Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 ŞUBAT1997 CUMARTESt CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Alpay Kabacalı'nm yazdığı 'Bir Destan Rüzgân' (Yaşar Kemal'in yaşamöyküsü) Sel Yayıncılık'tan çıktı
Söz insanmDÜYGU DURGUN
Bır duruşma sahnesi. Kozan
Ağır Ceza Mahkemesi"nde genç
bir yazar adayı yargılanıyor. Ve
birduruşma sahnesi daha. Yerls-
tanbul DG1M. Dünya çapında ka-
bul görmüş bir yazanmız 'bölü-
cülük' suçundan mahkemekarşı-
sında. Mahkemede başlayan,
mahkemede biten bir yaşamöy-
kûsünün sayfalannı aralıvoruz.
Şaş.ırmıyoruz, çünkü burası Tür-
kiye!
Araştırmacı yazar Alpay Ka-
bacafa'nın kalemınden hazırlanan
'Bir Destan Rüzgân' (Sel Yayın-
cılık, 1997) Yaşar Kemal'in yaşa-
möyküsünü fotoğraflarla adeta
bir film şendi gibi geçiriyor oku-
yucunun gözû önıinden Kabaca-
Iı, kitabın son paragrafına şöyle
birnotdüşmüş: "Buyaşamöykü-
sü kitabı böyte branemeiiydL Ül-
kemtzin onuru aduıa, 'Tûrkiye,
yazarlanna düşünce açıklama
olanaklan veren, yaratma özgür-
lûgünü sağlarruş bırülke mi? Da-
ha önce nice belalara uğrattığı Ya-
şar Kemal 'e, Tûrk ve dünya ede-
biyatına karkılar getırmiş bu ya-
zanna, en doğal gereksinimı olan
yaratım ve anlatım özgürlüğünü
artık sağlıyor mıT soruJanna
olumsuz yanıt vermek dunımun-
da kalmamahydık."
Amacım, derii toplu bir
yaşamöyküsü vermekti
- 'Bir Destan Rüzgân'nın yan-
lıştnda ne gibi kaynaklar öne çık-
tı; Yaşar Kemal'in katkılan oldu
mu?
- Yaşar Kemal izin verdı, fotoğ
raflan verdi. Ama özellıkJe Fran-
sa'da 'Alain Bosquet ile Konuş-
malar", Türkıye"de 'Yaşar Kemal
Kendini Anlabyor' adıyla yayım-
lanan kitapta ve başka konuşma-
lannda yaşamöyküsünü geniş bi-
çimde anlattığını göz önüne alır-
sak. en büyük katkı yine onlardan
gelmıştir. En önemli kaynak da
bunlardı. Aynca, Yaşar Kemal'le
otuz yıllık dostluğumuzun ağa-
bey-kardeşten de öte yakınlığı-
mızın sağladığı 'birincieMen'bil-
gilerden yararlandım elbet.
Onunla ilgili daha önceki çalış-
m3lanmm,yazılanmın daönçin-
Ii kaynaklar olduğunu belirtmeli-
yim.
- Kitap bryografik öğeler icer-
mckle birlikte yer yer \'. Kemal'le
dosthığunu/a ilişkin anılan da ko-
nu edmiyor. Bu anlamda, salt Y.
Kemal'inyaşamöyküsü olarakta-
'K\
itap, bir duruşma sahnesiyle başlıyor:
Kemal Sadık Göğceli, 1951 yılında
Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yaşadığı örgüt kurma suçuyla yargılanıyor ve
aklanıyor. Bir başka duruşma sahnesiyle sona
eriyor: 1996 yılında lstanbul DGM'de
'bölücülük'ten tek celsede mahkûm ediliyor.
Böylece dünya edebiyatına katkılar getiren,
kitaplan neredeyse bütün dillere çevrilen, pek çok
önemli ödüle değer görülen Yaşar Kemal, renkli
yaşamına bir de 'bölücülük' sığdırmayı başanyor.'
nımiamak yeterli mi "Bir Destan
Rüzgân'nı?
- Kişisel anılara. çok gerekme-
dikçe yer vermedim. Hatta "Bu
kitabın yazan tanıktir" gibi söy-
lemlerle. mektuplanndan alıntı-
lar yaparken kime yazıldığını be-
lirtmemekle, elimden geldığınce
kendimi 'üçüncü kişı'ycnDe koy-
dum. Amacım, derii 1
şamoyküsü vermekti.
- Yaşar Kemal'in sanatçı kim-
liğini oluşturması bakımındarusi-
ze göre en belirleyici dönem han-
gisi?
- Y. Kemal'in sanatçı kışıliği,
halk edebiyatı ürünleriyle içli dış-
lı oldugu çocukluk döneminde
ohışmaya başlıyor. Çevresinde
'Âşık Kemal' olarak tanınıyor.
Folklor derlemelenne yöneldıği
yeniyetmelık dönemi de önemli.
O tarihlerde Adana'ya sürgün
edilmiş olan Abidin ve Arif Dino,
deyim yenndeyse, birer 'estetik
öğretmeni' oluyorlar Kemal Sa-
4)k Göğcdi'ye. Tabu. onlar da
Abidin Bey'in 'TürkülerMüfet-
tişi' adını taktığı bu kara kuru
gençten birçok şey öğreniyorlar.
Karşılıklı biretkıleşim söz konu-
su. Sonra, onun nice işe girip çı-
karak bu arada. kütüphane me-
murluğu ve su bekçıliği yaparak
Çukurova'yı, insanlan ve doğa-
sıyla derinliğine yaşaması... As-
kerliği sırasında öyküler yazma-
ya başlaması... Daha sonraki us-
lüp denemeleri... Bütün bunlar.
onun sanatçı kışiliğinin oluşma-
sındaki aşamalar olarak değerlen-
dırilmeli. 1951 yılında tstanbul'a
gelip Cumhuriyet'te röportaj ya-
2Sfhğına başlamasınm, bu tanh--
ten sonra 'Yaşar Kemal' olması-
nın yaşamında önemli bir 'dö-
nüm noktası' olduğu da belırtil-
meli.
- Y. Kemal, yazar kimliğiyle ol-
duğu kadar politik tav n ile de öne
çıkryor. Kemal'in, Türkiye koşul-
ianna özgü olarak da değerlendi-
rilebilecek bu 'politik" kûnliğini,
sanatçıbğıyia birlikte değeıiendi-
rirmisiniz?
- Kitap, bir duruşma sahnesiy-
le başlıyor: Kemal Sadık Göğce-
li, 1951 yılında Kozan Ağır Ceza
Mahkemesi'nde yaşadığı örgüt
kurma suçuyla yargılanıyor ve
atçkuuyar. Bir başka duruşma
sahnesiyle sona eriyor: 1996 yı-
lında lstanbul DGM'de 'bölücü-
lük'ten tek celsede mahkûm edi-
liyor.
Böylece dünya edebiyatına
katkılar getiren, kitaplan nere-
deyse dünyanın bütün dillerine
çevrilen, yurtiçinde ve dışında
pek çok önemli ödüle değer gö-
rülen Yaşar Kemal, renkli yaşa-
mınabir de'bölücülük'sığdırma-
yı başanyor. Gençliğinde karşı-
laştığı polis vejandarma baskıla-
n, Işçı Partisi yönericisi olarak at-
lattığı badireler, 1968-69'da Ant
dergisinde yayımlanan yazılann-
dan dolayi -benim de yazıişleri
müdürü olarak- Ağır Ceza Mah-
kemeleri'nde yargılanmalanmız.
12 Mart'ta 'Baryoz Harekân' baş-
layinca radyodan, günde birkaç
öğün tesümol'çağnsı yapılan ki-
şiler arasında yer alması ve Da-
vutpaşa Kjşlası'nda 15 gün sor-
gusuz sualsiz tutulması... Buna
benzer başka şeyler...
Türkiye. dünya ölçüsündeki bu
yazanna 50 yıldır yapmadığını
bırakmıyor. Utanılacak şey. Ben
TC yurttaşı olarak bundan utanç
duyuyorum. Ama Yaşar Kemal.
sosyalizm savunucusu olmaktan,
demokrası ve ınsan hakla"n sava-
şımcısı olmaktan bıkıp usanmı-
yor.
Çağdaş yazann. çağdaş aydı-
nın işlevlennden bin de budur.
Yalnız kendi ülkesinde olup bi-
tenler değil, dünyanın herhangi
bir yerindeki olumsuzluklar da
yüreğinı karartır. Onu karşı koy-
mayayöneltir. Bu, Türkiye'ye öz-
gü bir durum da değil. Bakın 10-
12 martta birçok ünlü yazar. Tür-
kiye'deki düşünce ve yaratma öz-
gürlüğü savaşımına katkıda bu-
lunmak üzere lstanbul'a gelıyor-
lar.
Bflimsei yöntem izlemeli
- Bugüne dek yayımlanmış pek
çok çalışmanızda özellikle \akın
tarihimizden kişiler, olaylar ve
anılan aktardınız. Ele aldıguuz ki-
şileri 'geçmiş' ve 'bugün' arasın-
daki köprüleri buluşturarakyan-
sıttınız. Geçmişi şimdiye taşırken
izlediğimz yöntem ve öncelikler
neterotdu?
- Geçmişi. bugünü yaşamak,
bugünü değerlendirmek ıçin in-
celeriz, öğreninz. Bu inceleme sı-
rasında olaylara, kişılere yan tut-
madan. bılimsel yöntemle yak-
laşmak gerekir.
. Bılim ve sanat, çok ayn yollar-
' dan gitselcr de yaşamın önünü
açmak, aydınlatrnak gibi işlevler-
de birleşirler Bilimsel yöntemı
de sanatın gücünü de göz ardı et-
meden, o aydınlığa ulaşmak
yolundaki çabalara elimden gel-
dığınce katkıda bulunmak ıs-
terim.
Topluluğun yeni yapıtının prömiyeri bugün gerçekleştiriliyor
MDT,
'Sentez' ile
Syaşında
Kültür Servisi- Ankara Devlet Opera ve
Balesi bünyesi içinde etkinliklerini
sürdüren Modern Dans Topluluğu
(MDT), 5. yaşına bugün yeni bir yapıtla
basacak. MDT'nin içinden yetişen Türk
koreograflar Nurdan Vlenemencioglu ve
İhsan Bengier ile Amenka, İsvıçre,
Avusrral>a'dan gelen koreograflann
yapıtlanndan oluşan 'Sentez' adlı
yapıtta 'Çeşitlenıeler', 'Anafor', 'Kâh
Içerde Kâh Dtşarda' ve '5 Kent' adlı
dört bölüm sergilenecek.
MDT Genel Sanat Yönetmeni Beyhan
Murphy, topluluğun beşinci yılma yerli
ve yabancı sanatçılar arasmdaki kültür
alışverişinin senteziyle girmesinin
önemli olduğunu belirterek, 'Sentez'in
çok geniş akımlann bir araya gelmesi
sonucu ortaya çıktığmı söyledi.
MDT'nin yeni yapıtı 'Sentez'in en ilgi
çekicı bölümlerinden biri
thsan Bengier imzalı '.\nafor'. '•
Toplulukta dansçı olarak da görev
yapan Bengier, yapıtının yüzyıllardır
din, siyaset ve ekonomi için savaşan
insanlığın bu kısırdöngüsünü
Spartaküs'ten günümüze dek irdeliyor.
'Anafor'da, sekiz kişilik orkestra,
gösteriye renk katarken opera
sanatçısı Ufiık Karakoş dans ediyor:
klasık bale sanatçısı Özden Aktürk
modern dans ve klasik baleyi
buluşruruyor.
Avustralyalı koreograf Nicholas
Rowe'un '5 Şehir' adlı gösterisi ıse aynı
zamanda gazeteci olan genç dansçının
Sidney, Serebrenica, Cezayir, Helsinki
ve Santıago izlenimlerini konu alıyor.
MüzikJer Dead Can Dance, Nine Inch
Nails, Pbl Brennan, Ano Part ve
Abdelli'ye ait.
Nurdan Menemencioğlu'nun
'Çeşitlemeler'i ise Lizst'den
Paganini'ye, Mahler'den Haydn'a kadar
ünlü klasık müzık adamlannın yapıilan
üzerine danslardan oluşuyor.
Menemencioğlu'nun gösterisinde ünlü
pantomım ustası Erdinç Dinçer de yer
alıyor. Samucl VVuersten'in
koreografisinı yaptığı 'Kâh İçerde Kâh
Dışarda" bölümü ise Vivaldi ile
McFerrin'in müzıklen eşliğınde
izleyicilere sunulacak.
9. ANKARA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ
MuanunerÖzer'in 'HoHywood Kaçaklan' dayanşacakfilmlerden biri.
Genç yönetmenlerin
ilk filmleri festivalde
Kültür Servisi - Çankaya Beledi-
yesi'nin Dünya Kitle lletişimi
Araştırma Vakfı ile birlikte hazırla-
dığı 9. Ankara Uluslararası Fılm
Festivali'ne 'Ulusal Uzun Film Ya-
nşması'na katılacak filmler belli
oldu.
'Mum Kokulu Kadınlar* (trfan
TözümX 'Akrebin Yolculuğu'
(Ömer Kavur), 'Sen de
Gitme' (Tunç Başaran),
'Işıklar Sönmesin' (Reis
ÇehkX 'HoUywood Ka-
çaklan' (Muammer Öz-
er), Ekmek' (Faik Ah-
met Akıncı), 'Dırejan'
(Şahin Gök),'Tabutta
Rövaşata' (Derviş Za-
im), 'Deniz Bekliyordu'
(Sunar Kural Aytuna),
'Bir Erkcğin Anatomisi'
(Yâvuz Özkan), 'Hoşça-
kal Istanbui' (Sami Güçlü), 'Solgu n
San Bir GüP (Canan Evcimen
İçöz), İntiharın El Kitabı' (Erbil
Altanay) ve 'Kış Çiçeği' (Kadir Sö-
zen).
Yanşmaya lstanbul'dan Tunç Ba-
şaran, Ömer Kavur, Yavuz Özkan,
lrfan Tözüm, Şahin Gök ve Sami
Güçlü'nün yanı sıra yurtdışında ya-
şayan Muammer Özer ve Kadir Sö-
zen de katılacak.
Aynca TRT'den iki yönetmen,
Canan Evcimen Içöz ve Sunar Ku-
ral Aytuna ve TRT dışından Faik
Ahmet Akıncı festivale ilk kez ko-
nuk oluyor.
Ulusal Uzun Film Yanşması'nın
bir başka önemli yanı da Cemal
Şan. Reis Çelik, Erbil Altanay. Der-
viş Zaim ve Sunar Kural Aytuna gi-
bi genç yönetmen-
lerin ilk fîlmleriyle
katılıyor olmalan.
Son yıllarda 'ilk
film' sıkıntısı çe-
ken festıvalin
gençlere aynlan
ödüllennden hep-
sınin sahibını bul-
ma şansı oldukça
yüksek. Festivalın
seçiciler kurulunda
Arilla Dorsav, Os-
14-23 martta
yapılacak olan
9.Uluslararası Film
Festivali'nde 'Ulusal
Uzun Film Yanşmasf na
katılacak filmler belli
oldu. Yanşmanın
önemli bir yanı da
genç yönetmenlerin
ilk filmleriyle
katılması.
man Şahin, Cevat Çapan, Oğuzhan
Tercan \e Işıl Özgentürk görev ya-
pacak.
15 filmin katılacağı festivalın,
tüm ödül parasmı sağlayan ve fes-
tivah ikincı yılından başlayarak
destekleyen Çankaya Beledıyesı,
yanşmanın en büyük ödülü olan en
iyi filme 1 milyar ve seçiciler ku-
rulu özel ödülünü alan filme de 750
milyon Ti_ verecek.
Panelde atölye geleneği tarüşıldı. (KADER TUGLA)
'Plastik Sanatlar ve
Atölye Geleneği'
Kültür Servisi - Aksa-
nat'ta. Ressam Ruhcan
Aldl'inyönettıği, Prof Öz-
er Kabaş, Prof Kaya Öz-
sezgin, Prof Hüseyin Ge-
zer ve Prof. Balkan Naci
İslimyeli'nın katıldıği
'Plastik Sanatlar ve Atölye
Geleneği-r başlıklı panel
önceki akşam yapıldı. Pa-
nelde: 'Plastik Sanatlar
Ortamında Atöiye Kavra-
mının Güncelliği', 'Atölye
Kavramı Geleneği ve Plas-
tik Sanatlar Eğitimindeki
Yeri', 'Üniversite-\kademi
/ Yüksekokul İkileminde
Atölye Eğitimi, Türk Re-
sim / Heykel ve Sanat Tari-
hi'nde Atölye Geleneği ve
Oluşum Süreci', 'Sanat
Eğhiminin Çağdaş Boyut-
lan ile Sanatçı ve Atöryesi'
gıbı sorunlar ırdelendı
'Plastik Sanatlar ve
Atölye Geleneği' başlıklı
panelın oluşturulmasıyla
ilgılı olarak Ressam Ruh-
can Akil; bu konunun sık-
ça ırdelenmediğıni, bu
yüzden konunun uzmanla-
nyla birlikte bir panel yap-
ma ihtiyacı duyduklannı
belirrti.
Panelde söz alan Prof.
Kaya Özsezgin, atölycle-
rin ortaya çıkışı ve orta-
çağdan günümüze atölye-
lerin biçımi ve değışen yü-
zü hakkında bilgı verdı.
Konunun çok çetrefıllı ol-
duğunu ve her çağın ken-
dıne özgü bir sanat eğıtımı
geleneği olduğunu dıle ge-
riren Özsezgin,
leneği ka\ ramuıın öğrenci
ile hoca arasmdaki ilişld-
den ortaya çıktığı bilinir,
oysa bu eğirim normlannı
ortaya çıkaran bir kavram
olarak değil, çağımız sana-
tının biçimlenmesinde ve
oluşumundakj önemiyle ir-
delenmelidir. Sanattaki ge-
lişmeier onun öğretün sis-
temiyleçokyakından Uişkj-
lidir. Sanat nasıl öğretilmiş-
se, o dönemin cstetiği, dü-
şüncesi, sanat üriinleri bu-
na bağh olarak gelişmiştir"
dedı.
Prof. Hüseyin Gezer ise
ülkemizde akademilerin
içinde bulunduğu duruma
değinerek öğrencilenn
atölye hocalannın kendi
görüşleri ve sanat anlayış-
lannı bilinçsız de olsa em-
poze etmelerini önleyecek
yollar aramalan gerektiği-
ni vurguladı.
Gezer aynca akademile-
rin çok zor sınav lardan ge-
çerek bugünlere geldiğini,
fakat bu durumun daha da
lyileştırilmesi gerektiğini
ıfadeetti.Prof. Balkan Na-
cı Islimyelı ise "Atölye,bir
ustanın yönetiminde belli
bir grubun ortaklaşa uygu-
ladığı ve paylaştığı değer-
ler sistemidir. Bu değerler
verilirken kişilik olarak öğ-
renciler ne denli ustadan
aynlabilirier. ne ölçüde ko-
pabilirler. bu bir süreç me-
selesidir. Önemli olan eği-
rim %e sanat arasında bulu-
nan bilime değinmektir"
dedi.
Erkmen'in çalışmaları _.
uluslararası yayınlarda '
Kültür Servisi - Bülent Erknıcnın bır kitap tasanmı
ile bır faalıyet raporu çalışması uluslararası yayınlarda
yeraldı. Erkmen'ın 1994'teOfset Yapımevi ıçın
gerçekleştırdiğı Hasan Safkan'ın 'Kuzey Afrika'dan
Portekız'e Ordan Eve ..' adlı gezı notlan kitabı, Nevv
York Art Directors Club'm yayını olan 75th Art
Directors Annual'da yayımlandı Kitap, Grafik
Tasanm Bölümü'nde Başan Ödülü kazanan yapıtlar
arasında yer aldı. Konsept ve tasanmını Erkmen'in
yaptığı Tekfenbank 1995 Faaliyet Raporu ise Graphis
Annual'Report 5 kitabında yayımlandı Yapımını ATT
reklam ajansının üstlendiği rapor uluslararası bölüme
seçildi. Tekfenbank'ın 1992 Faaliyet Raporu da, yine
aynı yayın tarafından Avrupa'nın en iyı 10 faaliyet
raporu arasına seçılmıştı.
Claude Lelouche Türkiye'de
KültürServisi- "Türkiye' f'ılmı veTürkiye'nın
güzelliklerinı yansıtan 'Toute Une Vie-Bütün Bir
Hayat' adlı filmlerin yönetmeni Claude Lelouche 'Her
Şeyden Sonra' adlı filmınin çekimı için Türkiye'ye
geldı. Dünyaca ünlü Fransız yönetmen, çekimlerinin
bır bölümünü Türkiye'de gerçekleştireceği son
filmiyle ilgili olarak 13-27 şubat tarihleri arasında
lstanbul, Nevşehir. Kaysen, Denızli. Aydın ve
İzmir'de bulunacak. Filmin başoyuncusu Allessandra
Martınes ile bırlikte Türkiye'ye gelen Lelouche, 16
şubat pazar günü saat 20.30'da fstanbul Capitol
Sıneması'nda son filmi 'Hommes Femmes Mode
d'emploı- Erkekler, Kadınlar Kullanma Kılavuzu'nun
gala gecesıne katılacak.
İDSO genç yeteneklerle çalıyor
Kültür Servisi -
lstanbul Devlet
Senfonı
Orkestrası'nın
açtığı Genç
Yetenelder
Yanşması'nda
orkestra ile
çalmaya hak
kazanan genç
solistler bugün
saat 11.00'de
AKM Büyük
Salon'dabir
konser verecekler.
Solistlerden 1975
doğumlu Atilla
Aldemir. eğirimıni halen Dr. Nejat Eczacıbaşı
Vakfı'nın katkılanyla Almanya'da Detmoid Yüksek
Müzık Akademısi'nde Prof. Lukas Da\id ile
sürdürüyor Aldemir, İDSO ile vereceği konserlerde
Brahms'ın Re Majör Keman Konçertosu'nu
seslendirecek.
TYS Genel Kurulu toplamyor
Kültür Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikası Genel
Kurulu, 15-16 şubat günlerinde fstanbul'da
toplanacak. Türkiye GazetecilerCemiyeti Burhan
Felek Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek genel
kurulda yapılacak seçime. haien başkanlık görevini
yürüten Ataol Behramoğlu liderlığındekı tek lıstenin
gıreceğı öğrenildi. Toplantı saat 10.00'da başlayacak.