03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18ŞUBAT1997SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER Adalet Bakanı'nın cezaevinde Bekir Yıldız'ı ziyaret etmesi sonrası tepkiler yoğunlaştı Şevket Kazan îstifaya çağmldı• DlSK Genel Başkan Rıdvan Budak, Adalet Bakanı'nın her yaptığ: icraatla adaleti zedelediğini söyledi. DSP'li Mustafa Yılımz, konuyla ilgili olarak TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. Hacıbeittaş Belediye Başkanı Mustafa Özcivan, Şevket Kazan hakkında suç duyurusunda bulundu. Haber Merkezi - Hukukçula' ve sivil toplum örgüleri. Avrasya feibotunu kaçıran Islamcı teröristlerle. şeriat provasna dönüşen Kudüs Gecesi'ni düzenlediği için yargılanan eski Beledive Başkanı Bekir Yıkkz'ı ziyaret aden Adalet Bakanı Şevket Kazan ı. îstifaya çağırdtlar DSP Milletvekili Mustafa Y ılmaz. konuyu soru önergesiyle TBMM güademine getırdı.Çağdaş Hukukçular Dernegi (ÇHD) Genel Başkanı avuka Şenal Sanhan. Hâkımler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun da başkanı olan Kazan'm yargıç ve savcılara meydan okuduğunu söyledi. Kazan'ın ziyareti hukukf kimliğiyle de gerçekleştiremeyeceğini vurgulayan Sanhan, "Çünkü o bir miUetvekili ve millervekillerinin avukatnk yapmalan yasak. Vurttaş olarak girtiğini söylüyor. O zaman görüş gününü beklemeliydi. Diğer tutuklu \e hükümlülerin yakmlanıun yaptığı gibi kuvruğa girmeüydi'" dedi. DSP Gaziantep MiUetvekili Mustafa Yilmaz, Kazan 'ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde ziyaretin Başbakan Necmettin Erbakan'ın talımatıyla gerçekleşmiş olabileceği kuşkusunu Meclis gündemine getirdi. "Beni acele kurtann, yoksa konuşurum" dediği öne sürülen Yıldız'a "Bu hükümet düşmezse seni kurtaracağız" sözü verildiği iddialannın açıklanmasını isteyen Yilmaz, Kazan'a bakanhktan istifa etmeyi düşûnüp düşünmediğini sordu. Türk Parlamenterler Birliği Başkanı Zeki ÇeUker. dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Yıldız'ı cezaevinde ziyaret etmesi gereken en son kişinin Adalet Bakanı oldugunu bildirdi. Çeliker, bakanlıgın gerektirdıği duyarlılıktan uzak bir tavır sergileyen Kazan'ın davranışlannın "tesadüf" olmadığını belirtti. DlSK lideri Rıdvan Budak da Adalet Bakanı'nın yaptığı her icraatla adaleti zedelediğini savunarak "Kazan, bakanhk göreviyle siyaâ militanlığı birbirine kanştınyor. Zaman yrarmeden görevden aynlmah, aynbnıyorsa alınmalıdır" dedi. Budak, Kazan'ın Yıldız'ı ziyaretinin mahkemeye 'V ıldız. bakanlıgın ve hükümetin himayesindedir" mesajı taşıdığını söyledi. Türkiye Barolar Birliği'nden (TBB) dün yapılan açıklamada Kazan'ın tavnnın "yargıç ve savcılar iizerinde manevi baskı kurma amacı taşıdığına"dıkkat çekılerek zıyaret "üzücü" olarak değerlendirildi. Eski Istanbul Barosu Başkanı avukat Turgut Kazan da "tabandald militanlan yüreklendirmek için rejimi zorlamakla" suçladığı Şe\ket Kazan' m *ya istifa etmesini ya da gensoruyla düşürülmesTnı ıstedi. Hacıbektaş Belediye Başkanı Mustafa Özcivan, Adalet Bakanı Şevket Kazan hakkında "toplumu inançlanna göre kamplasurdığı*" iddiasıyla, Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Özcivan'ın Hacıbektaş Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, Kazan'ın "Sürekli Aydınhk İçin 1 Dakika Karannk" eylemine katılanlarla ilgili sözleriyle, Alevi- Bektasi inancına sahip insanlara hakaret ettiği öne sûrüldü. DYP'de rahatsızlık 'Çiller Erbakan'ı uyarmalı' HÜLYA KARABAĞLI ANKARA-RP'nin şeriatçı çıkışlannın ardından Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın yargıya gözdağı niteliğini taşıyan tavn DYP'de hükümetın sorgulanması yönün- deki sesieri yükseltti. DYP Genel Idare Kurulu'nda Tansu Çiller. Başbakan Nec- mettİD Erbakan'la görüşerek RP'yi cid- di bir biçimde uyarması konusunda sıkış- tınldı. Çiller, dün GİK toplantısından önce Kazan'la ilgili sorulara, "Barası DYP. RP'nin muhatapolacağı şeylerionlaraso- run" yanıtını verdi. GlK'in uzun süren toplantısında ise bazı üyelerin toplumun duyarlı olduğu konularda RP'ain sergile- diği olumsuz tutuma dikkat çektikleri ve Kazan'ın ziyaretine duyduklan tepkileri dile getirdikleri öğrenildi. Adıyaman Mil- letvekili Mahmut Nedim BUgiç'in, RP'nin tabanına mesaj \eren ginşimleri- ni sıraladığı konuşmasında, "RPtoplum- da rahatsızhk yaratan konulardan elleri- ni çekmelidir. Toplumda karamsarük ya- ratmamalıyız. Tüm bunlar RP'nin taba- nına verdiği mesajlardır. Liderier diize- vindegörüşıfterapflsih" dediği öğremldi. Bilgıç'ın yanı sıra çok sayıda GİK üyesi tarafindan önferilen Çiller-Erbakan görüş- mesinin gensoru sonrasında yapılabile- ceği öne sürüldü. Çiller'in de toplantıda şunlan söylediği kaydedildi: "Haklısınız, bu konudaki hassasiyctinizi anlıyorum. Ben gereğini yapacacım. anıa bu, hükii- mctin değil RP'nin kendi meselesi. Hükii- metten değil de partiden biri gitse daha iyi olurdu. Bakan olan birinin buna dikkat et- mesi gerekirdi. Bu tamamen januş.'" DYP'de rahatsızlıklan artan milletve- killeri Esat Kıratnoğlu, Nuri Yabuz, Zeki Ertugav, Hasan Karakaya, Osman Çilsal ve Mustafa Zeydan, Kazan'ın Yıldız'a cezaevinde yaptığı ziyarete duyduklan tepkileri dile getirdıler. Sağlık Bakanı Yü- dınm Aktuna. dün gazetecilerin sorulan üzerine şunlan söyledi: "Bu ziyaretin Adalet Bakanı tarafindan yapılmasL, bu olaya artı bir ilave getirir. adalete gölge dü- şüriir. Bakanuı asla yapmaması gerekir- di" SavcıAvrasya Feribotu'nu kaçıranlara beraatistedi DGM'deki dünkü dunışmaya Ceyhan Mouamehmetoğlıı dışmdaki 8 sanık kaöldı. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) Feribotu kaçıran sanıkların eylemleri sırasında pompalı tüfek kullanmalarına rağmen, savcının ceza istememesi dikkat çekti İstanbul Haber Servisi - tstanbul DGM savcısı, Avrasya Feribotu'nu içın- deki yolcu ve mürettebatıyla birlikte ka- çıran 9 sanığın yalnızca "gemi kaçır- mak" suçundan cezalandınlmalannı is- tedi. Duruşmada uzun uzun Çeçen dire- nişini anlatan savcı Müfit Büyükçol- pan'ın sanıklann feribotu kaçınrken kul- landıklan pompalı tüfekkr ve patlayıcı- larla ilgili olarak ceza istememesi dik- kat çekti. Adalet Bakanı ŞevketKazan'ın geçen hafta cezaevındeziyaret ettiği Avrasya FerîtföfffnfflSçTTftT^ldşinin yargılan- masına İstanbul 3 No'lu DGM'de devam . edildi. Dünkü davaya sanıklardan Cey- han MoUamehmetoğlu dışmdaki 8 sa- nık katıldı. Duruşmada ek savunmasını yapan avukat Etfaem BaykaL sanıklann Çeçen halkının sesini duyurmak için fe- ribotu kaçırdığını, bu nedenle TCY'nin "hürriyeti tahdit" suçunu düzenleyen 179. maddesi uyannca cezalandınlma- malannı istedi. Mahkemeye esas hakkındaki görüşü- nü sunan Büyükçolpan, sanıklann, olay sırasında gemi mürettebatına zarar ver- mekten kaçındığını belirtti. Tüm sanık- lann yalnızca TCY'nin "deniz ulaşım aracını gitmekte olduğu yerden başka r yere götürmeir «Süçunu düzenteyeri maddesi uyannca 9 \ ıla kadar ha- pis" cezast istemiyle cezalandınlmalan- nı isteyen DGM savcısı, duruşmadaki iyi halleri nedeniyle cezanın, TCY'nin 413. maddesi uyannca indirimini istedi. Savcı, sanıklara yöneltilen diğer suçla- nn unsurlannın oluşmadığını gerekçe göstererek bu suçlardan beraat etmeleri gerektiğini ifade etti. DGM savcısı, 13 aydır tutuklu bulu- nan sanıklann delil durumu ve içeride bulunduklan süre nedeniyle tahliye edil- meleri gerektiğini vurguladı.Tahliye is- temini reddeden mahkeme heyeti, sanık avukatlannın esas hakkındaki savunma- lannı sunmalan için durusmayı erteledi. lanniçendVbutunmalaTinın'ma^fdûrol- , malanna yol açacağını savunarak karşı oy kullandı. KADIN YURUYUŞUNU DÜZENLEYEN KURULUŞLAR DAVA AÇACAK Akit gazetesine suç duyurusuAJVKARA / İSTANBUL (Cumhuri- yet) - Binlerce kadını şeriata karşı yürü- yüşte Sıhhiye"de bir araya getiren plat- formun sözcüsü Çağdaş Hukukçular Derneği'ne (ÇHD) şeriatçı gazetelerin yaymlan sonunda tehdit mesajlan geldi- gi bildirildi. ÇHD Genel Başkanı Şenal Sanhan, tehditlerin yürüv-üşün amacma ulaştığı- nın göstergesi oldugunu belirterek eyle- me katılan kadınlara hakaret eden yayın kuruluşlan hakkında suç duyurusunda bulunacaklannı ve tazminat davası aça- caklannı söyledi. Istanbul'da dün nöbetçi savcılığa baş- vuran bir grup kadın ise Akit gazetesi- nin habennde. "Bugün toplumun çok küçük bir annlığını temsil eden kaduılar ve onlara destek >-erecekleri öğrenilen fa- hişelerin Ankara'da gerçekleştirecekleri yürüyüş sırasında meydana gelecek olay- lardan Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğ- lu sorumludur" sözlerinde yürüyüşü dü- zenleyenlere ve destekleyip katılanlara hakaret edildiğini bildirdiler. Yürüyüşün gerekli yasal izin alınarak ve laik cumhuriyetin savunulması ama- cıyla gerçekleştirildiği vurgulanan suç duyurusu dilekçesinde. Akit gazetesinin haberinin tahrikkâr olduğu vurgulandı. Kadmlar, Akit Gazetesi Yazıişleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu'nun "Madde-i mahsusa tayini ile hakaret'' su- çu gereğince maddi \ e manevi tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla cezalan- dınlmasını istediler. ANAP Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen eylemde. saat 21.00'de mumlar ve ışıklar söndürüldü. ANAP'lılar. düdük çalarak ve bir süre önce "toplumsal kirlenmey i önley ici" nitekDdirmesiyle tanıttık- lan u RefahmarJk"leri de ayaklanyta ezerek kampanyay a destek verdiler. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY) Antalya'da gözaltma alınmak istenirken yaşamını yitirmişti Cankoru için soruşturma Yurt Haberleri Servisi - "Ayduüık İçin 1 Dakika Karanhk" eylemınin 16. gününde Antalya'da Celal Cankonı'nun (45) ölümüyle sonuçlanan olayla ilgi- li Içişleri Bakanlığı ve savcılık soruşturma başlattı. Antalya'da önceki gün "SiirekB Aydınhk İçûı Bir Da- kika Karanhk" eylemine katıldığı gerekçesiyle gö- zaltma alınmak istenen Celal Cankonı'nun ölümün- den sonra dün de Maltepe'de kan döküldü. Malte- pe'de kebap dükkanı olan AbduDah Ergi (44), Kü- çükyah'daki evinin önünde bekleyen bir grup genç- le eylem hakkmda tartışmaya başladı. Tartişma so- nunda Muammer Altun. üzerinde bulundurduğu bı- çakla Ergi'yi yaraladı. Başından ve göğsünden ya- ralanan Ergi, çevredeki yurttaşlarca Haydarpaşa Nu- mune Hastenesi'ne kaldınldı. Doktorlar, Ergi'nin durumunun iyi oldugunu bildirdi. Muammer Altun gözaltma alındı. Eylem yurt genelinde yaygınlaşırken. yurttaşlar çeşitlı kentlerde polisin engellemesiyle karşılaşıyor- lar. Bu engellemeler sırasında Antalya'da Celal Can- konı'nun polisçe gözaltma alınırken ölmesi tepkile- re yol açtı. tçişleri Bakanlığı'ndan gelen iki müfetiş olayı soruşturmaya başladı. Antaiya Cumhuriyet Savcısı İsmet Tarhan yapılan otopside darp izine rastlanmadığını Cankonı'nun, akciğerödemine bağ- lı kalp krizi sonucu öldüğününün belirlendiğıni söy- ledi. Olayda eşini kaybeden polislerden davacı ola- cağını belirten Süheyla Cankoru, beyaz saçlı sivil bır kişinin elındeki telsızle eşınin başının arkasına sert bir şekilde vurduğunu söyledi. Cankoru, otopsiden sonra eşinin cenazesini memleketleri olan tspar- ta'nın Eğırdir ilçesine götürdü. Olay sırasında polısler tarafindan dövüldüğü göz- lenen ve gözaltma alınan ÖDP tl Başkanı Mustafa Şahin. tedavi gördükten sonra nöbetçi mahkemeye çıkanldı. Şahin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı, gözaltma alınan 5 sanık ise beraat etti. Antalya'da dün yapılan eylem olaysız geçti. Yerel Kanal E televizyonunun naklen yayımladığı eylem- de yurttaşlar sloganlar atarak ellerindeki mumlan saat 21.00'de söndürdü ÖDP Genel Başkanı Uftık Uras da Antalya'daki eylemde polisin saldınsı üze- rine bir kişinin ölmesini, u Katil zanülan Ankara'da geayor, polis yurttaşlara sakhnyor" diye yorumladı. RPM Sahin 'Yıldız suçsuz bulunacak' SEBAHAT KARAKOYUTN ANKARA - RP, Adalet Bakanı Şev- ket Kazan'ın cezaevi zıyaretinm ar- dından, Sincan'dakı şeriat provası ne- deniyle tutuklanan eski Belediye Baş- kanı Bekir Yddız'ın ilk duruşmada beraat edeceği beklentisini dile getir- di. Kazan, tepkileri yanıtsız bırakarak "Eleştirsinler" demekle yetindi. Başbakan Necmettin Erbakan'ın talimatıyla kurulan ve Kudüs Gece- si'nde Yıldız'ın "suçlu olmadığı, an- cak ihmaiinin bulunduğu" yolundaki raponı hazırlay an komısyonun üyele- rinden RP'li Mehmet Ali Şahin, Ka- zan'ın ziyaretini savundu. Şahin, "Kazan, bakan kimliğinin yanı sıra partkk halkla iUşkilerden sorumhı ge- nel başkan yardımcısı sıfaOnı da taşı- yor. Üstelik yargıya haskıda bulundu- ğu yolunda yetldlilerden hiçbir şikâyet desözkonusudegü"dedi. Şahin, Yıl- dız'ın yapılacak "ilk duruşmada be- raat edeceğine inandıgını" belirtti. Kazan'ın ziyaret ettiği Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde kalan -SfncMrdavası samklarmmtamanmay- rif 158ğnş^almdı:rezaevi Savcısı t&- ver Erbakan. "Sanıklann can güven- liğini sağlamak için bunu \apmaya mecburduk"dedı. Erbakan, Kazan'ın "teşkilatın başı olarak" istediği za- man cezaevine ziyarette bulunmasma engel olunamayacağmı söyledi. Ote yandan İstanbul DGM önünde gösteri düzenleyen şeriatçı bir grup, Sincan'dakı Kudüs Gecesi'nden son- ra yapılan tutuklamalan protesto etti. Adalet Bakanı Kazan, Shovv tv'de yayımlanan 32. Gün programında Bekir Yıldız'ı insani bir görev gere- ği ziyaret ettiğini savunarak, bu giri- şiminin yargıya müdahale anlamı ta- şımayacağını öne sürdü. Gazetemizi telefonla arayan çok sayıda yurttaş, Kazan'ı ekrana çıka- rarak RP propagandası yapmasına yardım etmekle suçladıklan program yapımcısı Mehmet Afi Birand ı pro- testo etti ler. Mederii Kanun'un kabul edilişinin 71. yıldönümü Deıııü'el: Çağdaşlaşma yolunda en kararh admı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türk Medeni Kanunu'nun kabul edilişinin 71. yıldönümün- de, kadın ve aileden sorumlu DYP'li Devlet Bakanı Işüa>' Say- gın ile lçişleri Bakanı Merai Ak- şener, gereksinimlere yanıt ver- memesi nedeniyle yasada yeni düzenlemelere gidilmesi gerekti- ğini kaydettiler. Akşener, Medeni Kanun'un hükümlerine karşın en- gellenemeyen imam nikâhının "İslamiyete de aykın oldugunu" söyledi. Cumhurbaşkanı Sûley- man Demircl de ülkenin çağdaş- laşması yolunda atılan en kararlı adımlardan birisi oldugunu vurguladığı Me- deni Kanun'un cinsiyet ay- nmcılığına son verdiğine dikkat çekti. Kadmlar, her yıl Adalet Bakanı'na yapı- lan geleneksel ziyareti bu yıl yapmayarak Şevket Ka- zan'ı protesto ettiler. Demirel, Medeni Ka- nun'un kabul edilişinin 71. yıldö- nümü nedeniyle yayımladığı me- sajda. dili, dini ve cinsiyeti ne olursa olsun, kadın-erkek tüm in- sanlann eşıt olarak görülmesinin. demokratik cumhuriyetin özellık- lerinden biri oldugunu kaydetti. Medeni Kanun'un kabulünün, çağdaş insan ve toplum anlayışı- nın yaşama geçirilmesinde en ka- rarlı ve ıleri adımlardan biri oldu- gunu vurgulayan Demirel, yasay- la hukukun tekliği ve eşıtliği yö- nünde önemlı bir aşamanın kay- dedildiğini belirtti. "Türk Mede- ni Kanunu'nda Kadm" konulu konferans da Işılay Saygın ve Me- ral Akşener'in lcatılımıyla gerçek- leştirildi. Saygın, Türkiye Cum- huriyeti'nin kuruluşuyla birlikte kadınlann sahip olduklan mede- ni haklann yapılan reformlarla dahadagüçlendirildiğini söyledi. Akşener, Anadolu'nun durakla- ma döneminde ortaya çıkan erkek egemenlığine dayalı toplum yapı- sının Kurtuluş Savaşı ile son bul- duğunu kaydetti. Akşener Mede- ni Kanun'un öngördüğü tek evli- lik, kan-koca eşitliği gıbi düzen- • Cumhurbaşkanı Süleyrnan Demirel, Medeni Kanun'un cinsiyet aynmcıhğma son verdiğini belirterek kadın-erkek tüm insanlann eşit görülmesinin demokratik cumhuriyetin özelliklerinden biri oldugunu söyledi. İki bayan bakan Işılay Saygın ve Meral Akşener ise yasada yeni düzenlemelere gidilmesi gerektiğini belirtti. lemelerle kadının toplumda birey haline getirildiğini belirtti. Bazı DYP'li kadınlann "tslam şeriat demektir. Şeriann hedef alınmas yanuş" demeleri ızleyenlerde ra- hatsızlık yarattı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve In- celeme Derneği, Köy Ögretmen- leri ile Haberleşme Derneği, Türk Anneler Derneği, Türk Kadınlar Birliği, Türk Kadınlar Konseyi Derneği, Türk Üniversiteli Kadın- lar Derneği, Türkiye Kadın Der- nekleri Federasyonu, Türkiye So- roptomist Kulüpleri Federasyonu, Türkiye Yardım Sevenler Derne- ği'nden yapılan ortak açıklamada da protesto amacıyla bu yıl Ada- let Bakanlığı'nın ziyaret edilme- yeceği belirtildi. Başbakan Necmettin Erbakan, yayımladığı mesajda Medeni Ka- nun'un "toplum yaşanunı çağm gereklerine uygun olarak yeniden düzenleyen ve Türk insanuıa eşit hak ve özgürhıklerle sosyal yaşa- ma kanlabilme olanağı tanıyan" bir düzenleme oldugunu vurgula- dı. Başbakan Yardımcısı Tansu Çilkr, Türk kadınınm Me- deni Kanun'la çağdaşlığın ölçüsünü yakaladığını be- lirtti. ANAP Genel Başka- nı Mesut Yıhnaz da mesa- jında, 70 yıl önce uygar dünyanın normlan da dik- kate alınarak hazırlanan yasada gereksinim duyulan değişiklıklerin sürünceme- de bırakılmasını eleştirdi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Birgen Keleş ile TBMM Grup Başkanvekili Oya Araslı'nın dü- zenlediği ortak basın toplantısın- da, Medeni Kanun'un bazı hü- kümlerinin çağın gerisinde kaldı- ğı dile getirildi. Sağlık Bakanı Yüdınm Aktu- na, laikliğe dayanan Medeni Ka- nun'un kabul edilmesinin, devlet düzeninde laikliğe geçişin resmen kabul edilmesine öncülük etmesi ve gerçek anlamda bir devrim ol- ması nedeniyle dikkate değer ol- dugunu kaydetti. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Müslümanlık ve Şeriat Düzeni Türkiye'deki şeriatçı çevreleryeni biroyunun pe- şinde. Bundan bir süre öncesine kadar "Bize oy vermeyen Müslûman değildir" ya da "Refah'a oy vermeyen Müslûman değildir" gibisinden bir söy- lem içindeyken, şimdilerde yeni bir söylem geliş- tirdiler. "Müslümanlıkla şehatçılık aynı şeydir" di- yoriar, "Her Müslûman şeriatçıdır." Halt ediyorlar. Müslûman olmak ayn şeydir, şe- riatçı olmak ayn şey. Ama bakın, gazete ve dergi- lerinden radyo ve televizyonlarına kadar, cami imamlanndan kimi belediye başkanlarına kadar hep aynı yalan, hep aynı saptırma çabası. Doğrusu Islamiyetle ilgili konulara pek girmeme- ye çalışınm. Ne kimsenin inancını sorgulanm, ne kimsenin benim inancımı sorgulamasına izin veri- rim. Müslümanlık çerçevesinde herkes günü gel- diği zaman kendi hesabını kendi verir. Ama iş "si- yasal lslam"a gelince, elbette kimi saptırmalan ve yanıltıcı iddialan engellememiz gerekir. Dünya üzerinde "kendi dinini kendi seçen" çok az insan vardır. Dünyanın neresinde olunursa olun- sun, dogan çocuk anne ve babasının dinini seçmiş sayılır. "Kimlik belihemesindeki" bu kendtne em- poze edilmiş "din"\ değiştiren ya da reddeden çok az insan vardır. Fakat çoğu kez aynı dinden olan insanlann din "anlayışlan" ve "diniyaşamalan" bir- birinden farklı olur. Islamiyet içindekı farkh mezhepler, tankatlar ve cemaatler, bu "farklılığın" somut kanıtlan olarak değeıiendirilmelidir. Tüm bu "farklılıklar" Türkiye'deki Müslümanlar arasında da görünür. Ve Islamiyeti herkes kendin- ce yorumlar ve yaşar. Kimsenin bır başkasına laf etmeye hakkı olmadığı gibi kimin Müslümanlığının daha "makbul" olduğu da bilinmez. Ama bizde ki- mi kendini bilmezler, bir yandan "Halkımızın yûzde 98'i Müslümandır" derken, bir yandan da "Müslü- manlıkla şehatçılık aynı şeydir" derier ve böylece halkımızın yüzde 98'ini şeriatçı sayarlar. Ama bu arada oylann yüzde 21 'ini alınca, kendilerini iktida- rageldiksanırlar... Islamiyet elbette şeriata dayanır, Islam şeriatına dayanır. Nasıl Islam şeriatı varsa, Hıristiyan şeriatı da vardır, Musevi şeriatı da. Ancak "şeriat" ayn şeydir, "şeriat düzeni" ayn şey. Zaten eğer Türki- ye'de ve dünyanın başka bölgelerinde yaşayan tüm Müslümanlar "şeriat düzeninden" yana olsay- dılar, işler öyle kanşırdı ki bizim "muhteremler" şa- şıp kalırlardı... "Şeriat Islamiyet demektir" diyoıiar. Yalan, hem de kocaman bir yalan. Şeriat Arapça bır sözcüktür ve çok çeşitli anlamlan vardır. Bu konuda Türkçe- de sayısız çalışma bulunabilir. Eğer ikinci elden kaynaklara da itibar edilecekse, benim 1969'da yazdığım ve en son baskısı 1996'da Ümit Yayıncı- lık'tan çıkan "Osmanlı Toplumunun Siyasal Yapı- s/"na bâkmak yeter. Şeriat sözcüğünün çok farklı anlamlan arasında- ki en yaygın anlam, "kaynak" ve bununla ilgili kav- • mmtar-otmaktadtr-Oyneğin "kaynağa giden yol", ""suya giden yoT'vTirjııbi. f r " * Şeriat, bir (slam <3Özeninin genel çerçevesini çi- zer. Fakat dünya üzerindeki (ve elbette Türkiye'de- ki) Müslümanlann, üzerinde fıkir birliği sağlamış ol- duklan bir "şeriat düzeni" yoktur. Herkesin kafasın- da ayn bir şeriat düzeni vardır ve bunun doğal bir sonucu olarak şeriatla yönetildiğini söyleyen tüm ülkelerde "farklı şeriat düzenleri" hüküm sürer. Zaten daha "şeriatın kaynaklan" konusunda bi- le fikir birliği yoktur. Kimi mezhepler şeriatın kay- nağı olarak sadece "Kuran" ve "Hadis"\ alırken, ki- mi mezhepler "Kıyas" ve "lcma-i Ümmet"\ de şe- riatın kaynaklan arasında kabul ederler. Sünni-Hanefı mezhebine göre şeriatın dört kay- nağı vardır: a) Kuran. b) Hadis (Yani Hz. Muhammed'in Kuran'da hü- küm bulunmayan konulardaki sözleri, davranışları ve sükûtu). c) lcma (ya da icma-i ümmet) Kuran ve hadisler- de açık hüküm bulunmayan konularda Islam âlim- lerinin (müctehid), fikir birliği içınde olduğu hüküm ya da içtihatlar. d) Kıyas: Tek bir müctehidin görüşü. Kuran hariç olmak üzere, bu kaynakların tümü "tartışmalıdır." Hem de bu tartışmalar yüzyıllardan beri sürer. Ve farklı yorumlamalardan kaynaklanan çatışmalarda, tarıh boyunca milyonlarca Müslû- man birbirini kesmiştir. Hadisler konusu bile alabildiğine tartışmalıdır. Aynı mezhep içindeki kimi yazariann kaleme aldık- lan, yani "naklettikleri" hadisler, kimi zaman birıbi- rine "zıt" olabilmektedir. Ve bu konularda kalem oy- natan âlimler, yüzyıllardan beri birbirlerini "yalancı- lıkla" suçlamışlardır. Ve bu suçlamalar bugün de ay- nı hararetle sürmektedir. Peki, bu koşullar altında "şeriat düzeni" denildi- ği zaman, nasıl bir düzen anlaşılacaktır, "hangi şe- riat" anlaşılacaktır? Bunun yanıtını kimse vereme- mekte, herkes kendi "yorumunun" doğru oldugu- nu ve şeriat düzeninin "kendi tanımladığı" düzen oldugunu savunmaktadır. Farklı ülkelerdeki farklı şeriat düzeni uygulama- lannı dile getirdiğiniz zaman, "Onlann yorumlan yanlış " demektedirler. Zaten bu (sözde) şeriat dev- letlerinin bir kısmı, birbirlerine can düşmanıdırlar. Iran'ı bıraksanız Suudi Arabistan'ı bir gün yaşat- maz. Suudilerin gücü olsa Libya'yı çoktan uçurur- lardı. Ama hepsi "şeriat devleti"... Bizim kimi şeriatçılar, "Kuran'da herşeyin doğ- rusu var" diyorlar. Doğrudur ama, çok farklı yo- rumlar getiren devletlerde de aynı Kuran okunmu- yor mu? Üstelik çoğunun anadilinde. Onlar bu işin doğrusunu bulup çıkaramadıysa, bizim "muhte- remler" nasıl çıkaracak? Aslında, bunlann tümü palavradır. Bireyin Müs- lûman olması ayn şeydir, bir şeriat düzeni isteme- si ayrı şey. Ve üzülerek görüyoruz ki şeriat düzeni yanlılan bunu Islamiyet adına değil, yaşanan "be- zirgân saltanatında" bir pay sahibiolmak için isti- yoriar. Ve maalesef. bir ölçüde de başarıyorlar. Ve bunu sürdürebilmek için tüm kavramlan altüst edi- yoriar. Hem de pişkincesine... VEFAT Safranbolu eşrafından EMİNE AKDAĞ 17.2.1997 tarihinde vefat etmıştır. Cenazesı 18.2.1997 (bu- gün) öâle namazını müteakip Bakırköy Incıriı Fatth Camii'nden Raldırılacaktır. Allah rahmet eylesın. Evlatlan: Salıh Akdağ, Turkan Dınçer, Sevım Işık, Hamit Akdağ. Damadı: Erhan Dinçer. Tomnlan: Fatoş Yıldız, Me- te, Kaan Dınçef, Fuat, Gokhan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle