Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16ŞUBAT1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Şevket Kazan'a
servet pası
• VNKARA (Cumhıuiyet
BürtKU)- K.uşkulu
servetinırs hesabmı
vercraeyer DYP Genel
Başkını. Easbakan
Yardımcısı ve Dışişleri
Bakam Tansu Çiller, V\AP
Istaabul Milletvekili Yusıf
NamoğlıTnun ABD'de
aleyh.ne açtığı dava
konusun&a RP'li Adalet
Bakanı Şevket Kazan'a pas
attı. Çiller'in. davanın
açıldığı New
Hampshine'daki
mahkemeye konsolosluk
aracılığıyl a gönderdifi
savımmasında.
Namoğlu'nun girişimınİTı
hukuka aykın olduğunu
ileri sürerek "Anlaşmalaı
gereğince, ABD'de dava
açmaya ancak Türk Adalst
Bakanlığı yetkilidir"
görüşünü savunduğu
öğrenildi.
Sincan'da JİTBM
parmağı
• A>XAR\(Cumhuriyet
Bürosu) - Uygur
Türklerinın yasadığı Sincan
Uygur Özerİc Bölgesi'nde.
(Doğu Tiirkistan)
Müslüman gençlenn idam
edilmesıyle Drmanan
olaylarda Amerikan
Merkezi Haberalma Örgütü
(CIA) ıle Jandarma
Komutaniıgı'na bağlı
Jandarma lstihbarat ve
Terörle Mücadele (jfTEM)
Birimi"nin parmağı olduğu
savlandı. Haftalık Aydınlık
dergisinin 27 Ekim 1996
tarihli sayısında yer alan
habere göre, Genelkurmay
Başkanı Orgeneral tsmaii
Hakkı Karadayf nın,
JlTEM'in Doğu Türkistar
Birimi'nin, Uygur Özerk
Bölgesi'nde iç kargâşa
yaratmak için operasyon
hazırlığını durdurduğu da
öne sürüldü.
Koruculara
asker engeli
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - Habur
Gümrük Kapısı'ndan Irak'a
ithalat ve ıhracat yapan
Silopilı korucubaşı Kocero
Salıcı, araçlar ve mal
manifesto evrakının Silopi
Merkez K.omutanhğVnda
görevti sabay ve
astsubaylar tarafından
kasıtlı olarak incelenmeye
aJmdığını ve Irak'a
geçişlerde zorluk
çıkanldığını iddia ederek
savcılığa şikâyette bulundu.
Korucubaşı Salıcı'nın,
savcılık şikâyetiyle de
yetinmeyip durumu Silopi
Tugay K.omutanı'na da
ilettiği öğrenildi.
Perinçek'ten
açıklama
• Istanbul Haber Servisi -
lşçı Partısı Genel Başkanı
Doğu Perinçek,
REFAHYOL ortaklığınm
yıkılması için genel bir
eylem yapılmasınm şart
olduğunu savundu.
Perinçek, dün yaptıgi yazılı
açıklamada, son
dönemlerde
özelleştirmenin büyük
tehlike haline geldığini,
şenatçılığın devlet içinde
mevzilendığini, ABD'nin
ülkemizi kriz bölgelerine
sürmeye çalıştığını öne
sürerek işçi sınıfinın tüm
bu gelişmelere yapacagı
genel eylemle yanıt
vermesi gerektiğini ifade
etti.
Parti kapatma
• İstanbul Haber Servisi -
Emek Partisı Genei
Başkanı Levent Tüzel.
Anayasa Mahkemesi'nin
Emek Partisf ni kapatılması
karannj protesto ettikJerini
söytedi. Partınin
programının ışçi ve
emekçilerin talep ve
yakJasımlannı içerdiğini
belirten Tüzel, "Emek
Partsı'nin kapatılması,
serrnaye saldırganlığınm
yeni bir göstensidir.
Profcsto ediyor ve diyoruz
ki, emeğin ekonomik ve
sos>al haklan kadar
örgülenme \e siyaset
yapna hakkını da
sahblenip savunacağız"
dedı HADEP ve İHD'den
yapian açıklamalarda da
Emtk Partisı'nin
icaprtılması kınandı.
Hüeltme
Gaztemizin önceki günkü
sayımda yayımlanan
"ICdının çağdaş eylemi"
başlklı haberde yer alan
"Nkleer Tehlikeye Karşı
Barş ve Çevre İçin
SafŞkçılar Derneği"
ıNnSED). yanhşhkla
"Nkleer Savasa Karşı
Sagkçılar Derneği"
ol-aıi yazılmıştır. Düzeltir,
öz^idıleriz.
Kadm yürüyüşünün sloganına karşı çıktıklannı belirterek 'Şeriat İslam dini demektir' dedi
Yılmaz'ın sanchk korkusuDÜRDANE KOCAOĞLU
SAMSUN-ANAP Genel
Başkanı Mesut Ydmaz,
Türkiye'nin köklü bir
restorasyona gereksınimi
olduğunu belirterek,
"Tûrkiye'nin bugün geldiği
noktada köktendinci değişinı
istemiyorsak kökten değişimi
başarmak zorundayız" dedı.
Yılmaz, destek vermedikleri
kadın yürüyüşünün sloganına
karşı çıktıklannı belirterek,
"Şeriat İslam dini demektir.
Halkımı/ın dine karşı gibi
algılayacagı bir yürüyüşe
kaölmamız mümkün değüdi"
dedi. Mesut Yılmaz, dün
Samsun'da bazı açıhşlara
• ANAP Genel Başkanı Yılmaz, destek yennedikleri kadın yürüyüşünün
sloganına karşı çıktıklannı belirterek "Şeriat İslam dini demektir. Halkımızın dine
karşı gibi algılayacağı bir yürüyüşe katılmamız mümkün değildi" dedi.
katılarak Toptancı Hali ve
terminal esnafını ziyaret etti.
Yılmaz'a esnaf ziyareti sırasında
As Bafra Turizm, Kurban
Bayramı'nın ilk günü olan 18
Nisan 1997 tarihli. "gideceği
yer" Başbakanlık olarak
gösterilen "iktkiar bikti" adı
altında otobüs bileti kesti.
Aüş yapmadı
Yılmaz, daha sonra 100 yataklı
Çavuşoğlu Oteli'ni ve dinlenme
tesislerini hizmete açtı. Yılmaz,
Samsun Spor Tesisleri'ni
ziyaretinin ardından atış
poligonuna gıttı. Yılmaz,
poligonda basının ısrarlanna
karşın atış yapmadı.
Yılmaz. Samsun Işadamlan
Derneği (SİAD) tarafindan
düzenlen,en "2010 Yıünda
Türkhe Vizyonunu Arama
Konferansrnda yaptığı
konuşmada, Susurluk kazası ve
ardından gelişen olaylar ile son
günlerdekı gelişmelerle
Tûrkiye'nin geldiği noktada
sistemin yeniden sorgulanmak
zorunda olduğunu söyledi.
Tûrkiye'nin, dünyadakı gelişımi
doğru okuyup kendisine çeki
düzen \ ermek zorunda
olduğunu anlatan Yılmaz.
"Türkiye 2000 ydına >eni bir
vizyon, yeni bir yapdanma üe
ginnek mecbııriyetinde'' dedi.
Türkiye'nin bugün her
zamankinden daha çok
demokrasıye ıhtiyacı olduğunu
kaydeden Yılmaz, toplumsal
muhalefete dikkat çekerken
demokratik sahiplenmenin
önemını vurguladı. Yılmaz,
"Demokratik sahiplenme
olma/sa çözüm ya
poürikacılardan ya da
askerlerden bekJenir" dedi.
ÖDP
Uras
seçim
istediİstanbul Haber Servisi -
Özgürlük ve Dayanışma
Partisi (ÖDP) Genel Baş-
kanı Ufiık Uras. Tûrki-
ye'nin en talihsiz günleri-
ni yaşadığını belirterek
"Refah Partisi'ne karşı sa-
dece politik değil, sosyal
birmücadelegereklidirve
bunu yapacak olanlar e-
mek vedemokrasi gücjeri-
dir'' dıye konuştu.
Uras, dün Caddebostan
Kültür Merkezi'nde yapı-
lan ÖDP'nin 2. Olağanüs-
tü Parti Meclisi toplantı-
smda iktidan eleştirdi.
Uras, Tansu - Özer Çiller
ile Mehmet Ağar arasın-
daki ilışkilere dikkat çek-
ti. Uras, Başbakan Nec-
mettin Erbakan ve Ada-
let Bakanı ŞevketKazan ı
da eleştırerek "Erbakan
ve Kazan'm demeçleri in-
sanlann sabnnı taşınyor.
Kazan, Alevi yurttaşlan-
mızı açıkça rencide ecliyor
ve belü ki Sıvas davası sa-
nıklannı savundugu giin-
ler ile iktidarda olduğu
günleri birbirine kanşün-
yor" diye konuştu.
CHP istanbul
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Yılmaz, Türkiye'nin ağır
sorunlan olduğunu ve ülke
yönetimınde de bu sorunlan
ağırlaştıran bir hükümet
bulunduğunu dile gerirerek
Tûrkiye'nin ilk kez bu ölçüde
yalnızlaştığını, geri kalmış
ülkelenn karanhğına irilmek
üzere olduğunu söyledi. ANAP
lıderi Yılmaz. hükümet
ortaklannın Türkıye'yi gelişmiş
dünyadan koparmak için
ellerinden geleni yaptıklannı
belirterek şöyle dedı:
"Türkive yüzde 90'lara ulaşan
enflasyon üe dünyanm ucube
ülkeleri durunıundadır. Bugün
Avrupa Biriiği'nde ortalama fert
başına geiir 30 bin doiarken
Türkiye'de 3 bin dolardır. Uyum
yasalan çıkmamıştır.
Türkiye'de iş yapan
yabaneı Pırmalar pişmanlık
duymaktadır. Türkiye
yönünü şaşırmış, anafora
kapıunış, kendi ekseninde
dönengemi
göriintüsündedir."
Çözümün köklü bir
restorasyon olduğunu
anlatan Yılmaz, şöyle
dedı "Dün Türk-Kürt,
bugün İslamcı-laik
gerginliğine yann
başkalan eklenecektir.
Türkiye'nin bugün geldiği
noktada köktendinci
değisim istemiyorsak
kökten değişimi başarmak
zorundayız'.*"
ANAP lıderi Yılmaz,
gazetecilerin sorulannı
yanıtlarken de, daha önce
katılabileceklerini
sölylemelerine karşın
neden kadın yürüyüşüne
katılmadıklan yönündeki
sorular üzerine şöyle dedi:
"Daha önce bize Refah
Partisi'ne karşı bir
yürüyüş yapılacağı
sö>lenmişti. Ancak Bize
danışılmadan >ürüvüşün
adını 'Şeriata karşı kadın
vürüyüşü' olarak
değiştirmişler. Boyle şey
olmaz. Biz böyle bir
yürüyüşe katılamayız.
Şeriat, İslam dini demektir.
Halkımızın dine karşı gibi
algılayabileceği yürüyüşe
katılmamız mümkün
değildi. Biz bö\ le bir laik-
İslamcı kavgasımn yanında
yeralmayız."
1 Örgütü'nün Kartal'da düzenlediği etkinlik, boyutunu aşarak mitinge dönüştü
Kazan'a bir meydan dolusu öfkeİstanbul Haber Servisi- Devlet
bağlantılı karanlık ilışkilere yurttaş
tepkisi olarak gelişen ışık söndürme
eylemmi Başbakan Necmettin Er-
bakan ın 'fesatiık', Adalet Bakanı
Şevket Kazan'ın ise "mum söndü
oyunu' diye nitelemesıne tepkiler
büyüyor. REFAHYOL ve Kazan'ı
protesto amacıyla CHP İstanbul tl
Örgütü'nce dün Kartal'da düzenle-
nen etkinlik. açıklanan boyutunu
aşarak coşkulu bir mitinge dönüştü.
Kartal Meydanı nı dolduran yurttaş-
lar. bakan Kazan'a öfke yağdırdı ve
REFAHYOL'u istifaya çağırdı.
CHP Genel Sekreteri Adnan Kes-
kin'in saat 12.00'de Atatürk anıtına
çelenk koyacağı ve burada toplanan-
lara hitap edeceği duyurulan üzeri-
ne ellerinde Atatürk posterleri, Türk
ve CHP bayraklanyla "Çeteterekar-
şı tek yumruk tek barikat". "Cum-
huriyet konımak, kurmaktan daha
zor değüdir" afişleriyle meydanı
dolduran coşkulu kitle halay çekerek
ve sloganlar atarak CHP heyetini
beklemeye başladı. Adnan Keskin
ve CHP milletvekillen Mehmet Mo-
ğultav, Mehmet Sevigen, Mustafa
Kul ile Kadıköy Belediye Başkanı
Selami Öztürk, CHP Parti Meclisi
üyesi ressam Bedri Baykam'ın da
aralannda bulunduğu CHP heyeti-
nin Atatürk anıtına çelenk koyma-
sıyla iyice hareketlenen kalabahk
kitle sık sık "Faşizme karşı omuz
omuza". "Susma sustukca sıra sana
gekcek". "Türkiye laiktir, laik kala-
cak","Kazanistifa, REE\HYOLis-
tifa"s loganlan attı.
CHP otobüsünün üzerinden coş-
kulu kitleye konuşan Keskin, toplu-
mumuzu yeniden ümmetçiliğe dö-
nüştürmek isteyenlerin cumhuriyet
devrimleri boyunca hazırhklannı
sürdürdüklerini, 1950'den sonra ik-
tidara gelen siyasal iktidarlann da
popülist politikarla gericiliğin ve yo-
bazlığm yükselişine katlü sağladık-
lannı belirtti. Kazan'ın ışık söndür-
me eylemini 'mum söndü' olarak
değerlendirdiğini anımsatan Kes-
kın,".\levi inancında hiçbir kötülük
yoktur, sadece erdem vardır. Acaba
bunu sövleyen mi böyle bir ilişkinin
içinde" dedi.
Keskin, "Alevi febefesinin 3 temel ilkesi vardır'' ciimlesini tamamlamadan. meydanı dolduran ka-
labalık hep bir ağjzdan "Eline, beline, diline sahip olmak" diye seskndi.
IRMIKI AYDEV ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Yoksa unuttunuz muydu?
Aman unutmayın. TÜSİAD
bu. Çengelköy Güzelleştirme
Derneği ya da Karmışlı Köyü
Kalkındırma Derneği değil, TU-
SİAD. Türkiye'nin sanayi ve ma-
li sermayesinin en irikıyım tem-
silcilerinin ve salt onlann örgü-
tü. Bir rapor yayımladıysa gö-
zardı edilemez, öyle üstünde
birkaç satır çiziktirdikten sonra
unutulmak üzere belleğin dip
köşelerine itilemez.
Oysa öyle oldu. Anlı şanlı kö-
şe yazarlan bir iki kez raporu ele
aldılar. Raporun haberi, gaze-
telerin birinci sayfasında öne-
mine uygun ağıriıktayeraldı. Ar-
dından... Ardından tıssss!..
Raporu hazırlatan eski baş-
kan Komili'nin de raporun altın-
da kendi imzasının olduğunu i-
lan ederek seçilen yeni başka-
nın da sesi soluğu çıkmıyor.
Oysa rapor, çok önemli sap-
tamalar, Türkiye'nin geleceğini
belirleyecek ağıriıkta siyasal ve
sosyal öneriler içeriyordu.
Anımsayın: Genelkurmay
Başkanlığı'nın Milli Savunma
Hani Bir TUSIAD Raporu Vardı...
Bakanlığı'na bağlanması,
MGK'nin anayasal konumunun
tartışmayaaçılması, Kürt dilinin
özgürce konuşulması, Kürtçe
yayın ve siyasal partileşme öz-
güriüğü tanınması, idam ceza-
sının kaldınlması, gözaltı süre-
sinin kısaltılması, işkencenin
suç sayılması...
Rapor yayımlandı ve ardın-
dan bir küçük kıyamet koptu.
Anlaşılan TÜSlAD'cılann da
ödü koptu. TÜSİAD çevresinde
pantolonunu ıslatanlar üstüne
minik fıkralar anlatıldı; ağır top
Rahmi Koç, raporun "kendile-
rine danışılmadan yayımlanma-
sına" rtiraz etti de içeriği üstüne
ne düşündüğünü söylemekten
kaçındı; Sakıp Sabancı pek
sevdiği televizyon 'showman'\i-
ğini TÜSİAD raporu konusunda
ıskalamayı yeğledi.
En önemlisi, raporun gerçek
sahibi TÜSİAD yönetimi, sus-
kunluk duvariannın ardına çe-
kildi.
Peki bu nasıl açıklanacak?
Bu tutum neye yorulacak?
Binnci olasılık:
TÜSİAD raporu, bu kuruluş-
taki birkaç sivri akıllının hazır-
lattığı, Türkiye büyük sermaye-
sinin siyasal ve sosyal çizgisini
yansıtmayan, siyasal ve sosyal
tercihleriyle örtüşmeyen bir bel-
gedir.
Yani Türkiye'nin büyük ser-
mayesi, onca edebiyata rağ-
men hâlâ devlet aygıtınm ola-
naklanndan (ucuz kredi. teşvik.
koruma, vergi indirimi) yararia-
narak küpünü dolduımayı yeğ-
leyen, kapitalizmin o çok övülen
serbest rekabet arenasıha çık-
maya niyeti olmayan, geri bir
kapitalizmi savunmaktadır. Av-
rupa Topluluğu'na katılma, Ba-
tı ekonomileri ve siyasal sistem-
leri ile bütünleşme (entegre ol-
ma) gibi hedefler laf ola beri ge-
le kabilinden söylenmektedir.
Yani, devlet fideliğinden me-
me emerek serpilıp gelişen Tür-
kiye büyük sermayesi, ilerlemiş
yaşına rağmen hâlâ meme em-
mekten vazgeçememektedir.
Ikinci olasılık:
Türkiye büyük sermayesi,
ekonomik liberalizmin siyasal li-
beralizmle tamamlanmasını is-
temektedir. Ancak ekonomik li-
beralizm adı altında her türlü
ekonomik vahşete göz yuman,
hatta özendiren, destekleyen
'güçler'üen de pek korkmakta-
dır. inandıklarını savunama-
makta, aba altmdaki sopayı gö-
rür görmez çark edip suskunluk
duvariannın ardına sinip sesle-
rini kesmektedir.
İlk olasılık TÜSlAD'ın ve TÜ-
SİAD'cılann sorunu. Bu ülkenin
solculan için sürpriz filan değil.
TÜSlAD'cılar bu yargının insaf-
sızlık ya da iftira olduğu kanısın-
dalarsa işte at, işte meydan!
Buyursunlar, kanıtlasınlar. Mo-
dern burjuvazinin değerlerine
sahip çıktıklannı, çağdaş ve de-
mokrat bir ülke istediklerıni, ka-
pitalizmin ülke sorunlannın üs-
tesinden gelebileceğini göster-
sinler.
Ikinci olasılık bir "yiğitlik" so-
runu. Sözünün eri olma ve sö-
zünün eri olmayı bir yaşam bi-
çimine dönüştürebilme sorunu.
Solcular, özellikle Marksist
solcular, bu ülkede düşündük-
lerini savundular, savunduklan-
nı sonuna kadar savundular. Di-
yetini gözlerini kırpmadan öde-
diler. Işkence, hapis, sürgün on-
lann kaderi oldu. Ama başları-
nın gölgesini önlerine düşürme-
diler; sözlerinin en oldular. Ülke-
nin yakın tarihi, bunun örnekle-
riyle örulü...
TÜSlAD'cılar cumhuriyet ta-
rihinde ilk kez devlet katında iti-
bargörmeyen kimi görüşleror-
taya attılar. Ankara'da kaşlar
çatılınca da sustular, pıstılar.
Eh, bu da yiğitlik değil herhal-
de.
Demokrasiyi, özgürlüğü, da-
ha çağdaş bir Türkiye'yi savun-
mak; bılgi, birikim, aydınlık bir
kafa filan ister.
Ama bir de yiğitlik ister.
POLflİKA GtONLUGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Sakız Beyazı Düşler...
Balkonun küflenmiş demir korkuluklanna tüne-
yen serçeye bakıyor, kurşuni gökyüzünün parçala-
nıp, mavi aydınlığm önce senin yüzüne, ellerine do-
kunmasını bekliyorum...
Serçe üşüyor, serçe tıpkı benim gibi tehlikeli bir
oyunun kınk kanat heyecanını yaşıyor...
Kenarian yırtılmış uçuk sarı bir defterin sayfalan
arasında kaybolmuş, belki de orada yıllarca tutsak
kalmış bir mor menekşenin kurumuş hüznünü, yal-
nızlığını, o üşüyen serçenin durağanlığında birleşti-
riyorum...
Kendi kendime "Pes yahu" diyorum, sevdayı sı-
kıyönetim yargıcı gibi sorgulayan, adını da "Sevgili-
ler Günü" koyan özel tefevizyonun meydanında
toplananlara.
Aşkın sorgulanmayacağını henüz öğreneme-
yenlere galiba en güzel yanıt genç kadından geliyor
"Ben âşığım ve bugün Sevgililer Günü; işim var
gidiyorum..."
Ben serçeye bakıyorum puslu bir günün saba-
hında.
Serçe üşüyor, serçe bana bir şeyter anımsatmak
istıyor...
Yitik zamanlar peşinde koşan kadınları, erkekleri
düşünüyorum o anda.
Sakız beyazı düşler kuran çocuklan anımsıyo-
rum. Şarkılarda, şiirlerde bir hüznün resmini çiziyo-
rum...
Diyorum ki:
"Özgüriükleri çelik kelepçelerin pmltısında yitıren
tüm sevda çiçeklerine merhaba!"
• • •
Gecikmiş bir Sevgililer Günü yazısı yazmak ol-
dukça zor...
Ama küflü demir korkuluklara tüneyen serçe, ba-
na güvence venyor:
"Korkma, istediğin gibiyaz, çünkü özgürsün!"
O anda bir taşra kentinin eski ahşap evlerinin taş
avlulannda saklı kalmış çocukluğumu yakalıyorum...
Küflü ve ıslak kokulu odalarda kurduğum düşle-
re, yağmurdan, gök gurlemesınden çok korktuğum
günlere dönüyorum. Genç kızlann pembe evlerinin
içinde kalmış çeyiz sandıklannı anımsıyorum...
Paris Metrosu'nda yağmurdan sınlsıklam olmuş
o uzun boylu kızın lyonya kokan ellerinden tutuyo-
rum. Kariı bir kış sabahı Moskova Gan'nda sanşın,
mavi gözlü erkeğin, yitirdıği sevdayı yeniden yaka-
lamak için hıçkıra hıçkıra ağladığını görüyorum...
Özetlersem yaşamın derinliğinde gızli kalmış ne
varsa onlan yakalıyor ve avunuyorum...
Birden taş duvariı, tahta pancuriu evimizin tam
karşısındaki incir ağacını, siyah saçlı, yeşil gözlü kı-
zın elindeki papatyalar ve talelerle sevgilisiyie bu-
luştuğu günlere gidiyor, çocuksu bakışlannda bir
coşkunun rüzgânnı hissediyorum...
Daha öncelen evden dışanya çıkmayan o çocu-
ğun bir gün annesine söylediklerini anımsıyorum:
"Anne ben galiba âşık oluyorum!"
Şaşkın anneye baba yanıt veriyor:
"Çok güzel, demek ki 16 yaşında yaşamın ne ol-
duğunu anladı, umanm ölümlerden söz etmez bir
daha..."
Odanın içinde yapayalnızım...
Serçe, küflü demir korkuluklara tünemiş sanki be-
nimle konuşuyor...
Yasak düşleri bir kenara koyuyorum o anda...
Aphrodite, Uranos tannnın denize dökülen sper-
masından köpükler arasında doğuyor. Eros'la birlik-
te Himeros da peşine takılıyor. Himeros onun diri gö-
ğüslerinde, upuzun kirpiklerinde sevda oyununun
başlamasını bekliyor...
İşte sakız beyazı düşler burada başlryor...
• • •
Üşümüş serçe ve ben!..
Birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Konuştukça açılıyor,
eski fotoğraflara birlikte bakıyoruz...
Yaşam sevdanın içinde. sevda yaşamın içinde...
O terk edilişler, kaçışlar aşkın bütünüdür bilir mi-
siniz?
Zaten onlar da olmasa sadece sevdanın tadını alır,
acısını duymazsınız...
Sakız beyazı düşlerde gördüklerimiz beyaz yalan-
lardıraslında...
Kimi zaman ruhlanmızı yitirir, küçük gürüttüler
kaplargövdemizi.Ayakseslerimiz, birçığlıkolur;za-
mansız mevsimlere dönüşür...
Hiç anlamayız bu olup bıtenleri...
Yürüdüğümüz sokaklar, söylediğimiz şarkılar, bir
süre sonra unutulur. Bir kadının kirpikleri. bir erkeğin
saçlan. çıplak benliğimizin sade göruntüsüdür...
Yüreklerımizde ışıldar yeryüzü, gözlerimizde bü-
yürsevdamız...
Ama aşk böyledir, aşk acımasızdır...
Tıpkı Yorgo Seferis'in dizelerinde olduğu gibi:
"Denize yakın mağaralarda
Bir susuzluk duyarsın, bir aşk, ,_
Bir çoşku
Deniz kabuklan gibi sert
Alıravucuna tutabilirsın.
Denize yakın mağaralarda
Günlerce gözlerinin içine baktım,
Ne ben seni tanıdım ne de sen beni."
Internet http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (« Planetcom. TR
HİKMET ÇETİNKAYA
AŞIK KADINLAR SOKAĞI
Önce bakıştılar. Soluksuz
katdılar bir süre..
Erkek. kadının elıne
dokundu. sonra başını
önüne eğdı usulca..
Bir zaman tLnelınden
geçıyor gıbıydıler. Belkı
bıraz da düş
yorgunuydular
Kadın ıçındekı coşkuyu
dışa vuramıyordu. Gozlenn
kaçırıyordu erkeğin
gözlerinden .
Birden "kırmızı
mektuplara" daldı.
Dedıkı:
"Bir çıçegı bıle yumuşacık
dokunuşlara sahip bir
aşkla seven sana ınat, ben
çığlık çığlığa bağırarak
dikenlerı sevmeyı
sürdüreceğım..."
300.000 TLıKDV dahıh
Çağ Pazariama A.Ş. Yerebatan Caddesı Saikımsöğüt Sokakî
No: 9/B Cağaloğiu- istartbul Te):514 01 95/96
Posta çeki no.. 66c322