Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 MART 1997 PERŞEMBE
HABERLER
Kurumlar harekete geçti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan TBMM'ye yasa değişikliği önerisi
VIGK istemini Yargıtay hazırladıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı, laik rejimi hedef alan
siyası gırişimlere karşı yargının harekete
geçmediği eleştırilerinin ardından, Milli
Güvenlik Kurulu kararlan doğrultusunda,
politikacılann şeriatçı çıkaşlanna engel
oluşturacak şekilde yasa değişikliği hazırladı.
Yargıtay. siyasi partilerin herhangi bir üyesinin,
kapatma nedeni sayılan suçlan işlemesi
durumunda kapatma davası açılabilmesi için
yasa değişikliği önerdi. Önerinin, başsavcıhğa,
harekete geçme konusunda olanak sağladığı
kaydedildi. Öneriyle, anayasanın 68. maddesinin
4. fikrası, Siyasi Partiler Yasası'na da konuluyor.
Partilerin genel başkan, yardımcılan ve genel
sekreterinin konuşma ve eylemieriyle ilgili
olarak kapatma davası açabilen başsavcılık, yasa
değişikliği önerisinin TBMM Genel Kurulu'nda
kabul edilmesi durumunda, herhangi bir üyesinin
yaptığı eylem nedeniyle partinin yasadışı
eylemlerinin 'odağı haline geldiği'
değerlendirmesinde bulunarak kapatma davası
açabiiecek. Siyasi partiler hakkında 'kapatma
davası' açmakla yetkili kılman tek kurum olan
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, partilerin
yasadışı eylemlerin odağı olması durumunda
haklannda kapatma davası açılabilmesi için
Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik yapan bir
öneri hazırlayarak TBMM Başkanhgı'na
gönderdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural
Savaş imzasıyla TBMM'ye gönderilen değişiklik
öncrisindc, partilerin 'kanunsuz siyasi faaliyetlere
odak (mihrak) oüna nedeniyle kapaülması'nı
dûzenleyen SPY'nin 103. maddesi ile anayasanın
siyasi partiler hakkında kapatma davası
açılabilmesi için şartlan belirleyen 69. maddesi
arasında çelişki bulunduğu belirtildi. Çelişkinin,
içinden çıkılması son derece zor sorunlar
yarattığı kaydedilen öneride, konunun anayasaya
uyum yasalannm görûşüldüğü komisyonlarda
ele alınması ve yasanın 103. maddesi
yürürlükten kaldınlarak 'Anayasanın 69.
ANAP lideri 'RP'nin yanlışlanna ortak olmayacaklannı' söyleyerek Erbakan'a seslendi
Yılmaz: Arabayı devîrdinizANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, Başbakan Nec-
mettin Erbakan'la yaptığı görüş-
mede, anayasanın vazgeçilemez.
değiştirilemez temel ilkelerinı
içine sindiremeyen RP'nin yan-
Iış uygulamalan sonucu Tûrki-
ye'nin bugünkü noktaya geldi-
ğini belirterek, "Başbakan'ın
yapoğı bugörüşmeler,yanhşuy-
gulamalanna ortak aramaçaba-
sından başka bir şe> değOdn-" de-
dı. Yılmaz. Erbakan'a, "Eğer,
Milli Güvenlik Kurulu, hükü-
mete ragmen bu kararlan aldry-
sasizinyapmanızgerekenşev,üJ-
keninönünüaçmaktor" diyerek
istifa çağnsında bulundu. Erba-
kan'a "ltirazınızı MGK'deyap-
sayduuz" diyen Yılmaz, başba-
kanın, kendisine, "Btzbnle ilgi-
ligörüşierinizi bir hafta mahfuz
tutun" dedığını söyledi.
Başbakan Erbakan, MGK ka-
rariarının ardından gerginliği
yumuşatmak amacıyla, parla-
mentoda temsil edilen partilere
yaptığı ziyaret çercevesinde dün
de ANAP lideri Mesut Yılmaz'la
görüştü. TBMM'de gerçekleşen
ve yaklaşık 2 saat süren görüş-
menin ardından ilk açıklamayı
Mesut Yılmaz yaptı. Alınan bil-
giye göre, görüşmede yaklaşık
45 dakika konuşan Erbakan.
"Bir hata işledik de onu düzel-
öyor değiliz'' dedi. ANAP için
"Biz kardeş partiyiz" diyen Er-
bakan'a Yılmaz, "Belli oluyor.
Belediye başkanlanmızı tek tek
partinize auyorsunuz" karşılı-
ğını verdi. Yılmaz, laiklige söz-
de değil, özde inanmak gerek-
tiğini söyledi. Erbakan, MGK
toplantısıyla ilgili bilgi verir-
ken, MlT'in şeriatçı örgütlen-
meyle ilgili bir rapor sunduğu-
Kumbaracıbası
'Erbakan
sahte
kahraman'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Başkan Yardımcısı
Onur Kumbaracıbası, hükümete
"yapünm" uyanlı düzenlemeler
öngörülen MGK toplantısından
sonra kararlan eleştiren Başbakan
Necmettin Erbakan'ı "sahte kah-
raman"olarak niteledi.
Kumbaracıbası, düzenledığı ba-
sın toplantısında, MGK kararlanna
değinerek, siyasetin yeni bir döne-
me girdiğini söyledi. Hükümetin,
MGK toplantısında ciddi bir tavırla
karşılaşmasını, CHP'nin uyanlan-
na karşm yanlışlan devam ettirme-
sine bağlayan Kumbaracıbası, "Sa-
ym Erbakan, MGK toplanüsında
göstermediğj tavn dışanda sahte
kahraman edasıyla göstermeye ça-
hşıyor" dedi. Kumbaracıbaşj, RP'-
nin, Türkiye'deki rejimle sıkıntısı
olduğunu, özlemini çektiği dinci
sistemi gerçekleştirmek için çalış-
malannı sürdürdüğünü söyledi
Erbakan'dan ülkenin önünü açmasını isteyen Yılmaz, "İtirazlannızı MGK'de yapMydmız" de-
di 'Hakkımızdaki görüşierinizi bir hafta saklı turun' diyen Erbakan, bir hafta sûre istedL
nu söyleyerek, "Partimizde az
bir radikal var, ama geneli ılım-
h Müslümandır" görüşünü dile
getirdı. Erbakan, MGK"nin Türk
Ceza Yasası'nın 163. maddesi-
nin kaldınlmasıyla doğan boş-
luğun doldurulması istemiyle
iigili olarak, "bu maddeyi Mec-
K&'in alkıslaria kaidırdığuu, bu
maddede geri dönüşün çok güç
olduğunu'" söyledi.
Görüşmenin ardından açıkla-
ma yapan Yılmaz, RP ile ortak
hükümet kurmama konusunda-
kı kararlannın ne kadar haklı ve
yerinde bir karar olduğunun or-
taya çıktığını söyledi. Yılmaz,
Başbakan Erbakan'm görüşme-
de MGKtopiarms) hakkııidabil-
gi verdiğini, ancak gizli olan bu
görüşmenin içeriğiyle ilgili ola-
rak kamuoyuna bilgi vermeme-
sini istediğini, bu nedenle bu
konuda herhangi bir açıklama
yapmayacagını söyledi. Anaya-
saya göre, MGK kararlannın
muhatabının Bakanlar Kurulu
olduğunu kaydeden Yıhnaz, Er-
bakan'la yaptığı bu görüsmeye
karşın hükümetin MGK karar-
lanyla ilgili tutumunu net ola-
rak oğrcnemediğirıi bildinti.
Yılmaz, hef şeye karşın çö-
züm yerinin parlamento oldu-
ğunu, parlamento dışı siyasi mü-
dahalelerin verdiği zarann Tür-
kiye'nin yakın tarihinde örnek-
leri bulunduğunu belirterek,
"Ama bu durumakendiliğinden
geünmedi" dedi. Yılmaz şöyle
devam etti:
"Türkrye'nin bugüne gehne-
si, hükümetin yanhşteşhisteri ve
uygulamalan sonucudur. Türki-
yedemokratik, laikvesosyal hu-
kukdevtetiantayışrytayönetiknek
zorundadn*. Siyaset yapan her-
kesin anayasanın bu temel ilke-
lerini içine sindirmesi lazundır.
Bugün Türldye'de yaşanan bu-
nakmın temetindeyatan esas ne-
den, iktidann büyük ortağı
RP'nin,anayasanın devletinvaz-
geçitmez, değiştirilemez oitelik-
lerinj içine sindirememesi, be-
nimsemetnesi veyaiçmi boşafta-
rak »nlama? halegetirmeye ça-
hpnasıdır. Esas neden, RP ile
anayasa arasındaki temel çefiş-
kkür."
RP'li belediye başkanlannın
açıklamalannın, bu partinin,
devletin laiklik ilkesini benim-
seyemediğini, Iran gibi ülkele-
re özendiğıni gösterdiğini ve ya-
pılan yanlış uygulamalann so-
nucu Türkiye'nin bugüne geldi-
ğıni anlatan Yılmaz, "Başbaka-
ım bugün yaptığı görüşmeler
de yanhş uygulamalara ortak
aramaçabasmdan başka birşey
değOdir. ANAP, bu >anhşuklara
ortak olmayacaknr" dedi.
RP'nin testiyi kınp, arabayı
devirdikten sonra geldiğiai kay-
deden Mesut Yılmaz, ANAP
olarak çizgilerini degiştirmeye-
ceklerini söylediğini bildirdi.
ANAP lideri, Erbakan'dan is-
tifa etmesini isteyip istemedi-
ğine ilişkin soruya,
a
Bugün ge-
linen noktada asıl sorumiulu-
ğun kendilerine ait olduğunu,
ülkenin önünü açmalan gerek-
tiğmi söyledim" karşılığını ver-
mekle yetindi. Erbakan'ın MGK
kararlannın birçoğuna mutabık
olmadığını kaydeden Yılmaz,
bu konuda bir uzlaşma olasılı-
ğım zayıf gördüğünü söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz
1
Yasadışı kurslardan sorunüu değiliz
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Di-
yanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yıhnaz,
kuruma bağlı Kuran kurslannda Atatürk
ve laiklik karşıtı yemin ettirilmediğini
belirterek, çeşitli adlar altında açılan ve
resmi olmayan Kuran kurslanndan so-
rumlu olmadıklarını söyledi. Yılmaz,
yurttaşlara devletin kurslanna gitmeleri
önerisinde bulunurken, Kuran kurslannın
modern binalarda toplanarak öğrenci sa-
yısının azaltılmasınm planlandığmı kay-
detti. Yılmaz, halen Diyanefe bağlı 5
bin241 kursatoplam 177bin 120ögren-
cinin devam ettiğini bildirdi.
Yılmaz. Milli Güvenlik Kurulu'nda
gündeme gelen ve öğrencilere "Atatürk
ve laikh'k karşıü" ant içirildiği belirtilen
Kuran kurslanyla ilgili olarak basm top-
lantısı düzenledi. Yılmaz, Kuran kursla-
nnın anayasa ve Milli Eğitim Temel Ya-
sası'nda yer alan ilkeler doğrultusunda
1925 yılından beri ülke genelınde resmi
eğitim çerçevesinde önemli bir gereksi-
nime yanıt verdiğini belirterek, bu kurs-
lann Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği
yapılarak Başbakanlığın onayı ile açıldı-
ğmı kaydetti. Yılmaz, kurslann denetimı-
nin başkanlık müfettişleri, ilgili müftü
ve kurs müdürleri tarafından yapıldığını,
5442 sayılı II tdaresi Yasası'na göre va-
• Resmi Kuran kurslannda
Atatürk karşıtı yemin
ettirilmediğini söyleyen
Diyanet işleri BaşkanıYılmaz,
vatandaşlann devletin
düzenlediği Kuran kurslanna
gitmesini istedi.
li ve kaymakamlann, 1739 sayılı Milli Eği-
tim Temel Yasası'na göre de Milli Eği-
tim Bakanlığı'nın denetim yetkilerinin
saklı olduğunu bildirdi.
Kurslann denetiminin son derece cid-
di ve sıkı bir biçimde yapıldığını savu-
nan Yılmaz, başkanlığı bağlı Kuran kurs-
lannda "Atatürk ve laiklik karşıtı'' söz-
Ieri içeren andın değil İstiklal Marşı'run
okutuldugunu bildirdi. Çeşitli adlaraltın-
da Diyanet İşleri Başkanlığı 'run bilgisi
dışında açılan kurslardan sorumlu olma-
dıklannı bildiren Yılmaz, şöyle dedi:
"Böyle biryemmi normal karşılayacak
değiliz. Bunu tasvip ermemiz mümkün
değiL Biam kurslarnruzda böyleşeytersöz
konusu değil. Evinde okutuyorsa, yurt
adı altında vakıfadı altında ise onlann bi-
zünle bir ilgisi yok. Bu kanştınhyor. Ku-
ran kursu dendiği zaman hepsi aynı ola-
rakgörülüyor. Diğerlerinin sorumluluğu
başka merciilerindir" diye konuştu.
Yılmaz, Diyanefe bağlı 5 bin241 Ku-
ran kursunda toplam 177 bin 120 ögren-
cinin öğrenim gördüğünü kaydederek,
öğrencilerin zorunlu derslerin dışında
aralannda Türkçe, matematik, fen bilgi-
si, Türkiye Cumhuriyeti inkılap tarihi ve
yabancı dilin de olduğu 55 seçmeli der-
si de alabildiklerini belirtti. Yılmaz, Mil-
li Eğitim Bakanlığı ile bu konuda işbir-
liğine gittiklerini, öğrencilerin seçmeli
derslerini alabilmelen için öğretmenle-
rin kursa geldiklerini bildirdi.
Yılmaz, bir gazetecinin sorusu üzeri-
ne. bazı yerlerde gereksinim olmaması-
na karşın her mahallede Kuran kursuaçıl-
dıgını belirterek, kurslann okul tipinde bü-
yük ve modern binalarda toplanarak öğ-
renci sayısının azaltılmasının planlandı-
ğmı kaydetti. Yılmaz, yurttaşlara ''dev-
letin kurslanna" gitmeleri önerisinde bu-
lundu.
Diyanet işleri Başkanlığı, kurs sayısı-
nı 5 bin 241 olarak açıklarken, bu kurs-
lar bünyesinde 3 bin 600 dolayında şu-
besinin açıldığı kaydedildi. Diyanet işle-
ri Başkanlığı'nın kurslanyla birlikte çe-
şitli adlar altında yasal boşluklara daya-
nılarak açılan kurslardaki öğrenci sayı-
sının 2 milyona ulaştığı belirtildi.
maddesmin 6. fikrasında hiçbir değişiklik
yapılmadan yasa metni haline getirümesi' gereği
dile getirildi.
Yürürlükten kaldınunası önerilen 103. maddede,
bir siyasi partinin kanunsuz siyasi eylemlere
odak haline geldiğinin ancak belirli kanıtlarla
ortaya konabileceğinin öngörüldüğü anımsatılan
değişiklik önerisinde, bu duzenlemenin Ceza
Muhakemeleri Usulü Yasası'nın sistematiğine
aykın düştüğü kaydedildi. Öneride, anayasanın
siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin koşullan
belirleyen 69. maddesinde de, 'odak haline
gebne'nin çeşitli biçimlerde
değerlendirilebileceğine işaret edilirken, "Bu
dununda, SPY'nin 103. maddesinin
rümüyle ortadan kaknrüması ve bu
maddenin ana>asamızuı 69.
maddesmin 6. fikrasuıa uygun şekilde
düzenlenmesi gerekmektedir"
denildi Anayasanın 69. maddesinin
6. fikrası ise siyasi partiler tarafından
dile getirilmesi yasaklanan hükümien'
belirleyen 68. maddenin 4. fikrasına
gönderme yapıyor. Savaş imzasıyla
TBMM Başkanlığı 'na gönderilen
değişiklik önerisinde SPY'nin 103.
maddesi şöyle düzenlendi:
"Kanunsuz eylemlere odak oüna
sebebiyle kapatma: Bir siyasi partinin
anayasamızın 68. maddesinin 4.
fikrası hükümlerine a> kın
eyiemlerden ötürü temelli
kapatılmasına, ancak onun bu
nitelikteki fiiOerin işlendiği odak
haline geldiğinin Anayasa
Mahkemesi'nce tesph edilmesi
haünde karar verilir."
SPY'nin Ş-asadışı siyasi faaliyetlere
mihrak olma sebebiyle kapatma' ana
başlığını taşıyan 103. maddesinde,
bir siyasi partinin kapatılma
nedenlerine yer veriliyor. Buna göre,
SPY'nin 78. maddesinden başlayarak
88. maddeyi de içeren
düzenlemelerde öngörülen yasaklar
ve 12 Eylül 1980 darbesine karşı
beyan ve tutum yasagını dûzenleyen
97. maddeyi ihlal, kapatma gerekçesi
sayıhyor. ilgili maddeler, 'devletin
demokratik düzeninin, bağunsızhğın,
devletin tekliği ve esitük ilkesinin,
Atatürk ilke ve devrimlerinin
korunması, azınlık yaratıunasuun
önlenmesi, bölgecUik ve ırkçılık
yasağı, Atatürk'e saygı. laiklik
ilkesinin korunması ve halifeüğin
istenemeyeceği, din ve dioce kutsal
sayılan şeyleri istismar yasağı ve dini
gösteri' yasagını düzenliyor. Başsavcı
Savaş'm yaga-degışıkliginde
gönderme yaptığı anayasanın 68. ••
maddesinin 4. fikrası, siyasi
partilerin tüzük ve programlan ile
eylemlerinin devletin bagımsızlığına,
ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğüne, insan haklanna, eşitlik
ve hukuk devleti ilkelerine, miUet
egemenliğine, demokratik ve laik
cumhuriyet ilkelerine aykın
olamayacağını düzenliyor. Aynı
fikrada, siyasi partilerin smıf ve
zûmre diktatörîüğünü veya herhangi
bir tür diktatörlüğü savunmayı ve
yerleştırmeyı amaçlayamayacaklan
ve suç işlenmesini teşvik
edemeyecekleri öngörülüyor.
Önerinin gerekçesinde, ilgili
maddenin 'anayasaya aykın
eyiemlerin odağı haline geien siyasi
partiler hakkında anayasaya uygun
şekilde kapatma davasının acılmasuu
engeUediği' kaydedildi. Yürürlükteki
yasa maddesine göre, partilerin genel
başkan, yardımcılan ve genel
sekreterin konuşma ve eylemieriyle
ilgili olarak kapatma davası açabilen
başsavcılık, yasa değişikliği
önerisinin TBMM Genel Kurulu'nda
kabul edilmesi durumunda, herhangi
bir üyesinin eylemi nedeniyle
partinin yasadışı eylemlerinin 'odağı
•haline geidiği' değerlendirmesinde
bulunursa kapatma davası açabiiecek.
Vural Savaş, partiler hakkında
kapatma davası açılmasını
dûzenleyen SPY'nin 103. maddesinin
'anayasaya aykın eyiemlerin odağı
haline gelen siyasi partiler hakkında
kapatma davası acılmasuu
engeUediği' tartışmalanna neden
olduğunu belirterek, benzer
tamşmalann ortadan kaldınlabilmesı
için, söz konusu maddenin
anayasanın siyasi partilerin
kapatılması şartlannı belirleyen 69.
maddesine uygun hale getirilmesinde
zorunluluk bulunduğuna işaret etti.
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-maif: oral.calislar@planetcom.tr
Milli Güvenlik Kurulu kararlarının
toz dumanı arasında Susurluk çete-
si de boş durmuyor. Ibrahim Şahin,
Akşam gazetesinde Susurluk olayının
patlak vermesinden itibaren kendile-
rini kararlılıkla destekleyen Nazlı llı-
cak'la konuşmuş. Şahin, llıcak'a, ya-
kasına iliştirdiği Türk bayrağı rozetini
göstererek şuntarı söylüyor: "Vatanı
için ölümü göze alan biri, vatanını terk
edip kaçar mı? Tanzim etmem gere-
ken aitevi durumlanm vardı." Bu bü-
yük gazetecilik olayı TV kanailannda
da yayımlanarak hepimizi aydınlat-
mış oldu.
llıcak'ın Şahin'i aklamaya çalışan
ga2eteciliği yüzünden, MGK kararla-
n üzerine kopan tartışmada, çetenin
hangi tarafı tuttuğunu anlamak müm-
kün olmuyor. Günlerdirgazetesayfa-
lannı karıştınyorum ve "çete'nin han-
gi tarafı tuttuğunu öğrenmeye çalışı-w
'Çete' Acaba Hangi Tarafı Destekliyor?
yorum.
Işin içinden çıkamayınca, sonunda
gazete içinde bir soruşturma yapma-
ya karar verdim. Bir arkadaşın ceva-
bı kafalardaki sorulara ışık tutucuydu:
"MGKkararlannda Susurluk çetesiy-
le ilgili tek satır yazılmadığına ve tar-
tışma boyunca bu konu gündeme
gelmediğine göre, 'çete'nin bu kurul-
la ve kararianyla bir çeiişmesi olma-
dığı anlaşılıyor. 'Çete'nin MGK'yi top-
tan desteklemesi akla daha uygun
geliyor."
Ibrahim Şahin'i okurken kendi ba-
şıma gelenleri hatırladım. Sırf düşün-
celerimi açıkladığım veya yasal birör-
gütün üyesi olduğum gerekçesiyle
çeşrtlı kez mahkemelerce tutuklan-
dım; savcılık ve polisçe gözaltına alın-
dım. Ibrahim Şahin'i hakkında tutuk-
lama karan varken Mehmet Ağar'ın
kızının cenazesindegördüğümde, bir
hiç yüzünden aylarca tutuklu kalıp
daha sonra aklanan, cezaevi arka-
daşlanmı düşündüm. Onlann aklına sa-
nınm polislere, savcılara ya da hâ-
kimlere "Ailevisorunlanmız vardı" de-
mek gelmemişti. Hiç olmazsa bundan
böyle önümüzde bir örnek bulunu-
yor. Bir mahkeme bizi tutuklamak is-
tediğinde, bir savcı gözaltına almak
istediğinde Şahin'i örnek göstererek
ailevi durumlarımızı gerekçe olarak
öne sürebiliriz.
Butün bu söylediklerim tabii ki sa-
ka. Biz Türk polisini de, yargı sistemi-
ni de tanıyoruz. Ibrahim Şahin'e ne-
den böyle hoşgörülü davranıldığını
anlıyoruz. Biz anlıyoruz da vatandaş
anlamıyor. "Bu nasıl devlet, bu nasıl
adalet' diye şaşkınlık içinde bizJere so-
ruyor. "Kutsal" devietin böyiesine kir-
lenmesi sade yurttaşın perişan olma-
sına neden oluyor. Bütün hayalleri yı-
kılıyor. Işte bu yüzden tencereyi eline
alıp, gece 21.00'de çalmaya başlıyor.
Hayal kınklığını tepkiye dönüştürü-
yor.
Susurluk kazasının üzerinden 4 ay
geçti. Ne Sedat Bucak'ın ne de Meh-
met Ağar'ın dokunulmazlığı kaldınldı;
ne ciddi bir tutuklama gerçekleşti ne
de etkili bir dava açıldı? Birkaç özel
tim elemanı tutuklandı, bir ikisi de gı-
yabi tutuklu olarak kaçtı; hepsi bu.
Milli Güvenlik Kurulu ise bu kadarağır
yürüyen soruşturma ve araştırma üze-
rine birkaç kelime söylemek zahme-
tine bile katlanmadığına göre, demek
ki bu kurul açısından ciddi bir durum
yok. Yurttaşın Susurluk konusunda-
ki hayal kınklığı da onlan sanınm faz-
la etkilemtyor.
Kazayla birlikte ortaya dökülen ger-
çeklerden sonra, istense ve üzerine
yürünse Uğur Mumcu'nun katili ve-
ya katilleri kolayca ortaya çıkanlabi-
lir. Abdi ipekçi'nin, Muammer Ak-
soy'un katilleri ve azmettiricileri sap-
tanabilir. Güneydoğu'daevinden ka-
çınlıp kurşuna dizilen birçok Kürt ay-
dınının tetikçileri ve onlan bu cinayet-
lere sevk edenler yakalanabilir.
Sizce MGK bu konulan neden ele
almayıp da Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın daha da ağıriaştınlmasını iste-
di?
Sizce "çete", bu çatışmada hangi
tarafı tutuyor?
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Kopyalanma Çağı
Gazeteci güzel bir başlık koymuştu: "Bilim kop-
ya çekti!"
Ctolly adındaki koyunun genetik olarak tam bir kop-
yası yaratılmıştı. Birbirinin tıpatıp benzeri iki koyun
elde edilmişti. Bunlar kaş, göz, tüy, ayak biçimi, ka-
lıtsal hastalığı... özetle bir canlının doğuştan gelen
bütün özelliklerine vanncaya kadar birbirinin aynı-
sıydı.
Böylece, insanın da bir kopyasının yaratılmasının
yolu açılmıştı.
Artık biyolojide "Kopyalanma Çağı" başladı.
• • •
Moleküler biyolojide son 10 yılda kaydedilen, ba-
zılan için dehşet verici gelişmeler, ne kadar zor ve
zahmetli olsa bile, insanın kopyasının çıkartılması-
nın mümkün olduğunu yıllar önce göstermişti.
Bugüne kadar araştırmacılar, döllenmenin he-
men ilk başlangıcında müdahale ederek canlının
bir başka tıpkjbenzerini oluşturma yöntemi üzerin-
de çalışmışlardı. İlk 1986'da embriyon hücreleri ço-
ğaltılarak birbirinin tıpkısı koyunlar elde etmenin
yolu açılmıştı. Geçen yıl embriyon hücrelerinden
Mogan ve Moran ikizteri dünyaya getirtilmişt'. 1993'te
bir A/nerikalı bilimci aynı yöntemi insan embriyonu
üzerinde denemiş ve kopya insan yaratılabileceği
göstermişti.
Bu yöntem, ilk döllenmeden hemen sonra emb-
riyon hücrelerinin bölünmesine müdahale etmeye
dayanıyordu. Döllenme gerçekleşince embriyon
oJuşuyor ve büyüme başlıyor. Büyüme, hücrenin dur-
madan ikiye bölünmesiyle gerçekleşiyor. İlk dört
hücreden birini alır, onu başka bir ortarnda çoğal-
tırsanız, geride kalan 3 hücreyle aynı özellikleri ta-
şıyan ikinci bir canlıyı yaratırsınız. Elde ettiğiniz tek
hücre de 2, 4, 8, gibi yeniden çoğalmaya başlar.
Belli bir çoğalma aşamasına kadar bütün hücre-
ler birbirinin aynı genetik özellikleri taşımaktadır.
Embriyon, 16 hücreye bölündükten sonra hücreler
arasında görev aynlıklan başlar. Bu nedenle emb-
riyonun kopyalanması ilk dört hücre aşamasında ger-
çekleştirilir.
Bütün embriyonal kopyalamada, birbaba vardır.
Çünkü daha önce bir erkek tarafından döllenmiş bir
yumurtadan oluşan embriyonu çoğaltmaktasınız.
•••
Ancak, Ingiltere'de gerçekleştirilen kopyalama
yepyeni bir tekniğin ürünüdür ve dünyada ilk kez
bir baba olmadan bir canlı üretilmektedir.
Bilim, bu olayla, sekse ihtiyaç duymadan canlı üre-
timini mümkün kılmıştır.
Iskoç bilim adamı lan Wîlmut, deneyini, meme
hücrelerini kullanarak gerçekleştirdi. Bazı dokular-
dan alınan hücreler, canlının yeniden yaratılmasını
mümkün kılacak genetik kodu bütünüyle ve aktif
olarak taşımaktadır. Memede bulunan hücrelerin
de bu nitelikte olduğu belirtilmektedir.
Olayın ilginç yönü, ikiz koyun Dolly'nin babasının
olmamasına karşılık, çeşitli özelliklerde üç tane an-
nesinin bukınmasıdır. #
İlk aşama: Iskoç bilimci, bir dişi koyunun meme
hücrelerındeki genetik bikjiyi alıyor. İkinci aşama:
İkinci bir dişi koyunun da yumurtastnı alıyor. Bu yu-
murtanın içindekikoyuna ait genetik bilgileri emme
yöntemiyle bosaltıyor. Üçüncü aşama:Tlk koyunun
genetik bilgilerini, ikinci koyunun bu içi boşaltılrnış
yumurtasının içine koyuyor. Hücre burada hemen
bölünmeye başlıyor. Dördüncü aşama: Büyüme-
ye başlayan embriyon üçüncü bir koyunun rahmi-
ne yerteştiriliyor (kiralık anne). 3-4 ay sonra da Dolly
doğuyor.
Dolly, ilk koyunun tıpkıbasımı oluyor. Çünkü, onun
meme hücrelerinden elde edildi ve onun genetik mal-
zemesini taşıyor...
•••
Neter olacak peki bundan sonra?
l
Ülkeler hemen harekete geçtiler tabii. Yöntemin
insana uygulanmasının yasaklanması gündemde.
Ancak her şey olacağına varacaktır.
Canlılann kopyalanması çağı başlamıştır.
Uğur Mumcu Komisyonu
Astsubay Tunç
ifade verecekANKARA (UBA) -
Emekli astsubay Muhar-
rem Tunç, orgeneral Eşref
Bitiis. Uğur Mumcu ve Ah-
met Cem Ersever cinayet-
leri arasında bağlantı oldu-
ğunu, Uğur Mumcu'nun da
"Talabani'ye veriliyordiye
PKK'yc saüklığı iddk edi-
lensflahJan" bildiği için öl-
dürüldüğünü öne sürdü.
Emekli astsubay Muhar-
rem Tunç, TBMM Uğur
Mumcu Cinayetini Araş-
tırma Komisyonu'na bu-
gün ifade vererek, cinayet
hakkında bildiklerini anla-
tacak. Kendısınin olayla il-
gili olarak ikinci dereceden
bilgi sahibi olduğunu ve
asıl bilgilerin emekli albay
DurmuşCoşkun Krvrak'ta
olduğunu dile getiren Tunç,
olay hakkında bildiklerini
şöyle anlattı:
"1992 ydmdabuDurmuş
Coşkun Krvrak ile Ankara
SıhhryeOrduevi'ndetanış-
nk. Bir kurmay albay ar-
kadaşımla otururken bazı
otayiankonuşuyorduk. Ben
vükseksedeGüneydoğuUa-
ki bir albaydan söz ediyor-
dum. Krvrak benidinUyor-
muş. Hemşeri olduğumuz
ortaya cıkü. Sohbet etmeye
başladık,"
Ankara Orduevi'nde
Kıvrak'm kendisine 100
bin silah ile ilgili açıkla-
malarda bulunduğunu kay-
deden Tunç, "1993yıhnda
Talabani-Ozal görüşınesi-
nin ardından, JİTEM'in
ohunsuz görüş beü'rtmesi-
ne rağmen, Celal Talaba-
ni'nin silah istemine olum-
hı yamtverüdL DunnuşKıv-
rakbana. 'Bu silahlann sı-
nırda teslim edildiğinin' ra-
por ediküğinL ancak bunun
doğnı olmadığını söyledi.
Silah sevkrtayı yapan hak-
kında da jtTEM ve MİT
'Bu adam dönektir. Silah-
lan götürür PKK'ye satar'
dediNitekimöyledeoknı"
diye konuştu. Durmuş Kıv-
rak'm bu olayın içinde ol-
duğunu ve olayın tüm bel-
gelerinin bu kişide bulun-
duğunu iddıa eden Tunç, o
gecekı görüşmenin ardın-
dan, Kıvrak'm kendısini
Düzce'den telefonla aradı-
ğını ve elindeki belgeleri
Uğur Mumcu ile birkaç ba-
sm mensubuna daha vere-
ceğini söylediğini aktardı.
Tunç, şunlan söyledi:
"Dûzce'deyken Durmuş
Kıvrak beni aradı. Posta
kutusu kiralamamı istedL
Basın-yaym kuruluşiaruıa
bu belgeleri gönderecegıni
söviediBirkKmınıdaUğur
Mumcu'yagönderdiğHiibe-
lirtti. Ozaman sanınm bu
kişi JİTEM bölge sorum-
lusu idL Bu belgeleri dağV
tacağını. adres olarak bu
posta kutusunu gösterece-
ğini söyledi. Ben de posta
kutu$u kJralama\a gittim.
Ama nüfus cüzdanı ve ika-
metgah örneği istediler. Bu
sefer ben arayarak bunian
istediklerini söytedim. Krv-
rak da bana 'Tamam, ben
oraya geleceğim, o zaman
hallederiz' dedi Sonra bir
daha haber alamadım. Son-
ra daLğur Mumcuöidürül-
dü."