08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 1997 PAZARTESİ 8 DIŞ HABERLER Akdentfde yeriteMt • Uss Guam Gemisi (AA) - Italya'nın güneyınde Napoli açıklannda 11 savaş gemisi ve 2 bin 900 denizcüıin katılımıyla. Türkiye'nin de aralannda bulundugu 7 NATO ülkesi ortak tatbikat yaptı. Amerikan 6'rncı filosundan Guam gemisinde açıklama yapan NATO Genel Sekreten Javier Solana soğuk savaştan sonra özellikle kitle imha silahlannın yayılmasının Akdeniz bölgesini tehdit ettiğini söyledi. Solana "Nûkleer tehlikeyi biliyonız, ancak kimyasal veya biyoJojik silahlann getirdiği tehlikeyi bilmiyoruz" dedi. Clmton'a çajjn • NASHINGTON (AA) - ABD Adalet Bakanı Janet Reno'nun. Başkan Bill Clinton ve Başkan Yardımcısı Al Gore'un seçim fınansman faaliyetlerinin soruşturulmasi için özel bir savcı atanmasına gerek bulunmadığı yolundaki karan. Cumhuriyetçi Parti'den sert tepki aldı. Cumhuriyetçi Parti adına bir radyo konuşması yapan Temsılcıler Meclisi Adalet Komitesi Başkanı Henry Hyde, bizzat Başkan Clinton'dan bagımsız bir savcı atamasını ıstedi. Hindistan'da çatışmalar • YENtDELHİ(AA)- Hindistan'ın Assam eyaletinde meydana gelen üç ayn çatışmada, lOkişinin öldüğü bildirildi. Polis yetkililen, çatışmalann, Assam Birleşik Kurtuluş Cephesi'ne ve Bodoland L lusal Demokratik Cephesi'ne üye aynlıkçılarla giivenlik kuvvetleri arasmda meydana geldiğini ve ölenlerden 6'sının aynlıkçı militan olduğunu kaydettüer. çıpfakgozfe • CHıCAGO (AA) -Merkür, Mars, Venûs, Jüpiter ve Satürn'ün, önümüzdeki iki hafta boyunca çıplak gözle görülebileceği bildinldı. Yan yana görünecek beş gezegenın yanı sıra Uranüs, Neptün ve Plüton'un da teleskopla izlenebileceği belirtildi. Havanın açık olması halinde dünyanın her tarafindan görülebılecek gezegenlerin ancak yüzyıl sonra bir kez daha bir arada görülebileceği kavdedildi. Sera etkisine yol açan gazlann emisyonu şimdi tamamen durdurulsa bile, yeryüzünde iklim değişikliği devam edecek Çevre için artık çok geç• Bilim adamlanna göre, atmosferde sera etkisine yol açan gaz emisyonu, sanayi devrimi i]e başladı. Atmosferdeki karbondioksit oranını azaltmak için petrol, gaz kullanımı derhal yasaklansa bile, yerküredeki su seviyesi artmaya devam edecek. Küresel ısınmanın başlıca sorumlusu gelişmiş ülkeler ise hâlâ ciddi bir önlem almayı düşünmüyor. KYOTO(AFP) -Bilim adamlanna gö- re, kömür, gaz ve petrol kullanımı şimdi yasaklansa bile, yerküredeki iklim deği- şikliği devam edecek. Birleşmiş Milletler bünyesinde görev- li bilimadamlan, 18. yüzyıl sonlanndabaş- layan sanayi devrimi ile yerlcürede iklim değişikliğüıe yol açan gazlann atmosfe- re salınmaya başladığını ve hiçbir örde- min bu sureci durduramayacağını belir- tiyorlar. Bilim adamlan, karbondioksit emisyo- nunu önlemek için petrol ve kömür kul- lanımına derhal son verilse bile, deniz se- viyesindeki artışın daha yüzyıllarca süre- ceğini bildirdiler. BM'de görevli David Griggs, buna kar- şın, kûresel ısınmanın sorumlusu olarak gösterilen gaz emisyonlannın bir an ön- ce yasaklanmastnın. kaçınılmaz olan bir sürecin etkilerinı hafıfleteceğine dikkat çekti. Griggs, BM 'nin Japonya'da devam eden ildimle ilgili görüşmelerinde son sö- zü söyleyecek olan Hükümetler Arası İk- lim Değişikliği Paneli'nde görevli. Çev- re zirvesi için Kyoto'da bulunan Griggs, "Hemen bugün zararb emisyonlan kessek bile, bugüne kadar atmosfere saldığunız emisyonlar, deniz sevivesini daha yüzler- ce yıl arttırmaya yeter. Yani ne yaparsak vapalım, deniz sevjyesindeki arOş süre- cek" dıyor. Atmosferde sera etkisi yaratan gazla- nn emisyonunun sorumlusu, sanayi dev- riminin de öncüsü olan gelişmiş ülkeler. Sera etkisine yol açan gazlann basında da karbondioksit geliyor. Kyoto'daki çevre konferansı, deniz se- viyesine yakın ülkelerin kaderlerini tayin edecek. Pasifik Okyanusu'ndaki Mars- hall Adalan'ndan diplomat Espen Ron- neberg, "Kyoto'dadoğrudüriist bir anlaş- maya vanlmazsa. kendimizi 50 yd içinde bir felakete ha/ırlamamız gerekiyor. Par- lanıentomuz, deniz seviyesinden bir met- re yukarda, ilk parlamentomuzu kaybe- deceğK" diyor. Ronneberg. parlamento- yu kurtarmaya yetmeyecek bir çözümü meşru kabul etmeyeceklerini sözlerine ekliyor. Griggs, Kyoto'da ortaya konan en radi- kal önerinin bile, atmosferde "çokküçük bir etidye yol açacağmı" söylüyor. Sera etkisine yol açan gazlann atmos- ferdeki yoğunluklannın 2100 yılında sa- bitlenebilmesi için, emisyonlannın 2050 yılında tamamen kesilmesi gerekiyor. Kyoto'da kalkınmış ülkelerin çoğu, gaz emisyonlannı 2100 yılında daha yüksek bir oranda sabitlemeyi, yani 2050 yılın- da emisyonlannı yan yanya indirmeyi tartışıyor. Oysa, 100 yıldabirsantigrat- Iık bir ısınma bile, kabaran okyanuslann topraklan yutmasına, çölleşmeye ve Af- rika'da kuraklığm artmasına yol açacak. BM iklim Değişikliği Paneli'nin Baş- kanı Robert Watsoa, "Sera etkisine yol açan gazlann emisyonlannda sınırtama- yagidilınezse,geçen lObinyıldagörülme- miş bir iklim değişikliğiyayınacak" dıyor. İklim değişikliği. ısmmaya bağlı kole- ra gjbi hastalıklann yayılmasuıa da yol aça- cak. Bilim adamlan, Avrupa'nın da sıtma- dan payını alacağını söylüyor. KYOTO ZİRVESt AB, kirletmeye bahane buldu Binlerce yıl doğayla birlikte yasavan insanhk, son 250 yüda tüm dengeleri alrüst etti. KYOTO (Ajanslar)-Av- rupa Birliği, küresel ısın- maya yol açan gazlann emisyonunda, ABD ve Ja- ponya'dan daha fazla feda- kâriık yapmaya istekli de- ğil. AB'nin çevreden so- rumlu komiseri RittBjerre- gaard, başka ülkeler yüzde 5. Japonya yüzde 2.5 oranın- da indirime giderken AB'nin yüzde 10'luk bir kesintiyi kabul etmediğini bildirdi. AB'nin sera etkisine yol açan gazlann emisyonun- da daha fazla indirimi kabul etmesinin ABD'ye ekono- mik bir avantaj sağlayaca- ğına dikkat çeken Bjerre- gaard, burıu "aptalhk" ola- rak niteledi. Japonya'nın Kyoto şeh- rinde düzenlenen çevre zır- vesinin son bölümü olan ba- kanlartoplantısından önce. konferansa katılan 159 ül- ke arasmda, sera etkisine yol açan gazlann emisyon- lannın hangi oranlarda kı- sıtlanacağı konusunda halen bir anlasmaya vanlamadı. Dün toplantı için Japon- ya'ya gelen AB bakanlan, Kyoto'ya varmalanndan kı- sa süre sonra yaptıklan açık- lamada, BM'nin getirdiği öneriyi desteklemedikleri- ni bildirdi. AB'nin çevre komiseri Bjerregaard; AB, ABD ve Japonya gibi sa- nayi ülkelerinin, aynı hede- fi tutturmalan gerektiğini söyleyerek "Bu tip bir fark- klaşmavı kabul etnırvoruz" dedi. Konferansta bugüne dek en radikal öneriyi AB getir- di. 1990yıhndaJcigazemis- yonlannı baz alan AB, 2010 yılı itibanyla, sera etkisine yol açan başlıca üç gazın emisyonunda yüzde 15'lik bir indirime gidilmesini öne- riyor. Japonya 2008 ıle 2012 yıllan arasmda yüzde 5 'lik bir indirim önerirken kirli- liğin baş sorumlusu ABD, 2008 ile 2012 yıllan ara- smda hiçbir değişiklik ya- pılmamasından yana. Konferans başkanı Raul Estrada'nın sunduğu tas- lakta ise AB'nin üç temel gazda yüzde 10'luk, ABD'nin yüzde 5'îik, Ja- ponya'nınyüzde2.5'likbir indirime gitmesi öngörülü- vor. Başkanlık seçimlerinde faşist ile komünist karşı karşıya Sırplar sandık başındaBELGRAD (Ajanslar) - Sırbis- tan'da halk. devlet başkanını seç- mek için dün sandık başına gitti. Iki ay önce katılım oranı düşük olduğu için geçersiz sayılan seçimden son- ra düzenlenen bu seçımlerde. Sktbo- dan MDose\iç'e yakınlığıyla tanı- nan sosyalist Milan Mflutinoviç ıle aşın sağın temsilcısı Vojislav Seseü favori gösteriliyor. Yedi adaym yanştığı seçimler. yedi yıl görevde kalan Miloseviç'in geçen temmuz ayında Yugoslavya Fe- deral Cumhuriyeti (Sırbistan ve Ka- radağ) cumhurbaşkanlığına seçil- mesinden sonra Sırbistan Devlet Başkanı'nı belirlemek için yapılı- yor. 5 Ekim'de yapılan ilk tur seçim- lerinde, Seseü, Miloseviç'in önceki adayı Zoran liKç'ten biraz daha faz- • Son kamuoyu yoklamalan Yugoslavya lideri Miloseviç'in adayı Milutinoviç'in aşın sağcı Voyislav Seseü'nin önünde olduğunu gösteriyor. la oy almıştı. Ancak seçimlere katı- lım oranının düşük olması yüzünden, seçimler geçersiz sayıldı. Son kamuoyu yoklamalan, halen dışişleri bakanlığı görevini yürüten Milutinoviç'in Seseü'den önde oldu- ğunu gösteriyor. Gözlemciler, buna karşın Miloseviç yönetiminden hoş- nutsuz kalan kalabalıklann desteği- ni alan Seseli karşısında, eski ko- münist Milutinoviç'in hayli zorla- nacağına dikkat çekiyor. Seseli'nin iktidara gelmesinin, Sırbistan'la uhıs- lararası topluluk arasında birsürtüş- me başlatması kaçınılmaz görünü- yor. Hırvatistan ve Bosna savaşlann- da eski paramiliter güçlerin liderlı- ğinıyapmışolan Seseli, 1995'teim- zalanan Dayton banş anlaşmalanna karşı. Seseli, Sırbistan'm 1995'te Hırvatistan'a kaybettiği topraklan geri almaya da ant içti. Uluslararası gözlemciler, Sese- li'nin her iki yönde de atacağı adım- lann eski Yugoslavya'da yeni bir şok dalgası yaratacağına işaret ediyor. Seçimlerin geçerli olması için ka- yıtlı 7 mihyon 234 bin 769 seçmenin yansından fazlasının oy kullanma- sı gerekiyor. Seçimlen, AGfT'ten 30 kadar gözlemci ızliyor. Resmi sonuçların ancak perşembe günü alınması beklenivor. Özelleştirme politikası etkisini göstermeye başladı Çin'de işçi-polis çatışmasıDış Haberler Servisi - Çin Komünist Parhsı "nin son kongresinde alınan özel- leştirme karan etkisini göstermeye baş- ladı. Yapılan son araştırmalar özelleştir- me sureci nedeniylegelecek 3 yıfda 3 mil- yona yakın Çmlının işsi2kalacağınıgös- terirken ülkenin güneybatısındaki Siçu- an eyaletinde işten çıkanlan gösterici- lerle polis arasında çıkan çatışmada en az 10 kişinin yaralandığı, 20 kişinin de tutuklandığı bildirildi. Çin'deki Insan Haklan îzleme Komi- tesi tarafindan yapılan açıklamada, per- şembe ve cuma günü gerçekleştirilen gösterilerin Zigongkentmerkezine iki ve üç tekerlekli ticari araçlann girmesinı yasaklayan yeni beiediye yasalannı pro- testo etmek amacını taşıdığı bildirildi Merkezi Nevv Ybrk'ta bulunan uluslara- rası insan haklan kuruluşu, sürücülerin çoğunun devlet fabrikalanndan çıkanl- mış işçilerolduğunu kaydetti. Kuruluş yet- • Zigong kentinde işten çıkanldıktan sonra arabacılığa başlayan işçiler, arabalan da yasaklanınca sokağa döküldüler. Çin'de 3 yılda yaklaşık 3 milyon kişinin işsiz kalacağı bildiriliyor. kilileri gösterilerin 10 bin kişinin katfll- mıylagerçekleştiğini veyeniyasalannkal- dınlmasını talep eden 500 kadarsürücü- nün kentin ana caddesini kapatarak ey- lem yaptığını bildirdi. Eylemcilenn ön- ceki gün öğlen saatlerinde polis tarafin- dan zorla dağıtıldığını belirten kuruluş, "En aandan 10 sürücü varalandL 20'si de tutuJdandı" dedi. Zigong kenti beie- diye sözcüsü ise olaylarda yaralanan ya da tutuklanan olmadığinı, polisin zor kul- lanmadığını iddia etti. Bu arada, haftalık ekonomı dergisi China Daily Business 'da yayımlanan bir araştırmanın sonuçlanna göre. Çin'de baslahlan özelleştirme sureci kapsamm- da 2000'e kadar ağır sanayide çalışan 2 1 milyon 700 bin işçi işten çıkaniacak. Bu araştırmayagöre, devletin buhran- h kömür sektörü 5 milyon 200 bin çalı- şanınm yaklaşık beştebirinı, demirve çe- lik endüstrisı 3 milyon 300 bin işçisin- den 700 bınini işten çıkaracak. Demir- yollan Bakanlığı'na bağlı çalışan işçile- rin 240 bini. petrokımya sektöründe ça- lışan 660 bin kişinin üçte biri. havacılık sektöründe çalışan 150 bin kişi de işle- rinden olacak. Rapora göre, devlet ter- saneleri 60-100 bin arasmda işçi atarken modernleşme. Çin ordusunu da vuracak. Yanm milyon insanın ordudaki görevle- rinden çıkanlması bekleniyor. ORUŞ/Prof. Dr. A. SUAT BİLGE Türkiye, Fener Rum Patrikhanesi'nin Lozan Konferansı'ndayapılan sözJü anlasmaya saygı gös- terilmesine dikkat etmektedir. Bu anlasmaya gö- re Fener Rum Patrikhanesi, Türkiye'de kalan Rum azınlığının dinı rıizrnetlerini yenne getirmekle ye- tinecektir. Patrikhane ise tarihten gelen bir alış- kanlıkla halen de ekümenik olduğunu iddia et- mekte, Türkiye, bu iddiayı kabul etmemektedır. Dinı konularda yazılan kitaplarda ekümenik sözcüğü iki anlamda kullanılmaktadır. Birincisi, genel olarak kilisenin evrensellik niteliğini göster- mektedir. Bütün Hıristiyan Kiliselerin Ortodoks, Protestan ve Katolik kiliselerin tek bir kilise hali- negelmesi için çalışmalar ve toplantılar yapılmak- tadır. iyi niyetli açıklama ve bildiritefe rağmen bir- leşme sağlanamamaktadır. Ekümenik sözcüğünün ikinci anlamı, Fener Rum Patrikhanesi'nin muhtar ve eşit Ortodoks kiliseleri arasında onursal önceliğidir. Fener Rum Patrikhanesi bu unvanı ile Ortodoks kiliselerinin birliğini gerçekteştirmeyeçalışmaktadır. Geçmiş- te Ortodoks kiliseleri birbirlerinin üzerinde değil, yan yana ve ayn ayn örgütlenmişlerdir. Bu yüz- den aralannda bir hiyerarşi yoktur. Fener Rum Pat- riki'nin Atina Başpiskoposu veya Moskova Or- todoks Patriki üzennde bir yetkisi yoktur. Ancak onların kabu! ettikleri kapsamda bir birleştirme- yi gerçekleştirebilir. Uygulamada güçlükler çık- maktadır. Örneğın Amerika'daki Rum ve Rus Or- todokslann örgütlenmesinde Istanbul ve Mosko- va Patrikhaneleri aynı görüşte değildirler. Fran- sa'da benzer bir sorun vardır. Fener Rum Patrik- hanesi'ne ekümenlik konusunda Atina Başpis- koposu, Ankara hükümetinden daha fazla güç- lükçıkarmaktadır. Geçmişteekümenizm, Bizans ve Osmanlı imparatoriuklannın coğrafya ve siya- si bıriiğine dayanmıştır. Bugün böyle bir temel yok- tur. Türtoye Cumhuriyeti'nin Patrikin ekümenik un- vanını tanımak için hukuki bir yüklenimi yoktur. Lozan Konferansı'nda yapılan sözlü anlasmaya göre Patrikhane'nin Istanbul'da kalması, dünya işlerine kanşmaması şartına bağlanmıştır. Orto- doks kiliselerinin birteştirilmesi dini bir konu, yok- sa bir dünya işi, hatta siyasi bir faaliyet midir? Bi- zans imparatorian, Istanbul Patrikhanesi'nin Ro- ma Kilisesi ile birleşmesini engellemişlerdir. Os- manlılar da sadece imparatorluk sınırları içinde kalan Ortodoks kiliseleri arasında eşgüdümü sağ- lama göfevini Fener Rum Patrikhanesı'ne vermiş- lerdir. Günümüzde ekümenizm ile Türkiye Cumhuri- yeti içindeki ve dışındakı Ortodoks Kiliseleri'nin birleştinlmesi söz konusudur. Patrik Bartoiome- os5 Mayıs 1997 tarihli Timedefgisindeçıkan de- Fener Rum Patrikhanesi (4) mecinde: "Ortodoks Hıristiyanlara Doğu-Batı yakınlaşmasını sağlamada özelbirgörevdüştü- ğûne inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyetigibi, bizim de her iki dünyada ayağımız var" derniştir Böy- le bir görev siyasi bir faalıyettir. Bu faalıyetin Ame- rika ve Rusya'daki Ortodoks kiliselerinin arala- nndaki ilişkileri de kapsadığı hatırlanırsa Türkiye bakımmdan siyasi niteliği açıktır. Sovyetler Birli- ği dağıldıktan sonra, Moskova Ortodoks Patrik- liği, Federal Rusya içinde yeniden öne çıkmıştır. Milletlerarası planda da rol oynamak istemekte- dir. Bu gelişmeler istanbul ve Moskova patrikle- rini karşı karşıya getirmektedir. Örneğin Mosko- va Patriki II. Alexis Estonya kilisesinin yeniden Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlanmasını tanıma- maktadır. 1997 yılı haziran ayında Graz'da yapı- lan toplantıda Moskova Patriki II. Alexis "Eküme- nizmin tehlikelive hiçbirbiçimde kabuledilemez olduğunu" açıklamıştır. Türkiye'nin Federal Rus- ya ile ilişkileri güçlüklerle doludur. Bunlara bir de iki Ortodoks kilisesi arasındaki sürtüşmeleri ek- lemek Türkiye'ye bir yarar sağlamaz. Patrikhane yeniden dünya işlerine katılmak istiyorsa bu fa- alryeti Nevv York'ta daha etkili bir biçirnde yapa- bilir. Istanbul'da kalmak istiyorsa dünya ışlerin- den elini çekmesi gerekir. Siyasi bakımdan Türkiye, geçmişte Patrikha- neyi Istanbul'dan çıkarmak veya kapatmak iste- diği zaman, Lozan'da ve daha sonra görüldügü gibi baştaAmerika Birieşik Devletleri olmak üze- rebir Hıristiyan devletleri ittifakı veV^tikan'ın tep- kisi ile karşılaşmaktadır. Bu yüzden Türkiye, Pat- rikhanenin statüsünü degistirmekten vazgeçmiş- tir. Türkiye, Fener Rum Patrikhanesi'ni bugünkü statüsündetuttuğu zaman Istanbul'daki Rumla- nn çok azalması nedeni ile Patrikhanegittikçeza- yıflamaktadır. Türkiye'nin önünde bulunduğu du- rum, Fener Rum Patrikhanesi'nin varlığını tarihin akışına bırakmak veya bu akışı durduracak de- ğişiklikleri kabul etmektir. Fener Rum Patrikhanesi adı üzerinde, etnik bir kilisedir, bir Rum kilisesidir. Bu kilisenin Türki- ye'ye içerde zarar vermesi ofanağı günümüzde azalmıştır. Türkiye'ye, Türkiye dışında zarar ver- mesiAmerika'daki Rum lobisinin tutumuna bağ- lıdır. Türkiye'ye milletlerarası alanda yarar sağla- mast da Yunan ve Türk menfaatlerinin çattşma- masına bağlıdır. Bir çatışma olursa Fener Rum Patrikhanesi'nin Yunan menfaatlerine karşı bir tavır alması beklenmemelidir. Aynca Türkiye Lo- zan Konferansı'nda Patnkin siyasi faalıyetlerin- den şikâyetçi olmuştu. Şimdi Patrikten siyasi yar- dım istemek, geçmişteki deneyimız ile tutarlı de- ğildir. Türkiye'de bazı düşünürier. Patrikhanenin ka- patılması, yürüriükte olan statüsüne uyması ve- ya statüsünün yükseltilmesı konulannı binbirieri ile kanştırmaktadır. Günümüzde Patrikhanenin kapatılması veya statüsüne uygun olan çalışma- lannın engellenmesi düşünülmemektedir. Son yirmi yıldır Patrikhaneye hoşgörülü dav- ranılmaktadır. Patrikin milletlerarası toplantilara git- mesi kısrtlanmamaktadır. Patrikhane binasının yenilenmesine izin verilmiştir. Bina, Yunan ba- kanlan dahil, üç bin davetlinin önünde 1989 yı- lında hizmete açılmıştır. Cumhurbaşkanı, Patriki diğer din adamlan ile Çankaya Köşkü'ne davet etmeye başlamıştır. Günümüzde tartışılan konu, Patrikhanenin statüsünün yükseltilerek güçlen- dirilmesidir. Konuyu, Amerika Devletleri Başkanı Clinton 1994 yılı mart ayında Başbakan T. Çiller'e yaz- dığı mektupla gündeme sokmuştur. Clinton, Pat- rikin sıkıntılannın azaltılmasını istemiştir. Clin- ton'ın, Fener Rum Patnkliği ile ılgilenmesinin ne- deni, Amerika'da çoğu Anadolu'dan göçmüş yaklaşık beş milyon Rum kökenli Ortodoksun bulunması ve bunlann verdiği oylann seçimler- de etkili olmasıdır. Clinton, mektubunda sıkıntı- nın ne olduğunu belirtmemiştir. Sonra da, Yunan Başbakanı'nın VVashington'a ziyareti sırasında sıkınt/lannın azaltılması için Patrikhanenin statü- sünün değiştirilmesini ve Patrikin ekümenik urt- vanının tanınmasını istediğini açıklamışbr. Istek Lo- zan Banş Konferansı'nda yapılan sözlü anlaşma- nın Rumlaryarannatek taraflı değiştirilmesidir. Tür- kiyeyaranna karşrt olarak ne düşündüğünü açık- lamamıştır. Istanbul Valiliği'nin, Patrikin seçimi hakkında Pat- rikhaneye 1970 yılında bıldirdiği ilketere göre Pat- rik adayının Türk vatandaşı olması şarttır. Istan- bul'daki Rum toplumunun küçülmea vedin adam- lannın da azalması yüzünden ilerde Patrik seçi- lecek Türk vatandaşı Rum bulmakta güçlük çe- kilecektir. Bu güçlük, Türk vatandaşı olmayan Rumlara vatandaşlığa alınma yolu ile Patrik ada- yı olma olanağının verilmesi ıle geçıştirilebilir. Böylelikle doğuştaTürk vatandaşı olmayan Ame- rikalılar, Türkiye ıçın yarartt olacak iseler Patriklik görevine getirilebilirier. SÜRECEK kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu ARAÜK AY! ETKİNÜKLERl SOYLEŞİLJ İMZA GUNLERİ 12 Aralık Cuma Saat:17.00-19.00 RAİF ERTEM 14 Aralık PazarSaaV.17.00-19.00 DENİZ SOM-FİKRET KIZILOK 79 Aralık Cuma Saat: 17.00-19.00 x ŞÜKRAN KURDAKUL-ALPAY KABACALI 20 Aralık Cumartesi Saat: 14.00-16.00 VEDAT GÜNYOL 20 Aralık Cumartesi Saat: 16.00-18.00 ATİLLA DORSAY 24 Aralık Çarşamba Saat: 17.00-19.00 NECATİ CUMALI İKÂRIKÂTÜR VE RESİM SERGfSİ 8-12 Aralık (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00) BAHADIR BOYSAL VEYSEL KURUCU M. ORKUN MÜFTÜOĞLU mĞLIÖOYA RESİM SERGfSf 13-27 Aralık (Pazartesi hariç hergün 10.00-19.00) TÜMAY ÜCOK MÜZİK DİNCIflSİ 27-28 Aralık (Cumartesi-Pazar) Saat: 17.00 FERDA EREREN ÜÇ DENJZ TOPLULUĞU ' 1996 CUMHURİYET AJANDAS imhurıye sesi kadın Lüks ciltli bûyük boy ajandayı Istanbul'da Taksim ve Cağaloğlu Sergi salonlanmızdan Izmir'de lleri (Konak), Temmuz (Kemeralb), Aydın (KipaJBornova) Kitabevlerinden, Adana'da Cumhuriyet Kitap Kulübü Sergi salonundan ve de kitapçılardan edinebilirsiniz. Ryat:1.2S0.000Tl ^ kitap kulubu («i nnıımn «f. (Ödefneli göfidenlmez) Tûrkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel:514 01 96 Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 Cumhuriye{ ^ kitap kulübü ÇAfi PJIZJIRLİIMJI A.Ş. Adınıza Kitap İmzalansın İstemez misiniz? "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" Aralık ayı etkinlikleri arasında "SÖYLEŞİLİ İMZA GÜNLERl" sürecek. Oysa belki o günlerde istanbul dışında olacaksınız. Ya da işiniz engelleyecek TAKSİM SERGİ SALONU'na o saatlerde gelişınizı. CKK ne güne duruyor! CKK'ne birtelefon edin; kredı kartınızın numarasını ve son kullanma tarihini yazdırın. sonra da imza gününe katılan dilediğiniz yazann. istediğiniz krtap ya da krtaplanrtı isteyin. "Kitap Kurdu" indirimi dışında ve de posta gideri içinde hemen adresinize gönderilsin. "İmza Günleri"nın yazarları mı? lşte onlar: ORAL ÇAUŞLAR, DEMİRTAŞ CEYHUN, AYDIN BOYSAN, RAİF ERTEM, DENİZ SOM, NECATİ CUMALI, YALVAÇ URAL. ALPAY KABACALI, VEDAT GÜNYOL, ATİLLA DORSAY... Tel.(212)514 01 96-(212)252 38 81/82Faks:(212)514 01 95
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle