27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 1997 ÇARŞAMBA HABERLER Adalet Bakanı Kazan, görevden alman Zile Cumhuriyet Başsavcısı'nı, cezaevinde eylem yapmakla suçladı Mescit kapatan başsavcıya sürgün MİYASEtLKNUR Adalet Bakanı Şevket Kazan, Tokat' ın Zıle ilçesinde adliyedeki mescidi kapatan başsavcı ile ağır ceza mahkemesi başka- nvnı görevden aldı. 22 Kasım 1996 tarihınde Zile'de mey- dana gelen ve 2 PKK'linin öldüğü, bir jandarma astsubayuun şehit olduğu ola- yi gerekçe göstererek başsavcı ve mahke- me başkanı hakkında soruşturma başla- tan ve görevden alan Şevket Kazan, ayn- ca başsavcı ile mahkeme başkanını ceza- evinde eylem planlamakla suçladı. CHP Tokat Milletvekili Şahin Ulusoy, yaptığı basın açıklamasında, Zile'de ge- çen yılın kasım ayında meydana gelen olayın tümüyle tçişleri Bakanlığı'mn gö- rev alanına girmesine karşılık faturanm hâkım ve başsavcıya çıkanldığını öne sür- • CHP Tokat Milletvekili Şahin Ulusoy, Zile'de geçen yılın kasım ayında meydana gelen ve 2 PKK'linin öldüğü, bir jandarma astsubayınm şehit olduğu olayın, îçişleri Bakanhğı'nm görev alanına girmesine karşılık faturanm hâkim ve başsavcıya çıkanldığını öne sürdü. dü. Ulusoy. TBMM Başkanlığı'na konu ile ılgili daha önce verdiği soru önergesi- ne cevap veren Kazan'ın, başsavcı ve hâ- kime. cezaevinde ısyan çıkarmak için ha- zırhk yapmak gibı gerçek dışı ithamlar- da bulunduğunu ve bu ithamlann daya- naklannı da açıklamadıgını belirtti. CHP Tokat mılletvekılleri Şahin Ulu- soy ile Yusuf Öztop olayla ılgili olarak bölgede yaptıklan inceleme sonunda, 22 Kasım 1996"da 2 PKK'linin ölümii, bir jandarma astsubayuı şehit olduğu olayın cereyan ettığı günün akşamında Şevket Kazan'm tel emri ile Ağır Ceza Mahke- mesi Başkanı Coşkun Yüdınra Başsav- cı Faik Çıtak, Cumhunyet Savcısı Biroi Orman ile Cemal Polat'ın görevden alı- narak başka ilçede görevlendirildiklen belirlendi. Bölgede yapılan inceleme sırasında Zi- le kaymakam vekili. emniyet müdürû. ba- ro temsilcisi, görevden alınan yargı men- suplanyla görüşmeler yapan Şahin Ulu- soy ve Yusuf Öztop hazırladıklan rapor- da, ilçede hiçbir kesımın başsavcı ve ağır ceza mahkemesi başkanından rahatsız ol- madığını, sadece Başsavcı Faik Çıtak'ın adliyede bulunan ve hemen hemen hiç kullanılmayan mescidi kapatmasının MHP ilçe başkam ve aynı zamanda baro temsilcisi olan Av Kemal Ozgöçmen ta- rafindan eleştirildiğıni raporda belirttiler. Başsavcı Çıtak, milletvekilleriyle yap- tığı görüşmede mescıdin hiç kullanılma- dığını, üstelik adliye bınasına 70 metre mesafede cami bulunduğu ve buranm da başka bir amaca yönelik kullanılabilme- si amacıyla kapatıldığını açıkladı. Şahin Ulusoy, konuyla ilgili yaptığı ya- zılı açıklamada şunlan söyledı: "Gerek ağır ceza mahkemesi başkam- nın, gerekse başsavcının ZUe'den uzaklaş- ünlması ile Zile'de meydana gelen ve 2 PKK'linin vebirgörevnmizin öldüğü olay- la bicbir ilişkisi olmadığı halde, haklann- dayapılan işlemin tümüylepartizanca bir tercih olduğu açık iken bu iki kamu görev- lisine asüsız ve çirkin ithamlarda buhın- ması Adalet Bakanlığı makamına asla ya- kışmayacak nıteliktedir. Kazan, görevden almalarla ilgili her seferinde başka açık- lamalarda bulunuyor. Soru önergeme kar- şılık verdiği cevapta başsavcı \e hâkimleri cezaevinde is>an çıkarmakla itham eder- ken bir başka açıklamasında ise ilçede can gûvenliklerinin kalmadığı gerekçesini öne sürmüştür. Ancak başka ilçelerde göreviendirüen başsavcı ve hâkimlerc herhangi bir koru- maönlemide alınmamejtır. Partizanca ıry- gulamalanyla toplumumuzdaki banşı yıkıma uğrarmaktan öte başansı olmayan Kazan'ın bu görevden uzaklaştınlması zorunluluk haline geldiği gibi uy- gulamaianyla anlatımlan arasmda hiçbir benzerlik bulunmayan bu şahsın bulun- duğu makamı işgal etmesi demokrasi kül- türümuzte de bağdaşmamaktadır." ABD Bağış skandalına Türkiye'nin adı kanştı FUAT KOZLUKLU VVASHINGTON - Aylardan beri ABD'nm birnumaralı gûndemı olan ve Başkan BfllCHn- ton'ın görevden alınması tartışmalanna yol açan Demokrat Parti'ye seçim bağışlan skan- dal<na Türkiye'nın de adı kanştı. Roger Tamraz adlı Lübnan asıllı ABD va- tandaşı bir petrolcünün, ABD Başkam'nı Ba- kü-Ceyhan boru hattına destek vermesi ıçin ik- na etmeye çabaladığı ve bu amaçla da 5 kasım- dayapılan başkanlık seçımleri öncesinde Clm- ton'ın partisine 172 bin dolar bağış yaptığı açıklandı. ABD basını, Tamraz'ın. Hazarpetrolleri bo- ru hattı inşaatına ilişkin milyarlarca dolarlık projenin peşinde olduğunu ve bu yüzden de Demokrat Parti'ye para bağışladığı bıldinldi. Tamraz'ın 1995 ve 1996 yıllannda Ameri- kan istihbarat örgütü CIA'yı kullanarak dört kez Beyaz Saray'a girdiği de belirlendi. Clınton yönetimıni zor durumda bırakan ba- ğış skandalı hstesine eklenen Roger Tamraz hakkında Lübnan'da tutuklama karan bulundu- ğu belırtıliyor. Tamraz. Eylül 1995'te işadamı ErolUser ta- rafindan Ankara'da da konuk edilmiş, dönemin başbakanı Tansu Çiller'le Başbakanlık Konu- tu'nda uzun süren özel bır görüşme vapmıştı. Görüşmede "Amerikan kredisi geD'receğuıi" vaat eden Tamraz'ın, krediye karşılık Bakü- Ceyhan petrol boru hattımn Türkiye'dekı inşa- atının kendisine verilmesini istediği, ancak ba- şanlı olamadığı öğrenıldı. Yazılı basın ve televizyon kanallan, Roger Tamraz'ın Beyaz Saray'ı zıyaretlen sırasında, Başkan Bıll Clinton'dan, Hazar petrollennin Bakü'den Ceyhan'a aktanlmasını sağlayacak boru hattını onaylaması ya da karşı çıkmama- sı içın destek sağlamaya çalıştığinı bildıriyor- lar. Bu arada, Ulusal Güvenlik Konseyi'nin iti- razına rağmen Demokrat Parti'yı devTeye so- kan ve CIA'yı kullandığı öne sürülen Tam- raz'm, Fransa'da bulunduğu belirlendi. Amerikan istihbarat örgütü CLA'dan yapılan açıklamada. konunun "çok önemli otduğu" ve "soruştunna başlanküğr vurgulandı. Lübnan asıllı işadammın, 11 Eylül 1995'te Beyaz Saray'da Demokrat Parti'nin bir resep- siyonuna katıldıği, hemen ardından da Clin- ton'ın partisine hüyük miktarda para yardımı yaptığı kaydediliyor. Vv'all Street gazetesı, Tamraz'ın, Ulusal Gü- venlik Konseyi'nin Hazar Havzası petrolleri- nin Batı'ya taşınmasından sorumlu uzmanın- dan 2 Haziran 1995'te Beyaz Saray'da brifing aldığını yazdı. Gazetenin habennde Tamraz'ın demokratlara 172 bin dolar para verdiği ve kar- şılığında Beyaz Saray'da akşam yemeğıne da- vet edildiğine dikkat çekildı. Demirelle görustu Eroğlu REFAHYOL'u şikâyet etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu, Türkiye ile KKTC arasında 3 ocakta yapılan ekonomik proto- kolü ışletmeyen REFAHYOL'u, Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirere şikâyet etti. tki ül- ke arasındaki protokol gereğince 250 milyon dolarlık kredmin ilk bölümünün serbest bı- rakılmamasının, DYP'nin elinde bulundur- duğu Hazine Müsteşarlığı ile Kıbns tşlerin- den Sorumlu Devlet Bakanı RP'li Abdullah Gül arasmdaki çekişmeden kaynaklanmış olabileceği kaydedildi. KKTC Başbakanı Eroğlu, dün Ankara'da Cumhurbaşkanı Demirel tarafindan kabul edildı. KKTC Başbakanı'nın, Demirel ile yaptığı görüşmede, ekonomik protokolün yaşama geçirilmesinden kaynaklanan sıkın- tılan dile getitdiği ve ilk bölüm fınans des- teğin verilmemesinden duydukları rahatsız- bğı vurguladığı bildirildi. Demirel'in ise ya- nıt olarak, bu sorunlann çözülmesi gerekti- ğini ve protokolün en kısa sürede işletilme- sitıı umduğunu söylediği kaydedildi. Cum- hurbaşkanı nezdınde şikâyet edılen Türk hü- kûmetinin, KKTC'ye vereceğini garanti et- tiği desteği yerine getirmemesi ise skandal olarak değerlendırildi. Istanbıdkuam karsütptizi Son bır haftadır hava sKaküğının artması yurttaşlara bahana müjdesıru yerirken mart ayı yine bildiğiru okudu ve İstanbuUulara kapıdan baktırdı. Önceki gün başİayan ve dün devam eden kar yağışı yaşamı okımsuz etkilerken Istanbullular bu siirpriz karşısında şaşkına döndü. YetkiHer, soğıık havanın hafta sonuna kadar doğu bölgelerine kayacağını ve yerini babdan gelen daha ikr. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL) TSK SAĞLIK YÖNETMELİĞİ'NDE DEĞtŞİKLİK Kız öğrencîlere bekâret kontrolü yapılmayacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Sılahlı Kuvvetlen "(TSK) Sağlık Yönetmeliğı'nde yapılan değışiklığe gö- re, asken okullardakı kız öğrencılerden, gereklı durumlarda kann altından ultra- son ve dığer muayeneler ıstenecek, an- cak kızlık zan kontrolü yapılamayacak. TSK Sağlık Yönetmelıği'ndeki Bazı Maddelenn Değıştırilmesi Hakkındaki Yönetmelık, Resmı Gazete'nın dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe gırdı. Yapılan değışikliğe göre, yurtdışındakı elçilık veya konsolosluklar aracılığıyla usulüne uygun olarak alınan 'askerfiğe etverişB değildir' raporlan, Mülı Savun- ma Bakanlığı Sağlık Dairesi Başkanlı- ğı'nca ıncelenecek. Uvgun görülen ra- porlar uygulanacak, yetersiz ve şüpheli bulunan raporlar ise onaylanmayarak yükümlunün Türkiye'deki bir askeri has- tanede muayenesı yaptınlacak. Yönetmelikte yapılan değişıklikle, as- keri okullara alınacak erkek ve kız öğ- rencılerin yaşlanna göre aranan boy uzunluğu koşulu da bır santimetre yük- seltıldı. Buna göre, 11 yaşındaki erkek öğrencıde aranan boy koşulu 135 santı- metreden 136 santimetreye, kızlarda 131 santimetreden 132 santimetreye, 20 ya- şındaki erkeklerde 169 santimetreden 170'e, kızlarda da 159'dan 160 santimet- reye çıkanldı. Değişikliğe göre, kız öğrencılerden gerekli hallerde kadın hastalıklannda, kann alrından ultrason ve dığer muaye- neler ile laboratuvar tahlilleri istenebile- cek. Ancak kızlara hymen (kızlık zan) muayenesi yapılamayacak. Kadın uçu- cular, hamılelik ve menstrüasyon (âdet) dönemlennde uçuş yapamayacaklar. ARAŞTIRMA ÖNERGESİ MECLİS^E SUNULDU Sosyal Yardımlaşma Fonu ANAP'ın yakın takibinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP, Başbakanlık Sosyal Yardımlaş- ma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'nun kaynaklannın dağıtımında keyfı davTa- nıldığı, partızanlık yapıldığı, gerçek ih- tiyaç sahipleri yenne partili üyelere ön- celik verildiği gerekçesiyle Meclis araş- tırması açılmasını istedi. ANAP milletvekili CemBÇiçek tara- findan hazırlanan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu ile ilgili araştırma önergesi dün TBMM Başkan- lığı'na sunuldu. Önergede, REFAHYOL hükümetınin ışbaşına gebnesiyle birlik- te her alanda olduğu gibi fon uygulama- lannda da keyfılik, partızanlık ve adam kayırmanın had safhaya ulaştığı bildiril- di. Fon kaynaklan dağıtılırken objektif kriterler yenne sübjeknf ölçülerin ve de- ğerlendirmelerin esas aluıdığı kaydedi- len önergede şu görüşlere yer verildi: "200 bin öğrencive \erilcn burslar için geçeıii bir kıstas getirilmediği gibi yerer- li bir araştırma da yapılmamış. partizan tercihleregöre bu tespirJeryapılmıştır. Ay- nı keyfilik \t parrjzanlık. bilgisa>ara ge- çirikligj söytenen 800 bin fakir vatandaş için de geçerlidir. Bu kişilerin ne kadan gerçekten fakirdir ve kanun kapsamına girmektedir, ne kadan partiye ka\ith üye- dir >a da partüılerin tavassutu Oe bu im- kânıekk etmektedir? Bunlann hepsi cid- di bir araşarma gerektirmektedir. Bu fo- nun uygulamalanyla ilgili kamuovunda yoğun bir kuşku vardır. Yardımlann da- ğıulması sırasında u>'gulanan yöntem, sergDenen tabto ise tam bir partizanhk örneğidir ve insan haysiyerini tflmfiyle renddeedkidir: insan haklannaveinsan- hk onuruna aykın bir görüntüdür." i s t * n b u l ' u n s u h a v z a l a r ı n ı I l R P ' K l e r c e y a P l l a 5 n ı a - de yapılan değişikliği 'yagma ve talan" olarak değertendiren İnşaat Viühendisleri Odası'nın İstanbul Şubesi Y önetim Kurulu Sek- reter Üyesi Mutlu Oztürk, "*Bu değişiklik ile başlatılan uygulama İstanbul'un su havzalanna saldındır. Su havzalannın yeniden yağma \e talanı demektir"' dedi. Ortürk açıklamasında. Su Havzaları Koruma Yönetmeliği'nde vapılan değjşikliğin iptali iste- miyle İnşaat Mühendisleri Odasu Mimaıiar Odası ve Şehir Plancılan Odasrnın dava açmış olduklaruu anımsatarak İSKİ yöne- tiniinin. karar aşamasuıa gelen davanın sonucunu beklemeden yönetmelikte değişiklik yaparak uygulamaya geçtiğini söyledi YalouaKoru Ovası'nayapdaşma tehdidi BEHİCEÖZDEN YALÖVA - Yalova'da birinci sınıf ta- nm arazisi olan Konı Ovası'nın yüzde 25'inin imara açümasına yönelik çalış- malarçevrecilerin tepkisine yol açö. Ko- ru Belediyesi'nin rant sağlama peşinde olduğunu belirten çevreciler uygulama- dan vazgeçilmesini istediler. Çmarcık Belediyesi'nin geçmiş yıllar- da yüzde 10'unu imara açtığı Koru Ova- sı yeniden yapılaşma tehdidı altında. Ko- ru Belediyesi, değerli birtanm alanı olan ve yüzde 70'i seralarla örtülü ovadaki yapılaşma oranım yüzde 25'e çıkarmak için çalışma yapıyor. 1996 yılı ortalama çiçek üretimi 120, sebze üretimi 30 milyar lira olan ovanın binlfrce insanın geçim kaynaği olduğu- nu belirten çevreciler, belediyenin bu gi- nşimiyle rant sağlama eğiliminde oldu- ğunu öne sürerek bu konudaki çalışma- lann durdurulmasmı istediler. Koru Ovası'ndaki yapüaşmaya karşı çıkacaklannı belirten Yalova Çevre Ko- ruma ve Yaşatma Derneği (ÇETKO) Başkanı ArifEkkn, ovanın imara açılma- sını iki yönden sakıncalı bulduklannı be- lirterek şunlan söyledi: "Birincisi, Koru Ovası birinci sınrf ta- nrn arazisidir ve \ akna kesme çiçek ala- nında ağıriıklı bir merkezdir. Bu denli bereketli arazileri imara açmak çügmlık- tır.tkinciolarak sözkonusu bötgnıin ima- ra açılması. Koru'nun sosyal bir felaket yaşaması anlamındadır. İmara açılma- sryiaotuşacak rant kısa /amanda tükene- cek ve en fazla 10 yıl sonra Korulu işsiz kalacakür." Deniz Baykal 6 Avrupa kendini kurtarma çabasında' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nı Deniz Baykal. REFAH- YOL hükümetinin, Hollan- da'da AB üyesi dışişleri ba- kanlan toplantısındakı karan saptırma ginşimıyle ilgili olarak "Türkiye açısuıdan ye- ni bir durum yoktur. Burada- ki durum sadece, AB üyesi 01- kelerin dışişleri bakanlannın Hıristivan Demokratlann al- dığı karardan kendilerini kurtarma çabasıdırr değer- lendinnesıni yaptı. Baykal, CHP grubunda yaptığı konuşmada, Türki- ye'nın AB üyeliği ile ilgili son gelişmeler üzerinde dur- du. Hıristiyan Demokratlann terminolojisinin utanç verici olduğunu söyleyen Baykal şu görüşleri dıle getirdi. "Bu terminolojiden röne- sans utanmaiıdır, Avrupa utanmahdır. Nitekim Avrupa utandı. Hollanda'da AB üye- si ülkelerin dışişleri bakanla- nnın karannı kimse yanbş yo- rumlamamalıdır. AB üyesi ül- kelerin bakarûannın, Hıristi- yan Demokradann aklığı ka- rardan kendilerini kurtarma çabasıdır. Sadece budur." İnsan Hakları Izleme Komitesi Türkiye'deki işkenceyi kınama çağnsı • Helsinki însan Haklan Izleme Komitesi'nin 1996 yılına ait raporunda, Türkiye'de sistematik işkence uygulandığı ve iz bırakmayan yöntemlere başvurularak özel işkence araçlannın kullanıldığı öne sürüldü. WASHINGTON (Cumhuriyet) - Türkiye'de işkencenin, özellıkle terörle mücadele şubelerindeki gözaltılar esnasında yapıldığı ve yaygın bıçimde uygulandığı bildirildi. Helsinki fnsan Haklan Izleme Komitesi'nin iki yıl süren araştırmalan sonunda hazırladığı 1996 yılına ait raporda, Türkiye'de 'sistematik işkence' uygulandığı ve 'iz bırakmayan yöntemlere' başvurularak 'özel işkence araçlanıun kulianıldığr öne sürüldü. Kuruluşun "Türkiye'de İşkence ve Körü Muamele, Terörle Mücadele Şubesinde Mahkeme Öncesi Gözaltılar'' başlıklı 46 sayfalık raporu. kapsamlı önerilerle Başbakan Necmettin Erbakan'a da gönderildi. Uluslararası kuruluşlara Türkiye'deki yaygın işkenceyi kınamalan çağnsında bulunan Helsinki İnsan Haklan Izleme Komitesi, raporun öneriler bölümünde. ABD'den askeri malzeme satışlanru ve güvenlik yardımlannı durdurmasını istedi. 'Gözalü sûresi uzun' Türkiye'de teröre karşı verilen mücadelede insan haklannın ıhlal edildiğinin aynntılı olarak anlatıldığı raporda. Birleşmiş Milletler'e bağh işkence karşıtı komıtenin 1993 Kasımı'nda îçişleri Bakanlığı'ndakı bazı birimlerin 'devlet içinde devlet haline geldiği' uyansına da yer verildi. Gözaltı sürelerinin uzunluğuna da dikkat çekilen komite raporunda, bu sürelerin Olağanüstü Hal Bölgesi'nde 'ikiye katlanabildiği' öne sürüldü. îşkencenin, itiraf ve bilgi sağlamak dışında sadece 'devlet karşm olanlan cezalandırmak' amacıyla yapıldığı belirtilen rapordakı ıddıalar arasında 'işkence uygulamalanna karşı eleştirilerin artması nedeniyle işkence vöntemlerinin sürekB olarak yenilendiği ve doktoriara yanlış raporlar düzenlemeleri için baskı yapıldığı' da ifade edildi. Terörle mücadele şubesinin işkence ve kötü muameleyı sistemli bir biçimde gündelik faaliyetlerinin bir parçası haline getirdıği savıınulan raporun gınşinde, bu birimin, 'aralannda sanıklan bağlamak için hazırlanmış özel kayışlar, tazvikli horrumlar, sanıklan kollanndan asmava yarayan aJeÜer de olan bir dizi özel malzeme kullandığı' artlatıldı. ^ 'Yasalar değiştirilmeti' Helsinki tnsan Haklan Izleme Komitesi Genel Direktörü Holly Cartner. Erbakan hükümetinin insan haklannı iyileştıreceği yönünde attığı adımları 'sevinçle karşüadığını' ve 'başanfa olmalannı içtenlikle umduğunu' söyledi. Cartner, açıklamasında. "Ancak yayımlanan rapor, sorunun ciddiyetini ve boyutlannı ortaya ko> maktadır. Geçmişte, Türk hükümetleri güvenlik güçleri üstünde uygun denetim saglamayı başaramadıklan gibL ihlaller gitgide artmtştır. Terörle mücadele şubesi dağralmah ve kötü muamele yapan potisler karartılık içerisinde yargı önüne çıkartümahdır. Bu tür önlemleri engelleyen yasalar değiştirilmelidir. Gözaltı sürelerin i kısaltan yeni yasada yer almavan bir konu olan güvenlik gözetimi altına ahnanlara derhal ve güvenceli avukat görüşmesi sağlanmalıdır" dedi. Uğur Mumcu cinayeti Komisyondan Mehmet Eymür'e ikinciçağrı • TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu dün soruşturmada görev alan 6 polis memurunu dinledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu, daha önce yapılan çagnya uymayan Milli istihbarat Teşkilatı (MTT) Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür'e, bilgi vermesi içın ikinci kez çağnda bulunda RP'li Ersönmez Yarbaybaşkanlığında toplanan komisyon, Mumcu cinayeti soruşturmasında görev alan 6 polis memurunu dinledi. Polisler, "Viedanen yüzde yüz eminim, Mumcu cinayeti Iran bağlantıh" diyen Emniyet Genel Müdürlüğü tstihbarat Daire Başkanı Hanefı Avcı'nın bu değerlendırmesi konusunda kendilerine bilgi verilmedığinı söylediler. Böyle bir duyuma sahip olmadıklannı kaydeden polisler, "Bugüne kadar böyle bir tespitimiz olmadı" dediler. Komisyona bilgi veren polisler, jandarma istihbaratçısı astsubay Hüseyin Oğuz'un ,. sahtekâr olduğunu ileri sürdüler. Polisler, Hüseyin Oğuz'un, "Mumcu cinayetini Şişko Tekin lakapfa Tekin Coşkuner, uzaktan kumandalı bir bombay la gerçekleştirdi'' sözlennin de gerçekle ilgısi olmadığını savundular. Polisler, Oğuz'un eşinin de yasadışı sol bir örgütün ıtirafçısı olduğunu dile getirerek, bu nedenle sözlerine güvenmemek gerektiğini savundular. Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu dünkü çalışması sırasında, Mumcu'nun son dönemlerdeki yazılannda ağırlıkla Kürt sorunu üzerinde durduğuna ilişkin özel bir grubun yaptığı çalışmayı ınceleyerek, yazılarda Kürt sorunu ile ilgili adı geçen kişilerin isim listesini çıkardı. Komisyon bugün, çağnya uyması durumunda MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ü dinleyecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle