Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyefîntivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç •
Genel Yaym Koordınatbrü: Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlerı Müdürlerı.
Ibrahim Yüdız (Sorumlu), Dlnç Tayanç
• Haber Merkezı Müdürû. Hakan Kara
• Gorsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • İstıhbarat.
CengizYüdının 9 Kultür Handan Şenköken
#Spor Abdülkadir Yücetman • Makaleler
Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı
• Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlo • Bügı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yaym Kuıulu. İlıao Sdçok(Başkan).
Orhan Erinç, Oktay Kortböke.
HikmetÇrtinkaya. Şükmn Soner,
Ergun Balcı,DinçTayanç. Ibrahim
Vıldu, Orhan Bursalı, Musufa
Balbav, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay • Haber Müdüra Doğan
Akın Atatürk BuKan No 125. Kaf4, BakanlUdar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat). Faks. 4195027 • lzmır Temsılcısı:
SerdarKmk,H.ZıyaBlv 1352S 23Tel.4411220, Faks:
4419117*AdanaTemsılcısı ÇetinViğenoğlu. tnönüCd
119S No 1 Kat 1, Tel: 363 12 11. Faks: 363 12 15
Koordınatör Alunet korulsan #
Muhasebe: Bülent Yener 0
tdare HüseyinGürer#lşletmc
ÖnderÇefik«Bılgı-İşIem: Nail
tnal w Bılgisayar Sistem
Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudür Gûlbin
Erduran 9 Koordınatör Reha
Işıtman O Genel Müdûr Yardımcısı:
Mine Akdağ Tel 514 <T 53 -
51395 80-513S46O61.Faks 5138463
D ve Basaı. Yenı Gun Haber \jansi, Basın \e YaymcıUk A $
• ad 3ö 41 :ağaloğlu 34334 Uî PK 246 Istanbul Tel (0 212» 512 05 05 (20 hat» Faks (0 212)513 85 95
15ŞUBAT1997 îmsak: 5.26 Güneş: 6.52 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.16 Akşam: 17.45 Yatsı: 19.06
Sevgilüer Günü
• Haber Merkezi - ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yımaz. bundan sonraki
Se-giliier Günü'nün banş
orUmında geçmesini
ısterken DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller, "Bizim içimiz
hergün sevgı dolu" dedi.
tngiltere Başbakanı John
Vüjor'a ıse sevgıliler günü
nedeniyle bır kart hediye
edıldı. Ozellikle
Kanada'daki kutlamalarda
kadınlar eşleri tarafından
havuzaatıldı. K.aranfil ve
yerlı güller ihraç edilınce
Türkıye'deki sevgilüer
karaborsadan tanesine 1
milyon lira verdıklen ithal
güiîeri birbırlerine hediye
ettüer.
Efes antik
kentine çatı
• SELÇUK(AA)-
Türkiye'nm önemli turizm
merkezlennden Efes antık
kenti ören yennde bulunan
"Yamaç sarayevleri"ne. özel
bir alaşımdan çatı yapılacağı
bikhrildi Yapımına daha
önce başlanan, ancak yanm
kalan çatının yaklaşık ıki
yıllık çalışmayla
tamamlanacağını belırten
Efes Kazı Heyeti Başkanı
Doç.Dr. Stafen Karvviese,
300 mılyar lıralık proje
masrafının, Avusturyalı
sponsorlarca
karşılanacağını kaydetti.
in miizik
festivali
• HtROŞİMA(AA)-
Atom bombasının üzerinde
ilk olarak denendıği
Japonya'nın Hiroşima
kentinde. "dünyaya banş
mesajı verilmesi" için,
1999'da büyük bir müzik
festivali yapılması
planlanıyor. "Hiroşima
Dünya Müzık Festivali'
olarak adlandınlan büyük
organizasyon çerçevesinde,
dünyanın dört bir yanından
ünlü sanatçılar bır araya
gelecek.
Truva hazinesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kültür Bakanlığı,
Rusya Federasyonu'nun
uluslararası sözleşmeler
doğrultusunda hareket
ederek Truva hazinesini
Türkiye'ye iade etmesini
ıstedi. Kültür
Bakanlığf ndan yapılan
açılamada, teminat olarak
eski SSCB topraklanna
götürülen ve halen Rusya'da
bulunan hazınenin ıadesi
için Dışişleri Bakanlığı
nezdınde diplomatik
girişimlerin sürdüğü
anımsatılarak. "Rusya
Federasyonu'nun kültür
varlıklannı savaş tazminatı
olarak kabul etmeyeceğini
ve Truva hazinesinin asıl
sahibi Türkiye'ye geri
verilmesıni kolaylaştıncı
adımlan atacağını
umuyoruz'" denildi.
Biri İngiltere'deki kitaptan, diğeri başka tezden aynen aktanlan iki doktora tezi ortaya çıkarıldı
Tezlerin yüzde 25H kopyaFtGEN ATALAY
Lisansüstü tezlerin yaklaşık yüzde 25' inin
orijinal ve bilimsel olmadığı belirtiliyor.
Çok büyük oranda başka kaynaklardan ya-
rarlanılarak yazılan bu tezlerle unvan sa-
hibi olanlar, bilim ahlakına gölge düşürü-
yor.
Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü'nde oluşturulan komisyonlarca
1984"ten bu yana yazılmış, sahiplerine dip-
lomalar, unvanlarkazandırmış lisansüstü tez-
leri uzun bir süredir inceleniyor. Toplam al-
tı bin tezı incelemeye başlayan öğretim
üyelen. daha önce 20 tezde "usubüz akta-
run" yapıldığını belirlemiş, 12'si yüksek li-
sans, biri doktora olmak üzere toplam 13
tezi iptal etmiş, unvanlan sahiplerinden ge-
ri almışlardı.
Halen soruşturması süren iki doktora te-
zinin de büyük olasılıkla iptal edileceği be-
lirtiliyor.
Konulann uzmanı profesörlerce oluştu-
rulan komisyonun yaptığı son incelemeler-
• Yrd. Doç. Dr. Ateş Oktar, "Tezlerde bloklar halinde
alıntılara rastlıyoruz. Bazılan başlangıçta bir referans veriyor,
sonra onu da vermiyor" diyor.
de ise iki doktora tezinde "çaünü" yapıl-
dığı ortaya çıkanldı.
Enstitü müdür yardımcısı Yrd. Doç. Dr.
Ateş Oktar'ın verdiği bilgilere göre bun-
lardan biri, lngiltere'de basılmış bir kitap-
tan aynen çevrilip orijinal tez olarakjüri üye-
lerine sunulmuş ve yıllar önce de kabul
edilmiş.
Jüri üyelerinden biri, tngiltere'ye yaptı-
ğı bir gezi sırasında Londra'daki bir kü-
tüphanede rastlantıyla bulduğu bir kitabm
sayfalanm çevirirken, söz konusu tezin bu
kitaptan kopya edildiğini fark etmiş ve bu
tezin sahteliği böylece ortaya çıkanlmış.
tkinci tezin de bir yüksek lisans tezinden
aynen kopya edildiği belirlenmiş.
Enstitü müdürü Prof. Dr. Ülkû Azrak, li-
sansüstü öğrenimde kalıtenin yükseltilme-
si için bazı önlemler alındığına dikkat çe-
kerek, "Yeni uygulamalardan biri, dokto-
ra aşamasına, biri girişte diğeri de yetertik
sınavı öncesinde iki dil sınavı konulması ol-
du. Yeteriik suıavı öncesinde kamu perso-
neü için yapılan sınava giren doktora öğren-
dlerinin 100 üzerinden 60, doçentlik sına-
vına girecek olanlann ise 70 almalan gere-
kryor"dedi.
Sonışturmalar uzun sûrûyor
Tezler hakkmda açılan soruşturmalann
uzun sürmesinin sıkıntı yarattığını belirten
Prof. Dr. Azrak, Sosyal Bilimler Enstitü-
sü'nün lisansüstü tezleri incelemeye baş-
lamasından sonrajüri üyelerinin ciddi eleş-
tirilerle karşı karşıya kaldıklannı belirtti.
Usülsüz aktanmlann ortaya çıkanlmasıy-
la, bu tür tezlerin varhğının iyice anlaşıl-
dığını vurgulayan Prof. Azrak, tez jürile-
rinin artık daha kuşkucu davrandıklannı
söyledi. tÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nün
ozellikle hukuk ve siyaset bilimi alanlan
bir süre öncesıne kadar emniyet müdürlü-
ğü çalışanlannın biranlamda 'işgati' altın-
daydı. Ancak, bu durum, iki nedenden ötü-
rü ortadan kalktı.
Birincisi, emniyet müdürlüğü artık çah-
şanlanna bu izni vermiyor. Ikincisi ise li-
sanüstü öğrenimin daha ciddiye almması
yüzünden bu iş çekiciliğini yitirdi.
Yrd. Doç. Dr. Ateş Oktar, bugüne kadar
incelenen yükseklisans tezlerinin, topla-
ma genelleştirilmesi halinde yüzde 25 'in-
de, yüksek oranda başka kaynaklardan ya-
rarlanmanın söz konusu olduğunu belirte-
rek şunlan söyledi:
"Tezlerde bloklar halinde alıntılara rast-
lıyonız. Bazüan başlangıçta bir referans
veriyor, sonra onu da vermiyor. Lisansüstü
öğrenimin dört yıUık lisans oğreniminden
sonra başlaması gerekirken iki-üç yıllık li-
sans oğreniminden sonra lisansüstü diplo-
ma alnus olanlar \ ar."
Nüldeer santralları Isveç
kapaüyor, biz açıyoruz
ÜMİTOTAN
İZMİR - Isveç, elektriği-
nin yansını karşılayan 12
nükleer santralı 2010 yılına
kadar kapatma karan alır-
ken, Türkiye'de nükleer sant-
ral kuıma "hesaptan"na son
verilmesi istendı.
tlk ticari nükleer santralın
çalıştınlmasının üzerinden
lam 40 yıl geçri. Bu sürede
radyoaktif aâklann güvenli ve
ekonomik biçimde nasıl ko-
runabileceği sorusuna yanıt
bulunamadı. Nükleer yanlı-
lanrun atıklann korunmasıy-
la ilgili öneri ve yöntemlen-
nin hiçbir geçerliliğı olmadı-
ğı ortaya çıkarken, nükleer
enerjinin öncülüğünü yapan
ABD. Almanya ve Kanada
gibi ülkelerde son 15 yıldır
bu teknolojiye yatınm yapıl-
mıyor. Kendı ülkelerinde
nükleer santral yapamayan
e-posta : tan (a vol. com. tr
şirketlerin gözdesi geri kal-
mış ülkeler ve Türkıye. Isveç,
1988 yılının eylül aymda re-
aktörlerini sökmeye başhyor.
Barsabaeck-1 reaktörünün
sökümüyle başlayacak olan
"nükleerden kurtubna" pla-
nı 2010 yılında son bulacak
ve Isveç nükleer santrallardan
annmış olacak. tsveçlilerye-
nilenebılır kaynaklar, çok az
ölçüde doğal gaz. birleşik ısı
ve güç üniteleriyle enerji so-
runlannı nükleersiz ama te-
miz biçimde çözmenin he-
saplannı yapmışlar bıle.
Greenpeace'in enerji kam-
panyası sorumlusu Melda
Keskin, nükleer enerjiyi yıl-
larca denemiş ıleri bır ülke-
nin santrallannı sökerken,
Türkiye'de yaşanan "nükle-
er sevda"nın altında enerji
gereksiniminın dışında baş-
ka gerekçeler aramak gerek-
tiğini belirtiyor. Nükleer sant-
rallann 40 yıl içinde dünya-
mıza büyük boyutlu ekolojik
tahribatlı yıkım, ekonomik
başansızlık ve atıklanyla bir-
kaç yüzbin yıllıkölümcül bir
mirastan başka bır şey bırak-
madığını vurgulayan Keskin,
"Nükleerpolitikalardan vaz-
geçmek vereddetmekTürk
yetkflüerinsorumluluğudur"
diyor.
Silifke yöresindeki çevTe
örgütlen başta olmak üzere
tüm çevreciler bu yılki et-
kinlik ve eylemlennde ön-
celiğı nükleer enerjiye ayır-
dılar. Nükleer santral kurul-
ması planlanan Büyükece-
li'de ilenşim bürosu açma ha-
zırlıklannı sürdüren çevre-
ciler, masraflann karşılan-
ması için de bir kampanya
başlattılar.
Turizmde
'imaj kaybı'
korkutuyor
• TÜRSAB Başkanı Talha Çamaş:
"Dünyanın her büyük kentinde şehir müzesi
var, ama bizde hâlâ Istanbul müzesi
tartışıhyor. Türkiye sadece bir güneş, kum
ülkesi değil, aynı zamanda bir alışveriş ülkesi.
Ama bu alanda ne yazık ki geri kaldık."
tstanbul Haber Servisi -
Türkiye Seyahat Acenta-
lan Birliği (TÜRSAB) Baş-
kanı Talha Çamaş, turizm
sektörünün kamu yöneti-
minden yeterli desteği gö-
remediğıni belirterek "Son
dönemdeüzerindeeroinşı-
nngalanyla ve Sincan'da
yaşananlarla anılan Türld-
ye'nin imajı zedelenirse, bu-
nu duzeltînek çok zaman
'Memura sendika taslağı imamlara hazırlanınış
9
A>fKARA (CumhuriyetBürosu)-Me-
murlara "dernek statüsü"nde sendika
öngören yasa taslağını kabul etmeyen
Kamu Emekçileri Sendikalan Konfede-
rasyonu (KESK) grev ve toplusözleşme
hakkı tanınana kadar sürdürmeyi plan-
ladığı eylem sürecine başladı. KESK
Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi
Hasan Hayır, kamu çalışanlannı ifade et-
meyen taslağın imamlar için hazırlan-
mış olduğunu söyledi.
Hayır, "Uluslararası Çalışma Orgû-
tü'nün (ILO) denetüninden kurtulmaya
çalışıyoriar. Biri çiğnemeden bu tasarrvı
çıkaranıazlar" dedi.
Türkiye Kamu-Sen ve Memur-Sen
"memurlara sözde sendika" olarak nıte-
lendirilen taslağın Başbakanlığa sunul-
masını, eksikliklerine karşm olumlu kar-
şılarken KESK, yasanın bu şekliyle çık-
maması için her türlü mücadeleyi vere-
ceğini bildirdi. KESK MYK üyesi Ha-
san Hayır, Cumhuriyet'e yaptığı açıkla-
mada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı Necati Çelik'in anayasada grev ve
toplusözleşme hakkınm yasaklandığını
söylemesinin ya eksik bilgiden ya da ka-
muoyunu yanıltmaya çalışmaktan kay-
naklandığını belirtti. Anayasada yasak ol-
madığını ve uluslararası sözleşmelerlebu
haklann güvence altma almdığını vurgu-
layan Hayır, Çelik'in Hak-tş Genel Baş-
kanı olduğu dönemde savunduğu hakla-
n şimdi başkalanna havale ettiğinı söy-
ledi. Taslağın getirdiği tek şeyin imam-
lara örgütlenme hakkı olduğuna dikkat
çeken Hayır. "İmamlar için hanrlanmış
bir tasarı. Bildiğim kadarıyla 100 bin
imam \zr. Imamlan da egitinı iskoluna
dahil ederek, Memur-Sen'i güçlendir-
mekistiyorlar" dedi. Taslağın insanı bo-
yutunun da eksik olduğuna dikkat çe-
ken Hayır, şöyle konuştu.
"Taslak, ekonomik, sosyal ve siyasal
hiçbir kazanım sağlamıyor. Martayından
itibaren tasan geri alınıncaya kadar de-
vam edecekolan e> lem ler planlandı. Hiz-
met üretiminden gelen gücümüzü kul-
lanmaya kadar varan evlemler. Kamu-
Sen'i de ayıphyoruz. Buna destek verip,
hangi yüzle kamu çalışanlannın önüne
'Biz sendikayız' diyeçıkacaklar."
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Re-
sul Akav, dün düzenlediği basın toplan-
tısında, grevli ve toplusözleşmeli sendi-
kal haklarla birlikte siyaset hakkı da is-
tediklerini, ancak anayasanın bu hakla-
ra olanak tanımadığmı savunarak. önce-
likle bu taslağın yasalaşmasını istedik-
lerini bildirdi. Aİay, Başbakanlığa geç
de olsa sunulmasını olumlu karşıladık-
lannı belirttiği taslağın anayasada tanı-
nan sendikal haklan bile kısıtladığını
söyledi. Toplu görüşme sonunda imza-
lanabilecek olan mutabakat metninin uy-
gulanmasının Bakanlar Kurulu'nun ah-
laki sorumluluğuna bırakıldığını kayde-
den Akay, "Hukuk düzeninde hukuki
sorumluluk ahlaki sorumluluktan öoce
gelmelidir
r
dedi.
ahrvemaliyetiyüksekohır"
dedi.
TÜRSAB Başkanı Talha
Çamaş, dün birliğin Esen-
tepe'deki merkezinde Tür-
kiye'deki son gelişmelerin
turizme etkisini degerlen-
dirdi.
Çamaş. Türkiye'nin son
dönemlerde olumlu ve
olumsuz gelişmeleri, başa-
n ve kayıplan aynı anda
yaşadığmı vurguladı. Ça-
maş, turizm sektörünün
dünya banşına ve istihda-
ma katkılannı anlatarak
"Türk turizminde önemli
yapısal defişimler yaşam-
yor. Türkicumhuriyetlerde
ciddi yatırınılar var. Sivil
havayoUaru okyanus ötesi-
ne uçuyor, ulusal ha\ayolla-
nyla rekabet edhorlar. Ama
ne yazık ki kamu yöneti-
mindenyeterli desteğigöre-
mi>oruz'
>
dedi. Çamaş, dün-
yanın her tarafmda devlet-
lerin turizme sahip çıktık-
lannı belirterek şunlan söy-
ledi:
"Dünyanın her büyük
kentinde şehir müzesi var,
ama bizdehâlâ Istanbul mü-
zesi tartışıhyor. Türkiye sa-
dece bir güneş, kum ülkesi
değil,aynızamanda bir ahş-
veriş ülkesi Ama bu alan-
da ne yazık ki geri kaldık.
Eğerturisteaa çektiren ha-
vaalanlannı değiştirmez.
trafik kazalannı önie>¥mez-
sek ülkemk ciddi bir imaj
ve tanram sorunuyla karşı
kaı-şrya kalacak. Bk 1997 y>
h hedeflerinin aşüacağına
inanryonız ve bu yılki bek-
lentimiz11 -115 miryontu-
rist, 7.5 milvxır dolar da ge-
lir. Fakat bu konuda kamu
yönetimine önemli görev-
ler düşüyor.''
Avustralya
Arkadaşı
için ülkeyi
zehirleyecek
Dış Haberler Servisi -
Avustralya'nın en büyük bis-
küvi üreticisi Amott, bir şan-
tajcının bisküvileri zehirle-
yeceği tehdîtleri üzerine sü-
permarketlerde satışa sunu-
lan bütün bisküvi paketlen-
ni toplatmaya başladı.
Şantajcının, 1993 yılında
at yanşı bahisleri düzenleyen
bir adamı ve kansını öldür-
mek suçundan ömürboyu
hapse mahkum edilen bir ar-
kadaşını yakalayan polisle-
rin yalan makinesine bağ-
lanmasını kanıtlanmasını ta-
lep ettiği bildirildi. Yeni Gü-
ney Galler eyaleti polis yet-
kilileri, tehdidin gerçekleş-
mesini engellemek ve tüke-
ticilenn saglığını güvence
altına almak için ellerinden
geleni yaptıklannı belirtti-
ler. Polis, halka uyanık ve
sağduyulu olmalan çağnsı
yaptı. Bölgedeki hastaneler
de olası zebirlenmelere karşı
alarma geçirildi.
7^vün, biliyorsunuz ki (..yoksa ora-
JLJ \\ olmadmız mı?) 'Dün>-a Sevgi-
liler Günü' kutlandı. Aslı 'Aziz Va-
lentin Günü' olan 14 Şubat' ın kutla-
nış nedeni. muhterem peder Valen-
tin'in aşka olan ilgı ve alakası nede-
niyle başına gelenlerdir. Efendım, bu
Valentin nam zat. yüreği yufka bir pa-
pazefendi olup. evlenemeyen sevgi-
lilere ziyadesiyle üzülürmüş. Sevgi-
lilenn evlenmesini de Roma tmpara-
toru Gotikus yasaklamış imiş. Ya-
saklanan ıse, Romalı askerlerin ev-
lenmeleri. Zira ki evlenen Romalı
askerin aklı evde kalıp kendiru sava-
şa veremediği için Imparator Gotikos,
çareyi evlenmeleri yasaklamakta bul-
muş. Aklı sevdiği kızda olan asker-
lerle, asker yav
r
uklusuna yanıp tutu-
şan kızlar çaresiz kalınca Aziz Valen-
tin kollan sıvamış. Çıftleri gece ki-
liseye çağınp nikâhlarını yapıver-
miş. Buraya kadar iyi. Ama İmpara-
tor Gotikos, bunu duyunca "Aşkol-
sun Valentine'e, çocuklann gönlünü
yapıveriyor" dememiş. emnne karşı
gelenlere yaptığını yapmış, Aziz Va-
lentin de aşkın sayısız kurbanlan ara-
sındaki mümtaz yerini almış. Yani, de-
memiz odur ki, 'aşk' dediğimiz fır-
tınaya tutulmuş dümensiz gemiye
binmek, başım derde sokmak sayılır.
Çünkü mü?
Âşık olamazsanız
dertlenirsiniz...
A 7îce insan görürsünüz ki, "Ah,ha-
1 V yatımda bir kerebile âşıkolama-
dım" diye yanıp tutuşur. "Yapma
kardaş, etme arkadaş, Allah'ın bir
taühlikuluolmuşsunda aşk denen gir-
daba rutulmamışsın. Sen ye ic. Rab-
bine şükref dersiniz, oralı olmaz.
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Aşkla Başınız Derde Girince...
Âşık olamadım da âşık olamadım di-
ye inler dunır. Gençler hadi neyse
ne. "Gençtir, zamanı \ardır, nasılsa
bu derde müptela olacaktır, o zaman
Hanyayı Kon\
r
a'yıanlayacaknr'' der-
siniz. Ama yaşını başını almış ka-
dınlarla erkeklere ne demeli? "Ah,bu
aşk denen güzelliği tadamadan ölüp
gideceğiz'' diye tutturanlara ne yap-
malı? Aşk dediğin şey çarşıda bu-
lunmaz, pazarda satılmaz. Ismarlama-
sı olmaz. hazınna konulmaz. Nere-
de, ne zaman, nasıl olacak da o Eros,
tombul çocuk okunu yayından fırla-
tıp yalmzkalpleri vuracak? Ama ger-
çekte de 'âşıkolamama bunalum' di-
ye bir dert varmış. Ilacı falan da ol-
madığı gibi derdin devası yok. 'Âşık
otamadan' dolaşanlann içinde talıhin
kör yaruna rastlayıp da aşkı bulanlar
ne yapıyor? Ne yapacak, bu sefer de
'âşık ohna bunahmı'na giriyoT.
Âşık olanlar
bunalımı...
şık olunca iş bitmiyor ki? Tersi-
ne yeni başlıyor. Bir kere. bizim
buralarda erkek âşık olunca bunu kı-
zın bilmesi gerekmiyor. Oğlan ya-
nıp tutuşuyor, ama kızın haberi bile
yok. Zavallı çocuk deli dana hastalı-
ğına tutulmuş, kızın evinin önünde ge-
zip duruyor. yok kızcağız okula gi-
diyorsa oralarda turluyor. Gece uy-
ku tutmuyor, şiir yazmaya başhyor,
biraya başhyor, yavaş yavaş dağıtıyor.
Bu arada 'kızımız' ne yapıyor? Onun
dünyadan haberi yok. evden okula.
okuldan eve gidip geliyor. Şurada
yangm dağlan sarmış, kızın bir şey-
den haberi yok, gezip tozuyor. Bura-
da işlerin kanştığı da oluyor.
Oğlanm arkadaşlan devTeye girer-
se kızı haberdar etme. oralı olmazsa
biraz gözünü korkutma, olmazsa sal-
la sırt edip kaçırma falan da aşkın
icaplanndan.'Yahu böyle aşk mı ohır-
muş?" falan demeyin. Türk geliyor aş-
ka, Türkün aşkı başka. Bunu Ruslar
için söylerler ama bize daha çok ya-
kışıyor.
Biz aşka geldik mi bizden korku-
lur. Aşka gelir, silah atanz. Aşka ge-
lir, mahalleyi ayağa kaldınnz. Aşka
gelir, gazino kapatınz. Yani. biz bir
kere aşka gelmeyelim. Biz aşka ge-
lirsek kötü olur.
Burada da öyle. Çocuk âşık oldu
mu, kız artık evlenmeyi kabul ede-
cek. Etmezse araya girmeler, 'Çocu-
ğa yazık oluyor' demeler, 'Daha 'm-
sini mi bulacaksın' yollu akıl veıme-
ler hep bizde. Biz futbolcu Hakan'ı
bile boyle evlendirmedik mi? (O da
Tansu Abla'nm öbür işleri gibi.)
Evlenenlerin
bunaiımı...
~KJeyse. araya girenler gjriyor, çıkan-
1V lar çıkıyor, iş tatlıya bağlamyor.
Sevgilüer evleniyor. Onlarermişmu-
radma, biz çıkalım kerevete. Diyor-
sunuz ama öyle olmuyor. Daha ilk
günden aile ihtilaflan başhyor. Tutu-
lacak ev kimin ailesine yakın ola-
cak? Kızın annesi "Bizeyakın olsun,
çocuklan olursa nasılsa ben bakaca-
ğun" diyor.
Oğlanın annesi "Öyle şey olmaz,
baksanıza daha şimdiden oglumuzu
bizden ayınyoriar*' diyor. Artık, kı-
za takılacak takılardan, eve alınacak
buzdolabının markasına kadar her
şey bunalım nedeni olmuyor mu? Za-
vallı oğlanla kız evlenip de rahata mı
eriyorlar sanki? Ne gezer, kızcağız
arada bir sinemaya gitmek istiyor,
kocası ise arkadaşlanyla buluşmaya
can atıyor. Kız televizyonda pembe
diziyi seyretmek istiyor, oğlan kara-
te filminin peşinde.
Şu toprağı bol olsun Valentin pe-
der, evlendirdiği askerlerle kızlann du-
rumunubir kere olsun düşünmüş mü-
dür? "Bunlan e\ lendirdik ya, acaba
durumlan ne olmuştur? Ne>-aparlar,
nasıl geçinirter?" demiş midir? San-
mam.
Yani biline ki, bu 'aşk' meselesi
önemli bir derttir. Başınıza gelmiş-
se bilirsıniz, gelmemişse, gelince an-
larsınız.