Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 MART 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Şanar Yurdatapan
Yupdatapan'ın
davası başladı
• İstanbui Haber Servisi -
Sanatçı Şanar Yurdatapan
hakkında, "Düşünceye
Özgûrlük'çük'" adlı
kitapçığı usulüne uygun
bastırmadığı ıçın venlen
para cezasını ödemedıği
gerekçesiyle açılan davantn
görülmesıne dün başlandı.
İstanbui 2. Asliye Ceza
Mahkemesi'ndekı
duruşmaya tutuksuz sanık
olarak katılan Yurdatapan.
Türkiye'de düşünceyi
açıklamanın artık suç
olmamasını ıstediğını
söyledı. Mahkeme dava
dosyasının incelenmesı
içın duruşmayı erteledı.
Yılmaz'dan
Erbakan'a tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
Başbakan Necmettın
Erbakan'ın RP grup
toplantısındaki "ANAP'ın
ıstikbali RP'ye
katılmaktır" sözlerine
tepki gösterdi. Yılmaz,
"Erbakan, öyle demeye
mecbur. Ama o, önce kendi
partisindekıler kendilerini
istikballerinden emin
hissediyorlar mı ona cevap
versin" dedi. Erbakan'ın
, ANAP'lılan sürekli olarak
kendilenne katılmaya
çağırmasının RP'nin
ANAP'a sığınmak
istemesinden
kaynaklandığını söyleyen
Yılmaz, "Bize sığınmak
istiyorlar, ama biz onları
kurtarmak niyetinde
degiliz. Meclis'in itibannı
<}p&ureıyıe varsa hepsinîn '
sorumlusu Refah'tır" dıye
konuştu.
CHP'den rejim
görüşmesîne ret
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP grubu,
Izmir Milletvekili Aydın
Güven Gürkan ve 4
arkadaşının, Türkiye'deki
rejim sorunlannın grup
içinde genel görüşmeye
açılmasına ilişkin istemini
reddettı. Mılli Güvenlik
Kurulu (MGK.) kararlannın
ardından ortaya çıkan
tartışmalarla ilgili 'parti
bütüniüğünce benimsenmiş
politikalar geliştirilmesine
katkt' amacıyla verilen
önerge konusunda CHP
Genel Başkanı Denız
Baykal'ın oy
kullanmayarak tarafsız
kaldıgı. Samsun
Milletvekili Murat
Karayalçın'ın ise genel
görüşme önergesinin
lehinde oy kullandığı
bildinldi.
Erbakan kendini
övdü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan
Necmettin Erbakan,
REFAHYOL'un
başanlanyla 12 konuda
madalyayı hak ettiğinı
savundu. Erbakan,
partisinin TBMM grup
toplantısında
REFAHYOL'un 8 ayda
gerçekleştirdiği
uygulamalarla köylüye ve
memura üç kat daha fazla
para verdiklerini iddia etti.
Erbakan. "Ve de bütçeyi
denk yürûtûyoruz. Bunu ne
Erhard başarabilir ne Stalin
ne de Friedman. Bunu
yalnızca Türkiye
başarabilir" dedı.
Kasım Sönmez
vefat etti
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - tzmir
Barosu eski
başkanlanndan Kasım
Sönmez, dün sabah uzun
süredir tedavi gördüğü Ege
Ünıversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi'nde yaşamını
yitirdi. Sönmez için bugün
saat 14.00'te Izmir
Adliyesi önünde bir tören
dûzenlenecek. Kasım
Sönmez, Bostanlı Atakent
Beşikçioğlu Camii'nde
kılınacak ikindi
namazından sonra
Sofukkuyu Mezarlığı'nda
toprağa verilecek.
DSP lideri, parti içi muhalefetten 3 milletvekilini kesin ihraç istemiyle disipline sevk etti
Ecevit muhalifleri kovuyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP
Grup Yönetim Kurulu (GYK.), 3 milletve-
kilini kesın ıhraç, 5 milletvekilini de uyan
cezası istemiyle grup disiplin kuruluna
(GDK) sevkettı. DSPGenel Başkanı Bülent
Ecevit "Bir genel başkan olarak bcnim için
en üzücü, en zor karar, disiplin işlemi zorun-
luluğu ile karşı karşıya kalmaknr. Ancak
partrve zarar veriHyor" dedı.
DSP GYK, dün'yaklaşık 3.5 saat süren
toplantıda parti içi sorunlan ele aldı. Baş-
bakanlık'ta tarikatçılann kabul gördüğü if-
tar yemeğiyle ilgili genel görüşme önerge-
si vermek isteyen mıllervekıllennin engel-
lenmesı ve bazı milletvekıllerinin yeni ara-
yışlar sürecinde sendikalarla ilişki kurduk-
lan savlan partiyi kanştırmıştı. DSP lideri
Ecevit'm adlannı anarak tekzıp istedığı 8
milletvekilının yaptığı "açıklama" yeterlı
görülmeyınce, disiplin kurullannın çalıştı-
nlması gündeme geldi.
GYK'nin dünkü toplantısında Ecevit'in
3 milletvekilinin kesin ihraç, 5 milletveki-
linin de uyan cezası istemiyle disipline
sevk edilmesi ıstemi görüşüldü ve karara
bağlandı. Ankara Milletvekili Gökhan Ça-
poğlu. İstanbui Milletvekili Bülent Tanla ve
Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül'ün ke-
sin ihraç: İstanbui milletvekillen CevdetSel-
vi veTahir Köse,Karaman Milletvekili Fîk-
ret Ünlü, Bursa Milletvekili Yüksel Aksu
ve Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin de
uyan cezası istemiyle GDK'ye sevk edilme-
si kararlaştınldı. GYK üyesi Gökhan Ça-
poğlu kendisiyle ilgili oylamaya katılmaz-
ken dığer oylamalarda ceza ıstemlerine kar-
şı oy kullandı. DSP lideri Ecevit, toplantı-
dan sonra yaptığı açıklamada şu görüşleri
dile getirdı:
"Genel başkan olarak benûn için en zor,
en üzücü karar, disiplin işlemi isteme zorun-
luluğunda kalmaktır. Bu zonınJuluğa düş-
memek için elimden gelen çabayı gösterdim.
Özellikle 8 arkadaşımız partimizin kamu-
oyunda gihenilirüğine gölge düşürebilecek,
parti bütünlüğüne, partiye zarar verebile-
cek açıklamalar >apü. Sonuçta bu arkadaş-
lann disiplin kuruluna sevk edilmesi karan
alındı. Bunu önlemek için elimden geleni
yaptun. Bu arkadaşlardan tekzip istedim.
ancak etmedikr. Ondan sonra da bazı arka-
daşlar partiye zarar verici açıklamalanna
devam cttiler. Disiplin işlemi kaçııulmaz ha-
le geldi. Ben GYK'ye önerilerimi sundum.
11 "cr oyla kabul edildi. Çapoğlu kendisiyle
Ugili oy İama> a katılnıadı. diğerlerine de kar-
şıoy kullandı. Göre\ lendireceğimi/ arkadaş-
lar gerekçeli karan hazıriayacaklar. Müm-
kün olan en kısa zamanda GDK'ye bildire-
cekler. Karar sürecinde daha fazla aynnüla-
ra gjrmeyi doğnı bulmuyonım."
Hakkında uyan cezası istenen Genel Baş-
kan Yardımcısı, İstanbui Milletvekili Cev-
det Selvi'nin de "PM üyesi" sıfatıyla top-
lantıya katıldıgı, ancak oy hakkı bulunma-
dığı bildinldi. Selvi"nin tartışmalar sırasın-
ÇtZMEDEN YLKARI MUSA KART
Türkiye 1 yü içinde 78 gazeteciyi hapse atarak dünva rekonı kırdı.
da, "Görüşlerim befli, geri adım atmamr
dediği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Ece-
vit, basında çıkan bazı haberlere dikkat çe-
kerek "Sayın Çapoğlu Anadolu Strateji Vak-
fi üyesi Sendikalara gjdiyor. Haberimiz ot-
muyor" dedi. Çapoğlu'nun bunun üzerine,
"Nasl vakıftan habersizolursıınuz? Partimi-
zin seçim bildirgesi o vakıfta yazddı. Bir mil-
letvekilinin sendikalarla ilişki kurması suç
olamaz" karşılığını verdiği öğrenildi. Ece-
vit'in bazı milletvekıllerinin "Genel başkan
70 yaşuı üzerinde" demeçlerini anımsatır-
ken de "70 yaşın üzerinde olmak suç olma-
mab" dediği aktanldı. PM üyesi sıfatıyla
toplantıya katılan IzmırMilletvekili VfeH Ak-
soy'un da disiplin kararlanna karşı çıkarak
" Partide banşa ihtiyaç var. Partiye zarar ve-
ren başka açıklamalar da oluyor, genel say-
manla ilgili iddialar da çıkıyor. Bunlarja İl-
gili hiç tekzip istenmedi. Aynca lürk-İş'üı
parti kurma girişimleri de yeni değü" dedi-
ği öğrenildi.
Cevdet Selvi, kararlann
açıklanmasından sonra "Bu
konulann böyle bir noktaya
gelmesinj hiç istemezdim.
L'zücü bir toplanü. üzücü bir
sonuç oldu. DSP bir parti.
Tüzüğü. grup içtüzüğü var,
herkesin de bunlara uyması
gerekir. Daha disiplüi kuru-
lu karannı vermedi. tnan-
dıklannu, fikirierimi gerek-
tikçe, ilgili ve yetkili kurul-
larda anlatmaya devam ede-
ceğün'"dedi.
DSP'den kesin ihracı iste-
nen üç milletvekili bugün
grup toplantısından sonra
ortak bir basın toplantısı dü-
zenleyecek. Edinilen bilgiye
göre Çapoğlu, Ecevit'e "Biz
hi/ip falan değiliz. Siz, 8 kişi
açıklama yapsın diyerek bizi
bir araya getirdiniz" dedi.
Çapoğlu, Ecevit'in ANA-
YOL hükümetine girmeme
politikasını da eleştirerek
şunlan söyledi:
"Bir yıl önce parti meclisi
toplantısında ben, *ANA-
YOL hükümetine ya biz de
girelim ya CHP girsin' de-
dim. Siz karşı çıktmız. Şimdi
ne değiştL, CHP ile aynı hü-
kümete girebiliriz noktasına
geldik? Bu bir çelişki değil
mi? Bu bu-yıhn hesabuu Idm
verecek? Benim bir yıl önce
söy lediğim noktaya siz şimdi
geliyorsunuz."
Erbakan, tacizci doktorun teşhirinin orduya gölge düşüreceğini savundu
oırkaç kışı tıata yapabıürANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Başbakan Necmettin Erbakan, ka-
dın hastalanna cinsel tacızde bulun-
duğu gerekçesiyle tutuklanan doktor
albay Korkut Alkan'la ilgili yayın-
lann orduyu yıpratacağını savundu.
Yayınlardâ askeri kesimle ilgili eleş-
tiri yer almamasına karşın bu haber-
lerin orduya gölge düşüreceğini öne
süren Erbakan, 600 bin ki-
şinin bulunduğu orduda
birkaç kişinin hata yapma-
sının doğal olduğunu be-
lirtti.
Erbakan. "Bir albay
doktor şöyieyapmıs, başka
bir albay böy le yapmış ola-
bflir. Bunlan uzun uzunya-
yimlayarak ordumuza
müncer kılacak davranış-
lardan kaçuulması gerekir.
Ordu mensuplanmtan da,
bu peygamber ocağının
üzerine gölge düşmemesi
için en büyük itinayı gös-
termeieri gerekir" dedi
Erbakan, partisinin
TBMM grup toplantısında
konuşmasına başlamadan
önce. her hafta yaptığı gi-
bi RP'ye katılanlan tanıtır-
ken, emeklı Kurmay Albay
Raşit Harmankaya ve beş
astsubay ile bazı Alevi de-
delerine RP rozeti taktı.
Harmankaya'nın çok heyecanlı ol-
duğu ıçın gelemediğinı belirten Er-
bakan, eşi Türkan Harmankayuya
rozet taktı. Çanakkale Zaferi'nin 82.
yıldönümunün kutlandığına dikkat
çeken Erbakan, bu zaferin kazanıl-
masını sağlayan Türk ordusunun bu-
gün yine aynı görevi yürüttüğünü
kaydetti. Büyük Türkiye'nüı güçlü
bir şekilde kurulmasında TSK'nın
caydıncılık açısından dünyanm en
güçlü ordusu olması gerektığini ve
öyle olduğunu anlatan Erbakan,
"Ordulann gücü imanıyla ölçülür.
Bu noktaya değüımemin nedeni. hal
böyle iken bir kısım basının, şu veya
bu amaçla kahraman ordumuza göl-
ge düşürmeye müncer olabilecek ya-
İstanbui Tabip Odası uyardı
'Hekimlik zan altında bırakümamalı'
Haber Merkezi - "Bir doktorun hastasına
cinsel tacizde bdunduğu"na ilişkin haberin
sunuş bıçımı hekımlerarasındatepkıye neden
oldu. tstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr.
Orhan Anoghı haberlenn tüm hekimleri zan
altında bırakacak bir duzeye ulaştığını belir-
terek, hekım ile hasta arasındaki güven iliş-
kısinm zedelememesi gerektiğinı vurguladı.
Istanbul Tabip Odası Etik Kurulu da, bu tür
yayınlarda genellemelerden kaçınılmasını is-
tedi. RTÜK Başkanı Prof. Dr. Orhan Oğuz,
olayın tek noktada odaklandınlarak verilrne-
sinin zarar ağını genışlettiğmi belirtirken,
Başkan Yardımcısı Fanlı Karaca ise medya-
nın kendisini yargıç ya da savcı yerine koya-
mayacagını bildirdi. RTÜK'ün, gizli kamera
çekımlerinin TV'den yapjlacak
yayrnı kişinin izninebağlayan yasa hükmü-
nü yayıncı kuruluşlara anımsatmaya hazır-
landığı bildirildi. Taciz haberlenyle ilgili ola-
rak İstanbui Tabip Odası Etik Kurulu olağa-
nüstü bırtoplanü yaptı. Kurul tarafindan top-
lantı sonrasında yapılan açıklamada Cinsel
tacizin, ceza hukuku açısından bır suç oluş-
turduğu ve cezai yaptınmı gerektirdiğini be-
lirtildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Nail Güreü, tacizci doktor' haberlerine
ilişkin olarak. gazetecinin bir haberi kendi
meslek ilkeleri çerçevesinde değerlendire-
rek yayımlaması gerektiğini bildirdi. Gü-
reli, "Yasama, yürütme ve yargı görevini
zamanında tam olarak yapmadjğı için, bü-
tün bunlar hakkı olmadığı hakte basının ûs-
tüne kahyor" dedi. Cinsel taciz olaylannın
haber niteüği taşıdığını kaydeden Güreli,
haberin verilmesi, ama kişilik haklanna da
saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti.
yınlar yapnıasından duyduğum
üzüntüyü ifade etmektir'" dedi. 600
bin kişilik TSK içensınden birkaç
kışının hatalı davranışlarda buluna-
bileceğinı belirten Erbakan sözleri-
nişöylesürdürdü "Birikikişişuve-
ya bu şekilde hatalı da\ ranışta bulu-
nabilir. Bunu dolaylı yoldan ordumu-
za gölge düşürecek yayınlar yapma-
ya vesiie yapmaya kalkarsak;
vatanımıza miUetinüze en bü-
yük kötülüğu yapmış oluruz.
Falancayerdeki biralbay dok-
tor şöyle yapmış, başka bir al-
bay böyle yapmış olabilir.
Bunlan böyle uzun uzun ya-
yınlaryaparak bir bakıma or-
dumuza müncerkılacak şekil-
de yayın yapılmasuıdan kesin-
Ukle kaçınılması gerekir. Or-
dumuz gözbebeğimiz, büyük
Türkiye'nin direğidir. Bun-
dan dolayidır ki, özellikle or-
du mensuplanmızuı kendile-
ri elbette bu peygamber oca-
ğının üzerine gölge düşmeme-
si için nasü en büyük özeni
göstermeleri gerekiyorsa, ba-
sınımızın da aynı özeni göster-
mesi gerekir. Her türlü yanlış
hareketten hem ordumuzun
içindekiler kaçmmalı hem de
bu çeşit yaym yapma yoluna
sapanlarbu yoldan vazgeçme-
Ikfir."
DSP'li Tanla
'Seçim için
hazırlık
yapılmalı'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DSP İstanbui Mil-
letvekili Bülent Tanla. sos-
yal ve ekonomik bütün gös-
tergelerin bozuk olması ne-
deniyle RP'nin 'baskın se-
çim'e gidebileceği uyansın-
da bulundu.
Tanla, dün yaptığı açıkla-
mada, ülkeyi hızla yokuş
aşağı süren iktidann bozuk
göstergelere bakma gerek-
sinimi bile duymadığını be-
lırterek. "İktidar, ülkeyi
uçurumlar vadisine götür-
mektedir
r
' dedi.
Tanla. RP'nin baskın se-
çım olasıhğına karşı şu gö-
rüşleri kaydetti:
"Erken ya da baskın bir
seçime tek hazıriıkh parti
RP'dir. RP teşkilatıyia, san-
dık görevlileri ve progra-
mıyla her an seçime gidebi-
lecek gibi çalışmaktadır.
RP'nin bu konumunu kü-
çümsemeden demokratik
ölçüler içinde karşı hanrlık-
lan yürütmek söz konusu-
dur. Solun tek başmaiktida-
n için güç birliği yapması
gerekir."
IRMIKI AYDIN ENGtN e - mail: engin (« planet.com.tr
Sağlıklı bir demokraside bu
yazı 4 nisan günü yayımlanırdı.
Bir gün önce TBMM Susurluk
Komisyonu, raporunu teslim et-
miş olurdu. Ankara'nın sıkı ha-
bercileri raporu anında ele ge-
çirmiş oluıîardı. lletişim devri-
minin olanaklarıyla rapor anın-
da Istanbul'daki merkez büro-
lara ulaştınlmış olurdu. Rapor
okunur, eksiği gediği varsa
eleştirilir, yok, milyonların temiz
toplum-saydam devlet özlem-
lerine belli ölçülerde yanrt vere-
biliyorsa, rapor kaynak gösteri-
lerek ülkedeki demokratikleş-
me istemleri bır üst sarmala sıç-
ratılırdı.
Bu yazı 19 mart çarşamba
günü yayımlanıyor. Susurluk
komisyonunun -verdiği söze
uyarsa- raporunu TBMM Baş-
kanlığı'na iletmesinden tam 15
gün önce.
Yani testi henüz kınlmadan.
Amatestinin kırılacağına iliş-
kin bütün alametler belirmiş
iken...
Komisyonun başkanı ekran-
da her göründüğünde ınsanın
içini sıkıntı basıyor. Adamcağız,
Daha Testi Kınlmadan...
Türkiye'nin demokratik gelece-
ğini belirieyecek bir kördüğümü
çözme görevini üstlenmiş ko-
misyonun başında. Ama bes-
belli ki bunun farkında değil.
Sanki küçük bir taşra kasaba-
sındaki mera uyuşmazlığından
söz ediyor. Komisyon çalışma-
sının belkı de candamannı oluş-
turacak Güneydoğu gezisinin
iptal edilmesini nasıl açıkladığı-
nı anımsayın:
"...Ben o günlerde üstünüze
afiyet hastalandım. Malumunuz
oraya gitmek için yazışma yapıl-
ması lazım. Işte helikopter te-
min edilecek, Olağanüstü Hal
Valiliği'ne bilgi verilecek. Tabii
(o tabı diyor. A uzun, i kısa) ben
hastalanınca bu muameleter
yapılamadı. O sebeple raporu
da malumunuz bir an evvelyaz-
mak zarureti hasıl olduğun-
dan..."
Vay be... Komisyon başkanı
grip olmasa Susurluk dosyası
bir başka yöne açılabilecek, bir
başka içerik kazanabilecek. Gel
gör ki Türkiye demokrasisinin
kör talihi, komisyon başkanı üs-
tünüze afiyet nevazil oldu ve...
Ya Susurluk'tan çıkan pek
çok izin üstünde adlan anılan
Çiller ailesinin dinlenmesinden
vazgeçiliş nasıl açıklandı?
Anımsayın:
"...Komisyonumuza gelme-
yen başkalan da var. Hem gel-
se ne olacak? Bizim komisyo-
na gelip 'Ben yapmadım. Be-
nim alakam yoktur' dendi mi
yapılacak bir şey yok ki... Öyle
değil mi? Biliyorsunuz..."
Hayır bilmiyoruz.
Komisyonun karşısına gelip
de "Benim alakam yoktur" di-
yene sorarsınız. Tanıklan, kanıt-
lan ortaya serer ve şu "olmayan
alaka "nın doğru dürust açıklan-
masını istersiniz. Ondan sonra
hiçbir şey yapamazsanız, ko-
misyonda verilen ifadeyi yayım-
larsınız. Yurttaşlann kendi yar-
gılannı özgürce üretebilmeleri-
nin koşullarını yaratmış olursu-
nuz.
Bütün bu alametler 3 nisan-
datestinin kınlacağının göster-
geleri. Komisyon, anlaşıldığı ka-
danyla testiyi taşa, kayaya çar-
pa çarpa yürüyor. Testi daha su-
yun başma varmadan kınlaca-
ğa benzer.
Biz bugünden tırmıklamayı
yeğledik. Böyle yaptık, çünkü o
gün geldiğinde topu taca ata-
caklar. Nasıl ülkedeki bütün tra-
ftk suçlannı bir soyut sanığın sır-
tına, 'trafik canavarı'na yıktıy-
sak, o gün geldiğinde de Su-
surluk düğümünün kördüğüme
dönüşmesinin suçu da 'med-
ya'ya yıkılacak. Bunu nasıl be-
cereceklerini bilmiyorum; ama
bunu böyle yapacaklarını bili-
yorum. Bizimki umutsuz da ol-
sa bir çaba. Testi kınldığında,
testiyi kıranların sıvışmasını,
saptırmasını filan göğüslemek
için bir erken uyarı.
Eğer Susurluk komisyonu ra-
poru devlet-çete-mafya üçge-
nini sıyasal bıleşeninden soyut-
layarak sergilemeye kalkarsa...
Eğer Susurluk komisyonu ra-
poru birkaç tetikçiyi, bir iki özel
timci ramboyu, üç beş itirafçıyı,
bir miktar mafya celladını, bir
avuç uyuşturucu tacirini önü-
müze sürüp "Işte çete, işte üç-
gen I ya yutarsın ya susarsın I
baktın olmaz vazgeçersin Izor-
dur almak bızden sım" türkü-
sünü söylemeye başlarsa...
Eğer Susurluk komisyonu ra-
poru böyle yapıp, evlerini ateş-
böceklerine dönüştüımüş mil-
yonlarca ve milyonlarca yurtta-
şı "hıyar" yerine koyarsa, 9
marttan sonra verilen arayı, iyi
kavramamış demektir.
Oysa biz bu molayı fırsat bil-
dik. Evlerimizdeki aşınmış
elektrik düğmelerini yeniletiyo-
ruz; dibine vura vura eğip bük-
tüğümüz tavalan. tencereleri
onanyoruz; mum stoku yapıyo-
ruzve...
Ve en önemlisi "Sürekli Ay-
dınlık İçin Bir Dakika Karanlık"
eyleminden çok daha etkili, çok
daha caydırıcı demokratik ey-
lemlere hazırlanıyoruz...
Hani bilmiş olsunlar. Sonra
demedi demesinler...
POLİTtKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
İki Vatan Evladı...
TansuHanımkürsüdekonuşuyorogüzelimTürk-
çesıyle(!).
Tam o sırada bir Cumhuriyet okuru Çanakka-
le'den anyor...
Diyor ki:
"Çeteler Çanakkale'de, haberiniz var mı?"
Çanakkale Zaferi'nin 82. yıldönümü törenlerte kut-
lanıyor. TRT-1 Çanakkale'den canlı yayın yapıyor...
DYP'li ve RP'Iİ bakanlaryan yana oturmuşlar, hep-
sınin gözlerinin içi gülüyor...
DYP Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar ve Şanlıur-
fa Milletvekili Sedat Bucak da 'en kahraman vatan
evladı' olarak Çanakkale Zaferi'ni kutlama törenle-
rine 'teşrif etmişler...
İnsanın göğsü kabanyor...
Ikı vatan evladı Çanakkale'ye pek uzak sayilmaz.
Biga üzerinden Bandırma'ya, oradan Susurluk'a, ne
bileyim iki saat içinde geçebilirsinız.
Susurluk, ayranıyla ünlüydü. son aylarda devlet
içinde örgütlenen çetelerin ortaya ç'kmasıyla da-
ha daünlendı...
Diyeceğimiz şu:
"Mehmet ve Sedat Bey Çanakkaie'ye gelmişken
Susurluk'a da uğrayabiliherdi..."
iki vatan evladı, Çanakkale Zaferi'nin 82. yıldönü-
mü kutlama törenlennde, kimıleri de Metris Ceza-
evi'nde...
Acaba ibrahim Şahin ve özel tim polislen, yani Se-
dat Bucak'ın sevgılı korumalan TRT-1 'den canlı ya-
yını izlerlerken neler duşündüler?
Belki şöyle demiş olabilirler.
"Şu Allah 'ın ışine bak!"
İki vatan evladı, ülkenin bölünmez bütünlüğünün
yılmaz savaşçılan Mehmet ve Sedat beyler, Tansu
Hanım konuşurken gözyaşlannı tutamamışlar...
Tansu Hanım, çok duygusal konuştu doğrusu...
Beklenenın tersıne Çanakkale'yi, Dumlupınar'la
kanştıırnadı, gerçekten dağlan taşlan, kuşlan balık-
lan etkileyen bir konuşma yaptı...
Bence bu törende bazı vatan evlatlan eksikti...
Ömegın bır Haluk Kırcı, bir Korkut Eken de ora-
da olmalıydı. PKK itirafçılarından Alaaddin Kanat,
Kahraman Bilgiç de Çanakkaie'ye getirilmeliydi.
Hatta, kımi tarikat şeyhlerinin de Çanakkale'deki tö-
rende bulunmaları gerekirdi...
Kadro bu yüzden eksikti...
Tansu Hanım'ın konuşmasını dinlerken içim ra-
hatJadı...
Bir ara Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam'ı gör-
düm. Mıllı eğitımın 'sağlam' bır zemınde olduğunu
öteden beri savunanlardanım...
Bugün Türkiye'de 300'e yakın özel okulun yansın-
dan fazlasının Nurculann Nakşilerin ve Süleyman-
cılann elınde olduğunu bilmeyen yok...
Ya özel dershaneler ve yurüar kimlerin elinde?
Tarikat şeyhlerinin...
Ulusal eğitimimiz 'sağlam ellerde' olduğu için la-
ik demokratik cumhuriyet için tehlikeli bir durum yok.
Çocuklanmız 'tankatşeyh ve şıhlan'nm kontrolün-
de yetişiyorlar o kadar. Yaz aylarında kamu kunj-
luşlannın eğitim ve dinlenme tesislennde ise 'din eği-
tim' alıyorlar. Böylece Eğitim ve Öğretim Birliği'nin
tüm kurallarına uyuyoriar...
Bilindiği gibi 'yaz kamplan'nöa denize de giriyor
çocuklanmız...
Erkek çocuklann 'mayo' ile denize girmeleri 'çıp-
lak ırtica' kapsamına yazıldığından 'günah' sayılı-
yor... Onun ıçiner-kekçocuklar, uzun paçalı (ayak bi-
lekJerıne kadar uzun olması şart) donlarla giriyor-
lar...
Kız çocukları da mayo yerine entari ya da şalvar-
la denize giriyorlar...
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Oevlet, laik de-
mokratik düzeni yok etmek isteyenlere 1950'lerden
beri her türlü desteği veriyor...
• • •
Bu arada gelelim MGK kararlanna...
REFAHYOL iktıdan bu kararlann hiçbirini uygula-
mayacaktır...
Neden mi?
Çünkü atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmiştir...
Bugün 'şeriatçı kadrolaşma' artık tamamlanmak
üzeredir. Tansu Çiller, Necmettin Hoca'nın ipine sa-
nlmış vaziyettedir. Turk-tslam sentezi dönüp dolaşıp
'şem hükümlere dayalı' bir devlet düzenıni tartışılır
hale getirmiştir.
RP'lıler ne diyor:
"Biz sanğa ve çarşafa kimseyi dokundumnayız..."
O zaman ne olacaktır?
Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı gibi kımi 'kaba
softalann' dergâhları kapatılacaktır...
Oysa bu gibilerin sıyasal hiçbir gücü yoktur. Asıl
güç RP ve tankatlanndır. Devlet içinde örgütlenen de
onlardır...
Dün sabah Çanakkale'den canlı yayını izlerken
bunlan düşündük...
Cumhuriyet okurunun sözleri ise bir gerçeği vur-
guluyordu:
"Mehmet Ağar ve Sedat Bucak Çanakkale'de,
haben'niz var mı?"
Çanakkale, Susurluk'a iki saatlik uzaklıktaydı...
Acaba Susurluk'a uğrasalardı ne olurdu? İki vatan
evladı orada nasıl karşılanırdı?
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hıkmet .Cetinkaya (a Planetcom. TR
1NLARI
Olaylar, anılar, işgaller, boykotlar,
grevler, politikacılar
HiKM£T
SancılıYı
Kusatı mıs So
250.000 TL (KDV datıü)
; Çağ Pazarlama A.Ş, Yerebatan Caddesi Salkımsoğitt Sokak
No: 9,'B Cağatoğlu Istanbul Td:514 01 95/96
Posta çeki no.: 666322