23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 NİSAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Genel Sekreter Tiritoğlu, THK'ye bağışlanan kurban derilerinde büyük artış olduğunu söyledi 'KayıplardanvalîLer sorumhı'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - REFAHYOL koalisyonu döneminde köktendinci vakıflann etkinliğini art- ' ürmasına karşın, bu yıl Türk Hava Ku- rumu'na (THK) bağışlanan deri oranı geçen yıla oranla yüzde 100 arttı. THK Genel Sekreteri Mehmet Tiritoğlu, RP'li bakanhğa bağlı olan Sosyal Hiz- metkT ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) ile belediyeler, Diyanet Vak- "fi ve Kızılay'da kesılen kurban derileri- ni alamadıklannı, kaçak olarak topla- nan 2.5 milyon deriden de valıler ve kaymakamlaruı sonınüu olduğunu söy- ledi. THK Genel Sekreteri Mehmet Tiri- toğlu, her yıl ortalama 4 milyon kurban kesildiğini, geçen yıl 541 bin olan THK'ye bağış sayısının bu yıl l milyo- nu aştığını bildirdi. Tiritoğlu, "Sayısız kaçak deri toplayan kuruluş var. Bize her konuda çok yardımcı olan roiilki amirler olduğu gibi hiç yardımcı olma- • THK Genel Sekreteri Mehmet Tiritoğlu, her yıl ortalama 4 milyon kurban kesildiğini, geçen yıl 541 bin olan THK'ye bağış sayısınm bu yıl 1 milyonu aştığını bildirdi. Tiritoğlu, "Sayısız kaçak deri toplayan kuruluş var. Bize her konuda çok yardımcı olan mülki amirler olduğu gibi hiç yardımcı olmayanlar da var. Mülki amirler ve kaymakamlar gereği gibi konuya eğilmiyor" dedi. yanlar da var. Mülki amirler ve kayma- kamlar gereği gibi konuya eğilmiyor'' dedi. Tiritoğlu, geçen yıla oranla topla- nan den sayısında özellıkle Ege, Mar- mara ve lç Anadolu bölgelerinde yüz- de 100'lere varan artışlarhesaplandığı- nı, Gûneydoğu Anadolu'da deri topla- yan bölücü örgütün etkinliğini yitırdi- ğini belirttı. Içişlen ve Millı Eğitim Bakanlığı'nın genelgelerine karşın kaçak den topla- yan şeriatçı vakflann bu yıl da çalışma- lannı sürdürdüğüne dıkkat çeken Tiri- toğlu, beledıyeler, Kızılay, SHÇEK ve Diyanet VakrVnın kesim merkezlerin- deki kurban derilerinin THK'ye veril- mediğini vurguladı. Tiritoğlu, kaçak deri toplayan vakıflar arasında Tacettin Vakfi ve Muradıye Vakfı'nın başta gel- diğinı söyledi. Muhafazakâreğilimli seçmenin ağır- lıkta olduğu Konya'da toplanan deri sa- yısında yüzde 100 oranına yakın artış kaydedilirken Sıvas'ta bu oranının yüz- de 40 olduğunu bildiren Tiritoğlu, bu gelişmelerin sevindiricı olduğunu, an- cak 1980'ler düzeyinin çok gerisinde kalındığını söyledi. THK'nin orta ve dar gelirli ailelerin çocuklanna hizmet sunduğunu vurgulayan Tiritoğlu, asılsız suçlamalann, kurumu tanımayan ke- sırnlerce yöneltildiğini belirtti. Genelkurmay Başkanhğı ve Meh- metçik Vakfi'yla derilerin toplanması konusundaişbirliği yaptıklannı bildiren Tiritoğlu, Jandarma Asayiş Komutanlı- ğı'nın gözetıminde Doğıı ve Güneydo- ğu Anadolu'daki yoksul ve fakir yurt- taşlara dağıtılmak üzere 46 ton et gön- derdiklerini bildirdi. CumhuriyetGüney lüeri Bürosu'nun habenne göre, Hatay'ın Iskenderun il- çesinde de THK'nin topladığı deri ba- ğışında yüzde 50 artış sağlandığı öğre- nildi. THK yetkililen, Iskenderun Tu- gay Komutanı Tuğgeneral Ethem Erda- ğı'nın yazüı emirleri üzerine Merkez Komutanlığı'na bağlı ınzibatlann, De- niz, Hava ve Kara Kuvvetleri lojman- lanndakı kurban derilerini de toplaya- rak kendilerine teslim ettiklerini bildır- diler. THK yetkililen, Iskenderun'da 1500 civannda deri topladıklannı, ancak Ül- kü Ocaklan ve dini vakıflann büyük vurgun gerçekleştirdiklerini bildırdiler. THK yetkililerinin verdigi bilgiye gö- re, Ülkü Ocaklan 6 bin, Nurcular 3 bin, Süleymancılar 2 bin, diğer bazı dinci kuruluşlar ise 1500 dolayında deri top- ladı. THK'nin fakir yurttaşlara dağıtıl- mak üzere gönderdiği etin 11 tonu dün Van ve Hakkâri'de dağıtıldı. Van Jan- daıma II Güvenlik Komutanlığı'nca 7.5 tonu Hakkâri'ye yardıma muhtaç aile- lere gönderilen etin geri kalanı ise jan- darma ekiplerinin gözetiminde Uzun- dere'den göç ederek Van'ın Bostaniçi beldesine yerleştirilen 258 ailenin de aralarmda bulunduğu yoksullar ve ko- ruculara dağıtıldı. Sürekli aydınlık Eylem bugün sona eriyor lstanbul Haber Servisi- "Süreldi Aydınlık tçin Bir Dakika Karaıuık" eyleminm "İsyan ediyorum, ısrar edryorum" sloganıyla süren ikinci bölümü bugün gerçekleştirecek kitlesel eylemle sona eriyor. Aralannda Türk- Iş'e bağlı çeşıtli sendikalann ve bazı siyasi partilerin de bulunduğu çok sayıda kişinin katılacağı eylem, Kadıköy Altıyol'da yapılacak. Türkıye'deki çetelerin ortaya çıkanlması ve sonimlulann bir an önce yargı önüne çıkanlması istemiyle ikinci bölümü 6 nisanda "tsyan ediyorum, Israr ediyorum'* sloganıyla başalatılmış ve devam etmışti. "Yurttaştan yurttaşa çağn" adıyla toplanan imzalarla şubat ayında yurdun dört bir yanında ışık söndürme eylemiyle başlayan daha sonra kitlesel eylemlere dönüşen protesto gösterilen TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'nun çalışmalaruun tıkandığı .Nisan ayının 6"sında yeniden başlatılmıştı. .Eylemın ikinci bölümü •birinci bölüme oranla sönük geçti. Temiz ;yönetim ve ülkedekı çetelerin yargılanmasını •amaçlayan eylemin ikinci ^ayağının son günü de jkitlesel eylemle sone «riyor. Kadıköy Altıyol'da saat 21.00'de başlayacak £ylem, Anadolu Yakası JDemokrasi Plarformu adı altında gerçekleştirilecek. Eyleme, Genel-lş, Deri-tş, Tüm Bel-Sen, ÖDP, HADEP, EMEP ve SİP gibi parti ve örgütlerin üye ve yöneticileri katılacak. Siyıunbieattın köyliileıiisyın uıımı Bergama-Ovaak'taki siyanürle aran aranan madene karşı 7 yıldır sürdürdükleri mücadeleye yanrt alamayan yöre halkı tnaden araasini işgal etti. (Reuters) Eurogold şirketinin maden alanını işgal eden yaklaşık 6 bin köylü, İzmir Valisi Aktaş 'ın madeni 1 ay süreyle kapatması sonucu eylemlerini bitirdi. Bergama esnafi yiyecek göndererek eyleme destek verdi NECATtAYGIN İZMİR - Siyanürle altın aranmasına kar- şı 7 yıldır mücadele eden Bergama köylüle- ri, dün sabaha karşı Eurogold şırketinin ma- den alanını ışgal ettiler. Yaklaşık 500 traktör- le ana gıriş kapısından maden alanına gıren vetel örgüleri devirip haberleşmeyi engelle- mek amacıyla telefon tellenni kesen köylü- ler, hükümetten bir temsılcı ya da cumhur- başkanı gelmedikçe maden alanını terk et- meyeceklerini bildırdiler. Eylem, Vali Kut- lu Aktaş'ın madeni bir ay süreyle kapatma- sı üzerine dün 15.30 srralannda olaysız so- na erdi. Bergama-Ovacık'takı siyanürle altın ara- nan madene karşı 7 yıldır sürdürdükleri mü- cadeleye yarut alamayan ve hükümet yetkı- lilerine seslerini duyuramayan yöre halkı, son olarak Eurogold'un maden arazisinı iş- gal etti. Maden alanı çevresindeki 17 köyde yaşayan, aralannda çok sayıda kadın ve ço- cuğun da bulunduğu yaklaşık 6 bin köylü, dün sabaha karşı saat 03.00 sıralannda trak- törler ve çeşitli araçlarla maden alanına gir- di. Köylüler maden alanına girmek için ana giriş kapısını kullandılar ve aynca Narlıca Köyü tarafindakı tel örgüleri yıkarak kendi- lerine yol açtılar. Köylülerin, haberleşmeyi engellemek amacıyla telefon tellerini de kes- tiklen, bu nedenle emnıyet yetkililerinin olaydan geç haberdar olduğu öğrenildi. Olay yenne gelen jandarma ve çevik kuv- vet ekipleri, eylemci köylülerden maden ala- nını terk etmelerini istediler ve aksi takdir- de zor kullanacaklannı bildirdiler. Köylüler ise Çevre Bakam ya da Cumhurbaşkanı gel- mediği süreee maden alanından aynlmaya- caklannı belirttiler. Olay yennde bulunan köy muhtarlan, eyleme katılanlan Euro- gold' un ana şantiye bvnasının bulunduğu ke- sime geçmemeleri konusunda sürekli uyar- dılar. Eyleme katılan kadınlar ellennde Türk bayraklanyla "Çanakkale Türkûsû"nü söy- lediler. Maden alanmdaki eylemlennı sûrdüren köylülere Bergama esnafının ekmek, peynir gibi yiyecek gönderdıkleri de gözlendı. Bergama-Ovacık'taki maden alanına gi- den İzmir Valisi Kutlu Aktaş, köylülere ey- lemlerini sonaerdirmeleriçağnsında bulun- du. FoçaJandarma Komutanlığı'ndan asker- ler ve Izmir'den çevik kuvvete ait ekipler ile panzerleT maden alanının çe\Tesinde yoğun güvenlik önlemleri aldılar. Köylülerin diren- mesi üzerine Vali Aktaş, eylemcileri temsil eden üç köylüyk görüşmeler yaptı. Görüş- meler sonucunda Vali Aktaş, 5442 sayılı tl ldare Yasası'nın ll'ınci maddesmde yer alan, "Kamu esenfiğuün sağlanması, önleyi- cikoflukyetkisi valinin öde\ ve >etkflerinden- dir. Bunlan sağlamak için \ali gerekii karar ve tedbirleri ahr" hükmüne dayanarak alön madenıni bir ay süreyle kapattı. Valinin madeni kapatması üzerine köylü- ler eylemlerine son verdiler. Köylülerin ey- leminin ardından 6 kişinin gözaltma alındı- ğı, 70 kişilik bir gözaltı listesinin de jandar- manm elinde bulunduğu ileri sürüldü. Köy- lüler "Hareketiıniz yasaldır" derken konuy- la ilgili olarak Bergama Beledıye Başkanı Sefa Taşkm da Bergamalılann 7 yıllık mü- cadelelerinde ilk kez bir kazanım elde ettik- lerini belirtti. Taşkın, madenin sadece bir ay- lık değil, sonsuza kadar kapatvlmasını talep ettiklenni söyledi. HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLAL1 "Büyük Dilsiz" Konuşuyor! Fransızlar orduya "büyük dilsiz" derler... Çün- kü duyar, görür, ama konuşmaz. Ulusal gücü temsil ettiği için, iç siyasete girip taraf olmak is- temez. Bizde de bu gelenek uzun süre korundu. Cumhuriyetin ilk yıllannda, ordu, ülkeyi yöne- tenlerden farklı düşünmediği için korundu. Da- ha sonralan da alışkanlıktan... Ve sustu sustu, patlama noktasınagelince dar- be yaptı. Şirridi artık susmuyor. Çünkü konuşması ge- rekenler konuşmuyor... Çünkü sorunu darbe yapmadan çözmek istiyori Hangisi daha iyi? • • • Şu sözler Erbakan'a ait: "Refah, Islami cihat ordusudur. Cihat eden Müslüman, alimden de şeyhten de daha üstün- dür... Biremirseçip ona itaatedip, orduyu oluş- turmak ilk farzdır. Sen gözünle emir'in günah iş- lediğini görsen bile, ona itaat edeceksin... Biz Kuran'ı hâkim kılmaya gideceğiz. Hepimiz Re- fahçı olmaya mecbunız. Çünkü cihat ediyonjz. Refahçı olmadan Müslüman olmakmümkün de- ğildir." Ve devam ediyor. "Şuuria Refah'a çalışan cennete gidiyor. Ne- den? Çünkü Refah demek, Kuran nizamını hâ- kim kılmak demektir." Bunlar söylenmiş... Ve yargı susmuş. Erbakan, bu sözlerin devamını Arap Al-Anbaa gazetesine söylemiş... Ve yargı susmuş. Sincan'da Kudüs Gecesı'nde aynı diişünce- ler savunulmuş... Ve yargı susmuş. Amasya'da, Erzurum'da bir tiyatro, orduyu "Kuran'ı kaldırmayı amaçlamakla" suçlamış. Halkı orduya karşı silahlı mücadeleye, Kuran için ölmeye çağırmış... Ve yargı susmuş. Savcılar, yargıçlar görevlerini yapmamışlar. Va- liler, kaymakamlar görevlennj yapmamışlar. Hü- kümet görevini yapmamış. Üç buçuk oy peşin- deki küçük siyaset adamlan görevlenni yapma- mışlar... Susmuşlar. Sincan'da tanklar konuşunca, devlet de hare- kete geçmiş. Ordu sesini yükseltince... Yargı Al-Anbaa'nın muhabirini arayıp, yıllaröncesinin "artıksilinmiş" olan konuşma bandını istemek lütfunda bulun- muş... • • • Birgeneral çıkıyor, Başbakan'ı ve temsil ettiği kafayı ağır bir şekilde eleştiriyor. 13 yıldır PKK ile yaptığı savaşımı, şenatçılara karşı dayürütece- ğini söylüyor... Refahlı bakanlar, "hakkında iş- lem yapılmasım" istiyorlar. \te ordudan -en aptallann bileyanlış anlay ama- yacağı kadar- açık bir yanıt geliyor: - Hiçbirışlemyapmayacağız... Çünkü hepimiz aynı görüşleri paylaşıyoruz! Buyurun! Kantann ölçüsü kaçmış bir kere... Görevlerini yapmamış, yürürlükteki yasalan uygulamamış, kendi varlık nedenlerini gene kendi elleriyle yık- mış olanlar şimdi ne diyebilirler? Meclis'te birbir- lerinin suçlannı örtbas etmek için parmak kaldı- ranlar ne diyebilirier? "Bizsiviliz, istediğimiziyapanz. Sizaskersiniz, o nedenle yapamazsınız" mı? Türkiye bir yol ayrımındai Ya din devletini seçecek, ya laik cumhuriyeti... Ve de yaptığı seçimin gereklerini yerine getire- cek. "Biraz ondan biraz da ötekinden" aymazlığı- nı, aptallığını ya da hainliğini sürdürmenin olana- ğı kalmadı... •*• Ordu bir zamanlar susuyor, susuyor ve bardak taşınca da darbe yapıyordu. Artık susmaması, darbe olmayacağı anlamına mı geliyor? Hayır! Sadece ordunun darbe yapmadan sorunu çözmek için çaba gösterdiği anlamına geliyor. O sert çıkışlann bir işlevi, kendi içindeki gerili- mi azaltmak... "Denetim dışı" patlamayı önie- mek... (Tıpkı güvenlik kapakçıklarının buhar ka- zanının patlamasını önlediği gibi.) İkinci işlevi ise uyan... Ve giderek "son uyan"\.. Yurttaş, kiıııliğiııi buhıyor (Sıra devlette) "SûrekU Aydmlık tçin 1 Dakika Ka- ranhk" eyleminin gerekçelerini düşün- meye başladığımız- da, eger içimizden Melih Cevdet An- day'ın yıllar önce yazdığı dizeleri bir kez daha okumak '" geliyorsa. bu ülkede günler, yıllardır gönlümüz- -;ce bıtmemiş demektir. Işte Çanakkale'de, lz- •;mir'de, Ankara'da, Diyarbakır'da, tstanbul'da, '- MeTsin'de. Artvin'de, Edirne'de insanlar, bu duy- ^.guyla yakıp söndürdüler ışıklanm. Bu akşam da • gönlümüzce bitmediyse gün, suçun -en azından- •yansı bizim, diyerek uzandılar elektrik düğme- lerine... ! Birülkeninalacakaranhğmdabirotomobilbir . kamyona çarptığmda, hiç akla gelmedik ilişki- '. ler ortayadökülüveriyorsa... Kanunsuzlar, onla- '. n yakalamakla görevli insanlarla kol kola gezi- . yorsa... Silahlar uyuşturucu kaçakçıhğını kolluyor, a- ma düşüncelere korku salıyorsa... Namlulara susturucu,telefonlaradinleyici takılıyorsa... Do- kunulmazlıklann kaldınlrnasıyla ilgili fezleke- ler, Meclis Başkanlığı'na gideceği yerde -içtü- züğe aykın bir biçimde- Başbakan'ın çekmece- sinde bekletiliyorsa... Zaten günler, gönlümüz- . ce bıtmiyor demektir. Şubat, mart ve nisan aylannda tam 55 gün bo- • yunca tüm dünya, Türkiye'nin toplumsal geliş- me sürecindeki en geniş katılımlı, en yaygın si- vil eylemi ilgiyle izledı. Bu ülkede ilk kez mil- Bu akşam da gönlümüzce bitmediyse gün Suçun yarısı bizim yansı günün Sanki yapmın tuğlası bizsek harcı o Onun da iyi oîması lazun Onun da aklı kalbi namusu Ya masmavi aydmlık ferah Ya dikenli huzursuz bir uykusu Gününü gün etmekten korkması lazım. Bu akşam da gönlümüzce bitmediyse gün Demek tûmû bizim omuzlarımtzda yükün Gelin buna bir çare bulalım Bunca olduğumuz gayn yetmiyor Yarın daha iyi adam olalım Yartn daha sağlam daha ahllı Yarın daha sevdalı daha haklı Günün bize bağlı olduğunu bilelim. yonlarca insan; din, dil, köken, meslek, grup. parti bağlantılannı bir yana bıraktı, gönüllü bir katıhmla ve salt tt yurttaşkimliği''yle1 çok önem- li bir demokratik ivme yarattı. Daha önce birbirini hiç tanımayan mılyonlar; dayanışmamn sevgi dolu ortamında buluşunca, karşı konulamaz demokratik bir gücün nasıl oluştuğunu, her gece bir kez daha sevinçle gör- dü. "TemizTûrkiye-saydaın devlet" özlemi; her gece şarkılarla, zillerle, elektrik düğmeleriyle, mumlarla, halaylarla -ve tattışılmaz birkararlı- lıkla-; sadece ülke yöneticilerine değil, tüm in- sanlık ailesine ateşböcekleri gibi göz kırptı... Kı- sacası insanlar, günler gönlümüzce btaniyor,bu da bize yetmiyor, dedıler. Ve eylem ortaya, çağdaş demokratik ilkelere büyük özen gösteren, ülkesinin ortak çıkarlan- na sorumlulukla sahip çıkan, çörümü parlamen- ter sistem içinde arayan, gerçekten uygar bir "yurttaş kimliği'' çıkardı. Şimdi sıra el birliğiy- le bu "yurttaşkimHğP'ne yaraşır bir "devtet Idm- fiği" yaratmakta. Ve üstelik böylesi bir çaba için koşullar gerçekten olgunlaşmış durumda. Çün- kü sorun bütün açıklığıyla karşımızda duruyor ve çözüm bütün berraklığıyla sorunun içinden doğru bize göz kırpıyor. Bugün 23 Nisan 1997, eylemin ikinci aşama- sının son günü. Anlaşılmış olduğunu iyi niyette umduğumuz gerçek odur ki, yurttaş bundan böy- le devletin çetelerle iç ıçe girdiği bır ülke ıste- memektedir. Yurttaş artık, seçimden seçime oy veririm, ge- risini koyveririm, dememektedir. Devlet; kendi- sine hizmet etmek için organize olduğu, yani varlık gerekçesini oluşturan yurttaşıyla, bundan böyle interaktif, canlı, demokratik bir ilişkiye girmek zorundadu". Bunu hem ülkenin yurttaşı ısrarla talep etmektedir hem de çağdaş dünya Türkiye'den bunu beklemektedir. Eğer devletin bu yeni kimliğini; seçenler, se- çilenler ve atananlar el birliğiyle yaratamazsak; yöneticiler, yurttaşm içtenlikle uzattığı eli tut- mazsa o zaman milyonlarca insandan oluşan bu potansiyeli, "sivü itaatsizliğe'" teşvik edeT duru- ma düşeceklerdir. Unutmayalım ki, "sivil itaat- sizük", meşruluğunu, yönetimin umursamazlı- ğmdan alır. A Y D I N L C I N YURTTAŞ GİRİŞİMİ Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kalemli 'Başbakanlık, Ağar ve Bucak'ın fezlekelerini Meclis'e göndermeli' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- TBMM Başkanı Mustafa KalemlL lstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin, DYP Elazığ MiUetvekili Mehmet Ağar ve Şanlıurfa MiUetvekili Sedat Edip Bucak'la ılgih hazırladığı dokunulmazlık fezlekelerinin işleme konulabilmesi için Başbakanlık taranndan Meclis'e iletilmesi gerektiğini bildirdi. Meclis Başkanı Kalemli, Susurluk soruşturması kapsarrunda eski Içişleri Bakam Mehmet Ağar ve DYP Şanlıurfa MiUetvekili Sedat Bucak'm milletvekili dokunulmazhklarmın kaldınlması istemiyle düzenlenen fezlekelerin henüz Başbakanhk'tan gelmediğini, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu raporunun eki olarak Meclis Başkanlığı'na ulaştınlan fezleke fotokopileri ile işlem yapılmasmın da mevzuata uymayacağına dikkat çekti. • Kalemli, Susurluk soruşturması kapsamında Ağar ve Bucak'ın milletvekili dokunulrflazlıklanmn kaldınlması istemiyle düzenlenen feziekeleriu fotokopilerinm kendisine ulaşüğını belirterek "Hukuki prosedüre uygun olmayan bu durum. söz konusu fezlekenin TBMM Başkanlığı'na intikal etöği gibi bir izlenim doğunnaktadır" dedi. TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, dün yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Necmettin Erbakan'm yaklaşık 2 aydır ruttuğu fezlekelerle ilgili tartışmalara dıkkat çekti. Fezlekelerle ilgili TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı konuşmalar yapıldığım ve hükümete yöneltilmek üzere başkanlığa soru önergeleri verildiğine dikkat çeken Mustafa Kalemli, şu görüşleri dile getirdi: "Susurluk oiayı ve arkasmdaki Uişkilerin a>dınlığa kavuşturuhnası amacıyla kurulan Meclis araşürması komisyonunun, genel kurula sunulmak üzere başkanlığunıza verdiği raporun ekleri arasında, Adalet Bakanlığı'nın, 1.4.1997 tarihli tezkeresine bağlı olarak, araştırma komisvonu başkanlığma gönderdiği fezlekenin fotokopi sureti de bulunmaktadır. Hukuki prosedüre uygun olmayan bu durum, söz konusu fezlekenin TBMM Başkanlığı'na intikal ettiği gibi bir izlenim doğurmaktadır. Malumlan olduğu üzere, anayasa ve içtüzük hükümlerine göre milletvekili dokunulmazhğının kaldınlmasına dair hukuki prosedür. bu konuda yetkili adli mercilerden Adalet Bakanlığı'na intikal ettirilen fezlekelerin Başbakanlık vasıtasıyla Meclis Başkanhğı'na gönderilmesi şeklîndedir. Bu durumda, kamuovunun çok yakmdan Ugflencuği bu konu hakkında başkanhğumzm hukuki bir işlem yürütmesinin mümkün olmadığı açıkür."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle