Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ŞUBAT1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
İstanbuHu
sanaylcilepin
KKTC çıkarması
• İSTANBl L (AA) -
Istanbul Sanayi Odası
yöneıicılen \e meclıs
üyelerinden oluşan bır
heye:. temaslarda
buİunmak iizere 21 şubat
cum£ günü Kuzey Kıbns
Türk Cumhuriyetı'ne
(KfCTC)gıdiyör.
Türlcye'deki odalann,
KKTC 'ye ekonomık
olarak da sah.p çıkılması
amaciyla baş.attıklan
etkıniikler. îs:anbul Sanayı
Odası (İSO) ıle sürüyor.
Gemı inşadar. tekstile
kadarçeşitli sektörlerin
temsılcilen, gazeteciler ve
İSO personelınden
yaklaşık 100 kişılik heyet.
21 şubat cuma günü uçakla
KKTC'ye gidecek. Şu ana
kadar. 51 medis üyesi.
gezıye katılacağını
bildirdi. Katılacaklaı
arasında, Türkiye Giyim
Sanayicilen Demeği
(TGSD) BaşkanıTuran
Sangülle, Koç Holding'den
Necati Ankan ve Cengiz
Solakoğlu. Türkiye Şişe
Cam'ın Genel Müdürü
Adnan Çağlajan da
bulunuyor.
Tütün alımları
sürüyor
• İZMİR (AA) - Ege
Ekici Tütün Pıyasasf nda,
Tekel'in alımlan 11 bin,
tüccann alımlan 26 bin
tonu aştı. Ege Bölgesi
alım merkezlerinden dün
öğleden sonra toplanan
verilere göre. Tekel 29 bin
900 ekiciden 11 bin 300
ton, tüccar ıse 52 bin 315
ekiciden 26 bin 400 ton
alım yaptı. Söz konusu
alimlarda, Tekel'in
ortalama alım fiyatının
457 bin lira. tüccann
ortalama alım fiyatının
417 bin 978 lira olarak
hesaplandığı belirtildı.
Ege Ekici tütün
piyasasının açılışının hafta
sonuna gelmesi nedeniyle,
bugünden ftıbaren
alımlann yoğunlaşması ve
bu hafta sonunda büyük
ölcüde tamamlanması
bekleniyor.
IMF'de atamalar
• ANKARA/
VVASHINGTON (AA) -
LMF'nin Türkiye'nin de
içinde olduğu bölgeden
sorumlu yetkilisi Massimo
Russo IMF Başkanı
Michel Camdessus'a özel
danışman olarak atandı.
IMF Türkiye masası şefi
Martin Hardy'nin de
içinde bulunduğu Avrupa
1. Bölge Başkanı
Russo'nun yeni görevine
atanmasından doğan
boşluğu Michael C.
Deppler dolduracak.
OECD \e Avrupa Birlıgi
komisyonlannda da görev
alan ttalyan asıllı Russo
IMF'nin en kıdemli
ekonomistlen nden.
Gümrük birliği mevzuatının çıkmaması 500 milyon dolarlık ihracat kaybı yarattı
Deride mevzuat deliği• 1995'i 850 milyon dolarlık ihracatla tamamlayan deri
sektöründe, 1996'da yüzde 20-25'lik alışılmış ihracat artışı
gerçekleşemediği gibi 300 milyon dolarlık gerileme yaşandı.
NURTEN YALÇIN
Koşar: Gümrük birliğine
girmenin avantajlarını
sektör olarak yaşayamadık.
Yıllardır ortalama yüzde 25'lık bir
artış trendi olan den ihracatı. 1996
yıhnda gümrük birliğiyle ilgili
düzenlemelerin yapılmaması nedeniyle
sekteye uğradı. 1995 yılını 850 milyon
dolarlık ihracat hacmiyle tamamlayan
deri sektöründe, 1996 yıhnda yüzde
20-25'lik alışılmış ihracat artışı
gerçekleşemediği gibi, 300 milyon
dolarlık da bir gerileme yaşandı.
1996'da deri ihracatının ancak 550
milyon dolarla sınırlı kaidığına dikkat
çeken sektör yetkilileri, yabancılardan
özellikle uluslararası fuarlarda boy
gösteren Türk firmalannın mallanna
yoğun talep gelmesine rağmen
ihracatın düşmesini "Gümrük
birliğine girdikten sonra
hükümetlerin gerekli uyum
çalışmalarını ve mevzuat
düzenlemelerini yapmamalarına"
bağladılar. Den Sanayicilen Derneği
Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) Deri Sektör Kurulu
Başkanı Turgut Koşar, 1.5 yıldır
hükümette bulunan siyasilerin
sanayiciye kolaylık sağlamaktan öte
kend'i yükümlülüklerini bile yerine
getirememelerine rağmen deri
sektöründe gerek üretim kalitesinde
gerekse tanıtım çalışmalannda büyük
aşamalar kaydedildiğini, ancak GB ıle
ilgili olarak Rekabet Kurulu, telafi
edici vergi, navlun primi, tanıtım ve
reklam indirimi gibi konulann ele
alınmaması nedeniyle 1996'da
"parlak olmayan bir yıl"
geçirdikierini söyledi.
Koşar, gümrük birliğine girmenin
avantajlannı sektör olarak
yaşayamadıklannı belirterek "Halen
5-10 dolar farkla Avrupa'ya mal
satma fırsatını başkalarına
kaptırıyoruz. Bir yandan maliyetler
artarken. bir yandan da rakiplerle
aynı şartlardan yararlanamayınca
sizin satacağımz mal üzerinde
pazarlık yapma şansınız da
kalmıyor" dedi.
Deride öncü durumunda olan İtalya,
İspanya gibi ülkelerde fuar, tanıtım
organizasyonu gibi aktivitelerde stand
ücretlerinin bile devlet tarafından
karşılandığına dikkat çeken Koşar
"Bizde ise tanıtım ve reklamla ilgili
GB'den sonra en ufak bir düzenleme
yapılmadı. Miami'deki son
uluslararası deri fuarında İtalya'yı
320, tspanya'yı 240 firma temsil etti.
Türkiye'den ise yalnızca 22 firma
katıldı" dedi. Bavul ticaretiyle ilgili
düzenlemelerin de bır an önce hayata
geçinlmesi gerektiğinı vurgulayan
Koşar "Bugün bavul ticaretinden 10-
15 milvar dolar dö\iz kazanılıyor.
Bunu kayda almak zorundasınız.
Zira bavul ticaretine başlayan büyük
deri firmaları da artık tıkanma
aşamasına geldi" diye konuştu.
Bakan Yılmaz: İşletmelerin eğitim giderlerinin yansı karşılanacak
KOBFlere destek sözüAıNKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz, küçük ve
orta boy işletmelerin eğitim çalışmala-
nnın giderlerinin yüzde 50'sinin karşı-
lanacağını bildirdi. Yılmaz, aynca, 1-50
arasında işçi çalıştıranlar KOBl'lerin
alacaklan teknik personelin maaşının
yüzde 70'inin 6 ay boyunca desteklene-
ceğini söyledi.
KOBİ ve İhracat Geliştirme Merke-
zi'nin (İGEME) tüm mevzuat, pazar
olanaklan, işletme biçimleri ve uygula-
malan lntenıet'te yayımlanmaya baş-
landı
Devlet Bakanı Yılmaz. İGEME ta-
rafından KOBl'lere yönelik Internet'te
başlatılan "İGEME WEB SITE" uy-
gulaması nedeniyle dün düzenlediği ba-
sın toplantısında, bu işletmelere verile-
cek destekleri de açıkladı. Yılmaz, tica-
ri bankalar aracılığıyla KOBl'lere kul-
landınlan Eximbank kredileriningeçen
yıl 287 milyon dolar olduğunu, bu yıl
da Eximbank kredilerinin bu işletmele-
re aktanlacak miktannın yüzde 50'ye çı-
kanlacağını söyledi.
Eğitim karar tasansıyla KOBİ ve sek-
törel dış ticaret şirketlennin İGEME ta-
rafından belirlenecek eğitim faaliyet-
lerine ilişkin harcamalann yüzde 50'si-
nin destekleneceğinı anlatan Yılmaz,
"1-50 arasında işçi çalıştıran işletme-
lerin mühendis, işletmeci veya eko-
nomist istihdam etmeleri halinde ilk
altı aylık ücretlerinin yüzde 70"i kar-
şılanacak" dedi.
İGEME de, Intemet aracılığıyla yur-
tiçi ve yurtdışı dış ticaret firmalanna
yeni bir hizmet vermeye başladı.
Firmalar. "İGEME VVEB SİTE"
sayfasmda ticari taleplerden, yayınla-
ra, dış ticaret bültenine, dış ticaret terim-
ler sözlüğüne, ticaret rehberine kadar
değışik sunumlardan yararlanabilecek-
ler. Yılmaz, ithalat rejimiyle ilgili süre-
Bakan Yılmaz KOBİ'lerin İnternet
cin 1.5 aydır devam ettiğini, bunun da
ithalatçı açısından belirsizlik yarattığı-
nı belirterek "Bizim açımızdan tüm
çalışmalar bitirildi. Tekel ürünlerin-
deki fonlarla ilgili bir düzeltme var-
dı. İthalat rejimimizde bu düzenle-
meyi yaptık" dedi. Yılmaz, ortaklik
u\jjulanıa>ını tanıttı.
konseyı karan çerçevesmde tanm ve sa-
nayi ürünlerine ilişkin temmuz 1996'da
birinci indirimin yapıldığını belirterek
ikinci indirimin de 1 ocaktan itibaren ya-
pılması gerektiğini, tanm ve sanayi ara-
sında dengenin bozulmamasının zorun-
lu olduğunu söyledi.
Necati Celik
'SSK'de köklü
değişiklik
yapılacak'
İstanbul Haber Servisi - Çalış-
ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ne-
cati Çelik, SSK ve sosyal güven-
liği yeniden düzenleme çalışmala-
n yaptıklannı belirterek " 1997'nin
ilk 6 aymda SSK'de köklü bir de-
ğişiklik meydana getirilecektir"
dedi.
Ülke genelinde sigorta hizmct-
lerinin çağın teknolojisine göre hiz-
met verebilmesi amacıyla SSK Ge-
nel Müdürlüğü'nce düzenlenen 5
günlük sempozyumun dün SSK'nin
Usküdar'daki misafırhanesinde baş-
ladı. Toplantıda konuşan Çelik,
SSK'nin ktasik, gelenekçi, vur-
dumduymaz biryönetim anlayışıy-
la bugünkü hale getirildiğini ve çö-
kertildiğini belirttı. SSK'nin, Tür-
kiye'nin genel bütçesinden sonra en
büyük bütçeye sahip. 30 milyon ın-
sana hizmet sunan dev bir kuruluş
olduğunu hatırlatan Çelik. şöyle
konuştu: "Bu kurumda hizmet
almak da büyük bir sorumluluk
gerektirir. 'Banadokunmayan yı-
lan bin yıl yaşasın' mantığıyla
Türkiye yönetilemez, kurum yö-
neltilemez. Malzememiz. muha-
tabımız insandır. SSK'de ne ça-
lışan, ne çalıştıran, ne hizmet alan
memnundur. Duruma el koyma-
ya ve düzeltmeye mecburuz. Bu
anlayışla SSK ve sosyal güvenli-
ği yeniden düzenlemek için çalış-
malar içindeyiz. 1997'nin ilk 6
aymda SSK'de köklü bir değişik-
lik meydana getirilecektir. Sos-
yal güvenlik reformu gündeme
alınmıştır. 506 sayılı yasada kök-
lü değişikliğe gidümektedir. Bu ta-
sarı yasalaştırıldığında kurum
135 trilyon lira tasarrufta bulu-
nacaktır."
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Refah Saldırganlaşıyor
Refah'ın muhalefetteki "hak-
tan yana" görüntüsünden eser
kalmadı. iktidarda oyunu çaldığı
yoksul halkı ezen kirli düzene
ödiin verdikçe, iktidar uğruna her
tür kirliliğe bulaşıp battıkça, Re-
fah kadroları hırçınlaşıyor. Baş-
bakan, bakanlar, milletvekilleri-
nin, parti kadrolarının ve yandaş-
lannın "yumuşak, güleryüzlü, de-
mokratik" maskeleri düşüyor. Re-
fah kadroları her geçen gün bi-
raz daha saldırganlaşıyor.
Demokrasiyi, nimetlerinı so-
nuna kadar kullanarak iktidara
gelen parti, kimilerinin beklenti-
lerine, düşlerine uygun, düzene
uyum sağlayan, demokrasiyi de
birölçüdeıçinesindiren, Batı'nın
Hırıstiyan demokrat partilerine
benzer, Islami-demokrat bır çiz-
giye çekilmiyor. Yeni Dünya Dü-
zeni'nin halkyığınlanndan, çıkar-
larından kopuk, yoz, vurguncu,
kirtenmiş ekonomik yapısına tam
uyum sağlamakta ne ölçüde ba-
şan gösterdiyse, bu büyük "gü-
nahını" kitlelerden saklamak için
de şeriat isteminde aynı ölçüler-
de radıkalleşmeyı seçiyor.
Dünyada demokratik düzenin
araçlannı kullanarak iktidara yer-
leşmiş tek şeriat düzeni yanlısı
parti, iktidarda maskelennin düş-
mesinin öfkesinde, başansızlık-
lannın, olumsuzluklannın pahalı-
ya mal olmasının kaygısında, is-
tediği gibi at koşturmasının önü-
ne set çekilmesine şiddetle tep-
ki veriyor.
DYP ve Çiller'i esir alarak hü-
kümeti ele geçirmiş Refah kad-
rolan, geleceğe yönelik şeriatın
yolunu açmada önemli gördük-
leri uygulama ve kararlann en-
gellerle karşılaşmasını içlerine
sindiremiyorlar. Parlamentoda
hâlâ alternatif hükümet gündem-
de değilken hükümeti ve Meclis'i
teslimaldıklannı düşündüklerı bir
ortamda istediklerini yapamama-
yı kendilerine bile açıklayamıyor,
daha da hırçınlaşıyorlar.
"Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakıka
Karanlık" gibi gerçekten sıcak ve
yumuşak bir demokratik eyleme
böylesine şiddetli karşı çıkış, Er-
bakan'ın. Kazan'ın, Asiltürk'ün
aynı zamanda demokrasıye ta-
hammülsüzlüklerinin de yansı-
ması olan ilkel tepkileri, kadınlar
mitingi ile bir başka boyutta açı-
ğa çıkıyor. Iktidarın başındakile-
rin hırçınlığı, en insancıl yumu-
şak eylemde, sonunda polis co-
pu ile kan dökülmesini getiriyor.
52 demokratik kadın örgütünün
eylemine katılan kadınlar "fahişe-
likle, Islamiyete karşı olmakla"
damgalanıyorlar.
Çıkar düzenlerinin yürümesi
uğruna Refah'tan laikliğe, de-
mokrasiye savaş ilan etmemiş
bir parti ve iktidar yaratmayı
umanlann, neredeyseyalvaran, sı-
nısız ödün veren politika ve stra-
tejileri bir işe yaramıyor: İktidar
olduktan sonra özellikle RP lider
kadrolarından, anayasal veyasal
hukuk düzeninin, demokrasi ilke-
lerinin, laikliğin korunacağını söy-
leyen çıkmıyor. Daha acısı şeri-
atın devlet düzeninde geçerli ol-
masını RP'nin amacı olarak gör-
mediklerini, bunun savaşımını
vermeyeceklerini söyleyecek bir
tek partilı bulunamıyor:
Güneri Cıvaoğlu milletvekili
Bülent Arınç'a "Demokrasiye
karşı değilsinız değil mi? Müslü-
manlığın demokrasi içinde yaşa-
yacağma, iktidarda uyum yolu
bulunacağına inanıyorsunuz de-
ğil mi..." sorularını yöneltiyor.
Arınç bu sorulara doğrudan
biryanıt vermeyerek Müslüman-
lık adına savunduklan şeriat ikti-
dan ile demokrasiyi buluşturma-
dan falan hiç söz etmiyor. Satır
aralannda, demokrasinin öyle de
vazgeçilemeyecek tek ideoloji ve
yönetım aracı olmadığını savunu-
yor. Arkasından islamda bir uz-
man ve otorite edası ile Ceza-
yir'e, Mısır'a, Afganistan'a, Iran'a..
ilişkin uzman gazetecı ve harici-
yecilerın anlattıklarına şiddetle
karşı çıkıyor. Hepsinde de radi-
kal şeriatçı örgütler ve partilerin
yaptıklarını haklı buluyor. Islam
ve şeriat adına bu ülkelerde ya-
şananları, katliamları, diktatör-
lükleri ustaca onaylayıp alkışla-
dıktan sonra, bunlara bakılarak
Türkiye'de aynı şeylerin olacağı
sonucuna varmanın yanlış oldu-
ğunu söylemekle yetiniyor. Ceza-
yir'de ona göre Islamın iktidarını
engelleyen bugünkü iktidar ve
yandaşlanna tükürdüğü için de,
Elçi'nin protestosuna ve bir an-
lamda diplomatik skandala yol
açarken de onun yerine Cıvaoğ-
lu özür dilemek zorunda kalıyor.
Sözleşmiş gibi aynı gün Fethul-
lah Erbaş "Şeriata karşı olan
anarşist demektir", Bakan Ce-
vat Ayhan da şeriata karşı yürü-
yen kadınlar için 'Mûstümanlartû-
kürse bunlar boğulurtar"demeç-
lerini veriyorlar... Bazılarının öne
sürdükleri gibi Türkiye'de laik-
şeriatçı cepheleşmesi iki toraflı ya-
şanmıyor. Şeriat cephesi bir şey-
ler koparmanın telaşında ciddi
bir skaldırıya geçmiş bulunuyor.
Refah'ın lider kadrolan apaçık
"Yüzde doksanı Müslüman olan
bir ülkede, şeriat düzenıni, ikti-
dannı kabul etmeye mahk0um-
sunuz. Insan haklan, demokrasi,
Atatürk devhmleri, laiklik ilkeleh
ancak şenat düzeni ile çatışılma-
yan noktalariçin geçehidir. Daha
doğrusu bize, gelişmemize, ikti-
danmıza karşı çıkmadığınız ölçü-
de sizinle uzlaşır, karşı çıktığınız
noktalarda çatışınz.." diyoriar. Bu
dayatmayı artık çok büyük çoğun-
luk görüyor ve de bundan şüp-
hesiz kaygı duyuyor.
Hani şu dudak bükülen 70 yıl-
lık Cumhuriyet deneyimi, demok-
rasi birikimi, gerçek anlamda uy-
gulanamasa bile insan hakları-
nın, çağdaş, laik düzenin tadına
vanlmışlığı, Refah'ın lider kadro-
larının düşledikleri şeriat düzeni
ve iktidan için gerçek bir engel.
Yüzde doksanı ya da kaçta kaçı
olursa olsun Müslüman olan bu
ülkenin insanları, kesinlikle şeri-
at düzeni ve iktidanna karşı dur-
maya kararlı.
Türkiye'nin sorunu, Cezayir'e,
Iran'a, Afganistan'a, insan hak-
lannın, demokrasinin, laikliğin ge-
çerli olmadığı düzenlere dönüş-
türüıemeyeceğini kanıtlayacak
toplumsal karşı duruşun yeterin-
ce örgütlenememesinde. Siyasi
partiler, sendikalar, demokratik
örgütler, sivil toplum örgütlen-
meleri, kitlelerin henüz şeriat teh-
didinin boyutunu tam algılayıp
yeterli ve caydıncı karşı çıkışı or-
ganize edememelerinde. Sivil çö-
zümü üretememelerinde.
ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMI DOSYA: İHRACATTA TEŞVIKIN ONEMI
Türk Tütününde Kara Dönem
E
ge Ekici Tütün Piyasası'nın açı-
lışı, bu yıl da gosterişli törenler
ve parlak nutuklarla yapıldı.
Hatta Devlet Bakanı Nafiz Kurt
bile kendisini bu havaya kaptırarak
1996'yı 'tütününaltınyılı' ilan etti. Izmir
Ziraat Odası Başkanı Reşit Kurşun,
Ihracatçılar Birliği Başkanı Nevzat Ka-
ragözoğlu, yönetim kurulu üyesı Esin
Özgener ve üç beş ekicinin söyledık-
lerine bakılırsa ureticıler, bu yıl tütünden
kazanacakları paraları koyacak yer bu-
lamayacaklar!.. Ege Bölgesi'nde ekici
tütün pıyasası ile ilgili estırilmek istenen
hava bu... Radyolar, televizyonlar ve
gazeteler de ne yazık ki. bu havaya uy-
gun yayınlar yaptılar. Bazı gazeteler 500
bin lira baş fiyatı o kadar yüksek bul-
muş olacaklar ki, 'seçim yatırımı' gibi
göstermeye çalıştılar!..
Başbakanlar, bakanlar, bazı Ziraat
Odası başkanları ve ihracatçılar, böy-
lesine bir değeriendirme yapmadan ön-
ce tarlalanndaçoluk-çocuk, gecelı gün-
düzlü çalışan üretıcilerin görüşlerini ne-
den almadılar? Senelerden berı ezilen
üreticiye 450 bin liranın üstünde mal
ettiği tütününü 350 ila 400 bin liraya
satarak nasıl ayakta kalabildiğini ne-
den sormadılar? Aynca ureticilerın yi-
yecek ekmeği, mazot alacak parası
olup olmadığını. bankalara, tefecilere ve
akaryakıt istasyonlarına her yıl ne ka-
dar faiz ödemek zorunda kaldıklarını
araştırmak zahmetine katlanan da ol-
madı!..
Dahası var... Her yıl tarım ürünlerine,
özellikle tütüne dünya piyasalarının üstünde fi-
yat verdiklerini ustüne basa basa açıklama ya-
pan başbakanlar, bakanlar, bir tütün üreticisi-
nin bir de tüccar ve ıhracatçılann gelır-gider def-
terlerine neden bakmazlar? Ticaretini yapan-
ların büyük servetlere ulaşırken asıl ürunü ye-
tiştirenlerin neden sefalet içinde yaşadıklarını
görmemezlikten gelirler?
Maliyet 591 bin 644 lira
Tütün üreticilerı, hükümetlerin her yıl piya-
saiarda bastıkları havaya uygun olarak büyük
paralar kazansalar, neden bankalara ve tefe-
cilere yüzde üç yüzlere, beş yüzlere varan fa-
iz ödesinler? Ureticilerin büyük çoğunluğu,
köy kahvelerinde neden veresiye çay kahve iç-
sin?.. Ureticıler, hükümetlerin açıkladığı gibi
tütüne yeterli fiyat alabilseydi, hastane kapı-
larında doktorlara ulaşamadan can vermeyi
göze almazlardı. Manisa Ziraat Odası, Türk ta-
rımına çok değerii hizmetler yapmıştır. Öneri-
leri ve hesaplan her zaman yararlı sonuçlar
vermiştir. Oda başkanı, tarım kesiminin sorun-
larını cesaretle dile getirmiştir. Manisa Ziraat
Odası, bu yıl da bir kilo tütünün maliyetini tes-
pit etmiş ve açıklamıştır. Bu hesaba göre, fa-
iz kullanılmadan yetiştirilen bir kilo tütünün
maliyeti 476 bin 89 liradır. Faiz kullananlann ma-
liyeti ise tam 591 bin 644 lirayı bulmuştur.
Ege Bölgesi'nde bu yıl 500 bin lira baş fi-
yata göre beklenen ortalama fiyat 410 bin lira
civarındadır. Bu rakamın 400 bin liranın altına
düşmesi de mümkündür... Diyelim ki, ortala-
ma fiyat 410 bin lirada kalacaktır. Bu durum-
da bile faiz kullanmayan ureticilerin kilo başı-
na zararı 60 bin lirayı, faiz kullananların ise za-
rarı 170 bin lirayı geçecektir. Buna kar-
şılık Tekel, yabancı sanayiciler sigara sa-
tışlarından, tüccar da ihracat ve itha-
lattan en az 50 ila 60 trilyon lira kaza-
nacaklardır... Hükümetler de dahil her-
kes kolayını bulmuş. Fiyat ilan eder-
ken bir yıl önceki fiyat ele alınıyor ve ona
göre zam yapılarak yeni fıyatlar açıkla-
nıyor. Halbuki, çiftçinin durumunu tes-
pit edebilmek için en azından 10 ila 15
sene önceki fiyatları dikkate alrnak ge-
rekir. Diğer ülkelerde de tarım ürünle-
rinin fiyatları hep böyle hesaplanır.
Bizde ise bakanlar da yetkililer de "Tü-
tün geçen yıl 250 bin lira idi, tam yüz-
de yüz zam yaptık" diye övünüyoriar...
1979 yılındaki baş fiyatı ve girdilerde-
ki artışları dikkate alsalar, tütün üreti-
cisinin 16 yıldan beri nasıl soyulduğu
ortaya çıkacaktır.
Gübredeki artış 25 bin kat
1979'da tütün baş fiyatı 130 lira idi.
1996 yıhnda ise 500 bin lira. 16 yıl için-
deki fiyat artışı 3846 kat. Gübre 1979
yılında 110 kuruştu. Şimdi ortalama 30
bin lira. Artış, 25 bin kattan fazla... Çift-
çinin can damarı sayılan traktör, 1979
yıhnda 250 bin lira idi. Şimdi 3 milyar
liraya dayandı. Artış 10 bin katın üstün-
de... 1979 yıhnda çiftci bir kilo tütün sa-
tarak karşıhğında 118 kilo gübre alabi-
liyordu. Şimdi ise bir kilo tütün karşılı-
ğında ancak 20 kilo gübre alabiliyor...
1979 yıhnda bir traktör almak için 1928
kilo tütün satmak yetiyordu. Şimdi ise
5 bin kilo tütün satmak gerekiyor!..
Tütün fiyatlanndaki artış, sanayi ürünlerin-
deki artış oranında olsaydı, bu yıl tütün baş fi-
yatının tam 3 milyon 250 bin lira olması gere-
kecekti. Işte, tam 16 yıl katrilyonlarca lirayı bu-
labilecek olan bu büyük fark, ne yazık ki, üre-
ticinin kesesinden tüccar ve sanayicinin kasa-
larına akıtılmıştır. Bu nedenle, yabanct sigara
sanayicileri, yerli ortaklan, ihracatçılar, ithalat-
çılar, tüccar yardakçılan yüzlerce trilyon lirayı
ceplerine indirirken tütün üreticileri parasız-
lıktan, borçtan, harçtan inim inim inliyor!
Tütün üreticileri, bayram yapıyor diyenler,
onlara meydanlarda yalvara yakara şapka çı-
kartanlar, 1996'yı tütünde 'altınyıl' ilan eden-
ler bu gerçekleri artık görmelidirler... Yakın za-
manda üreticiler, 1980 yılından sonra geçen 16
yılı 'tütünde kara dönem' olarak ilan edecek-
lerdir... •
Yurtdışın
meslek
. edinmenin
V yollan
ayvancılık
Parlamentosu'nda kurtarılıyor
Makro ekonomi borp nasıl etkiliyor?
Paranıza yön veren derjgj
u
/ TREND
HER PAZAR BAYİNİZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ
Siyanürlü altın
Avrupa
Parlamentosu'nda