23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ŞUBAT 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Karanlığın yiireğîne yolculukrtarvard Üniversitesi öğretim üytlerinden DankUonah GoMha- geı'in ılgınç bir kitabı yayimlan- dı Vmerika'da geçen yıl: Hitler'in Gcnüllü Cellatlan. Yahudi soykı- n n ı karşısında Alman halkının tutımunu inceleyen bir yapıt. Gcldhagen yapıtında milyonlar- c a çocuğu, kadını ve adamı kamp- larda toplayıp çeşitli yöntemlerle öldûrenlerin. soykınmagirişenle- rin ve sonuna kadar destek olan- larm. insanlığa karşı bağışlanmaz bir suçu işleyenlerin kimliklerini sorguluyor. Yazara göre suçu Hit- ler'e ve bir avuç Nazi generale ve Gestapo'nun gözü dönmüs katil polıslerine yükleyip işin içinden çıkmak doğru değildir ve ayıpiır. Suçun büyüğü, bu insanlan des- tekleyen, alkışlayan, beğenen ve oylanyla işbaşına getiren, savaşın sonuna kadarda desteklemeye de- vam eden Alman halkınındır. Savaştan sonraNümberg'de yar- gılananlar ise yalnızca Hitler'in yakın çevresi, bir avuç yüksek rût- beli asker, bir avuç Gestapo görev- lisi ve benzeri eli kanlı görevliler olmuştur yalnızca. Bu insanlara gönûlden destek olan yüz binler- ce Alman ise ceza görmeyi bıra- kın, suçlanmanuştır bile. Kitap yayımlanır yayımlanmaz çogu olumsuz birçok tepkiyle kar- şılandı Almanya'da. Altı ay sonra Almancaçevirisi yayımlandığı za- man ise en çok satan kitaplar lis- tesinin başına yerleştı. Yapıta yö- neltilen eleştirilerden bın, Gold- hagen'in kıtabında "bütün bir kül- hırü"1 ' lanetlediği yolundaydı. Ya- zar bu eleştiriyi, "Soykınnun sos- yo-psiko-potitik nedenleri türlü çe- şîtiidir elbette. Ben yalnızca AJ- man kültüriinde \e karakterinde (Nazi dönemiöncesiııdeve esnasın- da ve sonrasında) derirı bir ırkç»- hğm yarbginı söylüyonınT diyerek yanıtlıyor. Milyonlarca Alman vatandaşı- nın gönûlden katıldığı bir insan- lık suçu, sonunda cezasız kalmış- tır bir bakıma. Goldhagen son derece ilginç ve önemli bir soru yöneltiyorokuru- Soüngen'de Neo-NazOer taranndan kundaklanan bir Türk evi. kanlı düzenlerde suçsuz ve korumasız insanlannı maaşh katillerinin eline teslim eden düzenlerde, dört ya da beş yılda bir seçim yapılıyorsa ve halkın önünde oy vereceği birçok siyasi parti varsa ve halk, seçimini sürekli bu katiller için kullanıyorsa.. suçlu kimdir? Hitler mi, Alman halkı mı? na. Eli kanlı düzenlerde suçsuz ve korumasız insanlannı maaşlı ka- tillerinin eline teslim eden düzen- lerde, dört ya da beş yılda bir se- çim yapılıyorsa ve halkın önünde oy vereceği birçok siyasi parti var- sa ve halk, seçimini sürekli bu ka- tiller için kullanıyorsa.. suçlu kim- dir? Hitler mi, Alman halkı mı? • • • Son yıllarda Almanya'nm çeşit- li yerlerinde evler kundaklandı. suçsuz insanlar, çocuklar yakıla- rak öldürüldü, katledildi. Noyers- vverda, Mölln ve Solingen'de olan- lar belleğimizden silınmedi. Ka- dm, çocuk dinlemeden ülkelerine yerleşmiş yabancılan öldürüyor- lar Almanya'da.. Soruşturma açı- lıyor, birileri yakalanıp yargi önü- ne çıkartılıyor. Genellikle iki üç dazlak ırkçı, Neo-Nazi işsiz ser- seri oluyor vıtrinde. Suçlan sabit görülüyor ve hapıshaneye koyulu- yorlar. Sonra bıryangındaha. Beş on işçi, çocuk, kadın cesedi. Yine mahkeme. İki dazlak ırkçı, Neo- Nazi sersen daha sanık sandalye- sinde. Sürekli yineleniyorbuoyun. Dört yıl önce Dolgenbrodt ka- sabasında (Berlin'in elli kilomet- regüneyinde. göl kıyıstnda birka- saba bu) üçüncü dünyanın kendi- lerine ikram ettiği rezillikten ka- çıp bu sözümona "gelişmiş'' ülke- ye stğınan insanlann tıkıldığı bi- na yakıldığı zaman da aynı senar- yo çıktı karşımıza. Sağcı, ırkçı, milliyetçı. faşist, Neo-Nazilenn bir eylemıydi bu da. Almanlar ve Almanseverler, bu olaym teme- linde toplumun kıyısında kalmış, siyasal gücü olmayan, marjinal Neo-Nazilerin yattığına karar ver-' diler her zamanki gibi. Bu tarife uyan bir dazlak genç yakalandı, suçunu itiraf etti. Tam herkes rahatlayacakken genç Na- zi başka şeyler de itiraf etmeye başladı. Dolgenbrodt'daki yangını baş- latan salak genç Neo-Nazi, kasa- ba sakınlerinden para ve silah yar- dımı aldıgını söylüyor. 7300 do- lar ödenmiş kendısine. aynca şi- şelerde benzin, tutuşturucu, patla- yıcı filan da verilmiş! Yangını baş- İatmak için! Gazete ve televizyon muhabir- leri Dolgenbrodtlu vatandaşlarla konuşuyorlar: Içlerinde kasabala- nnda olup bitenden utanç duyan, üzüntü çektiğini söyleyen bir ki- şi olsun çıkmıyor bu insanlann. Hepsi devlete, yönetime kızgın. Oraya yabancılar için ev yapılır mıymış? Hükümetin aptallığı iş- te! Buraya bu kadar acayip ınsan getirirseniz olacağı budur diyor- lar. Köyümüzü korumak için ba- zı önlemler alınz derneye getiri- yorlar. Kimsenin üzüldüfû, sıkıl- dığı, utandığı yok. Öfkeleniyor- lar yalnızca. Soruşturma biraz da- ha derinleşince ortaya başka kepa- zelikler dökülüyor. Almanya'ya iltica edenler için yapılan o bina- nın yerine son derece lüks bir dm- lence evi ve hastane yapmak ister- mış birileri yıllardır. Gözler Ber- lin'deki bir emlak şirketine çevri- liyor bu sefer. 7300 dolan ödeyen kasaba çiçekçisinin bu parayı ne- reden bulduğu anlaşılmıyor. Dol- genbrodt'un belediye başkaru Karl Fannenschwarz adlı zat bir beya- nat vermiş. Hepimiz korktuk di- yor. Soyadı Türkçede "Karatava" anlamına gelen ve Hollywood filmlerindeki Nazi subaylannı ammsatan bir fizığe sahip beledi- ye başkanı şöyle devam ediyor "Baraya yerleşen insanlannneme- nem insanlar olacağını bilmiyor- duk. Yabancılann burada vaşaya- biteceklerini düşünmek son dere- ce aptaica olur. Kasabada süper- marketflianyok. Bu insanlara uy- gun, onJann yapabileceği cinsten işler de yok. Aslında onlardan de- ğü, daha çok buraya yertestikten sonra işleyecekleri suçlardan çe- kiniyorduk. Muhakkak birilerini buraya yerleştirmek istiyorsanız Bosnalı kadınlan ve çocuklan ge- tirsinler,pekiderizbuna. Ama bir sürü Çingeneyi ya da Afrikalıyı kabul edemeyiz." Başkan Karata- va (Pfannenschwarz!) aynen böy- le söylüyor. Aslında Afrikalı göçmenlerden değil, daha çok oraya yerleştikten sonra işleyecekJeri suçlardan kor- kuyoriarmış! Suçsuz insanlan po- tansiyel suçlu olarak görüp suç iş- lemeden yakıp öldüreceksiniz bu adamın hukuk anlayışına göre. Dazlak maşaya patlayıcılan vere- nin de belediye başkan yardımcı- sı olduğu ortaya çıkıyor. Işte Av- rupa'nın süper gücü, Iran'ın müt- tefîğı, büyük devlet Almanya'dan toplum ve insan manzaralan. Kuş- bakışı bakarken bu pazar gagamı- za bunlar takıldı. Yoksa birisi çı- kıp da "tencere dibin kara senin- ki benden kara" dese ne yapaca- ğız, onu da bilmiyorum! CRR'dekiiptaller dikkat çekiyor Kültür Servisi - Türki- ye'nin önde gelen konsersa- lonlanndan biri olan Cemal Reşit Rey'de son dönemde üst üste iptal edilen konser programlan izleyiciler ve sa- natçılann kunıma duyduğu saygıyı sarstı. CRR'de sade- ce şubat ayı içinde iptal edi- len programlar şöyle: Gök- sel Baktagir Kanun Resitali (4 şubat), Aydın Esen (7 şu- bat). Jasper Van't Hof ve Okay Temiz (11 şubat), Bobby Watson's Urban Re- newal (15 şubat), Hillard Top- hılugu (17 şubat), Doğan Dik- men (19 şubat), Kraliyet Sen- foni Orkestrası (24-25 şu- bat),Joanna Connor (28 şu- bat). Sadece şubat ayı için- de sekiz programını iptal eden CRR, turnelerini ve yurtdışı programlannı biryıl önceden hazırlayan sanatçı- lan da zor durumda bırakı- yor. tptal edilen programlar yerine yenilerinin konulma- ması da salonun pek çok ge- ceyi etkinliksiz geçirmesine neden oluyor. Program değişikliğinin sa- dece ekonomik sorunlardan ya da belediyenin kendileri- ne yeterli bütçeyi ayırmama- sından kaynaklanmadıgını belirten CRR yetkilileri, son dönemde görülen yoğun ip- tallerin tesadüflerden kay- naklandığını söylüyor. Şu- bat aymdaki iptalleri sanat- çılann rahatsızlanması, se- ne başında belirtilen ücretle- rin arttınlması, birsanatçının kolunu kırması ve bir başka sanatçının da menajerinin değişmesi gibi nedenlerle açıklayan yetkililer, bu sa- natçılar hakkında kesin bil- gi vermiyor. CRR yetkilileri yine de sponsor arayışlanna olumlu yanıtlar aldıklan oranda bu iptallerin en aza indirgenece- ğini belirtiyorlar. Konser sa- lonu birtakım projelerini sponsor firmalar aracılığıy- Ia gerçekleştirebilirse iptal- ler sadece sanatçılardan kay- naklanmış olacak. CRR ken- disinden kaynaklanan prog- ram değişikliklerini en azın- dan biray öncesinden sanat- çılara bildirdikJerini belirtse de bu süre elbette bir yıl ön- ceden program yapmış sa- natçılar için yeni bir arayışa girmek için yeterli bir sürede- ğil. Kuruluşundan kısa bir süre sonra uluslararası say- gınlık kazanmış olan CRR Konser Salonu'nun bu say- gınlığı koruyabilmesi için daha çok özen ve çaba gös- termesi gerektiği düşünülü- yor. Danıştay Genel Kurulu'ndan Kültür Bakanı'na rest Kültür Servisi - Danıştay Idari Davalar Genel Kurulu, Kültür Bakanı İsmail Kahra- man'ın Devlet Opera ve Ba- lesi'ne Genel Müdür Yardım- cısı atama konusunda yaptı- ğı itirazı reddetti. Danıştay'ın bu karanna göre Bakan is- mail Kahraman'ın Opera ve Bale Yasası'nı delerek yap- mak istediği atama gerçek- leşmeyecek. Devlet Opera ve Balesi Ya- sası uyannca bu kurumun ge- nel müdüryardımcılığina ata- ma yapmak için genel müdü- rûuönerisi gerekiyor. Yasarun bu maddesini gözardı eden Kültür Bakanı, opera balede 'sanatişlerindensonımhı' ge- nel müdür yardımcısı olarak şinıdiye değin sanatçı statü- sü aşıyan kişilerce yüriitülen bu göreve APK (Araştırma Planlama Koordinasyon) Da- ire Başkanı Rıfet Yaiçm'ı ata- mak istemiş, ancak Danıştay 5. Dairesi, daha önce 'yürüt- meyi durdunna' karan ver- mişti. Bakanlığın bu karara Idari Davalar Genel Kuru- lu'ndayaptığı itiraz da redde- dildi. Devlet Opera ve Balesi Ge- nel Müdürü Hüscyin Akbulırt, Danıştay'ın karan konusun- da Cumhuriyet'e yapOğı açık- lamada "Özel yasamız hü- kümlerini u> gulamak dunı- mundayız. Sanat kurumlan- nın hukuka gereksinimi var- dır. Çünkü sanat, iiyakat veye- tenekle işler. Bunun kriterk- ri yasada belirtilmiştir. Yasa- lann uygulanmadığı durum- larda yetenek ve yeterliliğin yerihibuyrukiar, k^isdteroih- ler ve kayırmalar alır ki, bu- nunla da sanat ürenJemez" dedi. Ramazan Üren, 'Sivil Kitaplar'la kitap olgusunun smırlannı zorluyor SivilKiiapkırokumaklabitmiyor AHUANTMEN Bir gün bir kitap getirdi bir şair. Kitabın adı: Zunbalı Kitap. Bıra- kıp gitti; kıtapla başbaşa kaldık. Adı üstünde; zımbalı birkitaptı, açıp içı- ni okumak için zımbalan çıkart- mak. kitabı yırtmak gerekecekti. Epey bir uğraş isriyordu içindeki metne ulaşmak. Zımbalı Kitap, Ramazan Üren'ın Sivil Kitaplar dizisinin üçüncüsü- nü oluşturuyor. Hem biçim, hem içerik olarak kitap olgusunun smır- lannı zorlayan. Uren'in öteki Sivil Kitaplar'ı gibi içi ve dışı bir bütün olarak algılanmayı. okunmayı iste- yen biryapıt, Zımbalı Kitap da. Oku- mak derken; bu kitabı belki de aç- madan okumak gerekiyor. [çindeki metne kolay kolay ulaşamamanın yarattığı merak ve sıkıntıya karşın, köşesinden görünen beyaz kağıt üs- tü siyah yazı karakterlerinın ne de- diğj değil, bu şekilde bir sunuşla ya- ratıcısının ne demek istediği önem kazanıyor. fçindekı metni yazan, bir anlamda biz, okuyucu-izleyiciler olacagız. Üren'in de değindiği gibi, "Krta- vır kitabr 'Zımbalı Kitap' "tçin- deki metin, başka bir metin de ola- bilirdi Sözgeümi bir kanun kitabı- nı dikebilirdim... Ya da gözalünda kay bolanlann listesini yazabilirdim içine. Birsevgiliyieya/dıgım mektup da olabilirdi." Ramazan L'rcn, Sivil Kıtaplar'ın ilkıni sanatçı BalkanNa- ci İsümyeli'nın tasanmıyla 1992 yı- lında, malzeme olarak dönüşumlü kâğıt kullanarak gerçekleştirmişti. Sivil Kitap: Bir, "KiriidirŞiir''baş- lıklı bir metin taşıyordu içinde. Me- Ramazan Üren'in 'Sivil Kitaplar'dizisi 4 kitaptan oluşuyor. tinden bir bölüm: "Babamın ustu- rasıyla gırtlağımı kesiyorum / Ba- bam benden önce ötüyor". Sivil Ki- tap: Bir, bu satırlarda bannan acı, dehşet ve şiddet duygulannı metnin ötesinde, dış görünüşü ve malze- mesiyle de ifade etmek amacıyla yolaçıkmıştı. Kapağı, birparçaJan- mışlığı çağnştınyor, sayfalannı çe- virirken çıkan ses kaygılandınyor- du. Dizinin bu ilk kitabında ortaya koyduğu gibi, Ramazan Üren met- nin karakterine uygun kabuklar oluş- turuyor. Bu açıdan bakıldığında, Si- Che Guevara'danKültür Servisi - Geçen aralık ayında Don Jhonson'ın elinden 'dişi kaplan' Meflanie'yı kaparak dedikodu sütunlan- na en çok okunanlar listesıne sokmayı ba- şaran Antonio Banderas'ın son marife- ti; "Evta"da sarkı söylemek. Hem de ilk gençlık yıllannda. resmıni odasının du- varlanndan indirmediği de\Tİm kahrama- nı Che Guevara rolünde; ancak Eva PE- ron'un yaşamı, Madonna'nın libidosu ve şişinlmiş görüntüsünun oldukça ar- kasmda kalmış bir oyunculukla... Yine de ünlü oyuncunun ülkesı Jspan- ya'ya her dönüşü olay oluyor. Son ziya- retinde dönemin devlet başkanı Fefipe Gonzales'le yediği akşam yemeği de onun İspanyollar için ne denli büyük önem taşıdığının kanıtı. Ispanya. 500 yıl önce fethettiği kıtayı. hem de kalbı sayı- lan Hollywood'dan yeniden elegeçırişi- ni lcutlar gibi. Banderas'ın ülkeyi her zi- yaretini bayrama dönüştürüyor. Ispan- yol hayranlan pek de haksız sayılmaz. çün- kü yanılsamalar kenti Hollyvvood, 1980 yılında ülkesini terk edip tıyatro oyun- cusu olma hayalleriyle Giıney Amen- ka'va giden Banderas'ı. fspanyol kültür bakanının Manhattan'da\erdıği birpar- tide keşfederek tek kelime lngilİ2ce bil- mediği halde "Mambo KJngs"te Küba- lı bir müzisyen rolüyle sinemaya başla- tıp. ondan tüm zamanlann en çekici ve erkeksı "Latinâşığııu''yaratmayı başar- dı. "Mambo Kings", "Philedelphia", "VtopirfcGörûşme", "TWJ Much", "As- 37 yaşındaJd Banderas. Holly\vo<>d"u feöıeden ilk İsparryol muncu. sasins" ve başarıya ulaşan bir düzıne fılmden sonra Antonio Banderas. fiyatı milyonlarla ölçüien bir oyuncu oldu. Oy- sa kendisine milyonlarca dolar kazandı- ran şu "Latin âşık" tanımından nefret ediyor: "Latin âşık değilim,yalnızca La- tinolduğum doğru, hem de iliklerime ka- dar. Endülüs ruhunuvsa damarlanmda hissedhonım." Aralannda bir fark var mı? "Latin olmak. yemeyL içmeyi 'sies- ta' yapmayı ve se\ işmcy i, kısacası tüm U- kel dürtüleri sevmektir. Endülüslülükse tüm bunlaninceükliyaşanuryı bilmekrir" Bu basit açıklama. tarihçılen oldukça güldürmüşolmalı! Banderas, bir küçük burjuva ailesinın oğlu olarak 37 yıl önce dünyaya geldiği Ispanya'nın Malaga kasabası -Pkasso da aynı kasabada doğmuştu- yakınların- Zoro'yadaki turistik cennet Marbella'da yeni bir ev satin aldı geçen günlerde. Yaşamınm büyük çoğunluğunu Los Angeles'ta ge- çiren ünlü oyuncunun Madrid'den son- ra ana vatanında ikıncı bir ev almasıyla ilgifı yaptığı açıklama oldukça ilgi çeki- cıydı: "Hernan Cortesgibi, limanda hep birtekneyi hazır btıhındunıvorum,gerek- li dnrumlar icin_" Gerekli durum?.. Ar- tık Amerika'nm güzıde kentlenndeki sa- nşınlann ve Madonna'nın yüreğinı hop- latamamak gibi mi? Ünlü oyuncu; "Hoflywood'da kendmi- a nasıl işlediğini bir türlü anlayamadığı- ruz bir mekanizma içinde kay bounuş kü- çük bir böcek gibi hissediy orsunuz. Bu- gün bulundugum noktaya gelebilmek tam 20 yüımı aldı ve kesinlikle niç kolay otanadL İyio> nadığım zaman herkes ' Iş- te bu!' der, kötü oynadığımday sa herkes 'IspanyoF olduğumu söyter" dıyor ve ekliyor: "Arnkülkemingencyönetmen- leriyiecaLşmakbanakeyifverecek. İlk fij- mim 'Arzu Dolambacı'nın yönetmeni Pedro Almadovar'la dayeniden çahşmak isterim. Henüz çok genciz ve yannın ne getireceği hiç belli olmu) l or." Yakışıklı oyuncu, Ispanyo! yönetmenlerdenteklıf beklerken bu arada Zorro'yu canlandı- racağı, 'The Mask of Zorro' adlı filme başlıyor. Çekimlen Meksıka'da gerçek- leşecek fılmin yönetmeni Martin Camp- bell. Kanadalı yazar Johnston McCul- ley'in 1919 yıIında yarattığı maskeli kah- raman Zorro'nun maceralan bugüne dek toplam41 filme konu olmuştu. vil Kitaplar'ı, içindeki metinden. dışındaki kabuktan ayn düşünmek mümkün değil. Sivil Kitaplar'ın ikincisi, adını ilk kutsal kitaptan alan 'Zebur', Ramazan Üren'in mal- zeme ile metin arasında birebir iliş- ki kurduğu yapıtlanna bir diğer ör- nek. Davut'la Tann arasındaki ko- nuşma, kitaptaki metnin ana izleği- ni oluşturuyor. Kitabın kapağında bir ayna var: Kiminı Tann'ya, kımini kendisine götüren bir ayna bu. Ay- nanın kenarlannı, bir kesme taşı cevreliyor. Tümüyle sert malzeme- lerden oluşan bu kitap, içerdiği me- tinle bir bütünlük taşıyor. Sınırfa sayida yapılmış Dördüncü Sivil Kitap. 'Hallac-ı Mansur için R 69 S\ Malzemesi ke- çe. Batıyla doğunun buluşmasını amaçlamış bu yapıtta Ramazan Üren; İslam tarihinin en çok tartı- şılan olaylanndan Hallac-ı Man- sur'un öldürülüşünü betimleyen minyatürler, yaşadığımız dönemin en hızlı motosikletlerinden birini, BMW R 69 S'nin fotoğraflanyla birarada kullanilıyor. Geçmişlebu- günün, doğal malzemeyle endüstriyel malzemenin yanyana olduğu, içiçe geç- tiği bu yapıtta metin ve mal- zeme, iç ve dış yine birbi- rini tamamlıyor. Günümüzde kitaplann CD-ROM'lara sığdınlıp, artık ekranlardan okunur hale geldiği gözönünde bu- lundurulursa, Ramazan Üren'in kitap olgusuna gös- terdiği özen ve farklı ba- kış açısı, EliasCanetti'nin "Körleşme" adlı kitabında ProfesörKien'in kendisine verdiği kitabı eldivenler gi- yip okuyan hizmetçisini ak- lagetiriyor! Tabiı Sivil Ki- taplar' ınbildiğimiz anlam- da 'kitap' olgusuna sığma- dığını da eklemek gerck. Ramazan Üren, "Sözün ka- bcı olduğuna inanıyorum. Malzeme bir süre sonra kendini yok edebilir" diyor. Sivil Kitaplar'daki söz, za- man zaman 'sunuş'un arka planında kalma tehlikesi yaşayabilir. Oysa bütün- lüklü bir okuma gösteriyor ki bu kitaplann rengi. biçı- mı. malzemesi de o sözün bir parçasını oluşturuyor Sivil Kitaplar'a ulaşmak o denli kolay değil. Sınıriı sayıda yapılan bu kitapla- n, yurtdışında bazı galeri- ler satın alıyor. Kitaplann hepsini birarada görebil- memiz için, Ramazan Üren'in bir sergi açrriasını beklememiz gerekiyor... Y A P Madonna bu kez yönetmenliğe soyundu • 47. Berlin Film Festiva- Iİ cuma günü yüksek bütçeli Alman filmi •Smilla'sSenseof Snow'adlıfılmle başladı. Filmin ta- ratımında vapım- _ . . _ , cıBemdErchüı- Erchınger, Ormond ve August r'e Ingiliz aktris JuüaOr- Marie Darieussecq'un yaz- dığı Fransızbest-sellerkita-mondve Danimarkalı yönet- men Bilie August eşlık etti. • Alejandro Amena- bar yönettiği ilk fılm olan "Tesfe" ile İspanya'daki Go- ya Film Festivali'nde en iyi film ödülünü kazandı. Kü- çük bir bütçeyle çekilen film yedi dalda aday gösterilmiş- ti. • Martin Luther m 1525 yılında eşine verdiği el- mas evlilik yüzüğü 14 Şu- bat Sevgililer Günü'nde Londra'da açılan Aşkın Gü- cü başlıklı sergide sergile- niyor. Luther'in yüzüğünün Umberto Eco içinde "Tann'nın birieştir- digi çiflJeri kimse ayırma- sın" yazıyor. • Paloma Picasso Ten- tatıons parfümü için aradı- ğı uygun yüzü buldu. Palo- ma Pkasso'nun pazarlama yetkilileri. kızıl saçlı Ame- nkalı model Sybil Buck'ın Afgan baharatlan, Malabar biberi ve Doğu Afrika sakız ağacı kokusunun kan- şımından elde ettikle- ri parfümle estetik açı- dan tam bir uyum sağ- ladığını savunuyorlar. • Leslie Clatter Boston'da Shakespe- are's Sisters'ı çekiyor. Filmde başrolleri Ken- neth Branagh,UlDiam HurtveRobertLoggia Madonna paylaşıyor. • peter Masterson Diane Keaton. Sam Shep- pard ve Diane Lane'ın rol aldığı 'The Thrill' adlı fıl- min çekimlerine başladı. • Michael Radford Londra'da 'B. Monkey' ad- lı filmin çekimlenne başla- dı. Filmde Asia Argento, Ruppert Evertt rol alıyor. • Jean Luc Codard. bı Truisnıes'in sinema hak- lannı satın aldı. Kitapta fa- hişeliğe başlayan bir kadı- nm dişi bir domuza dönüş- mesianlatılıyor. • Roman Polanski da- ha önce Neil Jordan'ın yö- nettiği ve Tom Cruise'un başrol oynadığı 'Vampuie Görüşme'yi tiyatroya uyar- lıyor. Anna Rice'ın yazdığı yapıt 'Vâmpirin Dansı' baş- lığı ile ekım ayında Viya- na'da sahnelenmeye başla- nacak. • Umberto Eco Bın Yılın En Onemlı Mey- dan Okuyuşlan' baş- lıklı birkongrede Inter- net ağlarını "gerçek ih'şkilerie uzaktan ya- kından ilgisi olmayan iletişim taklitleri" ola- rak nitelendirdi. Eco'ya göre gerçek ile- tişim hâlâ kitaplar ara- cılıöıyla sağlanryor •JamesCameron Tıtanık'leılgılı bir film çekmek için ufak bir denizaltı ile 12 kez 4 km'nin altına daldı ve film ıçm gerekli incelemeleri ta- mamladı. Ancak Tıtanik'in görsel haklarını satın alan George luoDoch. kendisine gerekli ücret ödenmedikçe çekim yapılamayacağını bil- dirdi. Filmin maliyetı bu du- rumda 180 bın milyon dola- ra ulaştığı için çekımler sü- rekli erteleniyor. • Madonna yönetmeniH ğe başlıyor. Jannifer Befl'ın 'Going Down* adlı romanı- nı çekecek olan sanatçı. se-j naryo için uzman senaristler-i le birlikte çalışmaya başladı» • internettekiRoclf On Lİne a göre Dalai Ra-j ma,* Rock-Punk grubu Clash'ın bütün üyelerini ara-ı yarak birleşmelerini istedij üfftfff Hf* Toplantıda gazetemiz adına Handan Şenköken bir ko- nuşma \apa. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) Eczacıbaşı: Sanat ; özgür ortamda gelişir Kültür Servisi - Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı, 25. yıl sponsorlannı önceki akşam The Marmara Oteli'nde verilen bir basın toplantısıyla tanıttı. Doğu'yla Batı'nın kavşağında, çağdaş uygarlığm temelini oluşturan sayısız kültürün birikimıyle yüklü topraklar üzerindeki İstanbul'un çağdaş bir kültür başkenti konumuna gelebilmesi amacıyla Dr. INejat Eczacıbaşının öncülüğünde, çeşitli alanlardan sanatsever kişi ve kuruluşlann katılımıyla kuoılan tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı. her yıl üç bin dolayında sanatçının katıldığı beş uluslararası festivalin düzenleyicisi. Bu yıl vakfa, festivaller, uluslararası projeler ve Türkiye'nin yepyeni teknolojılerle donanmış en büyük kültür ve kongre merkezının yapımmda destek veren kurum sponsorları; Emlak Bankası, IBM, The Marmara, Renault. DHL; basın sponsorlan; Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Radikal, Sabah ve Yeni Yüzyıl ve televizyon sponsorlan; ATV Interstar. Kanal D, NTV. Number One TV, \ Shovv TV temsilcilerinin ' hazır bulunduğu gecede. , İKSV Yönetim Kuruiu \ Başkanı Şakir Eczacıbaşı J bir konuşma yaparak ! sanatın özgür ortamlarda , gelişebıleceğini vurguladı Eczacıbaşı. kültür J kurumlannın | önkoşulunun bağımsız olmalan olduğunu dile getirerek. "İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, sanatın nitelikierinden hiçbir ödün vermeden dümanın saygı duyduğu kurumlardan biri haline gelmişse, bunu, yardımlannı esirgemey cn destekçi kuruluşlara borçludur. Vakfimız. giderek büyüyen bütçesinin geliıierini yıllardır yüzde 70 dolayında sponsor kuruluşlardan sağlnordu. Geçtigimi/ \ ıl ise de\k*tten hiç bir katkı alınamay ınca. bilet satışı dışındaki gelirierimidn rünıü. toplam say ılan doksana \aran sponsorlann desteğiyle karşılandı. 1997'de destekçi kuruluşlann sayısının 110'u aşacağını . umuvoru/" dcdi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle