Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16ŞUBAT1997PA2AR
HABERLER
Yasa taslağına
tepki
• Haber Merkezi - Eğıtim-
Sen Zonguldak Şube
Başkanı Nun Genç,
Çahşma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'nca hazırlanan
"Kamu Çalışanlan
Sendıkalan Yasa Taslağı"
düzenlemesını kabul
etmediklerini açıkladı.
Genç, Başbakanlık"a
sunulan söz konusu vasa
taslağının. kamu
çalışanlannın taleplerine
uygun olmadığını savundu.
Tasannın Türkiye'nin de
ımzaladığı İLO
sözleşmelerine aykın
oiduğuna dikkati çeken
K.ESK Toplu Iş Sözleşmesi
Sekreteri Fikret Doğan da,
tasan ile. yeni bir hak
getirilmediği gibı uzun süre
sendikal mücadele veren
kamu çahşanlannın şu an
kullanmakta olduklan
haklan elinden aldığını öne
sürdü.
JİTEM bütçesi
göpüşüldü
• ANKARA (ANKA) -
Jandarma Genel Komutanı
Teoman Koman'ın
"De\ lette böyle bir kadro
ve kuruluş yok" dediği
JİTEM'ın bütçesinin
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda gızli bir
oturumda görüşüldüğü
ortaya çıktı. Komisyondaki
görüşmelere sadece asken
yetkıliler ve
milletvekıllerinın katıldığını
belirten CHP Genel
Sekreter Yardımcısı Sinan
Yerlikaya. görüşmelere
Hazine ve Maliye
yetkılilerinin biîe
alınmadığmı söyledi.
Meclis'in sağlık
denetimi
• ANKARA (ANKA) -
Sağlık harcamalannda
usulsüzlük yapıldığı
yönündekı ıddıalar üzerıne
bu harcamalann TBMM
tarafından karşılanması
konusunda veni sınırlamalar
getiren yönetmelik
Resmi Gazete'de
yayımlandı.
Milletvekillenne. vasama
organı eski üyelerine,
dışandan atandıklan
bakanlık görev i sona
erenlere, eşlerine, bakmakla
yükümlü olduklan
çocuklan ile ana ve
babalanna, ölenlenn dul ve
yetimlerine tedavi yardımı
yapılmasına dair
yönetmelik. özel sağlık
kuruluşlannda yapilan
tedavilerin giderlerinin
ödenmesinde Tiirk Tabipleri
Birliği'nin belirlediği fiyat
tarifesınin esas alınmasını
öngörüyor.
Kahraman'a
hukuk darbesi
• ANKARA (ANKA) -
RP'li Kültür Bakanı Ismail
Kahraman'ın Atatürk
Kültür Merkezi (AKM)
alanındaki 23 demokratik
kitle örgütünden.
kullandıklan binalan
boşaltmalanm ıstemesi
yargı engelıne takıldı.
Kahraman'ın AKM'nin
alanından çıkartmak
istediği 23 demokratik kitle
örgütü arasında yer alan
Atatürkçü Düşünce
Derneği'nin tahliye
ıstemıne karşı açtığı davada
Ankara 5'incı Idare
Mahkemesı yürütmeyi
durdurma karan verdı.
Açılan diğer davalann
henüz sonuçlanmadığı
öğrenıldi
BerberoglıTndan
çağn
• ANKARA (UBA)- Insan
Haklan Komisyonu
Başkanı ve Eskışehir DYP
Milletvekili Demir
Berberoğlu, DYP Genel
Başkan Yardımcısı
Necmettin Cevheri'ye,
"Başımıza geç. hükümeti
yıkalım" çağnsında
bulundu. Berberoelu.
REFAHYOL hükümetıne
kurulduğu günden beri
karşı çtktığını ve geçen 7
aylık süre içinde artık
rejımin tehlikeye girdiğıni
belirtti.
Hamas'a övgü
• ANKARA (ANKA) -
RP'nin günlük yavın organı
Mılli Gazete'nin
başyazısında Ortadoğu'nun
önde gelen Islami terör
örgütleri arasında sayılan
Hamas'a övgü yağdınldı.
Hamas'ın tek amacının
tslam topraklannı lsraıl
işgalinden kurtarmak
olduğu savunulan imzasız
yazıda, "Hamas liden ıçin
kötü diyecek bir anket
sonucu çıkarmak
istiyorsanız. bu anketı
yapacağınız tek yer Israil
elçıliğidır" denildi.
Siyaset bilimciler, RP'nin gerginlik politikasını ve sivil kuruluşlara tepkisini değerlendirdi
4
RP'nm Hiiler talALİ ER
Refah Partısı'nın (RP) gergınliği tırman-
dıran çıkışlannı ve yurttaş eylemıne tepki-
sini değerlendıren siyaset bilimciler,
RP'nin yüzde 10'larcıvanndakı kemikleş-
miş oy oranını'kutuplaşma' politıkasıyla
yükseltmeye çalıştığını belirttıler. Bılim
çev relen. Başbakan Necmettin Erbakan v e
Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın "Sürekli
Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlık" eylemi-
ne gösterdılderi tepkının nedenini ise top-
lumu geriye döndürme planlannın önünde
güçlü siv il bir direnışı görmeleri ve çoğul-
cu demokratik kültürü özümseyememiş ol-
malanyla açıkladılar.
Ankara Gazi Üniversitesi öğretim üyesi
Dr.Mehmet Ali Kıuçbay. RP'nin kutuplaş-
ma politikasıyla taraftar sayısını arttınp ik-
tidar olmaya çalıştığını vurguladı. Hitier'in
polarizasyon (toplumu kutuplara bölme)
politikasıyla iktidara geldiğine dikkat çe-
ken Dr. Kılıçbay, şunlan söyledi:
"RP'nin kemikleşmiş oy oranı yüzde 10
civanndadır, diğer oylar memnuniyetsîzle-
re aittir. Diğer yanda, büyük bir inanan nü-
fus var. İşte RP. bu büyük kesimin desteği-
ni alabilmek için çeşitli alanlarda toplumu
iki kutuplu hale getirmeye çahşıyor. Tak-
sim'e camiyi gündeme getirerek 'Camiye
karşı mısın. değil misin?' kutuplaşmasıya-
ratmaya çalışıyor. Böylece Taksim'e cami
meselesi İstanbuTun sorunu olmaktan çıkıp
Türkiye'nin sorunu oluyorf
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi
Prof. Dr Yılmaz Esmer de RP'nin istedik-
lerini belli bir plan çerçevesinde gerçekleş-
tirmeye çalıştığını ıfade etti. RP'nin bir
merkez sağ parti olmadığını belirten Es-
mer. bu yöndeki iyimser görüşlerin ger-
çekçi olmadığının bırkez daha ortaya çık-
tığını anlattı. Esmer. sözlennı şöyle sür-
dürdü:
"Tabamna gerçekleştirme sözü verdikle-
ri konulan belli bir plan çerçevesinde gün-
deme getiriyorlar, büyük tepki gören pro-
jelerini bir süre için geri çekeeekler, baala-
nnı da pazartık konusu vaparak gerçekleş-
tirebilir ve ikinci kez daha güçlü şekilde gün-
deme getirebilirler."
Marmara Üniversitesi öğretim üyesi
Doç. Dr. Nilüfer Nariı ıse RP'nin tabanına
verdiğı sözler doğrultusunda Islamı kamu-
sal alana taşımak ıstedığine dikkat çekti.
Narlı, "İslamı sadece kalplerde vaşanması
gereken bir inanç sistemi olarak görmeyip
kamusal alanı da dü/enlemesi gerektiğine
inanıyorlar. Türbanın bir din ve inanç öı-
güriüğü boyutu var. ama Taksim'e cami ve
ben/er uvgulamalarla İslamı kamusal ala-
na taşıdık mesajı verecekler" dedı.
Sıncan Beledi>esi'ncedüzenlenen gece-
yi çok siyasi ve provokatıf bulduğunu vur-
gulayan Narlı. gecede radikal Islami lıder-
lenn posterlerinin asılmasını "Radikal İs-
lama da kamusal alanda yer vereccğiz" me-
sajı taşıdığını kaydetti
Istanbul Üniversitesi Siyasal Bılimler
Fakültesı öğretim üyesi Burhan Şenatalar
da 'Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika Karan-
lık' eylemine. Erbakan'ın 'fesatçılık'. Ka-
zan'ın ise'mum söndü oyunu' gibi sert ve
kışkırtıcı ıfadelerle tepki göstermesıni şöy-
le yorumladı:
"Demokratik kumluşlann tepkisi hede-
fine ulaştL RP'nin rahatsıziığı bundan. İkin-
ci neden RP'nin sadece 'muhalefet demok-
ratı" olmasıdır. Üçünçü neden ise RP, ger-
çek anlamda çoğulcu demokratik kültürü
benimsemivor.''
C u m a r t e s i A n n e l e r i i s v e c ' t e
1 c U U l l olarakGalatasaray'dager-
çekleştirdikleri eylemin 92. haftasında SevgUUer Günü'nde ölü bulunan Kemal Yol-
tay 'ı andı. 25 ocaktan bu vana İsveç'in başkenti Stockholm 'de. Serge! Meydanı'nda
bir grup kadın da Cumartesi AnneleriŞle davanısma eylemi başlattı. Galatasa-
ray'da ellerinde kaybolan yakınlarının fotoğraflannı taşıyan aileler. her cumarte-
si olduğu gibi saat tam 12.Ö0*de Galatasaray'da sessiz oturma eylemine başladılar.
Geçen yıl 13 şubatta Ankara'da kaybolan Kemal Yoltay'ı anan aileler. Voltay ın 14
şubattâ Ç'ubukJu'da başına aJü kurşun sıkılmış halde ölü bulunduğunu belirttiler.
Görgü taıuklannın Yoltay'ı sivil giyimli kişilerin kaçırdığuu vurguladığını söyle-
yen aileler. Yoltay'm ölümünün Türkiye'y i A\rupa tnsan Haklan Mahkemesi'nde
bir kez daha yargılanmayagötürdüğünü kavdettiler. Yoltay'ın nişanlısı llavva Kut-
lu ise
tt
Dün Sevgililer Günü'ydü. Bizûn gibi scvdikleri kaybolan ya da öldürülen
insanlann bu ülkede sevgiyi yaşaması çok zor. Kemal kaçınldı ama görgü tamkla-
n bunu söylemekten korktular. CMa>m üzerine gittiğimizde savcılar bu olay ın be-
nim yaşamıma maJ olacağını söylediler" dedi. "Analann öfkesi katilleri boğacak"
diye slogan atan aileler daha sonra sessizce dağıldılar. Stockholm'de Liuslararası
Af Örgütü'nün İs>eç şubesince düzenlenen eylemde göstericiler kayıp fotoğrafla-
nyla Sergel Mevdanf nda toplandı. Eyleme kayıp Hasan Ocak'ın annesi ve baba-
sı da katıldı. Aynca eylem sonrası kayıplar konusunda bir salon toplantısı da ya-
pıldı. Yaklaşık 100 göstericinln katüdığı eylem bundan sonra her cumartesi günü
gerçekleştiriiecek. (Fotograflar: ALPER TURGUT)
CHP'nin İzmir 'de 12 meclis üyesi istifa etti, il başkanı Özgüven liderlere tepki gösterdi
6
Ece\it ve Baykal'dan kurtulmahyız'
CHP
İZMİR
(Cumhuriyet
Ege Bürosu) -
CHP İzmir tl
Başkanı Os-
man Ozgüven'in kesin ıh-
raç istemiyle görevden alın-
masının ardından başlayan
gerginlik dün 12 meclis
üyesi ve CHP Kadın Ko-
misyonu'nun görevlennden
istıfasıyla doruğa çıktı. tl
meclis üyeleri, genel mer-
kezin sol düşünceye karşı
"bir darbe" gerçekleştirdı-
ğini savundular. Osman Öz-
güven, solun. önünü tıka-
yan Deniz Bav kal ve Bülent
Ecevit'ten kurtulması ge-
rektiğinı söyledi.
İl meclis üyeleri Cengiz
Çerezcioğlu, İsmet Güven,
Emine Hasağasıoğlu, Hati-
ce Hiçvilmaz. Hüseyin Çor-
lu. Sedat Kandemirli. Savaş
Teke, İsnıail Çetinkaya, Os-
man Yüdık, GüHz Uğurata
ile Hüseyin Ekinci dün bir
basın açıklamasıyla partı-
deki görev lerinden istifa et-
ti klerini duyurdular. Bu
ekiple birlikte seçimi kaza-
nan Şevket Altınbudak'ın
istifa etmemesı dikkat ve
tepki çekti.
Yapılan ortak açıklama-
da. İzmir İl Meclisi'nin 45
yıldır sağ partilerin kalesi
olan Karaburun ile Çırpı'da
seçim kazandırdığına dik-
kat çekıldı. Genel seçim dö-
neminde aday belırleme
aşamasında tüm örgütün
önseçım istemesine karşın
genel merkezin atamayla
adaylan belirlemesinin par-
tide büyük sıkıntı yarattığı
belirtılerek şu görüşlere y-
erverildi:
"CHP'yi Bderük sultası
altında sokmaya çalışanla-
ra karşı çıkük... CHP'yi, bu
kokuşmuş düzenin bir par-
çası haline getirmeye çalı-
şanlara karşı bövlesine cid-
di, rutarlı ve inançlı mücade-
le veren İzmir il örgütünün
yöneticilerinden il başkanı
ve başkanlık divanı üyeleri-
ni kesin ihraç istemiyle Yük-
sek Disiplin Kurulu'na sev k
edenlerin "Demokrasıden
yanaolanlann bir çatı altın-
da toplanmalan gerekır'
çağnlannı inanılır ve sami-
mi bulmak mümkün degil-
dir."
Açıklamayı okuyan İs-
met Güven, genel merkezin
antidemokratik uygulama-
sının ardından; Izmir'de
sendikalar, demokratik kit-
le örgütlen. siv il toplum ör-
gütleri, parti üyelerinin sert
Denidi'de DSP'den kopmaDENİZLİ
(Cumhuriyet) -DSP
Denizli il ve merkez
ilçe yönetimi
Ecevitler'in parti içi
demokrasiyi işletmediklerini
gerekçe göstererek topluca istife etti.
Istifacılar, bundan sonra solda biriik
için mücadele edeceklerini
açıkladılar.
DSP 11 Başkanı Cengiz Alpat ile
Merkez îlçe Başkanı Zafer Seçkiner,
yönetim kurulu üyeleriyle birlikte
düzenledikleri basın toplantısmda,
''Demokratik solun kişilerin değü
kitleterin partisi olma zamanı çoktan
gelmiştir" dediler. DSP'nin Türkiye
genelinde örgütlenme biçiminin
ciddi bir şekilde sofgulanması ve
örgütlerin atamayla değil seçimle
işbaşma gelmesi gerektiğini savTinan
Alpat ve Seçkiner, görevdeki
yönetimlerin genel merkezle diyalog
icunnakta büyük zorluklar
yaşadığıra, parti içi demokTasinin de
işletilmediğini vurguladılar. Alpat ve
Seçkiner, açıklamalannı şöyle
sürdürdüler: "Siyasi kaygüar
nedeniyle onursuzca sonsuza kadar
susmaktansa, onurlu bir şekilde
gerçekkri dile getirip konuşmak
parti ve halkımı/a duvduğumuz
sorumluluğun bir gereğidir. Gün,
kişilerin değil, halkın çıkariaruun
öne geçtiğj gün olmalıdır. Gürt,
fddrieri üretilen çözümkrin öne
geçtiği gün olmaltdır." Genel merkez
yönetiminin Denizli'de yeni bir il ve
merkez ilçe yönetiminin
oluşturalması amacıyla İzmir İl
Başkanı Hayri Deri'yi
görevlendirdiği öğrenildi.
eleştirilerine uğradığına
dikkat çekerek şunlan dedi:
"Bunları görmezlikten
gelmekkamu v icdanını hiçe
saymaktır. Partimize ivme
kazandırma yolunda ne
yaptıysak il başkanımız ve
başkanlık divanı ile birlikte
onurla, gunırla yaptık. İl
başkanunıza ve başkanlık
divanı üyelerimize vapılan
bu darbe hareketini CHP
içerisindeki sol düşünceye
karşı yapılan bir vok etme
hareketi olarak görmekte-
yiz. Biz imzası bulunan il
meclisi üyeleri olarak bu an-
layışı şiddetle kınıvor ve il
başkanı ile başkanlık kuru-
lunun yüksek disiplin kuru-
luna sevk nedenleri olarak
gösterilen sebepleri oluştu-
ran tüm karariarda aynı gö-
rüşleri ve sorumluluklan
pavlastığımız için bizler de
kendünizi yüksek disiplin
kuruluna verilmiş kabul
ederek il meclisi üveliği gö-
revlerimizden istifa ediyo-
ruz."
MIKRO
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Faslı romancı Tahar Ben Jel-
loun, son kitabı "Hata Gecesi"
üzerine kendisiyle söyleşi ya-
pan Lizi Behmoaras'a teset-
tür konusunda çarpıcı yorumlar
yapıyor. Ben Jelloun bu konu-
da şunlan söylüyor: "Tesettür
bence Tann tarafından değil,
erkekler tarafından ısteniyor.
Erkekler eşlerini başkalarının
görmesini istemiyorlar, çünkü
işlerine gelmiyor. Çok acıkh bir
durum, buna entelektüel tero-
rizm derim ben."
Ben Jelloun'un bu sözlerinı
okuyunca Konya Büyükşehir
Belediyesi'nin düzenlediği bir
açıkoturumdatesettürlü kadın-
larla yaptığımız ilginç tartışma-
yı anımsadım. 0 toplantıda, ör-
tünmenın kadını ikinci sınıfyurt-
taş yerine koyduğunu anlatmış
ve erkeklerin egemenliklerini
pekiştirmek amacıyla bu yola
başvurduklanna dikkat çekmış-
tim.
Önce erkeklerle başlayan tar-
tışma, sonunda kadınlarla de-
vam etti. Kadını örtünmeye zor-
layan anlayışın, onun inisıyatıfi-
ni kırmayı ve erkeğe boyun eğ-
dırmeyi amaçladığını söyledi-
Örtünme Düşkünü Erkekler...
ğimde bir grup örtünmüş kadın
buna tepki gösterdi. Tartışma-
nın sonunda, kadınlar makul bir
gerekçe bulmakta zorlanınca,
"örtünme Allah'ın emri" diye-
rek ışin ıçinden çıkmaya çalıştı-
lar,.
Örtünmeyle ilgili ayetlerin Is-
lam kaynaklannda yer alan öy-
küsü, Ben Jelloun'un tesettürü
erkekler istiyor sözleriyle ilginç
şekilde çakışıyordu. Islam dev-
letinin ılk kuruluş yıllannda Pey-
gamber, Medine'de çadıriarda
eşleriyle birlikte otururken ken-
disini zıyarete gelenler, paldır
küldür çadıriardan içeri giriyor-
lar ve Peygamber'in eşleriyle
yüz yüze geliyorlardı. Peygam-
ber'in eşleri ayrıca Medine Ca-
mii çevresinde rahatça dolaşı-
yor, gelen geçenle konuşuyor;
elleri, yüzlerı, gözleri, başları
açık şekilde insanlarla görüşü-
yor, oldukça özgür bir yaşam
sürüyorlardı.
Kadınlann bu özgür ve rahat
yaşantısı Peygamberi ve diğer
erkek yandaşlarını rahatsız edi-
yordu. Bu konulardaen kıskanç
kişilerden birisi de Hazreti
Ömer'di. Peygamber'e gidip
şunları söyledi: Ya Resulallah!
Namahrem kimselerin müba-
rek zevcelerınizle (eşlerinizle)
kanşıp konuşması uygun değil-
dir. Bunlara hicap ve örtünme-
yi emir buyurunuz." Rivayete
göre, Ömer'in bu taleplerınden
bir süre sonra Nur suresıyle ör-
tünme emri geldi.
Sonuçta Islam tarihinde de
örtünmeyi ısteyen yine erkek-
lerdi. Ama onlara göre ortün-
mesi gerekenler erkekler değil
kadınlardı. Eğerörtünmedeka-
dınların bir çıkarı olsa örtünme-
yi Peygamber'den onlar talep
ederierdı. Islam kaynaklannda
böyle bir bulguya rastlamak
mümkün değil. Örtünmeyi ta-
lep edenler hep erkekler. Jello-
un da bunu söylüyor. Kadınları
da böyle bir yola sokabilmek
amacıyla kutsal dayanaklara ıh-
tiyaç vardı. Tanrı'nın emri gere-
kiyordu.
Islam tarihinde kadınlar ör-
tünmeyi öyle hemen kolay ko-
lay kabul etmıyorlar. Çatışmalar,
tartışmalar kadın direnışleri olu-
yor. Uzunca bir dönem örtün-
me ayetlerine rağmen İslamın
ilk yıllannda kadınlar örtünmeyi
kabul edip uygulamıyorlar.
Tahar Ben Jelloun, Doğu top-
lumlarındakı maço kültürüne il-
ginç teşhisler koyuyor: "Benim
daha çok anlamaya ve anlat-
maya çalıştığını, Doğu'dakı şu
erkekliğini kanıtlama isteğinin,
kı ben erkek teşhirciliğı diyorum
buna, nereden kaynaklandığı-
dır. Hani pazulannı şişiren,
gömleğıni göbeğıne kadaraçıp
kıllı göğsünü gösteren maço
adamlar misali davranış... Şu-
nun farkına vardım ki, adam er-
kekliğini ne kadar çok teşhir
ediyorsa o kadar çok korkuyor.
İçinde var olan dişi yönünü ne
olursa olsun maskelemek isti-
yor. Oysa onu kabullenerek ka-
dınlarla daha uyumlu, daha gü-
zel ilişki kurabiliriz. Içimızdeki o
'öteki cinsin' payını mutlaka ko-
ruyabilmeliyiz. Ama bu ne
problem haline gelmelı, ne de
karikatüre donüşmeli."
Maçoluğu, erkekliğin gerçek
özelliği sananlara Faslı yazar-
dan alışılmadık ters bir yorum.
Jelloun'un bu sözleri, son dö-
nemlerde bazı dergilerin köşe-
lerinetüneyen, "serterice/c"tip-
lerine de gönderme yapıyor.
Acaba onlar da mı birtakım şey-
lerini gizlemeye çalışıyorlar?
Kadınların örtünmesini ıste-
yen erkeklerin, kendinden kor-
kan erkekler olduğu tezi, bızim
toplumumuza da çok uyuyor.
Gelişmiş uygar bir erkek, kişilik-
li ve kendisiyle eşit koşuliara sa-
hip kadınla hayatı paylaşmak is-
ter. Ama ya geri erkek?..
O, gelişmiş bir kadından yal-
nızca korku duyar. Kadının or-
talığaçıkmasıylafesatın, karga-
şanın artacağını söyleyen şeri-
atçı erkek, toplumsal geriliğin
en tıpik temsılcisı olduğunu ka-
nıtlıyor. Bu geriliğinı ise Allah'a
sığınarak kutsallaştırmaya çalı-
şıyor.
"Şeriata Karşı Kadın Yürü-
yüşü "dün Ankara sokaklannda
işte böyle bir gerıliğe başkal-
dınyı dile getıriyordu.
DİNÇ TAYAJNÇ
Sustunamayacaksınız!
Suçluluk kompleksı bu, kolay mı! Adamlann (!) si-
nirlerinı on beş gün içinde tüketiveriyor! Ellerinden
gelse "Saat 20.59.59'dan sonra saat 21.01.01 ge-
liyor" diyecekler...
Önceleri salt ışıklar sönüyordu 21.00.00'lerde...
Sonra sönen ışıklar ile "göz kırptınlan" ışıklar atba-
şı gitmeye başladı... Şımdilerde, ışıklann sessiz ka-
rartısına tslık, alkış, düdük, tencere kapağı, korna
sesleri de karışıyor...
Bendeniz, Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika Karan-
lık^ gün boyunca izlediğim tüm haber bültenlerine
de taşıyor ve RY'nin (Rezalet Yolu) pişmiş kellelerin-
den biri belırir belirmez, ekranı karartıveriyorum...
Böylelikle hem elime geçecek hemangi bir nes-
neyi camına geçirip TV'mi parçalamaktan kurtulu-
yorum hem de dünyanın çeşitli ülkelerinden atasöz-
leri kültürümu zengınleştirme olanağı yakalıyorum.
Ingilizler, "Her eşek kendi anırtısını duymaktan
hoşlanır" diyor; Laoslular, "Uşak olacaksan zengine
hızmet et; köpek olacaksan tapınağa kapılan"; Ital-
yanlar ise "Kurdu vaiz seçen koyun aptaldır" diyor-
lar!
Ne var ki gazetecıyım ve de bu yüzden, RY toma-
sından çıkmış büyük başlann "ciddıyetle" söyledik-
leri; "hainler",
"yamyam
dansçılan",
"mum söndü-
cüler", "fosil-
ler" gibi bazı
önemli (!) lafla-
n duymazlık-
tan gelemıyo-
rum...
Gelemıyo-
rum ve hiçbir
siyasal örgü-
tün yörunge-
sinde olmaksı-
zın. halkın
kendiliğinden
gerçekleştirdi-
ği bir eylemin
"yüzde 99'u Müslüman olan ülkemrz"\ nasıl olup da
dinden ımandan çıkartabileceğini anlayamıyorum.
Tıpkı: Başbağının, çarşafın, hacca karayoluyla git-
menin, Taksim'e cami yapmanın, Ayasofya'yı tapın-
maya açmanın; tarikatlara sığınmış (!) gencecik kız-
lan orta malı eylemekle ya da elin Meşhedisinın do-
kunulmazlığına (!) sığınıp karayobazlık çağrısı yap-
makla ya da "kazayla" ortaya dökülmüş mafya-po-
lis-sıyaset çetecilerini kahraman (!) ilan etmekle ya
da Şaibe Mecbure'nin pisliklerini göz göre göre ha-
lı altına gizlemekle lekelenmiş birdindarlığın (!) han-
gi gerçek Müslümanı "takıyyeleyeceğini" anlaya-
madığım gıbı.
Gene dönuyorum atasözlerine... "Belasınıarayan
kışıden kötüsüyoktur" dıyorS\rp\ar; Gallıler, "Düme-
nin terbiye edemedığini kayalar terbıye eder"; Ba-
kire Adalılar ise "Ayışığı ne denli hızlı olursa olsun,
günışığı onu yakalar" diyorlar.
Bu arada, ekran karartma eylemimin sınıriannı ge-
nişletmeyı dedüşünmüyordegilim... Örneğin bir gün
"bıheşmeye evet" buyuran ve de biryandan kahra-
manlar ordusu (!) ülkücü tosuncuklara, bir yandan
şeriatçı makulesinın tabanına goz kırparken beri yan-
dan da "Solun gerçek temsilcisı benim" dıyen de-
mokrası dıkeni lider (!) de karartma dakikalan için bi-
çılmiş kaftan!
Kolay mı atasözü hazınesinı genışletmek! Yahu-
diler, "Duran saat geri kalandan yeğdir" diyor. Apa-
çiler, "En iyi hatip, çıngırakh yılanın kuyruğudur";
Araplar ise "Aptalın ruhu dilinın ucunda dans eder"
diyorlar...
Kart Kurt ile Genç Çakal arz-ı endam ettiklerinde
ekranım kendiliğinden karanyor zaten! Ben buna
"nefs-ı müdafaa" da diyorum, "şartlı refleks" de...
Nesine gerek garip makinenin. durup dururken bom-
ba olup patlar falan da!..
Ekranımın kendinı yeniden aydınlatmasını bekler- •
ken dalıyorum gene atasözlerine. Mısırlılar, "Yılanı
kollayıp akrebi gözden kaçırdık" diyor; Bulgarlar,
"Bir kurdu çağınrsan süriıyü davet etmiş olursun";
Japonlar ise "Öküz kıçı olmaktansa tavuk kafası ol-
mak yeğdir" diyorlar.
Haaa, bir de anadan doğma ya da sonradan ol-
ma demokratlara (!) karanyor ekranım ve kendiliğin-
den bir Çin atasözü beliriyor. "Bir santimlik bir ha-
tayla başlayan, hedeften kılometrelerce uzakta bi-
tirir!"
Bense, lısedeki fizik öğretmenimden duyduğum
"anonim" atasözünü mınldanıyorum: "Görse şaşar
Anibal, ördeklerden bir filo, bir de kazdan amiral..."
Ana fikir: Kişilik, uzun süreli alışkanlıktır (Yunan
atasözü).
Ana fikrin ana fıkri: Her gece BİR DAKİKA KA-
RANLIK; diretin, düşecekleri
Amirlerini şikâyet
eden polise deli raporu
ANKARA (UBA) - Art-
vin'de görev lı trafik polısı
Cemal Ferzan, rüşvet al-
dıklan ve usulsüzlük yap-
tıklan gerekçesıyle amirle-
rini veçahşma arkadaşlan-
nı şikâyet edınce, "deli ra-
poru"yla emekli edildi.
ANAP İstanbul Millet-
vekili Bülent Akarcalı.
Meclis Başkanhğı'na ver-
diği soru önergesıyle İçiş-
len Bakanı Meral Akşe-
ner'e, ArUın'de görev ya-
parken bir otobüs firması-
na ceza > azdığı için kendi-
sini uyaran amirini ve ça-
lışma arkadaşlannı, rüşvet
aldıklan ve usulsüzlük
yaptıklan için Emnıyet Ge-
nel Müdürlüğü Şikâyet
Masası'na, Arrvin Emniyet
Müdürü ve v ardımcısını şi-
kâyet eden ve sonunda "a-
di maluT olduğu gerekçe-
siyle emekli edilen Cemal
Ferzan'ı sordu.
İçışleri Bakanı Meral
Akşener. İstanbul ANAP
Milletvekili Bülent Akar-
calfnın soru önergesine
verdiğı yanıtta, polıs me-
muru Cemal Ferzan'ın Art-
vin İl Emniyet Müdürlüğü
kadrosunda görev li iken il
emniyet müdürü ve bir em-
niyet amın hakkındakı şi-
kâyet dilekçesi üzerine öz-;
lük dosyasının incelendiği-
ni bildirdı. Akşener, çalış-
tığı amır ve iş arkadaşlan
hakkında defalarca şıkâ-
yette bulunan Ferzan'ın bu
dilekçelerinın **DevletMe-
murlannın Şikâyet ve Mü-
racaatları Hakkındaki Yö-
netmelik" hükümlerine ay-
kın olduğunu belirtti.
Akşener. daha sonra Ba-
kırköy Ruh ve Sinir Hasta-
lıklan Hastanesi'ne sevk
edilen Cemal Ferzan hak-
kında "depresyon tanısı"
ile "uyumlu davranış bo-
zukluğunu tekrarlayabile-
ceği olasılığı" dikkate alına-
rak silahlı görev yapama-
\ acağı, ancak silahsız büro
görev i yapabileceğine iliş-
kin sağlık raporu verildiği-
ni kaydetti.
Akşener. Emekli Sandı-
ğı Genel Müdürlüğü'ne in-
tikal ettirilen bu rapor üze-
rine. Emekli Sandığı Sağ-
lık Kurulu'nca Ferzan'ın
"adi malul" oiduğuna karar
verilerek emekli edildiğini
belirtti.
Akşener, emniyet teşki-
latından ilişiği kesilen eski
polis memuru Cemal Fer-
zan'a emekli aylığı bağlan-
dıâını da bildırdi.