Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SKYFA CUMHURİYET 18ŞUBAT1997SALI
HABERLER
Dligil evinde
îtade verecek
• V\ KARA (A A) - Yazdığı
br kıtapçıkta. "Yobaz.. din
bczirgânı.. Din
scnürücüsü" nitelemeleriyle
R'ye \e Başbakan
Nccmettin Erbakan'ın kişilik
hddanna hakaret ettıği
ge-ekçesiyle hakkında l yıla
kadar hapis cezası istemıyle
da.B açılan yazar Turhan
Diligiİ'in ifadesi.
raıatsızlığı nedenıyle bugün
evnde alınacak. Söz konusu
ohyda, Dilligi! ıçin l milyar
lin tazminat davası ıle 3
ayJan l >ıla kadar hapsını
taep eden ıki ayn dava
açlmıştı.
Orgeneral Eşref
Bitlis anıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Birosu)-17Şubatl993'te
kujkulu bir uçak kazası
soiucu ölen dönemin
Jandarma Genel Komutanı
Oıgeneral Eşref Bitlis,
İPnin dün Harb-îş
Salonu'nda düzenlediği bir
törenle anıldı. Törenin
.açıltşında Atatürk. silah
arkadaşlan, Bitlis ve işçi
sınıfı şehitleri için 1
dakıkalık saygı duruşu
yapıldı. Bitlis'in oğluTank
Bitlis, olayın
aydınlatılamamasının
Türkiye için kara leke
olduğunu söyledı. İP Genel
Başkanı Dogu Perinçek,
Bitlis'i anmanın
emperyalizme karşı
direnme hattı oluşturmak
olduğunu belırttı.
Tanker yangını
TBMM'de
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DSP'li
Hüsamettin Özkan ve
Hikmet Uluğbay ile bazı
milletvekilleri, Tuzla'daki
tanker yangını konusunda
Meclis araştırması açılması
için TBMM Başkanlığı'na
başvurdular. DSP
milletvekillerinın TBMM
Başkanlığı'na verdiği
araştırma önergesinde,
Tuzla'daki yangının denız
yangınlanyla mücadele ve
hastanelerde yanık
tedavisindeki yetersizlikleri
ortaya koyduğu, aynı
zamanda kamuya ait işlerde
politik kayırmacılığın
nerelere tırmandığının da
sergilenmesini sağladığı
vurgulandı.
Korumalara
sopuşturma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Susurluk kazası
sonrası ortaya çıkan
iddialan soruşturan tstanbul
DGM Başsavcılığı'nın
hakkında gıyabi tutuklama
karan verdiği eski Özel
Harekât Dairesı
Başkanvekili Ibrahim
Şahin'in korumalanyla
ilgili olarak emniyet
tarafından soruşturma
açıldığı bildirildi. Yetkililer,
bütün aramalara karşın
bulunamayan ve son olarak
Ankara'da gazetecilerce
görüntülenen Şahin'in
resmi koruma polısleri
hakkında soruşturma
açıldığını belirttiler.
Çiller'e uyarı
• AIVKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Dışişleri Bakanı
Tansu Çiller'in son
günlerde dılinden
düşürmediği
"transformasyon
(değişim)" sözcüğüne parti
yönetimince sansür
konuldu. DYP Genel
Başkan Yardımcısı
Necmettın Cevheri, 8.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın damgasını vurduğu
sözcüğün kullanılmaması
yönünde Çiller'i uyardı.
Eski Adalet Bakanlığı /
Tetkik Yargıcı ^
Yılmaz'ın araştırması
Adalete değü. = -_>• ^--. -- - r- <„ ... - . . . . . . . V / ^
suahlaragıiven varSİIatilanmaya SOn Eski Adalet Bakanhğı Tetkik Yargıcı
Ali Yılmaz, silahlanma furyasına son verilmesi için MKEK'in
silah satışına son vermesini, silah satın almak isteyenlerin
"sinir testi"nden geçirilmelerini, silah bulundurulması yasak
yerlerin genişletilmesini, izinsiz silah taşıma suçuna daha
caydıncı cezalar getirilmesini önerdi.
' görüşünü dile getirdi. Araştırma-EVİN GÖKTAŞ
AJNKARA- Eski Adalet Bakanlığı Tet-
kik Yargıcı Ali Yılmaz, "Silahsızlanmada
EşMik" adlı araştırmasında, adalet ve po-
lise gûven azaldıkça silahlanmada artış ol-
duğuna dikkat çekti. Silahın yatınm aracı
halıne geldiğıne işaret ederek Makina ve
K.ımya Endüstnsi Kurumu'nun (MKEK.)
silah satışına son vermesini öneren Yılmaz,
izinsiz silah taşıma suçuna daha caydıncı
cezalar getirilmesini istedi. Yılmaz, Olağa-
nüstü Hal Bölgesi'nde silah edinebilmek
için "sabıkasızlık kaydı*" aranmadığını be-
lırttı.
Silahlanmaya ilışkın araştırmasıyla, L-
mut Vakfı'nca düzenlenen yanşmada ödül
kazanan Y'ılmaz, "Niçin silahlanryoruz" so-
rusuna yanıt verirken "Güvenlik güçleri \a-
şilerin canuu, malnu, namusunu korumada
zafrvet gösteriyor ve kişiler kendilerini ko-
ruma görevini üsüeamek istiyorlar. Poliseve
adalete güven azaldıkça silahlanmada artış
başhyorr
sında ağırlıklı olarak "silahlanmada değil.
sUahstdanmada eşitlik sağlanması" gerek-
tiğini vurgulayan Yılmaz, cezalann caydı-
ncı olmayışı, satın alma-devir işlemlerinin
kolaylığı, silahın zaman içinde ıyi prim
yapması ve Içişleri Bakanlığı'nın ruhsat
vermedeki takdiryetkisini geniş kullanma-
sının silahlanmayı özendiricı koşullar ya-
rattığını vurguladı.
'Yatınm aracı oldu'
Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yargıç
ve savcılık yapan Yılmaz, araştırmasında,
Olağanüstü Hal Bölgesi'nde silah edinebil-
mek için "sabıkasızlık kaydı" aranmadığı-
na dikkat çekti. Yılmaz, bu konuda şu bil-
gileri verdi:
"Bölgede silah ruhsaO verüecekler için
sabıkasızlık, kamu hizmetlerinden men
edilmeme, uyuşturucu maddelerin imali,
ihracı ve ıthatinden ceza almamak gibi ko-
şullar aranmamaktadır. Örneğin. adam öl-
Adalete gÜVenSİZİİk "Silahsızlanmada Eşitlik" konulu
araştırmasıyla ödül alan Yılmaz, "Güvenlik güçleri, kişilerin
canını, malını, namusunu korumada zafiyet gösteriyor ve
kişiler kendilerini koruma görevini üstlenmek istiyorlar. Polise
ve adalete güven azaldıkça silahlanmada artış başlıyor"
görüşünü dile getirdi.
dürmekten hükûm giymiş, ırza geçme,
gasp, uyuşturucu, kaçakçuik vebenzeri suç-
ları işleyen bir kişL, OHAL'de menşeine ba-
kılmaksızm silah taşıyabilecek veya bulun-
durdbilecektir."
'Silah prim yapıyor'
Ali Yılmaz, devlete güveni azalan yurt-
taşın silah edinerek güven kazandığını be-
lirtirken, silahlanma furyasının önüne ge-
çilmesi için şu önerilerde bulundu:
- Ruhsatiar, gereksiz olanlardan başlana-
rak iptai edilmeli ve silahlar toplanmah.
- Av tüfeği sahiplik belgesi ve av tezke-
resine sınır getirilmeli. Görevlen nedeniy-
le silah ruhsatı edinenler azaltılmah. Av
ruhsatı çıkartılarak av tüfegi edinmek da-
ha kolay. Av yapmak gayesiyle av tüfeği sa-
hiplik belgesi ve a\ tezkeresi çok daha ko-
laşlaştınlmıştır.
Öyle av tüfeği var ki piyasada, Kalaşni-
kof'tan daha etkili. Yine yüzlerce milyon
liranın üstünde ederi olan pompalı av tüfek-
leri ve otomatik tüfekler var. Çoğu kişinin
de avcılıkla ilgisi yok.
- Birçok meslek gnıbuna gereksiz yere si-
lah edinme hakkı verilmiş. Millervekili, hâ-
kim, savcının bile silah edinmesine gerek
yok. Daha süa bir koruma sistemi kurula-
rak bu kişilere yönelik tehliketer bertaraf
edilmeli.
- Silah ruhsatı çıkarmak zorlaştınlmalı.
Silah talep edenlerden erkeklerde askerlik
koşulu aranmah. bayanlar için ise belli bir
süre kurs zorunluluğu düşünülmeli. Silah
rant ve gelir getinci araç olmamalı.
-Tophımsal banş sağlanmau, hukuk dev-
leti tüm kunun ve kuraUanyla işletümeK.
tnsanlar birbirinden korkmamah. Güven-
lik güçleri yurttaşlara adil davranmak. Ada-
let hızb işlemelL
- 'Türk insanı silah sever\ 'at-avrat-si-
lah\ 'silah namustur' gibi parlak sözler-
den vazgeçilmelı "Türkler savaşçıdır, çok
iyi silah kuüanır, dünyayı titretir' gibi
böbürlenmelerden \azgeçilmeli.
Âçfak grevleri yayıbyorİZMİR (Cumhuriyet Ege Büro-
su) - Cezae\ lerinde açlık grevlen
yayılıyor. Baskılan protesto ama-
cıyla Uşak E Tipi Cezaevi'nde 19
kadın tutuklu ve hükümlünün dö-
nüşümlü süresiz açlık grevi 28. gü-
nüne girerken Nazillı E Tipi Ceza-
evi'nde de 64 tutuklu ve hükümlü
de açlık grevine başladı. IHD tzmir
Şube Başkanı Avukat Ercan Demir
de Buca Cezaevi'nde havanın ger-
gin olduğunu belirterek 67 günlük
ölüm orucu eylemine katılan tutuk-
luların tedavi edilmeyerek ölüme
terk edildiğıni öne sürdü.
Nazilli ve L'şak Cezaevi'nde tu-
tuklu ve hükümlülerin görevlilerce
tehdit edıldiklerini öne süren
TAYD-DER Cezaevi Komisyonu
Başkanı Avukat Kemal Bilgic. Uşak
Cezaevi'nde baskılan protesto ama-
cıyla PKK davasından yargılanan
19 kadın tutuklu ve hükümlünün
dönüşümlü olarakbaşlattıklan süre-
siz açlık grevinin 28. gününü dol-
durduğunu bejirtti. Bilgiç, Nazilli E
Tipi Cezaevi'nde yönetimin PKK
davasından yargılanan tutuklu ve
hükümlülerin, "itirafçıhğa" zorlan-
dığını, bu uygulamayı protesto ama-
cıyla 67 tutuklu ve hükümlünün dö-
nüşümlü olarak süresiz açlık grevi-
ne başladıklannı söyledi.
Nazilli E Tipi Cezaevi'nde, tu-
tuklu ve hükümlülerle görüşen
TAYD-DER Cezaevi Komisyonu
Avukat Başkanı Kemal Bilgiç, tu-
tuklu ve hükümlülerin can güven-
liklennden kaygılı olduğunu belirt-
ti. Bilgiç şunlan söyledi:
Kanar, demokrasi ve özgürlükçü laiklikten >ana olduklannı belirterek "Şeriatçı ve laik kutuplaşmasına karşıyız. tnsanlar, şeriatçı da
olsalar, laik de olsalar düşüncelerini özgürce açıklamahlar. Bizler, ancak demokrasi Ue sonınlann üstesinden gelebiliri/"" dedi.
IHD Başkanı Kanar, geçen ay Istanbul'da ihlal rekoru kınldığını söyledi
Ocakta 11 kişi kayboldutstanbul Haber Servisi - lnsan
Haklan Derneği (İHD) Istanbul
Şube Başkanı Av. Ercan Kanar.
ocak ayında lstanbul'da 331
kişinin gözaltına alındığını. 100
kişinin işkence gördüğünü, 51
kişinin tutuklandığını ve 11
kişinin de kayıp olduğunu
belirtti.
tHD Istanbul Şubesi Başkanı
Kanar. 1997 ocak ayında 'ihfcd
patlaması' yaşandığını ifade etti.
Kanar. demokrasi ve özgürlükçü
laiklikten yana oldukJannı
belirterek "Şeriatçı ve laik
kutuplaşmasına karşıyız.
tnsanlar, şeriatçı da okalar, laik
de olsalar düşüncelerini özgürce
açıklamahlar. Bizler. ancak
demokrasi ile sorunlarm
üstesinden gelebiliriz" dedi.
Ocak 1997 raporuna göre 244'ü
erkek, 86'sı kadın ve l'i çocuk
331 kişı gözaltına alındı. 14'ü
kadın 51 kişi tutuklandı.
Yaklaşık 100 kişi işkence gördü.
Işkenceyle ilgili tHD'ye 5 kişi
başvurdu.
Bir kişi tedavisi yapılmadığı için
cezaevinde hayatını kaybetti. Bir
kışı silahlı çatışmada
öldürüldü. 11 kişi için
kayıp başvurusu yapıldı,
dördünün akıbeti bilinemezken
bir kişinin de öldüğü bildirildi. 7
binaya bombalı ve
molotofkokteylli saldın yapıldı,
3 bomba patlamadan bulundu.
Cezaevlennde meydana gelen
olaylarda 7 kişi yaralandı.
Silahlı çatışma sonucu da 5
kişinin yaralandığı açıklandı.
Şiddete maruz kalan 4 kadın
yaşamını kaybetti. Jandarmanın
saldmsı sonucu 25 kişi yaralandı.
Güvenlik güçlerine yönelik 2
saldın gerçekleştirildı.
ÎHD'nin ocak ayı raporunda 24
gazetecinin gözaltına alındığı, 7
gazetecinin de işkence
gördüğü belirtilerek 7 gazete ve
derginin toplatıldığı,
DGM tarafından yayın
organlanna 105 gün kapatma
cezası verildiği. düşünceye 3 yıl
6 ay hapıs cezası ile 1 milyar 650
milyon lira para cezası
kesildiği. RTÜK tarafından 4
kapatma ve 6 uyan cezası
verildiği kaydedildi.
DüZYAZI/ORHAN BİRGİT
"Nazilli E Tipi Cezae\ i'nde bulu-
nan PKK davalanndan >argılanan
tutuklu \e hükümlülerle \aptığım
görüşmede, İzmir DGM'de tutuk-
lananOrhan Yıldırım'ın.gardiyan-
lar taranndan dövüldüğünü öğren-
dim. Görüştüğüm tutuklular ceza-
evi yönetiminin kendilerini itirafçı-
lığa ve ajanhğa zorladıklannı söyle-
diler. Ziyarederde aiklere kapıdan
girişte bü>ük zortuklar çıka-
nldığını saptadık. 1 utukiular.
hak gasplannın hat saflıaya u-
laşüğuu. sürekli görevlüer ta-
rafından ölümle tehdit edil-
dikk'rini söyledikr."
Bilgiç, Uşak Cezaevi'nde
bulunan kadın tutuklularla da
görüştüğünü siyasi davalar-
dan tutuklu ve hükümlülenn
kötü koşullar altında yaşamla-
nnı sürdüklerini saptandığını
belirterek "Saldınlan protes-
to amacıyla PKK \e PRK/Rız-
gari davasından yargılanan 19
tutuklu ve hükümlünün baş-
lattıklan 3'er günlük dönü-
şümlü süresiz açlık gre> inin
bugün 28. gününü doldurma-
sına karşın baskdar hâlâsürü-
yor. Sorunun çözümlenerek
eylemin sona ermesi için
TAYD-DER olarak girişünle-
rimla sürdürü\oruz" dedi.
İHD tzmır Şube Başkanı
Ercan Demir, 12 kışmin ölü-
müyle sonuçlanan 67 günlük
ölüm orucu eylemine katılan
tutuklulann, tüm uğraşlanna
karşın bugüne dek tedavıleri-
nin yapılmadığını belirtti.
Ölüm orucu eyleminin sonuç-
lanması aşamasında Sağiık
Bakanlığı düzeyınde her tür-
lü tedavi koşullannın sağlana-
cağı sözünü anımsatan Demir.
"Buca Cezaevi'nde bu söz bu-
güne dek yerine getirilmedi.
Oiüm orucu eyleminin son
bulmasının üzerinden 6 ay
geçmesine ve Buca Ceza-
evi'nde eyleme kaülan tutuk-
lulardan dördünün sağlık du-
nımunun ağır olmasına rağ-
men gerekli tedavi yapılma-
nnştr"dedı.
Toplumun bir bunalım geçirdiği apa-
çık... Bunalıma yol açan uygulamala-
nn sahipleri bile bu gerçeğin öylesine
farkındalar ki, örneğin Devlet Bakanı
Abdullah Gül, İKtidariannı bir uçağa
benzettıkten sonra, "Türblansagirdik"
diyor.
Uçağın hava boşluğuna girmesi,
kuşkusuz her an düşebiür tehlikesini
de çağrıştırdığı için, sarstntıdan pilot-
la birlikte yolculann nasıl kurtulacağı
konusunda her kafadan bir ses çıkma-
sı kadar doğal bir şey yok.
Kimıleri, çözüm ararken "ne paha-
sına olursa olsun, sağda ve soldaki
partilerin hemen birieşmesini" ısrarla
istemekle kalmıyorlar; bu isteklere
karşı çıkanları da kendi güç alanları-
nın dışına çıkarmak için tüm etkinlik-
lertni kullanıyorlar.
Ankara, pazar günü son yillann en
önemli parti mitinglerinden bırisine ta-
nık oldu. 25 bin insan, başkentin en
büyük alanlanndan bırisinde DSP'nın
düzenlediği "Gerçek demokrasi için
inançlara saygılı laıklik mitingi" adı al-
tındaki bu toplantıda, Erbakan'ın
Iran'a gösterdiği yakınlığı eleştıren
Ecevit'in sözlenni "Mollalar iran'a"
karşıtı ile kestı ve hemen arkasından
Iyi Niyet Yetmiyor...
"Çiller Yüce Divan'a" sözleriyte, bu-
gün pariamentoda yapılacak TEDAŞ
ve TOFAŞ oylamalannda, bu soruştur-
malann açılması için verilen önetgeJer-
de ımzalan olup da beyaz cy kullana-
cak 'milli görüşçü'tere halkın sesini
duyurmak istediler.
Siyasal yaşamında bu tür toplantı-
ların düzenlenmesi yolunda hayli de-
neyim sahibi bir kimse olarak söyle-
meliyim. Kitle iletişim araçlannın, yani
televizyonların, radyolann ve gazete-
lerin halkın duygulannı kolaylıkla bo-
şaltabıldiği günümüzde çok kalabalık
yığınlan toplayabilmek, öyle kolay bir
becerı olmaktan çıkmıştır. Böyleoldu-
ğu için de partiler, iktidar değişiklikle-
ri ile ilgili genel seçimler dışında kolay
kolay açık hava toplantılan düzenle-
mek istememekte, geçen yazımda da
belirrtığim gibi, çoğu kez küçük park-
ları ya da merdivenleri dolduracak sa-
yıda yurttaşla yetinmek zorunda kal-
maktadırlar.
Önceki günkü kadınlar yürüyüşün-
de on bin dolayındaki çağdaş kadının
omuz omuza başkent sokaklanndan
geçmesi, bu nedenle görkemli haber
konusu idi.
Ama ya ondan bir gün sonraki DSP
mttingine karşı, televizyonlanmızın ve
bazı 'öüyü/c'gazetelerimizin gösterdi-
ği hasis değerlendimne?
Bu değerlendirmenin nedeni, bu ya-
zının ilk paragraflannda belirttiğim ge-
rekçede yatıyor.
Kimileri, REFAHYOL iktidanndan
kurtulmanın yöntemini, aklı başındaki
milletvekillerinin TBMM'de verilecek
gensorular için ne olursa olsun, oyla-
malarda 'kırmızı oy' kullanmalannda
görüyoriar. Tabii, düşürülecek hükü-
metten sonra çözüm yolunu da gös-
terip, kimlerin nasıl bir hükümette bir
arada olacaklannı açıklamalannı isti-
yorlar.
Kimileri ise DSP ile CHP milletvekil-
lerinin bir blok olarak bir araya geldik-
lerini açıklamalannı, bu çözüm yolu
için bir önemli koşul olarak ısrarla öne
sürüyorlar.
Sanırım, bayram öncesi bu konuda
'Milliyet' yöneticileri ile DSP Genel
Başkanı Ecevit arasındaki söyleşilerin
degerlendirilmesi, basınla ilişkilerini
çok iyi kullanma becerisini gösteren
CHP Genel Başkanı için bulunmaz bir
ipucu oldu. Bazı gazetecilerin, DSP
Genel Başkanı'nın iki parti arasındaki
bütünleşmeye yeşil ışık yaktığı yolun-
daki yorumları. Baykal'a ilaç gibi gel-
miş olmalı ki Antalya ilçelerinde yap-
tığı konuşmalarda, son seçimlerden
ezik çıkmış yandaşlanna "CHP çat;s;
altında birieşme" müjdesini verdiğini
yerel gazetelerde okudum.
Aklı başında kimi CHP'liler için, ak-
lı başında tüm yurttaşlar gibi yaşam-
sal önem taşıyanın, bir ucu şeriata,
öbür ucu Yüce Divan kapısının kapan-
masına dayanan dengeyi bozacak
kestirme ve akılcı yolun, pariamento-
daki tüm sağduyu sahibi oy sahipleri-
nın birieşmesi olduğunu görmemek,
Türkiye'ye acaba ne kazandıracaktır?
Türkiye bu bunalımlı günlere boşu-
nagelmedi ki...
Bakınız olaylı Sincan'a.. Başkentin
bu varoş beldesinde 26 Mart 1989'da
belediye başkanlığı koltuğunda Refan
Partili değil, SHP'li bir yurttaş oturu-
yordu. Tıpkı A/f/ndağ'da, hatta Anka-
ra St/yü/rşerj/r'deolduğu gibi. Izmir'de
Büyükşehir'de de. Istanbul'un Büyük-
şehir, Beyoğlu ve birçok beldesinde
de...
Biraz rakamlan anımsayalım:
Mart 1989 seçimlerinde Sincan'da
Refah Partisi oylan 2.051'di. SHP'yi
iktidaryapan seçmen sayısı ise 9.576.
Humeyni yanlısı toplantılar düzenle-
yen Bekir Yıldız'ın seçildiği 27 Mart
1994'te Refah'a oy veren Sincanlıla-
nn sayısı 18.162 olmuştur. SHP'li seç-
men 10.339'da kalmıştır.
Taksim Alanı'nın bağlı olduğu Be-
yoğlu'nöa 1989 belediye seçimınde
SHP'nin 27.847, Refah'ın 21.708 oyu
vardı.
Taksim Alanı'na camı önerisinın sa-
hibi Nusret Bayraktar, 1994 Mar-
tı'nda 36.951 oyaldı.
Cumhuriyetçilerin önce belediyeler-
deki iktidarlannı alıp, sonra da genel
idareyi teslim edenlerın hangi becerı-
si, solda adres olmaları ıçin referans
sayılıyor ki?
Bazı kalem erbabı, önce Tansu Çil-
ler'i DYP'nın başına indırmiş olmanın
hesabını kendi vicdanlarında vermeli,
sonra sola yörünge çizmelıdır.
GUNDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET ANDAY
Ben mi Farkında
Değilim?
52 demokratik kitle örgütünün destek verdiği
'Şeriata Hayır Yürüyüşü' cumartesı günü Anka-
ra'da yapıldı.
Bütün demokrat, laik, cumhuriyetçi insanımızı
sevindiren bu uygarca eyleme karşı ilk olumsuz
tepki kimden geldi dersiniz?
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'dan.
Yılmaz şöyle dedi:
- Laik-antılaik çatışmasına neden olmamak için,
'Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü'ne destek verme-
yeceğiz.
Ne demektir bu?
"Şeriatçılarla şeriatı istemeyenlerin çatışmasına
neden olmamak için..." demektir.
Ya ne olacaktı? Kadınlanmızın başı çektiği 52
demokratik kitle örgütünün temsitcileri ve onları
destekleyen yurttaşlanmız şeriata çağn çıkarmak
için mi yürüyüşe geçeceklerdi?
Demek ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz şe-
riat isteyenlerle istemeyenleri bir tutuyor, bunlann
arasında bir yeğleme yapmtyor, dahası, şeriat is-
teyenleri ayaklandırmaktan korkuyor.
Üzüntümden kahroldum. '; -•
Şeriat isteyenlere bu ne saygı!
Yoksa şeriat geldi de ben mi farkında değilim?
O gün Başbakan Necmettin Erbakan'ın da cu-
ma namazlarını kıldığı RP Genel Merkezı'nin bah-
çesindeki caminin imamı vaazında, Diyanet Işleri
Başkanlığı'nın her ay belırlediği ortak metnin dışı-
na çıkarak diyor ki:
- Şenaf düşmanlığı nereden geliyor? Işte cami-
ler. Güçleri yetiyorsa gelsin çıkarsınlar.
Dahası var... Bu ımam şöyle sürdürüyor sözünü:
Şeriatçı-şeriatçt olmayan, laik-laik olmayan gibi
birtakım sinsi sözlerin arkasına sığınarak dinsizlik
yapıyorlar.
Daha ne desin!
Yoksa şeriat geldi de ben mi farkında değilim!
Ankara'daki yürüyüşe katılan bir dostum, ertesı
gün telefon ederek şöyle dedi:
- Mesut Yılmaz, anlaşılan, Taksim Camisi'nin açı-
lışını yapmak istiyor.
Bununla da bitmiyor ki...
Yürüyüş sonrasında bir demeç veren RP'li Asil-
türk ne dedi, biliyor musunuz?
- Türk milletinin yüzde doksan dokuzu Müslü-
mandır; şimdi onlar da yürüyüşe geçse ne olur?
Eyvah!
Cumhuriyetimizin bunca yılı demek boşuna geç-
miş. Demek halkımızın yüzde doksan dokuzu Müs-
lüman olduğu için şeriata karşı gelinemezmiş. Yok-
sa şeriat geldi de ben mi farkında değilim?
Dahası var, istemezdim bunu.
Şeriatçı teröristlere desteği ile bilinen Akit gaze-
tesi 'Bir avuç kokananın düzenlediği, fahişelerin
tezgâhladığı yürüyüş' diye niteliyor bu eylemciteri.
Demek kadınlarımızın şeriatçıhğa karşı gelmeleri
fahişelik oluyor.
Eyvah!
-
' -»*••»*>*'
Hasan Celal Cüzel
6
Turgut Özal hayali
ihracata göz yumdu'
• Susurluk komisyonuna bilgi veren eski
Başbakanlık Müsteşan Hasan Celal Güzel,
katliam zanlısı ülkücü Abdullah Çatlı ile
görüşen dönemin devlet bakanımn Ahmet
Karaevli olduğunu söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet lerinden haberi var.
Bürosu)-TBMM Susurluk Özal'ın özel güvenlik ör-
Araştırma Komisyonu'na gütü: Özal'ın başbakanlığı
bilgı veren eski Başbakan- döneminde kesinlikle özel
lık Müsteşan ve Yeniden bir istihbaratı yoktu. Tele-
Doğuş Partisi Genel Baş- vizyonda kızı (Zeynep
kanı Hasan Celal Güzel, 8 Ozal) ve eşi (Adnan Gün-
Cumhurbaşkanı Turgut gör) ile ilgili bir konuda bu
Özal'ın kara parayı ekono- ıddia ortaya atıldı. Ancak
miye kazandımnak amacıy- doğru değil. Ben o iddiayı
la hayali ihracata göz yum- kabul eftniyorum. Bu konu
duğunu söyledi. Güzel, şöyledir: 1979'da rahmetli
katliam zanlısı ülkücüAb- Adnan Kahveci'nin, Baş-
duüah Çaüı'yla görüşen kı- bakanlık içinde ayn bir ıs-
şinın dönemin Devlet Ba- tihbarat ve değerlendirme
kanı Ahmet Karaevli oldu- dairesi kurulması için bir
ğunu bildirdi. önerisi vardı. Sayın Özal da
TBMM Susurluk K.o- buna sempati göstermiştı.
misyonu, Hasan Celal Gü- Ancak başta ben, istihbarat
zel ve uyuşturucu kaçakçı- birimlerimiz, bu öneriye
sı Hüseyin Baybaşın ın karşı çıktık. Sayın Özal da
avukatı olarak çağınian o zaman bundan vazgeçti.
Nejdet Küçüktaşkıner'ın Hayaliihracat Hayali ih-
bilgisine başvurdu. Hasan racat ekonomik suç değil-
Celal Güzel'in komisyon dir. Adi bir suçtur. Hayali
üyelerinin çeşitli sorulan- ihracat iddialannı, çete şek-
na verdiği yanıtlar özetle linde algılamak yanlıştır.
şöyle: Bunlar münferit olaylardır.
Kara para aklama: Tur- Ama Özal'ın yakın çevre-
gut Özal 1987'de karanlık sinden birçok kişi bu işe
ışlere girmiş bazı kişileri bulaştı.
kamuoyunu rahatsız etme- 12 Eylül darbesi: 12 Ey-
yecek şekilde görevden al- lül darbesi sağ-sol çatışma-
dı. Mustafa Taşar da bun- sından kaynaklanmadı.
lardan bıriydı. Ama daha Sağ-sol çatışması, bir ze-
sonra bu adamlar Özal'ın min olarak kullanıldı. Bazı
bir numaralı adamı oldular. güçler bu zemini hazırladı.
Bunlann arasında Ahmet Ama MİT 12 Eylül darbe-
ICaraevlı de vardı. Çatlı ıle sinden hükümeti haberdar
Isviçre'de görüşen da Ah- etmedi.
met Karaevli'dir. Ahmet ASALA'ya karşı müca-
Karae\ li, NurettinGüveni dele: ASALA'ya karşı mü-
de iyi tanır. Özal, kara pa- cadelede MİT'çi Hiram
rayı ekonomiye kazandır- Abas'ın önemli rolü oldu.
mak için bir dönem hayali Abdullah Çatlı ve OralÇe-
ihracatagöz yumdu. lik'ın kullanılıp kullanıl-
Kontrgerilla iddialan: madığını bilmiyorum. Bel-
İçışleri Müsteşan olduğum ki istihbarat amaçlı kulla-
1977'den. parlamentodan nılmış olabilir.
ayrıldığım 1991'e kadar Komisyonun dinlediği
olan süreçte birçok olaya avukat Nejdet Küçüktaşkı-
tanık oldum. Devlet içinde ner ise Baybaşın'ın hiçbir
kontrgerilla ya da gladıo ol- zaman avukatlığını yapma-
duğu kanaatınde değilim. dığını ileri sürdü. Komıs-
Devlet içinde, benimgörev yon Başkanı Mehmet EI-
yaptığım dönemde. çete- katmış, Küçüktaşkıner'in
leşme olduğu kanaatınde Başbaşın'ın avukatı olma-
değılım. Ama mafyanın tek dığının aniaşıldığını ve
başına yaşaması mümkün
i
'nj2iıli'*dinlenildiğinısöy''
değil. Polisin mafyanın iş- ledi. •