27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ARAUK 1997 PAZARTESİ 4 HABERLER Güreş: DVPye Doneonnm • KİLİS (Cumhuriyet) - Kilis'in düşman ışgahnden kurtuluşunun 76. yıldönûmü törenlerine katılmak üzere kente gelen Bağrmsız Milletvekili Doğan Güreş, yeniden DYP'ye dönmeyi dûşüneceğini söyledi. ll sınınnda Belediye Başkanı Güven Sipahi ve kalabalık bir yurttaş topluluğu tarafından karşılanan Güreş, gördüğü yoğun ilgiden memnunluk duyduğunu dile getirdi. Bazı partüilerin, "Paşam yuvaya daha ne zaman döneceksin" yolundaki sorulannı yanıtlayan Güreş, polıtikaya hâlâ ısınamadığını kaydederek, "Ben DYP'nin RP ile koalisyon kurmastna tepki göstererek partimden aynlmıştım. Şartlar değişti. DYP'ye dönmeyi düşûneceğim" dedi. SendKacı Metin Tirker öMü • KARABÜK (Cumhuriyet) - ABDde yaklaşık bir yıldır tedavi gören Hak-lş'e bağlı Öz Çelik-lş Sendikasrnın Genel Başkanı Metin Türker yaşanunı yitirdi. Cuma günü ABD'den Türkiye'ye getirilerek memleketi Karabük'e götürülen ve burada ölen Metin Türker bugün Karabük'te toprağa verilecek. Enriyet HTyi yatariadı • ANKARA (AA) - İnsan Haklan Derneği'nin (IHD) eylül ayında meydana gelen bazı olaylara ilişkin hazırladığı raporla ilgili olarak Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanhğı tarafından yapılan araştırmada, iHD'nin, Diyarbakır'da faili meçhul kişilerce öldürüldüğünii ıddia ettiği Mehmet Ölçer'in, Hüseyin Buz ısımli şahıs tarafından öldürüldüğü ve Buz'un yakalanarak tutuldandığı kaydedildi. Osmaniye'den Iskenderun'a giderken yolda ba$ka bir araçtan yapılan sılahlı saldın ile kimliği belirsizkişiteftfe öldürüldüğü iddia edilen Yusuf Topçu cinayetiyle ilgili olarak da, Namdc Kemal Kırmızıoğlu, Erhan Kırmızıoğlu, Yıldır Tüfenkli ve Tahsin Ballı isimli şahıslann fırari sanık olarak arandıklan belirtildi. Çanakkale'de faili meçhul kişilerce öldürüldüğü iddia edilen Şamil Temiz'in, Mehmet Acar tarafından öldürüldüğü belirtildi. ASİALACAK toplantısı • İstanbul Haber Senis - KKTC'li işadamı Asil Nadir'den alacakh olan gazeteciler, bugün saat 19.30'da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda yine bir araya gelecekler. Son gelişmeleri değerlendirecek olan gazeteciler, alacak lıstesinın tamamlanmasından sonra Asil Nadir'in avukatlanyla görüşme öncesi durum değerlendirmesi yapacaklar. ÇGD raporu • İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Genelkurmay Başkanhğı'nın geçen ay gazetecileri tophıca Güneydoğu'ya götürmesini 'firmalanrı düzenlediği basın gezilerine' benzeterek geziyle ilgili yayınlann objektiflikten uzak olduğunu belirtti. ÇGD raporunda gazetemiz dışında hiçbir basın kuruluşunda sendika bulunmamasına dikkat çekildi. DüzBltme • Dünkü gazetemizde yer alan "Adaylann hedefı konuşan üniversite" başhklı yazımızda Prof. Dr. Burhan Şenatalar'ın özgeçmişinde yer alan, 'Doktorasını Ahnanya'da Saarland Üniversitesi'nden aldr ifadesi yanhştır. Doğru ifade, "Doktora çahşmasımn bir bölümünü Almanya'nın Saarland Oniversitesi'nde yürüten Şenatalar, doktorasını 1973 yılında istanbul Üniversitesi'nden aldı" olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Batman'da bir