Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 1997 PAZARTESİ
8 DIŞ HABERLER
Akdentfde
yeriteMt
• Uss Guam Gemisi (AA) -
Italya'nın güneyınde Napoli
açıklannda 11 savaş gemisi
ve 2 bin 900 denizcüıin
katılımıyla. Türkiye'nin de
aralannda bulundugu 7
NATO ülkesi ortak tatbikat
yaptı. Amerikan 6'rncı
filosundan Guam gemisinde
açıklama yapan NATO
Genel Sekreten Javier
Solana soğuk savaştan sonra
özellikle kitle imha
silahlannın yayılmasının
Akdeniz bölgesini tehdit
ettiğini söyledi. Solana
"Nûkleer tehlikeyi biliyonız,
ancak kimyasal veya
biyoJojik silahlann getirdiği
tehlikeyi bilmiyoruz" dedi.
Clmton'a çajjn
• NASHINGTON (AA) -
ABD Adalet Bakanı Janet
Reno'nun. Başkan Bill
Clinton ve Başkan
Yardımcısı Al Gore'un
seçim fınansman
faaliyetlerinin
soruşturulmasi için özel bir
savcı atanmasına gerek
bulunmadığı yolundaki
karan. Cumhuriyetçi
Parti'den sert tepki aldı.
Cumhuriyetçi Parti adına bir
radyo konuşması yapan
Temsılcıler Meclisi
Adalet Komitesi Başkanı
Henry Hyde, bizzat
Başkan Clinton'dan
bagımsız bir savcı atamasını
ıstedi.
Hindistan'da
çatışmalar
• YENtDELHİ(AA)-
Hindistan'ın Assam
eyaletinde meydana gelen üç
ayn çatışmada, lOkişinin
öldüğü bildirildi. Polis
yetkililen, çatışmalann,
Assam Birleşik Kurtuluş
Cephesi'ne ve Bodoland
L lusal Demokratik
Cephesi'ne üye aynlıkçılarla
giivenlik kuvvetleri arasmda
meydana geldiğini ve
ölenlerden 6'sının aynlıkçı
militan olduğunu kaydettüer.
çıpfakgozfe
• CHıCAGO (AA) -Merkür,
Mars, Venûs, Jüpiter ve
Satürn'ün, önümüzdeki iki
hafta boyunca çıplak gözle
görülebileceği bildinldı. Yan
yana görünecek beş
gezegenın yanı sıra
Uranüs, Neptün ve
Plüton'un da teleskopla
izlenebileceği belirtildi.
Havanın açık olması halinde
dünyanın her tarafindan
görülebılecek gezegenlerin
ancak yüzyıl sonra bir kez
daha bir arada görülebileceği
kavdedildi.
Sera etkisine yol açan gazlann emisyonu şimdi tamamen durdurulsa bile, yeryüzünde iklim değişikliği devam edecek
Çevre için artık çok geç• Bilim adamlanna göre, atmosferde sera etkisine yol açan
gaz emisyonu, sanayi devrimi i]e başladı. Atmosferdeki
karbondioksit oranını azaltmak için petrol, gaz kullanımı
derhal yasaklansa bile, yerküredeki su seviyesi artmaya devam
edecek. Küresel ısınmanın başlıca sorumlusu gelişmiş ülkeler
ise hâlâ ciddi bir önlem almayı düşünmüyor.
KYOTO(AFP) -Bilim adamlanna gö-
re, kömür, gaz ve petrol kullanımı şimdi
yasaklansa bile, yerküredeki iklim deği-
şikliği devam edecek.
Birleşmiş Milletler bünyesinde görev-
li bilimadamlan, 18. yüzyıl sonlanndabaş-
layan sanayi devrimi ile yerlcürede iklim
değişikliğüıe yol açan gazlann atmosfe-
re salınmaya başladığını ve hiçbir örde-
min bu sureci durduramayacağını belir-
tiyorlar.
Bilim adamlan, karbondioksit emisyo-
nunu önlemek için petrol ve kömür kul-
lanımına derhal son verilse bile, deniz se-
viyesindeki artışın daha yüzyıllarca süre-
ceğini bildirdiler.
BM'de görevli David Griggs, buna kar-
şın, kûresel ısınmanın sorumlusu olarak
gösterilen gaz emisyonlannın bir an ön-
ce yasaklanmastnın. kaçınılmaz olan bir
sürecin etkilerinı hafıfleteceğine dikkat
çekti. Griggs, BM 'nin Japonya'da devam
eden ildimle ilgili görüşmelerinde son sö-
zü söyleyecek olan Hükümetler Arası İk-
lim Değişikliği Paneli'nde görevli. Çev-
re zirvesi için Kyoto'da bulunan Griggs,
"Hemen bugün zararb emisyonlan kessek
bile, bugüne kadar atmosfere saldığunız
emisyonlar, deniz sevivesini daha yüzler-
ce yıl arttırmaya yeter. Yani ne yaparsak
vapalım, deniz sevjyesindeki arOş süre-
cek" dıyor.
Atmosferde sera etkisi yaratan gazla-
nn emisyonunun sorumlusu, sanayi dev-
riminin de öncüsü olan gelişmiş ülkeler.
Sera etkisine yol açan gazlann basında da
karbondioksit geliyor.
Kyoto'daki çevre konferansı, deniz se-
viyesine yakın ülkelerin kaderlerini tayin
edecek. Pasifik Okyanusu'ndaki Mars-
hall Adalan'ndan diplomat Espen Ron-
neberg, "Kyoto'dadoğrudüriist bir anlaş-
maya vanlmazsa. kendimizi 50 yd içinde
bir felakete ha/ırlamamız gerekiyor. Par-
lanıentomuz, deniz seviyesinden bir met-
re yukarda, ilk parlamentomuzu kaybe-
deceğK" diyor. Ronneberg. parlamento-
yu kurtarmaya yetmeyecek bir çözümü
meşru kabul etmeyeceklerini sözlerine
ekliyor.
Griggs, Kyoto'da ortaya konan en radi-
kal önerinin bile, atmosferde "çokküçük
bir etidye yol açacağmı" söylüyor.
Sera etkisine yol açan gazlann atmos-
ferdeki yoğunluklannın 2100 yılında sa-
bitlenebilmesi için, emisyonlannın 2050
yılında tamamen kesilmesi gerekiyor.
Kyoto'da kalkınmış ülkelerin çoğu, gaz
emisyonlannı 2100 yılında daha yüksek
bir oranda sabitlemeyi, yani 2050 yılın-
da emisyonlannı yan yanya indirmeyi
tartışıyor. Oysa, 100 yıldabirsantigrat-
Iık bir ısınma bile, kabaran okyanuslann
topraklan yutmasına, çölleşmeye ve Af-
rika'da kuraklığm artmasına yol açacak.
BM iklim Değişikliği Paneli'nin Baş-
kanı Robert Watsoa, "Sera etkisine yol
açan gazlann emisyonlannda sınırtama-
yagidilınezse,geçen lObinyıldagörülme-
miş bir iklim değişikliğiyayınacak" dıyor.
İklim değişikliği. ısmmaya bağlı kole-
ra gjbi hastalıklann yayılmasuıa da yol aça-
cak. Bilim adamlan, Avrupa'nın da sıtma-
dan payını alacağını söylüyor.
KYOTO ZİRVESt
AB, kirletmeye
bahane buldu
Binlerce yıl doğayla birlikte yasavan insanhk, son 250 yüda tüm dengeleri alrüst etti.
KYOTO (Ajanslar)-Av-
rupa Birliği, küresel ısın-
maya yol açan gazlann
emisyonunda, ABD ve Ja-
ponya'dan daha fazla feda-
kâriık yapmaya istekli de-
ğil. AB'nin çevreden so-
rumlu komiseri RittBjerre-
gaard, başka ülkeler yüzde
5. Japonya yüzde 2.5 oranın-
da indirime giderken
AB'nin yüzde 10'luk bir
kesintiyi kabul etmediğini
bildirdi.
AB'nin sera etkisine yol
açan gazlann emisyonun-
da daha fazla indirimi kabul
etmesinin ABD'ye ekono-
mik bir avantaj sağlayaca-
ğına dikkat çeken Bjerre-
gaard, burıu "aptalhk" ola-
rak niteledi.
Japonya'nın Kyoto şeh-
rinde düzenlenen çevre zır-
vesinin son bölümü olan ba-
kanlartoplantısından önce.
konferansa katılan 159 ül-
ke arasmda, sera etkisine
yol açan gazlann emisyon-
lannın hangi oranlarda kı-
sıtlanacağı konusunda halen
bir anlasmaya vanlamadı.
Dün toplantı için Japon-
ya'ya gelen AB bakanlan,
Kyoto'ya varmalanndan kı-
sa süre sonra yaptıklan açık-
lamada, BM'nin getirdiği
öneriyi desteklemedikleri-
ni bildirdi. AB'nin çevre
komiseri Bjerregaard; AB,
ABD ve Japonya gibi sa-
nayi ülkelerinin, aynı hede-
fi tutturmalan gerektiğini
söyleyerek "Bu tip bir fark-
klaşmavı kabul etnırvoruz"
dedi.
Konferansta bugüne dek
en radikal öneriyi AB getir-
di. 1990yıhndaJcigazemis-
yonlannı baz alan AB, 2010
yılı itibanyla, sera etkisine
yol açan başlıca üç gazın
emisyonunda yüzde 15'lik
bir indirime gidilmesini öne-
riyor.
Japonya 2008 ıle 2012
yıllan arasmda yüzde 5 'lik
bir indirim önerirken kirli-
liğin baş sorumlusu ABD,
2008 ile 2012 yıllan ara-
smda hiçbir değişiklik ya-
pılmamasından yana.
Konferans başkanı Raul
Estrada'nın sunduğu tas-
lakta ise AB'nin üç temel
gazda yüzde 10'luk,
ABD'nin yüzde 5'îik, Ja-
ponya'nınyüzde2.5'likbir
indirime gitmesi öngörülü-
vor.
Başkanlık seçimlerinde faşist ile komünist karşı karşıya
Sırplar sandık başındaBELGRAD (Ajanslar) - Sırbis-
tan'da halk. devlet başkanını seç-
mek için dün sandık başına gitti. Iki
ay önce katılım oranı düşük olduğu
için geçersiz sayılan seçimden son-
ra düzenlenen bu seçımlerde. Sktbo-
dan MDose\iç'e yakınlığıyla tanı-
nan sosyalist Milan Mflutinoviç ıle
aşın sağın temsilcısı Vojislav Seseü
favori gösteriliyor.
Yedi adaym yanştığı seçimler.
yedi yıl görevde kalan Miloseviç'in
geçen temmuz ayında Yugoslavya Fe-
deral Cumhuriyeti (Sırbistan ve Ka-
radağ) cumhurbaşkanlığına seçil-
mesinden sonra Sırbistan Devlet
Başkanı'nı belirlemek için yapılı-
yor.
5 Ekim'de yapılan ilk tur seçim-
lerinde, Seseü, Miloseviç'in önceki
adayı Zoran liKç'ten biraz daha faz-
• Son kamuoyu yoklamalan Yugoslavya lideri
Miloseviç'in adayı Milutinoviç'in aşın sağcı
Voyislav Seseü'nin önünde olduğunu gösteriyor.
la oy almıştı. Ancak seçimlere katı-
lım oranının düşük olması yüzünden,
seçimler geçersiz sayıldı.
Son kamuoyu yoklamalan, halen
dışişleri bakanlığı görevini yürüten
Milutinoviç'in Seseü'den önde oldu-
ğunu gösteriyor. Gözlemciler, buna
karşın Miloseviç yönetiminden hoş-
nutsuz kalan kalabalıklann desteği-
ni alan Seseli karşısında, eski ko-
münist Milutinoviç'in hayli zorla-
nacağına dikkat çekiyor. Seseli'nin
iktidara gelmesinin, Sırbistan'la uhıs-
lararası topluluk arasında birsürtüş-
me başlatması kaçınılmaz görünü-
yor.
Hırvatistan ve Bosna savaşlann-
da eski paramiliter güçlerin liderlı-
ğinıyapmışolan Seseli, 1995'teim-
zalanan Dayton banş anlaşmalanna
karşı. Seseli, Sırbistan'm 1995'te
Hırvatistan'a kaybettiği topraklan
geri almaya da ant içti.
Uluslararası gözlemciler, Sese-
li'nin her iki yönde de atacağı adım-
lann eski Yugoslavya'da yeni bir şok
dalgası yaratacağına işaret ediyor.
Seçimlerin geçerli olması için ka-
yıtlı 7 mihyon 234 bin 769 seçmenin
yansından fazlasının oy kullanma-
sı gerekiyor. Seçimlen, AGfT'ten
30 kadar gözlemci ızliyor. Resmi
sonuçların ancak perşembe günü
alınması beklenivor.
Özelleştirme politikası etkisini göstermeye başladı
Çin'de işçi-polis çatışmasıDış Haberler Servisi - Çin Komünist
Parhsı "nin son kongresinde alınan özel-
leştirme karan etkisini göstermeye baş-
ladı. Yapılan son araştırmalar özelleştir-
me sureci nedeniylegelecek 3 yıfda 3 mil-
yona yakın Çmlının işsi2kalacağınıgös-
terirken ülkenin güneybatısındaki Siçu-
an eyaletinde işten çıkanlan gösterici-
lerle polis arasında çıkan çatışmada en
az 10 kişinin yaralandığı, 20 kişinin de
tutuklandığı bildirildi.
Çin'deki Insan Haklan îzleme Komi-
tesi tarafindan yapılan açıklamada, per-
şembe ve cuma günü gerçekleştirilen
gösterilerin Zigongkentmerkezine iki ve
üç tekerlekli ticari araçlann girmesinı
yasaklayan yeni beiediye yasalannı pro-
testo etmek amacını taşıdığı bildirildi
Merkezi Nevv Ybrk'ta bulunan uluslara-
rası insan haklan kuruluşu, sürücülerin
çoğunun devlet fabrikalanndan çıkanl-
mış işçilerolduğunu kaydetti. Kuruluş yet-
• Zigong kentinde işten çıkanldıktan sonra
arabacılığa başlayan işçiler, arabalan da yasaklanınca
sokağa döküldüler. Çin'de 3 yılda yaklaşık 3 milyon
kişinin işsiz kalacağı bildiriliyor.
kilileri gösterilerin 10 bin kişinin katfll-
mıylagerçekleştiğini veyeniyasalannkal-
dınlmasını talep eden 500 kadarsürücü-
nün kentin ana caddesini kapatarak ey-
lem yaptığını bildirdi. Eylemcilenn ön-
ceki gün öğlen saatlerinde polis tarafin-
dan zorla dağıtıldığını belirten kuruluş,
"En aandan 10 sürücü varalandL 20'si
de tutuJdandı" dedi. Zigong kenti beie-
diye sözcüsü ise olaylarda yaralanan ya
da tutuklanan olmadığinı, polisin zor kul-
lanmadığını iddia etti.
Bu arada, haftalık ekonomı dergisi
China Daily Business 'da yayımlanan bir
araştırmanın sonuçlanna göre. Çin'de
baslahlan özelleştirme sureci kapsamm-
da 2000'e kadar ağır sanayide çalışan 2
1
milyon 700 bin işçi işten çıkaniacak.
Bu araştırmayagöre, devletin buhran-
h kömür sektörü 5 milyon 200 bin çalı-
şanınm yaklaşık beştebirinı, demirve çe-
lik endüstrisı 3 milyon 300 bin işçisin-
den 700 bınini işten çıkaracak. Demir-
yollan Bakanlığı'na bağlı çalışan işçile-
rin 240 bini. petrokımya sektöründe ça-
lışan 660 bin kişinin üçte biri. havacılık
sektöründe çalışan 150 bin kişi de işle-
rinden olacak. Rapora göre, devlet ter-
saneleri 60-100 bin arasmda işçi atarken
modernleşme. Çin ordusunu da vuracak.
Yanm milyon insanın ordudaki görevle-
rinden çıkanlması bekleniyor.
ORUŞ/Prof. Dr. A. SUAT BİLGE
Türkiye, Fener Rum Patrikhanesi'nin Lozan
Konferansı'ndayapılan sözJü anlasmaya saygı gös-
terilmesine dikkat etmektedir. Bu anlasmaya gö-
re Fener Rum Patrikhanesi, Türkiye'de kalan Rum
azınlığının dinı rıizrnetlerini yenne getirmekle ye-
tinecektir. Patrikhane ise tarihten gelen bir alış-
kanlıkla halen de ekümenik olduğunu iddia et-
mekte, Türkiye, bu iddiayı kabul etmemektedır.
Dinı konularda yazılan kitaplarda ekümenik
sözcüğü iki anlamda kullanılmaktadır. Birincisi,
genel olarak kilisenin evrensellik niteliğini göster-
mektedir. Bütün Hıristiyan Kiliselerin Ortodoks,
Protestan ve Katolik kiliselerin tek bir kilise hali-
negelmesi için çalışmalar ve toplantılar yapılmak-
tadır. iyi niyetli açıklama ve bildiritefe rağmen bir-
leşme sağlanamamaktadır.
Ekümenik sözcüğünün ikinci anlamı, Fener
Rum Patrikhanesi'nin muhtar ve eşit Ortodoks
kiliseleri arasında onursal önceliğidir. Fener Rum
Patrikhanesi bu unvanı ile Ortodoks kiliselerinin
birliğini gerçekteştirmeyeçalışmaktadır. Geçmiş-
te Ortodoks kiliseleri birbirlerinin üzerinde değil,
yan yana ve ayn ayn örgütlenmişlerdir. Bu yüz-
den aralannda bir hiyerarşi yoktur. Fener Rum Pat-
riki'nin Atina Başpiskoposu veya Moskova Or-
todoks Patriki üzennde bir yetkisi yoktur. Ancak
onların kabu! ettikleri kapsamda bir birleştirme-
yi gerçekleştirebilir. Uygulamada güçlükler çık-
maktadır. Örneğın Amerika'daki Rum ve Rus Or-
todokslann örgütlenmesinde Istanbul ve Mosko-
va Patrikhaneleri aynı görüşte değildirler. Fran-
sa'da benzer bir sorun vardır. Fener Rum Patrik-
hanesi'ne ekümenlik konusunda Atina Başpis-
koposu, Ankara hükümetinden daha fazla güç-
lükçıkarmaktadır. Geçmişteekümenizm, Bizans
ve Osmanlı imparatoriuklannın coğrafya ve siya-
si bıriiğine dayanmıştır. Bugün böyle bir temel yok-
tur.
Türtoye Cumhuriyeti'nin Patrikin ekümenik un-
vanını tanımak için hukuki bir yüklenimi yoktur.
Lozan Konferansı'nda yapılan sözlü anlasmaya
göre Patrikhane'nin Istanbul'da kalması, dünya
işlerine kanşmaması şartına bağlanmıştır. Orto-
doks kiliselerinin birteştirilmesi dini bir konu, yok-
sa bir dünya işi, hatta siyasi bir faaliyet midir? Bi-
zans imparatorian, Istanbul Patrikhanesi'nin Ro-
ma Kilisesi ile birleşmesini engellemişlerdir. Os-
manlılar da sadece imparatorluk sınırları içinde
kalan Ortodoks kiliseleri arasında eşgüdümü sağ-
lama göfevini Fener Rum Patrikhanesı'ne vermiş-
lerdir.
Günümüzde ekümenizm ile Türkiye Cumhuri-
yeti içindeki ve dışındakı Ortodoks Kiliseleri'nin
birleştinlmesi söz konusudur. Patrik Bartoiome-
os5 Mayıs 1997 tarihli Timedefgisindeçıkan de-
Fener Rum Patrikhanesi (4)
mecinde: "Ortodoks Hıristiyanlara Doğu-Batı
yakınlaşmasını sağlamada özelbirgörevdüştü-
ğûne inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyetigibi, bizim
de her iki dünyada ayağımız var" derniştir Böy-
le bir görev siyasi bir faalıyettir. Bu faalıyetin Ame-
rika ve Rusya'daki Ortodoks kiliselerinin arala-
nndaki ilişkileri de kapsadığı hatırlanırsa Türkiye
bakımmdan siyasi niteliği açıktır. Sovyetler Birli-
ği dağıldıktan sonra, Moskova Ortodoks Patrik-
liği, Federal Rusya içinde yeniden öne çıkmıştır.
Milletlerarası planda da rol oynamak istemekte-
dir. Bu gelişmeler istanbul ve Moskova patrikle-
rini karşı karşıya getirmektedir. Örneğin Mosko-
va Patriki II. Alexis Estonya kilisesinin yeniden
Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlanmasını tanıma-
maktadır. 1997 yılı haziran ayında Graz'da yapı-
lan toplantıda Moskova Patriki II. Alexis "Eküme-
nizmin tehlikelive hiçbirbiçimde kabuledilemez
olduğunu" açıklamıştır. Türkiye'nin Federal Rus-
ya ile ilişkileri güçlüklerle doludur. Bunlara bir de
iki Ortodoks kilisesi arasındaki sürtüşmeleri ek-
lemek Türkiye'ye bir yarar sağlamaz. Patrikhane
yeniden dünya işlerine katılmak istiyorsa bu fa-
alryeti Nevv York'ta daha etkili bir biçirnde yapa-
bilir. Istanbul'da kalmak istiyorsa dünya ışlerin-
den elini çekmesi gerekir.
Siyasi bakımdan Türkiye, geçmişte Patrikha-
neyi Istanbul'dan çıkarmak veya kapatmak iste-
diği zaman, Lozan'da ve daha sonra görüldügü
gibi baştaAmerika Birieşik Devletleri olmak üze-
rebir Hıristiyan devletleri ittifakı veV^tikan'ın tep-
kisi ile karşılaşmaktadır. Bu yüzden Türkiye, Pat-
rikhanenin statüsünü degistirmekten vazgeçmiş-
tir. Türkiye, Fener Rum Patrikhanesi'ni bugünkü
statüsündetuttuğu zaman Istanbul'daki Rumla-
nn çok azalması nedeni ile Patrikhanegittikçeza-
yıflamaktadır. Türkiye'nin önünde bulunduğu du-
rum, Fener Rum Patrikhanesi'nin varlığını tarihin
akışına bırakmak veya bu akışı durduracak de-
ğişiklikleri kabul etmektir.
Fener Rum Patrikhanesi adı üzerinde, etnik bir
kilisedir, bir Rum kilisesidir. Bu kilisenin Türki-
ye'ye içerde zarar vermesi ofanağı günümüzde
azalmıştır. Türkiye'ye, Türkiye dışında zarar ver-
mesiAmerika'daki Rum lobisinin tutumuna bağ-
lıdır. Türkiye'ye milletlerarası alanda yarar sağla-
mast da Yunan ve Türk menfaatlerinin çattşma-
masına bağlıdır. Bir çatışma olursa Fener Rum
Patrikhanesi'nin Yunan menfaatlerine karşı bir
tavır alması beklenmemelidir. Aynca Türkiye Lo-
zan Konferansı'nda Patnkin siyasi faalıyetlerin-
den şikâyetçi olmuştu. Şimdi Patrikten siyasi yar-
dım istemek, geçmişteki deneyimız ile tutarlı de-
ğildir.
Türkiye'de bazı düşünürier. Patrikhanenin ka-
patılması, yürüriükte olan statüsüne uyması ve-
ya statüsünün yükseltilmesı konulannı binbirieri
ile kanştırmaktadır. Günümüzde Patrikhanenin
kapatılması veya statüsüne uygun olan çalışma-
lannın engellenmesi düşünülmemektedir.
Son yirmi yıldır Patrikhaneye hoşgörülü dav-
ranılmaktadır. Patrikin milletlerarası toplantilara git-
mesi kısrtlanmamaktadır. Patrikhane binasının
yenilenmesine izin verilmiştir. Bina, Yunan ba-
kanlan dahil, üç bin davetlinin önünde 1989 yı-
lında hizmete açılmıştır. Cumhurbaşkanı, Patriki
diğer din adamlan ile Çankaya Köşkü'ne davet
etmeye başlamıştır. Günümüzde tartışılan konu,
Patrikhanenin statüsünün yükseltilerek güçlen-
dirilmesidir.
Konuyu, Amerika Devletleri Başkanı Clinton
1994 yılı mart ayında Başbakan T. Çiller'e yaz-
dığı mektupla gündeme sokmuştur. Clinton, Pat-
rikin sıkıntılannın azaltılmasını istemiştir. Clin-
ton'ın, Fener Rum Patnkliği ile ılgilenmesinin ne-
deni, Amerika'da çoğu Anadolu'dan göçmüş
yaklaşık beş milyon Rum kökenli Ortodoksun
bulunması ve bunlann verdiği oylann seçimler-
de etkili olmasıdır. Clinton, mektubunda sıkıntı-
nın ne olduğunu belirtmemiştir. Sonra da, Yunan
Başbakanı'nın VVashington'a ziyareti sırasında
sıkınt/lannın azaltılması için Patrikhanenin statü-
sünün değiştirilmesini ve Patrikin ekümenik urt-
vanının tanınmasını istediğini açıklamışbr. Istek Lo-
zan Banş Konferansı'nda yapılan sözlü anlaşma-
nın Rumlaryarannatek taraflı değiştirilmesidir. Tür-
kiyeyaranna karşrt olarak ne düşündüğünü açık-
lamamıştır.
Istanbul Valiliği'nin, Patrikin seçimi hakkında Pat-
rikhaneye 1970 yılında bıldirdiği ilketere göre Pat-
rik adayının Türk vatandaşı olması şarttır. Istan-
bul'daki Rum toplumunun küçülmea vedin adam-
lannın da azalması yüzünden ilerde Patrik seçi-
lecek Türk vatandaşı Rum bulmakta güçlük çe-
kilecektir. Bu güçlük, Türk vatandaşı olmayan
Rumlara vatandaşlığa alınma yolu ile Patrik ada-
yı olma olanağının verilmesi ıle geçıştirilebilir.
Böylelikle doğuştaTürk vatandaşı olmayan Ame-
rikalılar, Türkiye ıçın yarartt olacak iseler Patriklik
görevine getirilebilirier.
SÜRECEK
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
ARAÜK AY! ETKİNÜKLERl
SOYLEŞİLJ İMZA GUNLERİ
12 Aralık Cuma Saat:17.00-19.00
RAİF ERTEM
14 Aralık PazarSaaV.17.00-19.00
DENİZ SOM-FİKRET KIZILOK
79 Aralık Cuma Saat: 17.00-19.00 x
ŞÜKRAN KURDAKUL-ALPAY KABACALI
20 Aralık Cumartesi Saat: 14.00-16.00
VEDAT GÜNYOL
20 Aralık Cumartesi Saat: 16.00-18.00
ATİLLA DORSAY
24 Aralık Çarşamba Saat: 17.00-19.00
NECATİ CUMALI
İKÂRIKÂTÜR VE RESİM SERGfSİ
8-12 Aralık (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00)
BAHADIR BOYSAL
VEYSEL KURUCU
M. ORKUN MÜFTÜOĞLU
mĞLIÖOYA RESİM SERGfSf
13-27 Aralık (Pazartesi hariç hergün 10.00-19.00)
TÜMAY ÜCOK
MÜZİK DİNCIflSİ
27-28 Aralık (Cumartesi-Pazar) Saat: 17.00
FERDA EREREN
ÜÇ DENJZ TOPLULUĞU '
1996 CUMHURİYET AJANDAS
imhurıye
sesi kadın
Lüks ciltli bûyük boy
ajandayı Istanbul'da
Taksim ve Cağaloğlu
Sergi salonlanmızdan
Izmir'de lleri (Konak),
Temmuz (Kemeralb),
Aydın (KipaJBornova)
Kitabevlerinden,
Adana'da
Cumhuriyet Kitap
Kulübü Sergi
salonundan ve de
kitapçılardan
edinebilirsiniz.
Ryat:1.2S0.000Tl
^ kitap kulubu
(«i nnıımn «f.
(Ödefneli göfidenlmez)
Tûrkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel:514 01 96
Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
Cumhuriye{
^ kitap kulübü
ÇAfi PJIZJIRLİIMJI A.Ş.
Adınıza Kitap İmzalansın
İstemez misiniz?
"CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" Aralık ayı
etkinlikleri arasında "SÖYLEŞİLİ İMZA GÜNLERl"
sürecek. Oysa belki o günlerde istanbul dışında
olacaksınız. Ya da işiniz engelleyecek TAKSİM
SERGİ SALONU'na o saatlerde gelişınizı. CKK ne
güne duruyor! CKK'ne birtelefon edin; kredı
kartınızın numarasını ve son kullanma tarihini
yazdırın. sonra da imza gününe katılan dilediğiniz
yazann. istediğiniz krtap ya da krtaplanrtı isteyin.
"Kitap Kurdu" indirimi dışında ve de posta gideri
içinde hemen adresinize gönderilsin. "İmza
Günleri"nın yazarları mı? lşte onlar: ORAL
ÇAUŞLAR, DEMİRTAŞ CEYHUN, AYDIN
BOYSAN, RAİF ERTEM, DENİZ SOM, NECATİ
CUMALI, YALVAÇ URAL. ALPAY KABACALI,
VEDAT GÜNYOL, ATİLLA DORSAY...
Tel.(212)514 01 96-(212)252 38 81/82Faks:(212)514 01 95