04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ŞUBAT1997 CUMARTESt CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Alpay Kabacalı'nm yazdığı 'Bir Destan Rüzgân' (Yaşar Kemal'in yaşamöyküsü) Sel Yayıncılık'tan çıktı Söz insanmDÜYGU DURGUN Bır duruşma sahnesi. Kozan Ağır Ceza Mahkemesi"nde genç bir yazar adayı yargılanıyor. Ve birduruşma sahnesi daha. Yerls- tanbul DG1M. Dünya çapında ka- bul görmüş bir yazanmız 'bölü- cülük' suçundan mahkemekarşı- sında. Mahkemede başlayan, mahkemede biten bir yaşamöy- kûsünün sayfalannı aralıvoruz. Şaş.ırmıyoruz, çünkü burası Tür- kiye! Araştırmacı yazar Alpay Ka- bacafa'nın kalemınden hazırlanan 'Bir Destan Rüzgân' (Sel Yayın- cılık, 1997) Yaşar Kemal'in yaşa- möyküsünü fotoğraflarla adeta bir film şendi gibi geçiriyor oku- yucunun gözû önıinden Kabaca- Iı, kitabın son paragrafına şöyle birnotdüşmüş: "Buyaşamöykü- sü kitabı böyte branemeiiydL Ül- kemtzin onuru aduıa, 'Tûrkiye, yazarlanna düşünce açıklama olanaklan veren, yaratma özgür- lûgünü sağlarruş bırülke mi? Da- ha önce nice belalara uğrattığı Ya- şar Kemal 'e, Tûrk ve dünya ede- biyatına karkılar getırmiş bu ya- zanna, en doğal gereksinimı olan yaratım ve anlatım özgürlüğünü artık sağlıyor mıT soruJanna olumsuz yanıt vermek dunımun- da kalmamahydık." Amacım, derii toplu bir yaşamöyküsü vermekti - 'Bir Destan Rüzgân'nın yan- lıştnda ne gibi kaynaklar öne çık- tı; Yaşar Kemal'in katkılan oldu mu? - Yaşar Kemal izin verdı, fotoğ raflan verdi. Ama özellıkJe Fran- sa'da 'Alain Bosquet ile Konuş- malar", Türkıye"de 'Yaşar Kemal Kendini Anlabyor' adıyla yayım- lanan kitapta ve başka konuşma- lannda yaşamöyküsünü geniş bi- çimde anlattığını göz önüne alır- sak. en büyük katkı yine onlardan gelmıştir. En önemli kaynak da bunlardı. Aynca, Yaşar Kemal'le otuz yıllık dostluğumuzun ağa- bey-kardeşten de öte yakınlığı- mızın sağladığı 'birincieMen'bil- gilerden yararlandım elbet. Onunla ilgili daha önceki çalış- m3lanmm,yazılanmın daönçin- Ii kaynaklar olduğunu belirtmeli- yim. - Kitap bryografik öğeler icer- mckle birlikte yer yer \'. Kemal'le dosthığunu/a ilişkin anılan da ko- nu edmiyor. Bu anlamda, salt Y. Kemal'inyaşamöyküsü olarakta- 'K\ itap, bir duruşma sahnesiyle başlıyor: Kemal Sadık Göğceli, 1951 yılında Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nde yaşadığı örgüt kurma suçuyla yargılanıyor ve aklanıyor. Bir başka duruşma sahnesiyle sona eriyor: 1996 yılında lstanbul DGM'de 'bölücülük'ten tek celsede mahkûm ediliyor. Böylece dünya edebiyatına katkılar getiren, kitaplan neredeyse bütün dillere çevrilen, pek çok önemli ödüle değer görülen Yaşar Kemal, renkli yaşamına bir de 'bölücülük' sığdırmayı başanyor.' nımiamak yeterli mi "Bir Destan Rüzgân'nı? - Kişisel anılara. çok gerekme- dikçe yer vermedim. Hatta "Bu kitabın yazan tanıktir" gibi söy- lemlerle. mektuplanndan alıntı- lar yaparken kime yazıldığını be- lirtmemekle, elimden geldığınce kendimi 'üçüncü kişı'ycnDe koy- dum. Amacım, derii 1 şamoyküsü vermekti. - Yaşar Kemal'in sanatçı kim- liğini oluşturması bakımındarusi- ze göre en belirleyici dönem han- gisi? - Y. Kemal'in sanatçı kışıliği, halk edebiyatı ürünleriyle içli dış- lı oldugu çocukluk döneminde ohışmaya başlıyor. Çevresinde 'Âşık Kemal' olarak tanınıyor. Folklor derlemelenne yöneldıği yeniyetmelık dönemi de önemli. O tarihlerde Adana'ya sürgün edilmiş olan Abidin ve Arif Dino, deyim yenndeyse, birer 'estetik öğretmeni' oluyorlar Kemal Sa- 4)k Göğcdi'ye. Tabu. onlar da Abidin Bey'in 'TürkülerMüfet- tişi' adını taktığı bu kara kuru gençten birçok şey öğreniyorlar. Karşılıklı biretkıleşim söz konu- su. Sonra, onun nice işe girip çı- karak bu arada. kütüphane me- murluğu ve su bekçıliği yaparak Çukurova'yı, insanlan ve doğa- sıyla derinliğine yaşaması... As- kerliği sırasında öyküler yazma- ya başlaması... Daha sonraki us- lüp denemeleri... Bütün bunlar. onun sanatçı kışiliğinin oluşma- sındaki aşamalar olarak değerlen- dırilmeli. 1951 yılında tstanbul'a gelip Cumhuriyet'te röportaj ya- 2Sfhğına başlamasınm, bu tanh-- ten sonra 'Yaşar Kemal' olması- nın yaşamında önemli bir 'dö- nüm noktası' olduğu da belırtil- meli. - Y. Kemal, yazar kimliğiyle ol- duğu kadar politik tav n ile de öne çıkryor. Kemal'in, Türkiye koşul- ianna özgü olarak da değerlendi- rilebilecek bu 'politik" kûnliğini, sanatçıbğıyia birlikte değeıiendi- rirmisiniz? - Kitap, bir duruşma sahnesiy- le başlıyor: Kemal Sadık Göğce- li, 1951 yılında Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nde yaşadığı örgüt kurma suçuyla yargılanıyor ve atçkuuyar. Bir başka duruşma sahnesiyle sona eriyor: 1996 yı- lında lstanbul DGM'de 'bölücü- lük'ten tek celsede mahkûm edi- liyor. Böylece dünya edebiyatına katkılar getiren, kitaplan nere- deyse dünyanın bütün dillerine çevrilen, yurtiçinde ve dışında pek çok önemli ödüle değer gö- rülen Yaşar Kemal, renkli yaşa- mınabir de'bölücülük'sığdırma- yı başanyor. Gençliğinde karşı- laştığı polis vejandarma baskıla- n, Işçı Partisi yönericisi olarak at- lattığı badireler, 1968-69'da Ant dergisinde yayımlanan yazılann- dan dolayi -benim de yazıişleri müdürü olarak- Ağır Ceza Mah- kemeleri'nde yargılanmalanmız. 12 Mart'ta 'Baryoz Harekân' baş- layinca radyodan, günde birkaç öğün tesümol'çağnsı yapılan ki- şiler arasında yer alması ve Da- vutpaşa Kjşlası'nda 15 gün sor- gusuz sualsiz tutulması... Buna benzer başka şeyler... Türkiye. dünya ölçüsündeki bu yazanna 50 yıldır yapmadığını bırakmıyor. Utanılacak şey. Ben TC yurttaşı olarak bundan utanç duyuyorum. Ama Yaşar Kemal. sosyalizm savunucusu olmaktan, demokrası ve ınsan hakla"n sava- şımcısı olmaktan bıkıp usanmı- yor. Çağdaş yazann. çağdaş aydı- nın işlevlennden bin de budur. Yalnız kendi ülkesinde olup bi- tenler değil, dünyanın herhangi bir yerindeki olumsuzluklar da yüreğinı karartır. Onu karşı koy- mayayöneltir. Bu, Türkiye'ye öz- gü bir durum da değil. Bakın 10- 12 martta birçok ünlü yazar. Tür- kiye'deki düşünce ve yaratma öz- gürlüğü savaşımına katkıda bu- lunmak üzere lstanbul'a gelıyor- lar. Bflimsei yöntem izlemeli - Bugüne dek yayımlanmış pek çok çalışmanızda özellikle \akın tarihimizden kişiler, olaylar ve anılan aktardınız. Ele aldıguuz ki- şileri 'geçmiş' ve 'bugün' arasın- daki köprüleri