25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ARALIK 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI SİRKETLERDEN •MOTOROLA, Flex Teknolojisi ile mesaj gönderimiyle ilgili ürünlerde gelışim sağlarken mesajlann süzülmesini sağlayan bir sanayi standardı gerçekleştirdi. Flex Teknolojisi aynı zamanda her bir sistem devresı için de daha fazla bilgı taşıma kapasitesı oluşturarak kanal başına düşen çagn sayısımn arttınlmasına olanak veriyor. •JAHİNLER Holding, tekstil sektörünü imha etmek için çabalayan kişi ve kunıluşlara alet olarak asılsız bilgiler içeren listeler dağıttıkları tesbit edilen iki fîrmaya karşı 100 milyar liralık tazminat davası açtı. Holding avukatlan, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne dava başvurusunda bulundular. •HOLLANDA Kraliyet Havayollan KLM ve Northwest Havayollan, l Mayıs 1998'den ıtibaren, Philadelphia'ya günlük uçuşlara başlayacak. Northvvest Havayollan DC- 10 ekipmanı ile bırlikte Schipol ve Philadelphia arasındakı günlük ucuşlar, Amerika'ya ortaklaşa gerçekleştirilen seferlenn 14'üncüsü olacak. •ORIFLAME'in yeni ürünü, Royal Velvet Skın Polish Cream, kadınlann kınşıklık sorununa çözüm getiriyor. Üriinlerini 200 bini aşkın distrbütör ve dırektörler ağıyla tüketıcisine ulaştıran Onflame hakkında ücretsız 0800211 41 65-66 numaralı telefon hattından bilgi alabilirsinız. •DYSON torbasız elektrikli süpürge, pazanmıza girdi. Dünya'da 2 milyon kişiye ulaşmış olan Dyson. emiş gücünün düşmemesini, süpürge haznesinde değişik hızda dolaşan iki hava akımının oluşturduğu "'dual cyclone" teknolojisi ile sağlıyor. •ESCORT Yazıhm kuruluşunu, Ispanyol Gecesi ile duyurdu. Bilişim sektöründe faaliyet gösteren Escort Şirketler Grubu, fınans sektörüne yönelık çözüm paketleri üretmek amacı ile kurulan Escort Yazılım Şirketi'ni 5 Aralık'ta The Marmara Oteli'nde düzenlenen "tspanyol Gecesi"nde tanıttı. ÎMKB'nin geleceğinden umutlu konuşan Başkan Osman Birsen 4 Hedefimiz borsayı dünyaya açmak' GÜLCEMAKTAŞ Tuncav Artun'dan boşalan İstan- bul Menkul Kaymetler Borsa- sı(lMKB) başkanlığma getirilen Osman Birsen, Uzakdoğu borsala- nnda krizin patlak verdiği bir dö- nemde görevi devTaldı. Osman Bir- sen, küçük yatınmcıyı korurnaya yönelik güvence fonuna ilişkin ça- lışmalara başlandığını söyleyerek, şimdiki projelerini uzaktan erişim- le, antnda işlemlerle borsanın dün- yaya açılması yönünde yoğunlaşti- racakJannı iddia etti. Osman Birsen sorulanmızı şöy- le yanıtladı: - Nasd bir borsa devraldımz? - istanbul Menkul Kıymetler Borsası(tMKB), altyapı olarak ger- çekten tatmin edici bir düzeyde. Gerek personelin yetişmişliği açı- sından gerekse teknolojı ve kullan- dığı yöntemleraçısmdan. Borsanın yeni bir evreye geçmesi eksiklik- lerden değil. tamamen büyümenin ve başka bir yapıya gitmenin sonu- cundan kayrîaklanıyor. Bizim pro- jelerimiz ve politikalanmız da geç- mişi eleştirmekten ziyade gelece- ğin daha üst hedeflere ulaşmanın yolu olan projeler üzerinde yoğun- İaşacak. - Borsanın kuruluşundan beri kurumsal yatınmalann eksikliğin- den bahsediliyor. Bundan sonra ku- rumsal vaünmcuun borsaya gdme- si için çahşmalar olacak mı? - Borsadan çok sermaye piyasa- sındaki kurumsal yatınmcılann mevcut durumunu tartışmak gere- kiyor. Kurumsal yatınmcılannelın- deki fonlar yetersiz. Bunun da ana nedenlerinden biri özellikle sosyal güvenlik sisteminin büyük kaynak yaratmanoktasından uzaklaşmış olması. Önümüzdeki dönemde bu konuda yapılacak reformlarla ilgi- li kısa sürede atılacak adımlar önemli. Hükümet tarafindan, sos- yal güvenlik kuruluşlanndan kamu bağlanulı olanlann yapılannı iyi- leştirecek tedbirler alınacağı daha önceden açıklanmışti. Reformla birlikte önümüzdeki dönemlerde daha fazla kaynak borsaya gelecek. Aynca hükümetin politikalan, özel sıgortacıhğın geliştirilmesi yönün- de bazı tedbirler alacak. - Bu fonlarda biriken paraıun borsava geieceğine inamyor musu- nuz?" - Tabii. Geçmiş dönemdeki enst- rümanlar arasındakı uzun vadede getiri durumuna baktığımızda his- se senedinin en yüksek getiriyi sağ- ladığını görüyoruz. Demek ki bu noktada bir firsat kaçınlmış. Önü- başlandı. Yasal düzenleme ise Ser- maye Pıyasası Kurulu tarafindan yapılacak. - Borsada hatın sayıhrpayasahip yabancılann krizie birlikte eilerin- deki hisselerisatbkian söyiendL Hâ- lâ borsada yabancı yaünmcılar var mı? - Yabancılann piyasadaki payı hâlâ yüzde 50-55 düzeyinde. Bor- sadaki kâgıtlann durumuna baktı- - Bunu sadece Telekom olarak almamak lazım. Dünyadaki Tele- kom özelleştırmelerinde özellikle küçük yatınmcılar tercih edilmış. Bizdeki profılı de o şekilde olacak. Yalnız Telekom değil, diğer özel- leştirilen kunıluşlar da borsamıza derinlik kazandırma, özellikle kü- çük yatınmcıyı borsaya çekme açı- sından yaran olacaktır. O bakım- dan bakıldığı takdirde borsanın gi- • Kurumsal yatınmcılann elindeki fonlann yetersiz olmasının ana nedenlerinden biri sosyal güvenlik sisteminin kaynak yaratmaması. Hükümet tarafindan, sosyal güvenlik kuruluşlanndan kamu bağlantılı olanlann yapılannın iyileştirilmesi ve özel sigortacılığın geliştirilmesi yönündeki politikalar uygulandığı zaman daha fazla kaynak borsaya gelecek. • müzdeki dönemde fonlan yöneten kimselerin piyasalan daha iyi de- ğerlendireceğıne inanıyorum. - Güvencefonu0eflgfliçahşma- lannız ne aşamada? - Biliyorsunuz güvence fonu esas itibariyle küçük yaünmcılann ko- runmasına yönelik bir tedbir. Gü- vence fonu işletildiği taktirde bor- saya gelecek yatmmcı sayısı çoğa- lır ve borsaya dennlik saglar. Kü- çük yatınmcının borsanın verimin- den daha fazla yararlanmasuıı sağ- lamak açısmdan önemli bir tedbir. Güvence fonuyla ilgili çalışmalara ğımız zaman yabancılann piyasa- daki durumunda bir değişiklİk ol- madığı görülüyor. - Hükümetin alö ay zam vapma- ması borsadaki şirketkri nasd etki- ler? - Bu konu şimdilik tarnşılma aşa- masında. Borsanın nasıl etkilenece- ği konusu ise piyasadaki değişiklik- lerden anlaşılacak. -Çahşma BakanıNamı Çağan'ın 'Çalışanlara zorunlu tasamıf karşı- lığında Telekom hıssesi verilecek' şeklindeki açıklaması gercekleşirse borsa bunu nasıl değeriendirir? dişi umut verici bir gelişme göster- mektedir. - Borsadaki spekülatifhareketie- rin önüne geçmek için yeniçahşma- lannız \ar mı? - O konudakı yaptınmlar. bizrm öngördügümüz yaptınmlar şeklin- de olmuyor. Sermaye Piyasası Ku- rulu mevzuatında yer alan yaptı- nmlar uygulanır. Onun dışuıda da borsa içinde de bazı disıplın düzen- lemelerimiz var. Borsanın daha çok üzerinde durduğu gözetım konusu. Bu konuda faaliyetlerimizı yoğun- laştıracağız. Şu anda elektronik bazda yapabileceğimiz ölçekler içinde devamlı gözetim faaliyeti- miz var. Uyumsuzluk gösteren şir- ketlerle ilgili gözetim ve denetim faaliyetımizi hızh şekilde sürdürü- yoruz. Sonuçlandırdığunız vaka- larda cezalandınlması gerekli gör- düklerimizi Sermaye Piyasası Ku- rulu'na bildıriyoruz. -EğjtirnekatkıadıatandatMKB bütçesinden 32 trflyonluk bir öde- nek ajTÜnuşn. Verine ulaşü mı? - Ben gelmeden evvel bu konu- da borsamız bir taahhütte bulun- muştu. Bu taahhüdün yerine getiril- mesi bana düştü. Bir müddet önce genel kurulumuzdan aldığımız so- nuca uygun olarak 32 trilyon kay- nak nakit olarak hesaben ödenmiş durumda. - Vadeli İşlem Piyasalan'na yıl başma kadargeçeceğiniz söyleniyor. Beîirlenen sürede start alacak mıs- mz? - Başlangıç itibariyle öyle bir takvim yapılmış. Aslına bakılırsa kesin bir takvim yok. Vadeli işlem- ler içın gerekli teknolojik altyapı hazır. Ama daha da önemlisi piya- sanın işleyişı için gerekli hukuki yapı henüz oluşturulmadı. Bu ko- nuda Sermaye Piyasası Kurulu yet- kili. Zanedıyorum kı önümüzdeki dönemde bu hukuki yapının tartı- şılacağı ve mekanikle birleştirilip kesin bir çahşma tarihınin belirle- neceğı bir döneme gireceğiz. - Borsa başkanı ofarak IMKB'de uzun vıllar adınızdan söz ertirecek projelerini/ oiacak mı? - Borsa yönetimıne gelen baş- kanlann projelerinden çok bu kuru- mun gelişme düzeyi ve amaçlan açısından tanımlanmış e\Teler var. Ben olaya bu evrelere uygun yapı- lacak işîer ve gerçekleşecek proje- ler olarak bakıyorum. Yoksa şahıs- lara bağlanmış projelerin olduğuna inanmıyorum. Olaya bu açıdan ba- kıldığında borsanın bugüne kadar- ki gelışımı fevkalade hızlı ve doğ- ru yönde olmuş. Bızim de bundan sonrakı hedefimiz 'uzaktan eriş> min' sağlandığı bir borsa olmak. Önümüzdeki dönemi birçok proje- nin başlangıç noktası olarak göre- biliriz. Özelleştirme iptalleri uygulanmayacak... Hükümet yargmın üstüne çıkıyor • Hükümetin ÖYK'de aldığı özelleştirme jptal ve yürütmeyi durdurmalann uygulanmaması yönündeki İcaran nedeniyle başta Kamu Işletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfi (KİGEM) olmak üzere sendikalar da Özelleştirme Idaresi Başkanhğı hakkında suç duyurusunda bulunacaklar. ANKARA (Cumhurryet Bürosu) - Özelleştirme Yüksek Kurulu(ÖYK), Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği Özelleştirme Yasası'nın değer tespit ve ihale yöntemlerine ilişkin maddeleri uyannca gerçekleştirilen satışlara karşı yerel mahkemelerin verdiği yürütmeyi durdurma ve iptal kararlannın uygulanamayacağını kararlaştırdı. Yalnızca devri gerçekleştirilmeyen Deniz Nakliyat AŞ. Antalya Limanı ve Erdemir için özelleştirmeler durdurulacak. Hükümetin bu karannın. özelleştirmelerden duyduğu sıkıntıyı Başbakan Mesut Yılmaza ileten Türk-lş'in tepkisine neden olması bekleniyor. Türk-lş'e bağlı sendikalann. özellikle enerji sanrrallan ve maden ocaklannın de\Tİ nedeniyle örgütlülüklen tehlikeye giren Türkiye Maden-lş ile Tes- lş'in tepkilerini dile getirmeleri üzerine Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesinden, iptal ve yürütmeyi durdurma kararlannın hemen uygulanması isteği bildirildi. Sendikalar dava hazırtığında Hükümetin ÖYK'de aldığı özelleştirme iptal ve yürütmeyi durdurmalann uygulanmaması yönündeki karan nedeniyle başta Kamu tşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfi (KİGEM) olmak üzere sendikalar da Özelleştirme ldaresı Başkanhğı hakkında suç duyurusunda bulunacaklar. KİGEM yetkilileri, yasalara göre iptal kararlannın hemen, yürütmeyi durdurma kararlannın da en geç 30 gün içinde uygulanması gerektiğini vurgularken "yargı karariannı uygulamayan yöneticiler hakkında cezai sorumluluk doğduğuna" dikkat çektiler. Daha önce DYP-SHP koalisyonu döneminde Usaş ve Çitosan'da olduğu gibi 55. hükümetin de özelleştirmede yargının üstüne çıkma çabalannın koalisyonun küçük ortağı DSP'de sıkıntı yaratacağı belirtildi. Başbakan Yardımcısı Bülent Ece\it. özelleştirmelerin işsizlik yaratığı, tekel oluşturduğu uyanlanyla Bakanlar Kurulu'nda oluşturulduğunu açıkladığı özelleştirme alt komisyonunun çalışmalanna ilişkin olarak kamuoyuna henüz bilgi ulaştınlmadı. Türk-İs arastırması Serbest çalışandan vergî alffîmıyof ANKARA (AA) - Türkiye'de serbest çalışan her beş. kişıden üçünün gelir vergisi mükellefi ol- madığı bildirildi. Türk-tş'm araş- tırmasına göre. toplam nüfusu 65 mılyona yaklaşan Türkiye'de, 8 milyon 700 bin gelir vergisi mü- kellefi bulunurken, 9 milyon 15 bin kişi de ücretli olarak çahşıyor. Üc- retli kesimin, 6 mil- yon 60 bininin (4 milyon 215 binı ışçı, 1 milyon 845 bini memur) gelir vergisi mükellefi olduğuna işaret edilen Türk-lş araştırmasında. Tür- kiye'de kendi hesabı- na ve işveren statü- süyle çalışan 6 milyon 454 bin kişinin bulunduğu belirtildi. Kendi hesabına ve işveren statü- süyle çalışan 6 milyon 454 bin kişiden. 2 milyon 657 bininin ge- lir vergisi mükellefi olduğu vur- gulanan araştırmada. serbest ça- lışan her beş kişıden üçünün ge- lir vergisi mükellefi olmadığı kaydedildı. Serbest çalışan bir kişinin yıl- da ortalama 50 milyon lira düze- yinde, götürü usülde gelir vergi- sine tabi bir kişinin ise yılda or- talama olarak 15 milyon lira ge- lir vergisi ödediği vurgulanan araştırmada, buna karşılık ücretlile- rin geçen \il kişi başına 106 mil- yon lira gelir ver- gisi ödediği ifade edildi Geçen yıl asgari ücretle ça- lışan bir işçinin toplam olarak 23 milyon 450 bin li- ra gelir vergisi ödediği belirhlen Türk-tş araştır- masında, tt 1996yıbndaücretüier toplam gelir vergisiniıı yüzde 51.4'ünü ödediler. Oy^a 1996 yı- bnda Türkrye ekonomisinde ya- raülan milK gelirden ücredilerin aldığı pay >üzde 242 oramnda- dır" görüşüne yer verildi. • Kendi hesabına ve işveren statüsüyle çalışan 6 milyon 454 bin kişiden, 2 milyon 657 bininin gelir vergisi mükellefi olduğu vurgulandı. ÇtFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUMİ Birinci Tanm Şûrası'nda bütün dünya ülke- terinde olduğu gibi Türk tanmının da gerek üretim, gerekse pazarlama safhasında des- teklenmesi oybirliği ile karara bağlandı. Bu aradaalınan önemli kararlardan biri detanm- sal Kirier ve tanmsal KİK'ler ile ilgili. Bu ko- nuda verilen bir önerge aynen kabul edildi. "Tanmsal KtT'ler ve KIK'lerözelleştirme kap- samından çıkanlmalıdır. Satılan SEK, Et-Ba- lık Kurumu ve Yem Sanayii gibi destekleme kuruluşlan, üretici kooperatiflerine yeniden kurdurulmalıdır." Türkiye'de özelleştirme adı altında devlet kuruluşlannı "satalım-savalım" anlayışı yay- gınlaştınlmaya çalışılırken tanmsal KİT ve KlK'lerin özelleştirme kapsamından çıkanl- ması için alınan karar. tarihe geçecek kadar önemlidir. Üstelik bu karar, üretici temsilcile- rinin, ünivefBite hocalannın, rektör, dekan, va- li ve çeşitli bakanlıklara mensup bürokratla- nn katıldığı bir toplantıda alınmıştr. Bazı komisyonlarda hayvancılık tartışma- lara yol açmış ve konuşmacılar, SEK, Et-Ba- lık Kurumu ve Yem Sanayii'nin özel sektöre haraç-mezat satılmasından sonra et ve süt üreticisinin zarar ettiğini vurgulamışlardır. Tanm şûrasında tanmsal KİT ve KİK'ler ile ilgili alınan karar hükümet programına ters- tir... Zira, hükümet gözü kapalı tüm devlet ku- ruluşlannı satmaya kararlı olduğunu birkaç kez açıklamıştr. Birçok KfT Özelleştirme ida- resi'nde satış sırasını beklemektedir. Devlet Bakanı Eyüp Aşık her vesile ile bir KİK olan Tekel'e bağlı sigara fabrıkalannı ya yabancı şirketlere satacaklannı ya da ortaklık kura- caklannı söylemektedir. Aslında bu satış ve- ya ortaklık, bir cinayettir. Türk ekonomisine bundan daha büyük bir kötülük düşünüle- mez... Tekel'i ayaktatutan en büyük gelir kay- nağı, sigara fabrikalandır. Fabrikalarsatılınca Tekel'in gelir kaynaklan yetersiz kalacaktır. Hatta, tamamen kuruyacaktır. Paraaz, pulsuz Tekel de 3 mılyondan fazla tütün üreticisini, güçlü yabancı ve yertı fırmalara karşı koruya- mayacaktır. Böylece Türk tütünü de üretıcisı de yok olup gidecektir. Amerikan şirketlerinin Hükümet Şimdi Ne Yapacak? Birinci Tanm Şûrası'nda Türk tanmını destekleyecek kararlar alındı. yerli ve yabancı ortaklan, yüzlerce trilyon lira kazanırken tütün üretıcilerimiz ya aç kalacak ya da kentlere göç etmek zorunda kalacak- tır. Kentlerde şu anda işsiz-güçsüz dolaşan milyonlarca insanımıza üç milyon daha ekle- necektir. Şûra, hedefleri tespit eder Tanm şûrası böytesine vahim bir gelişme- yi önleyebilmek için bir KİK olan Tekel'in de özelleştirme kapsamından çıkanlmasını ka- rarlaştırmışıtır. Şûranın alınan kararlan uygu- lama yetkisi yoktur. Hedefleri tespit eder ve hükümetterin icraatınaışıktutar. Nitekim, Me- sut Yılmaz hükümeti de tanm kesiminde iş- ler her yıl bıraz daha kötüye gittiği için tanm şûrasını toplamak gereğini duymuştur. Tanm Bakanı Mustafa Taşar daha önce çıkanlan yasa ve yönetmelik gereği, şûrayı toplamış- tır. 420 şûra üyesi de gecelı-gündüzlü 10 ay- n grup halinde çalışmış ve tanmın içinde bu- lunduğu çıkmazdan kurtulabılmesi için hü- kümete izlenmesi gereken politikalan tesprt etmiştir. Şûrada alınan kararlan uygulayıp uy- gulamamak hükümetlerin bileceği iştir. An- cak, Türkiye'nin en etkin ve bilgilı insanlannın 3 gün çalışarak hazırladığı ciddi önerileri uy- gulamaktan kaçınmak büyük bir risktir. 1980 yılından sonra iş başına gelen bütün hükü- metlerin, tanm ve hayvancılığın çöküşünde payı vardır. Ançak bundan sonra durum bi- raz değişiktir. Zira, Yılmaz hükümeti tanm şû- rasını kendi dönemi içinde toplamıştır. Şûra da tanm ve hayyancılıktaki çöküntünün ne- denlerini ve çözüm yollannı bir rapor halinde hükümete ve Türk kamuoyuna sunmuştur. Bundan sonra hükümet. gene de uzmanla- nn ve üreticilerin oybirliği ile aldığı kararlan dikkate almazsa, geçimini topraktan ve hay- vancılıktan sağlamaya çalışan 30 milyon kır- sal kesim insanının önüne çıkamaz ve yüzü- ne bakamaz... Hatta, haklarında Meclis'te açılacak araştırma ve soruşturma komisyon- lannda hesap veremez... Hele millete hiç he- sap veremez. Zira, tanm ve hayvancılıkta ya- şanan sıkıntılar, sadece üreticilerin değil, ay- nı zamanda tüketicilerin de sorunudur. Örne- ğin, Tekel satılınca tütün üreticılen, işsız ve aç kalacaktır. Ama, tüketici de Amerikan, Fran- sız ve Ingiliz şirketlerinin oyuncağı haline ge- lecek ve sigarasını onlann tespit ettiği fiyat- lardan içmek zorunda kalacaktır. Buğdayda da ette de sütte de zeytinyağında da çiçek yağında da durum aynı olacaktır. Her türlü ürün, üreticiden ucuzaalınacak, tüketiciyede son derece pahalı olarak satılacaktır. Tanm şûrasında alınan diğerönemli kararlar şunlar- dır 1. Tanm satış kooperatifleri birlikleri özerk- teştirilmelidir. Bu arada birlikler yeni ve yeter- li öz kaynaklara kavuşturulmalıdır. 2. Tanmsal kooperatiflerin finansman ihti- yacını karşılamak için acilen "Kooperatifler Bankası" kurulmalıdır. 3. Tanm ile ilgili tüm ışlemler sadece Tanm Bakanlığı'nda yapılmalıdır. 4. Devlete ait gübre fabrikalannın yıllık üre- timi en az 8 trilyon tona çıkanlacak biçimde çalışmalara başlatılmalıdır... Bu kararlar tanm kesimine can verecektır. Örneğin, tanm satış kooperatifleri birlikleri üreticinin öz malıdır. Ama, yöneten devlet ve hükümetlerdir. 1980 yılından sonra bu birlik- ler bilinçli olarak batağa sürüklenmiştir. Böy- lece çiftçı, tüccar ve sanayiciye esir edilmiş- tir... Şûra, bu önergeyi kabul ederek biriikle- rin devlet müdahalesinden kurtanlmasını ka- rariaştırmıştır. Devlet fabrikalan, gübre üreti- mini yeterii miktarda arttırdığı takdirde, güb- re fiyatlan düşecek ve sıkıntılar kendiliğınden ortadan kalkacaktır. Gübre sanayicileri hükü- metlere her fırsatta "Üretımi durdurun" veya "Istedığim fiyata satanm" gibi kafa tutama- yacaktır. Böylece, çiftçilerimiz de istedikleri kadar ucuz gübre kullanabilecek ve tariasına atabilecektir. Kooperatifler bankası kurulun- ca çiftçinin de özel bir bankası olacak ye fi- nansman sorunu bir ölçüde çözülecektir. Ta- nm ile ilgili işlerin Tanm Bakanlığı'nda toplan- ması işlerin hızlanmasını sağlayacaktır... ANKARA PAZARI YAKÜP KEPENEK KİT'in Intikamı' Hükümet, KtT ürün ve hizmetlennin fıyatlannı ocak- tan başlayarak "altı ay süre" ile arttırmayacağını açık- ladı. Bununla "enflasyona karşı savaşım programı" da başlatılmış oluyordu. Onyıllardır, enflasyon nedeniyle "ekmeği her gün küçülenler", hiç kuşkusuz bu programın başanlı ol- masını içtenlikle istiyoriar. Bu noktada kuşku yok. Kuşku, "Başan olasılığı var mı" sorusunda düğüm- leniyor. "Enflasyonu düşüreceğiz" sözleriyle yıllarca aldatılmış insanlar için bundan daha haklı bir soru ola- maz. Böyle bir savaşımın başarı koşulları nelerdir? Birincisi, ekonomi politikasını "yünvten/n"güveni- lir, az ve öz konuşan ve söylediklerini eksiksiz uygu- layan bir kişi olduğuna, iç ve dış ekonomi çevreleri- nin büyük çoğunluğuyla "güvenmesi" gerekir. Dikkat edilirse burada ekonomi politikasını yürütenlerden değil, yürütenden söz edıliyor. Çünkü bu tür program- lann başanlı olması için, "olmazsaolmazönkoşurtek seslilıktır. Sıyasetçi de olsa, bu tek yetkilınin, yalan söylemeyeceğıne olan güven ve "karariılığıdır". ıkincısı, programı, "tüm ilgili ekonomi kesimlerinin" benimsemesi gerekir. Başta işçi ve memur sendika- lan, meslek oda ve bıriikleri ve işveren örgütlen olmak üzere, ekonominın ana binmleri, enflasyonla savaşı- ma destek konusunda "uzlaşmış" olmalıdır. Bu bir ekonomik yük dağılımıdır ve "yükün olabildiğince eşitlikçi dağılımı" ancak böyle sağlanabilir. Üçüncüsü, program, etiyle kemiğiyle açık-seçik ol- malı; enflasyon tünelinden çıkışın ucu görülebilmeli- dir. Hükümetin öngördüğü enflasyonla savaşım prog- ramı bu üç koşulun "hiçbihni" yerine getirmiyon kar- şılamıyor. Hükümetin bakanlan, her gün yaptıklan "şaşırtıcı veçelişkili" açıklamalannı sürdürüyor; sen- dikalar ve TÜSİAD ayn telden çalıyor. Ve de böyle bir programın uygulanmasının hiçbir biçimde kaldıra- mayacağı bir "genel seçim" konusu gündeme geti- rilebiliyor. Hükümetin enflasyonla savaşım konusunda attığı "tek somut adım" KıT ürün ve hizmet fıyatlannın altı ay süre ile arttınlmayacağı yönünde verilen sözdür ki bu nedenle daha yakından irdelenmelidir. Bilindiği gibi Kn, en son verilere göre toplam yur- tiçi üretim değerinin yaklaşık yüzde 11 'ini yaratıyor. Ek birgösterge ise "toptan eşya fiyatlan" (TEFE) için- deki "kamu payı"d\r. Devlet Istatistik Enstitüsü bu payı yüzde 23.2 olarak alıyor, kalan yüzde 76.8 de özel sektörün ağırlığıdır. Bu durumda, KİTfiyatlarının altı ay arttınlmaması, "eger KlT-dışı ekonomide ge- çerii fiyatlandırma uygulamalan sürdürülürse", genel fiyat artışlannı yalnızca bu oranda etkileyebilir. Yani enflasyon oranı, öbür koşullar veri alınırsa ve de KİT ürünlerine, bir sıçrama bıçiminde değil de bu yıl ya- pıldığı gibi düzenli zam yapılacağı varsayımıyla, "yıl- lık" yalnızca "yüzde 23.2" oranında azalacaktır. Bu yılın enflasyon oranı yaklaşık yüzde yüz oldu- ğuna göre öngörülen KİT fiyatlama politikasıyla ula- şılacak sonuç, "1998 enflasyon oranının yüzde 76.8 olacağı"6\r. Bunun adı da enflasyonla savaşım ol- maz. • • • Burada, tarihsel bir çelişki yaşanıyor. Yıllardır, bir türlü atılıp-satılamayan, ekonominin "baş belası" ilan edilerek rantçı sermayeye sudan ucuza satılan KlTin, "e/de kalan bölümü" enflasyon- dan kurtuluşun "en etkili aracı" olarak kullanılmak is- teniyor. "Biran önce özelleştirilsin" çığlıkları atanlar, enflasyon karşısındaki çaresizliklerinden "KİT simi- dine" sanlarak kurtulmak istiyor. Tek başına bu olgu, KİT'in en azından ülkenin gelişmesınde kılit işlevı gö- rebilecek önemde olanlannın "özerkleştirilerek ko- rvnmasını" isteyenlerin ne kadar haklı olduğunu ka- nıtlıyor. ••• Bütçe gerekçesi (1988) KİT'in, geçen yıl, yani 1996'da 187 trilyon lira kâr ettiğıni, 1997'de de 127.6 trilyon kâr beklendiğini açıklıyor. Üstelik bu sonuç, pek çok büyük KİT'in, "özelleştirildiği ya da özelleş- tirme kapsamına alındığı" bir dönemde alınmaktadır. Öte yönden "fiyat artırmama karanna" KİT sistemin- den çıkanlan, ancak henüz özelleştinlmeyen kuruluş- ların ne ölçüde katıldıklan bellı değildir. Bu noktanın da öncelikle açıklık kazanması gerekir. KİT fiyatlan- nın artınlmaması, bu kuruluşlann satın aldıklan mal ve hizmet fiyatlan yüksek olacağına göre gelecek yıl, "ya bu büyüklükteki kârlanndan tümüyle vazgeçme- Ieriya da zarar etmelen" anlamına gelecektır. Bu za- rann "toplumsal sommluluğu" ise ayn bir konudur. Öyle anlaşılıyor ki sonuçta, enflasyonla savaşım adı altında "alta gidecek olanlar" her zaman olduğu gibi emeğiyle geçinenler ve kamu ekonomik kes- imıdir. borsada tutacak nî ^ Telekom P hisseleri yarayacak? f inans dünyası 1998"e hazır Uzakdoğu krizi Türkiye gündeminde yeranyor Türkiye Kalkınma Bankası'nı Erdemir hisseleri kurtaracak y'On f • 1 t K O N O M I K TREISTD HER PAZAR BAYINIZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle