Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 1997 ÇARŞAMBA
14 KULTUR
tzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı, üç festival ve bir ulusal kültür kongresi gerçekleştirecek
Izmir festivallerle şenlenecek• İKSEV yıl boyunca "4. Avrupa
Caz Festivali", "Parliament
Superband Jazz Festival '97", "11.
Uluslararası tzmir Festivali" ve
"Izmir 1. Ulusal Kültür
Kongresi "ni düzenleyecek.
Yönetim Kurulu Başkanı Filiz
Sarper Eczacıbaşı, "Festivalin bu
yılki bütçesi 120 milyar lira.
Kültür Bakanlığı'na başvuruda
bulunduk. Ancak henüz bir yanıt
alamadık" dedi.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bûrosu) - Iz-
mir Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı (İKSEV),
bu yıl bir dizı etkinlik gerçekleştirecek. İK-
SEV, 27 mart - 5 nisan arasında 4. Avru-
pa Caz Günleri, 1 -7 haziran tarihleri ara-
sında Parliament SuperbandJazz Festival,
10 haziran -11 temmuz arasında 11. Ulus-
lararası Izmir Festivali ve 3-5 kasım ara-
sında da Izmir Birinci Ulusal Kültür Kong-
resi'ni gerçekleştirecek. Yıl içınde ayn-
ca önümüzdeki yıl düzenlenecek "2. Dr.
Nejat Eczacıbaşı Llusal Beste Vanşması"
için hazırlıklar yüriitülecek.
İKSEV Yönetim Kurulu Başkanı FiHz
Sarper Eczacıbaşı; şef Rengün Gökmen,
yapımcı Hülya Tunçağ ve Galatasaray
Üniversitesi öğretım üyesı Prof. Dr. Hıf-
n Topuz ile birlıkte düzenlediği basın
toplantısında. etkınliklerhakkında bilgi ver-
di.
tKSEV'in, maddı ve manevi varhğını
kültür ve sanatın araştınlmasına, incele-
mesine, oluşturulmasına, öğrenilmesine,
korunmasına ve kitlelere yaygınlaştınl-
masına yönelik her türlü gırişimde bu-
lunmaya adayan bağımsız bir kuruluş ol-
duğunu kaydeden Eczacıbaşı, Izmir'in
kültür yaşamını yönlendirici görev üst-
lendığıni söyledi.
Faalıyetıne "Lluslararası tzmir Festiva-
li'' ile başlayan vakfın zaman içınde çe-
şitli etkinliklere de imza attığını kaydeden
Filiz Sarper Eczacıbaşı, etkinlikleri yılın
tümüne yaymayı amaçladıklannı vurgu-
ladı. tKSEV'in, düzenlediği etkinlikler-
le kent ve ülke kültürünün gelişmesi ve ta-
nınmasında öncülük ettigini dile getiren
Sarper, çağdaş beğeninin ulusal ve ulus-
lararası düzeyini göstermeye çalıştıklan-
nı belırtti. Uluslararası tzmir Festivali'nin
Türkiye'nin dünya kültür ve sanatıyla kay-
naşmasının en güzel örneği olduğunu be-
lirten Sarper, bu festivalin saygın ve nite-
lığinden ödün vermeyen tavnyla Türki-
ye'nin önde gelen festivalleri arasında yer
aldığını vurguladı.
lKSEV'in yıl boyunca
U
4. Avrupa Caz
FesthaJi'", "ParliamentSuperbandJazz Fes-
tival '97", -11. Lluslararası Izmir Festiva-
li" ve "Izmir 1. Llusal Kültür Kongre-
s"ni düzenleyeceğini ifade eden Eczacı-
başı, şöyle konuştu: "İzmir Festivali, ni-
teliginden ödün vermeden, her yıl dünya-
ca ünlü sanatçılan İzmirli sanatseverlerle
buluşturuyor. Festivalin bu yılki bütçesi
120 mihar lira. Festival için Kültür Bakan-
hğı'na başvuruda bulunduk. Ancak henüz
bir >amt alamadık.Tümetkinfikler için her-
hangi bir vaat veya destek sözü almadık.
Kültür Bakanlığı, geçen yıl bütçenin yüz-
1) David Byme 2) Aziza Mustafa Zadeh 3) Mikh'ail Bartşnikov 4) Bobby Mc Ferrin 5) Mkhd Petrucciani 6) George Benson.
de 25'ini karşılamışa. Ancak bakanhktan
herhangi bir destek alamasak da. İzmir'in
kendi potansiyeü ile bu etkinlikleri ger-
çekleştireceğiz.''
Şef Rengim Gökmen de, lKSEV'in,
kültür, sanat ve eğitim kavramını içinde
banndıran tek kururn olduğunu belirterek,
kültür ve sanat etkinliklerinden zevk al-
manın topiumsal eğitimle mümkün oldu-
ğunu söyledi. Bazı çevrelerin "Bu kültür
bizim değil, aniamıyoruz, sevTniyoruz" di-
yerek evrensel kültür etkinliklerini dışla-
maya çahştığını ifade eden Gökmen, şun-
lan söyledi:
"Eğer bu doğru oteaydu o zaman bize
yabana oian spor karşılaşınalannı da yap-
maz, bundan geri kalırdık. Bu eleştirilerin
tek amaa, evrensel kültürü küçük bir kit-
leye mal ederek, yapılmasını engeUemek-
tir. Bu doğru değiL"
İKSEV; 2. Dr. Nejat Eczacıbaşı Ulusal
Beste Yanşması'yla da Türk bestecileri,
senfonik eserler konusunda teşvik etme-
ye çalışıyor. Yanşma konusunda bilgi ve-
ren Rengim Gökmen, bu yanşmanm Tür-
kiye'nin kurumsallaşmış tek beste yanş-
ması olduğunu vurgulayarak 1998'de ger-
çekleştirilecek etkinlikle ülke müziğinin
önemli eserler kazanacağmı söyledi.
Cazuı tanımnış isimleri
İKSEV tarafından 27 mart - 5 nisan ta-
rihleri arasında gerçekleştirilecek "4. Av-
rupa Caz Günleri"ne, altı ülkeden sanat-
çı ve topluluklar katılacak. Etkinlik süre-
since Sabanci Kültür Merkezi'nde res-
sam FiMzIşday'ın cazla ilgili resim sergi-
si yer alacak. Caz günlerinin ilk konseri-
ni 27 martta LammasTopluhığu verecek.
Programda 28 martta Eric BaretQuartet,
29 martta Alman saksofoncu Matthias
Scuhbert ve Grubu, 2 nisanda Eastbo-
und, 4 nisanda Toni Gennani Quartet 5
nisanda Aydm Esen Trio'nun konserlen yer
alıyor. Sabancı Kültür Merkezi'nde ger-
çekleştirilecek konserler, saat 21.00'de
başlayacak.
Caz kültürünü Türkiye'de yaygınlaştır-
mak amacıyla 1988 yılından bu yana ya-
pılan "Paruament Superband Jazz Festi-
val '97", bu yıl 1-7 haziran tarihleri ara-
sında Izmir'de gerçekleştirilecek. Fuar
Açıkhava Tıyatrosu'ndaki festivalde, Ge-
orge Benson, John ScofieJd Group, Mic-
hd Petnıcciaıü, David Byrne ve Bobby
Mc Ferringibı dünyaca ünlü sanatçı ve top-
luluklann konserlen yer alacak.
11. Uluslararası İzmir Festivali~
Bu yıl 10 haziran -11 temmuz tarihle-
ri arasında yapılacak "11. Uluslararası tz-
mir Festivali", kendi alanında ünlü sanat-
çılan Izmir'e taşıyacak. 10 haziranda açı-
lış konseriyle başlayacak festival progra-
mında 17 haziranda Ankara Devlet Ti-
yatrosu 'nun "Gazap Üzümleri'', 19 hazi-
randa şef Ender Sakpuıar'ın yöneteceği
Toulous Oda Orkestrası, 21 haziranda
Konya sema gösterileri, 24 haziranda Al-
legri StringQuartet,26 haziranda piyanoy-
la Erol Erdinç ve solıst Zdiha Berksoy, 2
temmuzda Les 100 Vîolons Tziqanes, 4
temmuzda BBC Senfoni Orkestrası, 7
temmuzda Ravi ShankarveGrubu,9 tem-
muzda Mikhail Banşnikov ve 11 temmuz-
da Aziza Mustafa Zadeh yer alıyor.
Izmir l.Ulusal Kültür Kongresi
İKSEV, bu yıl ilk kez bir kongre düzen-
leyecek. 3-5 kasım tarihleri arasında "De-
mokrasi Kültürü" ana başhgıyla yapıla-
cak İzmir 1. Ulusal Kültür Kongresi, Hıf-
zı Topuz başkanlığında gerçekleştirile-
cek.
Kongrede evrensel uygarlık devrimle-
ri globalleşmenin, medyanın ve dinin
kültür kımlıği üzerindeki etkileri, ulusal
kültürün güncel sorunlan, kültür varlık-
lannın korunması, kent kuşaklannda kül-
tür, çevre kültürü ve etiği, politik ahlak ve
kültür, feodal kültür - halk kültürü ve kent
kültürü ile kültürel demokrasi konulan
ele alınacak. Çok sayıda yazar, sanatçı ve
bılim adammın katılacağı kongrenin tek
yabancı ismi Fransız yazar Regis Debray.
DEFNE GOLGESI
TURGAY FİŞEKÇİ
Karatepe
Balıkesir'e yeni bir çevre yolu yapılmış. Artık Bur-
sa'dan Izmir'e ya da tersi yönde gıderken kente gir-
menize gerek kalmıyor.
Bu yoldan geçerken birden havaalanını görünce
çocukluk günlerimi anımsadım. Bisikletle pist bitımin-
deki tel örgülere dek gelir, burada otlann üzerine ya-
tıp üzerimizden havalanan uçakları seyrederdik. Jet
motoriannın çıkardığı sesleri anımsadıkça bugün de
içim ürperir. Evimiz havaalanı ile kent merkezi arasın-
daki yolun ortalanndaydı.
Bizim bu kent dışındaki -o zamanlar- ıssız olan yö-
rede evimizin o/masının öyküsü de ilginçtir Burada eniş-
temin on dönümlük bir bağı vardı. Kiradan kurtulalım
dtye bu bağın bir köşesinden bir dönümü bize ev yap-
mamız için vermişti.
Ben o zamanlar henüz dört yaşındaydım. Belki de
en eski anılanm bu yıllara aittir. Annemi görürüm hep
kireç ve kum yığınlannın arasında, usta ya da ustala-
ra dert anlatırfcen.
Evimizi gerçekten de annem yapmışt. Küçük bir me-
mur olan babamtn krt maaşı ancak zorunlu giderlerin
bir bölümünü karşılardı. Annem, hem dikış diker pa-
ra kazanır hem de aileyi çekip çevirirdı.
Evi tamamlayıp içine girdiğimizde yakın çevrede
bizden başka oturan kimse yoktu. En yakından ge-
çen belediye otobusüne binebilmek için bile beş yuz
metreden fazla yürümek gerekiyordu.
Eve bir bisiklet alınmıştı, ama henüz ilgi alanımın dı-
şında kalıyordu. Benim bütün dünyamı bağ içindeki
ağaçlar oluşturuyordu. Bağ dediğıme bakmayın, son
derece varsıl bir meyvelikti aslında içinde yaşadığımız
toprak parçası. Meyvelerinin tatlan yanında dal ve
yapraklannın biçimı de bugün belleğimde kaalı du-
ran ağaçHardan kimilerini burada sıralayıvereyim: Be-
yaz ve kırmızı dut ağaçlan, kayısı, zerdali. akça armut,
baharda çağlalannı yediğım badem, bin\aç iğde, enk,
kiraz, vişne, şeftalı, karasıyla beyazıyla incır ağaçlan
ve çeşrtli üzümler.
Yıllanm geçti bu ağaçlann çevresinde dört döne-
rek, hangi meyveler olgunlaşma yolunda gözleyerek.
Akça armut ağacı, dev bir çam kadar büyüktü. An-
cak birileri topladıgında ya da taş atarak düşürebildi-
ğimde yerdım meyvelerini.
On dönümlük meyvelik bana o denli büyük gelirdi
ki o yıllar, onun sınırian dışına çıkamazdım korkudan.
Meyveliğin ardında Karatepe denilen yüce bir dağ
vardı; yine ağaçlarla kaplı, öylesıne sonsuz görünür-
dü bana bu yukseklik. Bir gun tepesine dek çıkabil-
sem ardından Izmır'i ve denizi görebılecegıme inanır-
dım. Ancak hıdrellez günlerinde topluluklar halinde git-
tiğimiz büyük çitlenbik ağacından öteye hiç geçeme-
dim.
Ortaöğrenim yıllarında okula bisikletle gidip gelıyor-
dum. Yazın öğretmenimız bir ders yılı başında defter-
lerimize okumamız gereken elli kadar yazar adı ve ki-
tap yazdırmıştı. Bu kitaplarla okumayı sevmiş, bir ki-
tabı bitinnce bir başkasını arar olmuştum. Kentteki ki-
tabevlerinin raflannda ne var ne yok izliyordum artık.
Biryaztatili sırasındaydı. Kitabevlerinden birinin kı-
yıda köşedeki raflannda öğretmenimızin listesinde
olan, ama o güne dek edinemediğım bir kitaba rast-
ladım: Faal Hüsnü Dağlarca'nın Batı Acısı, Varlık Ya-
yınlan'ndan. Fıyatı da ikı lıraydı. O günlerde iki lırayı
ailemden isteyememiştim. Sabahlan herkesten önce
uyanıyor, bisikletle ekmek ve gazete almak için ken-
te inTyordum. Nasıl otduysa bir sabah fınndan simtt alıp
satmayı ve ıki lirayı böylece denkleştirmeyi düşündüm.
Elimde simit tablasıyia sokaklarda dolaşmaya başla-
dım. Iki liralık kazanç ıçın üç saat dolaşmam gerekti.
Eve döndüğümde saat on bire geliyordu, herkes de
merak içindeydi.
Balıkesir'in yeni çevre yolunda ilerlerken solumda
havaalanını görüp heyecanlanınca gözlerim yolun sa-
ğında olması gereken Karatepe'yi aradı. Yol mühen-
disleri böylesi küçük bir yükselti için ek bir tırmanma
şeridi yapmak gereği bıle duymamışlardı. Belli belir-
siz yükselıp ındik. Tek bir canlı ağaç bile göremedim.
Kimi kurumuş ağaçlarsürmekte olan ınşaatlann arasın-
da kalmışlardı.
GalerieVieilleduTemple'dasürüyorOll 1 1 C D İ Ç l l l l
NECMİSÖNMEZ
PARİS -1993 yılında kaybetti-
ğımiz Abidm Dinohakkında son yıl-
larda arkası arkasma yayımlanan ki-
taplar, açılan arşiv ve resim sergi-
leri, Türk resmınin son elli yıllık
serüveni içindeki yeri, etkisi ve du-
ruşu itibanyla sanatçının bilinen.
bilinmeyen yönlerini ortaya çıkar-
dı. Bu çerçevede değerlendirildi-
ğınde sanatçının Paris'te GalerieVV
eille du Temple'da "Droles de Gu-
eules?" (Fransızcadan **Bu ne bi-
çim surat?" olarak çevrilebilir.)
başlığı altında açılan sergisi önem-
li birçok özelliği bünyesinde bann-
dınyor.
Kâğıt ve tuval üzerine değişik
tekniklerle gerçekleştirilmiş olan 54
adet çalışmanın yer aldığı sergiyi
bir anlamda küçük bir retrospek-
tif olarak değerlendir-
mek yanlış olmayacak.
Insan yüzü, Dino'nun
değişik dönemlerde,
farklı yaklaşım açılan-
na göre sıklıkla ele al-
dığı, enine boyuna irde-
ledıği "leitmotr«''ler-
den biri olarak algıla-
nabilir. Paris sergisinde
1943'lerden 1990'lara
dek uzanan, neredeyse
yanm yüzyıllık süreç
içinde sanatçının "in-
san vüzleriyle'' kurdu-
ğu tutkulu ilişki. farklı
bcyutlarda ve izleyicinin
kafasında soru işaretle-
ri uyandıracak şekilde
ortaya çıkıyor.
Galennin ilk odasın-
da sanatçının 1943-45
arasında "sürgün" ola-
rak yaşadığı Adana'da
yaptıfı köylü başlannı
gösteren çini mürekke-
bi desenler, sanatçının
0 yıllardaki çizgi anla-
yışının ortaya çıkardık-
lan için "sergidüzleınir
içinde oldukça önemli
bir özelîiğe anlatımcı-
1 ığa düşmeyen güçlü si-
yah/ beyaz dengeleriyle Dino'nun
hem soyutlamaya yakın hem de
"gerçek"ten kopmayan özelliğinin
altını çizıyorlar. Ferit Edgü'nün
"Abidin Hatü" olarak nitelendirdi-
ği çizgisellik. çizginin yazı ile re-
sim arasında yakaladığı "arada
kalnuşlık". Adana'da yapılan bu
çalışmalarda kendini son derece
kesin olarak ortaya çıkanyor. Ya-
şar Kemal'i 17 yaşındayken gös-
teren "belgeseTnitelikli birdesen,
Dinonun "Adana AkademisT ola-
rak tanımladığı o yıllara aıt etkile-
şim/diyalog kanallan hakkında
önemli ipuçlan veriyor.
1970'lerde Dino yüksek dere-
cede deformasyona uğratarak yo-
rumladığı otoportrelerinde kendi
yüzünü sanki bir manzara resmı
yaparcasına inişli çıkışh alanlara bo-
İüp, her alanı kendi içinde bağım-
'Anadolu
Köylüsü I V
1943, kâğıt
üzerine çini
mürrekkebi
'Aynalı Kadın'
1970. kâğıt
üzerine çini
mürekkebL
sızlaştırarak yorumladığı için bu
kez farklı bir çizgiselliği vurgula-
mış oluyor. Sergide "BarokKafa"
(1970) isimli çalışmada ön plana
çıkan bu özelliğin altını çizıyor.
Sanatçının gençlik yıllannda kari-
katürle ilgilendiği, dahası henüz
18 yaşındayken Artist dergisinde
1931 'de yayımlanan ilk desenleri
göz önünde tutulursa yadırganma-
ması gereken bir özellik bu. Di-
no'nun çizgilerinin akıcılığı, birbi-
ri içine girerek adeta labirentleşme-
si de sanatçının insan yüzünü sü-
rekli olarak "parcalama" arzusun-
dan kaynaklanıyor. Parçalaraayn-
lan yüzler, sergide 1986 tarihli
"TeteCordage'' isimli iki çalışma-
da görüldüğü gibi, sarmallaşarak
içinden çıkılmaz bir bulmaca ha-
lini alıyorlar.
Dino insan yüzünü haritalaştır-
ma, başkalaştırma eğilimine sa-
hip. Özellikle göz ve kulaklarda
sanatçının kimi kez gerçeküstücü
defoımasyonlara yönelmesi her ne
kadar ilk bakışta 'Siyah Kalem'
ustalannda görülen espriyi anım-
satsa da, onun kendi sesini yaka-
ladığı görülüyor. Belki özyaşamöy-
küsüne gönderme olacak ama sa-
natçının 1931'de kapak desenini
çizdiği ilk kitap Nâzun Hikmet'in
"Sesini Kaybeden Şehir"iydi. Ses
kaybetmek Dino'nun pek umur-
samadığı bir özellikti. Paris sergi-
sinin en önemli özelliği, sanatçının
farklı, birbirinden ayn tarzlardaki
çalışmalannı yan yana getirerek
bu niteliğin altını çizmesi. Degişen
stillere, çizgi ve renk anlayışlanna
rağmen "sürekM olarak arayış ha-
linde'' kalmayı tercih etmiş bir res-
samın "noüamalan" karşısında ke-
sin, sınırlan belli olan bir etkinlik
alanı belırlemek oldukça zor. Ama
sınırlan. kategorileri bir yana bıra-
karak insan yüzünün peşinde sürek-
li olarak iz süren ve izini yitirmek-
ten zevk alan Abidin Dino, ister
Adana'da, ister tstanbul'da, ister
Leningrad'da isterse Paris'te olsun
insan yüzünün aıkasındakini anyor-
du. Paris sergisi bu arayışlann sey-
rini, rotasını izleyiciye sunuyor.
(Sergi 20 nisana dek Paris'te
Galerie Vieille du Temple'de iz-
lenebilir.)
14. Uluslanarası Ankara Müz*
Festivali'nin bitetteri satışta
• Kühür Servisi - Her yıl 'Ankara bahan müzıkle
güzel!' sloganıyla gerçekleştirilen Uluslararası Ankara
Müzik Festivali, 30 Mart 1997 Pazar günü muhteşem
bir konserle açıhyor. Ankara'nın tüm orkestra ve
korolanndan oluşan 'Bırleşmiş Ankara Orkestra ve .
Korolan'nın seslendireceği Ludwig Van Beethoven ın
'9. Senfoni'sıyle açılışı yapılacak olan festival,
Türkiye'de ilk kez böylesine büyük bir sanatsever
kitlesini bir araya getirecek. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in de ızleyeceği açılış konsen, Türk-Metal Iş
Sendikası Mustafa Özbek Tesisleri'nde saat 15.00'te
başlayacak. Konser biletleri yanndan başlayarak
Sevda-Cenap And Müzik Vakfı, Donna Karan Nevv
York-GOP ve Milli Piyango Idaresi Genel Müdürlüğü -
Kızılay adreslerinden sağlanabilir. Aynntılı bilgi
(0312)427 08 55 ve 426 08 34 no'lu vakıf
telefonlanndan öğrenilebilir.
Ölüm ve ¥xt Adana'üa
• ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - lşkence olgusu >
üzerine kurulu 'Ölüm ve Kız' oyunu 22 marta dek
Adana Devlet Tiyatrosu'nda sahneleniyor. Ariel
Dorfrnan'ın yazdığı, Filiz Ofluoğlu'nun dilimize
çevirdiği yönetmeliğini ise Mustafa Kurt'un üstlendiği
oyunda başlıca rolleri Ebru Bılingen, Galip Erdal ve
Şener Kökkaya paylaşıyor.
9 . U L U S L A R A R A S I A N K A R A F Î L M F E S T İ V A L Î
SıraMetinErksan kısafılmlennde
KULTUR» ÇIZIK
KAMİL MASARACI
CUMHUR CANBAZOĞLU
9. Ankara Lluslararası KUm Festivalinde ya-
nşmalann birincileri yavaş yavaşortaya çıkıyor.
Ulusal Kısa Film Yanşmasrnın canlandırma
dalı birincisi SuBrtar'dan sonra seçici kurul bu-
gün deneysel ve dramatik dallanndaki birinci-
leri açıklıyor. Bugün aynca K«a Sıtur Tanıraaz
programma katılmak için Ankara'ya davet edi-
len Türkiye asıllı genç sınemacılann katılacağı
bir forum (14.30) düzenleniyor Türk-Amerikan
Derneği'nde. Forumda, Avrupa'da yaşayan ve
Türkvatandaşı olmayan Türkiye kökenli yönet-
menlerin gelecek yıl hangi statüde festivalde
yanşacaklan. bu sinemacılann sorunlan ve Tür-
kiye'yle iletişimleri tarnşılacak.
Söz Avrupa'da yaşayan Türkiyeli genç yö-
netmenlere gelmişken konuyu açıklığa kavuş-
turmak gerekiyor. Daha geniş olanaklarla çek-
tikleri fılmleriyle bu yıl Ulusai Kısa Film'in di-
namik bölümüne katılan Türk pasaportluyönet-
menlerin yapıtlanyla, Türkiye'de okullardaki sı-
nırlı alet edevatla film çıkarmaya uğraşanlann
aynı kategoride değerlendirilmeye calışılması
sorun yaratıyor. Gelecek yıl İçin daha kapsam-
lı bölümler oluşturuhnazsa büyük sonınlar do-
ğabilir...
Sinemaseverlerin bugünün programmda atia-
maması gereken en önemli bölümlerden biri
Türk Kısa Film Tarihi'nden Metin Erksan ııı
bir dönem TRT için yaptığı üç kısa film .Müt-
hiş Bir Tren (44 dk). Kenan Hulusi'nin bir öy-
küsünden uyarladığı Saziık (44 dk) ve Ahmet
HamdiTanpmaruyarlaması GeçmişZaman FJ-
biseleri'nden (52 dk) oluşuyor bu bölüm.
Ulusal Uzun Film Yanşması'nda bugün ÖÖKT
Kavıır'un Akrebin Yolculugu. Sami GücJü'nün
Hoşçakal tstanbut'u ve SunarKural Aytunanin
Deniz Bekiivnrdu su gösteriiiyor. Bir kasabamn
büyük saatini onarmaya geien usta ile bir evlı
kadınarasmdaki ilişkiyi anlatan Akrebin Yoknı-
luğu'nda altı yıldır setlerden uzak kalan Ko-
per'in yanında senarist ve oyuncu olarak Macit
Kopervar. Hoşçakal tstanbul ise kızının evlili-
ğinden sonra bir huzurevınde yaşamaya başla-
yan. buradan gönül postasına yazdığı mektup-
la yaşannsına renk gelen eski kaptan Numan
Bey'ın öyküsü. Hafil Ergün ve Sefana Güneri,
Mom Kokukı Kadınlardan sonra yeniden bir ara-
da. Uzun yıllar TRT'de belgeseîler yapan Sunar
Kural Aytuna ilk uzun metrajlı çalışması Deniz
Bekliyontu'da birpansiyonda gelişen aşk öykü-
sü etrannda kuruyoröyküsünü. Fesîivalin bugün-
kü yabancı fılmlerinin sayısı on. Kıalırmak Si-
neması'nda Macar yönetmen Pacskovszky'nin
KorndEstfnm MuhteşemVblculuğusonkez gös-
teriliyor. Kornel Esti, yazar DezsöKosztoJonyfnin
iki aynı karakteri otuz yıl arayla iki ayn tren
yolculuğuna çıkardığı çok başanü bir biyogra-
fı üzerine kurulu. Sık sık ortaya çıkan mizahi
bölümler. trendeki öğeleri öne çıkaran ışık et-
kileyicı.
Günün dığer yapunlan Louis Feufllade'nin
1915'te yaptığı 40'ar dakikalık Vampirfer yapı-
tının 1., 6. ve 7. böhımleri, Letouch'un yaz sa-
atinin azizliklerini işledigi Günler Vardırvede
Ayiar'ı. Yves Robert'ın Yumurcaklarm Savaşı,
ReneCloir'in Uyuyan Paris'i, lspanyol Antonio
GimenezRfco'nun Ondörtkasyon'u, Bulgar S-
meonov ile Nochev'in Smır'ı, Macar sineması-
nın yeni ustalanndan Üdiko Szabo'nun Sürtük-
te^i ve îtalyan Mario Martone'nin l samhran
Aşk'ı. Usandtran Aşk'm üzerinde durmakta ya-
rar var. Tiyatrodan gelen genç yönetmen Mario
Martone'nin bu ikinci uzun metrajîı denemesi,
üzerinde yaîmz ünlü marka bir sutyenle deniz-
de boğulmuş olarak bulunan 60 yaşlanndaki
annesmın intihar mı ettiği yoksa cinayete mi
kurban gittiğini araşhnnak üzere Napoli'ye dö-
nen Delia'nın "erkekter dünj'asrnda verdiği
savaşı anlatıyor. Geçen yıl Cannes'da beğeni
toplayan, Îtalyan eleştirmenlerce doksanların en
iyi Îtalyan fılmlerinden biri kabul edilen lisan-
dn-anAşk'taklasık biröykünün peşinden gitmek
yerine öncelîkle Delia'nın etrafinda bir dünya
kurmayı deneyen Martone için söylemek iste-
diğimiz şu: O sinemayı çok seviyor ve bu sev-
gi, samimiyet her konuda beyazperdeye yansı-
yor. tlk filmı NapoHD Bir Matematik Profesö-
riinün Öfümü'nü izleme şansmı yakalayanlar,
Usandıran Aşk 'ta gözleme,ayrıntıya dahaönem
veren Martooe'yi çok ileride bulacaklar.