05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
( 2 2 ŞUBAT1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Susurluk 'Çillerler, Ağarve JBucak tutuklansın' Lstanbul Haber Servisi- l stanbul Barosu Susurluk Izleme Komitesi'nden avukat Osman Ergin. ç-etelerin delilleri yok etmek ,için yeterli zaman ve olanağı .bulduğunu belirtıi. Ergin, Çilkrler ıle Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın rutuklanmasını ıstedi. DGM savcıları, yurtdışına kaçan Özel Harekât Daıre Başkan Vekili İbrahim Şahin'in gıyabı tutuklu olduğunu ve iki kez DGM'ye çağrıldığuu anımsatarak başka bir yorumda bulunmak istemediklerini söylediler. Uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz'ün serbest bırakılması ola>ını soruşturan Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı Mehmet Ağar için Ankara, Necdet Menzır için de lstanbul cumhunyet başsavcıhklanna suç duyurusunda bulundu. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı da, eski lstanbul Emnıyet Müdür Yardımcisı Mestan Şener'in de aralannda bulunduğu üç polis şefi hakkında, aynı suçtan, 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Susurluk kazasıyla açığa çıkan devlet bağlantılı çeteler, aradan geçen 4 aylık süreye karşm henüz yargı önüne çıkanlamazken. hakkında gıyabi tutuklama karan bulunan Ibrahım Şahin'in yurtdışına kaçtığı yönündeki haberler, temiz yönetim beklentisindeki kamuoyunda kaygılara neden oldu. tstanbul Barosu bünyesinde oluşturulan Susurluk lzleme Komitesi ve Baro Yönetim Kurulu üyesi avukat Osman Ergin, yürütülen araştırma ve soruşturmalarla gelinen noktanın bir hiç olduğunu vurgulayarak, görevlerinden alınmayan ve tutuklanmayan çete üyelerinın devlet içındeki konumlan gereği delülere rahatça ,ula$abildiklerini ve bu ""!.,_' delilleri kaybetme olanağı bulduklannı anlattı. Ergin, olayın ortaya çıkmasından çok sonra tutuklanan polislenn de delıllen yok etmek için yeterli zamanı bulduklanna dikkat çekti. Ergin. henüz tutuklanmayan diğer sanıklann da tıpkı tbrahim Şahin gibi yurtdışma kaçacaklannı ıfade ederek Tansu Çiller, Özer Çiller, Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın tutuklanmasını istedi. Susurluk soruşturmasmı yürüten DGM savcılan ise İbrahim Şahin'in yurtdışına kaçtığı konusunda kendilerine bir bilginin ulaşmadığını belirttiler. Uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz'ün evinde ele geçirilen silah ve belgelerin savcılık yerine Ankara'ya gönderilmesı ve Öz'ün serbest bırakılmasıyla ilgıli soruşturmayı yürüten Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı, "görevi kötüyc kullanmak" suçundan Mehmet Ağar hakkında Ankara, Necdet Menzir hakkında da tstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık, aynı suçtan dolayı aynca. eski lstanbul İEmniyet Müdür Yardımcısı iMestan Şener, eski Mali Şube Müdür Yardımcısı Osman Yüdınm Özkaraca ve Başkomıser Nahit Y'ûrüten hakkında da asliye ceza; mahkemesınde 1 ile 3 yıl arasmda hapis cezası istemiyle dava açtı. • Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışma'yı Teşvik Fonu,1997 yılında kredi aimaya hak kazanan 200 bin öğrencinin kredilerini 1 marttan itibaren iidemeye başhyor. • Tansu Çiller'in gensoru öncesi grupta çatlağı büyütmemek için yaptığı ikna turlan muhaliflerde kabine değişikliği bekkntisi yarattı. Çiller'in. muhalif rutumlan basma yansıyan milletvekillerine özel görüşmelerde bakanlık sözü verdiği kulislerde dile getirildi. • ANAP Grup Başkanvekili Cumhur Ersümer, RP ile DYP arasında *'gizli bir protokoT' olduğunun anlaşıldığını belirterek "Bu koalisyonun hangi diyetle devam ettiğini merak ediyoruz" dedi. Partili kadınlar tepkilerini ortaya koyarken ANAP'lı Aksöz, 'Yılmaz maksadını aştı' dedi ANAP'ta çağdaşbk kavgası • ANAP'lı çağdaş kadınlar tepkilerini telefon ve fakslarla dile getirdi. ANAP'ın liberal kanadmdan Adana Milletvekili Uğur Aksöz, "Sayın Yılmaz, süre darlığı nedeniyle konuşmasını kısaca toparlamak isterken yanlışlıkla maksadını aşan bir ifade kullandı" dedi. DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA-AN AP'ta Genel Başkan Mesut Yılmaz ve parti yöneticilerinin muhafazakâr çıkışlan üzerine çıkan iç tartışma sürerken, partili kadınlar da telefon ve fakslarla tepkilerini ortaya koydular. ANAP'ın liberal kanadından Adana Milletvekili Uğur Aksöz, •*Sa>in Yılmaz, süre darlığı nedeniyle konuşmasını kısaca toparlamak isterken yanlışlıkla maksadını aşan bir ifade kuUandı" dedi. Uğur Aksöz. Mesut Yılmaz'ın, "Şeriata karşı yürünmez, ancak şeriata saygı duyulur" sözlerini dile getırdıği grup konuşmasından sonra, çok sayıda partili kadının teşkilatı aradığını ve rahatsızlıklannı dile getirdiklerini söyledi. Aksöz, Mesut Yılmaz'ı tanıdığı için devlet yönetimini dini esaslara göre belirlemek isteyenlere destek vermesinin söz konusu olamayacağını çok i>i bildiğini, ancak bir kez de kendisiyle görüşme ihtiyacı hissettiğini anlattı. Yılmaz'la yaptığı görüşmenin son derece olumlu geçtiğini kaydeden Aksöz, şöyle dedi: ÇİZMEDEN YUKARI Mehmet Ağar, menüeketi Elaağ'da kurbanlar kesilerek karşılandı. MUSA KART "Sayın genel başkanımızın herkesin anladığı gibi 'Şeriata ancak saygı duyulur' kelimesini 'Şeriat düzenini getirmek isteyen, Islami düzeni yönetime aksettirmek isteyen kişilere saygı duyulur' manasında almamak gerekir. Çünkü ben Mesut Bey'i çok iyi tanıyorum, fikrini biliyorum. Mesut Bey son derece çağdaş, Atatürkçü bir insan. Bana kalırsa. grupta konuşma süresi kısıtlı olduğu için, çok uzun olan konuşmasını çok kısaltarak yaptı. Toparlarken de bence yanlış olarak, maksadını aşan bir şckilde 'Şeriata karşı yürünmez' diye bir ifade kullandı. Sayın Yılmaz, 'Şeriata karşı değil, şenat hükümlerini Türkiye'de yönetimde uygulamak isteyen RP'lilere karşıyız veya devlet işine din hükümlerini getirmek isteyenlere karşıyız. Süre kısa olunca... Ama, eğer şeriat Islamsa, Kuran'sa veya güzel ve aydınlık olan lslam dini ise buna karşı olunur mu? Hem dine hem tslam dininin samimi mensuplanna ancak saygı duyulur' deseydi, bu kadar tantana oimazdı. Onun kafasından geçen buydu. Ama, süre kısalınca, oturumu kapatmak için, karşı olunmaz, yürünmez, deyipgeçti." Uğur Aksöz, "Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü"nün yapılmasından önceki günlerde ANAP'a oy veren samimi birçok Müslümanın telefon ve faks çekerek kendilerine "Bize öğretilen şeriat esittir İslam dini, şeriat eşitür Kuran'dır. Buna karşj siz nasıl yürürsünüz, nasıl muhafazakârsınız?'' dediklenni anlattı. Bunun üzerine Yılmaz'ın da bu konuya açıklık getirme ihtiyacı duyduğunu kaydeden Uğur Aksöz, ancak süre kısalığından Yılmaz'ın anlatmak istediğini tam olarak anlatamadığını söyledi. 'Yanlış bir ifade' Uğur Aksöz, şöyle devam etti: "Tabii bu, bazüannın işine geldL Bilhassa Mesut Bey'i yıpratmak isteyenkr, Susurluk'tan beri yıMıa yüksebneye başlayınca, bilhassa sivil demokratik örgütlerle bağlan çok güçlenüıce, Atatürkçü kesimlerle ilişkileri çok sıkılaşınca, 'Aman Mesut Bey'i nasıl yıpratmz' diye köşe başuıda bekleyenler, şimdi bunu ftrsat bilip yaygara yapıyorlar. Mesut Bey, konuşmamızda bana açıkça şunu ifade etti: 'Ben ne şeriat hükümlerine göre yönetilen devlete karşı taraftar olabilirim, ne ırkçılığa dayanan milliyetçiliğe taraftar olabilirim.' Bana kalırsa yanlış bir ifade kullandı veya süre daıiığından böyle özetiedi. Zaten önümüzdeki günlerde Sayın Yılmaz, ne söylemek istediğini açık ve net bir şekflde ortaya koyacaktır. Kimsenin rahatsız olmasına gerek voktur." Başbakan, Cu^nhurbaşkanı Demirel ile 1.5 ay sonra yaklaşık olarak 2.5 saat görüştü Erbakatı: Ulkede rejim sorunu yokANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yaklaşık 1.5 aydan sonra Başb,akan Necmettin Erbakan ile haftalık görüşmesini yaptı. Erbakan, Türkiye'nin kalkınmasının içte ve dışta bazı yapay gündemlerle engellenmeye çalışıldığını belirterek devletin tüm kademesinde tam bir uyum içinde olduklannı söyledi Erbakan, ülkede rejim sorununun olmadığını, rejimin anayasayla belirlendiğini bildirdi. Erbakan. dün Demirel ile haftalık görüşmesini gerçekleştirdi. Yaklaşık 2.5 saat süren görüşme sonrasında bir açıklama yapan Erbakan, Demirel ile ekonomi çalışmalan, iç ve dış sorunlan görüştüklerini söyledi. Hükümetin 7 aylık dönemi boyunca halkın refahının yükseltilmesi için çok başanlı çalışmalar yapıldığını savunan Erbakan, Türkiye'nin kalkınmasının içte ve dışta yapay gündemlerle engellenmeye çalışıldığını kaydettı. Erbakan, "Kimse bu suni faaliyetlere katdmasm. Bu suni faaliyetleri şaşaalı bir şckilde etrafa salmasınlar. Suni faaliyetler yanuşnr ve bunlar boşa gjdecektir" dedi. Türkiye'de rejim sorununun olmadığını anlatan Erbakan. Türkiye'nin rejiminin anayasayla belirlendiğini vurgulayarak "Mesele, bu rejim içinde yenkkn büyük Türkiye'nin kurulmasıdır. Halkunız bu gercekleri iyi bilmektedir. Dış güçlerin etkinlikleri sonuç vermeyecektir'* diye konuştu. Gazetecilerin sorulannı da yanıtlayan Erbakan, Fransız Le Monde gazetesinde yayımlanan Müslüman Kardeşler örgütüyle görüştüğüne ilışkın yazının anımsatılması üzerine, "Hiçbir gazete haberine inanmayın" dedi. Erbakan, "Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlik" eylemine katılan bir yurttaşın yaşamını yitirmesinin görüşmede gündeme gelip gelmediğinin sorulması C H P G