Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatöru: Hikmet
Çetinkaya • Yazıişleri Mudürlerr
Ibrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu)
• Haber Merkezı Miidürü: Hakan Kara
# Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 9 tstihbarat:
CengizYddınm • Kültür Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler
Sami Karaörcn 0 Düzeltme Abdullah Ya/jcı
• Fotograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen MehmetFaraç
Yaym Kurdu. tüıan Selçok lBa$kan),
Orhan Erinç, Okta> Kurtböke.
HikmetÇetinkava.^ükran Soner.
Ergnn Balcı, Dinç Tayanç, Ibrahim
Yıldız, Orhan Borsalı. Mustafa
Balba\. Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısr Mustafa Balbay0 Haber Mûdürii: Doğan
AkiD Atatürk Bulvan No 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 0 Izmır Temsılcısi
Serdar Kmk, H. Ziya Blv 1352 S 23 Tel. 4411220. Faks:
44191110 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlo, bönü Cd.
119 S Nol Kat.l.Tel 363 12 11, Faks 363 12 15
Koordınatör. Ahmet Kürulsan %
Muhasebe Bûlent Yener 0
Idare' Hüseyin Gürer 0 tşletme:
Önder Çelüi •Bılgi-İşlem. Naü
lnal • Bılgısayar Sıstem:
Mûrüvet Çüer
MEDYA C: • Yönetim Kunılu
Başkanı - Genel Müdür Gülbin
Erduran • Koordıoatör Reha
lşıtman • Genel Mudıir Yarctaıeısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
)ayımU>an ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basm ve Yavuıcılık A Ş
Türkocağı Cad 39 41 Cagaloglıı 34334 lst PK 246 lstanbul f el (0,212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0.212)513 85 95
24MART1997 Imsak: 4.28 Güneş. 5.54 Öğle: 12.18 lkindi: 15.43 Akşam: 18.27 Yatsı: 19.48
GÖPÜntülü
telefon
• CH1CAGO (AA)-
tletişim çağının en son
yeniliği ABD'de
uygulamaya girdi. C-Phone
adlı iletişim teknolojisi
firmasmm geliştirdiği
teknıkle, renkli
televizyonlar ufak bir
uyarlamayla görûntülü
telefon olarak
kullanılabilecekleT. Yeni
teknikle renkli
televizyonlar, takılan küçük
bir aygıt vasıtasıyla, büyük
ekran renkJi telefona
çevrilebiliyor. Dönüşüm
işlemi 350 dolara (yaklaşık
40 milyon lira) mal olurken
televizyon-telefonu
kullanmak için ayda 20
dolar da (2.5 milyon lira)
servis ücreti ödeniyor.
Dünya
Verem Günü
• tZ\ÜR(AA)-Dünya
SağlıkÖrgütü'ncel995
yılından bu yana "Dünya
Verem Günü" olarak
kutlanan 24 martta, güçlü
biçimde yeniden halk
sağlığinı tehdit etmeye
başlayan veremle ilgili
kampanyalar düzenleneceği
bildirildi. Dünya Sağlık
Örgütü'nün (WHO), verem
programı nedeniyle
bağlantı kurduğu Türk
gönüllü örgütü Arkadaş
Çevre Grubu
yetkililennden alınan
bilgiye göre WH0 Genel
Yöneticisi Dr. Hiroshi
Nakajima, bu hastalık
konusunda NGO'lardan
yardım istedi.
AIDS Hattı'na
56 bin başvuru
• ANKARA (AA) - Sağlık
Bakanlığf nca kurulan
AIDS Bılgi Hattı'na, 56 bin
63 kışi başvurdu. Sağlık
Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, AIDS
konusunda bilgilendirmek
amacıyla 29 Aralık 1996'da
kurulan 0800'lü ücretsiz,
"AIDS Bilgi HattT'na, 27
Şubat 1997'ye kadar 56 bin
63 başvuru olduğu
bildirildi. Açıklamada,
AIDS Bilgi Hattı'nın
amacının, AIDS konusunda
bilgisi olmayan ve bilgi
edinmekten çekinen
vatandaşlann kolayca bilgi
edinmelerini sağlamak
olduğu belirtildi.
fast fooftla
kanser tehlikesi
• ANKARA (ANKA)-
Hast food (ayak üstü
beslenme) türü yiyeceklerin
Vusa ve uzun dönemde
kanser riskini arttırdığı
bildirildi. Hacettepe
Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Ayşe Baysal, fast food türü
yiyeceklere uygulanan
pişirme yöntemlerinin bazı
vitamin ve minerallerin
kaybını arttırdığını, kısa ve
uzun dönemde ise sağlığı
olumsuz etkilediğini
belırterek fast food türü
yiyeceklerde C ve A
vitamininin düşük düzeyde
bulnduğunu söyledi.
Frengi tehdit
ediyor
• ADANA (AA)-Penisilin
keşfınden sonra büyük
ölçüde önlenen ve cinsel
temasla geçen frengi
hastalığının, son yıllarda
insanlığı yeniden tehdit
eder hale geldiğini bildirdi.
Çukurova Üniversitesi Tıp
Fakültesi Kadın
Hastalıklan ve Doğum
Anabilım Dalı öğretim
üyesi Prof. Oktay
Kadayıfçı, yaptığı
açıklamada, ülkemizde,
özellikle 5 yılda, cinsel
temasla geçen hastalıklarda
belırgin bır artış
gözlendiğini söyledi.
Meteoroloji Günü
• ANKARA (AA)-
Başbakan Necmettin
Erbakan, Devlet
Meteoroloji İşleri Genel
Müdürlüğü'nün geldiği
noktayı takdirle
karşıladığını bildirdi.
Başbakan Erbakan, Dünya
Meteoroloji Teşkilatı
tarafindan 23 martm
"Dünya Meteoroloji
Günü" olarak ilan
edilişinin 37. yıldönümü
dolayısıyla bir mesaj
yayımladı. Başbakan
Erbakan, mesajında, Devlet
Meteoroloji tşleri Genel
Müdürlüğü'nün geldiği
noktayı takdirle
karşıladığını belirtti.
Şeriat ve bölücülük propagandası yapan radyo ve televizyon yayınlannı yakm takibe alıyor
RTÜICten 'gezici istasyonla denetmıHÜLYA KARABAĞU
ANKARA - Milli Güvenlik
Kurulu'nun (MGK), bölücülük ve
şeriat propagandası yapan radyo ve
televizyon yayınlanna karşı önlem
almakla yükümlü kıldığı Radyo ve
Televizyon Ost Kunılu (RTÜK),
bölgesel ölçekteki kuruluşlan
"gezici istasyonia" yakın takibe
alıyor. RTUK'ün. ilk asamada satın
alınmasını karara bağladığı 3 adet
minibüsü, teknik donanımın
tamamlanmasının ardından
Anadolu'da görevlendireceği
bildirildi. MGK'nin, RTUK
yöneticileriyle gelecek hafta içinde
bir araya gelerek yayınlara ilişkin
değerlendirmelerini aktaracaği
öğrenildi.
Yasanın kendisine yerel televizyon
ve radyo yayınlanna denetleme
sorumluluğu yüklemesine karşm
yurt genelinde örgüt ağını
kuramayan RTÜK için askerler
devreye girdi.
Devletin. sınır bölgelerinde Türkiye
aleyhine yapılan yayınlara karşı
"gezici istasyonla" sağlanan başanyı
dikkate alan MGK, RTÜK'ün de
• Ekran karartma cezalan nedeniyle tepki odağı olmaktan
sıynlmak isteyen RTÜK'ün, iki uyan arasında para cezasını
öngören, aynca üniversitelere yayın yolunu açan
düzenlemelerle ilgili paketi hükümete sunacağı belirtildi.
yerel yayınlar için aynı yöntemi
kullanabileceği yönünde tavsiyede
bulundu. RTÜK yönetimi, gelecek
günlerde sayısı 10'u bulacak olan
minibüslerden ilk aşamada 3
adedinin alınmasını karara bağladı.
Minibüslerin içinin kayıt, dinleme,
yayın noktasını belirleyen teknik
donanımla kaplanacağı belırtilirken
araçlann özellikle Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'da
görevlendirileceği bildirildi.
RTÜK Başkanı Prof. DT. Orhan
Oğuz. özellikle yanm ve 1 kilovatlık
vericilerle yapılan yayınlardan çok
sayıda şikâyet iletildiğine dikkat
çekerek "Bu sistem sayesinde yeri,
aiaru ve frekans noktası bitinmeyen,
yayınlan dinlenip, denetleıuneyen tek
bir kanal kalmayacak" dedi.
RTÜK'ün bölücü yayınlara
gösterdiği duyarhlığın laiklik karşıtı
yayınlar için de geçerli olduğunu
savunan Oğuz, "Aynm yapmayrz.
Üst kurulda her fiye siyasi
şapkalannı dışanda bırakır" dıye
konuştu. Kararlann tümünün oy
birliğiyle alındığını belirten
Oğuz, ulusal, bölgesel ve yerel
ölçekteki kanallara yayın lisansı
verme aşamasında olduklannı
kaydetti.
Üst üste verdiği ekran karartma
cezalan nedeniyle tepki odağı
olmaktan sıynlmak isteyen
RTUK'ün. iki uyan arasında para
cezasını öngören, aynca
üniversitelere yayın yolunu açan
düzenlemelerle ilgili paketi
hükümete sunacağı kaydedildi. Prof.
Dr. Orhan Oğuz, RTÜK'ün tek bir
program nedeniyle tüm kanalı
cezalandırmasının doğru olmadığı
inancı taşıdığına dikkat çekti.
"Ceza sadece program için geçerli
otanah" diyen Oğuz, değişiklik
öngören tasanlar için TBMM'de
sorun çıkmayacağını dile getirdi.
Oğuz, "Seyircinin de cezalandınldığı
anlayışuıdan uzaklaşılacak" dedi.
Orhaneli Termik Santralı
3.5 milyarhk
tazminat davası
Yargıtay'da
İZMİR (Cumhuriyet
EgeBürosu)-Orhaneli Ter-
mik Santralı"nın, kapatıl-
ması yönündeki mahkeme
karanna karşın çalıştınl-
ması nedeniyle ilgili ba-
kanlar, Bursa Valisi, TE-
AŞ Genel Müdürü ve Or-
haneli Termik Santralı Mü-
dürü aleyhine açılan 3.5
milyar liralık tazminat da-
vası, Yargıtay' a gönderildi.
Siyasilenn ve kamu görev-
lilerinin şahsi sorumluluk-
lan yönünden açılan ilk da-
va özelliğini taşıyan Orha-
neli Termik Santralı ıle il-
gili tazminat davası konu-
sunda yerel mahkeme ret
karan verdi.
Orhaneli Termik Sant-
ralı'nın durdurulması konu-
sunda kesinleşmış idare
mahkemesi karan olması-
na karşın, bu karar uygulan-
mayarak santralın çalıştınl-
ması sürdürülüyordu. Bur-
sa Barosu Çevre Hukuk
Komisyonu Başkan Yar-
dımcısı Avukat Neriman
Gûl'ün verdiği bilgiye gö-
re, idare mahkemesi kara-
nnın uygulanmaması ne-
deniyle Çevre, Sağlık,
Enerji ve Tabii Kaynaklar
bakanlan, BursaValisi, TE-
AŞ Genel Müdürü ve Or-
haneli Termik Santralı Mü-
dürü aleyhine, "şahsi so-
rumhıluklanndan dolayT
3.5 milyarlık tazminat iste-
mi içeren dava 12 Aralık
1996 tarihinde açılmıştı.
Avukat Gül, siyasilerin
ve kamu görevülerinin şah-
si sorumluluklan yönün-
den açılan ilk dava olmak
özelliğine sahip olan ve
Bursa 4. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen
tazminat davasında yerel
mahkemenin topu Yargı-
tay'a attığmı belirtti.
Avukat Gül, şu bilgileri
verdı:
"Türkiye Cumhuriye-
ti'nin bir hukuk devleti ol-
duğuinancuutaşıyan dava-
cdar, >'argı kararbnmn bağ-
layıciuğuu hukuk platfor-
munda sorgulamaya de-
vam edecektir. Olay bir çev-
re olayı olmak boyutlannı
çoktan aşıp hukuk devleti
ükekrine sahip cıkmakola-
rak algdanmakta ve yargı
yollantüketilnıektedir. Bu
yolda ilk durakyerel mah-
keme, ikinci durak Yargı-
tay ve son durak Avrupa
İnsan Haklan Mahkeme-
a'dn-."
17 yıllık aşk masalı bittiÇeviri Servisi -17 yıl boyunca Hollywood'un ideal çifti olarak görülen Farrah Fawcett ve Ryan
O'Neal aynldı. Basın. O'Neal'in çok fazla kilo almasının dışında bu aynlığa bır gerekçe
bulamadı (Altta küçük fotoğraf). Büyük bir aşktı. Büyük kavgalan. son derece romantik
dönemler izliyor. sonra yine kıyamet kopuyor, ardından banşılıyordu. Favvcert, birçok
söyleşide, "Onu tenim. etim istiyor" demiş, bu aşkın içindeki cinsel tutkuyu açığa
vurmuştu. Evli birçok arkadaşlan, Fawcett-O'Neal çiftinin kendilerinden çok
daha fazla 'evli' olduklannı iddia etmişler ve onlann birlikteliğini ömür
boyu oîarak nitelemışlerdi. Ve "HoUywood'un aşklan da kendi gibi
sahtedir" diyenler, bu aşkı gördükten sonra düşüncelenni
değiştirmişlerdi. Birkaç hafta önce ise birdenbire her şeyin bittigi
açıklandı. Kamuoyuna duyurulan tek şey, iki tarafin da
birbirlerine saygı ve bağlılık içinde kalacaklan ve ortak
çocuklan olan 12 yaşındaki Redmond'u beraber büyütecekleri
oldu. Amerika, hatta Farrah'ın annesı bile şaşkındı. tkisi de
evliyken tanışmış, birbirleri için eşlerinden boşanmış, beraber
oturmaya başlamış, bir çocuklan olmuş ve bu bırlikteliği
dışanya hiç ciddi bir
sorun yansıtmaksızın
17 yıl sürdürmüşlerdi.
Basın "Ryan çok fazla
kilo aMı" dışında bır
gerekçe bulamadı.
Dostlan sürekli tartıştıklan,
_ çocugun egitimi konusunda
* uidA ICICK dyıuuuditı uuşıuıJeri,
hatta Ryan'ın Farah'ı aldattığı
gibi spekülasyonlara fazla değer
vermedi ve "Anlayamadık""
deyip sustular.
Çift yaklaşık bir aydır
görüşmüyor. Yine de
Hollyvvood
çevreleri çiftin
tekrar bir
araya
geleceğine
inanıyor.
Çünkü
içinde
yaşattığı
belki de bu
tek
gcıvek aşkın
sürmesini
istiyor.
'Terekemeler ve Hazarlann Tarihsel Kökenleri' sempozyumu
'Bir arada yaşatnak zorundayız9
İstanbul Haber Servisi - Farklı dinlere
sahip ınsanlann ayn, aynı dine sahip
olanlann da birlikte yaşayacaklan
gibi bir mantığın geçerli olmadığı
belirtildi. "TerekemelerveHazarlarnı
Tarihsel Kökenleri''sempozyumunda
konuşan Esenyurt Belediye Başkanı
Dr. Gürbüz Çapan, insanlann etnik
ve dinsel aynlıklan aşarak banş
içinde bir arada yaşamak zorunda
olduklannı söyledi. Etnomüzikoloji
uzmanı ve yazar Dr. Zihni Papakçı ise
Terekemelerin, yaşadıklan yerlerde
farklıhklara hoşgörü gösterdiklerini
anlattı. Çıldır Kültür Dayanışma ve
Yardımlaşma Demeğı'nce
düzenlenen "Terekemeler
(Karapapaklar) ve Hazarlann
Tarihsel KökenT konulu sempozyum,
dün lstanbul Kadıköy'deki Eysan
Oteli'nde yapıldı. Sempozyumda ilk
sözü alan Gürbüz Çapan, insanlann
içlerindeki ilkel aynmlan yenmek,
farklı kökenden olan insanlann
birlikte yaşamak zorunda olduklannı
vurguladı. Çapan, etnisiteyi ve dinsel
kimliği öne çıkarmanın birlikte
yaşamayı güçleştirdiğini kaydetti ve
Türk halkının henüz uluslaşmayı
tamamlayamadığını belirtti. Her
konuda Avrupa'dan en az 100 yıl
geride olduğumuzu söyleyen Çapan,
şöyle devam etti: "Türkiye'ııijı
Kafkasya, Makedom^ ve
Ortadoğu'da sorunlan var. Teknoloji
ve bilimin her şeye damgasuu
vurduğu bir çağda neden etnisiteyi
tartışryoruz? Zenciler hariç her çeşi^
din, dil ve ırktan insanın vaşadığı
Kars, insanlann birbirine hoşgörüyle
baknğı, banş içinde birlikte
yaşayabüdikleri güzel bir örnektir.
Her ulusun tarihinde başanlan da
vardır, başansı/Jıklar da. İnsanlar.
dinleri farkb di>e a>n, a>nı dindenler
diye de birBkte > aşa> acaklar gibi bir
manük geçerli değfldir." Zihnı
Papakçı ise zamanla kültürel evrimin
kaçuıılmaz olduğunu anımsatarak.
hiçbir halkın tek başına
yaşayamayacağını belirtti. Papakçı,
bazı tarihsel olaylann Terekemelerin
aleyhine çarpıtıldığını savunarak
"•Terekemeler, tarihleri boyunca farkh
etnik gruplarla insani ilişkikr
kurmuşlar ve onlara h«jgörü
göstermişlerdir*'diye konuştu.
Papakçı'nın ardından söz alan
Marmara Cniversitesi Tarih Bölümü
öğretim üyesi Prof. Dr. Ekrem
Uykucu ve 500. Yıl Vakfı Genel
Koordinatörü Nedim Yahya da
Hazarlar ile ilgili birer bildiri
sundular Yaklaşık üç yüz kişinin
izlediği sempozyuma Kars
milletvekilleri Çetin Bilgirve
Sdahattin Beyribev. Adana
Milletvekili Yavuz Biktik, lstanbul
Milletvekili Metin Işık. Azerbaycan
lstanbul Başkonsolos^ı Abbas
Hacaloğlu. eski SHP Kars
Milletvekili Zeki Naci Tarhan, Çıldır
Belediye Başkanı Ercan Şirinve
Sultançiftliği Belediye Başkanı Sırn
Çelikkatıldılar.
Agora-Asklepion arasında düzenlenecek
Siyanürle altma karşı
yürüyüş 13 nisanda
e-posta : tan @ vol. com. tr
IZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Izmir Bergama El
Ele Hareketi, 13 nisanda ger-
çekleştirilecek Agora'dan
Asklepion'a siyanürle altına
karşı 'BüyükYürüyüş'ün ha-
zırlıklannı sürdürüyor. Bi-
siklet. otobüs, otomobil, at
arabası. traktör ve yaya ola-
rak eylemcilerin diledikleri
biçimde katılacaklan yürü-
yüş. tzmir Bergama arasın-
da 110 kilometrelik mesafe-
yi kapsıyor.
Asklepion'da Bergamalı-
lar tarafindan karşılanacak
tzmirliler Bergama Belediye-
si'nce düzenlenen şenliğe ka-
tılacaklar. Etkinliğin tertip
komitesinde lzmir'de çeşitli
kuruluşlann temsilcileri yer
alıyor. Yürüyüşle ilgili son
hazırlıklann gözden geçirile-
ceği toplantı 29 martta Ko-
nak Belediyesi sosyal etkin-
likler ve çe\Te merkezinde
saat 16.00'dayapılacak. Top-
lantıya, demokrasi platfor-
mu, kadın kuruluşlan, mes-
lek odalan platformu, sen-
dika, gönüllükuruluşlar tem-
silcileri ve Izmir milletvekil-
leri katılacak.
Tertip Komitesi Başkanı-
Sinan Alasya, siyanürle al-
tın tehlikesinin Bergama'ya
özgü olmadığını belirterek
şunlan dedi: "Tehlike, Ber-
gama sınırlarım aşmış va-
ziyette. Altıncıların hedef-
leri tüm Türkiye. 500'ü aş-
kın noktada ülkenin verim-
li topraklarını geriye dö-
nüşü olmayacak şekilde sa-
dece çıkarları için siyanür
batağına atmayı düşünü-
yorlar. Şimdi de gündemde-
ki hedefleri İzmir'in Efem
Çukuru'ndaki ormanlık
alan. Daha şimdiden 10 ki-
lometreye varan yolda or-
manı katletmiş vaziyette-
ler. İznyrlikr buna izin ver-
meyecektir."
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'Boynuna Sarıldığımız Yılanlar!..'
Osoğuk günlerden biri, sulu bir kar camlara sıvan-
mış, kirli ve yapışkanlı 970'li yıllann, dağdağa-
sı: Ankara. Yayınevi'ndeki odamda, Niyazi Ber-
kes'in yayımlanacak bir krtabı üzerinde çalışıyorum
('Bat Sorunu'), kapıda birden o: gözlüklerinde, in-
ce ışık kınlmalan; dudaklannda, bilge tebessümü!
Inanayım mı? Yurtdışında olması gerekiyor, mek-
tubunu birkaç gün önce aldım! Ayağa kalkıp, "-...vay
ağabey, ne zaman geldiniz?" diyecek oldum; kar-
şımdaki, dudaklannda aynı tebessüm, kibarca; "-Ben
Doktor Enver, dedi, Niyazi'n/n kardeşiyim; tele-
fonla görüştük, sizden öğrenmek istedikleri var!"
Niyazi Berkes'in, ikiz bir kardeşi olduğunu bilmi-
yordum; Ankara'da hekimlik ettiğini, hiç duyma-
mıştım; hele ikisinin, iki damla su kadar birbirine
benzediğini, asla! Yine de, ağzımdan çıkan cümle-
yi, bugünmüş gibi hatırtryorum; "-...Enver ve Niya-
zi! 7.908 doğumlu ikizlere, bundan daha uygun bi-
rer ad bulunabilir miydi? 'Hürriyet Kahramanlan'
Enver Bey'/e, Resne'// Niyazi Bey'in isimleri! Pe-
der 'Jöntürkler'den yanaymış!"
Peki, siz Niyazi Berkes'in, Kıbns/Lefkoşe do-
ğumlu olduğunu bilir miydiniz? Onu, yeterince ha-
tırlamadığımızı, düşünüyorum da!..
Acatia neden hoıtladı?..
( I I angi Bat'nın girişine aldtğım sözleri, benceBa-
l l tı'nın ('Sistem'in), hiçbir zaman samimiyetle
yaktaşmadığı, Türkiye'ye karşı gerçek tavnnı, ina-
nılmaz bir netlikle özetleyen sözlerdir:
"...bizde Batıcılık'la anlaşılan şey, Türk evrimi-
ni çağdaş uygariığa uygun yönde geliştirmektîr.
Halbuki Avrupa'da ve Amerika'da 'Batılılaşma'
ve 'Batcılık', Batı diplomasisine boyun eğme
anlamına gelir. Bu yüzden onlara göre Kemalist
devir, Batı aleyhtarlığı; Menderes devri ise, 'Ba-
tactlık' devrkfir! Bat diptomastsinden bağansız olan
Batcılık, Bat dilinde, Bat düşmanı kötü bir ulus-
çuluk demektir."
Bir keresinde, bunun üzerinde söyleşmiştik; -da-
ha sonra kitabına da yazmış olduğunu fark ettiğim-
şeyler söylemişti, demişti ki meselâ: "-...Bat'nın
Türk toplumunun Batlılaşmasryla ilgili olduğu za-
manlar olmuşsa, bu, yalnız ilgilenen Bat devlet-
lerinin, çıkarlan ile ilişkili işlere, Türkleri sokmak
şeklinde kendini gösterir." Avrupa BirtiğiVıde Al-
manlar'ın kapıyı suratımıza çarpmalan, bu ifadeyi doğ-
rulamıyor mu? Türkiye, Aİmanya'yı değil de daha
çok ABD'ni 'dinliyorsa'; üstelik, NATO'nun geniş-
lemesi konusunda, Almanlardan farklı düşünüyor-
sa, '65 milyonluk Asya ülkesini' niye 'aralanna' al-
sınlar ki? Ustelik içinde 'Şeriatçılık' da almış yürü-
müş! Sanki, Almanya'da Türkler arasında 'Şeriat-
çılığın' dalbudak sarmasına, fırsat ve imkân tanı-
yan, aynı Almanya değil!
Şeriatçılık dedim de!.. Niyazi Berkes, Osmanlı'da
-genei olarak Türkler'de- bildiğimiz manasıyla 'Şe-
riatçılığın' yaygın ve geçerli olmadığını düşünürdü;
yine o yıllarda bir yaz günü, sırtında beyaz bir göm-
lek, üst cebinde gözlük muhafazası, çayını içerken
demişti ki: "-...her ıslahat hareketi, Batılı bir devle-
tin uydusu olmamız şekline dönüşüyor, aleyhimize
sonuçlanıyordu; Şeriat'ın halk arasında taraftarbu-
labilmesi, bu yüzden mümkün olabilmiştir."
Kitabında, ilginç bir ömek vermiş: Osmanlı. Ba-
fyailkaçılışını Fransa'yayapar; oyıllardapC/lll. yy)
Fransa'nın Yakındoğu'daki rolü'nü, Amerika'nın
şimdiki rolüne benzetiyor; nitekim, şimdi olduğu gi-
bi, bu 'dışa açılma ve Batlılaşma teşebbüsü', so-
nuçta, Osmanh'nın Fransa'nın 'uydusu' halinegel-
mesine yol açar. Diyor ki; "...reformlan yapma işi
bir yana bırakılarak, Fransa'nın diplomatik is-
teklerine göre, onun askeri yardımlanndan fay-
dalanma umuduyla, Moskof'u yenme amacı ha-
line çevrildi." Tabii bu Devlet-i Âliyye'nin hırpalan-
masına sebep oluyor. "...Bat'ya, Batlılaşma'ya
karşı ilk tepki, Şeriatçılık tepkisi olarak o zaman
başladı. Bu Şeriatçılık tepkisi, taa ulusçuluk tep-
kisinin çıkışına kadar devam etmiştir" (Batı So-
runu, s. 178. Bilgi Yayınevi. 1975).
Yeniden ortaya çıktığına göre, neye 'tepki olarak'
hortladı dersiniz?
Ah o kafa!..
Devlet-i Âliyye'nin 'eski' Batlılaşma politikası ile
ilgili 'tesbitleri' ibret vericidir; hazin olan, onun
'u/usçu/u/c'dediği 'Müdafaa-i Hukuk Doktrini'nden
üç çeyrek yüzyıl sonra, Türkiye'nin, hemen hemen
aynı yanılgılara düşerek, aynı çıkmazlara giımiş ol-
ması!.. Amma da, attım mı? tyi öyleyse, Niyazi Ber-
kes'in, o zamanlar için vardığı şu sonuca bir bakın,
bir de bugünkü halimizi düşünün:
"Osmanlı Imparatorluğu'nun idareciteri, onun
temel unsuru olan Türk toplumunda, modem
dünyanın gereklerine uygun hiçbir reform yapa-
madıklan için bu siyasete (Batlılaşma) sanlmış-
lar; bu siyasete sanldıklan için, hiçbir reform ya-
pamamışlar, yapmaya kalkıştklannı da gerçek-
leştirememişlerdir. Bu yüzden bu fasit daire için-
de, denize düşenin yılana sarılması siyasetini
güde güde, nihayet yılanlann içinde kaybolup
gittiler" (aynı eser, s. 185).
Sonucun daha sonra da aynı olacağını kestirebil-
diği için, az ilerde biryerde, diyalektiğin şaşmaz ku-
ralını beyaz üstünde siyah belirtmemiş mi?
"...Türktopiumu, Batı'dan bağımsız durumda
kalmadikça, Bat onun karşısına mutlaka birem-
peryalizm şeklinde çıkacaktır. Bu ekonomik bir
zorunluluktur" (s. 188).
Bat karşımıza bir emperyalizm olarak çıktıkça, Tür-
kiye bir 'uydu' olmaktehlikesindedir, bu tehlike ger-
çekleştiği andan itibaren de Şeriatçılık alır yürür.
O 'pratik' ve 'pragmatik' politika kafası yok mu,
ah o kafa!
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html