04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İ.15 ^UBAT 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Besicîlepin umudu ÇHIer'de • BAIMA.N (Cumburiyet) - Veba neden yle ıthal hayvanlan telef cLut besiciler Başbasan Yardımcısı TansuCiller'e çıVctılar Fransi ve Almanya'daa ithaleilen 1429 hayvandan 280'inin veba hastalıgı nedeniyle telef olmas' üzerine BatmaıTdan 17 besici borçlannın erteleımssi için Tansu Çiller'den yardım istedi. Batmarı milletvekillen Alaattn Sever Aydın. Musa Okçu, Ata'ullah Hamici \e Faris zdemır ile birlikte Çiller'le görüşen besiciler. Ziraat Bankası aracılığı ile aldıklan ithal besı danalannın bir bölümünün telef oldufunu bildirdiler. Devlet-özel tutmadı • A>KARA (ANKA) - Zonguldak"ta girişimcilere destek vererek kalkınmayı sağlamak amacıyla devlet- özel sektör işbırlığiyle •kurulan şirket başanlı îolamadı. Zonguldak Valiliğı ile Tıcaret Sanayı Odası ve Erdemir Vakfi'nm ortaklaşa kurduğu Zonguldak Teşebbüs Ajansı Ticaret ve Sanayi AŞ'nin tasfıyesi kararlaştınldı. Şirketin durumunun ele alındığı genel kurulda, yalilik adına söz aian Özel ldare Müdürü Mehmet Aydıngün, ağır eleştirilerde bulundu. TÜGİAD paneli • ANKARA (ANKA) - Türkiye Genç Işadamlan Derneği'nin Avrupa Demokratikleşme Hareketi (Europa Democratika) ile birlikte düzenlediği "Türkıye. Avrupa ve Doğu" konulu panelde Türkiye'nin siyasi durumu ile stratejik konumuele ahnacak. 22-23 şubat günlerinde Ankara'da yapılacak panelin açış konuşmasını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yapacak. KBJAŞ'a Uzanlar • ZONGULDAK (AA) - Özelleştirme kapsamında bulunan Karaelmas Elektrik Dağıtım Anonim Şirketı'ne(KEDAŞ), aralannda Uzanlar" ın da yer aldığı 3 firmanın talip olduğubildınldi. KEDAŞ"ın işletme hakkını 30 yil süreyledeviralmak için Uzanlar'a ait Rumeli Holding, Demirbank ve Topaş adlı firmalar girişimde bulundu. Yetkililer, Zonguldak, Bartın, Karabük ve Çankın illerine elektrik dağıtımı yapan KEDAŞ'm, geçen yıl vergi öncesinde 1 trilyon 850 milyar lira kâr elde ettiğini söylediler. Çöpte • ANKARA (ANKA) - 1 Bölgelerinde çöp toplama hizmetlerini taşeronlaştıran ve buna paralel olarak | "çöpte para kazanan" özel j sektör kuruluşlannın sayısı 'artıyor. Son üç ay içinde 'çeşitli il ve ilçelerde 49 Ibelediye daha çöp toplama '.hizmetini taşeron firmalar jaracılığıyla gerçekleştirmek ;için harekete geçti. Çöp 'toplama işini özel sektöre 'devir için ihaleye çikan Ibelediyeler arasmda ilstanbul Büyükşehir"e bağlı |ilçe belediyesi de yer aldı. Yabancı sermayeti firmalar arttı ; • ANKARA (ANKA) - Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı sermayeli firma sayısı yılın ilk ayında 48 adetlik artışla 3 bin630'a yükseldi. Yabancı Sermaye Genel |Müdürlüğü'nün verilerine göre Türkiye'de faaliyet göstereren yabancı •sermayeli fırmalann sayısı 'ocak ayı sonunda 3 bin 1630'a yükseldi. 13.4 milyon ton çelik üpetildi •UNKARA(ANKA)- Tüıkiye'nın ham çelik üreimi, geçen yıla 13.4 milyon tona ulaştı. 19^'daki ham çelik üretimi 1995'e göre yüzde 5 cranında artarak 13 miyon 381.9 bin tona y-ütseldi. 1995'te 12 miyon 744.6 bin ton ham çelk üretılmişti. İsraiPle serbest ticaret anlaşması onaylamrsa yeni ekonomik birliklerin yolu açılacak 4 Ortadoğu Ortak Pazam'na doğru • Halen TBMM Genel Kurulu'nda onaylanmayı bekleyen Türkiye-lsrail Serbest Ticaret Anlaşması yürürlüğe girdikten sonra Filistin, Ürdün, Türkiye ve Israil'den oluşacak 'Ortadoğu Ortak Pazan'na da ilk adım atılmış olacak. MUTLU GÜNEŞ SÖNMEZ Türkiye ile Israil arasındaki gümrüklerin belirli bir süre içinde sıfirlanmasını sağlayacak olan serbest ticaret anlaşmasıyla, yakın bir gelecekte 'Ortadoğu Ortak Pazan'nın da gerçekleşeceği belirtiliyor. Bu tür bir ortak pazann şimdilik fiilen Israil ile Filistin Özerk Bölgesi arasında uygulandıgına dikkat çeken yetkililer, bu oluşumun kısa bir süre sonra Ürdün'ü, daha sonra da serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesinin ardından Türkiye'yi kapsayacağını kaydediyorlar. Konuyla ilgili çevreler, Türkiye ve Israil'in birlikte yer atmayacağı tslam birliği gibi projelerin gerçekçi olmayacağı görüşünde birleşiyorlar. Türk-lsrail tş Konseyi Başkanı Ekrem Güvendiren, 'Ortadoğu Ortak Pazan' projesinin, eski Israil Başbakanı Şimon Peres tarafından gündeme getirildiğıni ve Filistin devletinin kurulması sürecinde de bu oluşumun alryapısının hazırlanmaya çalışıldığını anımsatarak şunlan sövledi: "Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle sadece ekonomik değil, siyasi alanda da büyük avantajlar elde edilmiş olacak. Bu dikkate alınmalı. Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle 'Ortadoğu Ortak Pazan'nın da gerçekleşmesi hızlanacak ve Türkiye bu oluşum içinde güçlü bir yere sahip olacak." Türkiye avantajlı Israil'ın AB ile gümrük birliği, EFTA ve ABD ile de serbest ticaret anlaşması bulunmasmın Türkiye için avantaj oluşturacağını vurgulayan Güvendiren. "Türkiye, İsrail'in üçüncü ülkelerden yaptığı ithalata uyguladığı yüksek gümrük vergilerinden dolayı pek çok Türk raalı tsrail piyasasına giremiyor. Oysa, 'Ortadoğu Ortak Pazan' için ilk adımlar atarak ekonomik ve siyasi alanda büyük bir güç oluşturabilir" dedi. Geleceği parlak Türk-Ürdün Iş Konseyi Başkanı Şerif Egeli de 'Ortadoğu Ortak Pazan'nın gelecekte çok büyük bir ekonomik birlik modeli oluşturabileceğini vurgulayarak bu oluşum içinde Türkiye'nin yer almasının bölgedeki ticari ve siyasi konularda etkin yer alabilmek açısmdan önemli olacağmı söyledi. Egeli, İsrail ve Türkiye'nin AB ile gümrük birliği yapmış olmasının önemine değinerek "Bölgede oluşturulacak ortak pazar, Ortadoğu ve Avrupa arasında önemi bir ticari bağlantı yaratacaktır" diye konuştu. Sadece tslam ülkeleri arasında kurulması düşünülen bir ekonomik birliğin gerçekçi olmayacağını belirten Egeli, "Arap ülkelerinin kendi aralannda yaptığı ticaret, toplam ticaretlerinin yüzde 6'sını geçmivor. Bu ticarete Türkiye ve Israil datıil edilirse bu oran yüzde 15'lere varıyor. O halde bölgedeki bir ortak pazar, bu iki ülke olmaksızın düşünülemez"dedi. Sadece petrol zengini ülkelerle bir ortak pazar kurulamayacağını belirten Egeli, sermayenin demokrasiyi istediğini, bunun da bölgede en çok tsrail ve Türkiye'de bulunduğunu söyledi. Şerif Egeli, Israil ile serbest ticaret anlaşmasının, bu tür bir ekonomik birlik oluşumunun yolunu açacağına inandığını sözlerine ekledi. Ekmek zammı ücretliyi vurdu tSTANBUL (ANKA) - îstan- bul'da 1 marttan itibaren yürürlü- ğe girecek ekmek zammıyla birlik- te bir anda asgari ücretlinin 182 ek- meği adeta çalınmış olacak. 225 gram olan ekmeğin fiyatı- nın 1 marttan itibaren 15 bin lira- dan 20 bin liraya çıkmasıyla bir- likte. halen 10 milyon 928 bin li- ra olan net asgari ücretin bir ayda satın alınabileceği ekmek sayısı 728'den bir anda 546'ya düşecek. Bir başka ifadeyle de halen bir günlük çalışmasıntn karşılığında 5.464 kilogram ekmek alabilen as- gari ücretli. 1 marttan itibaren ay- nı süredeki çalışmasının karşılı- ğıyla ancak 4 kilogram ekmek ala- bilecek. Zamla birlikte asgari ücretlinin günde 1.5 kilogram ekmeği elin- den alınmış olacak. Yıllar itibanylabakıldığında ise asgari ücretlinin elindeki ekmeğin en fazla 12 Eylül askeri yönetimi döneminde elinden alındıji belîP" lendi. Asgari ücretin yıllık net ortala- ması dikkate alınarak yapılan he- saplamaya göre 12 Eylül askeri yönetiminden sonra asgari ücret- le çalışanlann yaşam koşullan da- ha 1970'li yıilara göre büyük öl- çüde zorlaştı. 19701i yıllarda 32 dakikalık ça- lışma süresi sonucunda bir kilog- ram ekmek alabilen asgari ücret- li, 1980'den sonra 1 kilo ekmek için 1 saat 36 dakika çalışmak zo- runda bırakıldı. Bu süre 1997 yılı Mart ayından itibaren 1 saat 52dakikayaçıkacak. Hükümet, santrallar için özel sektöre ortak ve kredi arayacak. ABD 'ye kredipazarlığı çıkarması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, RP'li Dev- let Bakanı Abdullah Gül baş- kanlığında, Sabancı. Koç gibi büyük holdinglerin temsilcile- ri ve üst düzey bürokratlan da içeren büyük bir grubu ABD'ye gönderiyor. Heyetin özellikle santral ihaleleri vedevirleji içitı uluslararası şirketlerle ortaklık ve fınans kuruluşlanndan kre- di isteminde bulunacağı öğre- nildi. Hazine ve Merkez Ban- kası bürokratlannın da, ABD pi- yasasında tahvil ihracı ve kre- di olanaklannı değerlendire- ceklerı kaydedildı. Hükümetin RP kanadı, ABD'de gelecek hafta toplanacak Türk- Amerikan lş Konseyi'nde Türkiye'nin kredi ka- pılannı aralamaya çalışacak. Ekonomi yönetimine son 5 aydır el koyan RP. en büyük geliri beklediği Türk Telekom ve Ereğ- li Demir-Çelik Fabrikalan'nın satışı. elektrik sant- rallannının yap-işlet modeliyle ihaleye çıkanl- ması, halen çalışanlann da işletme haklannın dev- Basında 'lobi pastası' kavgası ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Turkish Daily News Gazete- si'nin Genel Yayın Müdürü. Baş- bakan Necmettin Erbakan'ın da- nışmanı tlnur Çevik. Sabah Gaze- tesi yazan Sedat Sertoğlu'nun ken- disine yönelttiği "Türkiye'nin ABD'deki 3 milyon dolarlık lobi pastasuıdan pay almaya çalıştığı" suçlamasını "Seçkin bir gazete olarak ülkemizi tanıtma görevi- ni vapıyoruz" biçiminde yanıtladı. ri konusunda özel sektörün ge- reksinimi olan fınasmanı sağ- lamak için hükümet düzeyınde devreye girdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşan Uğur Do- ğan, ABD'de Türkiye'deki mev- cut santrallan, elektrik dağıtım şebekelerini, yap-işlet mode- liyle yapılacak yeni yatınmla- n anlatacağını söyledi. Doğan, ABD'li enerji firmalan ve fi- nans kuruluşlanna geniş çaplı tanıtım yapılacağını kaydetti. Türk firmalannm santrallar için gereken kaynak konusun- da sıkışmalan üzerine, RP ön- ce 12 elektrik santrabnın devri için 20 şubat, 18 elektrik dağıtım şebekesinin devri için de 1 mart olarak açıklanan son teklif verme tarihini nisana erteledi. ABD'ye düzenlenen gezide de. santral- lara teklifsunacak firmalara finansman desteği ve- rebilecek büyük uluslararası sermayeli ortak bu- lunması ve bu santrallar için gereken finansman konulannda kredi kuruluşlanyla görüşülecek. DEIK Anadolu'ya açılacak Ekonomi Servisi - Dış Ekono- mik llişkiler Kurulu (DEİK) Yö- netim Kurulu ve TOBB Başkanı FuatMiras,DEtK'in lOyıllıksü- re içinde Türkiye'nin dış ticaret bağlantılannda önemli çalışmala- ra imza attığını anımsatarak, yeni dönemde DElK'i Anadolu'ya aç- mayı amaçladıklannı söyledi. DEtK Genel Kurul toplantı- sında yeni yönetim kurulu üyele- ri seçildi. Fuat Miras'ın başkanlı- ğında oluşturulan ve aralannda İKV Başkanı Meral Gezgin Eriş, İSO Başkanı Hüsamettin Kavi. işadamlan Şank Tara, Üzeyir Ga- rihve RonaYırcalı'nındabulun- duğu yeni yönetim kurulu, önü- müzdeki günlerde toplanarak gö- rev dağılımı yapacak. Genel kurulu açan Miras, DE- ÎK'in konsey oluşturduğu ülke sa- yısının 53'e çıktığını, Avustralya, Güney Afrika, Yugoslavya, Irak ve Slovakya iş konseylerinin de yakında kurulacağını açıkladı. Mi- ras, yeni dönemde, DEİK'in Brük- sel bürosunda TtM, TOBB ve DTM ile oluşturulacak merkezlerde iş konseylerine de yer vereceklerini ve DEtK'i yapısal bir kimliğe ka- vuşturacaklannı söyledi. Türk-AB tş Konseyleri Yöne- tim Kurulu Üyesi Uğur Yüce, ya- bancı sermayenin Türkiye'de yatı- nm yapmasının yanı sıra üçüncü ülkelere ortak yatmmlar yapılma- sının önemine değindi. Türk-lsrail lş Konseyi Başkanı Ekrem Güvendiren de, Israil'le imzalanan serbest ticaret anlaş- masının TBMM'de bir an önce onaylanarak yürürlüğe girmesi için hükümet yetkililerinin çalışmala- nnı yoğunlaştırmasını istedi. ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH USUM! •• Tütünde Uretici Gene Dışlandı 1 997 yılı Ege ekici tütün piyasasının açılmasına 2 gün kala tüccar ahm- lara başladı. Tüm Ege bölgesinde önceki gün tüccar temsilçileri ade- ta baskın yapar gibi birdenbıre köylere da- ğıldılar ve bir gün içinde binlerce ton tü- tün için bağlantı yaptılar. Geçen yıl olduğu gibi ani baskın kar- şısında şaşkına dönen üreticiler Tekel'in verecegı fiyatları henüz öğrenemeden tü- tünlerini tüccara ucuz fıyatla sattlar. Tüc- carın aldığı tütünlerin fiyatları 400 bin li- rayı geçmedi. Hatta bazı bölgelerdefiyat- lar 250 ile 300 bin lira arasında kaldı!... Üstelik bu anlaşmalarda küçük bir avan- sın dışında para, pul da yok... Tüccar için anlaşmalar sadece sözden ibaret. Tüc- car ileri tarihlerde işine gelmediği zaman "vazgeçtim" dediği anda her şey bitebi- liyor. Bu çirkin tutumu karşısında hiçbir cezai yükümlülüğü yoktur. Ancak üretici için durum aynı değitdir. Anlaşma sırasında üreticiler tütünün "nü- fus cüzdanı" sayılan "toçan"ları da tes- lim ertiği için ileride pişman olsa bile sa- tıştan vazgeçemez. Zira koçanları elinde olmadan satış yapamaz. Tekel bile al- maz... Geçmiş yıllarda bu tür alışverişle- rin sıkıntılan çok yaşandı. Kaybeden hep üretici oldu!... Geçen yı! tüccar gene piyasa açılma- dan önce alımlara başlamıştı. Bir gece için- de binlerce ton tütün için bağlantı yapıl- mıştı. O zaman da kımine "Tekel baş fi- yatı" dendi... Kimine "tüccar baş fiyatı" vaat edildi. Baş fiyatın üstüne 20 ile 30 bin lira fazlasına anlaşma yapanlar oldu. Ama birçok tüccar ve sanayici sözünde durmadı. Ya daha önce anlaştığı fıyatlar- dan indirim yaptı, ya da koçanları iade et- ti. Böylece binlerce üretici ortada kaldı ve büyük paralar kayberti. Buna karşılık tüc- car ve sanayici, üreticinin hakkı olan tril- yonlarca lirayı kendi kasalarına aktardı. Beterin beteri varmış... ~ Gelişmelere bakılırsa tütün üreticisinin kaderi bu yıl da değişmeyecek. Hükümet hem tütün fiyatlarını hem de piyasa uy- gulamalannı tüccann daha fazla para ka- zanmasına olanak sağlayacak biçimde dü- zenledi. Örneğin birinci kalite tütün için Erbakan tarafından açıklanan 500 bin li- ra fiyat çok az. Çünkü yapılan hesapla- malara göre bir kilo tütünün maliyeti 450 bin liraya yaklaşıyor. Manisa Ziraat Oda- Creticiler Tekel'in vereceği fiyatları öğrenemeden tütünlerini tüccara ucuza satülar. sı'nın faizleri de içine katarak yaptığı ma- liyet hesabı 500 bin liranın çok üstünde. Üstelik 500 bin lira birinci kalite tütü- nün fiyatı... Üreticilerin elindeki tütünle- rin büyük bir kısmı ise ikinci ve üçüncü kalite tütünler. Birinci kalite tütün çok az... Baş fiyat 500 bin lira olduğu zaman, ikinci ve üçüncü kalite tütünler 300 ile 350 bin liraya kadar düşebiliyor. Kapa cinsi tü- tünler 250 bin liradan yukarıya fiyat bu- lamıyor... Böylece üretici de 450 ile 500 bin liraya mal ettiği tütünlerini kilo başı- na 100 ile 200 bin lira arasında zarar ede- rek satmak zorunda kalıyor... Bu neden- le üretici için önemli olan "ortalama fiyat..." Ortalama fiyatı üreticiyi para kazandı- racak biçimde tespit etmek de mümkün- dür. Örneğin ya tütün fiyatlannı dünya pi- yasalarına uygun açıklarsınız.. ya da üre- ticinin zararını prim ödeyerek karşılarsı- nız... Bizdekı gibi güdümlü bir politika iz- leyecekseniz, bu işi devlet yapar. Diğer tütün üreticisi ülkelerde olduğu gibi, tüc- car kadar üreticiyi de düşünerek bir po- litika uygulayacaksanız onun da koşul- lan bellidir. Üreticiyi güdümlü piyasalara mahkûm etmemek için "açık arttırmalı" satışlar düzenlersiniz... Üreticiler tütün- lerini getirir. Herkesin içinde satışa sunu- lur. Açık arttırmada en çok parayı veren tütünü alır... Aynca tüccar daha kapıdan çıkmadan üreticinin parasını kuruşuna kadar peşin olarak öder. Dünyada geçerli olan sistem budur. Böylece hem tüccar ve sanayici hem de üretici kazanır. Bizdeki sistem ise her yıl olduğu gibi "fcargaşa" yaratır. Üretici gün- lerce, aylarca ne yapacağına karar vere- mez. Her yıl kandırıldığı için kuşku için- dedir. Piyasa zamanı yaklaştıkça buna- lıma girer. Bu arada "kim daha fazla pa- ra verecek" veya "kimparayı daha çabuk ödeyecek" diye düşünürken bir gece ya- nsı tüccann adamları gelir ve tutunünü çe- şitli vaatlerde bulunarak son derece ucuz fiyatla kapatır gider... Parasını alabilmek için de aylarca tüccar kapılarında sürü- nür!... Işte 1980'den sonra Türkiye'yi yöne- tenlerin tütün üreticimize reva gördüğü tü- tün piyasalarında ışler boyle yürüdü! Ege piyasası bugün açılıyor Ege ekici tütün piyasası bugün bu ko- şullar altında açılıyrJr. İlgili bakan piyasa- yı açarken gene "Tütûn fiyatları çok iyi- dir, paralar peşin ödenecektir" diyeçek, ama değişen bir şey olmayacaktır. Üre- tici gene Tekel ve tüccar arasında koş- turacaktır. Tütününü değerine değil, bu- labildiği bir fiyata satmak zorunda kala- caktır. Tüccar ve sanayici ise gene güle oynaya ıstediği tütünlerı ıstediği fiyattan satın alacak ve üreticinin hakkı olan trıl- yonlarca lirayı kasalanna aktaracaktır. Erbakan birinci kalite tütüne 475 bin li- ra fiyat ve 25 bin lira da prim verileceği- ni açıkladı. Üreticiler bu fiyatı az buldu. Gerçı üretici de yaz aylarında 500 bin li- ra ıstemişti, ama o sıralarda dolar 80 ile 85 bin lira civarındaydı. Şu anda ise do- lar 120 bin lirayı geçti. Tam yüzde 50 bir artış oldu. "Bu nedenle tütün fıyatlannın en azından yüzde 50 artması gerekir. Ay- nca verilecek bir 50 bin lira prim de üre- ticiyi gelecek yıllarda daha kaliteli tütün yetiştirmeye teşvik eder. Hem Tekel'in hem de yabancı firmala- nn sigara fiyatlanna yaptığı yüksek zam- lann içinde tütün üreticisinin de hakkı ol- duğu unutulmamalıdır!... Ege bölgesındeki ziraat odalan izlenen tütün politikalarını eleştiriyor. Manisa Zi- raat Odası Başkanı Nuri Sorman şöyle diyor: "Tütünün maliyeti500 bin liranın üs- tünde... Bu nedenle 475 bin lira fiyat ve 25 bin lira prim az. Üreticizarareder. Bu- gün daha yüksek bir fiyat bekliyoruz. Asıl önemli olan ortalama fiyat ve peşin öde- medir. Ortalama fiyat 500 bin liranın üs- tünde olmalıdır. Tütün bedelleride hemen biray içinde üreticiye ödenmelidir. Öde- mekten kaçınan tüccar da zorlanmalı- dır..." Denizli Ziraat Odası Başkanı: "Girdi fi- yatlan füze gibi. Heray veya her hafta al- dığımız sanayi ürünlerinin fiyatları artıyor. Çiftçinin bu pahalılık karşısında dayana- cakgücü kalmadı. Tütüne verileceğisöy- lenen 500 bin lira fiyat bu durum karşı- sında çok komik." Eşme Ziraat Odası Başkanı Esat Yıl- dız: "Tüccar piyasa açılmadan alımlara başladı ve tütünleri üreticinin elinden ucuz fıyatla kapattı. Tütününü 250 bin liradan satan üreticiler var. Masrafını bile çıkara- mayan üretici perişan ve şaşkın." Menderes Ziraat Odası Başkanı Mah- mut Doğan: "Tütüne 700 bin lira fiyat açıklanmasını bekliyoruz. Erbakan'ın de- diği gibi 500 bin lira olursa üretici bu yıl dayandıdemektir. Dolarşu sıralarda 120 bin lirayı geçti. Tüccar paralan ödeyene kadar 150 bin lirayı da bulur. Ortalama fi- yat; 500 bin liranın altına düşmemelidir..." Üretici, bugün açılacak tütün piyasa- sında birinci kalite tütün için 700 bin lira fiyat açıklanmasını bekliyor. Ayrıca, tütün bedellerinin de mutlaka en çok mart ayı içinde ödenmesinı istiyor...B IŞÇININ EVRENINDEN ŞÜKRAN SONER Çarpıtma Siz, yanan tankerin bir kez daha sergilediği ilkel koşullarımız, itfaiyenin donanım eksikliği, eğitimsiz- lik ile özelleştirme arasında nasıl bir ilişki kurdunuz? Medyanın üstün zekâlı haberci, yorumculanna gö- re itfaıyecilerin yanan gemiye çıkmalarından elbise- lerinin yanmasına, yaralılan taşıyacak cankurtaran- ların bulunmamasına, deniz itfaiyesi ekibinin olma- masına uzanan, sayısız teknik donanım eksikliği ve cehaleti sergileyen bütün olumsuzlukların sorumlu- luğu özelleştirmenin gerçekleştirilmemesinde. Hiç kâr etme koşulu ile çalışacak bir itfaiye düze- ninde, ucuz işçilik, asgari maliyet, yüksek kâr, vur- gun mantığıyla Türkiye koşullarında neler olabılece- ğini düşünebiliyor musunuz? Tüm Türkiye'de 4 mil- yon sıgorta kaydı olan, tabii ki yüzde 90'ından faz- lası asgari ücretli, ancak 250 bininin sendikal hak- lardan yararlanabildiği ve bir 6 milyon kadar da ka- çak işçı çalıştıran özel sektörün itfaiye işçisinin ne halde olabileceğini bir düşünüyor musunuz? Kâr et- meden iş yapmayacak bir itfaiye örgütlenmesi, çok pahalı olan eğitime, teknik donanıma ne kadar pay ayırır? "Kâr etmek için en iyi hizmetiyapmakzorunda. So- nuç olarak en iyi örgütlenmeyi, en iyi donanımı, en iyi eğitimi yapar" mantığının doğru görünmesine ne bakıyorsunuz? Kâra ve rekabete açık üretim alanla- nnda bile, Türkiye pratiğinde, özelleştirme sonrası ya- şadığımız hep vurgun oluyor. Işte özeileştirilen çimen- tolar, enerji hızmetleri, agaç sanayii, et, süt, tekstil- de.. üreticiden tüketiciye kadar her kademede ya- şanmakta olan kazıklar halkası. Yangın söndünme hiz- metlerınin özel sektör tekelinde ne halde olabilece- ğini düşünmek bile karabasan gibi geliyor. İstenen fiyatı ödeyecek paranız yoksa evinizdeki, işyeriniz- deki yangını söndürmemeye kalkarlarsa ne olacak? Ya da kurtarılan değerlerin üzerinde borçlanmada, malınıza mülkünüze el mi konacak? Elbette son yangın örneğinde olduğu üzere, tepe- den tırnağa ilkellik, cehalet, sorumsuzluk sergilenen yangınlara karşı alınmayan önlemler üzerine medya çok ciddı hesap sormalı. Ama sorumsuzlukların ger- çek nedenlerini araştırarak, gerçekleri tam ters yüz etmeden, böylesine çarpıtmadan. Tuzla yangınında bir dizi sorumsuzluk örneğinde her nedense öne çıkanlmayan, ama asıl üzerine gi- dilmesi gerekenler de var: Özelleştirme aşamasın- daki DİTAŞ ancak Pendik Tersanesi'nde yapılabile- cek çaptaki TPAO tankennin bakım ve onanm işlem- lerini, kıyak olsun diye, ortaklan arasında iktidar par- tilerinin yandaşı bulunan Gemsan'a mı verdi? Sizi bilmem, ama ben kamu tersanelerini de özel tersaneleri de uzman gözü ile olmasa da yakından izleyebilmiş bir kişi olarak, serbest piyasa kurallan- nın bu alanda da gerçek bir gecekondulaşma nite- liğinde yürüdüğünü, "az harcama, ucuz işçilik, geri donanımla çok kâr" mantığının egemen olduğunu bi- liyorum. Kamu tersanelerine zarar ettirmek, verimli- liğini düşürmek üzere her tür oyun ve sabotaja rağ- men. Kafa kanştırma, ideolojik bonbardıman, gerçek- leri çarpıtma mantığını, çıkar ilişkilerini anlıyoruz. Ama bu kadar mantıksız, ölçüsüz yapılması da ayıp oluyor. Insanı isyan ettirip "el insaf dedirtiyor. • • • Ya şu gerçekten düşünce sahiplerinin kendini or- tayaatmadıkları, şu simgesel, sıcak, "SürekliAydın- lık İçin, Bir Dakika Karanlık" eylemi üzerinde yapılan polemiklere ne demeli? Demokrasinın nimetlerinden, siyasetin bütün çir- kin oyunlarını kullanarak sonuna kadar yararlanan, demokrasiyi katletmek üzere demokrasinin araçla- nnı kullanan, sabahtan akşama anayasa ve hukuk düzenini çiğneyen arsızlar, yüzsüzler, halktan gelen en masum, en doğal demokrasi çıkışlarına katlana- mıyorlar. Erbakan-Çiller-Kazan ve diğerleri, çıkışları ile de- mokrasiyi nasıl içlerine sindiremedikleri, halkın def- terini dürmek niyetinde olduklarını sergilemekle kal- mıyorlar. Çeteler-tarikatlar-mafya-aşiretler; hukuk dı- şı düzenin kirli, karanlık çıkarlar batağına ne kadar çok saplandıklannı ve hesaplaşmadan korktuklarını da gösteriyorlar. Onlan, demokrasi anlayışını çarpıtma çabalarını, kirli çamaşırlannın hesabının sorulması, iktidardan düş- me korkularını anlıyorum da, kimi medyanın yjne hem eyleme ve hesap sormaya sahip çıkıyor görü- nüp hem de hesap sormayı önleyecek akıl almaz bo- yuttaki kafa kanştırma çabalannı, çelişkilerini, ikili oynamalarını anlasam, açıklayabilsem de kabul edıp içime sindiremiyorum. Halkın sürekli aydınlık Tün<iye özlemi, beklentisi, yaşamın her alanına, her tür kirlenmeden arınmaya, çağdaş hukuk devleti, demokrasi ilkelerinin yerleş- tirilmesine dönük değil mi? Kim karar vermiş ki, bu eylemin tek amacı Susur- luk'ta bir kazada ortaya çıkan bir çetenin kimi belki de en maşa konumundaki isimlerinin yakalanıp ce- zalandırılması istemi ile sınırlı olacak? Medya yıldızlarımız birçok asıl çete başını, toplu- ma kahraman, vatan-millet ve bütün değerlerin sa- hibi olarak yutturmak, aklanmalannı sağlamak üze- re yapmadıklannı bırakmıyorlar. Bununla da kalmıyor, Atatürk'e, laikliğe sahip çı- kan, şeriat karanlığını istemeyen eylem ve sloganla- rı "sürekliaydınlık Türkiye" özlemi ile çelişkili göster- meye yelteniyorlar. Erbakan-Çiller-Kazan ve diğer- lerine "sürekli aydınlık Türkiye" eylemine sahip çık- mayı öneriyorlar. Erbakan-Çiller-Kazan ve diğerierinden, var olan çarpık, eksik demokrasi düzeni içinde bile halktan gelen bu eyleme hoşgörü ile bakmak zorunda olduk- larını beklemek, istemek çok doğal. Ancak kendi varlık nedenlerine, iktidar amaçiarına, çıkarlarına yüzde yüz karşı bir eylemin sahibi olmalarını istemek, beklemek, nasıl bir kafa karıştırma, çarpıtma amacı olabilir? Oyunun, kafa kanştırmanın, gerçekleri çar- pıtmanın bu kadarını yüreğim almıyor. Bakan Demirci'den gübre desteği müjdesi MERSİN(AA)-Tanm ve Köyişleri Bakanı Mu- sa Demirci, üreticmİTi güb- re alımmı destekleme ama- cıyla hükümetin ödeyece- ği paranın, bir ay içinde dağıtılacağmı açıkladı. Içd'de 4-5 Şubat 1997 tarihleri arasında meyda- na gelen "don" olayında zaraı görenekimalanlann- da ınceleme yapmak üze- re Mersin'e gelen Bakan Demirci, Vali Şenol En- gin'i makamında ziyaret etti. Bakan Demirci. burada basına yaptığı açıklama- da, çiftçilerin bu yıl için- de alacaklan gübreye öde- yecekleri paranın yüzde 50'sini bir ay içinde geri ödeyeceklerinin müjdesi- ni verdi. Bu destek için bütçeden 98 trilyon lira kaynak ay- nldığını kaydeden Bakan Musa Demirci, şunlan söyledi: "Üreticüerimize, ba- yilerden gübrelerini alıp kullandıktan sonra bir ay içinde yüzde 50'si des- tek olarak kendilerine iade edeceğiz. Bu uygu- lama çiftçilerimize daha bir rahalık getirecektir." tçel'de narenciye ve seb- ze üreticilerinın "don" olayından gördüğü zara- nn 3.8 trilyon lira olduğu- nu belirten Bakan Demir- ci, zarar tespit çalışmala- nnın tamamlanmasından sonra, üreticilerin borçla- nnı faizsiz olarak ertele- yeceklerini ifade etti. "tçel'de don olayının sebep olduğu zarar fev- kalade büyük" diyen Ba- kan Demirci, "Sebze üre- ticilerinin yeniden eki- me geçebümeleri için dö- ner sermaye ve tarım kredi kooperatifleri ara- cılığıyla kaliteli ve ucuz tohum da dağıtacağız" şeklinde konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle