27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 1997 CUMARTESİ 10 HABERLER Toplumsal gösterilerde şiddetin engellenmesi için polisin eğitilmesi gerektiği belirtildi 4 Poüse hukuk dersi verilmelF HÜLYA TOPCU / ALPER TURGUT Nüfusu nedenıyle Türkiye'nin en büyük metropolü haline gelen Istanbul, suç işlen- me oranı açısından da diğer iller arasında birinci sırada yer alıyor. Istanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Bünya- miıı Tark, suçla mücadele için pohsın, ko- ruma hizmetleri ve hassas bolgelerin bek- lenilmesi gibi angarya işlerden kurtanlma- sı gerektiğini söylüyor. Tark. organize su- çun tanımının bir an önce yapilması gerek- tiğine dıkkat çekerek önümüzdeki süreçte Tûrki cumhuriyetlerde organize suçlarla il- gili sorunlann yaşanabileceğini ifade edi- yor. tstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şu- be Müdürlüğü'nde 10 aydır görev yapan Bünyamin Tark, Istanbul'da asayiş ve suç- la mücadeleyle ilgili sorulanmızı yanıtla- dı: - Asayiş Şube Müdüriüğü'nde kaç kişi göre>r yapıyor? - Bın kişi kadar. Bizim hırsızlık, cinayet. gasp, infaz, kumar, ahlak, ekipler, Yunus- lar olmak üzere 20"den fazla şubemiz var. - İstanbul'da suç oranı yıDara göre bir ar- üş gösteriyor mu? - Gösteriyor. Bilhassa hırsızlık. yankesı- cilik, dolandıncılık, kapkaç gibi olaylarda suç oranı diğer yıllara göre artış göstermiş. Ancak gaspta ise yüzde 29 oranında düşüş söz konusu. - Faili mechul cinayetierin oranı nedir? - Bizde failı meçhul cinayet pek fazla yok. Failı belli olup bizım faili firar dedi- ğimiz olaylar var. Bız bu tür cınayetleri çö- zebiliyoruz. Çünkü cınayetlerde mutlaka bir bağ oluyor arada. - İstanbul'da en çok hangi suçlar işleni- yor? - Hırsızlık, oto hırsızlığı, kapkaç ilk sı- ralarda geliyor. - Mafyaya, yani organize suçlara asayiş şubesinin bakması doğru mu? • Istanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Bünyamin Tark, toplumsal gösterilerde poîisin şiddet uygulamaraası için însan haklan dersinin de verilmesi gerektiğini sövledi. - Organize sjylar yalnızca bızim değil, tüm dünyanın sorunu. Bence önce organi- ze suçun tanımı yapılmalı. Çünkü artık o- to hırsızlığı, yarikesicilik de organize ol- muş durumda. Organize suçlara bakan bü- romuzda 60 kişi çalışıyor. Bu sayı tabii ki yeterli değil. Bu nedenle organize suçlara bakan büronun şube olması gerekiyor. Bu- nun yanında organize suçlarla iigili olarak yasalarda da gerekli düzenlemeler yapıl- malı. Çeteler DGM'de yargılanıyor, ama organize hale gelen hırsızhk, adliyelerin görev alanma gıriyor. - Organize suçlarla ilgili olarak Adalet Bakanlığı'ıun da çalışması var. - E\et. Organize suçlara bir tek Ameri- ka çözüm bulabilmiş. Bu, kısmi oranda. Organize suçlar bürosu çok önemli, çünkü Sovyetler Birlıği dağıldıktan sonra Türkı cumhuriyetlerde birtakım yapılanmalann meydana gelmesi mümkün. Şu anda eli- mizde kesin kanıt yok, ama bence buralar- da organize suçlarla karşılasacagız. Bunun için şimdiden önlem alınmalı. Önce yasa- larda, sonra da adliyede, kollukta düzenle- meler yapılmalı. - Bazı çetelerde polisler de yer alryor, yar- dun-yataklık yapıyor. Üstetik bu çetelerin soruşturmasını da poHs yapıyor, bu yanbş değümi? - Biz savcı adına bir nevi adli kolluk gü- cü görev ini görüyoruz. Soruşturma yapıyo- ruz. Devamlı savcılann emirlenyle hare- ket ediyoruz. Ancak bir hukukçu hocamız, hâkim ve savcmın da asayiş şubesınde gö- rev yapması gerektiğini savunuyor. Bizzat savcı ve hâkim de soruşturmanın içınde ol- sun diye. - Polislerin çetelerde yer alması sizi ra- hatsız ediyor mu? - Çok üzülüyorum. Ama biz o konuda son derece müsterihiz. Meslektaşımız diye hiçbir polise tolerans göstermiyoruz. Bel- ki de daha fazla kızıyoruz, daha titiz dav- ranıyoruz. Aslında polisin çete içinde yer alması, Türk toplumunun meselesi. Biri be- lediyeci, biri bankacı, biri polis olmuş. Ya- ni hepsi de butoplumun içinden çıkmış. Bir polis, çete içinde çıktığmda 'polislerin hep- si böyle' dememeli. Eğer suç işlemiş polis cezalandınlıyorsa bu önemlidir. Bizi de- ğerlendirirken bunu da dikkate alsınlar. - Asayişte son yıllarda insan haklanihlal- lerinin artbğı eleştirikrine ne diyorsunuz? - Asayişte eskilerden beri gelen bir şey var. Daha çok mafya denilen insanlar bu- raya geldiklerini çevrelerine pek söylemi- yorlar. Polis tarafindan alınmalan, onlann ûnüne zarar getireceği için sanıyonım bu- nu çevrelerine anlatmıyorlar. Bu durum si- zin söylediğiniz konuyu gûndeme getirmiş olabilir. - Asayiş Şube Müdürü olarak suçla nasıl mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyor- sunuz? - Artık polisi angarya işlerden kurtarmak lazım. lCoruma hizmetleri olsun, bazı has- sas yerlerde bekleyen arkadaşlanmız ol- sun, asıl görevlerine dönseler verim daha fazla artar. - Polis toplumsal gösterilerde gazetecile- re neden saİdırgan davranıyor? - Şu anda İstanbul'da 6 bine yakın çevik kuvvet var. O grubu istenildiği kadar eğit- mek mümkün değil. Bu, polisin eğitimsiz- liği halkımızın eğitimsizliğini gösteriyor. Çünkü polis de bu toplumdan çıkmış. In- sanlan eğıtmek yalnızca okulda düşünül- memeli. Polis okulda altı-yedı ay kurs gö- rüyor. Okulda daha çok insan haklan ve toplumsal göstenlerde mücadele ile ilgili dersler görürlerse bu durumun önüne geçi- lebilir. İstanbul Adlryesi'nde basın açıklaması düzenleyen avukatiar. "Bu davada son sö- zû MİT söytemiştir ve taraf olduğunu göstermiştir" dedfler. ( K£REM ILGAZ) 16 Mart davası avukaüam çekflme kararı aldı tstanbul Haber Servisi - 16 Mart davasına bakan müdahil avukatlar. yargının yolunun tıkandığını belirte- rek duruşmalardan çekilme karan aldılar. İstanbul Adliyesi'nde ba- sın açıklaması düzenleyen avukatlardan Cem Alptekin, "Kapanmış, bir dava>ı cina- yet davası olmaktan çıkara- rak kontrgerilla gerçeğini mahkeme önüne sunduk. Yargının bağunsız olmadı- ğına inanmamıza karşın, hâkimlerin vicdanına sesle- nerek onlara önemli delükr topladık" diye konuştu. Kamuoyuna 16 Mart kat- liamı davasının arkasında hangi güçler olduğunu gös- terdiklerini belirten Alpte- kin. ancak davanın seyn içe- risinde karşılanna "aşama- dıklan engeUer" çıktığmı söyledi. Alptekin, karşılaş- tıklan engelleri özetle şöy- le anlattı: İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün: davanın gıyabi rutuklu sanığı (eski polis memuru) Mustafa Do- ğan hakkmdakı gıyabi tu- tuklama müzekkeresmi ve 'katliamda sorumluluğu bulunan polis memurlan hakkında' tstanbul Sıkıyö- netim Askeri Mahkeme- sı'nın 1981 yılında yaptığı suç duyurusunu yok ederek işleme koymaması, Emınö- nü Emniyet Müdürlü- ğü'nün 1978 yılında mey- dana gelen benzeri bomba- lama olayına ilişkin tahki- kat evrakını "olayın üzerin- den 10 yıl geçtiği' gerekçe- sıyle imha ettiğıni resmı ya- zıyla mahkemeye bildirme- si. Katliamda sorumluluğu ortaya çıkan Emniyet Mü- dürü Reşat Altay hakkında suç duyurusu ve aralannda Mehmet Eymür, Korkut Eken ve Altay'ın da bulun- duğu kışılenn tanık olarak dinlenme istemlerinin mah- keme tarafindan reddedildi- ğini belirten Alptekin, MlT'le ilgili mahkemeye gelen bilgilerin basında yer alması üzerine gazeteciler hakkında dava, avukatlarla ilgili olarak soruşturma baş- latılmasının, MtT'in bu da- \ ada taraf durumuna geldi- ğini gösterdiğini vurguladı. Davanın seyri boyunca top- lumsal ilginın oluşmadığını söyleyen avukat Emcet OJ- caytu, bundan sonra duruş- ma salonundaki yerlerini değıştirdiklerini ifade etti. "Hukukdevleti olmasıgere- ken Türkiye'de, bu davada son sözû MİT söylemistir ve taraf olduğunu göstermiş- tir" diye konuşan avukat SuatParlarda, Türkiye'nin süper savcılara ihtiyacı ol- madığım ve devletin arşıvı- nın açılması durumunda birçok şeyin değişebilece- ğinin altını çizdi Yunus Nadi Armağanı Yarışması, 1946'da kuruldu; hem geçmişe, hem ge- leceğe dönük olan anlamı, gazetemizin kurueusu Yunus Nadi 've saygı ve sevgi- den kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuhye- ti'nin kuruluşunda büyük emeği bulu- nan Yunus Nadi'nin anısını heryıl taze- lemek bizim için bir görev. Devrimci ve demokrat Cumhuriyet "ın Ulusal Bağım- sızlık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuri- yeti'yle zamandaş ve eşanlamh bir ku- ruluş îarihçesi var. Yunus Nadi, gazete- mizin temel taşlarını bu doğrultuda koydu. Yunus Nadi 'nin ölüm yıldönü- münü geçmişe dönük bir acı olarak de- ğil, geleceğe yönelik bir kültür olayına dönüştürmek amacıyla bu yanşma dü- zenlendi. Yarışmanın ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye 'de sanat alanında hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yal- nız CHP'nin koyduğu bir şiir ödülü vardı. Aynı dönemd0 hiuü* AünynAn sa- nat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yap- mışlardı. tsveç 'te NobeL, ABD de Pulit- zer, So\yetler de Lenin, Fransa da Gon- court ödüllerinin sonuçları Türkiye de de izleniyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu öncülüğü üstlendi, elli yıl önce dü- zenlenen Yunus Nadi Armağanı 'yla sa- r.at ve kültür yaşamımızda bir yanşma coşkusu oluşturdu. Daha sonraki yıllarda Türkiye de de yarışmaların ve ödüllerin sayısı çoğal- dı, yirmiyi aştı. Bugün belki ödül enflas- yonundan söz açılabilir; eleştirel bir yaklaşımla sakıncaları gündeme getiri- lebilir, ama yine de kültür, bilim ve sa- nat konularında yapılan yatırımların çokyararlı olduğu rahathkla söylenebi- 52. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 1998 lir. Zamanla ödüller arasında ayrımlar ortaya çıkar; bir yanşma kurumsallaş- tıkça, amacı, nitelikleri, karakteri belir- ginleşir. Bu arada kimi holdinglerin kendi amaçlanna yönelik yarışmalar düzenle- meleri ve ödüller dağıtmaları da bu alanda kaçınılmaz çoğulculuğu yansıtı- yor. Kimi bankaların, şirketlerin, ticari tekellerin reklam amacıyla düzenledik- leri yarışmaların ödülleri, parasal açı- dan ne kadar büyük olursa olsun; özü, maddi çerçevenin dışındaki anlammda odaklaşıyor. Ödüller, 40 yılı aşkın bir sürede Yu- nus Nadi Armağanı Yarışması adıyla aralıksız olarak kırk yılı aşkın bir süre- de düzenli olarak gerçekleştirildi, kül- A tür ve sanat f^ayatımıza amaçlanan kat- kılan yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllendirme- nin kapsamı 1990 yılından itibaren ge- nişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı bü- tün baltalanmalara ve olumsuz yatırım- lara karşın sürekli gelişiyor ve yaygın- laşıyor. Fikir ve sanat özgürlükleri Tür- kiye de tam değil; siyasal iktidarların baskıları hâlâ sürüyor ve çağdaş de- mokratik ortamdan henüz yoksun sayılı- yoruz. Buna karşın jikir, sanat, bilim, kültürde çabalar sürüyor. Tarihsel geli- şim sürecinde elbette aydınlanma'mn önüne hiçbir giiç geçemez. Cumhuriyet, çağdaş uygarlığa giden yolunfikir,sa- nat, kültür, bilim yolu olduğunu kurulu- şundan beri savunan bir gazete. Bu yol- daki çabaları desteklemek ve özendir- nıekte Yunus Nadi Ödülleri nin işlert^ sürecek. 1998 Yunus Nadi Ödülleri'nde dört ana başlıkta 8 ödül verilecek. Edebi- vat A n a Dalı: Öykü, Roman, Şiir. Görsel Sanatlar Ana Dalı: Afış, Fotoğraf, Karikatür. S i n e m a : Uzun Metrajlı Film Senaryosu. Bilim- s e l A r a ş t ı r m a : S'osyal Bilimler Araştırması. Adaylara başanlar diliyoruz. ÖYKÜ Ödüle 1 Nisan 1997 ile 31 Mart 1998 tarihle- ri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayı- na hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olunabi- lir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâğı- dına makine yaztsı ile çift aralıkh yazılmış ol- ması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, ki- tap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Mehmet Başaran, Vedat Günyol, Selim îleri, Tarık Dursun K., Sami Karaören. R O M A N Ödüle 1 Nisan 1997 ile 31 Mart 1998 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yaymaha- zır bir "kitap dosyası'yla aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâğı- dma makine yazısıyla çift aralıkh yazılmış ol- ması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul. ödülü, ki- tap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Talip Apaydın, Ahmet Cemal, Konur Ertop, Muzaffer Uyguner, Prof. Dr. Tah- sin Yücel. Ş İ İ R Ödüle 1 Nisan 1997 ile 31 Mart 1998 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına ha- zır bir 'kitap dosyası' ile aday olunabilir. Ya- yımlanmamış yapıtlann beyaz dosya kâğıdma makine yazısı ile çift aralıİdı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçi- ci Kurul ödülü kitap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Prof. Dr. Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Attilâ llhan, Şükran Kurdakul, Hilmi Yavuz. »_____—___^_—__ A F İ Ş • Yanşmaya Ocak 1993-31 Mart 1998 arasın- da Türkiye'de tasarlanmış ve basılmış, kültür ve sanat kcnulu (sinema, tiyatro, müzik, bale, ope- ra, resim, heykel, tasanm, mimarlık, edebiyat vb. alanlarda gerçekleştirilmiş gösteri, konser, kon- ferans, festival, yayın vb. ile ilgili afişler) katıla- bilir. • Sayı sınırlaması yoktur. Her tasanmcı di- lediği sayıda afişle yanşmaya katılabilir. • Ya- nşmaya katılan afişler A3 (29.7x42 cm) forma- tından küçük olmamahdır. • Yanşmaya her afiş- ten iki kopya verilmesi istenmektedir. • Her afi- şin arka, sağ üst köşesine: a) Yanşmacının adı, b) adres ve telefonu, c) afişin yayın tarihi yazıl- mahdır. • Yanşmacılann, afişlerinin sergilen- mesini isteyip istemediklerini ayn bir kâğıda yazıp (bir yanşmacı için bir belge yeterlidir; her afiş için ayn bir yazı gerekmemektedir) teslim et- meleri gerekmektedir. • Yanşmaya katılan afiş- ler, sergi bitiminden itibaren 15 gün içinde geri ahnabilecektir. Bu ödül, Grafikerler Meslek Ku- ruluşu - Grafik Yanşmalan Yönetmeliği'ne uy- gun biçimde düzenlenmiştir. Seçici Kurul. Yurdaer Altıntaş, Metin Deniz, Mengü Ertel, Sadık Karamustafa, Tan Oral. F O T O Ğ R A F Ödüle, en çok 4 adet siyah - beyaz fotoğraf ile aday olunabilir. Gönderilecek siyah - beyaz fo- toğraflann en az 18x24, en çok 30x40 cm. boyutlannda olması ve daha önce başka yerde ödül almamış olması gerekmektedir. Seçici Kurul. îsa Çelik, Şakir Eczacıbaşı, Orhan Erinç, Ara Gület; Paul McMillen. K A R İ K A T Ü R Karikatürler, en az 18x24, en çok 20x30 cm. boyutlannda, beyaz kâğıt ya da kartona siyah çini mürekkebiyle çizilecektir. Ödüle en az 3, en çok 5 karikatürle aday olunabilir. Gönderi- lecek karikatürlerin daha önce başka yerde ya- yımlanmamış olması gereklidir. Seçici Kurul: Semih Balcıoğlu, Ferruh Doğan, tsmail Gülgeç, Kâmil Masaracı, Turhan Sel- çuk, Ali Ulvi. U Z U N M E T R A J L I F İ L M S E N A R Y O S U Senaryolar, beyaz daktilo kâğıdına çift arahk- lı makine yazısıyla yazılmış olmalıdır. Yapıt- lar özgün olmalı ve klasik senaryo tekniğine as- gari düzeyde uymahdır. Senaryonun yam sıra konuyu özetleyen, en çok üç sayfalık bir' sinop- şis'in de eklenmesi gerekmektedir. Ödüle sadece bir yapıtla aday olunabilir. Gön- derilecek senaryolar yedi adet olarak hazırlan- malıdır. Ortak çahşmalar da katılabilir. Seçici Kurul: TarıkAkan, Macit Koper, Zeki Ök- ten, Ziya Öztan, Işıl Özgentürk, Memduh Ün. S O S Y A L B İ L İ M L E R A R A Ş T I R M A S I Ödüle 1 Nisan 1997 ile 31 Mart 1998 tarihleri arasında yayımlanmış "1923 Aydınlanma De- vriminin Anlamı" konulu bilimsel araştırma- larla, yayına hazırlanmış ve en az 25 sayfa ola- rak beyaz dosya kâğıdına çift aralıkh makine yazısı ile yazılmış bilimsel araştırmalar katıla- bilir. Adaylaryapıtlannı sekiz adet olarak gön- dereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul Ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Prof. Dr. Bedia Akarsu, Prof Dr. Toktamış Ateş, Prof. Dr. Aydın Aybay, Prof. Dr. Taner Berksoy, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof Dr. Izzettin Önder, Prof. Dr. Erdoğan Teziç. H E R D A L İ Ç İ N G E Ç E R L İ C E N E L K O Ş U L L A R Ödüller, her dalda amatör-profesyonel herke- se açıktır. (Cumhuriyet mensuplan hiçbir dal- da ödüle aday olamazlar.) Adaylar gerçek ad ve adreslerini ve telefon numaralannı belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adresleri- nin saklı tutulmasını isteyebüirler. Ödül koşul- lanna uymayan yapıtlan yanşma dışında tut- mak zorundayız. Adaylann yapıtlanyla birlik- te adlannı ve soyadlannı arkasına yazacaklan iki fotoğraflannı, açık adreslerinin de yer aldığı katılmabelgesini ve yaşamöykülerini 11 Nisan 1998 Cumartesi günü akşamma kadar 'Cum- huriyet Gazetesi, Yunus Nadi Ödülleri, Cağa- loğlu 34334 istanbul' adresine iadeli taahhüt- lü olarak postayla göndermeleri ya da elden teslim etmeleri gerekmektedir. Özel olarak paketlenmesi gereken (afış, fotoğ- raf, karikatür) yapıtlann postadan zarar gör- mesinden kurumumuz sorumlututulamaz. Ya- yımlanmış yapıtlann daha önce herhangi bir ödül almamış olması gerekmektedir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğu- nun (şiir, fotoğraf, öykü vb.) yazılması zorun- ludur. Ödül dallannda (Afiş ve Sosyal Bilim- ler Araştırması dışında) konu sınırlaması yok- tur. Fotoğraf, afiş, karikatür dışında kalan ya- pıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. tade edile- cek yapıtlann 31 Temmuz 1998 tarihine kadar (Afiş dışında) alınması zorunludur. Aksi tak- dirde hiçbir hak iddia edilemez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde tasniften geçirilen ya- pıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğrultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonuçlan 29 Haziran 1998 günü açıklanacaktır. Ö D Ü L Her daliçin: 200.000.000 TL. K A T I L M A B E L C E S İ ADIM, SOYADIM: ADRESİM: TELEFONUM: KATILDIĞIM DAL:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle