Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 MART 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yılmaz
'RP'siz
hükümet
modeli
zorunlu'
DÜRDANE KOCAOĞLU
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz.
merkez sağda
bütünleşmenin belirli bir
süreç içinde gerçekleşmesi
ve bunun tabanda olması
gerektiğini belirtirken
"Tabandaki bütünkşme
için de bu partilerin belli bir
iktidar ortaklığında bir
araya gclmelerine Oitiyaç
vartür'* dedi. Yılmaz,
Antalya'nın Göynük
beldesinde dün
gazetecilerin sorulannı
yanıtladı. Yılmaz,
"Çeldlsekdebirşey
değişmez diyorsunuz. Ama
her türiü fedakârbğa hazır
oMuğunuzu söylüyorsunuz.
Bunun ölçüsü ne" sonısuna
karşılık. demokrasilerde
oyunun kurallanna
oyunculann karar
vereceğini söyledi. Medya
ve başka kuruluşların
liderler adına karar verme
hakkı olmadığmı kaydeden
Yılmaz, şunlan söyledi:
"ANAP olarak biz
Türkiye'de rejimin
yaşatılması konusunda
sorumluluğumuzun
biHncüıdeyiz. Bunun için
yapabUeceğimiz
fedakâıiığın azamisini
yapoğımıza inanıyoruz."
'Her kafadan ses'
Yılmaz, Kuran kurslannda
Atatürkçülük dersi
konmasına ilişkin soru
ûzerine de hükümet adına
her kafadan bir ses çıktığını
belirterek "Hükümet
tavnnı ortaya koysun. Yasal
değişiklik gerekiyorsa
Meclis'e getirsin biz de ona
göre tsmr belirleyeiinı''
dedi.Başbakan Yardımcısı
Tansu ÇUIer'ın altematif
hükümet formülleriyle
başbakanliğını gündeme
getirmeye çalıştığına ilişkin
soruya Yılmaz. şu yanıtı
verdi: "Rejimin korunması
için RP'yi hükümet djşında
btrakacak bir uziaşı
fbrmülüne destek vermeye
ha/ınz. Böyle bir model
Türkrye'nin bütün
sonınlannı çözmeyecektir,
ancak sınuiı bir çözüm
hükümeti olacaktır. Rejimin
yaşatıiması için böyle bir
modeli zaruri görüyonız.
Kişflere bagn olmaksmn
böyle bir hükümetin
misyonunu, süresini,
programını tartışmaya
açığız. DYP de bu noktaya
geldiği anda rejim
bunahmının aşüması
yolunda çok öncmli bir
mesafe aunnuş olacaknr."
ŞfipheB şahıs
Miting sırasında polis
tarafından şüphe üzerine
gözaltına alınan bir kişi
sorgusu yapıldıktan sonra
serbest bırakıldı.
Yetkililer, konuyla ilgili şu
açıklamayı yaptılar:
"Lara'da bir restoranda
garsonluk yapan gencin bazı
ruhsal sorunlan olduğu
anlaşıku. Ancak herhangj
bir terör örgütü ile
baglanösı olmadığı
anİaşınnca bu sabah (dün)
serbest bırakıkh." Yılmaz,
parti örgütünce Alanya'da
dün düzenlenen mitingde
halka hitap etti. "Hükümet
istifa" sloganlan nedeniyle
kürsüde bir süre bekleyen
Yılmaz, daha sonra ezan
okunmaya başlayınca
konuşmasına ara verdi.
Yılmaz, Türkiye'de aciz
hükümetler bulunsa bile
hiçbir zaman "ezanm
susmayacağını, al bayrağın
inmeyeceğini ve vatanın
bölünmeyeceğini" söyledi.
Yılmaz, şunlan söyledi-.
"Susurluk'un üzerinden 5
ay geçti. Yolsuzluklanm
nasd örttülerse Susuriuk ile
ortaya çıkan çeteyi de
örtmeye çalışıy orlar. Çiinkû
bu çetenin içinde kendi
bakanlan. millerveldlleri,
genel müdürkri var. Devlet
uyuşturucu kaçakçısına
yeşil pasaport, silah rtıhsab
verir mi? Böyle devlet olur
mu? Hükümet,
Cumhurbaşkanı dürtünce
harekete geçtL Hoca
savcılığa gideceğini söyledL
Ama ben iddia edhorum.
Gitmedi, saveılara bir şe>r
vermedL Şimdi saveılara
baskı yaparak örtbas
etmeye çalışıyorlar. Ama
örtmeye güçİeri de ömürleri
de yetmeyecek."
Muhalefetin gözü DYP içinde. Rahatsız
milletvekilleri gerekli desteği vermediHükümete
altematif arayışı sürüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RE-
FAH YOL hükümeti arka arkaya gelen buna-
lımlarakarşın ayakta kalmayı başanrken mu-
halefet partileri hemen yaşama geçirilebile-
cek bir hükümet modelini bugüne dek orta-
ya koyamadılar. Yeni bir hükümet seçeneği
için vazgeçilmez koşul olan DYP içindeki ra-
hatsız milletvekillerinden beklenen desteğin
sağlanamaması muhalefet partilennı de sı-
kıntıya soktu.
REFAHYOL hükümetine "ild bayram
arasında biter" diye ömür biçen siyasetçiler.
DYP içinden bekledikleri desteği bulama-
yınca *vade"yı uzattılar. Milli Güvenlik Ku-
rulu (MGK) ve Bakanlar Kurulu bunalımla-
nnı atlatan hükümet, bu ay sonunda yapıla-
cak MGK toplantısına dek rahatlamış görü-
nüyor. Siyasal partılenn. yaşanan süreçte iz-
ledikleri politikalar ve hesaplan şöyle:
DYP cephesi: DYP, Genel Başkan Tansu
ÇiJler'in "başbakanüğuu" öngörmeyen mo-
dellere kapıyı kapadı. Çiller, yeni hükümet
arayışlan sürecinde topu sola atmak için
"Once onlar birleşsin" derken parti içi mu-
halefeti de susturdu. Parti içi muhalefetin
temsilcilerinden Ayvaz Gökdemir, Çiller ile
yaptığı görüşmenin ardından, "iknaoMum"
açıklamasını yaptı. DYP lideri Çiller, parti-
sinden istifalar beklenmesine karşın, D-
SP'den 2 milletvekilinın transfer edilmesiy-
le moral buldu.
Muhalefet cephesi ise süreç içinde RE-
FAHYOL'un tıkanması ve DYP içindeki mu-
halif milletvekillerinin yol aynmına gelme-
sı umudunu koruyor. Çiller ise hükümetin
"gjdebikiiği kadar" sürmesi ve gerekirse ola-
sı bırerken seçime kendi başbakanhğmda gi-
dilmesi için çaba gösteriyor. Çiller, milletve-
killerinin emeklilik hakkına kavuşacağı son-
bahardan önce TBMM'den erken seçim ka-
ran çıkmayacağına da inanıyor.
RP cephesi: RP, "İktidar olabflirler, ama
iktidarda kalamazlar" görüşünün yerleşme-
sinin olası bir seçimde aleyhine olacağı gö-
rüşüyle "ödün üzerineödün" vererek iktidar-
da kalma mücadelesi veriyor. RP tarafinda,
"ya iktidaryaseçun" seçenekleri dile getiri-
Hrken olası bir erken seçime iktidarda gide-
bilmenin de hesaplan yapılıyor. DYP lideri
Çiller'i Yüce Divan'dan kurtararak iktidar
diyetini ödeyen RP; DYP ile ANAP'ın an-
laşmasının olanaksız olduğu, bu nedenle
TBMM'den REFAHYOL hükümeti dışında
bir seçenek çıkamayacağı kanısında.
ANAP cephesi: ANAP lideri Mesut Yıl-
maz,**yamiktidarortaj^olacakmışgibi hü-
kümet arayışlan ve ber an erken seçime gkti-
leceknüş gibi seçim haztruklan" için çalışı-
yor.
DTP'nin de destek olacağı ya da içinde
yer alacaği ANAYOL-SOL modeline sıcak
bakan Yılmaz, bu yönde ginşımlerde bulun-
du. ancak bugüne dek DYP'den beklenen
destek sağlanamadı. "Hertürlüözveriyeba-
zmm" diyen Yılmaz, DSP lideri Ecevit'in
"liderler dışında4'lü koaüsyon"modeline de
sıcak yaklaştı. Yılmaz, bir erken seçim ola-
sılığına karşı da meydanlara indi.
DSP-CHPcephesi: REFAHYOL'un düşü-
rülmesi arayışlan sürecinde "sokla Mrtik"
baskılan yoğunlaşırken GHP lideri Deniz
Baykal da bu yönde mesajlar verdi.
DSP hderi Büknt Ecevit ıse "CHPflekle-
otojik aynhğunız var. birleşmeyiz, ama CHP
ile hükümet ortaklığını içime sindirebflirim"
diyerek bu partiyle ışbirliğınin sınınnı çiz-
dı. Ecevit, "tiderİerin katılmayacağL, teknok-
rauar hükümeti" nıteliğinde bir ANAP-
DYP-DSP-GHP hükümeti önerdi. Ancak bu
model için öncelikle destekleri zorunlu gö-
rünen ANAP ile DYP arasında yakınlaşma
sağlanamadığı gibi CHP'den de "3'lü olsun.
Sayısal olarak yeterli olur" karşılığı geldi.
Ece^t ortadakı tabloyu değiştirmeyeceği ge-
rekçesiyle erken seçime karşı çıkarken CHP
lideri Baykal, "TBNLM çözemezse halk çö-
zer" diyerek erken seçime sıcak baktıklan
mesajmı verdi.
4
Onlam devlet katletti'
7 üniversiteli genç, 16 Mart 1978'de İstanbul Üniversitesi önünde faşist
güçlerce öldürülmelerinin 19. yılında binlerce kişinin katıldığı törenle anıldı
tstanbul Haber Servisi- 16 Mart
1978'de İstanbul Üniversitesi önün-
de 7 kişinin yaşamını yitirdiği faşist
saldın, binlerce kişinin katıldığı an-
tna töreniyle protesto edildi.
Beyazıt Meydanı'nda 19 yıl önce
gerçekleştirilen bombalı ve silahlı
saldın, HADEP, ÖDP. CHP, SİP,
DBP, Hakjar ve Özgürlükler Plat-
formu (HÖP), Demokratik Müca-
dele Platformu (DMP). Demokra-
tik Haklar Platformu (DHP), Hal-
kevleri, Üniversiteli Öğrenciler Plat-
formu (ÜÖP), istanbul Üniversite
Öğrencileri Koordinasyonu, sendi-
kalar ile çok sayıda demokratik kit-
le örgütü tarafından kınandı.
Susuriuk kazasıyla ortaya çıkan
"devtet-çete-nMfya-siyasetçi'' ilişki-
lerinin kınandığı gösteriye Ferhat
T\ınc,OrhanAydın,Süavi,GrupYo-
rum ve Koma Dengi Azadi gıbi sa-
natçı ve müzik topluluklan da des-
tek verdi.
"Çeteter MecKste, öğrenciler h»-
piste". "Bu memkket bizim çetelere
bıraknıayacağız", "Gazi. Ümraniye,
16 Mart şehitieri ölümsüzdür", -16
Mart'ın hesabmı soracağız" pan-
kartlannı açan topluluk, "Zindan-
lar boşalsm,çetelere yer kalsın" "Be-
yazıt faşizme mezar olacak". "Hal-
kız.hakhyız, kazanacağa" ve "Ana-
lann öfkesi katilleri boğacak" slo-
ganlannı attı.
Daha sonra IÜ Eczacılık Fakülte-
si önünde toplanan grup , katliam-
da ölen 7 kişinin resımlerinin yerleş-
tirildiği kapının önüne karanfıller
Bir basın açıklaması yapan ÖDP tstanbul ll Başkanı Mehmet Atay, "Katiiamın 20. yıldönümünde karan-
lıklann aydınlık olduğu bir dönem görmek istiyoruz" dedi. (Fotoğraf: HATİCE TIİNCER)
bıraktı. Katliamın yapıldığı yerde
basın açıklaması yapan ÖDP İstan-
bul II Başkanı Mehmet Atay, "Kat-
liamın 20. yıldönümündc karanhk-
lann aydınlık olduğu bir dönem gör-
mek istiyoruz" dedi.
16 Mart'ın, Halepçe'de Irak yöne-
tımi tarafından öldürülen 5 bin kişi-
nin öldürülmesinvn de y\ldönümü
olduğunu hatırlatan SİP Genel Baş-
kanı Avdemir Güler ise "Biz 10 ta-
ne çetecinin DGM'de yargılanma-
srvia tatmin olmayacağiz. 1 Mavısla-
nn, 16 Martlann hesabını soraca-
gK
w
diye konuştu.
Beyazıt Marşı'nı söyleyen toplu-
luk daha sonra olaysız bir şekilde
dağıldı.
Ankara'da da Kızılay'da Zafer
Çarşısı önünde saat 13.00 sıralann-
da toplanan bir grup, 16 Mart katli-
amını protesto eden sloganlar attı.
Burada bir basın açıklaması yapan
gruptakiler, amaçlannın 19 yıl önce
Beyazıt Meydanı'nda 7 öğrencinin
öldürülmesini protesto etmek oldu-
ğunu bildirdiler.
Gruptakiler daha sonra alkışlarla
tempo tutarak Sakarya Caddesi'ne
doğru yürümek istediler. Ancak,
emniyet güçleri buna izın vermedi.
Göstericiler, daha sonra olaysız da-
ğıldılar.
Yücel Sayman,'Yargının Bağımsızlığı' konulu toplantıda konuştu
'Yargı bağımsızhğı için adli polis şart'
tstanbul Haber Servisi -tstanbul Barosu Baş-
kanı Yücel Sayman, yargının bağımsızlığı için
"adli polts"ın mutlaka kurulmasi gerektiğini be-
lirterek "Tutuklayan. gözalnna alan polis Içişle-
ri Bakanlığı'na bağlıy sa, yargı bağımsızhğından
söz edilemez" dedi. Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan ise yargınm bağımsızlığı konusunun binn-
ci dereceden önemli sorun olup olmadığının da
düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Hukuki Araştırmalar Demeği (HU-DER) ve
Sanyer Belediyesi tarafından dün Atatürk Kül-
tür Merkezi'nde düzenlenen"Yargmın Bağnn-
sızlıgı" konulu toplantıda konuşan Sayman. 1
Mayıs sanıklannın yargılandığı davada, sanık-
lann jandarma tarafından dövülüşünü oradaki
hâkimlerin engelleyemediğine dikkat çekerek
"Bu bir vahşeti kabul etmek anlamma gelhor-
sa, \argi bitmiştir. rükenmiştir" diye konuştu.
Kazan' ın " Bir spor sahasında yargılama olur
mu" şeklindeki sorusunu Sayman, "Benim an-
layamadığun bir bakanın bunu nasıl sorduğu.
Biz 40 yıkhr İstanbul'da büyük bir adliye yapü-
ması gerektiğini söylüyonız. Mevcut adliyekrde
hukuku zor beklersiniz" diye yanıtladı. Hâkim-
ler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısının
yargı bağımsızhğına aykın olduğunu söyleyen
Sayman, şöyle konuştu "Yargının bagımsız ol-
duğu Bahlı ülkelerde yargıçların ve savcılann
sendikal hakkı var. Yargının bagımsız olmasını
istiyorsamz. o zaman buyrun verin sendika hak-
kuu." Kazan, HSYK içindeki üyelerden ikisinin
Yargıtay ve Danıştay camiası içinden seçilip
Cumhurbaşkanı tarafından atandığını belirterek
"Kurulun içinde bulunan Adalet Bakanı ise mil-
letvekiüdir ve seçilmiştir. Türk miiletini temsilde
seçilmişler mi, yoksa atanmtşlar mı daha ctkin-
dir? Bunu değeriendirmekte fayda >ar" dedi.
Panele katılan İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı RTayyip Erdoğan, Sanyer Belediye
Başkanı Yusuf Tûlün, HU-DER istanbul Şube
Başkanı Orhan Öge, Yargıtay üyesi Hâkim Ka-
mil Acar, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakülte-
si öğretim üyesi Doç. Dr. Burhan Kuzu, Doç.
Dr. Hasan Fendoğlu ve Avukat Stbel Erarslan da
görüşlenni açıkladılar.
İJffi
Baykal
'Türkiyeye
ujurukçu
lazundeğil
9
MERİHAK
BALIKESlR - MUĞ-
LA- CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, Türkiye'nin
tedaviye ihtiyacı olduğunu
belirterek
u
Bir doktor la-
zun. Ama üfürükçü dokto-
r degil. gerçek doktor. O
doktorun reçetesinde sos-
yal demokrat yazryor" de-
di. Baykal, "Gettn, bir de
Denizİe deneyin sosyal de-
mokraüan" çağnsı yaptı.
CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal. önceki gün So-
ma'da partisince düzenle-
nen mitinge ve Balıkesir'de
düzenlenen örgüt yemeği-
ne katıldı. Dün de Muğla
ve ilçelerine giden Bay-
kal'm hedefi, Refah Parti-
sivehükümetti.
Baykal, "Tûrkiye senin-
le tarih yazacak, Türldye
laiktir, laik kalacak. Yeter
arük büieşin. iktidara yer-
leşûı" sloganlan eşlığınde
yaptığı konuşmalarda ken-
dini ve CHP'nin politikala-
nnı anlattı.
Soma'da yaklaşık üç bin
kişinin katıldığı mitingde
hükümetin özelleştirme
çalışmalannı sert bir dille
eleştiren Baykal şunlan
söyledi:
"Tûrkiye ameliyathk
hasta, bakın maf\a ile mü-
cadele ne oldu. Ortbas et-
meye, normal bir şeymiş gi-
bi göstermeye çahşıyorlar.
Savcılann fe/iekekrinin ge-
reği yapılmıyor. Medis du-
vannı aşamıyor. Niçin?
Türkiye'de konunun yargı
önünde sonuçlandınlması
engefleniyor. Mafya ile mü-
cadelede ön şart nıflletveld-
li dokunulmazlığı üe Me-
murin Muhakemeb Kanu-
nu'nun kaldınlmasıdır...
Türldye'nin bu aşamada
tedaviye ihtiyacı \ar, bir
doktor lazun. Ama üfürük-
çü doktor değil, gerçekleri
büunsd olarak değeriendi-
rebilecek, gereğini yapabi-
lecek bir doktora ihtiyacı
var. O doktorun reçetesin-
de de sosyal demokrasi ya-
zrvor."
IRMIKI AYDIN ENGtN e - mail: engin (a planet.com.tr
Baştan söyleyelim, bu yazı
erkek okuyucular için yazılıyor.
Bir parça insaflan varsa kadın
okuyucular okumasın.
Gene baştan söyleyelim, bu
yazı bütün matrak görünümüne
rağmen son derece ciddidir. Er-
kekleri umutsuz da olsa bir di-
renişe çağırmaktadır. Direniş
çuvallarsa, ki kaçınılmaz görü-
nüyor, savunma, geciktirme, er-
teleme taktikleri ve stratejileri
üretmek üzere kafa kafaya ver-
me çagınsıdır.
Bu yazı bir "cinstaşlık bilin-
d"ne sahip çıkma ve buna uy-
gun eylem çağnsıdır...
•••
Cinstaşlaıi
Haftalardır kopya koyun,
kopya maymun, kopya doma-
tes muhabbetine kapıldık gittik.
Farkında değilsiniz. Konu -bü-
yük olasılıkla kadınlar tarafın-
dan- saptınldı.
Hepimiz insan kopyalamaya
giden bir sürecin ahlâksal, sos-
yal, ekonomik sonuçlannı tartı-
şıyoruz. Gözden ustaca kaçın-
lan noktanın tartışıldığına, altı-
nın çizildiğine en azından ben
tanık olmadım.
Dünyanm Bütün Erkekleri, Birleşin !..
Binlerce yıllık egemenliğimız
tarihte ilk kez amansız bir tehli-
keyle karşı karşıya. Erkek ege-
men toplumun bütün kazanım-
lan bir çırpıdayok olacak. Temel
işlevi sona enmiş bir canlı türü
olarak sonumuz geldi ve biz bu-
nun farkında değilmişiz gibi
dayranıyoruz.
Önemli olan bir koyunun kop-
yalanması değil. Hiç değil.
Cinsimize özgü körlüğü ve
vurdumduymazlığı, umursa-
mazlığı bir yana itmemiz gerek.
Irtanda'da. Amerika'da ve Isviç-
re laboratuvarlannda becerilen
canlı kopyalamafilan değil, er-
keğe gerek kalmaksızın bir
canlı yaratmaktır.
Kopya koyun dedikleri bir
'emöriyon'dan üretildi. Orta-
okul tabiat bilgisi kitabını açıp
baktım. Embriyon döllenmişyu-
murta demek. Tek bir döllenmiş
yumurtadan kopyalama yönte-
miyle sonsuz sayıda canlı üre-
tilebilir{miş).
Bu canlılann birbirinin benze-
ri olması sakıncası aşılmaz bir
sorun değil. Gen teknolojisinin
ve DNA araştınmalannın bugün
vardığı düzey bile kopyalanmış
embriyonlann görünüşte de, ki-
şilikte de farklılaştınlabilmesini
mümkün kılıyor. Yani sorun ar-
tık kuramsal değil, bir mühen-
dislik (gen mühendisliği filan ya-
ni) çalışmasından ibaret. Işin
özü çözüldü. Erkeğin işlevi da-
mızlık mertebesine indirgendi.
Bir üst paragrafın son cümle-
sini öytece okuyup geçemezsi-
niz. Damızlık sözcüğüne özel-
likle dikkatinizi çekerim. Yeryü-
zünde erkek-kadın sayısı he-
men hemen eşit. Yan yanya ya-
ni. Peki siz hiç bir sürüde dişi
koyun sayısı kadar koç, bir kü-
meste tavuk sayısı kadar horoz
duydunuz mu ?
• • •
Doğanın kuralları işleyecek
demektir. Nasıl çoban bir iki er-
keği damızlık diye ayınp geri ka-
lan "toklu"lan rnezbahaya sürü-
yorsa; kümeste fiyakalı bir ho-
roz tutulup, geri kalanlann boy-
nu bıçak altına uzatılryorsa...
Durum hem ciddidir. hem va-
him. Sonumuz geldi diyemem.
Ama işlevimiz bitti bitiyor. Bu-
nun kaçınılmaz sonucu var. Iş-
levsiz eşya tavan arasına kaldı-
nhr. Işlevsiz canlı, varlığını işlevi
olan canlılara bağımlı, onlann
insafına kalarak sürdürebilir.
O mutlu altın çağımız sona
eriyor. Erkek egemenliği tarihte
ilk kez ölümcül darbe yedi. Ka-
zanma, o eski altın çağı geri ge-
tirme şansımız srfır. Elimizden
olsa olsa kaçınılmaz sonu erte-
leme, geciktirme gelebilir. Yağ-
cılığın, yalaklığın her türünü
göstermeliyiz. Erkeğin evin di-
reği olduğu masalını bugünler-
de sıkça yinelemeliyiz. Yuttura-
mazsak laboratuvarlarda üre-
menin insana aykırılığı üstüne
felsefi, şiırsel, sosyolojiktanrtlar
(argüman) üretmeliyiz. "Erle ka-
dın I kadınla er I biıiikte yükse-
lir/ Tannya erer" diyen sade su-
ya tirit şiirdenemelerini ısıtıp ısı-
tıp duygu pazanna sürmeliyiz.
Romantizmi yenkjen canlandır-
maktan öte çıkış yolu göremi-
yorum.
Cinstaşlanm!..
Bunlan konu sıkıntısına düş-
müş bir gazetecinin saçmala-
malan gibi algılamak aymazlı-
ğına düşmeyin. Sayılı gün ça-
buk geçer. Teknolojide gelişme
hızı, önceki yüzyıllardan çok
farklı. Elektriğin bulunuşundan
elektrikli trene belki seksen
doksan yıl geçti. Ama bilgisayar
teknolojisinde bir aygıtın müze-
lik olması için artık birkaç yıl ye-
tiyor. İlk uydudan bugünkü uy-
dular dünyasına geçiş, yirmi yıl
bile sürmedi. Her şey çok hız-
landı. Gen teknolojisi, DNA mü-
hendisliği de öyle. Bunlar bu işi
çabukçözeıier. Işin laboratuvar
aşaması, araştırma dönemi
noktalandı. Sıra mühendisliğe,
seriüretime geldi...
Siz bunlan düşünedurun.
Ben kanma çiçek almaya gidi-
yorum. Yann sabah da gazete-
deki ne kadar "dişi" varsa hep-
sine en yalak gülücüğümü takı-
nıp "günaydın" filan diyeceğim.
Bakarsınız ileride lazım olur.
Siz de boş oturmayın. Sıvayın
kolları! Egemenliğimiz bitti, var-
lığımız tartışmalı hale geldi...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Eğitim...
Sekiz yıllık parasız, ödünsüz, koşulsuz, kesintisiz
tek dıplomalı ilköğretimin amacı nedir?
Dil, din, ırk aynmı yapmayan, insan hak ve özgür-
lüklerine saygılı, laik, demokratik eğitimdir...
13-15 yaş arasındaki bu kesintisiz eğitim Türkiye'yi
ortaçağın karanlığına göturmek isteyen güçlerin
işinegelmiyor...
Bir toplumun çağdaş ve bilimsel olmasının yolu-
nun, sekiz yıllık kesintisiz eğitimden geçtiği apaçık or-
tadadır. Bir toplumun; sorgulayan, çözüm sağla-
yan, özgür düşünen, bilim üreten aydın insanı ye-
tiştirmek için sekiz yıllık kesintisiz eğitime destek ver-
mesi gerekmektedir...
Bu nasıl olacak, nasıl gerçekleştirilecek?
Türkiye'de 500'ü aşkın imam-hatip lisesı ve 10 bi-
ni aşkın Kuran kursu bulunmaktadır. Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın denetiminde olan imam-hatip liseleri ise
ne yazık ki Refah Partisi'nin gençlik kollanna dönüş-
müştür. Kuran kurslannın büyük bir bölümü ise şe-
riatçı vakıflann denetimi aitındadır. Buralara laik
demokratik cumhuriyeti yıkmak isteyen 13-18 yaş
arasında çocuklar tioldurulmuştur.
Bir yandan RP, öte yandan DYP ve ANAP içinde
'tarikatçı milletvekillen' sekiz yıllık eğitime karşı çık-
maktadır...
Ülkemizde dini siyasette araç olarak kullanmak is-
teyenler şimdilerde '5+3' fonmülüyle gözlerimizi bo-
yamak istiyorlar...
Tüm demokratik kitte örgütleri, sendikalar, libe-
raller, sosyalistler, demokratlar 'sekiz yıllık sürekti
eğitime' destek vermelidir...
• • •
Onlar, benim çocukluk ve gençlik yıllanmın geç-
tiği Manisa'da lise öğrencisıydiler. Onlar, sevginin gi-
derek kaybolduğu bir toplumda sevgiyi, banşı an-
yorlardı...
Çoğunun yaşı 15-17 arasındaydı. Yasadışı örgüt
kurmak suçundan gözartına alındı bu çocuklar. ış-
kenceden geçti hepsı. Sonra 'örgüt üyesi olmak' ve
'yataklık yapmak' suçlanndan tutuklandılar.
Bu çocuklar üç gün önce Manısa Sulh Ceza Mah-
kemesi'nde yargılandılar. Suçlamalar DGM dosya-
sındaki gibiydi:
"Pankartasmak, duvartara ideolojik sloganlaryaz-
mak..."
Çocuklar bu kez beraat etti. Böylece ortaya ga-
rip bir hukuksal uygulama çıktı. Aynı suçlamalardan
iki ayn dava açılması gibi evrensel hukuk kurallan-
na uymayan bir durumun yanı sıra birbiriyle çelişen
mahkeme kararlan kafalan kanştırdı.
Şimdi ne olacaktı?
Aynı dosya kapsamında DGM'ye göre gençler
suçluydu. Oysa Manisa Sulh Ceza Mahkemesi, iş-
kence artında alınan ifadelerin geçerii olmayacağı-
nı belirtiyor, gençleri aklıyordu.
Peki bu aklanma, onlann çocukluklannı, gençlik-
lerini geriye getirecek miydi?
Hiç sanmıyoruz!
Çünkü yaşamlan altüst oldu, çoğu Manisa'yı terk
etti, başka kentlere yerleşti...
Manısa, Spil Dağı eteklerine yaslanmış yemyeşil bir
kenttir...
Benim çocukluğumun kenti bunca sanatçı, yazar,
şaır. gazeteci, bilim adamı, politıkacı yetiştirmiştir...
Şimdilerde ise o güzelim kent, çocuklşnmızı i§r
kenceden geçiriyor, cezaevlerinde çürütüybr...
• * •
'Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika Karaniık Eylemi'ne
katılan 64 kişi Bartın Cumhuriyet Savcılığı'na gidip
ifade verdıler...
Bartın Karadeniz'de bir ilimiz...
Polisler, Bartın Cumhuriyet Alanı'nda hergece top-
lanan insanlanmızı bir bir saptamış, daha sonra da
Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulun-
muş...
Suçlan şu: Izinsiz gösteri yapmak!..
Bir ülkede devlet içinde örgütlü eli kanlı çetele-
re karşı çıkmak, şenatın ayak seslerini duymak, hır-
sızlara, soygunculara karşı tavır koymak, ne yazık
ki suç sayılıyor...
Bartın'daki 64 'suç/u'ya selam ve sevgiler...
•••
Dört gündür Ege'deyim. Pazar günü TÜYAP Ki-
tap Fuan'na gittim. Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde
imza gününe katıldım. Kimi yayıncılar TÜYAP fuan-
na niçin katılmıyor, anlamış degilim. Kendi yayınev-
leri TUYAP'ta yok ama kitaplan satılıyor.
Bir kültürel etkinliğe sahip çıkılmaz mı?
Deniz Kavukçuoğlu'nu kutluyoruz...
'Siyanün'e Altına Hayır' koşusu curna günü Berga-
ma'da başladı, cumartesi günü TÜYAP Kitap Fu-
an'nda bitti. DİSK Ege BölgeTemsilcisi Musa Çam'ın
da taşıdığı meşale, Bodrum Gönullüsü Saynur Ge-
lendost'un elinden Prof.Dr. Ekrem Akurgal ile Prof.
Dr. Bilge Umar'ateslim edildi...
Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın yılma-
dan, yorulmadan mücadeleyi sürdürüyor. Demokra-
tik kftle örgütien, sendikalar ve halk da Sefa Taşkın'ı
destekliyor..
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
AGDAS YAYİNLARI
Olayia.r, anılar, işgailer, boykotlar,
grevler, politikacılar
250.000 TL ıKDVaafıil)
Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesi Saitamsöğüt Sokak
No: 9/B Cağatoğlu IstanbıJ Tel:5t4 01 95/96
Posta çeki no.: 686322