e n e l B****™ D e n i z Baykal, halkuı Tûrkiye'niıı geleceğini parti liderlerininkev finebıraknıavip ülkcsiningeleceğinebizzatsa- hip çıküğını belirtti. Çizgi roman sanatçısı Suat Yalaz da Karaoğlan çiz^ bandını kendisinin yarat- bğuıı belirterek. "Ecevit benim Karaoğlanımı rezil etti. Bundan böyle Ecevit'in Karaoğjan diye anıl- masını istemiyorum'' dedL Baykal, dün çok sayıda sanatçının partisine kaülımı nedeniyle İstanbul The Marmara Oteli'nde düzenlenen toplantıda konuştu. Toplanüda Bay kal daha sonra. Av rupa AJevi Bûükleri Federasyonu Onursal Başkaru Ali Rıza Gülçiçek ile bir grup sanatçı ve aydınm üye- lik formlannı imzaladı ve CHP rozetlerini takü. (Fotoğraf: UĞUR GUNYÜZ) üzerine, böyle bir aynntıyı konuşmadıklannı söyledi. Erbakan. "Sayın Cumhurbaşkam ve devletin bütün kadamelerinde tam bir mutabakat vanhr. Devletin her tarafi sağlamdır" diye konuştu. Bir gazetecinın, "Demirel. Geneİkurmay Başkanı ismail Hakkı Karadayı'nın ordunun rahatsızhğuuı ilişkin görüşlerini size iletti mi" sorusuna Erbakan. "Hayır, böyle bir tefeir vapmanın anlamı yok. Sayın Cumhurbaşkam, Başbakan ve Geneİkurmay Başkanı ile nıtin olarak görüşüyor" demekle yetındi. Geneİkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in ABD'de Sincan'dan tanklann geçmesiyle ilgili olarak yaptığı "Demokrasiye balans ayan yapök" değerlendirmesinin anımsatılması üzerine Erbakan, "Gazetedeki haberlere inanmavın" dedi. Erbakan, Iran Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri'nin Türkiye'den aynlıp aynlmadığının sorulması üzerine. "Bilmem, kendisine sorun" demekle yetinirken. Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın son günlerdeki tavırlan nedeniyle kendisine bir uyan yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine de "Bunlarm hepsi suni gündemdir" dedi. IRMIKI AYDEN ENGİN e - mail: engin (a planetcom.tr Neredeyse bir onur sorununa dönüşmüştü. Yurttaşlık onuru- muza indirilen onca darbeyi an- ladıydık da şu İbrahim Şahin'in elini kolunu sallayarak dolanma-. sını kendimıze yediremiyorduk. Çetelerden arınmış, hukukun egemen olduğu bir ülke için ca- nmı dişine takanlar için özel tim- cilerin şefi Şahin, neredeyse bir simgeye dönüşmüştü. Her gece milyonlarca ev bir ateşböceğine dönüşüyor, yanı- yor, sönüyor, yanıyor, sönüyor, ülke aydınlık bir geleceğe göz kırpıyordu. Ama (brahim Şahin de çevresinde adamlannın ördü- ğü etten duvann zırhına bürünüp başkent sokaklarında piyasa ya- pıyordu. Sanığı iğnenin deliğine girse yakalayabilmesiyle övünen ^akalamasa da övünen) polis örgütü ise koskoca polis şefıne saygıdan olsa gerek seyırcı kal- mayı yeğlıyordu. Adam, göz kırpan evlerimize alenen posta koyuyordu. Kork- madığını kanıtlarcasına ortalar- daydı. Sonunda korktu. Kaçtı. Ne kadar övünsek hakkımız- dır. Evlerimizin yanıp sönen ışık- lan ibrahim Şahin'i önce tedirgin ibrahim Şahin Tamam. Şimdi... etti, sonra korkuttu, sonunda da kaçırttı. "Sürekli Aydınlık için BirDaki- ka Kafa/i/(/f"eyleminin bütün ka- zanımlannı bir yana bırakın, salt Ibrahim Şahin adlı özel tim şefi- ni korkutup kaçırması bile gün- ler ve günler boyu bir çocuk se- vinciyle oynadığımız "çıt karan- lık - çıt aydınlık" oyununa değdı. Daha kestırmeden söyleyelim: Önceki günden beri ülkemizde namlulann gücünetapan, devle- ti bir zorbalık ve hukuksuzluk ay- gıtına dönüştüren etebaşılardan biri yok. Geceleri kapımızın çalı- nıp karanlık yüzlü ve elleri silah- lı, telsızli birtakım adamlar, "Em- niyete kadar geleceksinız" de- dikten sonra bir bilinmezin ka- ranlığında yitip gitme olasılığımız "birelebaşı miktan" azakjı. lyimser olun. Bu bir kazanım- dır. Yeni kazanımlara ebelik ede- cek bir kazanım. Susurluk sonrasında İbrahim Şahin(ler) tedirgin oldular. Ak- şamları yorganı kafalanna çek- tıklerinde "Ya..." diye başlayan cümlelerte düşünmeye başladı- lar. Başta yazılı medyanın na- muslu yazar çizerleri, görsel medyanın namuslu habercilen Susurluk'u ülkenin kararmış ge- leceğini ışıtacak bir fırsat olarak kavradıklannda ibrahim Şa- hin(ler)in tedirginliği ürküntüye dönüştü. Büyük şeflerin sende- lediğini gördüler. Orneğin büyük şeflerden biri, "Bu, sıradan bir trafik kazasıdır" demeye kalktı, ortalık altüst oldu. Adamcağız şaşaladı, bu kez de "Hüseyin Kocadağ, Çatlı'y/ teslim olma- ya götürûyordu" diye kıvırmak istedi, büsbütün battı. Sonunda istifa etmekten başka çıkar yol bulamadı. İbrahim Şahin(ler)in ürküntüsü ufaktan ufaktan korkuya dönüş- meye başladı. Ankara, lstanbul, Diyarbakır gibi merkezlerde bilin- meyen evlerde, otel lobilerinde, lojmanlarda pazarlıklar başladı. "Bakın, bizi harcamaya kalkar- sanızsiz de yanarsınız" şantajla- n, ortalığı yatışttrmak üzere veri- lecek kurbanlann kım ve kaç ki- şi olacaklanna ilişkin ince hesap- lar, iğrenç pazarlıklar yoğunlaştı. Özel timcı polis memurianndan birkaçı aslanın ağzına atıldı. Bek- lendi. Ortalık yatışır diye umul- du. ••• işte o sırada oyun bozuldu. Evler göz kırpmaya başladı. Ön- ce birkaç ev. Koca apartmanda birkaç daire. Mahallede birkaç ev... Sonra... Ah, sonrasını biriikte yaşıyo- ruz!.. Oyun fena bozuldu. Kapalı ka- pılar ardındaki hesaplar, pazar- lıklar, taktikler altüst oldu. "Topu topu üç beş medya amelesi bunlar. Parayla, olmadı silahla hallederiz" deyip içlerini serinle- tenler, esen beklenmedik rtizgâr- dan üşümeye başladılar. Güneydoğu'nun korkulu dü- şü, her şeyin egemeni, ne ba- kan, ne vali, ne kaymakam din- leyen 'özel f/m'in güçlü, "Küçûk dağlan da ben yarattım, bûvük- lerini de" diye efelenen şefi İbra- him Şahin önce oyalamaya, za- man kazanmaya çalıştı. "Bazı özel işlerimi halletmem lazım. Bayramdan sonra teslim olu- rum" filan dedi. Bayram geçti. ibrahim Şa- hin'den ses soluk çıkmadı. Nasıl çıksın, adamcağız geceleri göz kırpan evleri sayıyor, sayılannın arttığını dehşetle fark ediyor, do- luya koyuyor olmuyor, boşa ko- yuyor dolmuyordu. Evlerin sayı- sına ne özel timci yeterdi, ne kamyon, ne Kalaşnikof mermi- si... Şahin'in korkusu büyüdü. Göz kırpan evlerin sayısı arttıkça bü- yüdü. Evlerin sayısı daha da art- tıkça daha da büyüdü. Sonunda korku, paniğe dönüştü ve... Şahin tüydü. Bir korkak gibi, veremeyeceği hesaplann yükü- nün altında ezılmiş ve kendisine yönettilen bütün suçlan üstlen- miş olarak kaçtı. Nasıl kaçtığını bizim karanlık işler muhabiri Halil Nebiler bıti- şik masada bilgisayanna yumul- muş, ayrıntısıyla anlatıyor. Kımin kaçırttığını yazmak da Tırmık'a düştü. Siz bunlan okuyadurun, biz sıradakilerle il- gılenmeye gidiyoruz... POLİTtKA GUNLUGÜ HİKMET ÇETtNKAYA Şişko Tekin'le Konuştum... TBMM Susurluk Komisyonu'na bilgi veren astsu- bay Hüseyin Oğuz'un, Uğur Mumcu katliamından önce evinde C-4 tipi plastik patlayıcılan sakladığını öne sürdüğü 'Şişko Tekin' ile dün görüştüm. Avuka- tı Oğuz Tekin'in de bulunduğu görüşmede 'Şişko Tekin' olarak anılan kişi Malatya'da halı ticareti ya- pan 1966 doğumlu Tekin Coşkuner'di... Tekin Ck)şkuner şöyle konuştu: "Astsubay Hüseyin Oğuz'u Malatya 'da görev ya- parken tanıdım. O sırada Kocaeli Cezaevi'nden Do- ğan Erşahin kaçmıştı. O tarihte kurmay albay olan Veli Küçük, Kocaeli Jandarma Alay Komutanı'ydı. Doğan Erşahin Malatyalı olduğu için Hüseyin ast- subay benden yardım istedi. Bana, 'Veli albayım pa- şa olacak, ona yardım edelim' dedi." Sordum: "Astsubay Oğuz'la ilişkiniz bu kadar mıydı?" Yanıt: "Beni daha sonralan tehdit etmeye başladı. Ajan olarak kullanmak istedi. Benim Uğur Mumcu ile il- gili olarak ifadem bundan 3.5 yıl önce Malatya'da alındı ve serbest bırakıldım. Benim Mumcu suikas- tıylailişkimyok..." Soru: "Astsubay Oğuz neden sizi suçluyor, eski savcı Uğur Tönük tarafından kurtarıldığını öne sürü- yor?.." Yanıt: "Ben Uğur Tönük'ü Malatyaspor'a kayyum atan- dığında tanıdım. Uğur Tönük'ü, astsubay Oğuz'a tanıştıran benim. Ancak, Doğan Erşahin'in yakalan- masında yardımcı olmam ve istihbarat toplamam is- tenince Oğuz'la aramız açıldı." Tekin Coşkuner, 1992 yılında bir olaydan tutukla- nıp bir süre cezaevinde yatmış... Acaba astsubay Hüseyin Oğuz, Uğur Mumcu su- ikastını saptırmak mı istiyor? Astsubay Oğuz, Tekin Coşkuner'in evinde C-4 tipi plastik patlayıcının saklandığını öne sürüyor, ancak Mumcu'yasuikast düzenleyenleri niçin açıklamıyor? Emekli savcı UğurTönük ortaya çıkmalı ve konuş- malıdır... Tekin Coşkuner'in avukatı Oğuz Tekin ise şunlan söyledi: "Astsubay Hüseyin Oğuz, Uğur Mumcu suikastı- nı saptırmak istiyor. Astsubay hakkında Ankara Cumhuriyet Savcıhğı'na suç duyurusunda buluna- cağız..." ••• 'Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık' eylemi, tüm yurtta dalga dalga yayılırken kimi çevreler, bu demokratik tepkiyi 'Eylemin tadı kaçtı' diyerekdur- durmaya çalışıyor... Hemen belirtelim: Eylemin tadı filan kaçmadı, REFAHYOL'un uykusu kaçtı... Halkın demokratik tepkisini provoke etmeye 'zi- bidiler çetes/'nin gücü yetmeyecek. Bir ayağı şeri- atçılarda, öteki ayağı ABD'de olan 'kadın giysileri giymeye meraklı' televizyoncunun gücü de bu de- mokratik tepkiyi durduramayacak; kadın eli sıkma- yan tarikat şeyhleri ve şıhlarının siyasal gücü de bu eylemin önüne geçemeyecek... REFAHYOL 'gugukçulan'nm telaşı, 'SürekliAydın- lık İçin Bir Dakika Karanlık' eyleminden kaynaklanı- yor. Demokrasi düşmanlan Atatürkçü, demokrat, yurtsever kesimın örgütlenmesınden korkup kaça- cak delik anyoriar. Adlannı yazmaya gerek görme- diğim zibidiler de 15-20 kişilik bir grubun kendini bil- mez davranışlannı "Eylem amacından saptı" gibi görüşle sergilemeye çalışıyorlar... Takkeli ve takkesiz liboşlar, tüm avantacılar, şe- riatçılar, faşistler, halkımızın demokratik örgütlen- mesinden neden korkuyorlar? Çünkü sistem çöküyor, de vlet erkini 42 yıl elinde tutan faşist, gerici sağ partilerin devlet içinde nasıl örgütlendikleri, Türkiye'de solu yok etmek için ne- ler yaptıklan ortaya çıktığı için... Kan gölünde beslenen yarasalar aydınlık bir ge- lecekten tedirgin. Türkiye'yi ortaçağın karanlığına götürmek isteyen şeriatçılann gerçek yüzleri görül- düğü için tarikat şeyhleri ve şıhlan pehşan... ••• Özel Harekât Dairesi eski başkan yardımcısı İb- rahim Şahin nerede? Kuş olup uçtu... Kim kaçırdı Şahin'i, niçin kaçtı? Başkent kulislerinde bu kaçış öyküsü şöyle değer- lendiriliyordu dün sabah: "Şahin konuşursa çok kişinin başını yakacaktı. Şahin bir hafta önce şöyle demiş: 'Beni yakartarsa ben de onlan yakanm'..." Büyük olasılıkla Romanya ya da Bulgaristan'da İb- rahim Şahin. Orada Bahçelievler katliamı sanığı Ha- luk Kırcı ile buluştuğu söyleniyor. Ancak Kırcı, 15 gün önce Kırgızistan'daydı. Azerbaycan-Kırgızistan arasında mekik dokuyan Kırcı'nın DGM'den kaçan özel tim polisi Ayhan Akça'yla buluştuğu öne sürü- lüyordu... İbrahim Şahin elini kolunu sallaya sallaya Istan- bul'da Mehmet Ağar'ın kızının cenaze törenine ka- tıldı. O gün yanında korumalan bile vardı. Şahin, da- ha sonra, hakkında gryabi tutuklama karan çıkanl- masına karşm Ankara'da görüldü. Ancak polis onu yakalamadı. Böyle bir olay demokratik ülkede yaşansa ne olur? Içişleri Bakanı anında istifa etmek zorunda kalır... Ama Meral Akşener Hanım hâlâ koltuğunda oty- ruyor... Tüm bu olup brtenler karşısında kafalar allak bul- lakoluyor. Astsubay Hüseyin Oğuz'un iddialan, 'Şiş- ko Tekin', yani Tekin Coşkuner'in söytedikleri karşı- sında insan şaşkına dönüyor... Astsubay Oğuz, Uğur Mumcu suikastını bir baş- ka yöne mi çekmek istiyor?.. Internet http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (5. Planet.com. TR Zarakolu ve Kürkçü duruşması ertelendi lstanbul Haber Servisi- Belge Yayınlan'nca ya- yımlanan "Savaş ve in- san: Türkiye'ye Silah Transferleri ve İnsan Haklan İhlalleri" kitabı nedeniyle yayıncı Ayşe- nur Zarakolu ve gazete- ci-yazar Ertuğrul Kürk- çü hakkında TCK'nin 159/1 maddesi uyannca 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan da- vaya dün devam edildi. Zarakolu ve ICürkçû'nün katıldığı lstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ya- pılan duruşmayı,ÖDP li- deri Ufiık Uras ile Sınır Tanımayan Avukatlar ör- gütü yöneticileri de izledi. Mahkeme heyetinde deği- şiklik olması ve yeni üye- nin kitabı henüz okuya- maması nedeniyle duruş- ma ertelendi. Kürkçü, ay- nı mahkemede Demokra- si gazetesinde yayımla- nan "Şimdi Ne Ola- cak?" başlıklı yazısı ne- deniyle açılan davadan gazetenin yazıişleri mü- dürü Ali Zeren ile biriik- te beraat etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle