Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 NİSAN 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Seriatçı tiyatro
MGVm 12
yöneûciye
davaaçüdı
Yiırt Haberleri Servisi -
tzırir Fetih Sahnesi
oyunculan tarafmdan
Amasya'da sahnelenen ve
ordu mensuplannı küçük
düşürdüğü bildirilen w
Bir
Hak Düşmanı" adlı oyunla
ilgiii olarak Amasya Milli
Gençlik Vakff nm'(MGV)
12 yöneticisi hakkmda dava
açıldı. Ankara DGM ve
Erzurum Valıliğı de oyunla
ılgili soruşturma başlatırken
"'askeri küçük düşüren"
başka bır oyunun da
Erzurum'un Oltu ilçesinde
sergilendığı açıklandı.
Erzurum Valısi Ahmet
Kayhan. kentte sahnelenen
oyunla ilgıli olarak valiliğin
herhangi bir ihmalinin söz
konusu olmadığını, MlT'in
uyansının da kendisine
ulaşmadığını söyledi.
8 nisanda Amasya Özel
tdare Salonu'nda sergilenen
ve şeriat propagandası
yapıldığı bıldınlen "Bir
Hak Düşmanı" adh oyunla
ilgıli olarak Ankara
DGM'nın ıncelemesi
sürerken Amasya
Valiliği'nin başvurusu
üzenne Cumhunyet
Başsavcılığı. "Hükümet
aleyhine haüa isyana teşvik
etmek" iddiasıyla Amasya
MGV'nin 12 yöneticisi
hakkında dava açtı. Amasya
Cumhunyet Başsavcısı
thsan Eroğhı, olaya Ankara
Devlet Güvenlik
Mahkemesrnce de el
konulduğunu belirterek "14
nisan tarihindc konu bize
intikal ettL Gerekli
soruşturmayı başlatnk ve 12
ttişi hakkında dava açük"
dedi. Amasya Valisi Kemal
Nehruzoğlu. Izmir Fetıh
Sahnesi adlı grubun oyunu
kentte sahnelemek ıçin
başvurduğunda valiliğe
değişik bir senaryo
sunduğunu, bu nedenle izin
verildiğini söyledi.
Nehruzoğlu, aralannda
kentteki MGV
yöneticilerinin de olduğu
grup hakkında savcılığa
başvurduklannı.
soruşturmanın bu
başvurunun ardından
açıldığını söyledi.
Refah Partisi'ni gözden çıkaran Aydm Menderes ekibi istifa tarihini tartışıyor
Menderes zorhıyorSEBAHAT KARAKOYUN
ANKARA - RP Genel Başkan
Yardımcısı Aydın Menderes ve
ekibinin çıkışlan, REFAH-
YOL'un devamını kritik aşamaya
getirdi. Gelinen noktada hükü-
metin istıfasımn kaçınılmaz ol-
duğunu belırten Menderes ve 6
arkadaşı, istifanın zamanlaması
üzerinde tartışıyorlar. Bu ekibin
önde gelen isimlerinden Ankara
Milletvekili Şaban Karataş, ül-
kede artık normal defil anormal
koşullann söz konusu olduğunu
belirterek. Aydın Menderes'in
"Mezara kadar Refahlryız" sö-
zünün geçerliliğıni yitirdiğini
ima etti. Karataş, u
Bu noktada
hükümetin yapması gereken isti-
fa etmektir. Eğer hükümet kendi-
liğinden istifa etmezse konu Mec-
lis'e gelecektır. Ve biz bu aşama-
da Meclis'in gerekeni yapmasına
katkıda bulunuruz" dedi.
Aydın Menderes, •'Hükümet
siyasi parti yapılan bozuimadan
• Menderes ekibinden Şaban Karataş, "Tadı kaçtı bu işin. Gidiş
tehlikeli. Hükümet istifa etmezse Meclis'in gerekeni yapmasına katkıda
bulunuruz" diyerek RP'den kopmakta kararlı olduklannı bildirdi.
ve siyasi parti yapılannı bozma-
dan gitmelidir. Hükümet MGK
kararlannı haklı çıkarmadan git-
melidir. Bu iş. bu gerginlik böyie
gitmez" sözleriyle REFAH-
YOLdan umudunu kestiğini net
bir şekilde ortaya koydu. Men-
deres'in. "Yapacağmuz, 'Siz ar-
tık hükümet değilsiniz. bunu gö-
rün ve gereğini yapın' demektir"
diyerek başlattığı hareketi sonuç-
landıracağı bildirildi.
İstifada kararfa
Menderes ve RP listelerinden
seçilen 6 arkadaşram partiden is-
tifa konusunda kararlı olduklan,
ancak zamanlamayı tartıştıklan
belirtilirken. istifanın 26 nisan-
daki MGK toplantısından önce
gerçekleşmesi eğilıminin ağırlık
taşıdıgı kaydedildi.
Ankara Milletvekilı Şaban Ka-
rataş, gelişmelerle ilgiii sonılan-
rruzı yanıtlarken, hükümetin 2-3
ay önce gerilimi yumuşatmak
için gerekli adımian atmadıgını
ve gelinen noktada "atüacaktek
adımın hükümetin istifasT oldu-
ğunu söyledi.
Ülkede artık normal koşullann
değil, anormal koşullann bulun-
duğunu kaydeden Karataş. "Hü-
kümet ve toplumun değişik ke-
simleri arasında çok ciddi çaüş-
malar var. Bu çatışmalan gider-
mek hükümetin elindeydi. Ama
gereği yapümadı. Çözüm olarak
bir şey söylemiyorlar'' dedi.
MGK'nin sivillerin ağırlıklı
olduğu bir organ olduğunu ve 28
şubatta yapılan toplantıda bazı
kararlaralındığını anımsatan Ka-
rataş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kararlann uvgulanması
konusunda hiçbir adım atü madı.
Bu kararlara uyulmav acağı iddi-
alan yavgınlık kaıandı. Gergin-
lik öyle bir noktaya geldi ki temel
egirim de datûl olmak üzere arük
pek çok konu sağlıklı değertendi-
rilmeksizin. cepheleşme halinde
ele ahnmaya başlandı. Sen hükü-
met olarak 'Olmaz olmaz' diyor-
sun. Ama elinde silahı bulunan
'Olur' diyorsa o zaman durup
düşünmek lazun."
'Bu işi çözemeyecekler'
Hükümetin mevcut tıkanıklıği
aşamayacağını belirten Karataş.
"Bu yapının bir faydası olup ol-
mavacağını düşünmek lazun. Biz
faydası olnıavacağını düşünüvo-
ruz. Hükümetin bu işi çözemeye-
ceğini anladık. O zaman orada
bulunmanın anlamı yok" diye-
rek. RP'den istifa etmekte karar-
lı olduklannı belirtti. Hüküme-
tin istifa etmemekte dırenmesi
durumunda konunun Meclis'e
geleceğini kaydeden Karataş. "O
zaman TBMM'de rahat hareket
etmeye ihthacımız var. Bir angaj-
man içinde olmamamız lazım.
Tadı kaçtı bu işin'* dedi. Karataş.
MGK toplantısı öncesinde hükü-
metin yeni bazı vaatlerde bulun-
masının da çok anlamlı olmaya-
cağını belirterek şunlan söyledi:
"Gidiş tehlikeli diyoruz. Siya-
set normal koşullannda değil. Si-
yaset silahlann gölgesinde. Bunu
herkes hissedivor. Toplumda bu-
gün mü yann mı gelecekler, yöne-
time el koyacaklar beklentisi var."
Devlet Bakanı Gürcan Dağ-
daş. Istanbul Milletvekili Metin
Işık, Diyarbakır Milletvekilı Fe-
ritBora. Kastamonu Milletveki-
lı Fethi Acar. Ankara Milletveki-
li Ahmet Büge'nin Aydın Mende-
res'le hareket etmesi beldeniyor.
Anadolu üniversitelerindeki seriatçı örgütlenmeler için devreye girdi
MGK, Şanhurfa raporu hazırhyor
YUSUFOZKAN
ANKARA - Hükümetin
laiklik karşıtı uygulamala-
nnın yanı sıra Anadolu 'da-
ki seriatçı örgütlenmelere
karşı da duyarlı olan Mil-
li Güvenlik Kurulu
(MGK), köktendinci
akjmlann hızla büyüdüğü
Şanlıurfa'yı yakın takibe
aldı MGK Genel Sekre-
terliği'nce görevlendırilen
bir grup subayın, Şanlıur-
fa'ya giderek. seriatçı fa-
aliyetler konusunda kap-
saml ı bir rapor hazırladık-
lan öğrenildi.
"Şanhurfa raporu"nun gelecek günler-
de MGK'de ele alınacağı kaydedildi. Ra-
porda. "Nurculann üssü" olarak bilinen
Harran Üniversitesi, kendisine Osmanlı
tuğıası biçiminde mühürbastıranesk* Va--
li Z,iyaertin Akbulut ile dev Atatürk pos*'
terini sildirmesiyle ünlenen Milli Eğitim
Müdürü ÖnerErgenç'in laiklik karşıtı uy-
gulamalanna da geniş yer verildiği belir-
tildi.
18 maddeye ayn ayn dosya
ANKARA (Cnmhurivet Bûrosu) -
Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK)
26 nisan cumartesi günü yapacağı
toplanünm gündeminin büyük
ölçüde netleştiği öğrenildi. Toplantı
öncesi, 28 şubatta MGK
toplanüsında alınan 18 maddelik
kararlann her biri için ayn ayn
dosya hazırlandı. Bu toplantının 28
şubattan daha "gergm" geçmesi
bekleniyor. Üst düzey bir askeri
yetkili, uygulamadaki yavaşlığm
"siyasi iradenin iyi niyetli
olmamasından" kaynaklandığını
söyledi. MGK Genel Sekreterliği,
28 şubat kararlanyla ilgiii olarak
bakanlıklarla sürekli temas halinde
bulunuyor. Genel Sekreter
Orgeneral Ühan Kıhç, özellikle
Içişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim
Bakanlığı'yla sık sık görüşüyor.
Bakanlıklardan alınan bilgiler,
MGK Genel Sekreterliği'nde
birleştirilerek rapor haline
getiriliyor. 28 şubatta karara
bağlanan 18 maddenin her biriyle
ilgiii ayn rapor hazırlandı. Söz
konusu 18 maddenin önemli bir
bölümünün yaşama geçirilmediğini
belirten bir yetkili, "Önemli olan
siyasi iradedir. 18 maddeden
kimilerini hemen yaşama geçirmek
olanaksu. Bunun ayırdındayız.
Ancak siyasi iradenin 5u konuda iyi
niyetli olduğunu söviemek de
güçtür" değerlendirmesini yapt».
MGK, REFAHYOL'un laiklik karşıtı
uygulamalannın yanı sıra Anadolu'daki
üniversitelerde ve kamu kuruluşlannda gi-
derek yoğunlaşan seriatçı örgütlenmeyi de
,yakjn taltibö aldı.
., MGKıbu çerçevede Harran Üniversite-
si ve kamu kuruluşlanndaki seriatçı etkin-
likler nedeniyle ilk olarak Şanlıurfa'yı bü-
yüteç altına aldı. MGK Genel Sekreterli-
ği'nce görevlendirilen bir yarbay, nisan
ayı başında kente giderek, seriatçı faaliyet-
lerle ilgiii bir dizi görüşme yaptı. Yarba-
yın yaptığı ön çalışmanın ardından. MGK,
yüksek rütbeli iki subayı daha kente gön-
derdi.
Valilik, üniversıte ve Milli Eğitim İl Mü-
dürlüğü'yle bağlantılı seriatçı faaliyet sav-
lan konusunda araştırmalar yapan subay-
lar tarafından bır rapor hazırlandı.
Kaynaklar, Anadolu'daki seriatçı örgüt-
lenmeler ile Şanhurfa ra-
porunun. gelecek günler-
de MGK gündemıne geti-
rileceğini bildırdiler. Kay-
naklar. özellikle Anado-
lu'daki üniversitelerde se-
riatçı örgütlenmenin gide-
rek boyutlandığını vurgu-
layarak, MGK'nin, bura-
larda gerekli önlemlerin
alınması ıçin öneriler be-
lırleyeceğinı kaydettıler.
MGK'nin, öncelikli
olarak Şanlıurfa'yı ele al-
masında, bugüne kadar
basında yer alan haberle-
rin en önemli etken oldu-
ğu belirtildi. RP Genel
Başkanı Necmettin Erbakan'ın başbakan
olmasının ardından yaptığı Konya gezi-
sinde, otobüsün üzerinde'n halkı selamla-
masıyla gündeme gelen Vali Ziyaettin Ak-
bulut'un^ 1990 yılında Şanlıurfa Valilir
ği'neatanması ile seriatçı örgütlenme sav^
lan da gündeme gelmeye başladı. Vali Ak-
bulut ile Milli Eğitim Müdürü Ergenç,
kentte, "türban seferbertigi'' ile sıkça ad-
lanndan söz ettirdiler.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'İnkılâp Bitti mi?..'
Yazının başhğı dikkat çekiyor: "İnkılâp Bitti mi?"
Bır de üst başlık konulmuş. daha küçük harf-
lerie, ama etkileyıci: "Inkılâbın ideolojisi." Diline ve
üslûbuna dokunmadan, birkaç cümle aktarabilır
miyim? Bu arada, siz de düşününüz: kim yazmış
olabilir?
"...âlemin cihanı telâkki tarzı, Avrupa'nın ci-
hanı telâkki tarzından ve âlemin rüyet ufku,
Avrupa'nın rüyet ufkundan ibarettirzannedilir-
di. Dünya cemiyetlerinin inkişaf kanunlannın,
Avrupa cemiyetlerinin inkişaf kanunlannın ay-
nı; dünya mukadderatının Avrupa mukaddera-
tıyla bir olduğuna inanılırdı..."
"...bir buçuk milyar müstemleke halkı Avru-
pa için çalışır, dünya kaidesinin ortasında yük-
selen Avrupa ehramı bu bir buçuk milyar insa-
nı ve Avrupa ehramının tepesinde yerleşen bir
avuç ekalliyet, ehramın alt tabakalannı kendi
arzusuna göre harekete getirirdi. Gerek bu alt
tabakalar, gerekse bu bir buçuk milyariık insan
kalabalığı için doğru ve hakikat olan nizam, bu
hiyerarsinin devamından ibaret sayılırdı."
Yazar, daha sonra, Türkiye'nin bu dünyadaki
yerini araştırıyor, tereddütsüz diyor ki: "...diğer ta-
raftan, bütün teknik vasıtalan kendi emrinde
tutan ve cihanı kendi fikir ve iktisat diktatörlü-
ğü altında, kendi istediği gibi kullanan bütün
sanayi Avrupa'sına karşı bir buçuk milyariık
müstemleke halkının için için kaynayan 'milli
kurtuluş mücadeleleri' var." (...) "Türkiye'nin
yeri 'Milli Kurtuluş hareketleri' cephesindedir"
(...) "Cihanın geçirdiği derin bünye istihalesi
âşikârdır, fakat bize göre bu istihalenin tema-
yülü, cihanın yeni bir Avrupa nizamına kayıtsız
şartsız intibakı değil, bilakis, unsurian müsta-
kil cüzütamlar olan yeni bir cemiyetler muva-
zenesinin cihan mikyasında teessüsüdür..." (...)
"...Türk inkılâbı, Türkiye'nin içinde yaşadığı-
mız zamanın şartlanna ve kanuniyetlerine gö-
re yeniden yapılış ve kuruluşudur ki, bu hare-
ket ancak sistemli hamleler, hedefleri evvelden
muayyen sıçrayıştar ve bir zerresi bile boş ye-
re israf edilmeyen mütemerkiz bir milli enerji
ile inkişaf edebilir." (...) "...cihanın yeni muva-
zenesi ve Türk cemiyetinin mütekâmil ahengi
henüz oluş seyrinde bulunduğu içindir ki, ci-
handa inkılâp devam ediyor ve Türkiye'de in-
kılâp bitmemiştir diyoruz..."
Peki kimin sözieri bunlar? Mustafa Kemal'in
mi, Sultan Galiyef'in mi. başka birisinin mi? Şim-
di sıkı durur musunuz, bu satırların yazarı, Şevket
Süreyya'dan bir başkası değildir; yazısı, 1932 yı-
lı mart ayının 'Kadro' dergisinde yayınlanmıştır.
Türkiye'de, Sosyalist Sol'un üzerindeki, Ko-
mintern 'hipoteği' artık kalkmış olduğuna göre,
Kadro dergisini ve 'Kadrocuları', -Müdafaa-i Hu-
kuk Doktrini'nin 'Mazlum Milletler' çerçevesi için-
de- yeniden degerlendirmemiz gerekmez mi?
Kesişen iki çizgl...
O evket Süreyya, Yakup Kadri, Vedat Nedim,
O Burhan Belge, Ismail Hüsrev ve Şevki Yaz-
man! Yakup Kadri ile Şevki Yazman bir kenara
bırakılırsa, 'Kadrocular', formasyonu 'marksist' ay-
dınlardır. Şevket Süreyya'nın, TKP'de 'yüksek
düzeyde' görevli olduğunu, sonradan 'dönerek'
Kemalizm'e iltihak ettiğini duymayan kaldı mı?
Abidin Nesimi, öyle söylemiyor ama; ona göre,
Şevket Süreyya, TKP'nin Mustafa Suphi kolun-
dandı, Sovyetler'deki Galiyefçi 'muhalefetle' te-
mastaydı; KUTV'a okumaya gönderdiği militanlar-
dan birisi, onun gizli temas adreslerini Ruslara
açıkladı, bu yüzden, 'deşifre edilmiş' oldu; artık,
nasıl TKP'de kalabilirdi ki? Abidin Nesimi, 'ihbar-
c;'nın (Fâdıl Garan) olayı ona itıraf ettiğini de be-
lirtiyor (TKP'de Anılar ve Değerlendirmeler. s:134
ve sonrası. Promete Yayınları. 1979. Ist.).
Yıllar sonra, Kadro dergisinin üç yıllık neşriyatı-
nı inceleyen tarafsız bir 'gözlemci', Galiyef'in
'Mazlum Milletler Entemasyonalı^ tezlerini ve ilke-
lerini biliyorsa, bu derginin pekâla Galiyefçi bir plat-
form üzerinde çıkmış olduğunu söyleyebilir. Daha
da ilginç olan, çıktığı sürece şiddetli tartışmalara
neden olan derginin, daha çok Recep Peker/ls-
met Inönü kanadından gelen sert eleştırilere, hat-
ta suçlamalara karşı, bizzat Mustafa Kemal tara-
fından himaye görmesidir. Bunları da kafadan at-
mıyorum. Yakup Kadri 'Politikada 45 Yıl' adlı ha-
tıralannda yazıyor. Meraklısı okuyabilir; (lletişim
Yayınları. s:123/124. Bütün Eserleri/16).
Tartışmaya açılmamalı mı?
Türkiye'de 'inkılâbı' basit bir iktidar pratiğine
dönüştüren, -Stalin'in 'Rusya'da yaptığı gibi-
'tekülkede cumhunyet' düzeyine indirgeyen Inö-
nü/Peker takımına karşı Gâzi Mustafa Kemal
Paşa'nın 'Kadro'ya ve 'Kadrocular'a arka çıkma-
sı, size anlamlı görünmüyor mu? Bence görün-
meli, çünkü Kadro'nun sürekli anti/emperyalist
devrimi savunması, tesadüf bu ya, tam da Parti
içinde 'yeni' bir 'program' ve 'tüzük' projesinin
oluşturulmaya çalışıldığı döneme denk gelmekte-
dir.
Anadolu Ihtilâli ve İnkılâbı nın geleceği açısın-
dan, 1935 CHP Kurultayı öncesi ve sonrasının,
'tayin edici bir mahiyet' taşıdıgı kesin. 'Dalgalan-
ma' ilkin 'Kadro'nun tasfıyesi ile sonuçlanmış gi-
bi görünürse de, aynı zaman dilimi içinde Gâzi'nin
önce Peker'i, arkasından, Inönü'yü, görevden al-
dığı gözardı edilebilir mi? Yıllar yılı, 'rejimin selâ-
meti için' yok sayılan bu 'olaylar' artık tartışılma-
malı mı? Hem de hangi 'rejimin'? Basbayağı, '1a-
şizan bir totaliterliğin!..'
Gittikçe heyecanlı oluyor değil mi?
http:// ww^w. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Sanatçı Şanar Yurdatapan: Murat Demir ve Murat tpek'i anlattıklann] herke-
sin dmınası için korudum. (Fotoğraf: KEREMILGAZ)
Şanar Yurdatapan
ve iürafçılar tutuklandı
Istanbul Haber Servisi - Atatürk Hava-
limam'nda 2 sahte pasaportla gözaltına
alınan sanatçı Şanar Yurdatapan, iki iti-
rafçı ve bir komiser. Istanbul Devlet Gü-
venlik Mahkemesi'ne çıkanldı. Yurdata-
pan ve itirafçılar tutuklanarak Ümraniye
Cezaevi'negönderildi. Yurdatapan yaptı-
ğı yazılı açıklamada, itirafçı Murat Demir
ve Murat İpek'ı "Anlattıklannı herkesin
duymasıru sağiamak için koruduğunu"
ifade etti.
Istanbul Emniyet Müdürlüğü'nde 6
gündürgözaltındatutulan Şanar Yurdata-
pan ile itirafçılar Murat lpek. Murat De-
mir ve komiser Serdar Alptekin dün saat
10.45 sıralannda yoğun güvenlik önlem-
leri altında DGM'ye getirildi. Bina içeri-
sine girişi sırasında gazetecilerin sorula-
nnı yanıtlayan Yurdatapan, "İddialarasıl-
sızdır. Gerçekler>akındaortaya çıkacak"
diye konuştu. Yurdatapan'ın kardeşi
Onur Yurdatapan, Güneydoğu'da şehit
düşen Albay Rıdvan Ctaden'in eşi Tomris
Özden ile şair Suna ,\ras. avukat Eren
Keskin Şanar Yurdatapan'a destek ver-
mek için DGM'ye geldiler. Bir süre son-
ra Yurdatapan sorgusu sırasında gizlice
Kuzguncuk'taki bürosuna götürülüp ge-
tirildi. Aynı zamanda Alman vatandaşı da
olan Yurdatapan için Alman Konsoloslu-
ğu'ndan bır görevli DGM'ye geldi. Sav-
cı Sudi Güner'e yaklaşık 7 saat ifade ve-
ren samklar tutuklanmalan istemiyle nö-
betçi mahkemeye çıkanldı. TCY'nin 169.
maddesi uyannca "Devletin emniyetine
karşı silahlı çete kuranlara yardım" yap-
tığı iddiasıyla Istanbul 4 No'lu nöbetçi
DGM'ye çıkanlan Yurdatapan tutuklan-
dı. Mahkeme. lpek ve Demir'in de tutuk-
lanmasına karar verirken. komiser Serdar
Alptekin tutuksuzyargılanmak üzere ser-
best bırakıldı.
Sanıklan taşıyan polis minibüsünün
Ümraniye Cezaevi'ne doğru hareket et-
mesinden sonra aracın penceresini açan
Yurdatapan gerçeklenn yakında ortaya çı-
kacağmı söyledi. Eren Keskin'in okudu-
ğu ve Yurdatapan'ın yazdığı açıklamada
ise şöyle denildi "Murat Demir ve Mu-
rat İpek'i koruduğum doğrudur. Bana an-
lartıklannı herkes duvmalıydı. \ ideoya
çcktiripbaştaSusuriuk Konüsyonuoimak
üzere elimin erdiği her yere ulaşmav a ça-
hştım. Bu iki kişinin tan ıklığının çokönem-
li olduğunu sani) orum. Bu nedenle sustu-
rulmasını önlemeye çalıştun.
1
" Devletin
özel görev verdiği kişileri koruduğu için
kendisine teşekkür etmesi gerektiğini be-
lirten Yurdatapan açıklamasında. pasa-
portlan kendisinin hazırlattığı iddialannın
da doğru olmadığını öne sürdü. Yurdata-
pan açıklamasında sivil toplum kuruluş-
lannın -Susuriuk İzleme" grubu oluştur-
ması gerektiğini de kaydetti.
GLOBALPOLITİKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Bilgi ve Demokrasi
Teknolojik devrim ve küreselleşme sürecinde bil-
gi üretimi ve dolaşımı baş döndürücü bir hıza ulaş-
tı. Internet ve uydu yayınlar sayesinde bilgi artık sı-
nırtanımıyor, sansür dinlemiyor. Bilgi herkese, her-
kes bilgiye ulaşabiliyor. Bilgilenme süreci ve dola-
yısıyla da günlük yaşam demokratikleşiyor...
Yukarıdaki paragraftaki ifadeler tümden yanlış
değil (1). Ama fazla iyimser. Gerçekten de dünya-
da telekomünikasyon yoluyla bilgi üretimi ve trans-
feri hızla yayılıyor. 1985'te küresel olarak 15 milyar
kelimeye ulaşan telekomünikasyon hacmi, 1995'te
66 milyar kelimeyi geçmiş durumda; 2000 yılında
95 milyar kelimeyi geçmesi bekleniyor. Bugün dün-
yada 1.216 milyar kişı televizyon seyrediyor, bunun
200 milyonu kabloya bağlı. 690 milyon bilgisayar,
30 milyon Internet abonesi, 690 milyon cep tele-
fonu var. 1995'te iş hacmi 1 trılyon dolara ulaşan
telekomünikasyon sektörünün cirosu, 2000 yılın-
da dünya GSMH'sinin yüzde 10'una ulaşacak. Di-
ğer taraftan teknolojik gelişme, televizyon, telefon
ve internet'in çıkışlarını, birtek noktadan, örneğin
televizyon ekranından ulaşılabılecek bir şekilde (bir
mültimedya ağı şeklinde) birleşmeye başlıyor.
Böyle bir teknolojik çerçeve içinde baş döndü-
rücü bir hızla üretilen bilgiye ulaşmaya ve bunu iç-
selleştirmeye (öğrenmeye-kullanmaya) gelince, ne
yazık ki yukandakı iyimser manzara değişmeye ve
elinde "microchip" ile koşan birPrometeus, gide-
rek yerini TV ekranına zıncirtenmiş, boş gözterle ba-
kan ve sürekli tıkanan yorgun ve yağdan şeklini
kaybetmeye başlayan bedenlere bırakıyor. Tekno-
lojik devrımden haberi olmayan milyonlarca aç in-
sandan ıse burada bahsetmeye gerek yok! New
York Times, ya da Kapital dergisi gibi yayınlann bir
sayısındaki bilgi, tahminlere göre XVII. yüzyılda Av-
rupa'da yaşayan ortalama bir okur yazann yaşamı
boyunca özümseyeceği bilgınin hacmini aşıyor.
Medeniyetimiz günde yaklaşık 20 milyon kelime
basılı metin üretiyor. Dakikada 1000 kelime ve gün-
de sürekli 8 saat okuyan bir okuyucunun bu bilgi-
ye ulaşması ıçin 1.5 ay gerekiyor. Bu arada ise oku-
nacak 6.5 yıllık malzeme birikecek olması, kaçınıl-
maz bir sonuç. Kısaca, bir taraftan bilgi, hava ve
su kadar çok yaygın bir hale geliyor gezegenimiz-
de (gerçi hava hızla kirieniyor ve dünya nüfusunun
1 /3'ünün içme suyu yok ama...) ve bireylenn kapa-
sitesi bu bilgiyi özümsemeye yetmediği için de (ca-
hilliğı var olan bilgi hacmi ile bireyin bilgisi arasın-
daki fark olarak tarıflersek) giderek cahilleştiğimiz
kesin.
Diğer taraftan, bu bilginin dağıtımı, giderek sayı-
lan azalan uluslararası tekeller tarafından kontrol
ediliyor ve kâra ve gelire indeksleniyor. Örneğin,
ABD haber kanalı CBS, ortaklanndan Loew Cor-
poration'm bir sigara şirketinde payı olduğu için,
sigara şirketlerinin ürünlerindeki gerçek nikotin ora-
nını sakladıklarına ilişkın programı son andayayın-
dan kaldırabiliyor. Çin hükümetinin baskısı ile News
Corporaf/on'ın parçası Star-TV, BBC haberlerini
programından çıkanyor. Eğlence sektöründe büyük
bir tekel olan Walt Dısney, haber ve magazin alan-
lannda uzman Capital C/f/es/yASC'yı satın aJıyor.vd
birçok ülkenın haber yerine eğlence yayunlanru ter-
cih ettiğini ve ABC'nin bu şekilde yeniden biçim-
leneceğini açıklıyor. Izleyicinin giderek eğlence
programlarını tercih ettiğini, haberlerle özellikle
dünya haberieriyle ilgilenmediğini gösteren bireği-
lim de var. Büyük TV ağlarının uluslararası haber di-
limleri hızla küçülüyor: Amerika'da ABC, CBS ve
NBC için bir (1988-1996) karşılaştırması (dakika
olarak): ABC (1414-918); CBS (1310-824); NBC
(1212-528). Walt Disney - ABC birleşmesi gibi ge-
lişmeler de bu tür eğilimleri güçlendirerek izleyici-
ye giderek daha az haber ve daha çok ideolojik dü-
zeyde koşullandıncı ve değer yargılannı şekillendi-
rici diziler, yanşma programlan vefilmler ulaştınyor.
Bu arada telekomünikasyon ve mültimedya alanın-
da yaşanan birieşmelerle 4-5 mega şirket kürese)
haberleşme ve telekomünikasyon sektörünü kont-
rol eder duruma geliyor.
Özetle, teknoloji ve genel olarak üretici güçler bil-
gi üretimini ve dolaşımını hızlandırıyor. Ancak için-
de yaşadığımız, birey merkezli ve kâr/gelir yöne-
limli toplum, bu bilginin büyükşırketlerin kontrolü-
ne geçmesine yol açıyor. Ekonomik toplumsal iliş-
kiler küreselleşirken aynı hızla işbirliğini, dayanış-
ma ruhunu ve demokratik olarak kontrol edilen ge-
nel kamu yaran fikrini ikinci plana atıyor. Tüm de-
ğerleri, bireyin kendi sınırlı kapasiteleri ve bencil
dürtüleri üzerine kuran bir düşünce ve değerler sis-
temi yüceltiliyor. Çok açık ki üretici güçlerin geliş-
mesi ile üretim ilişkileri arasında, insan türünün
aleyhine işleyen bir uyumsuzluk hızla derinleşiyor.
Hızla artan, bu bilgi üretme kapasitesi ve hacmi
içinde bireyin cahillikten kurtulması için önce yal-
nızlıktan kurtulması ve son 20 yılda zayıflatılan da-
yanışma ruhunu yeniden kazanması gerekiyor. Bu
bilgiyi reddetmek ve daha sınırlı bir dini-ideolojik
kozmolojiye dönme çabası ise bir çözüm olmaya-
cak, bu bilgiyi kontrol eden azınlığın iradesine bo-
yun eğmekten başka bir sonuca yol açmayacak-
tır. Bugün gereken işbirliği ve demokratik kontrol
yolu ile bireyin zayıflığını ve iktidarsızlığını aşmaya
başlamak, bilginin üretimini ve dağrtımını demok-
ratikleştirerek büyük çoğunluğa açık hale getiımek-
tir. Kısacası, insanlığm, kaderini serbest piyasanın
ve sermayenin sakar ellerine bırakmaktan artık vaz-
geçmesi gerekiyor.
1) Veriler için: Le Monde Diplomatique, Nisan
1997; Foreign Affaires, Nisan 1997.
ergin(a ergin.demon.co.uk
'Savcılar görevini yapmalı
1
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Grup
Başkanvekili ve DSP Ankara Millervekili Uluç
Gürkan. RP'li Devlet Bakanı Sacit Günbey "
hakkında yaptığı suç duyurusunun dıkkate ..
alınmamasını eleştirerek "RP'li bakanlar ve
milletvekilleri, Adalet Bakanlığı'nca özel koruma
kapsamına alındı" dedi. Gürkan, cumhuriyet
savcılannın cesaretle görevlerini yapmamalan
durumunda demokrasinin zarar göreceğini
vnrguladı.
Berrin Menderes anıldı
• Istanbul Haber Servisi - Eski başbakanlardan
Adnan Menderes'in eşi Berrin Menderes,
ölümünün 3. yıldönümünde Demokrat Parti (DP)
Istanbul İl Örgütü üyelennin katılımıyla dün anıldı.
Anıtmezara gelen partililer, Kuran okutarak Berrin
Menderes, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve
Fatin Rüştü Zorlu'nun kabirlerini ziyaret ettiler.