Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAVFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 1997 CUMARTESİ
4 HABERLER
Dışjşlepi'nden
Öymen
açtfdaması
• ANKAR4 (Cumhuriyet
Bümsu) - Dışışleri
Bakanlığı'ndan dün yapılan
yazı lı bır açıklamada.
Müsteşar Büyükelçi Onur
Öymen'in "Türk basınında
yer alan haber doğru
değîldir" demedığı
kaydedıldi. AçıkJamada,
Öymen'in >abancı
gazetecilere bövle bir şey
söylemedığı vurgulanarâk,
"Sayın Öymen, söz konusu
göriişme sırasında yabancı
basırı mensuplanna,
kendılerine ulaşan her
haberin doğruluğunu
istedıkleri zaman
kendısinden veya bakanlık
mensuplanndan tahkik
edebıleceklennı ifade
etmiştir" denildi.
Emek Partisi
kapatıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi. Emek
Partisi'ni kapattı. Yargıtay
Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın kapatma
istemiyle açtığı davayı
sonuçlandıran Anayasa
Mahkemesi. partı
programında anayasanın 2,
3, 14 ve 69. maddelerine
aykın hükümlerbulunduğu
sonucuna vararak partı
hakkında kapatma karan
verdi. Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın kapatma
davası açmasının ardından
parti yöneticileri Emeğin
Partisi adıyla bir partı
kurmuşlardı.
Vakıfbank'a
atamalar
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Vakıfbank
Yönetim Kurulu
üyeliklerine Vakıflar Genel
Müdürü Nazmi tşeri ve
genel müdür yardımcılan
NazıfÖztürk.'Sabn
Aygüney, tsmail Alptekin
ve Hasan Köktaş
getirildıler. Vakıfbank'ın
dün yapılan 43. genel
kurulunda banka yönetim
kurulu üyeieri SafFet Sert,
Haşim Eren, Ali Naci
Tuncer. thsan Saraclar.
Rauf Ertekin ve Talat
Zengin"in görevlerine son
verildı. Vakıfbank Genel
Müdürü Fehmi Gültekin ve
genel müdür yardımcılan
Altan Koçar ve Abdullah
Çelik yönetim kurulu
üyeliği görevine yeniden
seçilirken, görevden
alınanlann yerine Vakıflar
Genel Müdürü tşen ve
genel müdür yardımcılan
atandı.
Memurlara
müjde
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Anayasa
Mahkemesi. memurlara
fazla çalışma ücretı yerine
izin verilmesıni öngören
düzenlemeyi anayasaya
aykın bularak iptal etti.
Anayasa Mahkemesi heyeti
dün yaptığı toplantıda,
Istanbul 4. İdare
Mahkemesi'nin 527 sayılı
kanun hükmünde
kararnameyle 657 sayılı
Devlet Memurlan
Yasasfnın 178. maddesinin
iptal istemini sonuçlandırdı.
Heyet, söz konusu kanun
hükmünde kararnameyle
devlet memurlan yasasına
yeniden getinlen 1278.
maddenin b bendinin ilk
paragrafını iptal etti.
Düzenleme, devlet
memurlanna fazla
çalışma ücreti yerine
izin verilmesini
öngörüyordu.
Demirel'den onay
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel,
REFAHYOL hükümetinin
Sosyal Sigortalar
Kurumu'nun (SSK)
taşınmazlannın satışı için
kurumun yönetim kuruluna
yetki veren değişıkliğe
ilişkin yasasını onayladı.
Yasaya göre. satışlar peşin
ya da taksitle olmak üzere
açık arttırmayla
yapılabilecek. Vergi, resim
ve harçtan muaf tutulacak
satışlarda taşınmazlann
rayiç bedelinden daha
düşük olmaması
öngörülüvor. Satılacak
taşınmazlann rayiç bedeli
kamu bankalan
yetkililerince hesaplanacak.
THK 72 yaşında
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Türk Hava
Kurumu'nun (THK) 72.
kuruluş yıldönümü, bugün
düzenlenecek etkinliklerle
kutlanacak. THK Genel
Başkanı Prof. Dr. Attila
Taçoy, saat 10.00"da
düzenleceğı basın
toplantısında kurumun
çalışmalannı anlatacak.
Polis, gazetecilerin de görüntülediği ve korumalanyla dolaşan kanun kaçağını yakalamıyor
ŞıılıiııV polis ayrıcabğıE\ İN GÖKTAŞ
ANKARA - Susurluk kazasın-
dan sonra ağır suçlamalara hedef
olan ve Istanbul Devlet Güvenlık
Mahkemesi (DGM) tarafından
hakkında gıyabi tutuklama karan
venlen eski Emniyet Genel Mü-
dürlüğü Özel Harekât Dairesi
Başkan Vekili İbrahim Şahin'in,
koruma polisleri eşlığinde dolaş-
tığı ve adresi bılındiği halde mes-
lektaşlan tarafından yakalartmak
istenmediği önü sürüldü.
Şahin, en son önceki gün Anka-
ra'da görüldü. Uğur Mumcu Cad-
desi, Kız Kulesi Sokak'taki Güneş
Apartmanf nın 3 No'lu dairesin-
de yaklaşık 6 saat süreyle kalan
Şahin. apartmandan aynlırken
kendisini görüntülemek isteyen
gazetecilerle tartıştı. Daha sonra
özel bir otomobile binen Şahin,
korumalanyla birlikte izini kay-
bettirdi. Bu adreste görüşmeye ka-
tılanlan sorgulayan polisin Şa-
hin'i yakalama konusundakı is-
teksizliği dikkat çekti. Istanbul
DGM Başsavcılığı'nın talimatı
üzerine Ankara DGM Başsavcılı-
ğı, gözaltında aldığı Şahin'in uğ-
radığı büronun sahibi ile çalışan-
lannı ifadelerini vermelerinden
sonra serbest bıraktı.
DGM sıkıştınyor
İbrahim Şahin'in Ankara ve Is-
tanbul'da serbestçe gezmesi üze-
rine Istanbul DGM Başsavcılığı,
önceki gün Emniyet Genel Mü-
dürlügü'ne faks çekerek yakala-
ma işleminin hızlandınlmasını is-
tedi. Emniyet Genel Müdürlüğü,
söz konusu yazıyı dün Ankara
Emniyet Müdürlüğü İnfaz Masa-
sı "na gönderdi. Bunun üzerine Şa-
hın'ın yakalanması içın Ankara
Emniyet Müdürlüğü'nde birekip
oluşturulduğu kaydedildi. tnfaz
Masası'ndan bir yetkili, Şahin'i
yakalamak için yoğun çaba sar-
fettiklerini savunurken bu konuda
yurttaşlardan ihbarbekledikJerini
söyledi. Şahin'i geçen gün Uğur
Mumcu Caddesi'nde bir işyerine
girerken görüntülemek isteyen
gazetecilere çok kınldıklannı
kaydeden aynı yetkili. "Bizler, po-
lis ve gazetecüer aynı kaderi pay -
laşryoruz. İbrahim Şahin'i gör-
düklerinde bizi arasaydılar ne
kaybederierdL Bu tür konularda
poüs-gazeteci dayanışması obnası
gerekir" görüşünü savundu. tnfaz
Masası yetkilisi, hakkında Türki-
ye çapında arama emri bulunan
İbrahim Şahin'in yakalanmasının
an meselesi olduğunu kaydetti.
tstanbul DGM Başsavcılığı'-
ndan adının açıklanmasını iste-
meyen bir yetkili ise İbrahim Şa-
hin'in Ankara'da adresi ve gidebi-
leceği yerler bilindiği halde mes-
lektaşlan tarafından yakalanmak
istenmedığini ileri sürdü.
Soysal cumhuriyet
için ittifak istedi
AHMET ŞEFİK
TRABZON - DSP Zon-
guldak Mıllervekili Miim-
taz Soysal, cumhuriyetten
yana olan bütün kesımleri
ittifak yapmaya çağırdı.
Cumhunyetin yeni bır rö-
nesans yasamak zorunda
olduğuna. bunun için de
başlangıca dönüp oradakı
heyecanlan almanın ge-
rekli olduğuna değınen
Soysal. "Eğer samimiola-
rak cumhuriyeti savunan
kesimler ittifak yapmazsa,
ilk genel seçimlere kadar
bu ittifak oluşmazsa her şey
için çok geç kalınabilir" de-
dı.
Trabzon'da Tes-lş Sen-
dikası tarafından düzenle-
nen "EnerjiyiOzetteştirme
Konferansı^nda Türki-
ye'nin içınde bulundugu
sonınlan ve çözüm yolla-
nnı anlatan Mümtaz Soy-
sal, ülkenın bugünkü du-
rumunu "alkol komasına
girmiş mirasyediye" ben-
zetti. TEAŞ ve TEDAŞ'ın
ABD'nin ısteği doğrultu-
sunda parçalanıp satıldığı-
nı. ABD'nın kendi şirket-
len ıçın 3 mılyar dolarlık
yardım karşılığı satışlarda
korunma istediğini öne sü-
ren Soysal, Türkiye'nın en
çok kâr eden kuruluşlan
arasında olan TEAŞ ve
TEDAŞ'ın satılmasıyla ül-
kenin bağımsızlığının bü-
yük yara alabileceğini sa-
vundu. Hükümetlerin ö-
zellikle stratejik kuruluş-
lann özelleştirilmesiyle ül-
keyi kaosa sürükledığıni
de savunan Soysal, ülkede
yenı üretım alanlannın
açılmadığını. işsızleştir-
menın arttığını anımsattı.
Soysal. bugünkü cum-
huriyeti "şaşkın cumhuri-
yet" olarak nıtelendirdi ve
ülkenın "yön duygusunu
kaybettiğini'" öne sürdü.
Soysal, dünyanın, özellik-
le Avrupa'nın giderek ken-
dini toparladığı bır dönem-
den geçerken Türkıye'nin
sorunlar ıçinde yuvarlan-
masının gelecek açısından
umut kıncı olduğunu kay-
detti. Ülkenin bu kötü tab-
lodan uzaklaştınlması için
çözümlerini açıklarken de
Soysal özetle şunlan söy-
ledr. "Cumhuriyet kendi
rönesansını yaşamak zo-
rundadır. Bu rönesans,
cumhuriyeti yaratan temel
nitelikleri ve ihtiyaçlan
anımsamayla olur."
"Demokrasiyi yeniden
tanunlamadıkça, demok-
rasiyi kuraldışıhk olarak
algüadıkça cumhuriyeti di-
rütemeyiz" diyen Soysal,
sözlenni şöyle sürdürdü:
"Topluma bir heyecan
lazun. Cumhuriyetten ya-
na bütün kesimlerin ittifa-
kı zorunludur. İlk genel se-
çimlere kadar bu ittifak
sağlanmalıdır. Cumhuri-
yeti diriltmek isteyenleri ik-
tidara getirebilecek kadar
bütünleşmeyi sağlamalıyız.
Solun çoktan iktidar olma-
sılazımdı."
'Arlil niiy^tı' düzeni çalışarak sağladını" dherek.
A O l l U U Z e n jTUardır CHP'de politika yaptığını ve
Manisa'nın Salihli Uçesinde RP'den de birçok ke/ partiye
muhtarlık yapan ve adı ile büyük ilgi kaülması için öneri aldığını söyledi
toplayan Adil Düzen, "Ben adil (Fotoğraf: AA)
Grup
Yorum'a
engelleme
Istanbul Haber Servisi -
Istanbul"da 8 yıldır
konserleri yasaklanan Grup
Yorum'un bugün Bostancı
Gösten Merkezfnde
vereceği konserin. polisçe
engellenmeye çalışıldığı
açıklandı. Grup Yorum
üyelen, bınlerce biletin
satıldığını belırterek. "Her
koşukla konser vereceğiz"
dediler. Grup Yorum
üyelerinden Hakan Alak,
L fuk Lüker, İrşad Aydın ve
KemalSahirGürelile
konserin organızatörü
Ahmet Cengiz Yargıç, bılet
satışı nedenıyle Bostancı
Gösteri Merkezi'ndeki
konsenn iptal edilmek
istendiğini belirtti.
Açıklamada, emniyet ve
valilığın "•topu birbirlerine
attıklan" vurgulanarâk
şöyle denildi:
"Kadıköy İlce Emniyet
Müdürlüğü yetkilileri,
konser biİetkrinin başka
ilçelerde saüldjğı
gerekçesiyle konseri
engellemek istiyoriar.
Bugüne kadar
duyulmamış bir uygulama
getiren polis. bilet saus
noktalannm
koruıtamayacağMi] ifade
ediyor. Bostancı Gösteri
Merkezi'nde izleyicileriyle
buluşan Sezen Aksu'dan
Tarkan'a kadar çok sayıda
sanatçının konser bilederi
Kadıköy dışuıda da saoldı.
Bu komik uygulamayla
Ugjli başvuru yapan
avukatunız Ercan Bahadır,
polisten, "Siz de bilirsiniz ki
her mesleğin bır sırn
vardır. Bizden bu konseri
yaptırmamamız istenmiştir'
yanıtını almışnr.'
1
Itirafçı Kahraman Bilgiç, 8 kişinin tutuklanmasına neden olan ifadesini geri aldı
Yüksekova çetesinin üstü örtülüyor
EN\ ER SEVİŞ
Dİ\ ARBAKIR - Yüksekova
çetesinin kilit ismi PKK'H ıtırafçı
"Havar" kod adh Kahraman
Bilgiç. 8 gü\enlik mensubunun
tutuklanmasına neden olan
itıraflannı gen aldı. Tutuklu
bulundugu Mıdyat Cezaevi'nden
Diyarbakır Devlet Güvenlik
Mahkemesi (DGM) Savcılığı'na
dilekçe göndererek tutuklandığı
dönemde Yüksekova Savcılığı'na
verdıği ifade ve yaptığı
açıklamalardan vazgeçtiğini
bildiren çetenin kilit ısmi, PKK
itirafçısı Bilgiç'in bu girişimi
sonucu üç ay önce başlatılan
soruşturmanın yönü tamamen
değişebilecek. Bilgiç'ın itiraflan
dogrultusunda tutuklanan 8
güvenlık mensubunun da serbest
bırakılabıleceğı öne sürülüyor.
Yüksekova çetesi, Hakkâri'nin
Yüksekova ilçe merkezinde
PKK'li kılığına giren bazı
güvenlik mensuplannın Necip
Baskın adh ışadamını kaçırarak
fidye istemesi üzenne ortaya
çıkmıştı. Aralannda polis, itirafçı
ve koruculann da yer aldığı
çeteyle ilgili soruşturma, eski
PKK'li Kahraman Bilgiç'in itiraf
ve açıklamalanyla farklı bir
boyut kazanmıştı. 1994-1996
yıllan arasında bölgede esrar,
eroin ve silah kaçakçılıgı
yaptıklan öne sürülen çete
elemanlannın aynı zamanda 15
faili meçhul cinayet işlediği de
ileri sürülmüştü. Halen tutuklu
bulunan özel tim mensuplan
Fatih Ozkan. .\zmi \ydın, polis
memuru Abdülkadir Bavram ile
köy koruculan Abdülkerim
Özcük, Osman Özpazar,
Necmettin Hacar, Mehmet Emin
Ergen ve Osman Ergen'den
oluşan Yüksekova çetesi, eski
CHP Hakkâri Milletvekili Esat
Canan'ın amcası AbduDah
Canan'ın kaçınlarak öldürülmesi
olayından da sorumlu
tutuluyordu. 17Ocak 1996'da
kaçınldıktan sonra ölü bulunan
Canan'ın, kaçınlmadan kısa bır
süre önce, askerlerin köylerini
tarayarak. eşyalanna zarar
verdiğini öne sürmüş ve
Yüksekova Jandarma Tabur
Komutanlığı aleyhıne dava
açmıştı. Canan'ın o dönemde,
davadan vazgeçmesi içın tabur
komutanı Mehmet Emin
Yurdakul ve diğer askeri
yetkililerden baskı gördüğü
açıklanmıştı. Susurluk
Komisyonu'nun araştırma
kapsammda da bulunan
Yüksekova çetesi ile ilgili,
komisyonun, tabur komutanı
Mehmet Emin Yurdakul ile adı
açıklanmayan bır astsubayı da
dinleyeceği açıklanmıştı. Çetenin
çeşitli bağlantılannın ortaya
çıkması üzenne olayı
soruşturmakla görev lı Jandarma
tstihbarat Astsubayı Hüseyin
Oğuz'un tehdit edildiği iddialan
gündeme gelmişti.
SIF1R NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Tuzla Ter-
sanesi'ndeki
yangında it-
faiyecilerin
kameralara
yansıyan gö-
rüntüleri iç
paralayıcıydı.
Can kurtar-
ması gereken görevlılerın çığ-
lıklar içinde canlannı kurtarma-
ya çalışmaları; Türkiye'de in-
sana verilen değeri gözlerönü-
ne seriyordu. Ustündeki elbi-
seleri cayır cayır yanan bir sön-
dürme ekibi acaba dünyanın
başka neresinde görülmüştür?
Tuzla yangınında soruşturul-
ması gereken en önemli ihmal,
itfaiyecilerin başınagelenlerdi.
Patlama riski böylesine yük-
sek, karadan söndürme olana-
ğı bulunmayan biryere itfaiye-
cileri kim gönderdi?
Dünyanın heryerinde itfaiye-
cileryangınakarşıdayanıklıel-
bıse giyerken, bizimkilerin tam
tersıne tutuşma ihtimali en
yüksek plastik elbiselerle yan-
gın söndürmeye gıtmelerı han-
Şuursuz Söndürme Faciası
gi aklın eseriydi?
itfaiyecilerin ekranlara yan-
sıyan görüntülerinin hesabını
mutlaka sormalıyız. Çünkü in-
san canını bu kadar umursa-
mayan kim ise, kimler ise mut-
laka ortaya çıkanlmalı. Yangın
söndürme olayındaen ağır ya-
nıklardan birisi de Bakırköy It-
faiye Amiri'nin. Bu da gösteri-
yor ki itfaiyecilerin başındakiler
de tam bir gözükara tutum
içindeler. Şuursuz bir biçimde
hiçbir koruması olmayan gari-
ban insanları ateşe sürüyoriar.
• • •
Iş bu şuursuzlukla kalsa iyi.
Büyük gazetelerimizden birisi
de bu itfaiyecileri "Kahraman-
lar" başlığıyla kutluyor. Bu ne
anlayış, bu ne gerilik? itfaiye-
cilerin kahramanlıkla falan bir
ilgisi yok. Onlar, şuursuz birşe-
kilde tehlikenin üzerine sürül-
düler. Asıl suçlu onlan göreve
bu kadar kontrolsüz bir şekil-
de gönderenler. Ama onların
da bu işte bir günahı yok mu?
Böyle bir anlamsız tehlikenin
üzerine sürülmelerine itiraz
edemezler miydi?
Haberleri izlerken, gazeteci-
lerin de aynı yerde ve güverte-
de olduğunu muhabirler anlat-
tılar. Eğer üç dakika önce ora-
dan indirilmeseler, aynı faci-
anın kurbanları onlar da olabi-
lirlerdi. Ancak itfaiyeciler onla-
rı zorla indiriyorlar da böylece
daha büyük bir facia önlenıyor.
Burada ilginç olan itfaiyeci-
lerin tutumu. Büyük bir tehlike
altında olduklarını görüyorlar,
ancak hiçbir önlemleri yok. Bu
tehlike sanki yalnızca gazete-
ciler içindi...
İtfaiyecilerin yanıklar içinde-
ki çıplak bedenlerini ve çığlık-
larını izlerken, temel sorunu-
muzun insan olduğunu bir kez
daha anladık. Bu ülkede yaşa-
mın değeri yok! Geri toplumla-
nn temel özelliği insan yaşa-
mına kıymet vermemesi. Biz-
deki de bu. Her gün yolda gi-
derken, yanımızdan jet hızıyla
geçen otomobillere bakıp söy-
lenip dururuz. Içinde eşi, ço-
cukları varken, akıl almaz hızın
nasıl bir sonuç yaratacağının
bılincinde bile değildir bizim in-
sanımız.
Sonunda bir yere çarpar ve
acılar içinde ağıtlar yakmaya
başlar. Çoluğunu çocuğunu yi-
tirir, mahvolur. Halbuki biraz
yavaş ve dikkatli gitse bunla-
rm hiçbiri başına gelmeyecek-
tir. Bunu düşünemeyecek ka-
dar da şuursuzdur.
•••
Bu ülkede, devlet yeterli gü-
venlik önlemi almadığı için o
kadar çok insan ölüyor ki. Ör-
neğin, şehir ortasında kazılan
çukurlar. Bu çukurlann çevre-
sinde hiçbir işaret yoktur. Ne
çok insan ölmüştür bu çukur-
lara düşerek. Izmır'de süren bir
davayı hatırlıyorum. Şehrin
merkezinde kazılmış bır çuku-
ra düşen otomobilde tüm aile
fertleri yaşamını yitirmiştt.
Devlet acımasızdır, vurdum-
duymazdır, insan yaşamını
önemsemez. Yurttaşımız hoy-
rattır, ölümle yan yana yaşar,
gözünü kırpmadan cana kıyar.
Böyledir bizim insanımız. Böy-
ledir bizim devletimiz.
Tuzla faciasındaki yanan it-
faiyeci manzaraları bir kültürü,
bir anlayışı simgeliyor. Bu an-
layışı sorgulamalıyız. Şuursuz-
luğu, insan yaşamını umursa-
mayan vurdumduymazlığı sor-
gulamalıyız. Bu tür sorgulama-
ları becerebildiğimiz, insan ya-
şamını önemsediğimiz zaman,
sorunu çözebiliriz.
Herkes kazadaki teknik so-
runlar üzerinde duruyor. Tabii
ki teknik önlemler önemli. Ama
unutmayalım ki teknik önlem-
leri alması gereken kafayla, it-
faiyeciyi şuursuzca ateşe sü-
ren kafa aynı kafa. Bu tür faci-
alan önlemenin ilk koşulu bi-
linçli insan. Yaşama değer ve-
ren uygar kafa. Temel eksikli-
ğimiz de işte bu.
CUMARTESİ
\AZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Sokrates ve Aziz Nesin
Kurt Schilling'in "Toplumsal Düşünce Tari-
hi"r\de Sokrates bölümünü okurken, zamanımız-
dan yaklaşık 25 yüzyıl önce yaşamış büyük düşü-
nürün tanımlandığı bir cümle beni durdurdu: "
bu gerileme çağında gerçekten, topluluğun bütü-
nü içindeki yerini alan özgür vatandaş olarak ken-
dini göstermiştir." Cümlenin altını kurşun kalemle
çizdim ve sayfa kenarına not düştüm: Aziz Nesin...
Bu yıl temmuz ayında Aziz Nesin'in ölümünün
üzerinden iki yıl geçmiş olacak... Aziz Nesin ölü-
münden sonra da kendisini düşündürmeyi sürdü-
rüyor... Yurttaş Aziz Nesin, insan Aziz Nesin, mü-
cadeleci Aziz Nesin, yurtsever Aziz Nesin, yaşamı-
nın son anına kadar kendini geliştirmeyi. her an her
şeye yeniden başlayabilecek kadar amatör bir ruh
taşıyabilmeyi ve yine yaşamının son anına kadar
toplumcu fakat bağımsız bir düşünce ve eyiem
adamı olarak kalmayı başarabilmış Aziz Nesin...
(Bunlara, hepsi ille de olumlu olması gerekmeyen
fakat hepsi de yaratıcı, eylemci, mücadeleci kim-
liğini yansıtan başkaca özellikleri de eklenebilir...)
• • •
Yine Kurt Schilling'in değerlı yapıtına dönersek
("Variık Yayınlan", Çev. N.Önol); kitabınSokrates'e
ilişkin bölümünde, önce o dönem (MÖ 4. yy.) Yu-
nan toplumunun kısaca birçözümlemesi yapılıyor.
Ayrıntıya gırmeden özetlenecek olursa, ister "aris-
tokrasi" ister "demokrasi" diye adlandırılsın, her i-
ki durumda da topluluğun bireyden daha üstün tu-
tulduğu, kışinın "topluluğun iyiliği uğnına hiç du-
raksanmadan gözden çıkartılan bır üyeden başka
bir şey" olmadığı geleneksel sistem çökmüştür.
Başta Protagoras olmak üzere Sofıstler (Bilgici-
ler), toplum karşısında insanın öznelliğini savun-
maktadırlar... K. Schilling'in sözleriyle "İnsan, insan
olarak, topluluklann dağılmaya, çözülmeye başla-
dığı sırada, özü yönünden birsorvn haline gelmiş-
tir..." Bilgicıler geleneksel toplum karşısında bire-
yin özgünlüğünü savunurken aralarında oyun ya-
zarı Aristofanes'in de bulundugu bir grup aydın
ise eski düzeni canlandırmak çabasındadır... Sok-
rates'in kendine özgülüğü, seçkinliği tam bu nok-
tadadır...
• • •
Sokrates eski toplumsal düzenin korunamaya-
cağını görmekte, yenı toplumsal düşüncelerin doğ-
duğunu bilmektedır. Kendisi bu yeni düşünce
adamlarından birıdır. Bilgiciler gibi "insanın ne ol-
duğunu kendi kendine sormakta", tıpkı onlar gibi
"soruşturma yoluyla edinilen bilginin" gerçeğe, er-
demli insan olmaya götüren tek yol olduğuna inan-
maktadır... Fakat tek tek ınsanlan değil insanı gör-
mekle, Bilgicılerden derin biçimde ayrılmaktadır...
Çünkü Sokrates'e göre "Insanlann arasındaki baş-
kalıklar göriınüştedir, iyilik eğilimi hepsinde aynı-
dır. Kişilerin içinde uyuyan bu ortak eğilim, ancak
bilgiyle ortaya çıkarılabilir." (bkz. O. Hançerliog-
lu, Felsefe Sözlüğü, Remzi Kitabevi).
Sokrates topluluk karşısında insanı (bir anlam-
da bireyi) savunurken Bılgicilere yaklaşjyor, fakat
"topluluğun bütünü içindekiyerini almak" ve "yurt-
taşlık" bilinciyle onlardan ayrılıyor. Çünkü, K. Schil-
ling'in yapıtındaki sözlerle söylersek: "....birey, ge-
nel düşüşten ancak pek kısa bir süre için yakayı
kurtarabilir. İnsanın gerçekten toplumsal olduğu,
topluma bağlı bulundugu, bütün öğretilerden da-
ha belirgin olarak, burada ortaya çıkıyor..."
• • •
Sokrates ve Aziz Nesin arasındaki benzerliği ba-
na K. Schilling'in yapıtındaki bir cümle düşündür-
dü. Gerçekten de Aziz Nesin, tıpkı eski Yunan'ın
büyük düşünürü gibi. yurttaşı olduğu toplumun bir
gerileme döneminde, bu "topluluğun bütünü için-
deki yerini alan özgür vatandaş" olarak seçkinleş-
miştı... Onun (yine tıpkı Sokrates gibi) neredeyse
son nefesine kadar süren aydınlatma savaşımcılı-
ğını, eşıne az rastlanır polemıkçiliğıni de; akla, in-
sanın insan olmakla sahıp olduğu değere ve "ye-
teri kadar ilen götürülmüş bir soruşturmayla her
şeyin aydınlatılacağına" (K. Schilling) olan Sokra-
tesçe inancıyla açıklamak sanıyorum ki çok yanlış
olmaz...
• • •
Sokrates ve Aziz Nesin, özgür kişilikler olarak, ki-
şi özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü savundular
ve inançlarını eylemleriyle örneklediler... Bunu, Bil-
gicilerden farkıl olarak, "Topluluk" bilincıni, "Yurt-
taşlık" bilincini koruyarak. denebilir kı böyle bir bi-
linçten yola çıkarak yaptıtar... Aralannda başkaca
koşutluklar da kurulabilir: Her ikisı de haksız suç-
lamalara, haksız yargılamalara uğratıldılar. Buna
karşın, (K. Schilling'in Sokrates'e ilişkin sözlerini
her ikisı için genelleyerek ve özetleyerek tekrarlar-
sak) "atalannın vatanı hâlâ bir toplulukmuş gibi"
davrandılar... Ve böylece, her biri kendince "siya-
sal kahramanlar gibi kendini feda ederken, parti-
ler arasında parçalanmış vafan"larının "artık tam
bir topluluk olmaktan çıktığını" davranışlan ve uğ-
radıkları haksızlıklarla dile getırmiş oldular...
Bir Anımsatma: Bugün (15 şubat cumartesi) ve
yarın Türkiye Yazarlar Sendikası'nın 10. Genel Ku-
rul'u toplanıyor... Yaklaşık 25 yıllık tarihinde Aziz
Nesin'e çok şey borçlu olan Türkiye Yazarlar Sen-
dikası'nın onun yokluğundaki ilk Genel Kurul top-
lantısıdır bu... Yukarıdaki yazı, yayını bugüne rast-
Iamasa da yazılacaktı. Fakat böyle bir günde, A-
ziz Nesin'ı ayn bır saygı ve özlemle anıyor oluşu-
muzdoğaldır... A.B.
Fak-Fuk-Fon
'FcMr'inparası iûrafçtya
DhARBAKIR (Cum-
huriyet Bürosu) - "Fakir-
Fukara Fonu" olarak da
adlandınlan Sosyal Yar-
dımlaşma ve Dayanışma
Vakfı (SYDV) kaynaklan-
nın, Güneydoğu'daki PKK
itirafçılannın ekonomik
sorunlannm çözümünde de
kullanıldığı açıklandı.
Diyarbakır Vali yardım-
cılanndan İbrahim Türk-
oğlu, SYDV fonundan yar-
dım talebınde bulunan çok
sayıdakı PKK'lı itirafçıya
fondan uzun süredir yar-
dım yapıldığını söyledi.
Türkoğlu. 1996 yılı ıçe-
risinde bu fondan yararla-
nan 67 itirafçıya ne kadar
ödendıği konusuna açıklık
getirmedı. Itirafçılaraaylık
mı ya da periyodik aralık-
larla mı ödeme yapıldığı
konusu da açıklanmadı.
Vali Yardımcısı İbrahim
Türkoğlu, sadece PKK'li
itirafçılara yardımın uzun
bır süreden beri yapıldığı-
nı sövlemekle yetindi.
Yardım talebınde bulu-
nan itirafçılann bu istekle-
rini önce cumhunyet savcı-'
lıklanna ılettiklerini belir-
ten Türkoğlu, savcılığın bu
başvurulan Sosyal Daya-
nışma ve Yardımlaşma
Vakfı'na göndermesinden
sonra ödemenın yapıldığı-
nı söyledi.