Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 NİSAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Genel Sekreter Tiritoğlu, THK'ye bağışlanan kurban derilerinde büyük artış olduğunu söyledi
'KayıplardanvalîLer sorumhı'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
REFAHYOL koalisyonu döneminde
köktendinci vakıflann etkinliğini art-
' ürmasına karşın, bu yıl Türk Hava Ku-
rumu'na (THK) bağışlanan deri oranı
geçen yıla oranla yüzde 100 arttı. THK
Genel Sekreteri Mehmet Tiritoğlu,
RP'li bakanhğa bağlı olan Sosyal Hiz-
metkT ve Çocuk Esirgeme Kurumu
(SHÇEK) ile belediyeler, Diyanet Vak-
"fi ve Kızılay'da kesılen kurban derileri-
ni alamadıklannı, kaçak olarak topla-
nan 2.5 milyon deriden de valıler ve
kaymakamlaruı sonınüu olduğunu söy-
ledi.
THK Genel Sekreteri Mehmet Tiri-
toğlu, her yıl ortalama 4 milyon kurban
kesildiğini, geçen yıl 541 bin olan
THK'ye bağış sayısının bu yıl l milyo-
nu aştığını bildirdi. Tiritoğlu, "Sayısız
kaçak deri toplayan kuruluş var. Bize
her konuda çok yardımcı olan roiilki
amirler olduğu gibi hiç yardımcı olma-
• THK Genel Sekreteri Mehmet Tiritoğlu, her yıl ortalama 4 milyon kurban kesildiğini,
geçen yıl 541 bin olan THK'ye bağış sayısınm bu yıl 1 milyonu aştığını bildirdi.
Tiritoğlu, "Sayısız kaçak deri toplayan kuruluş var. Bize her konuda çok yardımcı olan
mülki amirler olduğu gibi hiç yardımcı olmayanlar da var. Mülki amirler ve
kaymakamlar gereği gibi konuya eğilmiyor" dedi.
yanlar da var. Mülki amirler ve kayma-
kamlar gereği gibi konuya eğilmiyor''
dedi. Tiritoğlu, geçen yıla oranla topla-
nan den sayısında özellıkle Ege, Mar-
mara ve lç Anadolu bölgelerinde yüz-
de 100'lere varan artışlarhesaplandığı-
nı, Gûneydoğu Anadolu'da deri topla-
yan bölücü örgütün etkinliğini yitırdi-
ğini belirttı.
Içişlen ve Millı Eğitim Bakanlığı'nın
genelgelerine karşın kaçak den topla-
yan şeriatçı vakflann bu yıl da çalışma-
lannı sürdürdüğüne dıkkat çeken Tiri-
toğlu, beledıyeler, Kızılay, SHÇEK ve
Diyanet VakrVnın kesim merkezlerin-
deki kurban derilerinin THK'ye veril-
mediğini vurguladı. Tiritoğlu, kaçak
deri toplayan vakıflar arasında Tacettin
Vakfi ve Muradıye Vakfı'nın başta gel-
diğinı söyledi.
Muhafazakâreğilimli seçmenin ağır-
lıkta olduğu Konya'da toplanan deri sa-
yısında yüzde 100 oranına yakın artış
kaydedilirken Sıvas'ta bu oranının yüz-
de 40 olduğunu bildiren Tiritoğlu, bu
gelişmelerin sevindiricı olduğunu, an-
cak 1980'ler düzeyinin çok gerisinde
kalındığını söyledi. THK'nin orta ve
dar gelirli ailelerin çocuklanna hizmet
sunduğunu vurgulayan Tiritoğlu, asılsız
suçlamalann, kurumu tanımayan ke-
sırnlerce yöneltildiğini belirtti.
Genelkurmay Başkanhğı ve Meh-
metçik Vakfi'yla derilerin toplanması
konusundaişbirliği yaptıklannı bildiren
Tiritoğlu, Jandarma Asayiş Komutanlı-
ğı'nın gözetıminde Doğıı ve Güneydo-
ğu Anadolu'daki yoksul ve fakir yurt-
taşlara dağıtılmak üzere 46 ton et gön-
derdiklerini bildirdi.
CumhuriyetGüney lüeri Bürosu'nun
habenne göre, Hatay'ın Iskenderun il-
çesinde de THK'nin topladığı deri ba-
ğışında yüzde 50 artış sağlandığı öğre-
nildi. THK yetkililen, Iskenderun Tu-
gay Komutanı Tuğgeneral Ethem Erda-
ğı'nın yazüı emirleri üzerine Merkez
Komutanlığı'na bağlı ınzibatlann, De-
niz, Hava ve Kara Kuvvetleri lojman-
lanndakı kurban derilerini de toplaya-
rak kendilerine teslim ettiklerini bildır-
diler.
THK yetkililen, Iskenderun'da 1500
civannda deri topladıklannı, ancak Ül-
kü Ocaklan ve dini vakıflann büyük
vurgun gerçekleştirdiklerini bildırdiler.
THK yetkililerinin verdigi bilgiye gö-
re, Ülkü Ocaklan 6 bin, Nurcular 3 bin,
Süleymancılar 2 bin, diğer bazı dinci
kuruluşlar ise 1500 dolayında deri top-
ladı. THK'nin fakir yurttaşlara dağıtıl-
mak üzere gönderdiği etin 11 tonu dün
Van ve Hakkâri'de dağıtıldı. Van Jan-
daıma II Güvenlik Komutanlığı'nca 7.5
tonu Hakkâri'ye yardıma muhtaç aile-
lere gönderilen etin geri kalanı ise jan-
darma ekiplerinin gözetiminde Uzun-
dere'den göç ederek Van'ın Bostaniçi
beldesine yerleştirilen 258 ailenin de
aralarmda bulunduğu yoksullar ve ko-
ruculara dağıtıldı.
Sürekli aydınlık
Eylem
bugün
sona eriyor
lstanbul Haber Servisi-
"Süreldi Aydınlık tçin Bir
Dakika Karaıuık"
eyleminm "İsyan
ediyorum, ısrar
edryorum" sloganıyla
süren ikinci bölümü
bugün gerçekleştirecek
kitlesel eylemle sona
eriyor. Aralannda Türk-
Iş'e bağlı çeşıtli
sendikalann ve bazı siyasi
partilerin de bulunduğu
çok sayıda kişinin
katılacağı eylem,
Kadıköy Altıyol'da
yapılacak.
Türkıye'deki çetelerin
ortaya çıkanlması ve
sonimlulann bir an önce
yargı önüne çıkanlması
istemiyle ikinci bölümü 6
nisanda "tsyan ediyorum,
Israr ediyorum'*
sloganıyla başalatılmış ve
devam etmışti.
"Yurttaştan yurttaşa
çağn" adıyla toplanan
imzalarla şubat ayında
yurdun dört bir yanında
ışık söndürme eylemiyle
başlayan daha sonra
kitlesel eylemlere dönüşen
protesto gösterilen
TBMM Susurluk
Araştırma
Komisyonu'nun
çalışmalaruun tıkandığı
.Nisan ayının 6"sında
yeniden başlatılmıştı.
.Eylemın ikinci bölümü
•birinci bölüme oranla
sönük geçti. Temiz
;yönetim ve ülkedekı
çetelerin yargılanmasını
•amaçlayan eylemin ikinci
^ayağının son günü de
jkitlesel eylemle sone
«riyor. Kadıköy Altıyol'da
saat 21.00'de başlayacak
£ylem, Anadolu Yakası
JDemokrasi Plarformu adı
altında gerçekleştirilecek.
Eyleme, Genel-lş, Deri-tş,
Tüm Bel-Sen, ÖDP,
HADEP, EMEP ve SİP
gibi parti ve örgütlerin üye
ve yöneticileri katılacak.
Siyıunbieattın köyliileıiisyın uıımı
Bergama-Ovaak'taki siyanürle aran aranan madene karşı 7 yıldır sürdürdükleri mücadeleye yanrt alamayan yöre halkı tnaden araasini işgal etti. (Reuters)
Eurogold şirketinin maden alanını işgal eden yaklaşık 6 bin köylü, İzmir Valisi Aktaş 'ın madeni 1 ay
süreyle kapatması sonucu eylemlerini bitirdi. Bergama esnafi yiyecek göndererek eyleme destek verdi
NECATtAYGIN
İZMİR - Siyanürle altın aranmasına kar-
şı 7 yıldır mücadele eden Bergama köylüle-
ri, dün sabaha karşı Eurogold şırketinin ma-
den alanını ışgal ettiler. Yaklaşık 500 traktör-
le ana gıriş kapısından maden alanına gıren
vetel örgüleri devirip haberleşmeyi engelle-
mek amacıyla telefon tellenni kesen köylü-
ler, hükümetten bir temsılcı ya da cumhur-
başkanı gelmedikçe maden alanını terk et-
meyeceklerini bildırdiler. Eylem, Vali Kut-
lu Aktaş'ın madeni bir ay süreyle kapatma-
sı üzerine dün 15.30 srralannda olaysız so-
na erdi.
Bergama-Ovacık'takı siyanürle altın ara-
nan madene karşı 7 yıldır sürdürdükleri mü-
cadeleye yarut alamayan ve hükümet yetkı-
lilerine seslerini duyuramayan yöre halkı,
son olarak Eurogold'un maden arazisinı iş-
gal etti. Maden alanı çevresindeki 17 köyde
yaşayan, aralannda çok sayıda kadın ve ço-
cuğun da bulunduğu yaklaşık 6 bin köylü,
dün sabaha karşı saat 03.00 sıralannda trak-
törler ve çeşitli araçlarla maden alanına gir-
di. Köylüler maden alanına girmek için ana
giriş kapısını kullandılar ve aynca Narlıca
Köyü tarafindakı tel örgüleri yıkarak kendi-
lerine yol açtılar. Köylülerin, haberleşmeyi
engellemek amacıyla telefon tellerini de kes-
tiklen, bu nedenle emnıyet yetkililerinin
olaydan geç haberdar olduğu öğrenildi.
Olay yenne gelen jandarma ve çevik kuv-
vet ekipleri, eylemci köylülerden maden ala-
nını terk etmelerini istediler ve aksi takdir-
de zor kullanacaklannı bildirdiler. Köylüler
ise Çevre Bakam ya da Cumhurbaşkanı gel-
mediği süreee maden alanından aynlmaya-
caklannı belirttiler. Olay yennde bulunan
köy muhtarlan, eyleme katılanlan Euro-
gold' un ana şantiye bvnasının bulunduğu ke-
sime geçmemeleri konusunda sürekli uyar-
dılar. Eyleme katılan kadınlar ellennde Türk
bayraklanyla "Çanakkale Türkûsû"nü söy-
lediler.
Maden alanmdaki eylemlennı sûrdüren
köylülere Bergama esnafının ekmek, peynir
gibi yiyecek gönderdıkleri de gözlendı.
Bergama-Ovacık'taki maden alanına gi-
den İzmir Valisi Kutlu Aktaş, köylülere ey-
lemlerini sonaerdirmeleriçağnsında bulun-
du. FoçaJandarma Komutanlığı'ndan asker-
ler ve Izmir'den çevik kuvvete ait ekipler ile
panzerleT maden alanının çe\Tesinde yoğun
güvenlik önlemleri aldılar. Köylülerin diren-
mesi üzerine Vali Aktaş, eylemcileri temsil
eden üç köylüyk görüşmeler yaptı. Görüş-
meler sonucunda Vali Aktaş, 5442 sayılı tl
ldare Yasası'nın ll'ınci maddesmde yer
alan, "Kamu esenfiğuün sağlanması, önleyi-
cikoflukyetkisi valinin öde\ ve >etkflerinden-
dir. Bunlan sağlamak için \ali gerekii karar
ve tedbirleri ahr" hükmüne dayanarak alön
madenıni bir ay süreyle kapattı.
Valinin madeni kapatması üzerine köylü-
ler eylemlerine son verdiler. Köylülerin ey-
leminin ardından 6 kişinin gözaltma alındı-
ğı, 70 kişilik bir gözaltı listesinin de jandar-
manm elinde bulunduğu ileri sürüldü. Köy-
lüler "Hareketiıniz yasaldır" derken konuy-
la ilgili olarak Bergama Beledıye Başkanı
Sefa Taşkm da Bergamalılann 7 yıllık mü-
cadelelerinde ilk kez bir kazanım elde ettik-
lerini belirtti. Taşkın, madenin sadece bir ay-
lık değil, sonsuza kadar kapatvlmasını talep
ettiklenni söyledi.
HAFTAYABAKIŞ
AHMET TANER KIŞLAL1
"Büyük Dilsiz"
Konuşuyor!
Fransızlar orduya "büyük dilsiz" derler... Çün-
kü duyar, görür, ama konuşmaz. Ulusal gücü
temsil ettiği için, iç siyasete girip taraf olmak is-
temez.
Bizde de bu gelenek uzun süre korundu.
Cumhuriyetin ilk yıllannda, ordu, ülkeyi yöne-
tenlerden farklı düşünmediği için korundu. Da-
ha sonralan da alışkanlıktan...
Ve sustu sustu, patlama noktasınagelince dar-
be yaptı.
Şirridi artık susmuyor. Çünkü konuşması ge-
rekenler konuşmuyor... Çünkü sorunu darbe
yapmadan çözmek istiyori
Hangisi daha iyi?
• • •
Şu sözler Erbakan'a ait:
"Refah, Islami cihat ordusudur. Cihat eden
Müslüman, alimden de şeyhten de daha üstün-
dür... Biremirseçip ona itaatedip, orduyu oluş-
turmak ilk farzdır. Sen gözünle emir'in günah iş-
lediğini görsen bile, ona itaat edeceksin... Biz
Kuran'ı hâkim kılmaya gideceğiz. Hepimiz Re-
fahçı olmaya mecbunız. Çünkü cihat ediyonjz.
Refahçı olmadan Müslüman olmakmümkün de-
ğildir."
Ve devam ediyor.
"Şuuria Refah'a çalışan cennete gidiyor. Ne-
den? Çünkü Refah demek, Kuran nizamını hâ-
kim kılmak demektir."
Bunlar söylenmiş... Ve yargı susmuş.
Erbakan, bu sözlerin devamını Arap Al-Anbaa
gazetesine söylemiş... Ve yargı susmuş.
Sincan'da Kudüs Gecesı'nde aynı diişünce-
ler savunulmuş... Ve yargı susmuş.
Amasya'da, Erzurum'da bir tiyatro, orduyu
"Kuran'ı kaldırmayı amaçlamakla" suçlamış.
Halkı orduya karşı silahlı mücadeleye, Kuran için
ölmeye çağırmış... Ve yargı susmuş.
Savcılar, yargıçlar görevlerini yapmamışlar. Va-
liler, kaymakamlar görevlennj yapmamışlar. Hü-
kümet görevini yapmamış. Üç buçuk oy peşin-
deki küçük siyaset adamlan görevlenni yapma-
mışlar... Susmuşlar.
Sincan'da tanklar konuşunca, devlet de hare-
kete geçmiş.
Ordu sesini yükseltince... Yargı Al-Anbaa'nın
muhabirini arayıp, yıllaröncesinin "artıksilinmiş"
olan konuşma bandını istemek lütfunda bulun-
muş...
• • •
Birgeneral çıkıyor, Başbakan'ı ve temsil ettiği
kafayı ağır bir şekilde eleştiriyor. 13 yıldır PKK ile
yaptığı savaşımı, şenatçılara karşı dayürütece-
ğini söylüyor... Refahlı bakanlar, "hakkında iş-
lem yapılmasım" istiyorlar.
\te ordudan -en aptallann bileyanlış anlay ama-
yacağı kadar- açık bir yanıt geliyor:
- Hiçbirışlemyapmayacağız... Çünkü hepimiz
aynı görüşleri paylaşıyoruz!
Buyurun!
Kantann ölçüsü kaçmış bir kere... Görevlerini
yapmamış, yürürlükteki yasalan uygulamamış,
kendi varlık nedenlerini gene kendi elleriyle yık-
mış olanlar şimdi ne diyebilirler? Meclis'te birbir-
lerinin suçlannı örtbas etmek için parmak kaldı-
ranlar ne diyebilirier?
"Bizsiviliz, istediğimiziyapanz. Sizaskersiniz,
o nedenle yapamazsınız" mı?
Türkiye bir yol ayrımındai
Ya din devletini seçecek, ya laik cumhuriyeti...
Ve de yaptığı seçimin gereklerini yerine getire-
cek.
"Biraz ondan biraz da ötekinden" aymazlığı-
nı, aptallığını ya da hainliğini sürdürmenin olana-
ğı kalmadı...
•*•
Ordu bir zamanlar susuyor, susuyor ve bardak
taşınca da darbe yapıyordu. Artık susmaması,
darbe olmayacağı anlamına mı geliyor?
Hayır!
Sadece ordunun darbe yapmadan sorunu
çözmek için çaba gösterdiği anlamına geliyor.
O sert çıkışlann bir işlevi, kendi içindeki gerili-
mi azaltmak... "Denetim dışı" patlamayı önie-
mek... (Tıpkı güvenlik kapakçıklarının buhar ka-
zanının patlamasını önlediği gibi.)
İkinci işlevi ise uyan... Ve giderek "son uyan"\..
Yurttaş, kiıııliğiııi buhıyor (Sıra devlette)
"SûrekU Aydmlık
tçin 1 Dakika Ka-
ranhk" eyleminin
gerekçelerini düşün-
meye başladığımız-
da, eger içimizden
Melih Cevdet An-
day'ın yıllar önce
yazdığı dizeleri bir
kez daha okumak
'" geliyorsa. bu ülkede günler, yıllardır gönlümüz-
-;ce bıtmemiş demektir. Işte Çanakkale'de, lz-
•;mir'de, Ankara'da, Diyarbakır'da, tstanbul'da,
'- MeTsin'de. Artvin'de, Edirne'de insanlar, bu duy-
^.guyla yakıp söndürdüler ışıklanm. Bu akşam da
• gönlümüzce bitmediyse gün, suçun -en azından-
•yansı bizim, diyerek uzandılar elektrik düğme-
lerine...
! Birülkeninalacakaranhğmdabirotomobilbir
. kamyona çarptığmda, hiç akla gelmedik ilişki-
'. ler ortayadökülüveriyorsa... Kanunsuzlar, onla-
'. n yakalamakla görevli insanlarla kol kola gezi-
. yorsa...
Silahlar uyuşturucu kaçakçıhğını kolluyor, a-
ma düşüncelere korku salıyorsa... Namlulara
susturucu,telefonlaradinleyici takılıyorsa... Do-
kunulmazlıklann kaldınlrnasıyla ilgili fezleke-
ler, Meclis Başkanlığı'na gideceği yerde -içtü-
züğe aykın bir biçimde- Başbakan'ın çekmece-
sinde bekletiliyorsa... Zaten günler, gönlümüz-
. ce bıtmiyor demektir.
Şubat, mart ve nisan aylannda tam 55 gün bo-
• yunca tüm dünya, Türkiye'nin toplumsal geliş-
me sürecindeki en geniş katılımlı, en yaygın si-
vil eylemi ilgiyle izledı. Bu ülkede ilk kez mil-
Bu akşam da gönlümüzce bitmediyse gün
Suçun yarısı bizim yansı günün
Sanki yapmın tuğlası bizsek harcı o
Onun da iyi oîması lazun
Onun da aklı kalbi namusu
Ya masmavi aydmlık ferah
Ya dikenli huzursuz bir uykusu
Gününü gün etmekten korkması lazım.
Bu akşam da gönlümüzce bitmediyse gün
Demek tûmû bizim omuzlarımtzda yükün
Gelin buna bir çare bulalım
Bunca olduğumuz gayn yetmiyor
Yarın daha iyi adam olalım
Yartn daha sağlam daha ahllı
Yarın daha sevdalı daha haklı
Günün bize bağlı olduğunu bilelim.
yonlarca insan; din, dil, köken, meslek, grup.
parti bağlantılannı bir yana bıraktı, gönüllü bir
katıhmla ve salt tt
yurttaşkimliği''yle1
çok önem-
li bir demokratik ivme yarattı.
Daha önce birbirini hiç tanımayan mılyonlar;
dayanışmamn sevgi dolu ortamında buluşunca,
karşı konulamaz demokratik bir gücün nasıl
oluştuğunu, her gece bir kez daha sevinçle gör-
dü. "TemizTûrkiye-saydaın devlet" özlemi; her
gece şarkılarla, zillerle, elektrik düğmeleriyle,
mumlarla, halaylarla -ve tattışılmaz birkararlı-
lıkla-; sadece ülke yöneticilerine değil, tüm in-
sanlık ailesine ateşböcekleri gibi göz kırptı... Kı-
sacası insanlar, günler gönlümüzce btaniyor,bu
da bize yetmiyor, dedıler.
Ve eylem ortaya, çağdaş demokratik ilkelere
büyük özen gösteren, ülkesinin ortak çıkarlan-
na sorumlulukla sahip çıkan, çörümü parlamen-
ter sistem içinde arayan, gerçekten uygar bir
"yurttaş kimliği'' çıkardı. Şimdi sıra el birliğiy-
le bu "yurttaşkimHğP'ne yaraşır bir "devtet Idm-
fiği" yaratmakta. Ve üstelik böylesi bir çaba için
koşullar gerçekten olgunlaşmış durumda. Çün-
kü sorun bütün açıklığıyla karşımızda duruyor
ve çözüm bütün berraklığıyla sorunun içinden
doğru bize göz kırpıyor.
Bugün 23 Nisan 1997, eylemin ikinci aşama-
sının son günü. Anlaşılmış olduğunu iyi niyette
umduğumuz gerçek odur ki, yurttaş bundan böy-
le devletin çetelerle iç ıçe girdiği bır ülke ıste-
memektedir.
Yurttaş artık, seçimden seçime oy veririm, ge-
risini koyveririm, dememektedir. Devlet; kendi-
sine hizmet etmek için organize olduğu, yani
varlık gerekçesini oluşturan yurttaşıyla, bundan
böyle interaktif, canlı, demokratik bir ilişkiye
girmek zorundadu". Bunu hem ülkenin yurttaşı
ısrarla talep etmektedir hem de çağdaş dünya
Türkiye'den bunu beklemektedir.
Eğer devletin bu yeni kimliğini; seçenler, se-
çilenler ve atananlar el birliğiyle yaratamazsak;
yöneticiler, yurttaşm içtenlikle uzattığı eli tut-
mazsa o zaman milyonlarca insandan oluşan bu
potansiyeli, "sivü itaatsizliğe'" teşvik edeT duru-
ma düşeceklerdir. Unutmayalım ki, "sivil itaat-
sizük", meşruluğunu, yönetimin umursamazlı-
ğmdan alır.
A Y D I N L C I N
YURTTAŞ GİRİŞİMİ
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kalemli
'Başbakanlık, Ağar ve Bucak'ın
fezlekelerini Meclis'e göndermeli'
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)-
TBMM Başkanı
Mustafa KalemlL
lstanbul Devlet
Güvenlik
Mahkemesi'nin, DYP
Elazığ MiUetvekili
Mehmet Ağar ve
Şanlıurfa MiUetvekili
Sedat Edip Bucak'la
ılgih hazırladığı
dokunulmazlık
fezlekelerinin işleme
konulabilmesi için Başbakanlık
taranndan Meclis'e iletilmesi
gerektiğini bildirdi. Meclis Başkanı
Kalemli, Susurluk soruşturması
kapsarrunda eski Içişleri Bakam
Mehmet Ağar ve DYP Şanlıurfa
MiUetvekili Sedat Bucak'm
milletvekili dokunulmazhklarmın
kaldınlması istemiyle düzenlenen
fezlekelerin henüz Başbakanhk'tan
gelmediğini, TBMM Susurluk
Araştırma Komisyonu raporunun
eki olarak Meclis Başkanlığı'na
ulaştınlan fezleke fotokopileri ile
işlem yapılmasmın da mevzuata
uymayacağına dikkat çekti.
• Kalemli, Susurluk
soruşturması kapsamında Ağar
ve Bucak'ın milletvekili
dokunulrflazlıklanmn
kaldınlması istemiyle
düzenlenen feziekeleriu
fotokopilerinm kendisine
ulaşüğını belirterek "Hukuki
prosedüre uygun olmayan bu
durum. söz konusu fezlekenin TBMM Başkanlığı'na
intikal etöği gibi bir izlenim doğunnaktadır" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Kalemli,
dün yaptığı yazılı açıklamada,
Başbakan Necmettin Erbakan'm
yaklaşık 2 aydır ruttuğu fezlekelerle
ilgili tartışmalara dıkkat çekti.
Fezlekelerle ilgili TBMM Genel
Kurulu'nda gündem dışı
konuşmalar yapıldığım ve
hükümete yöneltilmek üzere
başkanlığa soru önergeleri
verildiğine dikkat çeken Mustafa
Kalemli, şu görüşleri dile getirdi:
"Susurluk oiayı ve arkasmdaki
Uişkilerin a>dınlığa kavuşturuhnası
amacıyla kurulan Meclis
araşürması komisyonunun, genel
kurula sunulmak üzere
başkanlığunıza verdiği
raporun ekleri arasında,
Adalet Bakanlığı'nın,
1.4.1997 tarihli tezkeresine
bağlı olarak, araştırma
komisvonu başkanlığma
gönderdiği fezlekenin
fotokopi sureti de
bulunmaktadır. Hukuki
prosedüre uygun olmayan
bu durum, söz konusu
fezlekenin TBMM
Başkanlığı'na intikal ettiği
gibi bir izlenim doğurmaktadır.
Malumlan olduğu üzere, anayasa ve
içtüzük hükümlerine göre
milletvekili dokunulmazhğının
kaldınlmasına dair hukuki
prosedür. bu konuda yetkili adli
mercilerden Adalet Bakanlığı'na
intikal ettirilen fezlekelerin
Başbakanlık vasıtasıyla Meclis
Başkanhğı'na gönderilmesi
şeklîndedir. Bu durumda,
kamuovunun çok yakmdan
Ugflencuği bu konu hakkında
başkanhğumzm hukuki bir işlem
yürütmesinin mümkün olmadığı
açıkür."