23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ARALIK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kış bodyi 96Ç6C6K • Haber Merkezi - Yeni body koleksiyonunu hazırlayan Zeki Triko'nun katalog çekimleri geçen günlerde İCuzey Kjbns Türk Cumhuriyeti'nin Girne şehrinde gerçekleştirildi. Girae'nin tarihi mekanlannda gerçekleşen çekimlerde 1995 Miss International güzeli Hırvat Mirella Nazor objektif karşısına geçti. 1.78 boyunda ve 90- 60-90 ölçülerinde olan 20 yaşındaki Mirella ülkesinde ekonomi eğitimi görüyor. Yargrtay cezalan fazla buldu • ANKARA (AA)- Yargıtay, ailesinden fidye almak amacıyla merhum işadamı Vehbi Koç'un Zincırlikuyu Mezarlığfndaki naaşını çıkararak başka bir mezarda bekleten 5 sanığa verilen mahkûmiyet kararlannı fazla bularak esastan bozdu. Istanbul I. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanıklar hakkında "gaspa eksik teşebbiis" ve "raezardan naaş çalmak" suçlanndan verdiği 4 yıl 7"şer ay hapis ve 725'er bin lira da para cezası karan Yargıtay 6. Ceza Dairesı'nce bozuldu. Denizer yargrtanacak H ZONGULDAK(AA)- Türkiye Taşkömürü Kunımu Karadon Müessese Müdûrü Zafer Erdönmez'i makamında tartakladığı öne sürülen Türk-lş Genel Sekreteri ve Genel Maden- Iş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer hakkında. 6 ay hapis cezası istendi. Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı Zafer Erdönmez"in şikâyeti üzenne başlatılan soruşturmayı tamamlayarak, Denizer hakkında, "görevli memura fiili teşebbüs ve tehdit" suçlanndan 7 gün ile 6 ay hapis cezası istemiyle dava açtı Yargı kararnamesi • ANKARA (AA) - Adli ve ldari Yargı'da yılın son •atama kararnamesi Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, DGM'lerin 20 hâkim ve savcısı arasında değişikJik yapılırken. DGM'lerdeki ~bazı savcı ve hâkimJer de adliyelere verildi. Diyarbakır DGM Başkanlığı'na Diyarbakır DGM asıl üyesi Ali Çağan atandı. Koalisyon hükümetiyle ilişkileri giderek gerginleşen Baykal, Cumhuriyet'e konuştu 6 Seçim istemiyoraz 9 TÜREYKÖSE ANKARA-CHP Genel Başka- nı Deniz Baykal, hûkümetin "se- çiıne kaçmâk" istediğini vurgu- layarak, "Bu duruma kendikrini başkasının sürüklediğini iddia edebilmek isteği içindeler. Ama biz buna firsat vermek niyetinde değiliz. O nedenle hükümete işini- ze devam edin, enflasyonla müca- deleyi sürdürün, hadi başarüardi- Jeriz,diyonız" değerlendirmesini yaptı. Başbakan McsutYılmaz'ın darbe imalı açıklamalanna tepki • Darbeyi telaffiız etmenin şaşırtıcı olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, seçim isteklerinin olmadığını söylerken, "Hükümete başanlar diliyoruz" dedi. Hûkümetin seçime kaçmak için CHP'yi bahane etmeye çalıştığmı ileri süren Baykal, "Başbakan beni bıraksm, kendi seçenekleri üzerine kafa yorsun" görüşünü dile getirdi. gösteren Bayka], "Enflasyonla mücadeleyi başanya ulaşürmak- la görevli olan kendisi. Kendi ba- şansızlığı ihtinıalinin darbeyi da- vet edeceğini ilan ediyor, böyle şey olur mu?" dedı. Başbakan Mesut Yılmaz'ın seçim restinden sonra, hüküraetin devamj açısından kilit konumuna gelen CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal, Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtladı. Bay- kal'a yöneltılen sorular ve yanıt- lan şöyle: - Hükümet çöktü, diyorsunuz. Bir vandan da seçime uzak duru- yorsunuz. Bu durumda erken se- çiın kaçmılmaz değil mi? - Çöktü demiyorum. Hükümet enflasyonla mücadele konusunda inandıncılığını kaybetti. Seçim planlaması içine girdi. Durumu DSP'de kuruftay Tek aday Ecevit ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DSP'nin 4. Olağan Kurultayı yann toplanıyor. DSP'nin ikti- dardakı ilk kurultayı önce- sinde parti içi muhalefet tasfıye edilirken; Genel Başkan Bülent Ecevit'in karşısına başka aday çık- madı. Partideki cılız mu- halefetin liste kavgasına gireceği belirtilirken "Çi- le ÇiçekJerTnin kurultay salonuna sokulmaması ne- deniyle gerginlikler yaşa- nabileceği bildiriidi. DSP'nin 4. Olağan Ku- rultayı yann Türk Metal Sendikası Salonu'nda ger- çekleştirilecek. Organi- zasyonunu Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ece- vit'in üstlendiği kurultaya 20 bin kişinin davet edildi- ği bildiriidi. Kurultay ko- nuşmasını hazırlamak içın birkaç gündür evıne kapa- narak çalışan Ecevit'in sa- lona gırişi sırasında beyaz güvercinler uçurulacağı belirtildi. Ecevit'in konuş- masında ıktidar dönemle- ri ile ilgili değerlendirme- ler yapacağı ve Deniz Bay- kal'ın son çıkışlanna ya- nıt vereceği ifade edildi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART AVRUPABiRÜĞi ÜYEUK GÖRÜSMELERl Başkan yardımcısı da istifa etti. Yerel televizyon ihaleleri iptal yolunda RTÜK-hükümetkavgasıbiiyiiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Başbakanlık; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) gönderdiği yazıda, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) şeriatçı ve bölücü yayınlar konusundaki uyanlanna yer vererek 15 Aralık'ta yapılması planlanan ulusal televizyonlara yönelik frekans tahsisi ihalesinin durdurulmasını ıs- tedi. Toplam 13 sayfadan oluşan ya- zıda, yerel televizyonlara yönelik olarak gerçekleştirilen ihalelerin de iptal edilmesi öngörüldü. RTÜK Yasasf nda tekelleşmeyi önemli ölçüde engelleyen hükümle- ri kaldırmaya hazırlanan hûkümetin, ulusal televizyonlara frekans tahsisi- ne ilışkin sıralama ihalesinin durdu- rulmasını öngören 13 sayfalık yazı- sı önceki gün saat 21 .OO'de RTUK'e ulaştı. Yazmın, MGK'nin bildinmleri ile gerekçelerinin yanı sıra RTÜK'ün özerk bir kurum olması nedeniyle doğnıdan etkide bulunamayan hû- kümetin hukukçulardan aldığı gö- rüşler ve Başbakanlık'ın gerekçele- nnden oluştuğu bildiriidi. Yazıda, daha önce yerel televizyonlar için gerçekleştirilen frekans tahsisine ilişkin sıralama ihalesinin de iptal edilmesi istendi. Yazı üzerine dûn olağanüstü top- lanan üst kurul üyeleri durumu de- ğerlendirdiler. Üst kurul, pazartesi günü yapacağı toplantıda, oylamaya giderek ihalenin durumuna kesinlik kazandıracak. Ancak, RTÜK Baş- kanı Orfıan Oğuz'un istifasmın ar- dından sayılan 3'e düşen DYP'li üyeler, RPTi üyelerin sayısal çoğun- luğuna karşın üst kuruldan Başba- kanlık'ın istemi doğrultusunda bir karar çıkabıleceğini belirttiler. Top- lantıda olumsuz görüş verecekleri kaydedilen ANAP'lı üyelerden Er- can San, "MGK'nin büdiriminden sonra bu ihalenin ne ölçüdeyapılabi- leceği çok i>i düşünülmelidir" dedi. RTUK Başkan Yardımcısı Fatih Karaca, son gelişrneler üzerine gö- revinden istifa etti. Karaca, yaptığı açıklamada, bundan sonra görevini üst kurul üyesi olarak sürdüreceğini kaydetti. Başbakanlık yetkilileri, RTÜK'- ûn özerk bir yapısı olmasma karşın anayasanın temel ilkelerinin gözar- dı edilemeyeceğini belirterek, bu il- kelerin ihlaline yol açacak uygula- malara izin verilemeyeceğini kay- dettiler. Devlet Bakanı Cavit Kavak. RTÜK'ün televizyon kuruluşlan için yapacağı ihalelerle ilgili ola- rak Başbakanlık'ın bu konuda bir genelge çıkaracağını belirtti. Ka- vak, "Daha önceki ihalelerin iptal edilmesi gerekebUir" dedi. S ı v a s k a t l i a m ı d a v a s ı n d a t e m y i z ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Sıvas katliamında yakınlannı yitirenler ve avukatlan, 7 yıl 6 ay ila 5 yıJ ağir hapis cezasına çarpnnlan 29, 3 ila 2 yıl hapis cezasına çarptınlan 11 ve beraat eden 14 sanık hakkmdakj karan temyiz ettiler. Müdahil avukatlardan Önder Sav, 3 Temmuz 1993'te Sıvas'ta yasananiann laik cumhuriyete karşı planlı, örgütlü ve şeriatçı kalkışma olduğunun mahkeme karanyla saptandığuu söyledi. Türkiye Barolar BİTİiği'nin Sıvas Katliamı Davası Müdahil Avukatîan Komisyonu adına avukat Önder Sav, diğer müdahil avukatlar ve katliamda yakınlannı kaybedenlerle birlikte bastn toplantısı düzenledi. Sıvas katliamının cumhuriyet tarihinin büyük, önemli ve vahim bir gerici ayaklanması olduğunu belirten Sav, olayın, laik cumhuriyete ve demokratik hukuk devletine başkaldın olduğunu bildirdi. Ankara 1 No'lu DGM'nin ilk karannda eylemi "adiyen adam ökfârme" olarak nitelendirdiğini anımsatan Sav, "Bogün varrian noktada 2 Temmuz 1993te Srvas'ta yaşananlaruı laik cumhuriyete karşı planh, örgütlü, şeriatçı bir kaOaşma oiduğu mahkeme karanyla saptanmtşür" dedi. IRMIKIAYDIN ENGİN • Ankara'da ne kadar medya r amelesi varsa burunlanna ka- dar ulaşan seçim kokusunun peşine düşmüş. Mesut Yıl- maz'ın merdiven başında, uçak koftuğunda, parti grubunda, Meclis kürsüsünde söyledikle- rinden anlamlar çıkarmaya ça- balıyortar. Attı aylık fryat dondur- ma karannın günlemesine ba- kıp seçimin Haziran 1998'de ya- pılacağına ilişkin çıkarımlannı doğrulatmayaçabalıyoriar. Eko- nomi bürokrasisinin üst katla- nndaki sıkıntılar üstüne sızdıra- bildikleri bilgileri birleştirip "se- çim ekonomisi"n\n ipuçlannı, bir erken seçimin tarihini, koşulunu fılan saptama çabasındalar. , Vergi reformu, IMF görüşme- leri, kara paranın aklanıp ekono- miye kazandınlmasınayönelgin düzenlemeler de bir arada dü- şünüldüğünde bir seçim hazır- lığının ipuçlan gerçekten var. Uf- ku, bumunun ucunu göımekle sınırlı politika esnafının bu tür hesaplan hiçbirimize yabancı değil. . Yılın ilk altı ayında yüzeysel manevralaria enflasyonun "gü- . ya" dizginlenmesi hesaplanıyor. Genelkurmaylar Demokrasisi llkbahar bitip yaza girilirken bu- gün iktidan bölüşen politikacı takımı yollara düşüp "Işte gör- dünüz, enflasyonu dizginledik, pahalılığın belini kırdık. Seçin bizi, dörtyılda bu belayı tümüy- le defedelim" diye kostakiana- rak halkın karşısına çıkacaklar. Eh, acısı daha sonra pek acı çıkacak da olsa 1998'in kış ve bahar aylannda eğrisi doğrusu- na gelip de enflasyon yüzde 50'ye filan düşürülebilirse, ki yargısına güvendiğimiz ekono- mi uzmanlan bunun "mümkün olduğu"nu söylüyorlar, bu he- sap tutabilir. Peki ondan sonra ne olur? Bizim politika esnafı o kadar uzun erimli hesap yapmaz, böy- le sorular sorup uykusunu kaçır- maz. "Ü//reyönef/rn/"anlamına gelen politika terimi, onlann sözcüğünde "Seçim kazanmak ve ardından bir sonraki seçimi kazanmaküzere siyasihesapla- ra dalmak"tan ibarettir. Gel gör ki TBMM ve Hükü- met'in yanı sıra güncel politika- ya el atan, başka güçler de var artık. Askeriyenin genelkurmayı ile iş dünyasının genelkurmayı TÜSlAD'ın buluşması bunun göstergelerinden biri ve sadece biri. TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan sözünü sakınmaksızın söyledi: - Erken seçimin yol açacağı tahribat, seçimle işbaşına gele- ceklerin de dûzeltemeyeceği kadar ağır olur! Güncel politikaya kanşma- makta (70'li yıllann sonuna doğ- ru Ecevit'e karşı ilan edilen ci- hat kampanyası dışında) bugü- ne dek özen gösteren TÜSlAD'- ın bu uyansı, Halis Komili dö- neminde başlayan, Muharrem Kayhan'la gerilemeksizin süren açılımının somutlanışıdır. iş dünyasının genelkurmayı güncel politikaya ilişkin görüşle- rini gitgıde daha açık seçik ve gecikmeksizin dile getiriyor. Hû- kümetin kısa değil orta erimli bir ekonomik politika izlemesinin zorunluğunu özellikle vurgulu- yor. Askeriyenin genelkurmayı he- nüz ekonomiye el atmadı. An- cak geçen aylarda ülke günde- mini sarsan "brifinglerzincin''ne TÜSİAD halkasının da eklenme- si, birkaç gün önce TÜSİAD - Genelkurmay buluşması, MGK'de ekonomik politikalar üstüne bilgi alışverişine önce- likler tanınır olması, askeriyenin genelkurmayının da güncel ekonomik politikalara el atmaya başladığını gösteriyor. Kaldı ki güncel politika eko- nomiyle sınırlı değil. Sekiz yıllık eğitimin "hemen şimdi" vurgu- suyla uygulamaya sokulması; din ağıriıklı konularda yayın ya- pan radyo ve TV kanallarının denetlenmesi ve mümkünse susturulması, Susuriuk düğü- münün hiç olmazsa Çiller en- gelini eleyecek bir kanalda ak- ması, böylece Refah Partisi'ne hak ettiğinden daha çok siyasal ağırlık sağlayan merkez sağda- ki bölünmenin aşılması gibi "başka" konularda MGK' nin alışılmadık ölçüde güncel poli- tika tanımına giren etkinliği, sa- yabileceğimiz örnekler. Yeni Yüzyıl'da Ali Bayra- moğlu, son günlerde bu geliş- menin orduya ilişkin yönünü çok önemli iki yazı ile irdeledi. Biz de bugün buna, TÜSİAD'- daki yeni yönelimi ekleyerek ve TÜSİAD ile askerlerin araya si- yasetçiyi sokmaksızın, doğru- dan görüşmeyi yeğlemelerini de vurgulayarak değinmek iste- dik. Ne TÜSlAD'ın, ne Genelkur- may'ın uzun erimli politik he- deflerle, genel ilke saptamalan ile yetinmeyip yakın erimli yani güncel hatta günübiriik politi- kalara da doğrudan el atmala- nnı, politika üstünde politikacı- lann tekelinin kınlması olarak yorumlayanlar çıkabilir. Ama bu gelişme, bir "tekel"\n kınlması mıdır, yeni tekeller oluşması mıdır? Yani tartışıla- mayacak kadar açık seçik olan bu gelişmeyi "iyi" ya da "kötü" diye tartışmadan önce demok- rasiyle ilişkisini ve demokrasiye etkisini tartışmak gerekmeye- cek mi ? idare etmeye yönelik bir yakla- şım içine girdi. Bu hükümetten enflasyonla mücadele, Susurluk, geçmişe dönük hesaplaşmalar, yolsuzluklann üzerine gidilmesi konusunda beklentiler vardı. Bunlann hiçbırini yerine getire- mez hale geldi. 98'de cıddi bir enflasyonla mücadele programı ortaya koyacağız, dediler, çıka çı- ka 'dondurma' çıktı. Fiyat dondurmayı biz söylemiş olsaydık, kıyamet kopardı. Tür- kiye sağ politikalarla kronik enf- lasyon noktasına geldi. - 1998'de bir seçim gö- rünmüyor mu? - Bilemem. Bizim böy- le bir talebimiz yok. Biz 2000'e kadar iktidarda kalsınlar istiyoruz. Öyle demiyorlar mıydı? Seçi- me gıtmek isteyecekler, a- ma onu da ıriraf edemıyor- lar. Çünkü bu bir kaçış olacak. Bu duruma kendi- lerini başkasının sürükle- diğini iddia edebilmek is- teği içindeler. Ama biz de buna firsat vermek niye- tinde değıliz. O nedenle hükümete işinize devam edin, enflasyonla mücade- leyi sürdürün, hadi başan- lar dileriz, diyoruz. - Başbakan Yılmaz'ın sizden bir yıl koşulsuz des- tek, istikrar güvencesi iste- .veceği beürtiliyor._ - Biryılı zaten geçiriyor bu hükümet. 6 ayı geçirdı. Şimdi ha desek, seçim al- tı aydan önce olmaz. za- ten bir yılı kullanmış ola- cak hükümet. Bir yılı iste- me ihtiyacını 6 ay sonra mı hissediyor? Bu hükü- met bir yılı da hatta daha uzun bir süreyi de kullana- bilir. Zaten fiilen kullan- maya yönelmiş durumda. Bunlann hepsi mazeret arayışı. Bir yılda enflas- yonla mücadeleyi başan- ya ulaştırma imkânı var idiyse temmuzda gelir gelmez uygulamalıydı. Uygulamış olsaydı şimdi 6. ayındaydı enflasyonla mücadelenin. Seçimi he- men bugün, yann, hatta mayısta yapmak bile ola- ğanüstü güç. Bir yıldan fazla bir süreyi kullanrruş olacaktı, bundan sonra belki kullanabilir. Çözsün. girsin. Bu hûkümetin ne kadar işbaşında kalacağı- na, bu hûkümetin kendisi, icraatıyla karar verecektir. Yapamazsa, yapmadığı ortaya çıkarsa ki şimdi öy- le bir tablo ortaya çıkma- ya başladı. devam etmesi çok güç olur. - Devam edemezse, se- çim zonınlu olmaz mı? - Bilemem. Benim böy- le bir talebim yok. Ben hû- kümetin icraatını ortaya koymasını bekliyorum. tş yapmasını bekliyorum. Enflasyonla mücadele et- mesıni bekliyorum. İş ba- şına gelirken, seçim hükü- meti olmayacağım. çö- züm hükümeti olacağım, diye başladı. - CHP'nin de hüküme- te girmesi senaryolannı nasıl karşüryorsunuz? - Gülünç. Kimse zarar eden şirkete ortak olmaz. - Olası bir seçime nasıl bir hükümetle girilecek? Yılmaz, grup toptanüsın- da "Baykal hükümeti yı- karsa, gitsin RP ile hükü- met kursun" dedi— - Nasıl bir hükümet ola- cağı o zaman düşünüle- cek. O kendi seçenekleri üzerinde kafa yorsun. Be- nim seçeneklerimi bırak- sın. Bir Başbakan kendi işini yapmayı bırakıp be- nim yerime gelmeye çalı- şıyor, şöyle gelecek, böy- le gelecek, diye zihnini. enerjisini oraya yöneltme- sinin başansına hiç yardı- mıyoktur. - Başbakan Yılmaz enf- lasyonla mücadele için destekisterken darbe ima- SJ olarak yorumlanan bir konuşma yaptL Bunu na- sıl değerlendiriyorsunuz? - Hayretle değerlendir- dim. Bir Başbakan'ın dar- be ihtimalini telaffuz et- mesi gerçekten çok şaşır- tıcı. Bir de enflasyonla mücadele başanya ulaş- mazsa darbe gelir. diyor. Enflasyonla mücadeleyi başanya ulaştırmakla gö- revli olan kendisi. Enflas- yonla mücadeleyi kim ba- şanya ulaştıracak? Kendi başansızlığı ihtimalinin darbeyi davet edeceğini i- lan ediyor. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kordugum... Susurluk olayının çözümlenmesi için TB- MM'de ilk adım atıldı... Acaba, TBMM'de Mehmet Ağar ile Sedat Bucak'ın dokunulmazlıklannın kaldınlması yö- nünde oy çoğunluğu sağlanacak mı? Bizim dikkatimizi çeken ise şu: "Susurluk kazasıyla ortaya çıkan devlet için- dekiörgütlü çetelere karşı kamuoyundaki duyar- lılık yavaş yavaş azalıyor..." Susurluk'la ilgili son gelişme nedir, bu konu- da neler yapılmaktadır? Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Sa- vaş çalışmalannı sürdürürken, Başbakan Mesut Yılmaz "Biraz daha bekleyin" diyor. Ama Dev- let Bakanı Eyüp Aşık, birtelevizyon programın- da ilginç bir açıklama yapıyor: "Devletin istihbarat birimlerinden bilgi gelmi- yor..." Işte tam bu aşamada TBMM Adalet Karma Komisyonu'nda oylama yapılıyor. Oylama so- nucu hem Mehmet Ağar'ın (16 oya karşı 27 oy- la), hem de Sedat Bucak'ın (7 oya karşı 32 oy- la) dokunulmazlıklarının kaldınlması gerçekleşi- yor... Burada bir çelişki yok mu? Elbet var... Ağar'ı hem DYP'liler, hem RP'liler, hem de DTP'li Mahmut Yılbaş destekliyor ve yeni fez- leke düzenlenmesi gerektiği görüşünü savunu- yorlar. DYP'liler ve RP'liler Ağar'ın dokunulmaz- lığının kaldırılmasına karşı çıkıyorlar. Bucak'ı ise salt DYP'liler destekliyor... DTP'li Mahmut Yılbaş niçın böyle bir tutum sergiliyor? Mahmut Yılbaş 1995 seçımlerıne dek Van Va- lisi'ydi. Genel seçimlerde valilikten ayrılıp DYP'den milletvekili seçilmişti... Tüm bunları bir kenara bırakıp şimdi de Sedat Bucak'ın açıklamalanna bakalım: "Leyla Zana'nın tahliyesi ve özelafiçin açık- lanan kampanya karşılığında siyasi bir hareket olarak bir denge sağlamak amacıyla ben alet edilmek isteniyorum..." Görüldüğü gibi iş dönüp dolaşıp bir başka yö- ne, kapatılan DEP'e ve Güneydoğu'da akan ka- nageliyor... Ne demişti Tansu Çiller: "Kurşun atan da yiyen de kahramandır..." • • • Sedat Bucak Şanlıurfa'da bir aşiretin lideridir. Kendisi ve aşiretiyle ilgili çok sayıda iddia var- dır... Bucak diyor ki: "Ben ne yaptımsa devletim için ve yetkililerin bilgisi dahılinde yaptım..." Bucak burada doğru söylüyor... Bunca silahı cebindeki parayla satın almadı Sedat Bucak, korucu sistemini de kendisi kur- madı... Bucak kendisini savunuyor: "Susuhuk komisyonunda sayın Korkut Eken, Sayın Mehmet Eymür'ün verdikleri ifadelerde, Sayın Hanefi Avct'nın verdiği bilgiler doğrultu- sunda çok açık belirtildiği üzere Abdullah Çat- h'nın devlette görevli olarak çalıştınldığı sabit- tir. Mehmet Özbay ismiyle tanıdığım şahsın ye- şilpasaport sahibi olması, ruhsatlı silah taşıma- sı, sık sık TBMM'ye gelerek bazı siyasilerie gö- rüştüğü sabittir. Böyle bir şahsı ilgili mercilehn tanıması ve görevlendirmesi çok açık ortaday- ken benim ihbar etmemin beklenmesı de anla- şılmamaktadır. Benden önce hâlâ görevde bu- lunan, Çatlı'yı tanıyan kişilehn cezalandınlması gerekir..." Sedat Bucak bu savunmasında da hakhdır. Çünkü, Çatlı'ya 'yeşil pasaport', 'kjmlik' ve 'si- lah ruhsatı' verenler devletin görevü kıldığı yö- neticilerdir... Olaylar tıpkı zincirin halkaları gibi... Abdi Ipekçi cinayetinden başlayıp Mehmet Ali Ağca'nın cezaevinden kaçışı, Abdullah Çat- lı'nın evındesaklanışı dadahil pekçokolayı kap- samaktadır Susuriuk Çetesi'nin işleri... O yüzden kimse kimseyi kandırmasın. Devlet içindeki örgütlü gücün öyle kolay kolay çözüle- ceği beklenmesin... Bahçelievler katliamından Uğur Mumcu cinayetine dek uzanan zincirin halkalannda pek çok adın oiduğu da bir gerçek- tir. • • • Türkiye'yi 12 Eylül'e taşıyan katliam ve faili meçhul cinayetler arasında 'yeniden yargı önü- ne taşınan' tek davanın müdahil avukatlan du- ruşmalardan çekilme karan aldılar... Hangi dava mı? 16 Mart 1978'de Istanbul Üniversıtesı'nde 7 kişinin katledilişinin davası.. Yaklaşık 20 yıldır bu davadan bir sonuç alına- madı... Avukatlar tüm ısrarlanna karşın, ne Abdullah Çatlı'nın çeşitli tarihlerde görüştüğü polis müdü- rü Reşat Altay'ı ne de Çatlı'nın 1980 öncesin- de 'istihbarat örgûtlerince kullanıldığı'n\ açıkla- yan Mehmet Eymür ve Korkut Eken'ı tanık ola- rak dinletemediler... Kısaca avukatların davayla ilgili tüm istemleri geri çevrildi... Bu bir 'kördüğüm'dür ve ucu Susurluk'a dek uzanmaktadır... Susurluk denilince hep Güldal Mumcu'ya yetkililerin söylediklerini anımsıyorum: "Devlet isterse Uğur Mumcu cinayeti çözü- lûr..." Ya devlet istemezse? E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (g raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 NALLIHAN ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1997/48. 49. 50, 51, 52, 53, 54. 55, 56. 57 58, 59, 60, 61 62, 63, 64, 65. 66 , 67. 75. Davacı vekili Av. O.Nihat Akgün tarafından davalı Dik lnşaat Sanayiı Tic. Ltd. Şırketı aleyhine mahkeme- mize açtığı tazminat davasına ait dava dilekçesi davalı Dik tnşaat Sanayiı Tic. Ltd. Şirketi'ne tebliğ edıleme- dığinden, ds\ ali şırket Dik lnşaat Tic. Ltd. Şti. 'nin du- ruşma günü olan 17.2.1998 günü saat 11./45'te Nallı- han Adliyesı'nde hazır bulunup yukanda dosya numa- ralan yazılı 21 adet davaya gırmemesı halinde ve ma- zeret bildirmemesi halinde duruşmanın yokluğunda devam edilerek karar verileceğınin bilımesi hususu ıla- nen tebliğ olunur. Basm: 57709
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle