarlıklar tarafından açıklanan 1996 yılı kazançlanna göre en çok gelir vergisi ödeyecekler listesinde, biröncekiyıl ilk 100'ler arasına giren birçok mükellefın bulunmaması dıkkati çekti. Boğaz'dan lnzh geçiş • ANKARA(AA)- Boğaz köprülennden geçişlerde para ve bilet uygulamasına son vererek hızlı geçiş yöntemini getirecek olan "ön ödemeli" sistem, 4 ay için de yûrûrlüğe gırecek. Bayındırlık ve Iskan BakanhğVndan alınan bilgiye göre, hızlı geçiş sistemi (telepass), ilk önce bırinci ve ikinci boğaz köprülennde uygulanacak. Finansmanı da Ziraat Bankası tarafından karşılanacak. Teknık şartnamesi ICarayollan Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan hızlı geçiş sisteminin ihalesi, 28 martta Ziraat Bankası tarafından yapıldı. Türksatpara basıyon • ANKARA(ANKA) - Uzayda 9 aydır yörüngede bulunan Türksat-1C uydusu Türk Telekom'a yıllık yaklaşık 3 trilyon 604 milyar lira gelir getiriyor. Türk Telekom'un uvdu ^ üzerinderi yayın yap&ır *~" yerli televizyon * ' • %/ "* kanallanndan yıllık 26 milyon 266 bin dolar, sat denilen data servisinden yıllık 550 bin dolar ve Azerbaycan'dan da yılda 490 bin dolar olmak üzere toplam gelirinin 27 milyon 306 bin dolar (yaklaşık 3.6 trilyon lira) olduğu bildirildi. Ulusal gelirden pay yok • ANKARA (ANKA) - Nüfusun yüzde 40"ını oluşruran ve toplanan vergilerin yansından fazlasını ödeyen işçi. memur. emeİdi, küçük esnaf veçiftçilerin ulusal gelirden yüzde 27.1 oranında pay aldığı bildirildi. Hak-İş tarafından yapılan araştırmaya göre, nüfusun yüzde 20'lik bölümünü oluşturan ve vergı ödemeyen işsizler ile yıllık geli'ri 590 dolann altmda bulunan yoksul ve kayıtdışı sektörde asgari ücret düzeyinde çahşanlar ulusal gelirden yüzde 4.3 oranında pay alıyorlar. Manavgat Pnojesi'nde parasıdık • ANKARA (ANKA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Recai Kutan"ın açıklamalan, Başbakan Necmettin Erbakan'ın kaynak paketleri içerisinde önemli bir yer tutan Manavgat Projesi'nin parasızlık kıskacında olduğunu ortaya çıkardı. Recai Kutan. Çanakkale Milletvekili Hikmet Aydın'ın. Manavgat Çayı Su Termin Projesi ile ilgili yazılı soru önergesıni yanıtladı. Kutan, "Sözkonusu proje ile ilgili ödemelerdeki darboğazlar aşılarak Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü'nce yeterli nakit akışı sağlanması durumunda projenin 1997 sonunda bitirilmesi planlanmaktadır" dedi. Sanayi Bakanlığı'nın raporunda 1996'da rekabeti engelleyen firmalar yer aldı Rekabet Kurulu'nda6 siyaset' endişesi • Sanayi Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nün, saptadığı rekabeti bozan fırmalan, Rekabet Kurulu'na iletmesi bekleniyor. Ancak, Rekabet Kurulu üyelerinin hükümet tarafindan atanması nedeniyle görevlerini yerine getirmeleri konusunda bazı kuşkular bulunuyor. FATMA KOŞAR Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketi- cinin \ e Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nce 1996 yılı çalışmalan ve sonuçlanna ihşkin hazırlanan ra- por, pek çok sektörde fiyat tekeli oluş- tuğu iddialannı doğruluyor. Raporda. Rekabet Kurulu faaliyete başlamadı- ğı için ceza verme yetkisi bulunmayan genel müdürlükçe başlatılan soruştur- malara da yer verilerek; ekmek, beyaz et, çimento, taşımacılık gibi çeşitli sektörlerdeki bazı firmalann uyanldı- ğı belirtiliyor. Rekabet Kurulu faaliye- te başlamadığı için bakanlığa yapılan başvurulan inceleyen ancak ceza ver- me yetkisine sahip olmayan Tüketici- nin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nün hâkim durumlanm kötüye kullanan fırmalan Rekabet Kurulu'na iletmesi bekleniyor. Ancak, Rekabet Kurulu üyelerinin hükümet tarafından atanması nedeniyle, görev- lerini yerine getirmeleri konusunda bazı kuşkular bulunuyor. Kurul çöztim getiremez Tekelleşme olgusu ve rekabetin ko- runması üzerine çalışmalar yapan Marmara Üniversitesı lktisadi Idari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erol Katırcıoglu, Rekabet Kuru- lu'nun şu an çalışmaması için bir se- bep olmadığını dile getirerek, "Kurul- daki görevlilerin rekabet konusunda ne kadar bilgili olduklannı yakından biliyonım. Birkaç kisi haricinde orda bir şeyler yapmak isteyecek kimse yok" dedı. Katırcıoglu. Erdal tnönü'ye danış- manlık vaptığı dönemde kurulan bir komisyon tarafından hazırlanan Reka- bet Yasasfnın yürürlükte olduğunu belirterek, yasanın sosyal demokrat bir ıradeyle hazırlandıgını anımsattı. Ku- rulun bu yasaya dayanarak bir şeyler yapabileceğine dikkat çeken Katırcı- oglu, özellikle imalat sanayiinde bü- yük bir yoğunlaşma olduğunu belirte- rek "Rekabet Yasası sosyal demokrat çabanın bir üriinü. ancak yasanın uy- gulanması biiyük önem taşıyor. Reka- bet Kurulu'nun yasa hükümlerinin uy- gulanmasında işlevini yerine getirece- ğini sanmıyorum" dedi. Rekabeti bozan firmalar Tüketicinin ve Rekabetin Korun- ması Genel Müdürlüğü'nün hazırla- dığı rapora göre, geçen yıl rekabeti en- gelledikleri saptanarak uyanlan kuru- luşlar şöyle: "Eminönü Un ve Unlu Mamülleri Üretim ve Pazarlama Ko- operatifi, Gariosmanpaşa Un ve Unlu Mamüller Üretim ve Pazarlama Ko- operatifi,Niğde Ekmekçüik, Kareksan Karaman Ekmek Sanayii, Esldşehir Fınn İşverenleri Derneği, Türk Tele- kom. Beyaz Et Sanayicileri Damı/lık- çılar Birliği. Akçimento Kavseri Çi- mento FabrikasL Yibitaş-Lafarge Nev- şehir Çimento Fabrikası, Birleşik Ba- sın Dağıüm, Yay-Sat (Yayın Satış Pa- zarlama) ile Bir-Yay (Birleşik Yayuı Da- gıtım). İzmir Oluklu Mukavva Üreti- cileri Derneği, Lüks Göreme Otobüs İşteünesi, Es NevtunTürkiye"deki göz- lük sabcısı dernekleri ve İzmir Tuğla Üreticileri Derneği, Ankara Hazır Be- ton Birtiği." ABD Hükümet Etik Dairesi Başkan Yardımcısı Jane Ley 'Kuşkulu servet vergiyle saptanır' ALİER ABD hükümet görevlilennin ahlak kurallanna uy- malannı denetlemekle sorumlu "Hükümet Etik Daire- si Başkan Yardımcısr Jane Ley, "Zorla ahlak getire- mezsiniz; ama davranış kurallan koyabüirsiniz" dedı. TÜSES tarafindan düzenlenen "Siyasal Süreçte Ah- lak" konulu toplannya katılan Ley, gazetemizin soru- lannı yanıtladı. - Çalışma sisteminiz hakkında bilgi verir misiniz? Bir eğitım programımız var. Bu program kapsamın- da yetkililere uymalan gereken kurallan hatırlatıyo- ruz. Servet beyanmın kapsamı ve dığer detaylar; hedi- ye alımlan ile ilgili yasaklan vs. Her yetkili yılda bir kez bu eğitimden geçmeli. - Vatandaşlann doğrudan şikâyet hakkı var mı? Evet, vatandaştan gelen şıkâyetleri, aynca basında y- er alan iddialan da ınceliyoruz. - Ne öiçude bağunsız çalışabilryorsunuz? Tamamıyla bağımsız çalışıyoruz. Kararlanmız için başkan onayı söz konusu değil. Kararlanmız ilgili da- ireye doğrudan tarafımızdan iletilir. - Daireniz bugüne dek yaptiğı çalışmalarda, yetkilile- rin ahlak kurallanna uymasında ne ölcüde etkili oldu? Zorla ahlak getiremezsinız, ama birtakım uyulması zorunlu "davranış kurallan" koyabilir ve bunlan de- netleyebilırsiniz. -Skandalölçüsünde açığaçıkardığuuz olay oktu mu? Suçlannı açığa çıkardığımız çok sayıda kışı oldu. Mesela gelirinin çok üzerinde, Floridada ev alan üst dü- zey bir yetkilinin suçunu açığa çıkarmıştık. - Mal beyanı mekanizması nasıl işliyor, kuşkulu bu- lunanlan inceleyebili>or musunuz? Mal beyanlannın ilgili başkanlar tarafından onay- lanması gerekiyor. Kuşkulu bulunan servetlerin önce- likle vergilerinin ödenip ödenmediğine bakılır. Serve- tın kendısı kuşkuluysa, kayıtlardan bu servetin nasıl edinildiği saptanabilir. Tekel'in ürettıgi sigaralarda fiyatın yüzde 6 Tini vergi ve fonlar oluşturuyor — Tîryakfler parayı vergiye ödüyor BERRİN ERSOY SAĞLAM Katip Çelebi'nın •'tütünün yüksek vergi- ye tahammülü olan bir keytf nıaddesi oldu- ğunu" yazmasının üzerinden yaklaşık 350 yıl geçtı. Günümüzde Tekel'in ürettiği siga- ralarda fiyatın yaklaşık yüzde 61 'i vergi ve fonlardan oluşuyor. Türkiye"de üretilen ya- bancı sigaralarda bu oran biraz daha aşağı iniyor. Philip Morrisyetkililerinin açıklama yapmaktan kaçınmasma karşm, konuyla il- gili çevreler, yabancı sigaradaki fon ve ver- gi miktannın fiyatın yaklaşık yüzde 50'sini oluşturduğunu belirtiyor. Tekel Genel Müdür Yardımcısı Niyazi Adalu ürettikleri sigaralann "gayri safi saüş. tutan"nın yüzde 10'unun bütçeye gelir ak- tanldığını belirterek yabancı sıgaralardan fon kesilmediğini. bunun da haksız rekabe- te neden olduğunu söylüyor. 1997'nin ilk 3 ayı rakamlanna göre. Tür- kiye'de tüketilen sigaralann yaklaşık yüzde 70.1'ini Tekel üretiyor. Ocak, şubat, mart aylannda Marlboro üreticisi Philip Morris TEKEL ın urettığı sıgaralardan alınan vergi ve fonlar Şehit, dul, yetım payı Savunma San. Dest. Fonu %2 %10 Eğitim, gençlık, spor hız. vergisi 200 lira Bütçeye gelir BTGM KDV %10 bınde 5 %15 Toplam paket satış fiyatının tîhJZK paket satış fiyatının kf~U~f~j paket başına 7 \ L ^ ^ gayri safi satış tutarının / f _ ^ \ ek vergi matrahı ' \ / \ _ Satış fiyatının %61'ı/ Jt&^ i yüzde 24, Reynolds tarafindan üretilen Ca- mel, Salem. NV'inston, Monte Carlo ve Ege sigaralannın tüketım içindekı pavı da yüz- de 4.5 olarak gerçekleşti. tthalat sonucu. it- hal sigara fiyatının çok yüksek rakamlara u- laşması nedeniyle tüketıminin yok denecek kadar az olduğu belirtildi. Eski Tekel Genel Müdür başyardımcıla- nndan Viüfît tlter'in "Dünyada ve Türki- ye'de Tütünün Tarihçesi" adlı çalışmasına göre, Katip Çelebi 1600'lü yıllarda. "tütü- nün yüksek vergiye tahammülü bulunan bir keyif maddesi saydabileceğİDden her şehir- de mua>yen noktalarda saüşyerleri tesis edi- lerek sanşlann kontrol alnnda tutuhnası ile hazineye bü>ükgelirsağlanabileceğini" yaz- dı. Sıgaramn bütçeye kaynak aktarmada ko- lay bir araç olduğunu fark etmekte gecikme- yen iktidarlar, tarih boyunca değişen oran- larda tütünden vergi aldı. Günümüzde büt- çe v asalan, Tekel tarafından üretilen sigara- lann gayri safi satış tutannın yüzde 10'un- un bütçeye gelir olarak aktanlmasını öngö- rüyor. Türkiye'de Sabancı ortaklığıyla üre- tim yapan Philip Morris ile R. J. Rey- nolds'tan söz konusu kesintinin yapılmama- sından yakınan Adalı. sistemin yanlışlığını vurguladı. u Yabancı üreticiler bizden 10 adım önde yanşa başhyor" diyen Adalı. "Bütçe kanunlanyla düzenlenen gayri safi saüş tutan üzerinden alınan yüzde 10 vergi, yabancı üreticikrden alınnuyor. Bu, haksız rekabete yol açıyor. Bütçeye gelir aktanlma- sı bLdm için ek maliyet getiriyor. Aynı koşul- larda üretim ve satış > apmamıza karşın, ya- bancı sektör bizden avantajlı çahşıvor. Kâr marjlan daha\iiksek. Bu haksız rekabete bir çözüm bulunması gerekiyor" dıye konuştu. Sigara üzerinden çeşitli vergıler alındığı- nı belirten Adalı, bunlann toplamının siga- ra fiyatının yaklaşık yüzde 61 'ini oluştur- duğunu açıkladı. Philip Morris, vergi oran- lannı açıklamak istemezken R.J. Rey- nolds'un verdiği bilgiye göre, hammadde it- halatı ile birlikte alınan vergilerin toplamı yüzde 60'a yaklaşıyor. Konuyla ilgili çev- reler, yabancı sigaradaki verginin yüzde 50 civannda olduğunu belirtiyor. ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH Acımasız Uygulamalar BENCE tZZETTİN ÖNDER 23 Nisan Bugün 23 Nisan; çocuk bayramı tüm çocukla- ra kutlu olsun! Bugün çocuklarla konuşmak isti- yorum. Sevgili çocuklar; belki çok kalabalık bir kardeş- ler topluluğu içinde ya da hiç kardeşin bulunma- dığı bir yalnızlık ortamında dünyaya getirildiniz. Anne ve babanız bu noktada, doğal olarak, sizin tercihinizi alamazdı. Ama sızin adınıza, gelecekte sizleri nelerin beklediği konusunu düşünmeleri ge- rekirdi. Çocuğu sevmek, onun kafasını okşamak demek değildir. Dünyanın büyük faşistlerinin de çocuk sevdiğini tarih göstermiştir. Türkiye'de de bunun örneklerini yakın tarihimizde gördük. Ço- cuk, ileriye yönelik bir garanti olarak görülüp çok çocuk ve erkek çocuk tercth edilir. Bu tercihler bazen aile boyutunu aşar ve ülke çapında siyasal boyuta bürünür. Belirii nitelikli oy potansiyelini de- netlemek ya da sistem endişeleri gibi bir dizi dü- şünce, çocuklann yeryüzüne salınmasında etkili ve hâkim olabilir. Dünyaya getirildikten sonra, şekillendirilmeniz- de de yakın aile çevreniz, içinde bulunduğunuz toplum ve sistem, üzerinizde mutlak bir hâkimi- yet kurmaktadır. Çocuklar üzerinde kurulan bu hâkimiyet, etkili bir eğitim sistemi kurup bunun so- nucunda fikren hür birey yetiştirmeye yönelik ol- mayıp büyüklerin ve topluma hâkim düşünce ya- pısının çocuğa aşılanmasını hedeflemektedir. Böylece, aile ve toplum kendisinin kopyasal uzan- tısını yaratmaya çalışmaktadır. Işte bu süreç ço- cuğu eğitmek değil, onu bazı bilgilerle donatılmış birtüremirkuluhalinegetirmeyiöngörmekte, hat- ta amaçlamaktadır. Çocuklar üzerinde kurulan ve onlann bence tüm psikolojilerini olumsuz yönde etkileyen süreç okul sürecidir. Okullan ve dersleri nasıl bu kadar tale- beleri dışlayan bir hale getirebiliyoruz, doğrusu anlayamıyorum! Talebeler okulun esas bileşeni ol- duğu halde, kuruma en fazla yabancılaşan bir ko- numa itilmektedir. Okullar arasında nitelik farklan oluştukça, giriş sınavlan tam bir işkenceye dönüşmektedir. Giriş sınavı işkencesinin içimizde yetiştirdiği canavar- lar çok kısasüre sonra toplumuntümünü etkisi al- tına almaya başlayacaktır. Bu nesil, çeşitli alanlar- da topluma hâkim olmaya başladıkça, davranış ve ilişkilerimize sertlik ve acımasızlık hâkim olmaya başlayacaktır. Böyle bir eğitim modeli, her koşul- da mutlak etkinlik ifade etmez. Çoğu halde bunun tam tersi sonuç verebilir. Sert ve acımasız toplum- sal ilişkiler ortamında belki birçok kabiliyet bir ke- nara çekilip topluma karşı otistik bir tavır sergili- yor olabilir. Bu ise etkinlik değil, etkinsizlik ve ka- pasite israfı anlamına gelmektedir. Çocuklann dünyası oyuncaklanndan okullanna dek tüm alanlarda yönlendirici ve biçimlendirici ilişkiler düzeni ile işgal edilmiştir. ileriye yönelik hiçbir etkili seçeneğin sunulmadığı bu dünyada, yürüyen şeritler üzerinde tek tip üretim yapılmak- tadır. Bu üretimin başarı derecesi dünyaya gelen her yeni çocuğun nasıl bir dünya ile karşı karşıya kaldığı ve yaşamın kalitesinin ne yönde geliştiği göstergeleri ile ölçülür. Eğer bizler eski günleri öz- leyerek anıyorsak, bu davranışın yansı nostaljik görülse de hiç değilse diğer yarısı da gerçeği yan- sıtmaktadır. Bu gerçek fazla başanlı görülmediği halde, aynı yöntemi büyük bir ısrar ve inatla sür- dürmeye devam ediyoruz. Sevgili çocuklar; siz bize bakmayın ve bizleri af- fedin. Sizlere haşin bir dünya, tonla borç, olduk- ça tüketilmiş ve kirletilmiş bir çevre ve daha bir di- zi olumsuzluklar bırakıyoruz. Ama sizler, aynı yan- lışı yapmamaya gayret edin. Lütfen! Sizlere mut- lu, sağlıklı ve tüm giriş sınavlannda başanlı bir gelecek dilerim. Sigara İçenler! Bugün kendinize değerli bir fırsat verin: Sigarayı bırakın. TÜRK KALP VAKFI TeL: (0.212) 212 07 07 (PBX) 10 Hat Faks: (0212) 212 68 35 Gübre desteğindeki uygula- ma ise tam bir facia. Değil Ba- tılı ülkelerde, dünyanın geri kal- mış ülkelerinde bile böylesine acımasız uygulama olamaz... Hiçbir ülke yönetimi, kendi çrft- çisine bu kadar işkence yap- maz...Zatenyapamazda... De- nemeye kalkanlar koltuklann- da oturamazlar... Ya istifa edip giderier... Ya da istrfaya zorla- nırlar. Gübre desteği süte benze- mez. Zira gübre alabilmek için çiftçi önce bedelinin tamamını ödemek zorundadır. Geçmiş yıllarda üretici gübre tutarının kendisine düşen payını öder ve işini görürdü. Geri kalan kısmı- nı sanayici devletten tahsil ederdi. Üretici böylece para aramak veya yüksek faizlerle borçlanmak zorunda kalmaz- dı. Şimdi ise üretici paranın ta- mamını ödüyor, ardından da yüzde 50 olan devlet desteğini alabilmek için aylarca bekliyor. Parasını alana kadar çektiği iş- kence anlatmakla bitmez. Pa- raların ne zaman ödeneceği belli olmadığı için 30 veya 40 ki- lometre uzaklıktaki bir köyde oturan çiftçi, hemen hemen haftanın iki veya üç günü ken- te inerek bankaya uğramak zo- rundadır. Verdiği pol paraları, aldığı kredilerin faizleri, kasa- badaki masraflan ve iş kaybı, alacağı destek parasının yarısı- nı geçer... Aynca banka kapıla- rından boş dönmenin verdiği moral bozukluğu da cabası... Üç yıl önce gübrenin kilosu ortalama 2 bin liraydı. Şimdi 40 bin liraya dayandı. Dile kolay... Gübre atmazsan verim olmaz. Gübre atmak istersen para yet- mez. Şu anda 100 milyon lira- lık gübre kullanan bir çiftçinin devletten alacağı, tam 50 mil- yon liradır. Parasızlıktan ve borçtan kıvranan bir çiftçi, sa- dece süt ve gübreden kaynak- lanan 150 milyon lira alacağını aylarca devletten tahsil ede- mezse ayakta kalabilir mi? Hangi vicdan buna razı olabilir? Çiller desteğe karşı çıkmıştı Süt desteği, 1995 yılının son aylannda CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın başbakan yardımcılığı döneminde 200 li- radan 3 bin liraya çıkanlmıştı. Başbakan Tansu Çiller o zaman da bu artışa şiddetle karşı çık- mış, ancak Deniz Baykal'ın ağır basması karşısında kabul et- mek zorunda kalmıştı. Üstelik o sıralarda sütün ki- losu 10 ile 12 bin lira civann- daydı. 3 bin lira destek önemli bir rakamdı. Yani süt fiyatlarının dörtte biriydi... Şimdi ise süt fi- yatlan 35 bin lira. Bu orana gö- re süt desteğinin şimdiye ka- dar çoktan 8 ile 10 bin liraya çıkması gerekirdi. Ama ne ya- zık ki her vesileyle hayvancılığa ve tarıma destek vereceğini söyleyen Erbakan-Çiller hükü- meti, 3 bin liralan bile ödemek- ten kaçınıyor! Sakarya Ziraat Odası Başka- nı Hikmet Karabayır bu konu- da şöyle yakınıyor: "Hükümet tarım ürünleri ile ilgili ödemele- rizamanında yaptırmıyor. Pan- car üreticileri aylarca parasız- lıktan kıvrandı. Süt ve gübre destekleri 4 ile 5 aydan beri ödenmiyor. Şu anda sadece Adapazan merkez ilçesinde süt üreticilehnin devletten alacağı 14 milyar lirayı geçti... Gübre destekleri daha da fazla. Bu ko- şullarda tarım ve hayvancılık gelişemez. Hükümet verdiği sözlerin hiçbihni yerine getir- miyor." Adana Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen de dertli: "Hükümet bayrama kadar bütün borçlannı ödeyeceğini açıkladı. Ama daha çiftçi sût ve gübre desteklerini alamadı. Yazlık ürünleri ekebilmek için çiftçiye para gerek. Hiçbirinin cebinde para yok. Hükümete yaptığımız başvurulardan da sonuç alamıyoruz..." Manisa Ziraat Odası Başka- nı Nuri Sorman da çiftçinin sı- kıntıları artık taşıyamaz hale geldiğini söylüyor: "Çiftçi ürünlerini değerine satamıyor. Aynca parasını za- manında alamıyor. Sütdestek- leme paralan 5 aydan beri ödenmiyor. Gübre destekle- meleri de aylarca geciktirili- yor... Süt fiyatları zaten düşük. Devlet de destekleri vermeyin- ce üretici parasızlıktan işlerini çeviremez hale düşüyor..." Tansu Çiller'in huyunu suyu- nu artık biliyorduk, ama böyle- ce "adil düzen"\n de ne oldu- ğunu anlamış olduk... BİTTİ Işleyen para, || kazandırır. "~ ister TL, ıster döviz, her türiü mevduatınıza yüksek verim sağlamak istiyorsanız siz de Esbank'a gelin, paranız para kazansın. ESBANK Ayrıntılı bilgi: ESBANK KAYNAK GEÜŞTİRME MÜDURLÜĞU (0-212) 24S 49 22 ve tüm Esbank ;ubelerinde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle