Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 MART197 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, TSK'nin görev smırlannı aşmadığım söyledi
Şeriat irticadır9
tstnbul EaberServisi - Ana-
yasa Mahkenesi Başkanı Yek-
ta Gingör Özden. Türk Silah-
lı K.uwetler'nin olağan görev
smıran içinJe bulundugu, on-
dan taşmad^ı ve anayasal ku-
rum olarak bundan önce ne
yapt:ysa oru yerine getirdiği
kanısında oduğunu söyledi.
Özden, "Bundan önce de,
'Olağanûsti. Hal'i uzatın ya da
uzatmaym' önerileri gönderi-
yordu. O zanan muhtıra diye
algılınmryordu. şündi niye al-
güanıyor?"dedi, Özden. şeri-
atın din dışJık, hukuk dışıhk,
din sömüriisü ve irtica oldu-
ğunu vurguladı.
Yargıtay ve Danıştay'ın ay-
n kurumlarhalinde çalışmaya
başlamalannm 129. yıldönü-
mü olan "5 Mart Hukuk Dev-
leti Günfi" dolayısıyla düzen-
lenen toplantıya katılmak üze-
re îstanbul Üniversitesi'ne ge-
len Özden, son MGK toplan-
tısında alınan kararlar konu-
sunda "Benolağan buluyonım
her şeyi* dedi. Yekta Güngör
• Kendisinin kamuoyu önünde yaptığı konuşmalann eleştirildiğine de
değinen Özden, "Hem yargı organının üyesi olacaksmız, hem de fildişi
kulelerde oturup ülkenin sorunlanndan uzakta duracaksınız. Bu
olanaksızdır. O zaman yurttaşlıkla devlet görevi sıfatını bir arada
dengelemek için elbette ki bir şeyler söyleyeceksiniz" dedi.
Özden, MGK bıldirisinde yer maktan yanalar. Bunu içten- teferde oturup ülkenin sorun-
alan "yapünm" sözcüğû için
de şunlan söyledi:
"Oradaki bfldirtyi tam oku-
madun,aynnûsuu bümiyorum.
Ama sandığım şudur: Bu yap-
tınm, anayasada ve yasalarda
bulunan yaptınmlann genekk
gûndeme girip uygulanması
anlaırundadır. Yoksa, 'Biz, sı-
zin ûzerinizde yaptınm uygu-
luyoruz' anlanunda olduğunu
sanmıyorum. Hiç kuşkunuz ot-
masın, ordumuzun üst kade-
mesi ve Milli Güvenlik Kuru-
hı'nda görev alan komutanlar,
ne demokrasi dışı bir istemin,
özlemin ve amacın sahibidir-
ler, nede kendilerini anayasa ve
hukukun üzerindesayıp başka-
lanna yaptınm uygulayacak
özeDiğe ve geüşigüzeiliğe sap-
filde söylüyorum."
Yekta Güngör Özden, tstan-
bul Üniversitesf nde yaptığı
konuşmada hukuksuz devlet,
devletsiz hukuk olmayacağını
belirterek "Demokrasinin dışı-
na çıkma eğüüDİerini, akunla-
nnı ve kalktşmalannı elinizden
geldiğince demokratikyoUarla
önlemeye çabşacaksuuz. Ama
baktınız ki hiçbir şey yapamı-
yorsunuz,demokrasi dışı akım-
lar diktayı kurma egemenüği-
ne ve gücüne ulaşryorlar, o za-
man elinizden geteni yapacak-
suuz" diye konuştu.
Kendisinin kamuoyu önün-
de yaptığı konuşmalann eleş-
tirildiğine de değinen Özden,
"Hem yargı organının üyesi
olacaksınız, hem de füdişi ku-
lanndan uzakta duracaksınız.
Bu olanaksızdır. O zaman yurt-
taşhkla devletgörevi sdaünı bir
arada dengelemek için elbette
ki bir şeyler söyleyeceksiniz"
dedi. Özden, konuşmasını şöy-
le sürdürdü: "Demokrasiyiyık-
mak için demokrasiden yarar-
lanacaksınız, onlar için sakdın
mubah olacak; siz demokrasi-
yi savunacakanız, sizin davra-
nışuuz günah olacak! Bu anla-
yışa da karşıyım. Şeriatın da
neotduğu beffi. Hiç kimse debu-
rada şeriaû din olarak anlanu-
yor. Şeriatdenirken, kadınlan-
mızın yürüyüşünde de olduğu
gibi, karşı çıküaa, üzerine gidi-
len;dinAşÂk,hukukchşıhk,din
sömürüsü ve irücadır. Eğri otu-
rup doğru konuşalım."
Özden aynca son günlerde
tartışma konusu olan Anaya-
sa'nın 174. maddesinin aynen
4. madde gibi değiştirilemez
maddesi olması gerektiğini de
sözlerine ekledi.
Türkiye Barolar Birliği Baş-
kan Yarduncısı Erdoğan Şen-
gezer'in konuşmasında, 12 Ey-
lül döneminde Anayasa Mah-
kemesi üyelerinin komutanla-
n kutlamak için huzurlanna
çıktığı yolundaki sözlerine üze-
rine, Anayasa Mahkemesi Baş-
kanı Özden oturdugu yerden
"Gitn]edfler,okuyruklubiry*-
laiKhr" karştlığmı verdi.
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Özden. toplantı çıkı-
şında gazetecilerin sorusu üze-
rine de, zamanında Türk Ceza
Kanunu'nun 163. maddesinin
kaldınlmasına karşı çıktığını
kaydederek, gazeteci-yazar
Uğur Mumcu'nun da, ölümün-
denbirhafta önce kendisine, bu
maddenin kalkmasından piş-
manlık duyduğunu söylediğini
aktardı.
Özden, dün DİSK lideri Rıdvan Budak'a bir
nezaket nyareti yapü. Budak.Ozden'in,'4
Öz-
gür müsüniiz?" biçimindeki sorusunu 'sendi-
kal özgüıiüklerin önünde engeller olduğunu'
söyleyerek yanıtiadL (HATİCE TUNCER.)
RP enerji sektöründe kadrolaşıyorCEMULUTAŞ,
Koalisyon hükümetininbüyük ortağı RP,
kadrolaşmadasınırtarumıyor. Kamukurum-
lannın her biriminde 'kadrolaşma histeri-
si'ne tutulan RP, bu uğurda toplumun gü-
venliği ve hizmerlerin aksamadan yürüme-
si ilkelerini gözardı etmekten çekinmîyor.
RP'nin diğer kamu kurumlannda oldu-
ğu gibi. kontrolü altındaki TBAŞ'ta dahız-
la kadrolaştıgı bildirildi. Refah'm. kurum
içinde kadrolaşmaya olancahızıyla devam
ederken, enerji santrallannın özelleştiril-
mesinde de lslamcı sermayeyi örgütleye-
rek ortak havuzda para toplanmasına ve
DTP lideri Cindoruk
3MG&
Susurluk'u
unuttu9
• Milli Güvenlik Kurulu'nda
alınan kararlara en sert tepkiyi
verenlerden DTP Genel Başkanı
Hüsamettin Cindoruk, 'çok uzun
süren müzakerelerin verdiği
zihinsel yorgunluk sonucu
MGK'nin Susurluk skandalıru
unuttuğuna inanmak istediğini'
söyledi.
İstanbul Haber Servisi - En son yapı-
Jan MGK toplantısına en sert tepkiyi gös-
terenlerden Demokrat Türkiye Partisi
(DTP) lideri Hüsamettin Cindoruk, Mil-
li Güvenlik Kurulu (MGK) kararlannda
Susurluk skandalına yer verilmemesi ko-
nusunda, "Çok uzun bir müzakerenin
verdiği bir yorgunluğa bağlanabiKr. Ak-
sini kabul etmek istemiyorum" dedi.
MGK'nin 28 şubat toplantısında, Su-
surluk skandalıyla toplumda sarsılan gü-
yen duygusunun yeniden kurulabilmesi
için gerekli tavsiye kararlannın alınma-
dığı belirtilerek, kurulun, siyasetçilerin
kanştığı uyuşturucu kaçakçılığı, faili
meçhul cinayetler, başka ülkelerde dar-
be girişımleri gibi iddialann yer aldığı söz
konusu skandalı bir güvenlik sorunu ola-
rak ele almaması 'önemti bir eksiklik'
olarak nitelendirildi.
MGK'nin, sorunlann sonuçlanna yö-
nelik kararlar aldığını belirten DTP lideri
Hüsamettin Cindoruk, "28 şubat karar-
lannda, Susurluk skandaunın yanında
geneklekiyokaduklaradadeğinumenüş-
tir. MGK'nin tespitleri doğrudur. Ancak
yalnız RP'ye karşı tedbir almak yanhş
ohır.lJzunsohıkluolmaz''dedi. MGK'nin
varlığının tartışılabileceğini belirten Cin-
doruk şunlan söyledi: "Tavsiye kararla-
nnın k-eriği. özünde demokrashi konı-
mak olmah. Devlet bazı yetkilerini koru-
cularla. yasal olmayan birtakım kişilerle
paylaşmış bulunuyor. Birtakım oldu bh-
tilerte verilen yetkiler kaldınlmalıdır.
MGK olaya tek yönlü bakmış, derinine
bakamarruştır."
'Basın susturulacak'
Susurluk 'taki trafık kazasında ölen ül-
kücii katham sanığı Abdullah Çatiı'nın
avukatı Önder Aktosun, 28 şubatta ya-
pılan MGK toplantısının Susurluk'u ört-
bas etmeye yönehk olduğunu öne sürdü.
MGK kararlannda Susurluk skandalı-
na göndermede bile bulunulmadığına
dikkat çeken Aktosun, 28 şubatta gerçek-
te kurul üyelerinin anlaşma sağladığmı,
bundan sonra yapılacak işin basını sus-
üırrnak olacağını iddia etti.
Avukat Önder Aktosun, yine 20 mad-
delik MGK kararlan arasmda, Terörle
Mücadele Yasası'nın 1. ve düşünce öz-
güriüğü ile ilgili yoğun tartışmalara ne-
den olan 8. maddesinin 'hassasiyede uy-
gulanmaa' tavsiyesinin de dikkate değer
bulundugunu kaydetti.
RP'nin diğer kamu kurumlannda olduğu gibi, kontrolü altındaki TEAŞ'ta da hızla kadrolaştığı
bildirildi. Elektrik Mühendisleri Odası Genel Başkanlığı'mn açıklamasında, çok sayıda yöneticinin
yanı sıra kurumda görevli 40'ın üzerinde müessese müdûrü görevden alındı. TEK Personeli
Yardımlaşma Vakü'nda temizlik işçisi olarak görünen türbanlı kişilerin, TEAŞ bürryesinde sûrekli
olarak çalıştıklan belirtildi.
söz konusu stratejikkurumlan tümüyle ele
geçirmeye çalışhğına dikkat çekildi.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO)Ge-
nel Başkanlığı'ndan edinilen bilgiye göre
çok sayıda yöneticinin yanı stra kurumda
görevli 40'm üzerindemüessese müdürügö-
revden ahndı. TEK Personeli Yardımlaşma
Vakü'nda temizlik işçisi olarak görünen
türbanlı kişilerin, TEAŞ bünyesinde sürek-
li olarak çalıştıklan belirtildi. EMO'dan alı-
nan bilgiye göre Refah Partisi'nin Türkiye
Elektrik Uretim A$ (TEAŞ) Genel Müdür
Yardımcılığı'na getirdiği Kemal Çabşkan
ile birlikte, siyasi kadrolaşma hız kazandı.
EMO Genel Merkezi'nın yaptığı tespit-
lere göre çok sayıda teknik vasıflara sahip
idarecinin yerlen değiştirilerek pasifize
edilirken, Anadolu'daki 40'ın üzerinde mü-
essese müdürü de görevden alındı.
TEAŞ'ta aynca Başbakanlığın tasarruf
tedbirleri gereği yeni kadro açılmamasına
ilişkin genelgesi, TEK Personeli Yardım-
laşma Vakfi aracıhğıyla delindi. EMO Ge-
nel Merkezi'nin verdiği bilgiye göre öıa-
leye çıkanlan santrallann birim fıyat kitap-
lannın satışının yapıldığı TEK Personeli
Yardımlaşma Vakfi'nın, aynı zamanda TE-
Jandarmadan uyuşturucu şebekesine darbe
Sakarya Jandarma Alay Komutanı Albay Haydar
Aksu'nun yönetiminde, Hendek ilçesine bağh Lûtfiye
Köyü'ne düzentenen operasyonda, Arif Alkan'a ait çiftÛk
evinde dış piyasa değeri 50 milyar olan 50 küo saf eroin
ele geçirüdi. Olavla ilgfli Burhan, Suat, Namza Baskın ik
Necati Düz ve thas Ekmekçi gözahına almdı. Sanıklarla
biıükte bir tabanca da ele geçirildi Şırnak'ın Siiopi
Uçesndeld Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye tek
başına giriş yapan Halil Tekkuş'un kııllandığ» 27 HY 932
plakab otomobilin gizti böbnelerinde de 8 Idlo baz morfin
bulundu. Gebze'de Kocaeü Emniyet Müdûrlüğû
Narkotik Şube eldpleri düzenkdilderi operasyonda Ercan
Gür'ü 5 kilogram saf morfink birlikte yakaladj.
(Fotoğraf: İLHAN UYGUN)
AŞ kurumuna bağlı binalann temizlik iş-
lerini üstlendiği belirtildi. Vakıf bünyesin-
de temizlik işçisi olarak çakşıyor görünen
çoğu türban ve tesettürgjyimli kişilerin, sü-
rekli olarak TEAŞ'ta çalıştıklan, faturamn
TEAŞ'a temizfikişieri' olarak gönderildi-
ği ve buyolk genelgenin delindıği iddiaedil-
di. EMO Genel Başkanı Asnn Rasan'ın
gazetemize yaptığı açıklamaya göre TE-
AŞ'ta yerleri değiştirilerek pasifize edilen
görevlilerle onlann yerinepartiye daha ya-
kın olduklan içingetirilen görevlilerin isim-
leri şöyle:
Ataman Kıbc, Orta Anadolu Işletme
Grup Müdürü'yken eğitim uzmanı yapıl-
dı. Kılıç'ın yerine Kastamonu
Şebeke tşletme Grup Başmü-
hendisi Cevat Saafli getirildi.
Güran Kalaycüar. tletim
Hatlan Işletme Bakım Müdü-
'Hfyitçti,'ycriiie üAianlik üla-
"tn îletihıTtatlart bimâyah ttst
mfihendisi Sinan Yıkhnm ge-
tirildi. Gaziantep Işletme Ba-
kım Müdürü Ahmet Karayt-
hn'ın yerine Hasan Sami Ak-
yürek getirildi.
Görevden alınan Çevre Da-
ire Başkanı Yalçın Bafcu mah-
keme karanyla yeniden göre-
ve iade edildi. Ancak Balcı,
yine görevden alındı, yerine
ÇİTOSAN'dan kimya mühen-
disi Ahmet Karamustafaoghı-
getirildi.
MetinÇebi Akköprü Elekt-
ronik Müdürlüğü'ne vekalet
ederken, yerine daha kıdemsız
olan Ahmet Aktepe getirildi.
Türkiye Elektrik Dağıtım
AŞ'de (TEDAŞ) yapılan görev
değişiklilderi ise şöyle:
lh/as Oruç, Ticaret Dairesi
Başkanı görevınden uzmanhk
seviyesine getirilerek tenzil-i
kıdeme uğraüldı. Yerine, Yem
Sanayii'nden Sabri Şimşek
getirildi.
Mustafa Öztürk Malzeme
Dairesi Başkanı iken, yenne
Iğdır Müessese MüdürüÖmer
FarukGültekin. lnşaat Dairesi
Başkanı SeJahartin Elbaşı'nın
yerine Eneni Bakanlığı Müs-
tesan Uğur Doğan'ın damadı
olduğu öne sürülen Ahmet Ak-
çaygetirildi. EMO Genel Baş-
kanı, ülkeiçinkritikolan TEAŞ
ve TEDAŞ gibi kurumlarda
kadrolaşmanın istenmeyen
sonuçlara yol açabileceği
uyansında bulundu.
Cevre Koruma Platformu
Siyanürle altm üretimine
karşı güçbirliği çağnsı
tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
Çevre Koruma Platformu adı alunda bir
araya gelen Ankara merkezli çeşitli der-
nek, meslek odalan ve sendikalann yer
aldığı 60 kuruluş, Bergama köylüleri-
nin altın madenciliğine karşı verdikle-
ri mücadeleyi desteklediklerini bildirdi-
ler. Çevre Koruma Platformu'nu oluş-
turan kuruluşlar, başta Eurogold Ma-
dencilik olmak üzere siyanürle altın
üretmek isteyen tüm şirketlerin faali-
yetlerinin durdurulmasmı istediler.
Çevre Koruma Platformu tarafvndan
yapılan ortak basın açıklamasında, Ber-
gama'da yöre halkı ile çokuluslu Euro-
gold Madencilik AŞ arasmda siyanür-
le altın üretimi konusunda 1990'lı yıl-
lardan beri amansızbir yaşam ve demok-
rasi mücadelesi sürdüğü vurgulandı.
Bergama köylülerinin kendi topraklan
üzerinde siyanürie altın elde edilmesi-
ni istemediklerini, 12Ocak 1997'de ya-
pılan yüksek katılımh halk oylamasın-
da oybirliği ile gösterdikleri belirtilen
açıklamada şöyle denildi: "Anayasa,
ulusal yasalar ve uluslararası sözleşme-
fer, yöre haDanmçevre koruma ve yaşam
hakkuıı güvence altına almışür. Buna
rağmen Bergama'da siyanürle altın üre-
timine izin verilmiş olmasını bir hukuk
devietinde kabullenmek olanaksızdır.
Dünyada siyanürle altın üretiminin in-
san ve çe\ re üzerindeld ohımsuz etküe-
ri sayısız örneklerle görühnüştür. Siya-
nürle altm üretimi Avrupa Birliği ülke-
lerindeyasaklanırken, attm üreticisi ço-
kuluslu şirketlere ülkemizin kapılan ar-
dına kadar açümışür. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demırel'in Toprak Yıh ilan
ettiğive Dünya Ormancüık Kongresi'nin
Türkiye'de düzenleneceği 1997 yıhnda
topraklarnmzveonnanlannuzbüyük bir
felaket ilekarşı karşıya bulunmaktadu-.
1
'
Öte yandan 22 sendikanın Bergama
temsilcileri tarafindan oluşturulan Ber-
gama Çalışanlar Meclisi, 'doğanın göz
göre göre tahrip edihnemesi' için, siya-
si partilere ve demokratik kitle örgütle-
rine siyanurle altın madenciliğine kar-
şı mücadelede güç birliği çağnsı yaptı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Medya-Politika
Çoğu perşembeleri olduğu gibi fugün de bir ki-
taptan söz etmek istiyorum. Mehmet Sağnak'ın
Eti Kitaplan arasmda yayımlanan "Medya-Politika"
(1983-1993 Arasmda Medya-Politikacı llişkileri)
başlıklı kitabı, sanıyorum bu alanda yaptlan çok
ender araştırmalardan biri. Aslında bu kitap, Meh-
met Sağnak'ın 1996'da kaleme aldığı doktora te-
zinin gentşletilmiş ve gözden geçirilmiş bir biçimi
ve fazla bir katkım olmamış bile olsa; bir insanın,
danışmanlığını yaptığı bir kitap hakkında yazı yaz-
ması, belki biraz yadırgatıcı oluyor. Ancak "belli pi-
yasa ilişkileıi" içinde olmayan her şeyin ve herke-
sin geri plana atıldığı ve hatta unutturulduğu bir or-
tamda, böylesine büyük emek ürünü bir çalışma-
nın tanıtımına, bir ötçüde katkıda bulunmak istiyo-
rum.
Medya-Politika, "Giriş" bölümünü izleyen beş
bölüm ve sonuç bolümünden oluşuyor. Kitabın so-
nunda, yararlanılan kaynaklar geniş bir biçimde ve-
rildiği gibi, üzerinde biraz durmak istediğim bir de
"önsöz" var ki; çalışma özellikle bu "önsöz'de gü-
nümüze uyarlanıyor. "Medya, tabii ki bütün dün-
yada olduğu gibi Türkiye'de de tartışılryor, tartışıl-
malı" (s. 7) diyor Mehmet Sağnak. Ve ekliyor:
"Ancak, Türkiye'de özellikle 12 Eylül darbesin-
den sonra iş tartışma boyutundan çıktı ve acıma-
sız bir çıkar savaşına dönüştü. Nasıl dönüşmesin
ki? 'Degişim', 'tdeolojiter öldü', 'yaşasm bireysel öz-
gürlük', 'iş bitiricilik'. 'çağ atlama' ve 'köşe dönme'
gibi sloganlaria vahşi kapitalizm bütün kural ve ku-
rumlanylayerieştirilmeye çalışıldı. Bu 'yeni düzen',
demokrasinin 'olmazsa olmaz' koşulu gibi sunul-
du.
Bu ortamda devlet kaynaklannı denetimlerinde
tutan politıkacılaria medya patronlan, çıkarlannın
uyuştuğu noktada işbirtiğine gitti, çıkartar uyuş-
madığında da birbihnin amansız düşmanı oldular.
Çıkar savaşı, gazetecilik mesleğinin bütün ahlaki
değerterini attüst etti" (s. 7/8).
Onsöz'de değişik medya gruplannın ve özellik-
le Doğan Grubu ile Sabah (Bilgin) Grubu'nun siya-
setçiler çerçevesindeki ilginç çatışmalannın çarpı-
cı örnekleri sergileniyor. Özellikle Aralık 1995'te
Tansu Çiller'i destekleyen Sabah Grubu ile Me-
sut Yılmaz'ı destekleyen Doğan Grubu'nun gaze-
telerinin manşetleri karşılaştınlarak, bu konudaki ta-
vırlan net bir biçimde ortaya konulmuş.
"... Bire bir tanık da olsam, olaylann perde arka-
lannı da bilsem, belgelenemeyecek hiçbir ömekse-
çilmedi. Elbette olması gereken de buydu..." di-
yen Mehmet Sağnak, daha sonra 1995'te medya-
daki değişim ve geiışmeleri ele altyor ve kamu ku-
rumlannın kimi harcamalannı ırdeliyor. Bunlar ara-
sında özellikle 1995 seçımlerinde aday olan Ziraat
Bankası Genel Müdürü Cihan Paçaa'nın durumu
ilginç. Cihan Paçacı, aday olduğu ve seçildiği Ela-
zığ'daki yerel gazete ve televizyonlara, yanm mil-
yar liralık ilan vermiş. Tabii Ziraat Bankası'nın ilanı.
Bir başka ilginç örnek, Özelleştirme Idaresi Başkan-
lığı oluyor. Bu kurum, özelleştirme hakkmda yaptı-
ÖJ tanıtımamaçh yayınlar için 1995 yılında harca-
dığı paranın yuzde 67'sini, seçimlerden hemen ön-
ce kullanmış. Yüksek Denetleme Kurulu raporuna
göre 1995'de yap4İan 113 milyarlık ilan harcama-
lannın 76 milyar lirası Aralık 1995'in ilk iki haftasın-
da harcanmış. Mehmet Sağnak bu konuya değin-
miyor ama acaba bu harcamalann Ufuk Söytemez'le
bir ilgisi olabilir mi?..
Onsöz'de güncel sayılabilecek bu bilgileri akta-
ran Mehmet Sağnak'ın kitabının 1. bölümü "1983-
1993 Arasında Türk Basını" başlığını taşryor. Bu bö-
lümde gazeteler, dergiler, haber ajanslan, televiz-
yonlar ve radyolar; önce tek tek tanıtıldıktan son-
ra, aralanndaki rekabet, tiraj, rating, promosyon
vb. konular ele alınıyor. Gene bu arada "basınınsay-
gınlığı" irdelendiği gibi, dağıtım sorunlan ve basın-
daki sendikasızlaşma konuları üzerinde duruluyor.
"Medya, Iktidar, Partiler ve Meclis" başlığını ta-
şıyan 2. Bölüm'de konular önce medya, sonra da
siyasetçiler açısından ele alınmış. Bu bölümün ba-
şına koyduğu Pierre Lazareff'ın bircümlesini çok
anlamlı buldum: "Demokratikbirrejimde basınya-
lan söylerse, rejim de ölüme mahkûm olur..."
Kitabın 3. bölümü, "Basın Özgühüğü" adını ta-
şryor. Bu bölümde anayasa ve basınla ilgili diğer ya-
salar ele alınarak gazetecilerin yasalar karşısında-
ki durumu irdeleniyor.
"Seçim Kampanyalannda Medya" başlığını ta-
şıyan 4. böiümde, medyanın seçim kampanyalan
sırasında nasıl kullanıldığı inceleniyor. Özellikle
"aday imajı", "gündem be/irteme", "gündem/de-
ğiştirme"ve "seçimleri izleme" başlıkları altında il-
ginç görüş ve olaylar sergileniyor. Benim en çok il-
gimi çeken bölümlerden biri, genellikle üzerinde
pek durulmayan "Medyanın Mali Yapısı" başlıklı bö-
lüm oldu. "Teşvik ve Krediler" ve "Reklam Gelirle-
ri" konuları çok ilginç olduğu gibi, medyanın halka
açılması sorunu da genişliğine irdeleniyor.
Mehmet Sağnak'ın bu kitabının çokyarariı bir ça-
lışma olduğunu düşünüyorum. Bu kitaptaki bö-
lümlerin, ilerde bağımstz ve daha geniş kapsamlı
çalışmalara zemin oluşturmasını umut ediyorum.
Türk-ls'te imza gerginliği
Toplusözleşme töreninde
hükümetten gövde gösterisi
ANKARA (CumhuriyetBürosu)- Şe-
ker-tş'in ardmdan Demiryol-Iş de, yüz-
de 15 'lik iyileştirmenin üzerine ilk 6 ay
yüzde 38, diğer dönemlerde de aylık
enflasyon artışına göre ücret zammı ön-
gören sözleşmeyi imzaladı. Türk-lş yö-
netiminden hiç kimsenin katılmadığı
sözleşme töreni hükümetin gösterisine
dönüştü. Şeker-lş ve ve Demiryol-lş'in,
bağlı olduklan Türk-lş'e bilgi vermeden
ücretlerdeki kayıplan gidermeyen top-
lusözleşmeye imza atmalan gerginliğe
neden oldu.
Olkenin kanını emmekle suçladığı iş-
çilerin, "Türkiye seninle gunır duyu-
yor" sloganlanyla kürsüye çıkan Başba-
kan YardımcısıTansu Çiller, eşel-mobil
sistemi öngören sözleşmeyi devrim ola-
rak nitelendirdı. Çiller, "Büyük Ata-
türk, cumhuriyetin kuruluşunu işte bu
tarihi garda ilan etmiştL Çilekeş evlaüa-
nnun bu toplusözleşmeyi burada imza-
lamalan en büyük haklandır" dıyerek
gaf yapü. Çiller, TBMM'de Halk Fırka-
sı'nın önerisi üzerine kabul edilen cum-
huriyetin Ankara Gan'nda ilan edildi-
ğini savundu.
Tören sırasında atv ve tnterstar kame-
ramanlanna su aülmasınm ardmdan atv
muhabiri, Çevik Kuvvet görevlilerince
tartaklanarak gözaltına alınmak istendi.
Demiryol-tş Genel Başkanı ve Türk-lş
Genel Mali Sekreteri EnverToçoğluıse,
sözleşmenin 'Türkiye'nin toplu pazar-
uk sürecinde devrim' olduğunu savun-
du. Toçoğlu'nun konuşmasını, işçile-
rin,
tt
lste sözleşme, işte başkan",
u
Vur
vur inlesin. Bayram Meral dinlesin" slo-
ganlanyla kesmeleri dikkat çekti.
Türk-lş'te, Demiryol-lş ile Şeker-lş'in
imzaladığı toplusözleşmelerde genel
merkezin by-pass edilmesinden ötürü
gerginlik başgösterdi.
Kayıplann giderilmesi için yuzde 138
ile yüzde 146 arasında artış gerektiğini
bildirmesine karşın Şeker-lş ve Demir-
yol-lş'.in imzaladığı sözleşmeyi geri bu-
lan Türk-lş, Başkanlar Kurulu'nu An-
kara'da 10 mart pazartesi günü olağa-
nüstü toplayacak.
Şehit polis toprağa verildi
Beşiktaş'taki silahh çauş-
madaşehitolanpoHs mcmu-
ru Tuncer Mustafaoğju, İs-
tanbul Emniyet Müdürlü-
ğü'nde düzenlenen cenaze
töreninden sonra Edimeka-
pı Şehitiiği'ndt' toprağa ve-
riML Evli ve 3 çocuk babası
olan Tuncer Mustafaoğ-
lu'nuncenazetörenine kaü-
lan Orman Bakanı Halit
Dağh, İstanbul EmniyetMü-
dürü Ramazan Er, İstanbul
Cumhuriyet Başsav cısı Fer-
zan Çitici ve İl,Jandarma
Komutanı Baki Onuriubaş,
şehit polisin ailcsi ve yakın-
lanna başsağhğmda bulun-
du. Şehit polis memurunun
Türk bayTağına sanh naaşı,
cenaze nanfazı için dahason-
ra Faüh Camii'ne götürüldü.
Cenazenin Fatih Camii'ne
götürülüşü sırasında, büyük
birTürkbayrafıahında top-
lanan ülkücüler tekbir geti-
rerek çeşitli sloganlar atn.
Mustafaoğlu, cenaze nama-
zının ardmdan Edirnekapı
ŞehHtiği'nde toprağa verOdL
(Fotoğraf: KUBİLAY
TÜNTÜL)