PKK'liyi yakalayan görevlüer tutanağa'JİTEM personeli' diye imza attılar JÎTEM resmen belgelendiHALtLNEBtLER Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı istihbarat ve operasyon kuruluşu JlTEM'in varhğı; özellikle, Susurluk çetesi tartışmalan sırasında kamuoyunu uzun süre uğraştırdı. Tartışmalar sırasında komıyla ilgili en yetkili kişi olan dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Burhanettm BigaİL JlTEM'in varlığını kesin bir dille reddetti. Kasım ayı içinde bir grup gazetecinin Güneydoğu'da yaptığı gezi sırasında da üst düzey askerler JÎTEM'in olmadığını gazetecilere söylediler. Ancak Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yapılan bir yargılamada JlTEM'in varlığına, • Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Burhanettin Bigalı tarafından kesin olarak reddedilen jandarma istihbarat kuruluşu JlTEM'in varhğı, istihbarat ve operasyon görevleri yaptığı Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yapılan bir yargılama sırasında ortaya çıktı. istihbarat ve operasyon yaptığına ilişkin karutlar ortaya çıktı. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde "süahh çetenin sair efradı olmak" suçlamasıyla yargılanan Mehmet Zennun Rüzgâr, dava dosyasının 12 dizi numarasında yer alan yakalama tutanağına göre 11 Kasım 1994 tarihinde Batman kent meîkezinde yakalandı. Aynı tutanağa göre Mehmet Zennun Rüzgâr, "yasadışı PKK terör örgütüne vardım-yatakhk suçundan takip" ediliyordu. Rüzgâr'ı yakalayan kişiler, yakalama tutanağına "JİTEM personeBT> olarak imza attılar. Yine tutanağa göre Rüzgâr, yakalandıktan sonra Siirt ll Jandarma Komutanlığı Sorgu Merkezi'ne teslim edildi. Mehmet Zennun Rüzgâr, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda silahlı çetenin sair efradı olmak suçundan hüküm giydi. Rüzgâr' m avukatı Mustafa Lûtfi KTVKL, karan temyiz etmek için Yargıtay 9. Dairesi'ne yazdığı dilekçede, JİTEM konusuna şöyle değindi: "Sanık, dosya içeriğine göre JİTEM görevüsi olarak imza atan kişilerce yakalanrtuş ve sorgusu yapdmıştır. En yüksck yetkili merciler tarafından ve bu arada Jandarma Genel Komutanı tarafından da reddedilen ve yasal sayümayan JİTEM'in yakalama ve sorgulamasL, hukuka aykm delil dde etmektirJ" Mustafa Lütfi Kıyıcı, Yargıtay 9. Dairesi tarafından aralık ayının ortasında verilecek kararda, JtTEM'in hukuka aykınlığımn etkili olmasını beklediğini belirtti. Bakanlık, dinci okullan, görevlendireceği danışmanlar ile sürekli kontrolde tutacak Tarikat okııflamıa gözalb EBRUTOKTAR ANKARA - Tüm özel okullan araştırma kapsamına alan Mılli Eğitim Bakanlığı, ocak- şubat aylannda tamamlanacak inceleme so- nuçlanna göre şüpheli okullara danışman atayacak. Hazırlanan "Ozel Oğretim Ku- nımlanndaGörevieDdirikcekBakanhk Da- ruşmanlığı Yönergesi''ne gö- re özel okullan denetleyen bakanlık, tarikat okullannı belirleyecek. Bakanlık, kıhk kıyafet yönetmeliğine uyma- yan Aziziye llköğretim Oku- lu, Ferda tlköğretim Okulu ve Fatih Erkek ve Kız lısele- ri hakkında da soruşturma açtı. Milli Eğıtım Bakanlığı tüm özel okullan denetim altında tutmak üzere "ÖzelÖğretiın Kurumlannda Göreviendi- ritecek Bakanlık Damşman- kğı Yönergesi'' hazırladı. Mıl- li GüvenlikKurulu'nun "kök- tendinci eylenüere karşı ön- lemahnmag*karanndan son- ra hazırlanan yönerge, şeri- atçı özel okullara karşı örilem alınması için "danışman" atamalannı öngörüyor. Mil- li Egitim Bakanı HiluntC I1ua>ay'm Teftiş Kurulu Baş- lcarmğı'nda gerçekleştirdiği bürokrat değişikliklerinden sonra tüm özel öğretim okullan "•gözamna" alınırken, soruşturması devam eden okulla- ra inceleme raporlanna göre danışman ata- nacak. Eski Teftiş Kurulu Başkanı Cemal Şe- ker'in görevden alınrp yerine Saim Erdem'in atanmasıyla hız kazanan denetimlerden bu- nalan tarikatçı okullann, kadın eğitimcile- rin türbanla derse girmelerinin sorun olma- sı üzerine bu yıl erkek öğretrnenleri tercih ettigi kaydedildi. Ankara fl Milh Eğitim Mü- dürü Behçet Yavuz'un da "tesettürtü fotoğ- rafiara" ilişkin her türlü belgeyi reddettiği öğrenildi. 8 yıllık kesintisiz temel eğitime geçilme- sinden sonraaçılan özel okul ve dershanesa- Tarikat okuDaı% dinci eğitimi yayrrfâk aınaayto Türkrye sı lise ve kolejler açtılar. Türkiye'de 100'den fazla okulu bulunan Fethullah Güİen, tarikat okuHannda ilk sırada yer alryor. yısında da çok büyük bir artış olmadığı öğ- renildi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine gö- re bu yıl yurt genelinde 300 dershane, 130 özel okul açıldı. Teftiş Kurul Başkanhğı' mn yürüttûğü ve ocak-şubat aylannda sonuçla- nacak soruşturma sonuçlanna göre, kuru- cu müdür ya da öğretrnenleri yönetmelik usullerine aykın davranan özel okullara danışman ata- nacak. Yönergeyegöre daraş- manlann görevleri şöyle: - Danışmanlann gerekli görmesi halinde, valütlderce diğer kamu kurum ve kuru- luşlanndan da biliriaşi gö- revlendirilebilecek. - Teftiş raporlanrun ince- lenmesi sonucunda, gerekli görülen hallerde ya da vali- lik teklifî doğrultusunda ba- kanlık danışmanı görevlen- dirilebilecek. - Bakanhk danışmanının görevsüresi,görevtendirOece- ği konunun özeUigine göre, genel müdürlükçe ahnacak makam onayı ile beuriene- cek. - Danışman, özel okulda idari boşluğun doğduğunu, ve öğretim faaliyetle- rmm aksadığını behTİerse, gerekli önlemlerin alınması için teklifte bulunabilecek. Laik ve sosyal demokrat 23 yıllık yargıçtan Oltan Sungurlu'nun kararnamesine tepki 1 yıldır sürgünhayatıyaşıyorum' EVfrN GÖKTAŞ ANKARA - Hâkımler ve Savcı- lar Yüksek Kurulu'nca (HSYK) yayımlanan yargıç ve savcı karar- namesine, 23 yıllık yargıç Güntaç Deger isyan etti. Bolu'nun Cuma- yeri ilçesinde asliye yargıcı olan De- ğer, "sosyal demokrat ve laik" bir hukukçu olmasından ve şımdiye kadar ilkelerinden ödün vermeme- sinden dolayı 7 yıldır eşi ve ço- cuklanndan ayn sürgün yaşadığı- nı belirtti. Son kararnameyle Giresun'un Şebinkarahisar ilçesine gönderi- len Güntaç Değer, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, şimdiye kadar hiçbir soruşturma geçirmediğini • Eşi Elazığ'da noter olan Bolu'nun Cumayeri ilçesinde görevli asliye ceza yargıcı Güntaç Değer, 'sosyal demokrat ve laik' bir kişiliğe sahip olduğu için 7 yüdan beri ailesinden ve çocuklanndan ayn otel odalannda yaşadığını, son olarak Şebinkarahisar'a sürüldüğünü söyledi. ancak "sosyaldemokratvebdk" bir kişiliğe sahip olması nedeniyle 7 yıldır parçalanmış aileyi oynadı- ğını, nedensizyere oradan oraya sû- rüldüğünü belirtti. Değer, "Bunu gören arkadaşlanm hakkımda olumsuz duşünceye kaputyor. İste- meverekçevremde kötü imaj bıra- kryorum" diye konuştu. Eşinin Elazığ'da noterlik yaptı- ğını, iki çocuğunun da Ankara'da okuduğunu anlatan Değer, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Eşimveçocuklanmdanayn oJ- duğum için \ıllardır otel odalann- da kah\orum. Biryargıca otd oda- sında kalmak yalâşır mı? Aile bû- tünlüğümüzün bugüne kadar hiçe sayılmasına karşın, birçok şeyegö- ğüs gerip bugünlere geldik. Eğer bir istekte bulunsaydım ya eşim ya da çocuklarunayakın bir yer ister- dim. Şebinkanüıisar'a atanmakla kürsû hagımgziıgım da elimden abnnuş oldu. Neden >upılı>or an- lanuyorum. BUdiğim tek bir şey van Bugüne kadar sosyal demok- rat bir bukukçu olarak çağdaşdü- şünmüşvegöre\imin gereguıi vap- ıruşundır. Atatürkçü ve laik bir üı- sanım. Şimdiye kadar düsüncele- rimden asla ödün vermedim. Bu nedenle bep sürgün ve kryıma uğ- raduuT Değer, adının kım tarafın- dan HSYK'ye sokulduğunu ve ku- raldan nasıl geçtiğini bilmediğini vurguladı. Not ortalamasının 86, son müfettiş tahkikattnın iyi oldu- ğunu, tüm arkadaşlannın birinci sınıfayükseldiğini anımsatan De- ğer, "Bu sürgün ve kıyımlarla, be- nim birinci sunfa ayrümam müm- kün degUdir" diye konuştu. Değer. şu göriişlen dile getirdi: "Bu kararnamebenim için sürp- riz oldu. Niçin yıBardan beri hak- kımda böyle bir tavır takınılıyor, bir türlü anlaımyonım. Bu roes- lektcki tecrübe ve kıdemime göre benden vararlanmalan mümkün iken beni tamamen pasifize edip emekli otmaya zoriuyorlar. Karar- name bazı şahıslar yönünden yıı- muşaolmışolabüir, ama benim için tam bir sürgün ve kı> ım kararna- mesidir. İstikbatinı köreltihnek is- teniyor. Yüksek kunıhın bu tasar- ruhina karşı, yargıyoluna başMir- ınakmümkündeğjL Keşkeyargıyo- lu açık olsavdı da bu durumu göz- ler önüne sersevdimr Yeni Dünya Düzeni saldınları tartışıldı Küreselleşmeye karşı emekçi dayanişması İstanbul Haber Servisi - DlSK'e bağlı Tekstil-lş Sendikası'nm evsahipliğinde is- tanbul'da bir araya gelen Akdenizli 11 ül- kenin emekçi temsilcüeri küreselleşmeye karşı emekçi dayanışmasını gerçekleştir- me karan aldılar. Dün sona eren "1. Avru- paAlufenizTekstilGivimveDeriKaaferao- a"mn sonuç bildirgesinde, sektörde küreselleşme ile bir- likte işçi haklannda ihlaller meydana geldiği belirtilerek "Dünvadaki ultrafiberalsal- dın ve küreselleşme rüzgâr- lanna karşı emeğin ulusla- rarası alandaişTMrliğizorun- ludur" denildı. Avrupa Tekstil Giyim ve Deri Işçileri Sendikalan Fe- derasyonu (ETUF: TCL) ile DtSK-Tekstil-lş Sendika- sı'nm birlikte düzenledikle- ri konferans dün Macka Oteli'nde sona er- di. Konferans sonrasında görüşlerini açık- layan DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak dünyada devletlerin devletlerle ilişkileri- nin yerini artık sivil toplum örgütlerinin ilişkilerinin aldığını belirtti. Budak, AB Siyasi Komisyonu'nun, Tür- kiye'nin AB'nin genişleme sürecine karşı çıİcan raporuna paralel bir karartasansı ha- • 1. Avrupa Akdeaiz Tekstil Giyim ve Deri Konferansı'nm sonuç bildirgesinde "Dünyadaki ultra liberal saldın karşısmda emeğin uluslararası alanda işbirliği zorunludur" denildi. zırlayan Avrupa Sendikalar Konfederasyo- nu (ETUC) Yönetim Kurulu'nda DlSK'in koyduğu tavn anımsatarak "Biz bu toplan- tmkaalarakhemDukaranncıkınasınıön- ledikhemdeTürkiye'yidestekleyenbirka- rarm çıkmasım sağlayarak Türkiye'ye bü- yük bir avantaj sağLadık" dedi. Budak, ETUC üyelerinin Avrupa'nın her ülkesinde devletten sonra- kı en büyük güç olduğunukay- detri. ETUF: TCL Genel Sekre- teri Patrickltschert de 20 yıl- dır ilk kez böyle bir konfe- rans toplandığmı vurguladı ve konferansta dünyadaki ultra liberal akımın saldınlanna na- sıl karşı konulacağmın tartışıl- dığını söyledi. Itschert şöyle devam etti: "KüreseJleşmeAB içindede büyük işsiztikdoğur- du. Sosyalgüvenlik sistemine. sendikal hak veözgürlükiere karşı büyük bir saldın baş- lato. Fakat emekçilerin de bu akıma karşı durmalan, küreselleşmenin bir kural ve çerçeve içine ahnmag şart Bu amaçla böl- gesel ve ikOi projeler geliştirmek, emeğin küresel dayanışmasını sağlamak, çahşma yaşamına ilişkin orensd yasalar geüştir- mek znrundâyız." Yılmaz, KKTC Başbakanı Eroglu ile gorüstü 'AB, Kıbns konusunda hataya düşmemelV ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Baş- bakan Mesut Yılmaz, Avrupa Birliği'nin (AB) genişleme ile ilgili karanm alacağı Lüksemburg Zirvesi'nde, Kıbns Türkleri- ni yok sayması ve tam üyelik müzakerele- rini Kıbns Rum Yönetimi'yle başlatma ha- tasına düşmemesi gerektiğini söyledi. AB'nin hataya düşmesi du- rumunda Türkiye ile KKTC'nin entegrasyon süre- cinin hızlanacağı mesajını ve- ren Yıhnaz, adadaki iki ege- men varlığın tanınması ge- rektiğini bildirdi. Yılmaz, dün KKTC Baş- bakanı DervişEroghı'nu Baş- bakanlık Konutu'nda kabul etti. Görüşme öncesinde bir konuşmayapan Yılmaz, için- de bulunulan dönemin Kıb- ns'ın geleceği açısmdan çok önemlı olduğunu vurguladı. Yılmaz, AB'nin Kıbns Rum Yönetimi'yle tam üyelik gö- rüşmelerinin başlatılmasına yönelik karar aldığını anımsatarak şunlan söyledi: "Biz Lüksemburg Zirvesi öncesi AB ülkeleriyle yapüğutuz temaslardaböyle biradımın. an- cak beDi şartiann sağlanması halinde tara- finuaiandadesteMenecegauapkca ifade edi- yoruz. AB, Kıbns ile görüşme karan alır- • Başbakan Mesut Yılmaz, AB'mn Kıbns Rum Yönetimi'yle tam üyelik görüşmelerinin başlatılması durumunda Türkiye ile KKTC'nin entegrasyon sûrectnin hızlanacağı mesajım verdi. kenKıbns'mtErnsinaıeseksiniacıktabınLk- nuşor. Şimdi bunun çözümü için de bizden yardunbekfemektedirier. ABüeKıbns ara- sındaki görüşmeler, adanın sadece bir bö- lümü üzerinde egemen olan Kıbns Rum kesimiyle görüşmeler şeklinde yapıhrsa, Türkiye'nin buna karşı rutumunun ne ola- cağıaçıknr. \e bu görüşmeler- den dahaçok,öncebuüin dün- yaya duyurulmuştur." Yıhnaz, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirelve KKTC Curnhurbaşkanı Rauf Denk- taş arasında imzalanan 20 Ocak deklarasyonunun TBMM'de onaylandığını anımsatarak Türkiye'de hiç- bir hükümetin buna aykın davranmayacağını söyledi. Eroglu da Kıbns'ta varolan sıkınülann aşılması için yap- tıklan programlann uygulanmasında Yıl- maz'ın büyük destek verdiğini belirterek özellikle kuraklıktan zarar gören çiftçilere verilen maddi desteğin kendilerini rahatlat- tığını kaydetti. Maddi sorunlannın aşıhna- sına yönelik olarak Türkiye'nin 1998 yılın- da 80 milyon dolarlık kredi sağladığına işa- ret eden Eroglu, Türkiye'nin desteği saye- sinde ülkesinın moral kazandığını bildirdi. BİZBİZE ERDAL ATABEK Şorumluluk Alamayan İnsanımız... 'Bir zıncır en zayıf halkası kadar sağtamdır.' Özdeyiş Bir toplum, şorumluluk alabilen insanlan kadar güçlüdür. Şorumluluk alabilmek, aldığı sorumluluğu taşı- yabilmek, taşıdığı sorumluluğun hesabına sahip çıkabilmek, bu hesaba sahip çıkarken sıkırrtı çek- meyi göze alabilmek, acılara göğüs gerebilmek bir kişilik sorunudur, bir karaktersorunudur, bir "adam olma" sorunudur. Eğer bir toplum, şorumluluk alabilen insanteır ye- tiştiremiyorsa, insanlan sorumluluktan kaçmak için birbiıierini kullanıyorsa, şorumluluk almamak için entrikaya başvuruyorsa, o toplumunbaşanya uteş- ma şansı yoktur. Bu toplumu bir topluluk, bir grup, bir şirket, bir organizasyon, bir aile olarak da düşünebiliriz. So- rumluluğu kendi üzerinden atmaya çalışan, so- rumluluğu başkasına yıkmaya çalışan insanlardan oluşan bir grup, çökmeye mahkûmdur. Burada önemli olan, "insanlann neden sonjmluluk alama- dıöını" anlayabilmektir. Insanlar neden şorumluluk alamaz? Öncelikle "kendi sonjmluluğunu" neden ala- maz? Sonra "toplumsal sorumluluğu" neden alamaz? Insanın sorumlulugu "kendi sorumluluğu" He bit- mez. Çünkü, "kendi sorumluluğumuz" sandığımız olgu, ilişkJde olduğumuz kişilerle oluşan "ortak so- rumluluğumuz"öuT. Yalnız "kendimizin" sandığı- mız pek çok etken, "ortaklaşa etkilendiğimiz" et- kilerden oluşur. Onun için de yalnız kendini düşü- nen "benc;7"ler, sonuçta yalnız kalarak kendini de sandıklan gibi düşünmediklerini anlarlar. Peki, "sorumluluk" nedir? Nasıl verilir? Nasıl alı- nır? Nasıl oluşur? Öncelikle bilmemiz gerekir ki "sorumluluk", bt- reysel değil, toplumsal bir olgudur. Bize ''sorum- luluk" veren ortam, başkalanyla paylaştığımız or- tamdır. Eğer çocukluğumuzda bir oyuncağı sıray- la kullanmayı öğrenmemişsek "sorumluluk alma- mız" gelişemez. "Sorumluluk a/ma"nın ilk adımı, kendimizden başkalannın da varolduğunu bilmemiz, kabul et- memiz, onunla paylaşmayı kabul etmemizdir. Builkadım, "empatikyaklaşım "dır. Kendimizden başkasını da kendimiz gibi kabul etmemizi, onun- la birlikte olmamızı, onu anlamamtzı gerekli kılar. "Sorumluluk alma "nın ikinci adımı, kendi yaptık- lanmızın "neden sonuç" ilişkisini diişünmemizdir. Ne yaptığımızı düşünmek, neden yaptığımızı dü- şünmek, sonuçta nereye varacağımızı düşünme- yi zorunlu kılar. Bu düşünce; dizgesel, zihinsel iş- lemin süreci demektir ve sorumluluğun bilişsel te- melini oluşturur. Sorumluluk, sanıldığı gibi birisine karşı duyulan yükümlülük değil, kişinin kendi zihin- sel sürecinin sonucudur. "Sorumluluk alma "nın bundan sonraki adımı, "kendi yaptığımızın" riskini almamız, sonucuna katlanmayı göze almamızdır. Çünkü, her sorumlu- luk, kendimizin odemesi gereken birferturadernek- tir. Bufaturayi ödemeyi göze almak belki de bir ris- kin göğüslenmesıdir. Ancak hiçbir zaman sorum- luluk riskten aynlmaz. Bu da kişinin özgüveni de- mektir. Onun için de "sorumluluk alma" kişinin "özgû- veni"y\e ortak bir özellik taşır. Özgüveni olmayan- lar, sorumluluk alamazlar, riski göze alamazlar, bu- nun için de başanyı rastlantılardan beklerier. Peki, biz neden "sorumluluk alamayan insanımz'\ yetiştiriyoruz. Bunun temel nedeni, "çocuManm/za sorumluluk vermeyişimiz "d ir. Çocuklanmıza kendi sorumluluMannı vermiyoruz. Onlan her şeye karşı biz koruyoruz. Onlara "kendilerini korumalannı" öğretmiyoruz. Bütün güçlüklerini biz çözüyoruz. Onlara kendi güçlüklerini çözmeyi öğretmiyo- ruz. Karşılaşacaklan güçlükteri göze alamıyoruz. Güçlüklerle mücadele etmeyi öğretmiyoruz. Güçlüklere karşı dayanıklı, sağlam iradeli, güç- lü kişilıkli, kendi karannı verebilen, sebatlı ve azim- li insanlar yetiştiremiyoruz. Tersine, güçlüklere karşı dayanıksız, zayrf irade- li, zayıf kişilikli, kararlannı hep başkalanndan bek- teyen, sebatsız ve azimsiz basıt tüketiciler yetişti- riyoruz. Sonra da Türkiye'nin geteceğini bu yetiştiteme- diğimiz insanlardan mı bekliyoruz? Bu gerçekleri göremezsek daha çok bekleriz ve daha çok yanılınz... Samyer'de otaylı gece: 2 ölö • İstanbul Haber Servisi - Sanyer Kireçbunıu'ndaki Sera Çay Bahçesı'ne dün akşam saat 22.15 sıralannda silahlı saldında bulunuldu. tki kişinin tabancalı ve bıçaklı saldmsına uğrayan özel harekâtta görevli polis memuru Akif Şenoğlu (33) ile çay bahçesinde garson olarak çalışan Önder Duman (25) yaşammı yitirdi. Emniyet yetkilileri, görgü tanıklannm ifadeleri doğrultusunda içlerinde Kadir Akgül ve soyadı belirlenemeyen Sami adlı bir kişinin de bulunduğu 5 kişinin saldınyı gerçekleştirdiğini belirttiler. Saldınnın siyasi bir yönünün olmadığı da kaydedildi. Başesgioğlu yardım tsted • İâanbul Haber Servisi - tçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, Başbakan Mesut Yılmaz'ın çabasmm yeterli olmadığını belirterek Susurluk olayını aydmlatmak için tüm siyasi partilerin yardımcı olmalan gerektiğini belirtti. Başesgioğlu, Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanlan hakkında devam eden soruşturmalar bulunduğu anımsatarak "Soruşturma komisyonlan gerek görürse hen an açığa alınabilirler" dedi. Göğüs kanserine karşı aşı • CHICAGO (AA) - California Üniversitesi araştırmacılan tarafından göğüs kanserine karşı geliştirilen aşmın, tümörleri iyileştirebildiği ve kanserin yayılmasını durdurduğu bildirildi. Fareler üzerinde aşıyla yapılan laboratuvar deneylerinde başanlı sonuçlar alındığını kaydeden araştırmacılar, aşının, insanlar üzerinde denendıkten sonra üretilebileceğini belirtiyorlar. Model BM toplantısı • İstanbul Haber Servisi - Dünya banşına katkıda bulunmak amacıyla üçüncüsü düzenlenen "Model Birleşmiş Milletler Toplantısı" dün Üsküdar Amerikan Lisesi'nde yapılan genel kurul ile sona erdi. Bu yıl yapılan toplantıya yabancı ülkelerden öğrencilerin de katıldığı belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle