03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16ŞUBAT1997PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Işık Gözüktü Prof. Dr. TURKAN SAYLAN B ütün partilenn, kendi özel so- runlannı çözememekten kaynaklanan desteğıyle ıkti- dar altın tepsiyle Refah Par- tisi'ne sunuldu. Bu partı. tek başına iktıdardaymış gıbı tüm olanaS \e yetkilerden yararlanarak. halkj boş laflarla ovalamakta, bu arada da kadrolaşmöinı hızla gerçekleştirmektedir. Parti ılen gelenlennin her birinin ağzın- dan. hıç düjünülmeden. bazen de iyice dü- şünüldüğü >anılarak söylenen ınciler, bir- bınnden tu:arsız sözcükler dökülmekte, bunlara tepu gelince de "Yanlış anlasıldı" denivermeltedır. Halkın gözleri önünde olup biten \e büvük bir cıddiyetle üzerine gidilmesi gereken yolsuzluklar. rezaletler, çağdışılıklar kar^ısında da sorumlulann yanıtı, "Abtrüyortar", "Gündem sapün- yorlar"dan oluşuyor. Halkın coşkuyla ka- tıldığı ışık söndürme ve benzer eylemler- se "fasafiso", "çocukluk" ya da ınanılmaz bır aymazlıkla "vatan hainliğT olarak de- ğerlendirilnor. Son seçimlerden beri hükümet ve RP'li belediyeler, kendi asıl görevlenni bıryana bırakarak, elbirliğiyle ülkenın varolandü- zeninı bozmaya yönelık ağız dalaşı ve ey- lemler içıne girmişlerdır. Böylece halkımızın, halkı oluşturan kı- şi ve kurumlann. o sessız çoğunluğun. "ar- ükyeter* yazılı kırmızı düğmesine basa- rak, yıllardıruyuyan. "birşe\dkolmaz"di- yen o büviik gücü, yurdun gerçek sahiple- rinı uykulanndan uyandırmışlardır. Bu uyanışı. cumhuriyete ve laık duzene sahip çıkma ortak paydasında güçbırlığine gıren kitlelerin eyîemlerim, "ter ter tepinmek" ya da u vatan hainliği" olarak değerlendir- mek. bugünkü ıktıdar vekillerinın en bü- yük yanlışı, aymazlığı olarak tarihe geçe- cektir. Bır vatandaş. olarak, son aylardaki tep- kilere karşı venlen talihsiz yanıtlan birer karagülmece malzemesi olarak görûyor, değerli karikatürcülerimize yeni ufuklar açıldığını gözlüyorum. Bır T\r muhabıri şöyle soruyor. yaptığı röportajda: "Bu laiklik tarttşmalaruıa ne diyorsunuz. neden hâlâ tarüşılryor bu ko- nn?" Türkiyemiz. "ulusal egemenlikle", "medeniyasavla". "kadınla erkeğin hukuk düzeninde eşittenmesiy le~. "öğrenim birti- ğiyle", "harîf devTimiyle" ve benzer tüm dünvaya örnek değışımleriyle. kurumla- nyla yetmış yıldır laik düzeni yerieştirmiş, benimsemiş\e oturtmuştur. Bugün ınsan- lar. hastalanınca hastanelere. eğıtım için cumhuriyetin okullanna. hukuksal sorun- lan ıçın cumhunyetin mahkemelenne gı- diyorlarsa. hiç ama hıç kimse kızmın. bır adamın "Boş ol" denince kapı önüne ko- nulan canyesi olmasını istemıyorsa, ibade- tıni bacaklanna sopa vurulduğu ıçin değil. kendi ıstediğı için. adım başı var olan ca- milerde yapabılıyorsa. bir ramazan ayında 350 masum insanın boğazlan kesilmiyor- sa \e bu ülke. çevremizi saran, mılyonlar- ca dindaşın yaşadığı onlarca ülkeden çok ama çok farklı birgelişim ve uygarlık ıçin- deyse. laık düzen yerleşmiş, kök salmış demektir. Bıze. sorumlu yurttaşlara ve bizlerin oy- lannı alıp demokratik yollarla TBMM'yı dolduran vekillerimize düşen görev. tüm il- keleri\ le ve kurumlanyla laik cumhuriye- ti daha ıyiye, daha gelişrruşliğe taşımak, eksikleri tamamlamak için çalışmak. sos- yal, eğıtsel ve ekonomik kalkjnmayı sağ- layarak çağdaş. topluma ulaşmaktır. Oysa günümüzde, var olan ve geliştiril- mesi gereken laik düzeni yıkıp yerine en başta kadınlan köle - cariye konumuna sokmak, dın adına insanlan asıp kesmek. yakmak, ıdeoloji enjekte etmek. "kanhya da kansız" iktıdara gelerek çağdışı bir ya- şam ve yönetimi yerleştirmek iddiasında bulunanîann şaşırtıcı ve garip müsamere- lerine tanık olmaktayız. Akıllannca. yeryü- zünde. aklın ve inancın özgür olduğu tek Müslüman ülkeyi, öbür çağdışı. şiddetın, korku ve baskılann egemen olduğu dındaş ülkelerin düzeyine çekecekler! Karanlık ve genlıkten, zenginlikJerine karşın kurtu- lamamış bu ülkelerin her bin, geri kalmış,- lıklannı "Ne yaak Iri bizim bir Ata- türk'ümüz oiamadT diye açıklarken. bi- zim mollalar. laık cumhuriyeti ve Atatürk ilkelerinı önlennde tek engel olarak göriip yeldeğirmenleriyle savaşırcasma saldınya geçrnektedirler. Güzel Türkiyemizın sosyal, ekonomik. eğitimsel, sağlıkla, ıç ve dış politıkayla. bölücülük ve terörle, işsizlik ve adaletsiz- lıkJerle ilgilı binbir sorunu vardır Bunîar bilinçli. yetkılı ve bırikimh ınsanlarca ele almmalı, halkın ve sıvil toplum örgütleri- nin katılımıyla, işbırhği ve işbölümü ilke- leriyle planlı programlı olarak çözüme ulaştınlmalıdır. Herkes ama herkes bunu bekJemekte. artık yalnız kendisinın köşe- yi dönmesiyle ülkeye ve kendisine huzur gelemeyeceğıni ka\Tamaktadır. Böylesine önemli konu ve sorunlar çözüm beklerken. insanlan tutarsız tartışmalarla, düzeysiz gülmece - güldürmecelerle uzun süre oya- Fanmanm kolay olmadığı ortadadır Bağımsızlığını ve laik cumhurivetinı. akJınınsağduyusununvebıleğinınhakkıy- la kazanmış olan halkımız. bu topraklarda. daha ıyi, güzel. uygar ve bayındır bır ko- numa gelmeyı istemekte. kazandıklann- dan ödün vermeyeceğinı anlatmaya çalış- maktadır. Bütün bu müsameremsi karagülmece- lersürerken. 5 şubat akşamı Kanai D'de "Valçın Doğan'ın yönettiği bir programda. Türkjye Cumhuriyetrni. içıne sürüklen- meye çalışıldığı karmaşadan kurtaracak güçlii ortak ses kendini gösterdi, ışık gö- riindü! DİSK. Türk-İş ve Esnaf v« Sanat- kârlar Konfederasyonu gcnel başkanlan. yüzlerce demokratik kitk örgütünün. mes- lek odalannın vb. sivil toplum kumiuşlan- mn desteğini de \anlanna alarak çağdaş bir u>arı yapülar: TürkKe'deki srvil otu- şumlan demokratik. laik pariamenter reji- min kuraliarma uygun işlemesinL şeriat ve bölücülük özlemleri güdenlerin \erini, sol vesağda birleşmiş.cumhuriyete,Atatürk ü- ke ve devrimlerine, dolayısıvla ettikleri ye- mine bağü partilerin bir arava gelerek hu- kuka ve yasalara uygun bir çözüm üretme- lerini istiyoriardı. MihonJarca ailenin ve büyük çoğuniuğun temsilcisi olan örgüt başkanlan. temel ilkelerden. laik cumhuri- yetten asla ödün \erme\eceklerini ve par- iamenterdemokratik düzeni sonuna kadar desteklejeceklerini, en içten, en güçlü \e inandıncı sesleriv le dile getiriyor, söyledik- lerine inanmanın. inandıklanm sövlemc- nin özgüveni ve sa«duvusu\la.Türkiy e'nin yüzünü yeniden uvgartığa, çağdaş dünva- > a. bilimselliğe ve akucılığa dönmesinde bir ışık oluşturuyorlardL Lıderlenmizi izlemek. dinlemek, yığit \iirek çarpıntılannı tüm halkımızın yüre- ğinde duyumsamak olağanüstüydü. Bu gı- rişimin olumlu yankılan ve gelişimi tüm yurttaşlarca kıvançla izlenmektedır. Cumhuriyet ilkelerinden, laıkdüzenden ödün venlmediğı. din ve \icdan özgürlü- ğünün. yanı laikliğin 70 > ıldır yaşandiğı bi- çimdesûrdürükceği,ancakdını kullanarak ınsan \e kadın sömürüsünün. sı>aiet-tıca- ret-tarikat-maf>'a rezaletlerinin olmayaca- ğı. olamayacağı. hukukun ve ulusal ege- mcnliğin her şeyin üzerinde turulacağı. ül- kenin ciddi soruniarma gerçekçi ve kalıcı çözümlerin üretileceği bir hükümet vepar- lamento hepimizin özlemidir. TARTIŞMA Erdal İnönü'ye... S ayın İnönü, tarihleri tam olarak anımsayamayaca ğım için yaklaşık olarak yazacağım. 1980'in ikinci yansında. 141-142 ve 163'ün birlikte kaldınlmasını, gerçek gazetecı L'ğurMumcu'nun savunması beni düşündürmüştü. Düşünmüştüm. Uğur Mumcu bunu nasıl ister? Yargım oluşmuştu. Uğur Mumcu bunu, kurallann bire bir uygulandığı ortamda istıyordu Çünkü o dürüst bir gazetecıydi. Her şey eşıt koşullarda tartışılacak ve gerçek ortaya çıkacaktı. Bunu anladım. Ben de öyle düşündüm. Ta ki, 1990'li yı1larda ICuruçeşme'deki Mülkiyeliler Birlıği Lokali'nde size, "Sayın İnönü siz 141-142 Ue birlikte 163'ün de kaldınlmasını istivorsunuz. Smler misiniz, şeriatçılar ayaklandığında demokrat kişiliğini/ tankj topu karşılanna ko\-amavacağjna göre onlara nevle engel olacaksınız" diye soran Son Havadis yazan gazetecınin kalp krizinden ölmesıne kadar. O akşam şöyle düşündüm. Ugur Mumcu adam gibi adamdı. Ikiyüzlülük O'nun kitabında yoktu. Takıyye O'nun kitabında yoİctu. O. bire bir tarttşmanın adamıydı. Ama. o gün kalp krizi geçıren ve sonsuzluğa göçen Son Havadis yazan en az Uğur Mumcu kadar dürüsttü. O'nun kadar yurtseverdi. Ama şeriatçılan Uğur Mumcu'dan daha ıyi tanıyordu. Çünkü daha yakındı. Onun için o soruyu sorma gereğı duydu, ama yüreği yetmedi. Çünkü tehlike büyüktü. Sayın İnönü, 1997'nin20* Ocağı'ndayız. Bu arada etkin görevleriniz oldu. Yetkiü va da vetkisiz bir yerlerde bulundunuz. Size sorum şu: Hiçbir şey adına olmasa bile, Aydınlanma devnmının ' ikinci Adam'ı İsrnet İnönü adının hatınna söyieyebi leceğı n iz bir şey yok mu° Remzi Gelbal Beyoğlu 'Siz Keyfinize Bakın!' K apatın kapılannız. pencerelerinızı, pancurlannızı. kesın ihşkinizı dünya ile rahatlayın. gev şeyın ve unutun her şeyi! Geçin birazdan başlayacak TV haberlennin karşısına. Başlayın seyTetmeye mafya macera filmi tadında. ülkenin avuçlanmızdan kayışını. Sakın sinirlenmeyin, gevşeyin, gevşeyin. bırakın kendmizı. Alınmayın üstünüze çünkü görecegmiz her şey beyaz camın ardında olup bitecektır nasılsa ve sizınle ve ülkenızle ilgilı değildır. Öldürülen, kaybedilen. ışkence edilen, pıslik içinde yaşayan insanlar. düşünce suçlulan, teker teker tükenen kurumlar. rüşvet, geç. güç ya da hıç işlemeyen adalet. ayaklar altındaki anayasa ve yasalar, çeteler, silah ve uvıışturucu kaçakçılığı. şaibe dolu siyasiler, hiçbin ceza görmeyen yolsuzluklar. harcanan tertemız insanlar. bırer bırer salıvenlen kahramanlar (!) gözlerinin içıne bakılarak sö>lenen yalanlar, iğrenç ilişkiler. savaş ve darbe çığırtkanlıklan. babalannın malı gibi peşkeş çekilen devlet mallan, gelir dağılımındakı uçurum, parayla satılan anayasal haklar, cumhuriyet ilkelerinden hızla ve toplu olarak uzakJaştınlan eğitim. polis devleti uygulamalan, susrurulmuş kamuoyu, ısrarla susan sivil toplum kuruluşlan, siyasetin tekelleşmesi, lran, Suudi Arabıstan (!) hariç tüm komşu ülkelerle düşmanlık. birbirinden uzaklaştınlan ve hatta çatıştınian sosyal gruplar ve daha birçok kirli toplum, kirli yönetim örnek ve sonuçlan... Alınmayın canım! Siz TV'nizi izlemeye devam edin. Olup bitenler sizınle ilgili defil kı! Nasılsa banyonuzu yapmış, karnınızı güzel bir yemekle doyurmuş. ailenizle huzuru yaşıyorsunuz değıl mi! Kaloriferiniz yanıyor \e sıcacıksınızdır!.. Ne güzel. keyfinize bakın! Bır yerlere protesto amacı ile hıç değılse telefon etmeye, faks çekmeye, demokratik yollarla tepİci venneye gereksinımıniz yokturcanım! Sizinle bunlann ne ilgısı var ki! Vallahi de yok. billahı de yok, yok yok! Av. Levent Yılmaz PENCERE DİSK• •• DİSK dört harfli bir sözcük.. Eğer bu dört harfi "disk" diye yazarsanız, ilk el- de atletin savurduğu kaydırak taşı akla gelir. Ama büyük harfle yazılan DİSK'İ açtığımızzaman ortaya bir işçı kuruluşu çıkıyor: Devrimcı işçı Sendikaları Konfederasyonu!.. 1967'dekurulduDlSK.. Dile kolay, 30yılönce!.. Çünkü kolay geçmedi bu 30 yıl, ne sınavları aştı DİSK, ne vartalar atlattı!.. Bu geçmişin içinde hapis var, zincir var, kelepçe var, ışkence var; yargılama, cezalandırma, aşağılama, dışlama, ölüm var. DİSK, meşalesini omuzlayan zahmetkeşanlann nasırtı elleri üstünde bugüne ufaştı. Kolay yazmadı alınterımizin otuz yıllık tarihini DİSK, her bir adımında emek vardır. • DİSK... Yani?.. "Devrimcı Işçi Sendikaları Konfederasyonu!.." 12 Eylül faşizmi kapıyı çaldığı zaman, egemenler Türkçe Sözlük'ten "cfevr/m"sözcüğünü sılmeye ka- rar vermışlerdi; ama DlSK'ın adı devrimle başlıyor- du. Ne olacaktı?.. Devrimcileri bir bir tutukladı 12 Eylül'ün faşisti, zindana kapattı, işkence çarkından geçirdi; DİSK'İ yok etmek için, kapısma kilit vurdu; anayasadan "devrim" sözcüğünü sılıp yerine "inkılap" yazdı. Osmanlıcada "inkılap"\n dördüncü harfinin üstü- ne bir nokta konursa "inkilap" olur ki anlamı "kelp" yani köpekten kaynaklanan "/föpeWeş/ne"yedönü- şür; 12 Eylül inkilabının dördüncü harfinin üstünde nokta vardır. Devrimcı Işçi Sendikaları Konfederasyonu, 12 Eylül faşizmıni aştı. DlSK'in en büyük başarısı, alın- teri sınavının birfaşist rejimde nasıl verileceğinin ör- neğini Türkiye işçi sınıfı tarihine yazmasıdır. Bugün ülkemizin yaşamında onurlu bir DİSK var... • Insanlık değişimle dönüşür. Ya evrimdirdeğişimin adı, ya devrimdir; dönüşü- mün sıcağı var, ılıkçası var. Türkiye yine büyük bir hesaplaşmanın eşiğine yaklaşıyor; DİSK yerinı almış, yolunu saptamıştır; 1967'de eline aldığı bayrağı yükseltiyor. Bu kez 21 'ıncı yüzyıla ya karanlık, ya aydınlık birTürkiye'de girmek yazgısını paylaşanlar, smıfsallığı da aşan bir ortak güç yaratmak zorundadırlar. DlSK'in bilinci, otuz yıllık dar ve ince bir yolda yürümenin deneyimleri yanında, alınteri tarihinin bütün birikimlerini özümsemesinden doğuyor. DlSK'e "Aydınlanma 'nın Büyük Şairi Tevfik Fik- ref'in diliyle selam: Koşan elbet varır Düşen kalkar Kara taştan su damla damla akar Birikir bir gümüş göl olur Arayan hakkı sonunda bulur. TINA CUM Bomba gibi bir inferaktif game-shov/... "ALTINA HÜCUM" Avrupa'da insaniarı her akşam ekran başına toplayan, süper eğlenceli bu program sadece KANAL 6'da ! Yepyeni bir MEHMET ALİ ERBİL'le, Altına Hücum çok farklı, çok canlı! Katılana altın, izleyene muhteşem armağanlar. Hafta içi her gün 19:45'te A N A H A B E R ' D E N H E M E N S O N R A Kanal 6 "Türkiye Ekraru"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle