Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYGT 24 MART 1997 PAZARTESİ
HABERLER
Doğan'ın ablası
topnağa verildi
• GÜMÜŞHANE(AA)-
İşadamı Aydın Doğan'ın
önceki gün vefat eden ablası
Mürüvet Güneş Yücel,
Gümüşhane'nın Kelkit
ilçesinde toprağa verildi.
Kalp knzi geçırerek vefat
eden Mürüvet Güneş
Yücel'in (67) cenazesi,
Kelkit Büyük Camii'nde
öğleyın kılınan namazdan
sonra aıle mezarlığına
defhedildi. Mürüvet Güneş
Yücel"in cenazesine ailesi,
>akınlan, Gümüşhane Valisi
Mustafa Çevik, Belediye
Başkanı Naım Agaç ve
vatandaşlar katıldı.
'Gerçeklerin üstü
öptülüyop'
• İstanbu) Haber Servisi -
Sanatçı Şanar Yurdatapan.
toplumun gündemindeki
sonınlarla ilgıli gerçeklenn
topluma farklı yansıtıldığını
belirterek "Gerçeklerin üstü
örtülüyor ve milyonlarca
insan aldatılıyor" diye
konuştu. CHP Kadıköy llçe
Örgütü'nün konuğu olarak
"Banş ve Düşünce
Özgürlüğü" konulanndaki
görüşlerini açıklayan
Yurdatapan. çok önemli
sorunlar dururken,
kamuoyunun gündemının
farklı ve anlamsız şeylerle
gereksiz yere işgal edildigini
savundu.
Berna Yılmaz
meydanlara çıktı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürostı) - Seçimlere kadar
Türkiye'yı kanş kanş
gezeceğinı açıklayan ve yurt
gezileri içın tüm
milletvekillerini seferber
eden ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'a, eşi Berna
Yılmaz da ayn koldan
katıldı. Mesut Yılmaz'la
birlıkte tüm meydan
mitinglenne katılarak eşine
v erdiği desteği gösteren
Berna Yılmaz, aynca,
düzenledıği yardım
kampanyalan ve yurt
gezileriyle de ön plana
çıkmayabaşladı.
Öymen Balkan
turuna çıkıyor
• ANKARA (Cunıhuriyet
Bürosu)- Dışişleri Bakanlığı
Müsteşan Büyükelçi Onur
Öymen, Arnavutluk,
Makedonya ve Bulgaristan'ı
kapsayan bir Balkan turuna
çıkacak. Öymen'ın.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demırel'in mesajlannı
Makedonya ve Bulgaristan
cumhurbaşkanlanna
ıleteceği bildirildi. Dışişleri
Bakanlığı'ndan dün yapılan
yazılı açıklamada. Öymen
başkanlığında asken ve sivil
yetkilılerden oluşan bir
heyetin bugün Tiran'a
gideceği kaydedıldi.
Savn Mehmet
Oğuzdil öldü
• ANK\RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtav
Cumhunyet Savcısı Mehmet
Oğuzdil. dün sabah geçırdiği
kalp knzi sonucu yaşamını
yitirdi. Gençlik Caddesi 15
numarah evinde saat 03.00'te
kalp knzi geçıren Yargıtay
Cumhunyet Savcısı Mehmet
Oğuzdil (56). Hızır Acil
Servis ekiplerinın, tüm
müdahalelerine rağmen
kurtanlamadı.
Maçta laikük
sloganı
• MERSİN (Cumhuriyet
Güne> İlleri Bürosu) -
Cumhunyet Halk Partısi
(CHP) Genel Başkanı
Deniz Baykal, Mersin
İdmanyurdu-Karşıya arasında
oynanan maçı ızlerken
taraftarlar 'Türkiye laıktir,
laik kalacak" sloganını attı.
Feyzioğlu anılacak
• K-VYSERİ(AA)-
Kayseri'nın gelişmesinde
kaücılan olan bilım ve devlet
adamı, ünlü polıtikacı Prof.
Dr. Turhan Feyzioğlu,
ölümünün dokuzuncu
yıldönümü dolayısıyla bugün
anılacak. Ercıyes
Üniversitesi "nce düzenlenen
anma programı, üniversite
kampusu içinde Prof. Dr.
Turhan Fey<;ioğlu'nun adının
verildiği caddenin açılışıyla
başlayacak.
Düzeltme
I Gazetemızin dünkü
sayısının 8. sayfasında
yayımlanan Leyla
Tavşanoğlu'nun
söyleşisinde, Alman
gazeteci Dr. Peter Scholl-
Latour'un Hollandalı
olduğu yazılmıştır. Düzeltir,
okurlanmızdan özür dileriz.
Prof Öztürk'e göre ahlaki değerler, dini savunma durumunda olan çevrelerce tahrip ediliyor
'Ahlak siyasetten uzak'ALİER
Türkiye'de her alanda yoğun olarak
'ahlaksal erozyon' yasandığı tartışılırken,
siyasılenn ahlaki değerlere en uzak
kesim olduğu belirtildi. Istanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe
Bölümü ögretim üyesı Prof. Dr. Tüten
Anğ. araç değerlerin. amaç değerler gibi
sunulnıasıyla ahlaksal tahribatın
gerçekleştiğini. siyasilerin bunu
yaparken"Bu ezan susmaz, bu bayrak
inmez" gıbı halkın değer verdiği
kavramlan kullandıklannı belirtti.
Istanbul Üniversitesi tlahivat Fakültesi
Dekanı Prof.Dr.Yaşar Nuri Oztürk de,
ahlaki değerlerin en başta dini savunma
durumunda olan çevrelerce tahrip
edildigini belirtti.
*Ahlaki değerler, davranışlara, karar ve
eylemlere ne ölçüde yansıyor?" sorumuzu
yanıtlayan etık bilımının iki ünlü ismi
Prof.Dr. Tüten Anğ ve Prof.Dr. Yaşar
Nuri Öztürk. ahlaki değerlenn en etkisız
kaldığı alanın "siyasi arena" olduğu
görüşünde bırleştiler.
Prof. Tüten Anğ, ınsanların karar ve
eylemlenne yön veren başlıca iki değer
bulunduğunu, bunlardan 'araç' değerlerin
bireysel çıkarlan temsil ertiğinı.'amaç'
değerlenn ıse insanı ınsan yapan,
doğruluk, dürüstlük, sevgi, nefret,
hoşgörü gibı değerler olduğunu ifade etti.
Bu değerlerin yerlennın değiştirildiğini,
araç değerlenn amaç değerler gibi
sunulduğunu. değerler karmaşası
yaratıldığını kaydeden Anğ, ahlaksal
çöküntü kavramının bu 'kılık
değiştirme'yi ifade ettiğini vurgulayarak
şöyle devam ettr
"Basanh bir kişi dediğimiz zaman neyi
amaçlıyoruz? İşte çok iyi bir mevkide
olmasuu, ekonomik gücün iyi olmasını vs.
Ama, bu başanya ulaşmak için neler
yaptığını, neler feda ettiğini hiç
sorgulamıyonız. Başan kavramı bile bir
araç değerle birlikte düşünülüyor; Amaç
değer olarak düşünülmüvor."
'Takıyyenin'araç değerlenn. amaç
değerler şcklinde sunulmasının bir diğer
çarpıcı örneği olduğunu kaydeden Prof.
Anğ." Dinin siyasallaşmasL, aslında, dinin
kişisel veva kurumsal amaçlar için
kullanılmasKİır" dedi. Siyasilerin araç
değerlen amaç değerler olarak sunarken,
çoğu kez bunu akladıklannı vurgulayan
\p
ar? O sonıyu soran yok." Prof. Öztürk,
dinin tüm partılerce bir şekilde
kullanıldığını ve korkunç şekilde siyasi
bir metaa dönüştürüldüğünü de
savunarak." Böyle olunca din. insana
hizmet zemininden çıkanlır. insanı
sömürme zeminine kaydınür" dedi.
Ülkemizde insana saygı göstenlmedığıni
ve u
insana saygı yoksa. ahlak da yoktur"
görüşünü savunan Yaşar Nuri Öztürk.
ahlakın önde gelen koşullanndan birinin
de. kişilerin emeğine ve alın terine saygı
göstermek olduğunun altını çizdi. Halkın
genel kanaatinin, ahlaki değerlere en
uzak kesimin siyasiler
olduğu yönünde
bulunduğunu vurgulayan Öztürk'ün
görüşleri şöyle:
"Ahlak tahribinin bir numaralı göstergesi
riyakârlıktır. Kuran'da ve
Peygamberimizin öğretisinde açık bir
biçimde bu verilir. Riyakârkk dedin mi,
mezradaki çobaııdan, üniversitedeki
hocaya kadar herkesin gözünün önüne
siv asiler gelir. Yani, bunlann iki
vüzlülüğü, bunlann manipülasyonu,
bunlann akşamdan sabaha kadar kırk
tane yüz kuUanmasL"
1
iyasiler araç
değerlen amaç
değerler olarak
sunarken, çoğu kez bunu
bizden saklıyorlar. Toplumun
değer verdiğini bildikleri
kavramlan kullanıyorlar,
diyor Prof. Dr. Tüten Anğ.
Anğ "Bunu vaparken. toplumun değer
verdiği kavramlan kullanıyorlar; 'Vatan,
millet. Sakarya, Bu ezan susmaz, bu
bayrak inmez' gibi" dıye konuştu. Anğ.
devlet bağlantılı çetelerin de suç işlerken
aynı değerleri kullanmasma dikkat çekti.
Pruf.Dr. Yaşar Nuri Öztürk ise, kültür ve
dinin etık zeminının tahrip edildigini.
bunun en belirgin görünümünün de
siyaset alanında olduğunu belirtti. Ahlaki
değerlerin en başta dini savunma
durumundaki çevrelerce tahrip edildigini
savunan Prof.Öztürk şöyle devam etti:
"İslam, kendini ahlaki değerlerin
olgunlaşüncısL, yerleştiricisi, savıınucusu
P
rof. Yaşar Nuri
Öztürk: Bunca din
edebiyatının
yapıldığı bir ülkede, ahlaki
değerier, ilginçtir, dini
savunma durumunda olan
çevreler tarafından
tahrip edilmiştir.
olarak tanıtır. Halbuki bunca din
edebiyatının yapıldığı bir ülkede, ahlaki
değerler ilginçtir, dini savunma
durumunda olan çevrek'rde -hatta onlar
bir numarada- tahrip edilmiştir."
Din ve Peygamberin insan hayatına
sokmak ıstedikleri esas değerlerin 'ahlak'
kelimesı etrafında kümelenen değerler
olduğunu kaydeden Öztürk şöyle
konuştu:
" Bizim ülkemizde bunlann tamamı taru-
mar edilmiş. Bu etik zemin tahrip edildiği
için de birtakım fotoğraflan sergUemek;
işte durmadan cami yapmak şekline
dönüşüyor. Halbuki caminin içinde ne
Gazeteci
îzzet Kezer
anıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cızre'de 1992 yılında Nevruz
törenlennı ızlediğı sırada. güvenlik
güçlerinın ateşı altındaki bir sokakta
öldürülen gazeteci İzzet Kezer,
Karşıyaka Mezarlığı'ndaki kabri
başmda anıldı. Çağdaş Gazeteciler
Demeği (ÇGD) Genel Başkanı
İsnıet Demirdöğen, Kezer'ın. "banşı
sevmeyen, savaştan rıkar uman ve
basını susturmak isteyen güçlerce"
katledildiğini söyledi.
Anma törenine Kezer'in yakınlan.
gazeteci arkadaşlan ve üyesi olduğu
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)
üyeleri katıldılar.
Törende konuşan ÇGD Başkanı
Ismet Demirdöğen. aradan 5 yıl
geçmesine karşın Kezer'in
katillerinin henüz bulunmadığım
belirterek. "Bundan üzüntü
duyuyoruz" dedi. Kezer'in
katillennin bulunacağı konusunda
namus sözü verenlerin. bugüne
kadar. bunun için en küçük bir çaba
göstermedtklerini kaydeden
Demirdöğen, "Onu ökiürenler, banşı
sevmeyen, savaştan çıkar uman
ldşilerdir. Amaçlan ders vennek ve
susturmako" görüşünü dile getirdi.
Demirdöğen, konuşmasının ardından
ÇGD Yıhn Gazetecıleri Ödülleri
kapsamında dajıtılan "Izzet Kezer
Fotoğraf Özel Odülü"nü kazanan
Anadolu Ajansı foto muhabiri
Abdurrahman Antakyalıya
ödülünü, KezeT'in gömütü başmda
verdi.
Ahlak, toplumda nasıl
egemen değer olur?
Prof.Tüten Anğ: Ahlaki davranış
örneklerinin tek tek çoğalması
önemlidir. Bireyler, 'tek başına benim
yapacağun bir şey yok' diyerek sorunu
kolektifleştırmesinler. Bu şekildeki bir
da\Tanış aslında bir kaçıştır. Kant,
aydınlanmayı, insanın kendi aklını.
kendisinin kullanma cesareti göstermesi
olarak tanımlar. Biz cesareti hep bir
çarpışma gibi algılıyoruz. Oysa, cesaret
doğru bildiğini yüreklice
açıklayabılmektir.
Prof.Öztürk: Öncelikle. politik alanda
taa tepede yapılması gerekenleri
yapacaksınız. Bir örnek;
dokunulmazlıklan kaldınp, Meclis
kürsüsüyle sınırlayın. Bu ahlakın
çürütülmesini önlemeye yönelik temel
adımlardan birisidir. Demokrasi
açısından sivil çıkışlann ve
örgütlenmelerin önemi büyüktür.
Türkiye. MGK ıle değil, sivil
örgütlenmelerle, sivil kalkışlarla kalıcı
çözümler bulabilir.
Tryatro sanatçısı Tevfik Gelenbe ve 1980'lerde görevde bulunduğu Diyarbakır'da işkenceye uğradığı
gerekçesiyie devlete dava açan emekli hâkim Albay Ümit Kardaş da BP'nin İstanbul tl Yönetim Ku-
rulu'nda'yeralıyor. (Fotoğraf: KAAN SAÛANAK)
BarışPartisi: Yeıinüztnerkezsol
İstanbul Haber Servisi - Banş Partisi (BP)
İstanbul II Başkanı Avukat Basar Yaltı. partinin
kamuoyuna salt "Alevi" partisi şeklinde
tanıtılmasından şikâyet ederek kendilerrnin
mezhep değil, "kiüe" partisi anlayışına sahip
olduklannı belirtti. Yaltı, BP'yi alışılagelmiş
"sağ-soT ka\Tamlannm tanımlamaya
yetmediğini vurgulayarak "Ama yelpazenin
merkez solunda ve pazar ekonomisinden yana
olduğumuzu, taban.mızm Atarürkçü ve sosyal
demokratlardan oluşruğunu belirtmeliyiz" dedi.
BP İstanbul 11 Örgütu. çalışmalannı ve örgütü
tanıtmak amacıyla dün Pera Palas Oteli'nde bir
toplantı düzenledi. Toplantının ardından,
"Adlanmız farkk, soyadumz Türkiye" sloganıyla
Taksimdeki Atatürk Anıtı'na giden partililer
Atatürkve mücadele arkadaşlan için saygı
duruşunda bulunup ellerindeki karanfilleri anıta
bıraktılar. Toplantıda il örgütünün ve BP'nin
yapısını anlatan Başar Yaltı, diğer siyasi
partilerden en önemli farklannın "popülizmden
uzak durmak, parti içi demokrasi>i hâkim
kıhnak ve genç kadrolan parti vönetimine
taşımak" olduğunu vurguladı. Hedef seçtikleri
60 ilde örgütlenmelerini tamamladıklannı,
kendılerine en yoğun ilginin ise Güneydoğu
illerinden gösterildığinı belırten Yaltı, içe dönük
yapılanmalannı tamamladıklan için artık dışa
dönük çalışmalara ağırlık vereceklerini anlattı.
BP'nın yenı bir "Türkiyelilik" bilincini
yaratmak içın yola çıktığının altını çızen
Yaltı. "Bizi anlatan temel sloganumz 'Adlanmız
farklı. soyadımız Türkiye'dir. Bizler yan yana
değil, birlikte yaşamak istiyoruz.
Bu nedenle devletin toplumunu değil, toplumun
devietini, >ani "hâkım devlet'i kurmayı
öneriyonız" dedi.\altı. 1980 askeri darbesı
sonrasında kendılerini genye çeken gençleri
yenıden siyasete çekmeye çalıştıklannı
belirterek üst yaş sının 30 olan gençlere parti
yönetiminde ylizde 35'lik bir kontenjan
ayırdıklanna dikkat çekti.
Cölhan
'RP, imam-
hatipten
medet
umuyor'
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - DYP Genel"
Başkan Yardımcısı
Mehmet Cölhan. 8 yıllık
eğitim konusunda
yalnızca imam-hatip
okullannın orta
bölümlerinin
kapatılmasının sorun
haline getirilmesine
gerekçe olarak, koalisyon
ortağı RP'nin bu
okullardan "medet
urnmasım" gösterdi.
Mehmet Gölhan, dün
düzenlediği basın
toplantısında,
Türkiye'nin Avrupa
Birliği'ne (AB) girmesi
için darbe söylentileri ile
rejim tehditlerinin bir yana
bırakılması gerektiğini
kaydetti.
Gölhan. Başbakan
Necmettin Erbakan'ın.
İstanbul Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nce gönderilen
DYP Millervekilleri
Mehmet Ağar ile Sedat
Edip Bucak hakkmdaki
fezlekeleri Başbakanlık'ta
bekletme gerekçesinin
sorulması üzerine,
"Fezlekeler haznianmamış
olabilir, tamamlanmadan
gönderilmesi herhalde
doğru olmaz" dedi.
BKBIZE
S1FIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.ti
İSLAMABAD - Pakistan bir
islam ülkesi. Resmi adı Pakis-
tan Islam Cumhuriyeti. Adında
islafn sözcüğü bulunmasına
rağman Pakistan, Arap ülkele-
rinden farklı bir görünüşe sa-
hip. Örneğin Pakistan'da ka-
dınların örtünmesine ilişkin bir
sorun göze çarpmıyor.
Pakistanlı kadınlar rengâ-
renk giysileri içinde, siyasi Is-
lamcıların "tesettür" kuralları-
na uygun olmayan açıklıkta
sokaklarda özgürce dolaşıyor-
lar. Pakistan, tüm Güney Asya
ülkeleri gibi bir renk cümbüşü-
ne sahip. Kadın giysileri renk-
li, binalar renkli, özellikle halk
otobüsleri olağanüstü süsler
içinde. Kadınların renkli giysi-
leri, şalları ve kendine güvenli
görünüşleriyle, siyasi Islam
arasındaki çelişme acaba na-
sıl bir süreç izliyor?
Bu soruları cevaplamaya
uğraşırken, islamabad'daki bir
Pakistan'da Özgür Evlilik...
evlilik davası haberine gözüm
takıldı. Bir Islamcı grubun ön-
de gelen isimlerinden birisinin
kızı Saima VVaheed, babası-
nın iznı olmadan evlenmeye
kalkınca ortalık karışıyor. 22
yaşındaki Saima, babasının,
bu evliliğin geçerli olmadığını
söyleyerek mahkemeye baş-
vurması üzerine bir kadın sı-
ğınma evine kapanarak koca-
sını da terk etmek zcrunda ka-
lıyor.
Bu arada Saima'nın babası,
Islami evlilik kurallanna göre
kendisinin nzası olmadan ev-
lenmesinin mümkün olmadığı-
nı belirtiyor. Damadının evrak-
larda hile yaptığını söyleyerek
tutuklanmasını sağlıyor. Uzun
bir yargılama süresinden son-
ra mahkeme bu evliliğin geçer-
li olduğuna ikiye karşı bir oyla
karar veriyor.
Saima'nın ailesinin bir kısmı
kızlannı destekleyerek, kadın-
lara getirilen bu kısıtlamanın
kaldırılmasını istiyorlar. Sa-
ima'nın evliliği, Pakistan'da si-
yasi islamcı akımlarla kadın
özgüriüğü arasındaki çelişme-
yi bütün çıplaklığıyla gözler
önüne serdi.
islamabad'ı tepeden seyret-
mek için çıktığımız Shakarpa-
rıan tepesinde birlikte fotoğraf
çektirdiğimiz Sıddıki ailesinin
kadın fertleri, gülerek objekti-
fe bakarken bir yaşam biçimi-
ni de sergıliyorlardı. Kadınlar.
burada da siyasi Islamın he-
defiyc'Jer ve direniyorlardı.
Dün sabah Atatürk Bulva-
rı'nda Pakistan'ın bağımsızlı-
ğının 56. yılını kutlamaya gelen
Islam Konferansı Örgütü'nün
54 ülkeden gelen lıderleri, çok
değişik sorunlarla yüz yüzey-
diler. Bu ülkelerden Afganistan
zirvede resmen temsil edile-
medi. iran'ın karşı çıkması
üzerine Taleban delegasyonu
gayriresmi şekilde islama-
bad'a gelmek durumunda kal-
dı.
Pakistan'ın bazı sorunları
Türkiye'ye çok benziyor. Yakın
tarihi, askeri darbelerle ve par-
lamenter rejime dönüşlerle do-
lu. Şu anda muhalefete düşen
Benazir Butto iki kez müda-
haleyle başbakanlığı yitirdi.
Babası Zülfikar Ali Butto da
bir askeri darbe sonrası ıdam
edilmışti.
Şu anda başbakan olan Na-
vaz Şerif de cumhurbaşkanıy-
la çatıştığı için Gulam ishak
Han tarafından 1993 yılında
görevden alınmıştı. Ardından
iktidara gelen Benazir Butto,
Türkiye'dekine benzer gerek-
çeler yüzünden iktidarı kay-
betmişti.
Faili meçhul cinayetler, yol-
suzluklar Benazir'in başını ge-
çen yıl yemişti. Faili meçhul ci-
nayetlerin ve yolsuzluklann or-
taya çıkanlması için gösterilen
çabalar, yargıya müdahale edi-
lerek etkisiz hale getirilmişti.
Bizdekine benzer şekilde
Ulusal Savunma ve Güvenlik
Konseyi kurularak, askerin si-
yasete etkinliğinin artması tar-
tışmalara neden oluyor. Anka-
ra'nın kariı havasından sonra,
Türkiye'nin Pakistan Büyükel-
çiliği'nde bahçede yediğimiz
akşam yemeği, burada her şe-
yin çok farklı olduğunu haber
verir gibiydi.
ERDAL ATABEK
Kendisiyle f
Hesaplaşamayan Toplum...:
"Kendisiyle hesaplaşamayan insan" rahatsızlık
duyar ve sürekli olarak "hesaplaşacak birileri"ri\
arar. Bu davranış, içinde yaşayan rahatsızlığı baş-
ka birine aktararak rahatlama isteğinden kaynak-
lanır. Ama bu biçimde açıklanamadığı için, bu "ken-
di içinde rahatsız kışilik" kendi dışına "meselesi
olan insan" gibi yansır. Bu durumdakı kişi hep "bi- '
rilehyle uğraşır", "bir şeyleri dert edinir", "başka-
lannın dertlerini temsil eder." Aslında "derdi ken-
disidir" ve "kendisiyle hesaplaşmaktan kaçmakta-
dır."
Kendi içinde hesaplaşamayan insan, kendi aile-
si içinde hesaplaşamayan insan, bu alanlann dışın-
da görülecek hesaplann peşınde koşmak zorun-
dadır. Bu hesaplaşmalarda da ne denli acımasız,
ne denli öfkeli, ne denli şiddetten yana davranırsa
o ölçüde kendi sorununu unutmaktadır. Eğer bir
noktada "kendisiyle hesaplaşmak zorunda kalırsa"
durum "yengeç sepef/"ne dönmekte, işler kanş-
maktadır. Böyle bir durumda kalan kişi, kendi so-
rumluluğuyla başa çıkamamakta, çok üzüldüğü
halde bir şey yapamayan, öfkesıni ya kendine ya
yakınındaki birine yönelten davranışlara gırmekte-
dir.
İşte, bu insanlann toplumu da "kendisiyle hesap-
laşamayan toplum" olmaktadır.
Bizim toplumumuz, hiç bir gerçeğiyle hesapla-
şamayan toplum olmaktadır. Hiç bir politik döne-
mın hesaplaşması yapılamamıştır. Hiç bir sosyal
olayın hesaplaşması yapılamamıştır. Türkiye sağı
da, solu da kendi içinde hesaplaşamamıştır. Ihti-
laller. askeri darbeler yapılmış, hesaplaşılmamıştır.
Siyasal partiler kendi içinde hesaplaşamamıştır.
Susurluk çetesi ortaya çıkmış, hesaplaşılamamış-
tır. Toplumun temel eksenlerine ilişkin hiç bir konu-
da hesaplaşma yaşanamamaktadır.
Bu durumda "hesaplaşma", bu konuların dışına
kaydınlmakta, böylece toplumsal rahatlama sağ-
lanmaktadır. Son olarak gündeme sunulan "dok-
tor tacizi" olayı da böyle bir "öfke boşaltarak" ra-
hatlama noktası oluşturmuş, toplumsal linç psiko-
lojisi yaratmıştır. Kendi cınselliğini tanıması yasak-
lanm'ş, konuşması yasaklanmış, tartışması yasak-
lanmış bir toplum, bastınlmış dürtülerin şiddetlen-
dirdiği merakın dönüştüğü bir "dikizcilik"\e olayı
hazla izlemiş, içindeki suçluluk duygusunu da öf-
keye dönüştürerek kendini aklamıştır. Erkeğin ta-
ciziyle kadının tahrik ve teşviki arasındaki örtülü
iletişim. olayların seli arasında kaybolup gitmiştir.
Düşünmek gerekir ki, bu toplumdaki "cinsel eği-
tim boşluğu", "cinsel cehalet", "cinsel korkular"
hiç bir zaman toplum gündemine gelememiştir.
AIDS konusu bile afişle uyandan öteye gündem ko-
nusu olamamıştır.
Insanımız neden böyle davranıyor? ' '
Insanımız neden "kendiiç hesaplaşmalannrya-
pamıyor da bu hesabı kendi dışına aktararak rahat-
lamaya çalışıyor?
Bunun nedeni, "insanımızın içindeki korku'öur.
Aşın korunarak yetiştirilmiş insanımız hiç bir za-
man "kendisl olâniıyor." Hep başkalarının gözün-
de varolarak yaşamaya alıştığı için de her çareyi
kendi dışında anyor. Hayatının ilk dönemlerinde
sorumluluk verilmediği için kendi sorumluluğunu
taşımayı öğrenemediği için, sonraki yaşamında da
sorumluluk alamıyor. Kendisiyle hesaplaşabilmek,
ağır bir sorumluluğu üstlenmektir. Kendi yaptıkla-
rını ve yapmadıklarını görebilmek, sorumluluğunu
kabul etmek ve üstlenmektir. Böylece, kendi so-
rumluluğunu alabilen insan, kendi hayatını da yö-
netme gücünü kazanır. Bizim insanımız ise hep
başkalan tarafından korunmaya alıştınldığı için ken-
di sorumluluğunu alamıyor, taşıyamıyor, kendi ha-
yatını da yönetemiyor.
Bütün bunları önce aılesinden bekliyor, sonra ai-
lenin yerine devlet geçıyor, siyasiler geçiyor, aydın-
largeçiyor, hükümet geçiyor, ordu geçiyor. insanı-
mız kendinden bir şey beklemediği için istediği her
şeyi kendi dışındaki kişilerden ve kurumlardan bek-
liyor. Olay budur.
insanımıza kendine güvenmeyi öğretebilecek mi-
yiz?
İnsanımıza kendi olmayı öğretebilecek miyiz?
İnsanımıza kendini eleştirmeyı öğreteuılecek mi-
yiz?
İnsanımıza kendi sorumluluğunu öğretebilecek
miyiz?
İnsanımıza kendini denetlemeyi öğretebilecek
miyiz?
İnsanımıza kendini yönetmeyi öğretebilecek mi-
yiz?
Eğitımimiz, kültürümüz bu yönde gelişecek mi?
Eğer bütün bunlar olamayacaksa, futbol saha-
lanna koşun, ekran başına geçin.
Kendınizden başka herkese kızın. '' '*"''
Kendinizden başka herkese öfkelenin ''
Kendinizden başka herkesi suçlayın. * ' •>
Ve rahatlayın.
Mercümek komisyonu
Diyet ödeme
sırası DYP'de
'•F
ANKAR4 (Cumhuriyet
Bürosu) - Bosna-Hersek'e
yardım amacıyla toplanan
paralan zimmetine geçirdi-
ği iddiasıyla yargılanarak
rekor cezaya çarptınlan ve
kamuoyunda RP'nin kasa-
sı olarak bilenen Süleyman
Mercümek ile koalisyon
ortağı RP arasında bağlan-
tı bulunmadığım savlayan
TBMM Araştırma Komis-
yonu raporu yann genel
kurulda görüşülecek. DYP
Genel Başkanı ve Başba-
kan Yardımcısı Tansu Çil-
ler hakkındaki 3 soruştur-
ma komisyonunda olduğu
gibı 7'ye karşı 8 oyla kabul
edilen raporun. "iktidar di-
yetin rövanşı" olarak hükü-
met çoğunluğuyla kabul
edilmesi bekleniyor.
Komisyonlardaki araş-
tırma ve soruşturma dos-
yalannı karşılıklı olarak
akladıktan sonra, TBMM
Genel Kurulu'ndadabutu-
tumlannı sürdüren iktidar
ortaklannın "diyet ödeme"
konusundakı yenı randevu-
su yann. Malvarlığı, TE-
DAŞ ve TOFAŞ'taki yol-
suzluk iddialanyla ilgili
hakkında soruşturma açı-
lan Tansu Çiller'i Yüce Di-
van'dan kurtaran RP'nin,
Mercümek dosyastndan
"aklanmasına" kesin gö-
züyle bakılıyor
Süleyman Mercümek ile
RP'nin parasal ilişkisini
araştırmak amacıyla kuru-
lan TBMM Araştırma Ko-
misyonu'nun raporu yann
genel kurulda ele alınacak.
DYP'li bazı isimlerin oda-
ğına yerleştiği devlet-çete-
mafya ilişkilerinin araştı-
nldığı Susurluk Komisyo-
nu'nda Tansu Çiller ve eşi
Özer Uçuran Çiller'in ifa-
de vermeye çagnlmaması
konusunda ortak karar alan
koalisyon partilerinin bu
konuda da Mechs'te birlik-
te hareket edeceği belirtil-
di.