buluşturarakyan- sıttınız. Geçmişi şimdiye taşırken izlediğimz yöntem ve öncelikler neterotdu? - Geçmişi. bugünü yaşamak, bugünü değerlendirmek ıçin in- celeriz, öğreninz. Bu inceleme sı- rasında olaylara, kişılere yan tut- madan. bılimsel yöntemle yak- laşmak gerekir. . Bılim ve sanat, çok ayn yollar- ' dan gitselcr de yaşamın önünü açmak, aydınlatrnak gibi işlevler- de birleşirler Bilimsel yöntemı de sanatın gücünü de göz ardı et- meden, o aydınlığa ulaşmak yolundaki çabalara elimden gel- dığınce katkıda bulunmak ıs- terim. Topluluğun yeni yapıtının prömiyeri bugün gerçekleştiriliyor MDT, 'Sentez' ile Syaşında Kültür Servisi- Ankara Devlet Opera ve Balesi bünyesi içinde etkinliklerini sürdüren Modern Dans Topluluğu (MDT), 5. yaşına bugün yeni bir yapıtla basacak. MDT'nin içinden yetişen Türk koreograflar Nurdan Vlenemencioglu ve İhsan Bengier ile Amenka, İsvıçre, Avusrral>a'dan gelen koreograflann yapıtlanndan oluşan 'Sentez' adlı yapıtta 'Çeşitlenıeler', 'Anafor', 'Kâh Içerde Kâh Dtşarda' ve '5 Kent' adlı dört bölüm sergilenecek. MDT Genel Sanat Yönetmeni Beyhan Murphy, topluluğun beşinci yılma yerli ve yabancı sanatçılar arasmdaki kültür alışverişinin senteziyle girmesinin önemli olduğunu belirterek, 'Sentez'in çok geniş akımlann bir araya gelmesi sonucu ortaya çıktığmı söyledi. MDT'nin yeni yapıtı 'Sentez'in en ilgi çekicı bölümlerinden biri thsan Bengier imzalı '.\nafor'. '• Toplulukta dansçı olarak da görev yapan Bengier, yapıtının yüzyıllardır din, siyaset ve ekonomi için savaşan insanlığın bu kısırdöngüsünü Spartaküs'ten günümüze dek irdeliyor. 'Anafor'da, sekiz kişilik orkestra, gösteriye renk katarken opera sanatçısı Ufiık Karakoş dans ediyor: klasık bale sanatçısı Özden Aktürk modern dans ve klasik baleyi buluşruruyor. Avustralyalı koreograf Nicholas Rowe'un '5 Şehir' adlı gösterisi ıse aynı zamanda gazeteci olan genç dansçının Sidney, Serebrenica, Cezayir, Helsinki ve Santıago izlenimlerini konu alıyor. MüzikJer Dead Can Dance, Nine Inch Nails, Pbl Brennan, Ano Part ve Abdelli'ye ait. Nurdan Menemencioğlu'nun 'Çeşitlemeler'i ise Lizst'den Paganini'ye, Mahler'den Haydn'a kadar ünlü klasık müzık adamlannın yapıilan üzerine danslardan oluşuyor. Menemencioğlu'nun gösterisinde ünlü pantomım ustası Erdinç Dinçer de yer alıyor. Samucl VVuersten'in koreografisinı yaptığı 'Kâh İçerde Kâh Dışarda" bölümü ise Vivaldi ile McFerrin'in müzıklen eşliğınde izleyicilere sunulacak. 9. ANKARA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ MuanunerÖzer'in 'HoHywood Kaçaklan' dayanşacakfilmlerden biri. Genç yönetmenlerin ilk filmleri festivalde Kültür Servisi - Çankaya Beledi- yesi'nin Dünya Kitle lletişimi Araştırma Vakfı ile birlikte hazırla- dığı 9. Ankara Uluslararası Fılm Festivali'ne 'Ulusal Uzun Film Ya- nşması'na katılacak filmler belli oldu. 'Mum Kokulu Kadınlar* (trfan TözümX 'Akrebin Yolculuğu' (Ömer Kavur), 'Sen de Gitme' (Tunç Başaran), 'Işıklar Sönmesin' (Reis ÇehkX 'HoUywood Ka- çaklan' (Muammer Öz- er), Ekmek' (Faik Ah- met Akıncı), 'Dırejan' (Şahin Gök),'Tabutta Rövaşata' (Derviş Za- im), 'Deniz Bekliyordu' (Sunar Kural Aytuna), 'Bir Erkcğin Anatomisi' (Yâvuz Özkan), 'Hoşça- kal Istanbui' (Sami Güçlü), 'Solgu n San Bir GüP (Canan Evcimen İçöz), İntiharın El Kitabı' (Erbil Altanay) ve 'Kış Çiçeği' (Kadir Sö- zen). Yanşmaya lstanbul'dan Tunç Ba- şaran, Ömer Kavur, Yavuz Özkan, lrfan Tözüm, Şahin Gök ve Sami Güçlü'nün yanı sıra yurtdışında ya- şayan Muammer Özer ve Kadir Sö- zen de katılacak. Aynca TRT'den iki yönetmen, Canan Evcimen Içöz ve Sunar Ku- ral Aytuna ve TRT dışından Faik Ahmet Akıncı festivale ilk kez ko- nuk oluyor. Ulusal Uzun Film Yanşması'nın bir başka önemli yanı da Cemal Şan. Reis Çelik, Erbil Altanay. Der- viş Zaim ve Sunar Kural Aytuna gi- bi genç yönetmen- lerin ilk fîlmleriyle katılıyor olmalan. Son yıllarda 'ilk film' sıkıntısı çe- ken festıvalin gençlere aynlan ödüllennden hep- sınin sahibını bul- ma şansı oldukça yüksek. Festivalın seçiciler kurulunda Arilla Dorsav, Os- 14-23 martta yapılacak olan 9.Uluslararası Film Festivali'nde 'Ulusal Uzun Film Yanşmasf na katılacak filmler belli oldu. Yanşmanın önemli bir yanı da genç yönetmenlerin ilk filmleriyle katılması. man Şahin, Cevat Çapan, Oğuzhan Tercan \e Işıl Özgentürk görev ya- pacak. 15 filmin katılacağı festivalın, tüm ödül parasmı sağlayan ve fes- tivah ikincı yılından başlayarak destekleyen Çankaya Beledıyesı, yanşmanın en büyük ödülü olan en iyi filme 1 milyar ve seçiciler ku- rulu özel ödülünü alan filme de 750 milyon Ti_ verecek. Panelde atölye geleneği tarüşıldı. (KADER TUGLA) 'Plastik Sanatlar ve Atölye Geleneği' Kültür Servisi - Aksa- nat'ta. Ressam Ruhcan Aldl'inyönettıği, Prof Öz- er Kabaş, Prof Kaya Öz- sezgin, Prof Hüseyin Ge- zer ve Prof. Balkan Naci İslimyeli'nın katıldıği 'Plastik Sanatlar ve Atölye Geleneği-r başlıklı panel önceki akşam yapıldı. Pa- nelde: 'Plastik Sanatlar Ortamında Atöiye Kavra- mının Güncelliği', 'Atölye Kavramı Geleneği ve Plas- tik Sanatlar Eğitimindeki Yeri', 'Üniversite-\kademi / Yüksekokul İkileminde Atölye Eğitimi, Türk Re- sim / Heykel ve Sanat Tari- hi'nde Atölye Geleneği ve Oluşum Süreci', 'Sanat Eğhiminin Çağdaş Boyut- lan ile Sanatçı ve Atöryesi' gıbı sorunlar ırdelendı 'Plastik Sanatlar ve Atölye Geleneği' başlıklı panelın oluşturulmasıyla ilgılı olarak Ressam Ruh- can Akil; bu konunun sık- ça ırdelenmediğıni, bu yüzden konunun uzmanla- nyla birlikte bir panel yap- ma ihtiyacı duyduklannı belirrti. Panelde söz alan Prof. Kaya Özsezgin, atölycle- rin ortaya çıkışı ve orta- çağdan günümüze atölye- lerin biçımi ve değışen yü- zü hakkında bilgı verdı. Konunun çok çetrefıllı ol- duğunu ve her çağın ken- dıne özgü bir sanat eğıtımı geleneği olduğunu dıle ge- riren Özsezgin, leneği ka\ ramuıın öğrenci ile hoca arasmdaki ilişld- den ortaya çıktığı bilinir, oysa bu eğirim normlannı ortaya çıkaran bir kavram olarak değil, çağımız sana- tının biçimlenmesinde ve oluşumundakj önemiyle ir- delenmelidir. Sanattaki ge- lişmeier onun öğretün sis- temiyleçokyakından Uişkj- lidir. Sanat nasıl öğretilmiş- se, o dönemin cstetiği, dü- şüncesi, sanat üriinleri bu- na bağh olarak gelişmiştir" dedı. Prof. Hüseyin Gezer ise ülkemizde akademilerin içinde bulunduğu duruma değinerek öğrencilenn atölye hocalannın kendi görüşleri ve sanat anlayış- lannı bilinçsız de olsa em- poze etmelerini önleyecek yollar aramalan gerektiği- ni vurguladı. Gezer aynca akademile- rin çok zor sınav lardan ge- çerek bugünlere geldiğini, fakat bu durumun daha da lyileştırilmesi gerektiğini ıfadeetti.Prof. Balkan Na- cı Islimyelı ise "Atölye,bir ustanın yönetiminde belli bir grubun ortaklaşa uygu- ladığı ve paylaştığı değer- ler sistemidir. Bu değerler verilirken kişilik olarak öğ- renciler ne denli ustadan aynlabilirier. ne ölçüde ko- pabilirler. bu bir süreç me- selesidir. Önemli olan eği- rim %e sanat arasında bulu- nan bilime değinmektir" dedi. Erkmen'in çalışmaları _. uluslararası yayınlarda ' Kültür Servisi - Bülent Erknıcnın bır kitap tasanmı ile bır faalıyet raporu çalışması uluslararası yayınlarda yeraldı. Erkmen'ın 1994'teOfset Yapımevi ıçın gerçekleştırdiğı Hasan Safkan'ın 'Kuzey Afrika'dan Portekız'e Ordan Eve ..' adlı gezı notlan kitabı, Nevv York Art Directors Club'm yayını olan 75th Art Directors Annual'da yayımlandı Kitap, Grafik Tasanm Bölümü'nde Başan Ödülü kazanan yapıtlar arasında yer aldı. Konsept ve tasanmını Erkmen'in yaptığı Tekfenbank 1995 Faaliyet Raporu ise Graphis Annual'Report 5 kitabında yayımlandı Yapımını ATT reklam ajansının üstlendiği rapor uluslararası bölüme seçildi. Tekfenbank'ın 1992 Faaliyet Raporu da, yine aynı yayın tarafından Avrupa'nın en iyı 10 faaliyet raporu arasına seçılmıştı. Claude Lelouche Türkiye'de KültürServisi- "Türkiye' f'ılmı veTürkiye'nın güzelliklerinı yansıtan 'Toute Une Vie-Bütün Bir Hayat' adlı filmlerin yönetmeni Claude Lelouche 'Her Şeyden Sonra' adlı filmınin çekimı için Türkiye'ye geldı. Dünyaca ünlü Fransız yönetmen, çekimlerinin bır bölümünü Türkiye'de gerçekleştireceği son filmiyle ilgili olarak 13-27 şubat tarihleri arasında lstanbul, Nevşehir. Kaysen, Denızli. Aydın ve İzmir'de bulunacak. Filmin başoyuncusu Allessandra Martınes ile bırlikte Türkiye'ye gelen Lelouche, 16 şubat pazar günü saat 20.30'da fstanbul Capitol Sıneması'nda son filmi 'Hommes Femmes Mode d'emploı- Erkekler, Kadınlar Kullanma Kılavuzu'nun gala gecesıne katılacak. İDSO genç yeteneklerle çalıyor Kültür Servisi - lstanbul Devlet Senfonı Orkestrası'nın açtığı Genç Yetenelder Yanşması'nda orkestra ile çalmaya hak kazanan genç solistler bugün saat 11.00'de AKM Büyük Salon'dabir konser verecekler. Solistlerden 1975 doğumlu Atilla Aldemir. eğirimıni halen Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı'nın katkılanyla Almanya'da Detmoid Yüksek Müzık Akademısi'nde Prof. Lukas Da\id ile sürdürüyor Aldemir, İDSO ile vereceği konserlerde Brahms'ın Re Majör Keman Konçertosu'nu seslendirecek. TYS Genel Kurulu toplamyor Kültür Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Kurulu, 15-16 şubat günlerinde fstanbul'da toplanacak. Türkiye GazetecilerCemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek genel kurulda yapılacak seçime. haien başkanlık görevini yürüten Ataol Behramoğlu liderlığındekı tek lıstenin gıreceğı öğrenildi. Toplantı saat 10.00'da başlayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle