Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ŞUBAT 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Santrallardaki uygulamanm faturası halk ve devlete çıkıyor
trikte
büyük vurgun• 60 liramaliyet. 4 bın
Hrasatış: Devletin.
özelleştirdiği ya da özel
sektöre yaptınlması için
ihaleye çıkardığı
hidroelektrik santıal
sayısı 27'yi buldu Bu
santrallann, ortalama 60
liraya mal ettiklen bir
kilovatsaatlik enerjiyi,
devletin elektrik dağıtım
şirketine(TEDAŞ|,
maliyetin yaklaşık 70 katı
olan 4 bin liraya
sattıklanna diİckat çekildi.
1ŞIKKANSI
ANKARA - REFAHYOL
iktidannın, rakamlann orta-
ya koyduğu vurguna karşın.
12 termik santral ile elektrik
dağıtım şırketlenni özel ku-
ruluş ve kişilere 20 yılhğına
devretme girişimı, maden ve
ener]i ışkolunda çalışan işçi-
lerin sert tepkisıne yol açtı
Işçıler. termik santrallann
bulunduğu bölgelerde yoğun
katılımlı mıting ve eylemleri
sûrdürüyorlar.
Tes-lş Genel Başkanı
Mahmut Özonur. ülkenın
kaynakJannın batınlmak is-
tendığıni belinerek "YıWa31
milyar dolarük katma değer
yaratan tesislerin, kârdan
başka tasası olmayanlara tes-
lim edilmesi iilke güvenliği
açısından risklidir" dedı.
Özonur, termik santral ve da-
ğıtım şırketlerinın, hukuksal
dayanaktan yoksun yöntem-
lerle satılarak cumhuriyet ta-
rihi boyunca halkın tasarruf-
lan ile oluşturulan enerjı sek-
törünün parçalanmak isten-
digmı savundu.
Tes-İş Sendıkası'nın Ge-
nel Başkanı Mahmut Özo-
nur. termik santral ve dağı-
tım şirketlerinin satışına iliş-
Danıştay yürütmeyi durdurdu
Yap-işlet modeli
yargıya takıldı
ANKARA (CumhnriyetBürosu)-Danıştay 10. Daire-
si, 7 elektrik santraiının yap-işlet modeliyie yapılmasma
ilişkin ıhale için yürûrlüğü durdurma karan aldı. Karann
10. daire tarafindan aiındığı. ancak son imzanm gelecek
haftaya ertelendiği öğreniidi. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Recai Kutan, resmen kenditerine tebliğ edıhne-
diğini vurguladığı yürûrlüğü durdurma karanna ilişkin
büginin kesin olmadığını açıkladı. Kutan, karann kesin-
leşmesi durumunda, projelerin devir aşamasrnı içeren
"ysp-^tet-devret" modeliyie yeniden gündeme getirile-
ccğini bildrrdi. Hükümetin 10 milyar dolann üzerinde
gelirbeklediği mevcut elektrik santrallannın ve yeni pro-
jelerin özelleştirilmesine ilişkin planı yargıya takıldı. Da-
nıştay 10. Dairesi, Enerji BakanlığTnın 2 ay önce 7 elekt-
rik santraiının yap-işlet modeliyie yapılmasıoa ilişkin
açtığı ihale için yürürlüğün durdurulması karannı aldı.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafmdan
Danıştay'a yapılan iptal ve yürürlüğün durdurulmasına
ilişkin başvuruda. kamu hizmeti nıteliğınde olan elektrik
üretimbizmetinın yap-işlet modeliyie ihaleye çikanlması
konusunda hükümete yasa ile yetki verilmediği, bu pro-
jelerin de "bntiyaz södeşmesi" kapsarmna girdigi
gerekçesi yer almıştı.
kin görüşlerinı Cumhuri-
yet'e aktanrken şu noktala-
nn altını çızdı:
Kindamadeğü,resmensa-
öş: Termik santral ve dağıtım
şırketlennın 20 yıllığa kırala-
nacağı. devredıleceğı açık-
lanmasına karşın. bu bir *sa-
üş"tır. Termik santrallann
ekonomık ömrii yaklaşık 25
yıldır. Devredılmek ıstenen
santrallann çoğu 5-8 yıldır
çalışıyor. Bu açıdan bakıldı-
ğında, devır sözleşmelennın
sonunda devlete ömürleri ta-
mamlanmış santrallar bırakı-
lacaktır. Yani santrallann en-
kazını devlet kaldıracaktır.
1.5 yıida amorti: Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
12 termik santral için toplam
1.6 milyar dolar bedel sapta-
dı. Oysa bu santrallann bir
yıllık kârlan yaklaşık 1 mil-
yar dolar. Bu termik santral-
lan 20 yıllığına kıralayacak
olan kuruluş ya da kişıler.
ödedikleri parayı 1.5 yılda
amorti etmış olacaklar.
Tesisler zarar etmiyor:
İşçılik malıyetı TEAŞ'ta
yüzde 10. dağıtımda (TE-
DAŞ) ıse yüzde 14. Işçilık
malıyeti açısından dünya
standartlan yüzde 15-20 ara-
sında. Termik santrallarda bir
kilovatsaatlik enerji 1995'te
1307 liraya, 1996'da 2 bin li-
raya mal ediliyordu. Elektri-
ğin kilovatsaati bugün yakla-
şık 8 bin liradan satıhyor. Ha-
zıne Müsteşarhğı'nın tah-
minlerine göre bu yıl içinde
TEAŞ 15 trilyon. TEDAŞ ıse
45 tnlyon lira kâr edecek.
Bütün bu rakamlar karşısın-
da. bu tesisler neden satıh-
yor? Bu satıştan. devletin,
milletın ekonomik, sosyal
faydası v ar mıdır?
Borçlardevktin: Kiralana-
cak termik santrallann 2.2 i-
la 2.5 milyar dolarlık dış
borçlan ve devir sonrası ışten
çıkanlacak işçilerin kıdem
tazminatlan da devlet tara-
findan üstlenılecek. 20 yıllık
kira için toplam bedel olarak
açıklanan 1.6 milyar dolann,
2.2-2.5 milyar dolarlık dış
borçlan bıle karşılamaması
dıkkat çekicıdir.
İflas eden, çekip gidecek:
Termik santrallar ıçın hazır-
lanan devir sözleşmelenne
göre kiralayan kuruluş iflas
ettiğını açıklarsa, sözleşme
kendiliğinden sona erecek.
Sözleşmede. iflas ya da tas-
fiye halinde devralan kuru-
luş için ayn bir yükümlülük
söz konusu değil.
Taüı kâr: Devlet, Türki-
ye'nin çeşitlı bölgelenndeki
küçük küçük 27 hidroelekt-
rik santrah özelleştirdi ya da
özel sektöre yaptırmak için
ihaleye açtı. Bu santrallar, or-
talama 60 liraya mal ettikle-
n bir kilovvatsaatlik enerjiyi,
devletin elektrik dağıtım şir-
ketine (TEDAŞ). maliyetin
yaklaşık 70 katı olan 4 bin li-
raya satıyorlar. Buna yağma
denmezse ne nedır?
Universitedeçatışma
İstanbulHaberServisi-lstanbul Ünıver-
sitesı Edebiyat Fakültesı'nde ülkücü öğren-
cilerin saldınsına karşılık veren sol görüş-
lü öğrencıler, polısin sert tepkısıyle karşı-
laştı. Olaylarda, 2 öğTenci yaralanırken 8
öğrenci de gözaltına alındı.
lstanbul Üniversıtesi Edebiyat Fakülte-
si'nde önceki gün ülkücü bir grubun saldı-
nsına uğrayan Uğur adlı bir öğrencınin bı-
çakla yaralanmasından sonra dün de olay-
lar sürdü. Sabah saatlennde fakülte ıçınde
bulunan ıkı kantinde sol görüşlü ve ülkücü
öğrencilerin ayn ayn toplandıklan öğrenıl-
di.
Çevik Kuvvet'e bağlı polısler fakülte çev -
resinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Mer-
kez kampusta bulunan bir grup sol görüşlü
öğrencinin arkadaşlannadestek için Edebi-
yat Fakültesi'ne girmelerine polis ızin ver-
medı.
Fakültedeki sol görüşlü öğrenciler, sabah
saatlerinde bir grup ülkücünün kantine ge-
lerek yanlanndataşıdıklan tabancalan ken-
dilerine gösterdiğinı ileri sürdüler. Öğren-
cilerin. fakültenin girişinde bütün eşyalan
polıs tarafmdan aranırken birkişinin içinde
satır ve ^opa bulunan bir çantayı rahatlıkla
içeri soktuğu öne sürüldü.
Öğleden sonra fakültenin yan tarafında-
ki bahçede toplanan ülkücüler. sol görüşlü
öğrencılere saldırdı. Saldınya karşılık \ eren
sol görüşlü öğrcncilen. polıs havaya ateş
açarak durdurdu. Sol görüşlü 2 öğrenciyı
sopalar ve coplaria döven polislerin. ülkü-
cü öğrencıleri koruduğu dikkat çektı. Yara-
lanan İletişim Fakültesı öğrencisi Ergün De-
mir ile Hukuk Fakültesi öğrencisi Dker. has-
taneyekaldınldı.
Sivil polıslerden kaçmak için Edebiyat
Fakültesf nin 2. katından atlayan sol görüş-
lü öğrencıler, 2 ülkücünün etrafını sardık-
tan sonra dövdüler.Yaralanan ülkücü öğren-
cıler. arkadaşlannın y ardımıyla kaçtı. Polıs,
8 sol görüşlü öğrencıyı gözaltına aldı. lstan-
bul Üniversıtesi Öğrenci Koordinasyo-
nu'ndan yaklaşık 50 öğrenci. dün Ankara ve
Manisa'da sol örgüt üyesı olduklan gerek-
çesiyle DGM'ce hapıs cezasına çarptınlan
öğrencilenn serbest bırakılması ıçın
Galatasaray'da toplandı.
Uğur Mumcu Araştırma Komisyonu suikastla ilgili araştırma yapan bazı gazetecileri dinledi
'Emniyet raporu çelişld dolır*
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA - TBMM Uğur Mumcu Cı-
nayetını Araştırma Komisyonu'nun
ANAP'lı üyesı Tevfik Diker'ın, yapılan
ilk değerlendirmelerde. emniyetın olay
yennde tuttuğu raporun çelişkilerle dolu
olduğunu belırterek "Bence, Uğur Mum-
cu arabaya tam olarak binmeden bomba
patladı. Bu nedenle uzaktan kumandalı
bomba ve başka olasılıklar üzerinde de du-
rulmalT dedığı öğrenıldı.
RP Ankara Milletvekilı Ersönmez Yar-
bay başkanlığında dün toplanan komıs-
yon. Mumcu cinayetıyle ilgili araştırma
yapan Tuncay Özkan, Evren Değer, Soner
Yalçın ve Nezih Tavlaç'ı dinledi. Toplan-
tıda komisyonun ANAP'lı üyesi Tevfık
Dikerdebombalı saldınnın hemen ardın-
dan olay yennde yapılan tespıtlerde ciddı
çelişkilerbulunduğunu sövledi.
Dıker. şöyle dedi: "'Emniyetin rapo-
runda da betirtildiği gibi araba kış şarüa-
n nedeniykelfreni inikdurumda ve birin-
ci vitestevken park edilmiş. Olaydan son-
ra vapılan tespittc de el freninin hâlâ inik
olduğu anlaşılrruş. Ov sa, raporda vites ko-
luvla mnanması üzerine misinanın hare-
ket ettiği ve böylece bombanın parladığı
belirtilmiş. Bu bir çelişki. Çünkü, araba-
nın çanştınlabihnesi için öncelikle araba-
ya binen kişinin el frenini çekmesi daha
sonra \itesi boşa alması gerekir. Ama el
freninin hiç çekilmediği anlaşılıyor. Benîm
kanaaa'me göre, Uğur Mumcu arabava
tam olarak hintmemiş. yani arabavı çalış-
brmak için firsat bulamanuş. Bu durum-
da misina harekcti ve bunun sonucunda
bomba patlamasından söz edilemez. Bu
nedenle, uzaktan kumandalı bombaya da
başka bir sistemk patlayan bomba türü
üzerinde de duruunalı. Aksi haJdt, doğru
sonuca ulaşılamaz."
Tevfık Dıker, aynca Uğur Mumcu'nun
eşi Cüldal Mumcu'nun üç patlama duy-
duklannı söylemesıne karşın ortada bir
tek çukur bulunduğuna dikkat çekti.
'MİT'te Mumcu belgesi yok' ~
TBMM"de kurulan Ugur Mumcu Cı-
nayetinı Araştırma Komisyonu'nun.
MİT'ten Uğur Mumcu suıkastı ile ilgıli
bılgi ve belge ısteğı, şaşırtıcı bir yanıtla
gen çevnldı.
Millı Istıhbarat Teşkilatı Müsteşan
Sönmez Köksal. komısyona gönderdıği
yazıda. teşkilatın elinde Uğur Mumcu
cinayeti ile ilgili hiçbir belge olmadığı-
nı açıkladı. Köksal. cinayet ile ilgili tüm
belge ve bılgilerin Ankara Devlet Gü-
venlik Mahkemesf nden temin edilebile-
ceğini bıldirdi.
Komisyonun Jandaıma Genel Komu-
tanlığfndan konuya ılışkın bılgi ısteği
yanıtsız kaldı. Komisyonun Jandarma
Genel Komutanlığf ndan Uğur Mumcu
cinayeti ile ilgili ellennde olan bılgi ve
belgeleri ıletmeleri ısteği karşısında, "O-
lay mahalli jandarma bolgesi olmadığı
icin elimizde bilgi yok" yanıtı \erildi.
Prof. Dr. Semavi Eyice
'Camiye değil
yerine karşıyım'
İstanbul Haber Servisi-
Kültür Bakanı İsmail
Kahraman'ın "kapının
önüne kovdum" dedığı eski
Kültür ve Tabiat Varlıklan
1 Numaralı Koruma Kurulu
Başkanı Prof. Dr. Semavi
Eyice, Taksim'de cami
yapılmasma değil, vapılacak
caminin yerine karşı
çıktığını'" söyledı.
Dünya Rehberler Günü
nedeniyle düzenlenen
panelde konuşan lstanbul İl
Turizm Müdürii Yalçın
Manav da Rehberler Bırliğı
ve Otelciler Birliği
Yasalan'nın bir an önce
çıkartılması gerektiğını
belırtti. Dünya Rehberler
Günü nedeniyle dün The
Marmara Oteli'nde bir
panel düzenlendı. Panele
katılan Prof. Semavi Eyice,
Kültür Bakanı İsmail
Kahraman tarafmdan
"Taksim Camü Projesine
karşı çıktığı gerekcesiyle
kapının önüne
konulduğunu" anımsatarak.
kendisinin bir camı
yapılmasma değil. caminin
şckline ve yapılması için
tarihı su makseminın
yıkılmasına karşı çıktığını
belırtti Türkiye'de ılk defa
Rehberler Odası tarafmdan
düzenlenen bir panelle
kutlanan Dünya Rehberler
Qünü'nde, "Türkiye Turist
Rehberkri Birliği
Kanunu"nun bir an önce
çıkartılması istendi.
Panelde konuşan tstanbul
Rehberler Odası (İRO)ve
Tunst Rehberleri Vakfı
Yönetim Kurullan Başkanı
Ahmet Şensılay, Türkiye
Tunst Rehberlen
Kanunu'nun hâlâ
çıkartılamadığını
vurgulayarak. "Turist
rehberleri, yaptıklan
mcslek itibariy le esnaf
statüsüyle uzaktan-
yakından Ugileri
olmamasına karşın, bu
statüve zorianmışlardır"
dedi. Dünya Rehberler
Birlıği'nin kırkıncı yılında
olunmasına karşın
Rehberler Günü'nün
Türkiye'de ılk kez bu
panelle kutlandığına dikkat
çeken Şensılay.
"Düşününü/ ki İstanbul
Turist Rehberleri Esnaf
Odası, Dünva Rehberler
Birliği'ne üye olmak için
henüz bu >ıl başvıırmuş ve
bunun için gerekli izin,
Sanayi ve Tıcaret
Bakanlığı'ndan henüz
çıknıamıştır'" diye konuştu.
İstanbul İl Tunzm Müdürii
Yalçm Manav da Rehberler
Birliği ve Otelciler Bırliğı
Yasalan'nın bır an önce
çıkartılması gerektiğini
vurguladı.
Tedavi altına alınan Yavuz ailesinin bir haftadır bir şey yemediği beliriendL (Fotoğraf: AA)
7 Mşilik aile açlıktan ölüyorduDI\ ARBAK1R (Cumhuriyet) -
Ramazan ayındaki yardım dağıtı-
mıy la gündeme gelen Diyarbakır'da,
7 kışılik bir aile açlıktan ölmek üze-
re iken son anda bulunarak tedav i al-
tına alındı. Baba Celal Yavuz, bir haf-
tadır boğazlanndan bir lokma yemek
geçmedığini belirterek
u
Aç ve çare-
sLz olarak günlerden beri ölünıün ne
zaman geleceğini bekliyorduk" de-
di.
Diyarbakır'ın Yeniköy Mahalle-
si'nde, yurttaşlann bir gecekondu-
da oturan 7 kışılik Yavuz ailesını ko-
ma halinde görüp durumu güvenlik
güçlenne bıldırmelerı üzerine, On
Nisan Polıs Karakolu görevlılen aı-
leyi Devlet Hastanesi'ne kaldırdı.
Doktorlar. baba Celal Yavuz, eşı Dil-
ber, 2 ile 13 yaşları arasındaki ço-
cuklan. M^ S^ S, Ö» ve M.'nın aç-
lık nedeniyle hastalandıklannı. te-
davi altına alınan çocuklann sağlık
dunımlannın ciddi olduğunu bildir-
diler. Devlet Hastanesi'nde tıfo teş-
hisiyle tedav isı süren baba Celal Ya-
vuz, bir haftadır evlerinde yemek
pişmediğinı ve boğazlanndan bir
lokma yemek inmediğini belirterek
şunlan söyledı: "Yaz avlarında ço-
banlık yaparak geçimimi sağlıyor-
dum. Kış olduğu için iş bulamadım.
Aylardır komşulanmızuı yardımıyla
karnımuı doyurabiliyorduk. Aç ve
çaresiz olarak günlerden beri ölü-
mün ne zaman geleceğini bekliyor-
duk. Çocuklanmın gözlerimin önün-
de günden güne erimesi beni perişan
etti. Zaten ikisi bir süre önce tifoy a ya-
kalanmıştı. İlaçlannı alamadığım
için hastalıklan da iyice ilerlemişti.
Güvenlik görevlileri bizi bulmasa
şimdiye kadar ölebilirdik. Kendimi
değil çocuklanmı düşünüvorum."
Diyarbakır Sağlık Müdürii Dr.
Mehmet Batki. durumu dün saat
17.30'da oğrenır öğrenmez olay ye-
rine geldıklerini. aile fenlenne ilk
müdahaleyı evlerinde yaptıklannı.
daha sonra anne ve babayı Devlet
Hastanesı, çocuklan da Çocuk Has-
tanesi'nde yoğun bakıma aldıklan-
nı belirttı. Batkı. "• Görebildiğimiz
kadanyla bu insanlar günlerce >e-
mekvcmemiş. önlerint" konulan tüm
vemekleri büv ük bir iştahla yediler"
dedı Açlıkta:ı ölmek üzerc ıken kur-
tanldıklan bildırilen aılenın tüm has-
tane giderlerinm valilikçe karşılana-
cağı açıklandı.
SHÇEK
Sürgünlere
protesto
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sağlık ve sosyal
güvenlik çalışanlan Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlı-
ğı önünde toplanarak, RE-
FAHYOL'un ıktıdaroluşuyla
başlayansürgünvekadrolaş-
ma hareketini protesto etti-
ler. Sağlık ve Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikası (SES)
yöneticılen. RP'lı Dev let Ba-
kanı Sacit Günbey'in genci
kadrolaşma yürüttüğü Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esırge-
me Kurumu'nda (SHÇEK),
anayasal haklan olan sendi-
kal faaliyetlenni engellediği-
nı bıldırdıler.
SES Ankara Şubesfnden
yapılan yazıh açıklamada.
Devlet Bakanı Günbey'in
250'nın üzerınde çalışanı
-gerici kadrolaşma uğruna"
.sürdüğü kaydedıldı. Sendıka
yöneticılerinın. SHÇEK'teki
anti-demokratik. anti-laik
uygulamalara karşı çıkması
nedenıy le baskı altmda rutul-
duklarına dikkat çekilen
açıklamada. Atatürk Çocuk
Yuvast'ndaki sendtka odası-
nın kapatıldığı ve toplantıla-
nn yasaklandığı belirtildi.
Çalışma Bakanlığı önüne,
"Sürgün, baskı ve kryunlara
son" yazılı pankartla gelen
Tüm Sosyal-Sen ile SES'e
üye sağlık ve sosyal güvenlik
çalışanlan. "Baskılarbiziyıl-
dırama/", "Stndika hakkı-
miisökesökealınz1
" slogan-
lan attılar.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Halk İsterse...
Son haftalarda "Refahlılann" münasebetsizlik-
leri artık kabak tadı vermeye başladı. Daha önceki
birkaç yazımda, "Acaba bunlar o/ay/an neden tır-
mandırmak istiyoıiar" sorusunu yanıtlamaya çalış-
mıştım. Doğrusu, bu soruya net bir yanıt vermek
mümkün olamıyor. Fakat bana kalırsa, bunlar "so-
runlann altmda ezildiler" ve tam anlamıyla. "kaç-
mak" istiyoriar. Ama "Kusura bakmayın, biz bu işi
kıvıramadık" dıyemedikleri için, bir dış baskıyla "bı-
rakmak zorunda kaldıklan" izlenımini vermeye uğ-
raşıyorlar. Hele, askerlerin "fe/tan/eny/e"iktıdardan
gittikleri "izlenimini" verebilirlerse, değmeyin ke-
yiflerine...
"Muhterem kardeşlerim "diyecekler, "Tam bız so-
runlan çözüyorduk, yakamıza yapışttlar. Bunlar Is-
rail'in uşağı..."
Ve maalesef, dünyanın tüm halkları gibi, hafıza-
sı çok zayıf olan halkımız da bunlara inanacak. So-
runlar, yokluklar ve yoksulluklar günden güne ar-
tarken, Refah'ı bir "kurtancı" gibi anımsayaoak ve
değeriendirecekler. Işte bu gidişat, laik cumhuriye-
timiz ve çağdaş yaşam tarzımızın sonudur...
Refahlılann son haftalardakı münasebetsizlikle-
rinden bir bölümü, toplumumuzda tepkiyle karşı-
landı. Bence yeterlı olmasa da Sincan rezilliğı ve
Şevket Kazan'ın "mum söndü"sü genış tepkiler
aldı. Ancak bu arada bir üst yönetıdnin, fevkalade
tehlikeli ve yanlış bir görüşü, kımi gazetelerin kü-
çük bir haberi olarak kaldı ve yeterince değerlen-
dirilmedi.
Bu ''muhterem''(!), bir konuşmasmda "Halkister-
se"diyordu. "Halk isterse, şeriat! da getirebilir."
Çünkü "Madem demokrasi halkın kendi kendini
yönetmesi" demekmış, "Eğer halk şeriat yönetimi
altmda yaşamak isterse, şeriat yönetimini de ku-
rabilırmiş."
Firsat buldukça, "Biz demokrasıye <nanmıyoruz"
diye nutuk atan bu adamlann. işlerine geldiği za-
man demokrasınin kurallarının ardına sığınmak is-
temeleri. başlıbaşına ılginç bır tutum. Fakat de-
mokrasinin "kuralları" arasında, "Halk ne isterse o
olur" gibisinden bır kural da yoktur. Zira demokra-
si "halk içinde birçoğunluğun yönetimi" değil, "hal-
kın yönetimidir. "Eğer halk arasında bır çoğunluk,
karşılanndaki azınlığın özgürtüklerini ortadan kaldır-
mak isterse bunu, "demokrasi adına" yapamaz.
Demokrasi. "çoğunluğunyönetimi" değildir. De-
mokrasi. çoğunluğun karşısındaki azınlığın hak ve
özgürlüklerinin de "devletin koruyucu kanatlan al-
tmda" korunduğu, sürdürüldüğü biryönetımin adı-
dır. Demokrasiyi diğer yönetim bıçimlerinden ayı-
ran temel özellik budur.
"Iktıdar", her yerde iktıdardır. Bir rejimın demok-
rasi olup olmadığını, iktidara bakarak anlayamaz-
sınız. Bir rejımin demokrasi olup olmadığının ölçü-
sü, "muhalefettir," Muhalefet ne derece özgürse,
o ülkede demokrasi o kadar lyi ışhyor demektır. A-
ma eğer özgüriükler, salt "iktidarda olanlar" için
varsa ve o iktıdarın karşısındakilerin özgürlükleri
kısıtlanmışsa, o rejım, demokrasi değildir.
"Çoğunlukiradesini", "millı irade" ile kanştırmak,
aslında çok yaygın bir yaklaşımdır. Özellikle Türki-
ye'de; çok partıli yaşama geçıldığı andan itibaren
bu "yanlış" yaklaşım benimsenmış ve çoğunluk ıra-
desine dayanarak iktidara gelenler, kendilerini
"canlannın istedıği he
r
karan alma konusunda" öz-
gür sanmışlardır. Ve çoğu kez, bu yanlışlıklannın be-
delini çok ağır bır bıçımde ödemışlerdir.
Düşünce özgürlüğü hariç, hiçbir özgürlük "sınır-
sız" değildir. Özgürlüklerin sının, "başkalarmın öz-
gürlüğünün" sınırlarındadır. Ve bu çerçeve içinde,
çoğunluğun yönetme özgürlüğü de çoğunluk kar-
şısındaki azınlığın özgürlüklerinin sınırında biter.
Bu görüşü benimsemeyenler, "Bizi azınlık mı yö-
refece/<?"diyeitirazederler. Elbette "hayır". Elbet-
te bir toplumda çoğunluk iradesı egemendir ve ka-
r-^rlar çoğunluk iradesine göre alınır. Fakat bu "ka-
rarlar", azınlığın özgürtüklerınetecavüzedemezve
bu özgürlükleri ortadan kaldtramaz.
Demokrasilerde, "demokrasiyi ortadan kaldırma
özgürlüğü" yoktur. Şeridt düzeni, demokrasi dışı bir
düzen olduğuna göre. "halkın çoğunluğu ıstese bi-
le" şeriat düzeni getirilemez. (Kaldı kı Türkiye'de
halkın çoğunluğunun şeriat düzeni ıstemesi de söz
konusu değildir).
Devletler, belli bir felsefeyle kurulurlar ve bir dev-
letin "rejimi" ve "hedefi" o kuruluş aşamasmda be-
lirtenir. Zaman geçtikçe; o rejım yetersiz kalabılir, o
hedef aşılabilir, fakat o devlet "tümüyle çökme-
den" ya da dış dengelerde çok "belirleyıci" kımi de-
ğişmeler olmadan "rejim değişıkliğine"g\ö\\emez.
Kaldı ki bu türden rejim değişikliklerinde de deği-
şım "ileriye doğru" olur. Iran'dakı şerıatçı islam
Cumhuriyeti'nin Şah'ın diktatörtüğünden "daha /7e-
rici" bir rejim olduğuna kuşku duyulmaması gere-
kir. Ekonomik "paylaşım" Şah dönemıne oranla
çok daha "hakça" olduğu gibi, "siyasal katılım" da
Şah dönemindekinden daha "geri" değildir. Tepe-
deki yüzde 10'un "çağdaş" görüntüsüne aldanıp;
kan ve gözyaşı üzerine kurulu Şah dönemini "ak-
lamamak" gerekir.
Geçen günlerde bu konu üzerinde daha genişti-
ğine durmuştuk.
iki savaş arasındaki faşist yönetimleri iktidara ge-
tiren konjonktürü de doğru değerlendirmekte ya-
rar vardır. Kaldı ki bunlann sonu da ortadadır.
Bu konuya ileride tekrar, tekrar yeniden dönmek
üzere şu kadannı yıneleyelim ki bir demokraside ço-
ğunluk ıstıyor diye, şenat düzenıne falan geçilmez.
Bu iş ancak "silah zoruyla" olur ki umanm bizim
"muhteremler"(!) bunu düşünmüyorlardır. O zaman
"el mi yaman, bey miyaman" anlarlar, ama böyle
bir kardeş kavgasının kımseye yararı dokunacağı-
nı da sanmıyorum.
Akıllarını şımdıden başlarına toplasalar. kendile-
rı için çok lyi olur.
BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKLK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN İl AN
Da\acı Fılı/'Güngor
Vekılı Av Ismaıl Dıldık - Mülla Sok. No 5. Cumhunyet
Mah B Evler - Ist. Da\alı Kemal Gunaor (Adresı mcçhul)
Hâkımlıgımızın 9 6 1995 tarıh. 1994 255 Esas \c 1995 3^4
karar sayılı ılamı ile davacı Fılız Güngör ile da\ah Kemal Gün-
gör'un TMlC'nın değı^ık 134 maddesi gereğınce bosanmalan-
na. taraflann muşterek çocuklan 3U 6 19ıS9 doğumlu Tolga Gun-
gör'ün vclayetinın anneye venlmcsınc, taraflar a\nı >ehırde
orurduklan takdırde her hafta pazar gunlen ^abah »aat ()9 00 ile
19.00 arasında \ e ayn ayn >ehırlerde oturduklan takdirde ıse se-
nemn temmuzayında 1 ay sure ile davalı babanın. \elayetı anne-
ye venlen bu çocuğunu yanına alıp gorebılmesıne. davacı \ekı-
lı. mmekkılı \e muijterek çocuğu ıçın tedbır. ı^tırak. \oksulluk
nafakalan ve tazmınat talep etmeveceğını 3 5 1995 tanhh ceUe-
de bildırdığınden. bu konuda bır karar venlmesıne >er olmadığı-
na. 94.500 TL 'sı ılan harcı ile da\acının yapmış olduğu 115 000
TL Sı yargılama gıden ve 600 000 TL "sı \ekâlet ucretının da-
valıdan alınıpda\aLiya venlmeMne karar senlmıştır Davalı Ke-
mal Gungor'un adresi meehul olduğundan, bojanma ılamı o/e-
tinin gazete ile ılanen teblığıne karar venlmı>iır t^bu ılamın ga-
zetede neşrinden sonra yasal süre ıcınde lemyız olunmadığı tak-
dirde karar ve ılamı kes'ınlesecektır 2S 1 1997 Basın (.914