04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MART19GT PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Efttefrtr'n iptaH pindemde • Ekoooni Servisi - (>2elleştrme tıaresi B aşkanl.g: taründan yüzde 30-40 orarand; hissesi blok olcrak satija çıcanlan Eıdemır'e sadee 2 teklif gelmesir.in ıhaenin iptal edümesini günleme getirdiği belirtidi. BDP'den al ınan bilgiye jöre Başbakanlık'tagörevli Qst dCizey bir yetkii. Erdemir ihalesmin ıptalne sıcak bakıldığını vurjulayarak, "Bu ihalenin ijtal edilmesinin arandan yeni bir ihale açılır'' dedi. ıçinde bulunulan siyan konjonktûr nedeniyle Erdemir'e Karabük modeinin uygulanmasınıı mûmkün olrnadığını söyeyen aynı yetkilı, bekleneain altında teküf gelen ıhaenin tekran durumunda, tellif sayısının artacağım belirti. İhracat sirateisi aranacak • ANKARA (AA) - Ulusal Ihracat Stratejisi Arama Konferaısı'nm, 7-9 tnart tarihleri a-asında Abant'ta yapılacağı bildirildi. Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan (DTM) yapılan açıklarnaya göre konferans, DTM, Türkiye Ihracatçılaı Meclisi ve Türkiye Teknoiojı Geliştirme Vakfi'nca yürütülen, Türkiye 'nin 2005 yılı ulusal stratejisini belirlemeye yönelik "Stratejik Odak Projesi"nin ilk aşamasını oluşturuyor. 'Kendi elektriğini kendinürer • ANKARA (AA) - Artan enerji ıhtıyacına karşın, öngörülen "Kendi elektriğini kendin üret" yöntemi ile yapılan üretim giderek artıyor. "Toros Enerji Elektrik Oretimi Otoprodüktör Grubu AŞ" adında yeni bir şirket kuruldu. Toplam 5 milyar lira sermaye ile kurulan şirkete, 4 milyar 940 milyon lira sermayesi ile ortak olan Toros Gübre ve Kimya Endüstrisi AŞ, şirketin en büyük ortağı könumunda yer ahyor. Gıdada katkı tartışması • ANKARA (AA) - TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taylan Kıymaz, yaptığı yazılı açıklamada, gıda katkı maddelerinin, mevzuatta belirtilen limitlerde kullanıldığında, insan sağlığina zararlı olmadığını öne sûrdü. Katkı maddelerinin gcreken miktarda kullanıldığında, sağlık açısından sakınca oluşturmadığını belirten Kıymaz, üreticınin bilınçli olması ve tüketicinin üretim izni ile etiketi bulunmayan gıda maddelerini tüketmemesi gerektiğini vurguladı. Tütün alınrtan supduruluyor • TRABZON (AA) - Geçen hafta içinde açılan Karadeniz Ekici Tütün Piyasası'nda Trabzon ve Akçaabat'ta alımlar üç günde 91 bin kiloya ulaştı. Trabzon Tekel Yaprak Tütün Işletme Müdürü AJi Mutlu, Akçaabat ve Trabzon'da 6 eksperle sürdürülen alımlarda, üç gün içinde 347 ekiciden 91 bin kilo tütün ahndığını, genel müdürlük talımatı doğrultusunda prim dahil ödemelerin birlikte yapılacağını söyledi. Ankara'da yergi danışma bürosu • ANKARA (AA) - Ankara Defterdarlığı, gelir vergisi mükelleflerine yardımcı olmak için vergi dairelerinde birer danışma bürosu oluşturdu. Yapılan açıklamada, gelir vergisi beyannamelerinin mart ayı sonuna kadar verilmesi gerektiği hatırlatıldı. Et, enflasyonla • İZMİR (AA)- Deli dana hastalığı nedeniyle geçen yıl enflasyonun çok altında kalan et fiyatlannın. bu yıl enflasyon oranında artmasının beklendiği belirtildi. Bu yılın 2 aylık döneminde et fiyatlanndaki artışm yüzde 32 cıvannda olması ve bu artışın devam etmesi bekleniyor. Bozulan ekonomik istikrar için çözüm bekleyen iş dünyası, 1997 yılından umutsuz aclaııılarııım gözü Meclis'te• Hükümet krizinin ekonomiye yansımasından şikâyetçi olan işadamlan, Refah Partisi'nin iktidan kaybetmeyi göze alamayacağını ifade ederek sağda ya da solda alternatif bir platform yaratılmadan REFAHYOL hükümetinin düşürülmesinin akılcı olmadığını belirtiyorlar. FİLİZ GÜMÜŞ / HAYRİYE MENGÜÇ İş dünyası, Milli Güvenlik Ku- rulu Karan sonrasında oluşan hü- kümet krizinin ekonomide yarat- tığı belirsizlikten şikâyetçiler. Geçen yıl gibi bu yılın da kayıp bir yıl olacağı konusunda birleşen iş adamlan, 1998 yılında da ekono- mide istikrar olması için, yapıcı .ekonomik kararlann bir an önce alınmasını istiyorlar. Bu arada Re- fah Partisi'nin, iktidan kaybetme- yi göze alamayacağını da ifade eden işadamlan, sağda ya da sol- da alternatif bir platform yaratıl- madan REFAHYOL Hükümeti'nin düşürülmesinin akılcı olmadığını belirtiyorlar. Olası bir erken seçi- min yararlı olmayacağına inanan işadamlan, bunun için de seçim Kanunu'nun mutlakadeğiştirilme- si gerektiğini ifade ediyorlar. Alarko Holding Yönetim Kııru- lu Eş Başkanı tshak Alaton An- kara'nın siyaset sahnesinde bu- günlerde yaşanan olaylann, ekono- mide belirsizliklere yol açtığını ve uzun vadeli çareler üretilmesini önledigini belirtti. Alaton, "Hükü- metin yaşanan gerginliği azaltı- cı tedbirleri alarak ekonomide- ki olumsuzluldara çare üretme- sini bekliyonız" dedi. Istanbûl Sanayi Odası (tSO) Başkan Hüsamettin Kavi ise bun- dan sonra hükümetin siyasi istik- rar sağlayacağına inanmadığını söyledi. Kavi,"Bukrizdurupdu- rurken çıkmamıştır. Takip edil- meyen demokrasi. takip edilir duruma gelmiştir. Ne bugüne ka- darki hükümet uygulamalarını ne de MGK'nin miidahalesini demokrasi için doğru bulmuyo- nnn" diye konuştu. Türkiye Genç İşadamlan Deme- ği Başkanı Murat Bekdik de bu yıl olmasa bile önümüzdeki yıl er- ken seçim ihtimalinin yüksek ol- duğunu söyledi. Bekdik, "Sırf 'REFAHYOL iktidardan gitsin' mantığıyla bu hükümetin yıkıl- ması, yeni bir oluşum yoksa, Tür- kiye'nin 3-4 ay daha kaybetme- sine neden olacaktır" dedi. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Ahmet Çavuşoglu da ku- lislerinde üretilen erken seçime yönelik hükümet senaryolannın gerçekçi olmadığını belirtti. Ça- vuşoğlu, başbakanlık hevesi için- deki Çiller'in DYP'nin hükümet- ten çekilmesine izin vermeyeğini söyledi. Çavuşoğlu, "Bu hükü- metin birşey yapamayacağı or- taya çıktı. Bazı arkadaşlar, 'Hü- kümeti eleştirmeyelim, başarüı olmadığını kamuoyu görsün' düşüncesinde. Bu, ülke ekonomi- sinin kötüye gidişini engellemez. Tedbir alınmalı. Fakat tedbir de bugünkü Meclis taMosunda alın- maz" şeklinde konuştu. Türk Petrol Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD Divan Baş- kanı Aydın Bolak, RP'ninhükü- mette bulunması gerektiğine inan- dığını belirtti. Bolak, siyasi istik- rarsızlıği enfeksiyona benzeterek "RP iktidarda kalmalı. Kusur- lan varsa kamuoyu ve sivil top- lum örgütleri tarafından birer birer törpülenmeli. Eğer RP ay- nı rurumunu sürdürürse, Anaya- sa Mahkemesi'ne başvurulabÜir. Türk iş dünyası kendisine yeni çı- kış yollan bulacaktır"dedı Demirören Şirketler Grubu Yö- netim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören, Türkiye'nin dışan- dan hasta âdam görüntüsü sergile- meye devam ettiğini belirtti. Bu görüntünün engellenmesi için si- yasi partilerin derienip toparlanma- sı gerektiğini ifade eden Demirö- ren. "Şu anda bir erken seçimin yarariı olacağına inanmıyorum. Yararlı olması için bence Seçim Kanunu'nun veAnayasa'nın ba- zı maddelerinin değiştirilmesi gerekiyor" dedi. İSO Eski Başkanı Memduh Hacıoğlu da erken seçimin ülke- ye faydalı olabilmesi için Seçim Kanunu'nun değişmesi gerektiği- ni belirtti. Hacıoğlu, "Ekonomi kfiçük para politikalarıyla yol almaya çalışıyor. Erbakan'ın "Rantiyeciyi belinden vurduk' ifadelerinin ne kadar havada kal- dığı da ortada" dedi. TlM Başkanı Oğuz, Türkiye'nin yeniden derienip toparlanmak zorunda olduğunu söyledi yüzyda böyle giremeyiz'Ekonomi Servisi - Türkiye Ihracat- çılar Meclisi (TlM) Başkanı Okan Oğuz, geçen yılki dış ticaret açığının 20-21 milyar dolar düzeyinde olduğu- nu ve dünya ticaretinde son yıllarda yaşanan yüksek oranlı artışa rağmen ül- kemiz ihracatının 25 milyar dolar se- viyesinde sıkıştığını belirterek "Tür- kiye 21. yüzyıla böyle giremez. Tür- kiye, ekonomisiyle, politik yapısıyla yeniden derienip toparlanmak zo- rundadır" dedi. TlM tarafından Bo- ğazıçi Ünıversitesi Ekonomi ve Eko- nometri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ercan Uygura hazırlatılan"thraca- ün Görünümü 1995-1996" adlı rapor, dün düzenlenen bir basm toplantısıy- la açıklandı. Raporun sunumunda ko- nuşan TlM Başkanı Okan Oğuz, Tür- kiye'nin hâlâ bir dış ticaret politikası oluşturamadığını belirterek "Türkiye 2000'li yıllara ne yazık ki vizyon özürlü bir ülke olarak girmektedir. 2000'li yıllarda uluslararası piyasa- larda sadece konfeksiyon ve gıda ürünleriyle rekabet iddiası taşıyan bir ülke olamaz" diye konuştu. thracatın karşı karşıya kaldığı sorun- lann, ekonominin genelinde yaşanan sorunlardan ayn düşönülemeyeceğini savunan Oğuz şunlan söyledi: "Ekonomik ve siyasi istikrannı te- sis edememiş, ekonomisi üretimden uzaklaşmış, enflasyonda dünya li- derliğine ada>, gelir dağılımının ala- bildiğine bozulduğu, ihracatın itha- latın yansını bile karşılay amadığı ve eğitim politikası yazboz tahtasına dönüşmüş bir iilkcnin ihracatının arzu edilen düzeyde gelişmesini bek- lemek mümkün değildir. Türkiye 21. yüzyıla böylesi bir tablo ile giremez. Türkiye, ekonomisiyle ve politik ya- pısıyla yeniden derienip toparlan- mak zorundadır." Oğuz. kendi hesaplamalanna göre 1996 yılı ihracatının 23.7 milyar dolar olduğunu, ıthalatm ise 44 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmesinin beklen- diğini belirtilerek 20-21 milyar dolar- lık bir dış açik bulunduğunu vurgula- dı. Oğuz, ticaret dengesinı bozan ıtha- lattaki hızlı artışın, gümrük bırliğin- den kaynaklanan gerekçeleri bulundu- ğunu hatırlatırken ihracatın gelişmesi- ni engelleyen unsurlar olarak da eko- nomik ve siyasi istikrann sağlanama- ması, kredi ve finansman desteğinden yoksun olunması, pazar bağımlılığı, ürün çeşitliliğinin sağlanamaması ve re- el kur politikasının tavizsiz olarak uy- gulanamayışm! gösterdi. TlM lcra Komitesi üyesi Orhan Gencoğlu da hükümetin ihracat poli- tikasmı eleştirerek ihracatçılann 4.9 tnlyon liraya varan alacaklannın "denk bütçe bozulur" gerekçesiyle kendı- lerine ödenmediğini söyledi. Rapor karamsar Güney Kore'nin örnek olarak gös- terildiği TÎM raporunda, bu ülkenin gelişmiş ulkelere sanayi malı ihracatı yaparak büyüdüğü hatırlatılıyor ve Tür- kiye'nin de ihraç kalemlerini çeşitlen- dirmesinin önemine değiniliyor. Raporda. Türkiye'nin dünya dış ti- careti içindeki payının son on yılda he- men hemen hiç degişmeyerek 1995 yı- lı itibanyla yüzde 0.43 olduğu ve kişi başına düşen ihracatının da 256 dolar- da kaldığına dikkat çekiliyor. Rapor- da, 1997 yılında Türkiye'nin ihracatı- nın artması için de dış ticarerm daha hız- lı büyüdüğü Asya ülkelerine yönelme- sı gerektiği kaydedilerek "1997 yılın- da ihracat bakımından ancak ola- ğan gelişmeler beklenmelidir. Eko- nominin genelinde istikrar tartışma- ları sürecektir, çünkü kısa sürede düşmesi beklenmeyen kamu açıkla- n ve dış açıklar vardır. Ancak bir kriz beklenmemektedir" yorumuyapılıyor. TlM Başkanı Okan Oğuz karamsar. Yeni yapılan binalardaki kalitesizlik müteahhit firmalan yeni önlemler almaya yöneltiyor Inşaatlara 6 yapı polisi' önerisiMUTLU GÜNEŞ SÖNMEZ Inşaatlardaki kalite eksikliği alıcılan ve müteahhit firmalan rahatsız edici boyutla- ra vannca, sektör yetkilileri inşaat alanla- ruıda denetimi sağlayacak yeni yöntemle- ri aramaya başladılar. Denetimsiz inşaatlar yüzünden sektörün adının karalandığını dü- şünen bazı inşaatçılar, Avrupa'daki örnek- lenne benzer bir denetim mekanizmasmın kurulması yönündeki taleplenni daha sık di- le getirmeye başladılar. Yapı polisi uygu- lamasını tartışmaya açan konuyla ilgili çev- reler, bu sayede kaçak inşaatlann daha ra- hat denetlenebileceği göriişünü savunuyor- lar. Aynı çevreler, gelişmiş ülkelerde daire alırken garanti belgesi verildiğini anımsa- tarak bu uygulamanm müteahhitlik alanın- daki eğitim ve ciddiyetten kaynaklandığı- nı belirtiyorlar. Sektör içindeki bazı işadamlan ise yapı polisi uygulamasının Türkiye'deki bürok- ratik engeller ve ekonomik koşulların bas- kısı yüzünden istenen başanyı sağlamaya- cağına vurgu yapıyorlar. Bu çevreler. kali- tesiz inşaat sorununun, müteahhit firmala- nn konuyla ilgili dev- let makamlan tara- fından belirlene- rek yetkilendi- rilmesi ve si- gorta sistemi ile çözülebileceğini kaydediyorlar. Özellikle büyük şehirlerin varoşlannda yapılan inşaatlarda, yapı kalitesinin hiçbir aşamada uygulanmadığını vurgulayan sek- tör yetkilileri, bunun kent güvenliği ve es- tetiği açısından olumsuz sonuçlar doğur- duğuna işaret ediyorlar. inşaat sektörüne malzeme üreten BETEK Boya ve Kimya Sanayi Genel Müdür Yardımcısı Demirkan Bar- las. yapı poli- sinin valilik ya da beledi- ye içinde görev alabile- ceğini, ancak zabı- tayla ya da güvenlik polisiyle kanştınlma- ması gerektiğini belirterek şunlan söyedi: "Müteahhitler ne kadar iyi niyetli olursa olsun y apı işinde çalışacaklar. Eğer konunun uzmam değillerse, çok körii so- nuçlar doğabilir. Bu anlamda yapıyı her aşamada deneüeyecek bir uzman kad- ronun önemi ortaya çıkıyor. Bu örgüt- lenme sayesinde garantili binalar inşa edilebilir. Yapı polisi gelişmiş Avrupa ül- kelerinde başarıyla hizmet veriyor. Böy- lece her önüne gelenin inşaatçılığa so- yunması da önlenmiş oluyor." Öte yandan yapı polisi uygulamasının Türkıye'nin içinde bulunduğu bürokratik ve ekonomik koşullar nedeniyle istenen ba- şanya ulaşamayacağını savunan Türkiye inşaat Müteahhiueri Işveren Sendikası (TİM- SE) Genel Başkanı Sami San ise sanayi in- şaatlarında olduğu gibi konut ınşaatlannda da sigorta sisteminin yerleştirilmesi dunı- munda yapı polisine gerek kalmayacağını söyledi. Sarı. "Sigorta sistemi, sorunu kendiliğinden çözebilir. Türkiye'de inşa- at alanında büyük firmalar var. Bunun yanında kendi çıkar düşüncelerinin ku- rallanyla hareket eden bireysel girişim- li inşaatçılar var. Bunlar kentlerin va- roşlannda yüksek binaları hiçbir kurala aldırmadan yapıyorlar. Bunun önlenmesi gerek" dedi. GENEL KURUL ÇAĞRISI ARKADAŞ KULÜBÜ'nün (Sosyal Kültür Dayanışma ve Çevre Güzefleştirme Demeği) yıllık Olağan Genel Kurul top- lantısı 23 Mart 1997 Pazar günü saat 13.001e Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Cağaloğlu'ndaki Lokali'nde ya- pılacaktır. Satt çoğunluğun sağlanamaması halinde genel kurul 30 Mart 1997 Pazar günü aynı yer, aynı saat ve aynı gündem- le toplanacaktır. Uyelerimizin katılmalarını rica ederiz. YÖNETİM KURULU ADINA BAŞKAN DOĞAN KATIRCIOĞLU GÛNDEM: 1. Açılış, saygı duruşu ve başkanlık divanı seçimi, 2. Yönetim kurulu çalışma ve hesap raporları ile denetim ku- rulu raporlannın okunması, 3. Raporlar üzerine görüşme açılması ve aklama oylaması, 4. Dernek organlannın seçimi, 5. Dilekler ve kapanış. Ihtiyaçtan 93 model Skoda Formen Lx Tel: 521 71 37 MENEKŞE MERAL (1963- ) Kesilmiş bir kol gibi omuz başımızda boşluğun Unutmadık. Aiiesi adına FATMA MERAL MAVİOĞLU ERTUĞRUL MAVİOĞLU l.O. Tıp Fakültesi karnemi kaybettim, hükümsüzdür. GÖKÇE GÜNBEY Konfeksiyon firmalan Adana'yı keşfetti HACER GEMİCİ ÖZDEN ADANA - DÎE verilerine göre gelir dağıhmında en adaletsiz il olarak birinci sı- rada yeT alan Adana'yı kon- feksiyoncular yeniden keş- fetti. Ucuz işgücü, ulaşım kolayhğı ve konfeksiyon için önernli bir kalem olan kumaş şirketlerinin dev tesislerinin Adana'da obnası ve son ola- rak organize sanayi bölgesi- nin "teşvik kapsanıına alın- ması" yıllardır unutulan Adana'yı cazip hale getirdi. Istanbul, Izmit gibi illerde yatınm yapmayı "delilik" olarak nitelendıren Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Turan Sarıgülle, işsizliğin yüzde 64 oranın- da olduğu bir ilde yatınm yapmanın herkes için cazip olacağına dikkat çekti. 1950'lerde dev şirketler- le tanışan, ancak daha son- ra küçük ve orta ölçekli sa- nayisini birtürlü geliştireme- yen Adana'yı ziyaret eden konfeksiyoncular yatırım olanaklannı incelediler. Ürericiye hasis davranan hükümet, spekülasyonlan önleyemedi. Fındıkta trilyonluk vıırgun AHMET ŞEFİK / NtHAT TIĞLI TRABZON - Kısa adı FlSKOBlR- LİK olan FındıkTanm Satış Kooperatif- leri Birliği'nin değerinin altında bir fi- yatla 11 bin ton iç fmdık sattığı, bu satış- tan dolayıbazı şirketlere 15-17 milyon do- larlık (2 trilyon lira) çıkar sağlandığı öne sürüldü. FİSKOBİRLİK yönetimi, daha önce Sanayi veticaretBakanı Yalım Erez tarafından durdurulan benzeri bir girişi- mi savunarak 1996 ürünü fındığın fiya- tını yüksek tutmak amacıyla 1995 ürünü findığı bu biçimde satışa çıkardıklannı öne sürdü. Birçok ihracatçı ve tüccar "kuru- mun talan edildiğini" iddia etti. Türkiye'nin ihracatı içinde çok önem- li bir yeri bulunan ve mılyonlarca insanı- mız için bir gelir kaynağı özelliği taşıyan fındıkta bir türlü istikrarlı bir çizgi ya- kalanamıyor. 5 tnlyon civannda üretici ala- cağı hükümetin verdiği sözlere rağmen hâ- lâ ödenemezken, uluslararası piyasalar- da fındık fıyatının geçen yıllara göre ol- dukça yükselmesine rağmen hâlâ spekü- latif ortam sürüyor. Erez'in tavnna rağmen geçen haftalar içinde FİSKOBİRLİK 1995 ürünü 11 bin tonluk iç findığı ihracat kaydıyla iç piyasada bazı firmalara sattı. Bir günle kı- sıtlı tutulan ve blok satışlı yüksek miktar- larda mal alımını öngören ihaleye ancak 14 firma teklifveribildi. Spar Fırması top- lam 2 bin 750 ton (kentali kavrulmuş için 465 dolar - püre için 428 dolar), Sezgin- ler firması 4 bin 600 ton (kav, 468, püre 428 dolar) ve Ülker firması 2 bin 500 ton (kav. 468, püre 428 d5olar) mal alırru is- temini bildirdi. FİSKOBİRLİK yöneti- mi de bu satışı onayladı. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Bukalemun Onur, erdem, dürüstlük, tutariıltk.. türünden kav- ramlann geçerli olmadığı, arsızlığın, yüzsüzlüğün, ya- lanın, hertürden doianın, başarı, prım kazandırdıgı bir düzende, Erbakan Hoca ile Tansu Çiller yine bir nu- mara. Yüreğimiz ağzımızda, Erbakan Hoca'nın MGK kararlannı imzalayıp imzalamayacağını. Çiller'in parti grubuna vereceği talimatları bekliyoruz. htoca'nın per- vası yok. Önce MGK toplantısının uyum içinde, çok yararlı geçtiğinden dem vurdu. Sonra da, kararlan im- zalamayarak kendince pazariık kapısı açtı^skeri dar- be istemeyen demokrasi güçlerine dayanarak, de- mokrasinin nimetlerinden sonuna kadar yararianarak sıyırtmaya çalışıyor. Hoca MGK kararlannı imzalasa da, açtığı taftışma, yarattığı gerilimle olabildiğince kazanç- lı çıkmanın yollarını anyor. Tabıı ki MGK karariarına uy- madan istifa etmek ya da kararlara uymadan hükü- metten çekilmemek gibi yollan da seçebılirdı. Belli ki, hemen imzalamayıp olayı tartışmaya aça- rak, silahlı güçten gelen baskıyı topluma sergılemek, mağduru oynayarak sempatı topiamak, sonunda ım- zalayarak da iktidannı korumak yolunu seçmış bulu- nuyor. En azından şeriat cephesinde imzalamadan alacağı tepkileri hafrfletmiş oluyor. Bence bu işin en çarpıcı boyutu, yıllarca gözümü- zün önünde politika yapmış, kimliğı belli bir parti lide- rinin vereceği karann önceden varsayılabilecek, bili- nen bir renginin olmaması. Birbırı ile tam çatışan se- çim ve kararlann her birıni verebilecek, ilkesiz, her oyuna, hesaba açık, bir konumda bulunması. Demirel'in "Ûûn dündür, bugün bugündür" veci- zesini Çiller-Erbakan ikılisi, "O bir saat önçeydi, blrsa- at sonra ne olacağını kimse bilemez"e dönüştürdüler. Birrastlantı, postadan bugün çıkmış, Çiller'in "Hay- di Türitiyem llen!" sloganı ile başlayan bir kcnuşması- nın kitapçığı masamda duruyor. Her zamanki laf sala- tası içinde 1997'nin hedefi, "Büyûyen Avrupa içinde bûyüyen Türkiye.. Atatürk'un devrim ve ilkeleri, demok- rasistandartlan, daha fazla ınsan haklan, dinimiz ve mil- liyetçiliğimiz ile 21. yüzyıla damga vurmak.." olarak sloganlaştınlmış. Hıristiyan Demokratlar Zirvesi'nde, Türkiye'nin AB üyesi olamayacağı karannın verildıği ha- beri geldıği gün masamda duran Çiller imzalı bu ıddi- alı sözler, daha da fazla gozume batıyor. Çiller, her renge gırmede Özal'ın "dört koldan /7er- leme" çizgisini aştı. Bukalemundan daha başarılı ol- duğu tartışılmaz. Hâlâ laikliğin, demokrasinin güven- cesi olduklannı söylerken, sahi siz neler hissediyorsu- nuz? Ya Erbakan, anayasanın, laikliğin, demokrasinin korunacağı güvencesini verirken?.. En çok kanıma dokunan, Çiller'in laikliğin, demok- rasinin güvencesi olmaya oynayarak, MGK karanndan yararianmaya çalışıp, Erbakan'ın kendisine vermeye- ceği bilinen başbakanlık koltuğunu kapma hesabını ya- pabilmesi. Ondan daha zoruma gideni de, Erbakan'ın bizlere seslenip, "Aslolan demokrasi, anayasa ilkele- ridir. Geçerli olan hükümetin, partamentonun karaha- nd)r"diyebılmesi. Resmen bizımle alay edıyor, "Sıkıy- sa demokrasi, laiklik, insan haklan adına, askeri dar- beyi, muhtırayı savunun. Hükümetten, Meclis'ten MGK'nin dikte ettırdiği kararlann eksiksiz gereğinın ye- rine getirilmesini isteyin" diyor. Ertjakan'ın bu tehlikeli tuzağına düşmeden, MGK adına değil, ancak kendimiz adına, çağdaş yaşam, in- san haklan, demokrasi adına. sadece MGK bildirimin- de yer alanların değil, Susurtuk, çeteler dahıl pek çok şeyin bırden eksiksiz hesabının sorulmasında yeterin- ce karariı, bilinçli miyız? Şorumluluğu askerlere bırakma ya da hemen se- yirci rolüne çekilme heves<ilerine bakıp tuzaklara ne de kolay düşmeye hazır olduğumuzu görüyorum. Çaresizlikten en çok kendime, sonra komşulanma, kendime en yakın hissettığim insanlara, toplumsal ör- gütlenmelere, sendikalara, siyasi partiiere ve lıderle- rine kızıyorum: "Kendima seçeneksizlığe hapsetûk, mey- danı bunlara bıraktık" diye. Kimi arkadaşlar iyimşerlik adına en kötümser çizgiye çekilmekte: "Biz şeriat ya da darbe gibi iki olumsuz yoldan birine girmek, birinin yanında yer almak zorunda değiliz. Seyirci kalınz. Bir- bineri ile hesaplaşmalannı ızleriz" demeye kalkışıyor- lar. Yine klasik seyirci rolümüze dönmekten, tribünle- re çekilmekten ödüm kopuyor. Susurluk sonrası ne de güzel bir toplumsal uyanış, kıpırdanma, insan haklanna, demokrasıye sahip çık- mafilizleniyordu. Yennı yine umutsuzluğa, geleneksel seyirci rolüne mi terk edecek? Akşam saat 9'da karşı apartmanın dairelerinde sö- nen ya da yanıp sönen ışıkları yeterlı görmeyince, elektrik düğmesi ile sinirii sinırli oynuyorum. Gecikme- li de olsa, karşı bloktan yanıtlar gelince çocuklar gibi seviniyorum. "Bizi seyirci rolünde, tribünlere atmak eskisi kadar kolay değil" dıyerek umutlanıyorum. Haberlerde toplumsal tepkıyi tırmandırabilecek, REFAHYOL iktidannı, Çiller-Erbakan ikilısini demok- ratik, sivil çözümlerle düşürebılecek, Susurluk hesap- laşmasını kapattırmayacak, şeriatın güçlenmesine ka- pı açmayacak, çözüm yollannın habercisı, sağduyu- lu çıkışlan heyecanla anyorum. Sağduyu. şımdilik sadece bir reklamda ete kemi- ğe bürünmüş olarak gözükse bile, sağduyunun içimiz- de her yerde, örgütlerımızde bulunduğuna, sadece bizler tarafından aranmayı, yakalanmayı, görülmeyi beklediğine inanıyorum. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin yatnm : bilançosu TAMAMUWWŞYATtfîlMUB BOLGEDEKİ HİZMET SEKTORÜ fesister Hayvanalık sektöoı Tanm tekstıl sektoaı Gıdasektöru Makna imalat sektoru Toprakftuğla) T0 p lAM Adet 6 26 28 13 16 89 Tesetof Tunstık tests Eğitim İnşaat (haar beton) Soğuk hava deposu Plastık imalat sanayi Sağlık ve LPG TOPLAM 12 4 4 26 B 9 63 Adet Tanm, gıda, hayvanalık 59 Endûstpyel yatımılar 22 ATtlOİANİŞt.eTM£LER fesistof Adet Tanm ve hayvancılık 14 TKB yanm kalınış tesisleri gözaltına aldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 22 ilde bulunan ve geçen günlerde çıkanlan 4.5 trilyon lira kaynaktan faydalanacağı belirtilen yanm kalmış tesislerin, Türkiye Kalkınma Bankası elemanlannca yeniden incelemeye alındığı bildirildi. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şirin Yiğit, Kalkınma Bankası yetkilileriyle yaptıklan görüşmelerde, söz konusu tesislerin yeniden incelemeye alındığının kendisine iletildiğini söyledi. Yiğit, bölgedeki yanm kalmış 134 tesisin yeniden işletmeye açılabilmesi için gereken 4.5 trilyon liralık kredinin verilmesi amacıyla çalışmalann devam ettiğini belirtti ve: "Yapılan incelemeler sonucu kredi kriter- lerine göre krediler 15 Nisan 1997 tarihinden itibaren ödenecek. Bu arada. yüzde 75'i tamamlanmış olan imalat sanayileri için de kredi verileceğinin açıklanması üzerine bugüne kadar bölgeden 400 başvuru oldu. Başvurular da halen devam ediyor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle