Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmeıu: Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıişlerı Müdürlerı:
lbrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Sonımlu)
# Haber Merkezı Müdürü' Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Damşoğlu 9 tstıhbarat
Cengiz Yıldınm 9 Kültür Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler
Sami Karaören • Dûzeltme: Abdullah Yazıcı
• Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
YaymKutulu: ÜJunSdçukıBa^kanı.
Orium Erinç, Okt») Kıırtböke.
Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner,
Ergun Balcı, Dinç Tayanç, İbrahfen
Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa
Balbav Hakan Kara.
Ankaıa Temsılcısı: Mustafa Balbay • Haber Müdünı: Doğan
Akın Atatürk Bulvan No. 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara
Tel' 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı
S«rdarKızık,H ZıyaBh 1352S 23Tel 4411220. Faks
4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, lnönü Cd.
119 S No-.lKat.l.Tel. 363 12 11, Faks 363 12 15
Koonünatör Ahmet KonUsan •
Muhasebe- Bülent Yener %
ldare: Hüseyin Gürer 9 lşletme
Önder Çelik«Bilgı-lşlem: Naii
İnal • Bılgısayar Sıstem:
Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yönetım Kunılu
Başkanı - Genel Müdûr Gülbtn
Erdur&n 0 Koordınatör Reha
Işıtman V Genel Müdür Yardımcısı
Mlne Akdağ Tel 514 07 53 -
51395 80-513 84«V61.Faks:5138463
YayımUyan ve Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın \e Ya\ıncılık A Ş
TarkocajıCad 39 41 Cağaloğlu 34334 lst PK 246 Istanbul f el (0 212ı 512 05 05 (20 hatl Faks. (0-212) 513 85 95 17MART1997 Imsak: 4.40 Güneş: 6.06 Öğle: 12.20 tkindi: 15.39 Akşam: 18.19 Yatsı: 19.40
Bağışlarda
havuz sistemi
• ANKARA (A.4) - Milli
Eğitim Bakanı Mehmet
Sağlam, okullara
bağışlann gelecek öğretım
yılından ıtibaren Milli
Eğitim Vakfı aracılığıyla
kabul edileceğini bildirdi.
Sağlam, "Milli Eğıtimde
Hedefler" konulu
kıtapçıkta yer alan
yazısında, okullar içın
yapılacak bağışlarda
'havuz' sistemine
geçileceğini belirtti.
Okullann payına dûşen
bölümlerin bu havuza
aktanlacağını belirten
Sağlam. gelin az okullar
ile il ve ilçe milli eğitim
müdürlüklerine de buradan
belirli bir pay aynlacağını
ifade etti.
Falcının
kehaneti
• NEW YORK(AA)-
Avustralyalı bır falcının
kehaneti 30 yıl sonra
doğru çıktı. Sydney'de
yaşayan ve alkolik olan
Brian Hert adlı bir oto
satıcısı, 1967 yılında
gittıği falcının "ölümün
alkol yüzünden olacak"
tarzındakı kehaneti üzerine
içkiyi bırakma karan aldı.
O günden bu yana ağzına
içkı koymayan 57
yaşındaki Hert'in geçen
cuma günü, fazla
çalışmaktan şışen ve
ağnyan koluna alkol
pansumanı yaptıktan sonra
dinlenmek içın bir sigara
yakarken gömleği ve
elbisesinin alev aldığı,
bunun sqnucu vücudu ağır
şekilde yanan adamın
kaldınldığı hastanede
öldüğü belırtildı.
Nükleer konulu
paneller
• SİLİFKE (Cumhuriyet)
Akkuyu'da nükleer santral
yapımının yeniden
gündefne gelmesinin
ardından. nükleer santral
yapılması gerektiğini
savunan DYP ve RP
Silifke ilçe örgütlerinin
isteği üzerine ticaret ve
sanayi odası nükleer
santral konusunu
tartışmaya açtı. Nükleer
santral yanlılannca
gerçekleştirilecek
"Akkkuyu Nükleer
Santralı Üzerine
Düşünceler" konulu panel
23 martta Silifke
Belediyesi Kültür
Merkezı "nde yapılacak.
Nükleer karşıtlannca
düzenlenecek "Nükleer
Enerji ve Sorunlan"
konulu panel de 22 martta
Gülnar'da yapılacak.
Ortodoksias
YÛPÜISU
• İSTANBUL (AA) -
Ortodoksluğun simgesini
tesıs ettığine inanılan
kiliselere ikonalann
yeniden konulması. Fener
Rum Patrikhanesi'nde dün
yapılan ayinle kutlandı.
'"Ortodoksias Yortusu"
adını taşıyan ayinde,
Yunanistan eski
cumhurbaşkanlanndan
Ioannis Sarcetakis de hazır
bulundu. Fener-Rum
Ortodoks Patnği
Bartholomeos ve Sen
Sinod Meclisi üyelerinin
yönettıği ayine,
Yunanistan'ın tstanbul
Başkonsolosu Fotis Ksidas
ve Hong Kong Metropoliti
de katıjdı.
Yanlış arazi seçimi, birinci sınıf tarım topraklan ve tarihi değerlerin ortadan kalkmasına neden oluyor
Havaalaıüan doğaıuıı başına dertASUMAN ABACIOĞLU
tZMİR- Ulaştırma Bakanlığı'nın 26
yerdeki havaalanı yapımı sürerken 14
yeni havaalanı içın de planlar yapıhyor.
Ancak havaalanı için yanlış arazi seçi-
mi, başta sulak alanlar ve birinci sınıf
tanm topraklan olmak uzere korunma-
sı gereken tarihi ve doğal değerleri yok
ediyor. Selçuk-Efes, Bodrum- Güllük,
Burdur-Isparta, Van, Dalaman, Deniz-
li-Çardak Acıgöl, Bursa ve Manavgat
havaalanlan çevTecı gruplann tepkisi-
nı çekiyor.
Türkiye'de konvansiyonel 12, sivil
tesis ilaveli askeri 6 ve stol (küçük kap-
samlı) 15 olmak üzere toplam 33 hava-
alanı siv il kullanımda bulunuyor. Ulaş-
tırma Bakanlığı'nın verdiği bilgiye gö-
re etüt ve proje aşamasında olan 14 ha-
vaalanı var. Yapımı süren havaalanı sa-
yısı ise 26.
Ancak, havaalanlannın yer seçimin-
de, doğanın kullanımı ve çevre etkile-
rinin göz ardı edilmesi. konımacı çev-
relerle hükümet yetkilileri arasında tar-
tışmalara yol açıyor. Yanlış yer seçimi
nedeniyle sulak alanlar, tanm alanlan,
tarihi-kültürel değerler tahribata uğru-
yor.
Bir yatmmın yer seçimınin, önemi-
ne karşın en ucuz geçiştirilen aşama ol-
duğunu vurgulayan uzmanlar, bu aşa-
mada ne zamanın ve ne de paranın ge-
reğınce harcanmak istenmediğıni söy-
lüyor. 'Çevresei Etki Değeriendinnesi'
süreci daha önceden işleme konulmuş
olsaydı şu andatartışmakonusuolanbir-
çok havaalanının uygulanmasının ger-
çekleşemeyeceğine dikkat çeken uz-
• Havaalanlannın yer seçiminde, doğanın kullanımı ve
çevre etkilerinin göz ardı edilmesi, korumacı çevrelerle
hükümet yetkilileri arasında tartışmalara yol açıyor.
manlar, düz alanlar olmalan nedeniyle
sulak alanlann yakınlannda planlanan
havaalanlannın, ÇED sürecinden, "ÇED
Yönetmdiği'nin Yayımlanmasından da-
ha önce planlandığı" gibi gerekçelerle
kaçmaya çalışıldığını kaydediyor.
Doğal Hayatı Koruma Derneği'nden
AB tlhan Tîreli, Burdur-Isparta, Güllük
ve Denizli Çardak havaalanlannın kuş,
ve sulak alan bölgelerinin yakınına ya-
pıldığını, Van Havaalanı'nın Van Gölü
yakınmda yanlış yere yapılması nede-
niyle uçaklann şimdi suyun içine in-
diklerini anımsatarak, "Yanhşyerseçi-
mi, sadece böJgedekidoğal hayatmofaım-
suz eddlenmesiyleilgili değildir. Kuşlar,
yol açüklan kazalar nedeniyle insan ha-
yaü için ölümcül etkflere sahiptir" de-
di.
En ufak bir kuşun bile bir yolcu uça-
ğının kanadında delik açabildiğini, ağır-
lıgı 7 kılogramdan fazla bir pelikanın
ise uçağa 100 tonluk bir şiddetle çarp-
nğını kaydeden Tireli, "Bu kazalar,özri-
Bkleyogun ha\ a trafîği olan yerkrde ve
kuşjann yaşadığı bölgelere ya da kuşla-
nngöçyollanyakınlannakunılmuşrıa-
vaalanlannda yaşanır" diye konuştu.
Öte yandan Ziraat Mühendisleri Genç
Oluşum Grubu'ndan Ahmet Tomar,
Türkiye'nin toprak rezervi kalmayan
19 ülkeden biri olduğunu söyledi.
Sivil RuHanımdaki Havaalanlan:
Konvansiyonei Havaalanlan: Adana,
Ankara (Esenboğa), Antalya, tstanbul
(Atatürk), Erzincan, Elazığ, Gaziantep,
Izmir (Adnan Menderes), K.ars. Muğ-
la (Dalaman), Trabzon. Van havaalanlan.
Askeri Havaalanlan (srvil tesis ilave-
li): Denizli (Çardak), Diyarbakır, Erzu-
rum, Malatya, Muş, Sıvas havaalanlan.
Stol Havaalanlan: Bursa, Şanlıurfa,
Samsun. Sinop, Siırt, Çanakkale, Ma-
nisa, tzmir (Selçuk), Aydın (Çıldır), Es-
kişehir, Tokat, Hatay (tskenderun), Kah-
ramanmaraş, Gümüşhane, Ağn hava-
alanlan.
Etüt ve Proje Aşamasındaki Hava-
alanlan:
Konvansivonei Havaalanlan: Adana
(Çukurova), Marmaris havaalanlan.
Stol Havaalanlan: Aksaray. Aydın
(Afrodisias), Artvin (Ciritdüzü), Ördu
(Güryalı), Kütahya, Hatay, Içel (Kum-
kuyu), Karaman, Kırşehir, Yozgat, Ri-
ze (Ardeşen), Antalya (Kaş) havaalanı.
Yapımı Devam Eden Havaalanlan:
Konvansiyonel Havaalanlan: Ispar-
ta-Burdur, Bodrum-Milas. Samsun (Çar-
şamba), Nevşehir (Tuzköy) havaalanlan.
Askeri Havaalanlan (srvil tesis Uave-
K): Kayseri (Erkilet), Konya, Kocaeli
Cengiz Topel. Tekirdağ (Çorlu), Bursa
(\fenişehir), Afyon, Balıkesir (Merkez)
havaalanlan.
Stol Havaalanlan: Çanakkale (Gök-
çeada). Balıkesir (Körfez), Zonguldak
(Çaycuma), Uşak, Alanya (Gazipaşa),
Izmir (Çeşme), Kastamonu, Çorum,
Niğde, Ördu (Ünye) havaalanlan.
îş dünyası süper
güvenlik peşinde
tstanbul Haber Servisi - Türkiye'de iş
dünyasının önde gelen isimleri, işyerleri ve
evlennı ısı, ışık ve hareket dedektörlü, ka-
meralı, "süper" güvenlik sistemlerinin ko-
ruması altına alıyorlar. Bu alanda faaliyet
gösteren özel güvenlik şirketlerinden alı-
nan bilgiye göre pek çok tanınmış işada-
mı ve ünlü kışi, çeşitli holding merkezle-
ri, sanayi ve ticaret kuruluşlan, güvenlik-
lerini sağlayabilmek amacıyla klasik uygu-
lamalann yanı sıra yüksek teknoloji içeren
sistemlere de sahip oldular.
Özdemir Sabancu Ha-
luk Görgün ve Nilgün Ha-
sefe'nin Sabancı Center'da
bır suıkaste kurban gıtme-
lerinin ardından. özel gü-
venlik sistemlerine olan
talepte de bir patlama ya-
şandı. Güvenlik sistemı
kuran. çalıştıran ve göz-
leme istasyonlanna sahip
olan sektör kuruluşlannın hizmet verdik-
leri abone sayısı hızla yükselirken kendi-
lerini evlerinde güvende hissetmek iste-
yen orta ve üst düzey gelire sahip birçok
kişi de bu hizmetleri talep etmeye başladı-
lar. Kimliğı güvenlik gerekçesiyle gizli tu-
tulan. önde gelen holdinglerden birinin
başkanının evine kurulan, kameralar, de-
dektörler ve diğer özel alarm cihazlanyla
desteklenen yaklaşık 30 bin dolara mal
olan sistemin de örnek oluşturacak düzey-
de olduğu bildirildi.
Öte yandan, özel güvenlik. uyan ve ka-
palı devTe televizyon sistemiyle korunan bır
başka büyük holdingin, sistemini, yetersiz
kaldığı gerekçesiyle yenileme hazırlığı
• Güvenlik sistemi
kuran, çalıştıran ve
gözleme istasyonlanna
sahip olan sektör
kuruluşlannın hizmet
verdikleri abone sayısı
hızla yükseliyor.
içinde olduğu da öğrenildi.
Isı, duman dedektörleri, hareket algıla-
yıcılan, kapı ve pencerelere takılan man-
yetik kontaklar, tel örgü ve çitlere yerleş-
tirilen, ABD'de ICennedy Uzay Merkezi,
NASA Uzay Mekiği fırlatma rampalann-
da kullanılan "Fiberoptik kablosistemi"nin
de aralannda bulunduğu algılayıcılar, gi-
riş kontrol sistemleri ve kameralar, yüksek
teknoloji içeren güvenlik sistemlerinden
bazılannı oluşturuyor.
1988 yılında kurulan ve halen bin 200
aboneye Merkezi Gözleme
Istasyonu ile hizmet veren
Merkezi Güvenlik Sistem-
leri (MGS) yetkilileri, abo-
ne sayısının yıl içinde iki bi-
ni bulmasını bekledikleri-
ni kaydederek başta iş âle-
mınin ünlü isimleri ve ku-
ruluşlan olmak üzere. ün-
lü sanatçılann da aralann-
da bulunduğu çeşitli kesimlerden kendile-
rine yoğun talep geldiğini söylediler.
MGS'den alınan bilgiye göre merkezi
gözleme istasyonundan kontrol edilen, ev
vc villa güvenlik sistemleri yaklaşık bin 200
dolardan başlıyor ve istenilen ekstra önlem-
lere bağlı olarak yükseliyor.
Aynı alanda hizmet veren Pronet'in Ge-
nel Müdürü Alp Saul de bir merkezden de-
netleyebildıklen binden fazla aboneleri ol-
duğunu ifade ederek özel teknoloji içeren
güvenlik konusunda iş ve medya dünyasm-
daki önemlı isimlere ve kuruluşlara hizmet
verdiklerini kaydettı. Saul, Türkiye'de özel
güvenlik talebınin hâlâ yeterli olmadığını
da savundu.
Kürklü defile
Önceki gün Paris'te düzenlenen defılede Fransız
modacı Christian Locroix'nın çiçek desenli ipek ceket
ve mavi güderi pantolon üzerine aldığı kırmızı
devekuşu tüyü 1997-98 sonbahar-kjş kreasyonunun ilgi
çeken parçalanndan biriydi (üstte). Moda günleri
kapsamında Fransız modacılardan Lanvin, kullandıği
dev kürk yaka ile admdan söz ettırmeyi başardı.
(Fotoğraflar: REUTERS)
Avrupa'nın
parası
egzama
yapıyor
Dıs. Haberler Servisi-
Önümüzdeki birkaç yıl
içinde ortak para birimine
geçmeye hazırlanan
Avrupa'da, bu konuyla
ilgili tartışmalara her gün
bir yenisi ekleniyor.
tsveç'in, Eüro'lann
sağlığa zararlı olduğunu
ileri sürmesiyle bu
tartışmalar yeni bir boyut
kazandı.
Isveç Maliye Bakanhğı
yetkililerinden Daniel
Barr, AFP'ye verdiği
demeçte, yeni paralann
nikelden yapılmasının
planlandığmı anımsatarak
her 10 kişiden l'inin
nikele alerjisi
.bulunduğunu belirtti.
Nikel alerjisinin
egzamaya yol açtığının
belirlendiğıni kaydeden
Barr, bugün yapılacak
Avrupa Birliği Maliye
Bakanlan Toplantısf nda,
paralardan nikelin
çıkanlmasını
önereceklerini açıkladı.
AB ülkeleri yetkılilerinin,
^nikel alerjisinin sadece
tsveçlilere özgü olduğu"
yolundaki uyanlannı
yalanlayan Barr. "Burada
halk. bu konuda daha
bilinçli olabilir ancak
kesûüıkle sadece İsveç'te
görüten bir aterji dep
bu" dedi.
Turizmde avı
MERtHAK
İZMİR-Türkiye turizmde "zengin
turistavı''naçılüyor. Akdeniz'deki ra-
kip ülkelerden daha kaliteli turistik te-
sislere sahip olanTürkiye'ran fiyatlan-
dırma konusunda izlediği politikalar
zengin turistin gelmemesine yol açı-
yor.
1997 yılıyla birlikte hızlanan turizm
trafıği önümüzdeki günlerde yapılacak
Berlin Turizm Fuan'yla iyice hızla-
nacak. Fuara hazırlanan Türk turizm-
ciler, 1997 yılından umutlu. Buna kar-
şm Türkiye'de yaşanan siyasi istikrar-
sızhk tunzmcıleri korkutuyor.
Turist sayısmda sürekli artış dikkat
çekiyor. Türkiye'ye 1994 yılında 6
milyon 670 bin turist gelirken bu ra-
kam 1995'te 7 milyon 726 bin, 1996'da
da 8 milyon 582 bine ulaştı. Bu yılki
hedef 10 milyon. Bunun sağlanıp sağ-
lanamayacağı ise izlenen politikalara
bağh.
Akdeniz Turistik Otelciler Birliği
Genel Sekreten Turgay Alp, 1997 yı-
Iının iyi gözüktüğünü söyledi. Şu an-
da sadece katologdan otellerin yüzde
30'unun satıldığını belirten Alp, Ber-
lin Fuan'nda asıl satışlann gerçekle-
şeceğini dile getirdi. 1997 yılının iyi
göründüğünü, 2000 yılına kadar olan
zaman diliminde zengin turiste yöne-
leceklerini vurgulayan Turgay Alp sun-
lan söyledi:
Geür artmıyor
"Sektörolaraken büyüksomnumuz
gelen turist kalhesinin artünlması. Ka-
liteli turist gelmiyor. -\rtık gelir düze-
yi yüksek kişilere otellerimizi pazaria-
mamız lazım. Çünkü otellerimiz onla-
nn isteklerine göre hazırlandı ve tüm
beklentileri karşdavacak vönde. Son 5
ydlık turistten memnun değiliz. Turist
sayısmda gözle görülür bir artış var
ama gelir o derecede artmıyor. Tesis-
lerin ucuz pazarlanması zengin turist-
leri, üst düzeydekileri. 'orta direk" tu-
ristlerle aynı>wdetatiinigeçirmeyezor-
luyor. Patron, işçisiylebciiktetatil yap-
mak istemiyor. Yani bir fivat farkmın
olnıası lazım. Fiy atlann artması için ta-
ban fıyat uygulaması yapümalıdırr
Avrupa Bırlığı ülkelen arasında 2000
yılına kadar konukseverlilik projesi
adı altında bir çalışma başlatıldıgını,
bunun da turizmi olumsuz yönde et-
kileyebileceğini belirten Alp, farklı
ülkelere yönelinmesi gerektiğini söy-
ledi. Alp. "Bunun için çeşitli program-
lar hazirlamaya çalışıyoruz. Gotf tu-
rizmi, kültür turizmi bunlardan bazH
lan. Japon, Birleşik Arap Emirtikleri
ve Kuveytli ruristleri böylece çekmek
istiyoruz. Avrupa Birliği ülkeleri 2000
yıhna kadar KonukseveriikProjesi adı
altında bir çalışma yapacak. Bu bizim
dezavantajumz. Çünkü kendi arala-
nnda turist mübadeksini ön plana çı-
karacaklar. Biz de bu aşamada ülke
sayımızı arttırmak durumundayız.
Matemaükte Türkbaşansı
e-posta : tan (o vol. com. tr
İstanbul Haber
Servisi - Avrupa
Yabancı Okullar
Birliği'nce (ECIS)
düzenlenen
Uluslararası
Matematik
Yanşması'nda, TED
Ankara Koleji
"Yabancı Okullar"
kategorisinde birinci
oldu. Bu yıl ev
sahipliğini Üsküdar
Amerikan Lisesi'nin
yaptığı uluslararası
yanşmada,
"Uluslararası
Takım"
kategorisinde ise
Isviçre'den
yanşmaya katılan
"Intemational
SchoolOfGeneva"
birinciliği elde etti. 13
ülkeden 28 okul ve 156
öğrencinin katıldığı
yanşmada ferdi daldakı
birincik ödülünü de TED
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'Millet' Partisi mi, 'Ümmet' Partisi mi?...
C O oğuk Savaş' yılları, 'Savaş' yıllanndan da-
Ankara Koleji'nden
Ayşegül Düzgün kazandı.
Üsküdar Amerikan
Lisesi'nin 1990 yılından
beri yurtdışında katıldığı
ve bu yıl ilk kez Türkiye'de
düzenlenen matematik
yanşmasında Üsküdar
Amerikan Lisesi ikinci,
îzmir Amerikan Koleji de
3. oldu. (Fotoğraf: İPEK
YEZDANt)
ha az zalim olmadı: Hasan'ın (Tannkut)
doktora tezi fakülte tarafından 'sakıncalı' buluna-
rak reddedildi; daha sonra, Hasan, aynı sebeple
Felsefe Kürsüsü'ndeki görevinden de uzaklaştınl-
dı; artık sadece, Ermeni Lisesi'ndeki öğretmenli-
ğiyle geçinmek zoaındaydı. Düşünüyorum da, o
koşullar altında bile, Haylayf söyleşilerimizdeki zi-
hin berraklığı, imrenilecek seviyedeydi.
Şöyle bir sonuçta mutabık kalmıştık: ulusal de-
mokratik devrimimiz, doğrudur, yerindedir, ne var
ki yarıda bırakılmıştır; 'aydınlanmadan'gelen üst-
yapısal önerilerin, uygulamada özümsenebilmesi,
ciddi altyapısal, dönüşümleri gerektiriyordu: top-
rak reformu gibi, hızlı sanayileşme gibi, düzgün şe-
hirleşme gibi! Cumhuriyet, bunlardan ilkini hiç yap-
madı, ikincisine hızlı başladı, yanda bıraktı, üçün-
cüsünü asla kontrol edemedi! Sonuçta, cumhu-
riyet'in kültürel üstyapısı, -yânifikir,sanat, ah-
lâk, hukuk vs- cumhuriyet'in sosyal ve ekono-
mik artyaptsryla çelişiyordu; zaten 1935'ten iti-
baren grttikçe pekiştirilen 'totalrterlik' bu çe-
lişkiyi bastrmak içindi.
'Soğuk Savaş' demokrasisinin ülkemizetaşıdı-
ğı 'sınırlı' Amerikan hürriyetleri, yine de çelişkiyi da-
ha fazla gizleyememiş, çatlak su yüzüne çıkmış-
tır. merkez sağ muhalefet, oy tabanını, hemen da-
ima gayr-ı memnunkırsal kesimden; o yıllarda hâ-
lâ yan feodal ümmet altyapısını muhafaza eden köy-
lülükten sağlamıştı.
Bu nokta, fevkalâde önemli bir noktadır.
İdeolojlk değll, politik...
Sıra geldi Prof. Hasan Kirmanoğlu'nun ko-
nuşmasına! Doğrusu ya, ilktesbitleri yukarda-
ki görüşümüzü doğrular mahiyettedir, diyor ki:
"...Refah'ın 'oy patlaması' yaşadığı yerler,
1980 öncesinde Adalet Partisi'ne, 1980 sonra-
sında önce ANAP'a, daha sonra AP'nin deva-
mı olan DYP'ye ağıriıklı olarak oy veren yerler-
di; 1994ten rtibaren Refah'a kaydılar..."
"...Refah'ın bucak ve köyterdeki oylan, şehir
merkezindekilere oranla çok daha hızlı artıyor.
(...) dolayısıyla, toplumdaki genel kanaatın ak-
sine Refah'ı krtle partisi yapan 'oy patlaması'
büyük kentlerin varoşlannda değil, köy ve bu-
caklarda yaşanıyor..." (Yeni Yüzyıl, 24 Şubat 1997)
Gazetenin, 'Hoca'nın ağzına yakıştırdığı genel so-
nuç şu: "Reiah Köylü Partisi OkJu!11
İyi de neden?
Refah'ın görüntü, davranış ve söylemindeki Tcö'y-
lülükten' mi? Ne münasebet!
"...çünkü tanm kesimi yirmi yıtdır sürekli yok-
sullaşıyor. Bir yandan köylünün tek geliri olan
tanm ürünlerinin fiyatJan, diğer mallann fryat-
lanna göre, daha az artıyor. Köylü sattığı ürün
karşılığında, giderek daha az mal alabilryor. Di-
ğer yandan da, tanm kesimi büyük bir verim-
sizlik içinde boğuluyor. Tanm kesimi; Türki-
ye'nin yıllık üretiminin yüzde 14'ünü karşılar-
ken, ülkenin 19 milyon kişryi bulan çalışan nü-
fusunun yansını banndınyor. Bütün bunlar yok-
sullaşmak demek, yoksulluk demek..." (Yeni
Yüzyıl, 24 Şubat 1997)
O zaman başanlı çıktığı ilk yöresel seçimlerden
sonra, koyduğum teşhis, hiç de yanlış sayılmama-
lı. (Bkz. 'Hangi Lâiklik', s. 157 vesonrası). Refah'a
oy yığılması, onun 'siyasi islâm'\ temsil etmesin-
den değildir; 'taşralı' ve 'köylü' ntteliklerinden de
ileri gelmiyor; kısacası, kırsal kesimin sahipsiz kal-
masının bir sonucu, yâni ideolojik değil, politik.
Bu da fevkalâde önemli, bir başka noktadır.
Apaçık bir çelişki...
Prof. Kirmanoğlu, elde ettiği 'verileri' yorum-
larken, garip birçelişkiyedüşmüş; onagörekır-
saldaki yoksulluğun nedenı, 'akıldışı politikalar ve
taban fiyatı uygulamalan', 'piyasa ekonomisi
deyip, piyasa mekanizmasını hiçe saymak' vs...
Kısacası, 'Hoca' Özal'cı, Çiller'ci, -dolayısıyla IMF
ve Dünya Bankası'na yatkın- birtutumdan yana.
Böyle bir tutumun, araştırmasının verileriyle çatış-
tığını nasıl görmez, şayân-ı hayrettir.
Türkiye'de kırsal kesim, DP'yi ve ardıllannı 'din-
dar' olduğu için değil, taban fıyatlannı yüksek tut-
tuğu için desteklemişti; Menderes de, Demirel de,
IMF'nin reçetelerine kulak asmayıp, köylüyü 'bes-
liyorlardı'; bir bakıma, başlanna gelen türlü belâ-
nın sebebi de bu aldırmazlıklan oldu ama, onların
döneminde kırsal oylar, merkez sağın cebindeydi.
'Hoca'nın dediğinin tersine, Özal/Çiller takımı-
nın 'piyasa mekanizması', IMF reçetelerini ay-
nen uygulayıp, 'yüksek fiyat' politikasından
vazgeçtiği için ANAP ve DYP, kırsal oylannı grt-
tikçe yrtirdiler; onlann yitirdikleri oylan, bağıra
çağıra 'yüksek fiyat' vaadeden Refah topladı.
'SiyasiIslâm' demagojisinin arkasında, Refahjk-
tidannın, IMF'yi takmayan' bir 'Taban Fiyatı've 'Üc-
rete Zam' politikası uygulamakta olduğunu, gör-
mezden geiebilir miyiz?
Bence Refah'ın 'köylülüğü', seçmenin 'köylü'
olmasından çok, sosyal özlemlerinin ve siyasi
söyieminin 'ümmet' gerçeğinden kaynaklanrna-
sından ileri geliyor, ulusal demokrat devrimin
sebebi ve sonucu olan, 'vatan', 'millet', dola-
yısıyla 'millî hâkim'ıyet' kavramlannı, bir türlü
ihâta edip kavrayamamasından, -ya da bunu
istememesinden- doğuyor.
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html