Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ARALIK 1997 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Istanbul
Edirne
_Y 13 Sinop 17
Y 13 Samsun 14
Kocaeli 13 Trabzon 21
Çanakkale Y 14 Giresun
Izmir
20
15 Ankara 12
Manisa Y 14 Eskişehir 18
Aydın Y 1 4 Konya 12
Denizli 13 Sıvas 11
Zonguldak Y 15 Antalya Y 16 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
Y
Y
PB
PB
PB
PB
PB
PB
16
18
14
16
14
16
10
g
PB
Birtun bolgelerımız parçalı
yer yer çok bulutlu, Mar-
mara. Ege, Akdenız, tç
Anadolu'da Baîı ve Orta
Karadenız saganak ve yer
yer gökguruitûlu sağanak
yağışlı geçecek Yağışlar
Mamnara ve Ege'de etkılı
olacak. Hava sıcakiıgı batı
bötgelenmızde bıraz azalır-
ken, ûoğuda bıraz artacak
Ruzgar guney ve batı yon-
lerden orta kuvvetlı yurdun
batı kesımlennde kuvvetlı
ve yer yer fırtına şeklınde
esecek.
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
U
-3
2
5
5
4
4
3
Münih Y 3 Milano
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
HB
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
3
4
4
4
7
8
16
15
Y 16 Karure
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Sam
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
-3
2
2
28
6
4
14
23
?(1
Parçalı bulutlo &SİI , Bjiuflu L Çok bulutlu » Yağmuriü Kart
^ 2 > s u i u kar Gök gürültulu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
ve gözti dışarda. Üçüncü partiye danışılmıyor, bil-
gi verilmiyor.
ANAP ile DSP o denli anlaşıyor ki; ekonomik ön-
lemlerin kabul görmesini sağlayacak bir çare bul-
muşlar, kısa aralaria kamuoyuna duyuruyoriar.
"Çareyi" önce DSP'li Maliye Bakanı Zekeriya
Temizel "/fşa" etti:
Hükümetin alacağı önlemler gerçekleşmezse bir
iki yıla kalmaz "Rejim bunalımı başlar" dedi.
Bakan'ın söyledikleri üzerinde durulmadı. Bu
önemli çıkış, bir yaz meltemi gibi geldi geçti.
Nereden bilebilirdik: Meğer Temizel'in söyledi-
ği, iki partinin ortak görüşü imiş.
Altı zamsız ay kararının önü arkası nedir diye
araştırmalar, yorumlar, tartışmalar sürerken; bu
kez, Başbakanımız Yılmaz, öyle bir konuştu ki,
dehşet!
Başbakan, "Türkiye'de enflasyonla mücadele
başanya ulaşmazsa ve gelir adaletsizliği sürerse
rejimi korvmak çok ciddi sonın haline gelecektir"
dedi mi?
Dedi. Hatta "Darbe endişeniz mi var?" sorusu-
na yanıt vermeden, arkasında bir yığın soru -tabii
sorun- bırakarak Sofya'ya uçtu.
Yılmaz'ın mantığından yola çıkarsak, ohoo, Tür-
kiyemiz bugüne kadar en azından 15 kez darbe-
den geçmeliydi.
1982'den beri gelen giden hükümetlerin enflas-
yonu aşağıya çekmek için aldıkları onca önlem
beş paralık sonuç vermeyince, askerlerin arkası ar-
kasına 15 yıl boyunca 15 kez darbe yapmalan ge-
rekmiyor muydu? Gerekiyordu.
Yılmaz mantığına göre; demek ki aşkerler 15 yıl-
dır görevlerini ihmal etmiş oluyorlar. Öyle ya, göz-
lerinin önünde bir canavar (enflasyon) toplumu tah-
rip ediyor. Ses çıkarmıyorlar.
Çağrıştmla yola çıkarsa
Kesintisiz 8 yıl gibi, ülkenin bölünmez bütünlü-
ğünü korumak gibi, PKK gibi ikinci derecede -hat-
ta kimilerine göre demokrasiyle çözüm olanağı
varken bu gibi lüzumsuz- işleıie uğraşıyorlar.
Meclis'te bir komisyon marifetiyle mi, yoksa ül-
kemizin yetiştirdiği yegâne ve büyük müfettiş Kut-
lu Savaş aracılığıyla mı olur, bilemeyiz. Askerlerin
enflasyonu önlemek için bugüne dek en az 15 kez
neden darbe yapmadıklannı araştırmaya, soruştur-
maya almalıyız.
Şu günlerde piyasada hükümetin ekonomik ka-
rartan üzerinde kimi kuşkular dolaşıyor. Yoksa, bu-
günden başlayarak darbe ha bugün ha yarın diye
geri saymaya başlamalı mıyız?
Jicndi dikkat: Yılmaz, çjarbe olasütğtnı anımsa-
rfen, elbette ekonomiksel olmaktan çok, sosyal
içerikli kimi verilere dayanıyor.
Çözümsüzlüğün darbe getireceğini ifade buyur-
duğu günden bir gün önce -sonradan ortaya çıkı-
yor ki- TÜSİAD, Genelkurmay'a ekonomik brifing
veriyor. Geçmişi bilen kimi çevreler bu söylemler-
den sonra, kuşku yok ki, diken üstünde.
Doğrusu şu ki, ülkemizde askerlere ekonomik
brifıngler netameli işlerden sayılıyor.
Yılmaz, kuşku yok ki, 12 Eylül öncesinde olan bi-
teni biliyor. O sırada Genelkurmay'ın Başbakanlık
Müsteşan olan Turgut Özal'dan "ekonomi brifin-
gi aldıktan bir süre sonra darbenin gerçekleştiği-
ni" mutlaka aynntılarıyia anımsıyor.
Acaba, bu kez TÜSlAD'ın brifing vermesini, ki-
mi çağrışımlaria birleştirince... "enflasyon aşağı, ya
da darbe" demek zorunluluğunu mu duyuyor?
Ne var ki, geçmişle bugün arasında bir fark var.
12 Eylül öncesi, 24 Ocak kararlarıyla ekonomi "o
biçim" düzene girmişti. Bugün ise tam bir çorba.
Üstelik bugün önlemler belli, uygulayıcı yok.
Üstüne üstlük aşkerler onca belalı sorunla bo-
ğuşurken karmaşa içindeki ekonomiyi düzene
koymak için neden darbe yapsınlar?
Cumhurbaşkanı Demirel, her açmaz önümüze
geldiğinde "Kurumlar ve kurallar işler" demiyor
mu?
Tam bu sırada Yılmaz darbe mesajlan veriyor.
Olmuyor Başbakanım, olmuyor.
Bir oğulun Baba'sı ile ters düşmesi...
Hem kurallara hem de kurumlara yakışmıyor.
29 öğrenci gözaltında
Universitelerde
yine gerginlik
İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Cniversitesi (1Ü)
Edebiyat Fakültesi'nde, tşçi
Partisi Öncü Gençlik üyele-
rinin astığı afişi yırtan gü-
venlik güçleri, kendilerine
direnen 29 öğrenciyi gözal-
tma aldı. Mimar Sinan Üni-
versitesi (MSÜ) Fen-Edebi-
yat Fakültesi'nde Müslûman
Gençlik taraftarlannm, ya-
zar AzizNesin'e hakaret içe-
ren bildiriler dağıtması üze-
rine şeriatçılarla sol görüşlü
öğrenciler arasında çatışma
çıktı. Pohsin müdahale et-
mediği çatışmada sol görüş-
lü bir öğrenci hafif yaralan-
dı.
İÜ Edebiyat Fakülte-
si'nde, Öncü Gençlik üyele-
rinin asnğı afışleri y\rtan si-
vil polisler, öğrencilerin di-
renmesi üzerine çevik kuv-
vet polislerini çağırdı. Fa-
kültenin kantinine giren
yaklaşık 150 polis, 29 sol
görüşlü öğrenciyi sürükle-
yeıek gözaltına aldı. Fakül-
tenin ıçinde operasyon dü-
zenleyen polise, üniversite
veya fakülte yönetiminden
uyan gelmediği belirtildi.
Gözaltına ahnan öğrenciler-
den adlan saptananlar şöyle:
Didem Tanveli, Banş UIu-
ocak. Sedat Imza, Ce\ahir
Demirvakan, Ihsan Gezen.
Mustafa Özjürek, Kudret
Özen. Gökhan Baka, Nilgfln
Uzun, Hatkre Tımurtaş, Hü-
scyin Tahmaz. Güven Şer,
Sevhan Kara. Büknt Llus,
Ebru Sorgnn, .Vrzu Acar,
Mahmet Akbulut BadinŞa-
hin ve soyadlan behrlene-
meyen Eylem ve Handan
adlı öğrenciler.
MSÜ Fen-Edebiyat Fa-
kültesi'nde önceki gün Ne-
sin'i anmak için afış asan sol
görüşlü öğrenciler ile şeriat-
çılar arasında gerginlik ya-
şandı. Gerginlik, dün Müs-
lüman Gençlik üyelerinin
Nesin'e hakaret eden ve Si-
vas katliamı sanıklannı öven
bildiri dagıtması üzerine ça-
tışmaya dönüştü. Kantinde
sıra ve masalarla barikat ku-
ran öğrenciler, birbirlerine
bardak ve tabak attı. Çatış-
mada sol görüşlü bir öğren-
ci elinden yaralandı.
Holbrooke, Giiney Kıbrıs'ta bankacı
• Baştarafi 1. Sayfada
Dünya kamuoyunun Bosna ban-
şmm miman olarak tanıdığı eski
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı
Richard Fİolbrooke'un yönetim
kurulu üyesi ve ortağı olduğu
ABD'deki Credit Suisse First Bos-
ton (CSFB) bankasının 1996 yılın-
da faaliyete geçmiş bir şubesi bu-
lunuyor.
Stavrinakis'in açıklamalan Gü-
ney Kıbns basınında geniş yer al-
dı. Gazeteler. Stavrinakis'in
"CSFB'nin Kıbns'taki faaüyede-
rine Mayıs 1996'da başladığı ve
Rusya'ya yaünmlaıia meşgul oldu-
ğu, aynca yaünm miktarlannı sü-
rekliartOrdjğı" şeklindeki sözleri-
ne yer verdiler.
Clinton'ın Kıbns özel temsilci-
si Holbrooke'un ortağı olduğu
CSFB'nin Güney Kıbns şubesinin
kurulduğu günden itibaren olağan-
dışı bir büyüme gösterdiği ve Rus-
ya, Yunanistan Avnıpa Birliği üye-
si ülkeler ve Ortadoğu ile yoğun
fınansal ilişkiler içine girdiği kay-
dedildi.
Rum Merkez Bankası Müdür
Yardımcısı Stavrinakis "Bu geliş-
me tamamen ekonomikbir ola>dır
ve hiçbir şeldlde siyasi faaü\et ola-
rak algdanmaması gerekir" der-
ken. konuyla ilgili olarak gazete-
lerde yayımlanan haberlerde Holb-
rooke'un bankanın faaliyetlennde
çok aktif olarak yer aldığı, aynca
son 3 ay içinde önemli inşaat iha-
leleri elde ettiği belirtildi.
"Holbrooke'un bankasının Rus-
ya'dan Rum kesimine gelen kara
parayı aklıyor olabüeceğiniv
vur-
gulayan Türk bankacılık kaynakla-
n ise "bankanın 7 milyar dolarlık
yaünmının para aklamak için bile
yükstk bir rakam olduğunu ve
bankanın arkasında Rum arma-
törterin olabileceğini*' ifade ettiler.
Holbrooke, ABD Dışişleri Ba-
kan Yardımcısı görevini sürdürür-
ken Bosna savaşını sona erdirmek-
te gösterdiği diplomatik başan ne-
deniyle "Daytonbanşmın miman"
olarak ünlenmişti. Kıbns sorunu-
nun çözümünün. gündeminin ön-
celikli maddelerinden biri olduğu-
nu sıklıkla vurgulayan ABD Baş-
kanı Clinton, Dayton başansının
ardından Holbrooke'u Kıbns özel
temsilcisi olarak atamıştı.
Güney Kıbns Rum yönetimi li-
deri Glafkos Klerides ile KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la
görüşmeler sürdüren Holbrooke.
Denktaş'ı Avrupa Bırliği tam üye-
lik görüşmelerine Rumlarla bir-
likte katılmaya ikna etmeye çalış-
mıştı.
Öztürk: Refah Partisi kapatılsın
I Baştarafi l. Sayfada
de befli olabüir" dedi. Oz-
den, içtüzüğe göre raporun
üyelere dağıtılmasının ar-
dından 10 günlük süre veril-
mesi gerektiğini. ancak ken-
disinin "Davsçıgecüdiriyor''
şeklindek: iddıalan geçersiz
kılmak için süreyi 6 gün ola-
rak belirlediğıni kaydetti.
Özden, raporun içeriğine
ilişkin soruya. "Konuyıı her
yönûyle inceleyen geniş kap-
samlı bir rapor verdi. İçeri-
ğini açıklamak v« sonucu bQ-
dirmek yasakür. Kimscnin
bunu benden bekkmemesi
gerekTr" yanıtım verdi.
Rapor, yüksek mahkeme
heyetinin vereceği karar için
bağlayıcı nitelik taşımıyor.
RP'nin üst düzey yöneti-
cilerinin, dün raporun içeri-
ğinden haberdar olduklan
öğrenildi. RP yöneticilerinin
yaptıklan konuşmalar, ey-
İemleri ve Yargıtay Cumhu-
riyet Başsavcısı'nın yüksek
mahkemeye sunduğu kanıt-
lar ışığında "RP'nin laiklik
karşıü eylemlerin odağı ol-
du^ına
r
'ilişkin5avvı yerinde
bulan raportörün, RP'nın
kapatılması için yeterli ko-
şullann bulunduguna ilişkin
görüş bildirdiği öğrenildi.
Mimarlardan
bakana başvuru
'Koruma
Kurulu
3 aydır
çalışmıyor'
İstanbul Haber Servisi -
Mimarlar Odası İstanbul
Büyükkent Şubesi Yöne-
tim Kurulu Sekreteri Yü-
dız Uysal. hakkında daha
önce Danıştay tarafından
•lüzumu muhakeme' kara-
n verilmiş olan îstanbul 3
Numaralı Külrür ve Tabiat
Varlıklannı Koruma Kuru-
lu Müdürû Bülent Bilgin
yüzünden. kurulun 3 aydiT
çalışamadığını belirterek
gerekli önlemlerin alınma-
sı için Kültür Bakanı tste-
mihan Talafy'a başvurdu.
Yıldız Uysal, Kültür Ba-
kanı Istemihan Talay'a
yaptığı yazılı başvuruda,
İstanbul 3 Numaralı Kültür
ve Tabiat Varlıklannı Ko-
ruma Kurulu'ndaki ciddi
sorunlar ve bundan dolayi
kurulun 3 aydır çahşama-
masuıın, kommadan yana
çevrelerde ciddi kaygılara
ve tepkilere neden olduğu-
nu belirtti.
Kurul müdürü Bülent
Bilgin ile kurulun YÖK ta-
rafından atanan iki eski
üyesı, Prof. Dr. HaklaÖnel
(kurul başkanı) ve Prof.
Dr. Nuran Zeren Gûlersoy
arasındaki gerilim ve an-
laşmazlıklann. adı geçen
müdürün göreve başladığı
1996 yıb mart ayından bu
yana artarak devam ettiği-
ni belirten Yıldız Uysal,
"Aynı zamanda Odamız
üyek'ri olan ber iki kurul
üyeside,koruma konusun-
daki titiz ve kararlı tutum-
lanndan ötüni, Bülent Bil-
gin'le birlikte çalışma or-
tam ve olanağı kalmadığı
gerekcesiyle, kurul toplan-
tılanna kaolmama da\ ra-
nışına girmek zorunda kal-
mışlar vekurul üyeliklerin-
den bu nedenle eekilmişler-
dir" dedi.
Açıklamada, Bülent
Bilgin"in 1992 öncesinde
aynı anda hem kurul mü-
dürü hem de kurul üyesi
olarak görev yaptığı belir-
tildi.
Alınan bilgilere göre, Ana-
yasa Mahkemesi Raportörü
Yusuf Öztürk, raporunda,
davanın hem Siyasi Partiler
Yasası'na hem de anayasaya
göre karara bağlanabileceği-
ni açıklayarak, hukukitartış-
mayı da sonuçlandırdı. Öz-
türk aynca "odak olma"
kavTamına açıklık getirerek,
partinin genel başkanı ve
milletvekillerinin eylemleri-
ni "kapatmagerekçesineda-
>anakotuşturma" yönünden
ayn ayn değerlendirdi.
Raporun RP yöneticile-
rinde huzursuzluk yarattığı
parti kulislerinde dile geti-
rildi. Işçi Partisi (tP) Genel
Başkanı Doğu Perinçek'in
önceki gün duzenlediğı ba-
sın toplantısında dile getirdi-
ği Anayasa Mahkemesi'nin
3 üyesinin RP'li Melih Gök-
çek yönetimindeki Ankara
Büyükşehir Belediye Baş-
kanlıgYnın himaye ettiği bir
kooperatife üye olduklan sa-
vı, yüksek mahkemede tar-
tışma yarattı. Anayasa Mah-
kemesi Başkanı Özden.
Cumhuriyçt;jBstKusu.üzen-
ne, şu açıklamayı yaptı:
"Ben mahkememin üye-
lerine güveniyorum. Bir etki
altıiKİa kalacaklannı sanmı-
yorum. Konu suç savilacak
bir aykınlık olmadığından
herhangibirişlemebaşlama-
dım. Sorun hukuksal \e kişi-
seldir. Herkesin bir > a da bir
kaç kooperatife ü>e olnıası
doğaldır. Benim böyle birUiş-
kiınyok."
Yargıtay Cumhunyet Baş-
savcısı Vural Savaş, 21 Ma-
yısta Anayasa Mahkeme-
si'ne gönderdiği iddianame-
de, RP"nin "laödiğekarşıej-
lemlerin odağı'" olduğu ge-
rekcesiyle kapatılmasım is-
temişti. Savaş. RP'nin sa-
vunmasına karşı gönderdiği
esas hakkındaki görüşûnde
Türkiye Cumhuriyeti'nin ta-
rihinın hiçbir döneminde ol-
madığı şekilde "irtica" teh-
likesiyle karşı karşıya kaldı-
ğmı belirterek. "RP'oin ka-
patılmasına karar vermek,
Türkiye Cumhuriyeti'nin
demokratikleşmesi >x)lunda
Anayasa Mahkemcmizin
yapbğı hizmederin en şeref-
lisi olacakür" görüşünü dile
getirmiştı. Savaş 11 Ka-
sım'daki sözlü açıklamala-
rmdada ağırlıkh olarak laik-
liğe aykın eylemlerin odağı.
olihanın anayasa ve Siyasi
Partiler Yasası uyannca ka-
patma nedeni olduğuna dik-
kat çekerek, "Odak kavra-
mının tarifınin yapılmanuş
«Imasıiddiaedikiigigibiana-
\asamı/ın anılan maddeleri-
nin somut norm sayümama-
lannı gerektirmez" demiştı.
Heyet üyelerıne. "TB-
MM'ce çıkanlan bir kanun-
la Siyasi Partiler Yasası'mn
tümü yürüriükten kaldınl-
sa. anayasay a aykın eylemle-
rin odağı haline gelen parti-
ler Anayasa Mahkemesi'nce
kapatılmajacak mıdır" so-
rusunu yönelten Savaş, bu-
güne kadar "kapanlamaz"
diyen kimseye rastlamadığı-
nı kaydetmişti.
Savaş, bir siyasi partinin,
suç işleyen parri üyelerini ih-
raç ederek sorumluluktan
kurtulamayacağını vurgula-
yarak, "Aksinin kabulü ha-
ünde, bir parti yüzlerce kişi-
ye mütemadiyen eylem yap-
"tınr, her defasuıda eylemleri
kanıtlananlan partiden ih-
raç ederek sorumluluktan
kurtulur. odak haline gelme
hiçbir zaman kanıdanamaz"
demiştı.
Başsavcı Savaş, RP Genel
Başkanı Erbakan'ın söz ve
eylemlerinden kanıtlar sıra-
layarak, "Bir partinin genel
başkanı sıfatını taşıyan bir
Cumhuriyet
kitap kulübü
ÇAĞ PAZARLAMA A.Ş.
"KİTAP KURDU"
OLDUĞUNUZ ARTIK BELGELENMELİ
"CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'nün kımı olanaklarından yararianmak için üye olmak, üye otunca
da ceplerde kart taşımak gerekıyor. Yani bir anlamda insan "KİTAP KURDU" oldu mu, bu olgusu
"Kitap Kurtlan" kulübünce belgelenmeli. Belgeienmesi için ise üyelik ılk koşul. Hem "Cumhuriyet
Kitap Kulübü" tyice yenilendi. Artık üyelere telefonla sipariş verme ve istenilen kitaba kısa süre
içinde ulaşma olanağı sağlanıyor. İstenilen kitap "ÇAGDAŞ YAYINLARI'ndan yayımlanmışsa
%20, başka bir yayınevinın ise %10 indırim yapılıyor. Her ay, Türkiye'de piyasaya çıkan yapıtlann
tam iistesi, bir önceki ay etkinlikterinden haberterte üyeye ulaştınlıyor.
•CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" simdilik Istanbul'da hem Taksım. hem Cağaloğlu sergi
salonlannda. Adana'da ve de Izmir lleri (Konak), Temmuz (Kemeraltı), Aydın (Kipa/Bornova)
kitabevlerinde "Indirimli Kitap Kampanyası" ve "Resim Sergısı' gibi etkınlikler, "Söyteşı", "Dınteti",
"Imza" gibi günler birbirini izliyor. Yıllık kitap kataloğu adreslere bedelsız olarak postalanıyor.
Allegro Tour yurt ıçi ve yurt dışı tur rezervasyonlanndan %7; uçak bileti sıparişlennde %4 indirim
sağlamakta. Istanbul'da Özel Acıbadem. Izmir'de Özel Sağlık Hastaneleri tanı ve sağaltımda
faturalannda
a
/c10 eksık duzeniıyor Izmir'deEGS Turizm, Minerva Turizm, Güven Optik, The
English Academy, Danış Bilgisayar Hizmetleri, Artek Bilgisayar, Bi/set Bi/gisayar, Sonuç
Dershanesi, Nektar Bar, Nektar Restaurant, Meyhane Izmir, Bar Kagir, Adana'da Dünya
Sosyal Iktisat Dershanesi, Ekin El Sanatlan, Yılgör Butik gibi kuruluşiar "KİTAP KURTLARI"na
değışık oranlarda ındınm sağlıyor... Daha sırada ucuz tıyatro, opera, bale, sinema bıletleri ve
benzeri yarartar var. "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'ne üyelik aşağıdaki formun doldurulup
gönderi!mesiy(e tamamlanacak, "Kitap Kurdu" kartınız hemen gönderilecek.
ÜYELİK FORMU
Üye No:(Yenileyenler için).
Adı Soyadı:
Adresi:
Posta kodu: Kent:
Telefon/Faks:
Cinsiyeti:
Doğum tarihi: Medeni durumu:...
Eğitim durumu: Mesleği:
(Öğrenci ya da Öğretmen ise)
Okul adı: Okul numarası:.
(Lütfen işaretleyiniz)
ÜYE
ÖĞRETMEN/ÖĞRENCİ
YENİ ÜYE
5.000.000 TL
YENİLEME
3.000.000 TL
2.500.000 TL 1.500.000 TL
* Işaretlediğim tutarı kredi kartı hesabımdan alınız.
CviSA
Kart no:
DEUROCARD IDMASTERCARD
Son kullanma tarihi:
* Işaretlediğim tutann banka dekontunu adresinize/faksınıza göndereceğim.
Çağ Pazarlama A.Ş.'nin:
D Iş Bankası Cağaloğlu Şb.405543
L_ Akbank NuruosmaniyeŞb.1571801 \ *» ^ ^ ^ ^ f -»•
D Yapı Kredi Bankası Çemberlitaş Şb. 32529'
D Halkbank Cağaloğlu Şb. 39035380
* Işaretlediğim tutan posta çeki hesabına gönderdim.\
PTT Çek No:
3 666322 Çağ Pazarlama A.Ş. Hesabı
Cumhuriyet Kitap Kulübü Cağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41
(34334)Cağaloğlu-İstanbul Tel:(212)514 01 96 Faks:(212)514 01 95
kişinin taikfiğe aykın her sö-
zü ve eylemi parti kapatma
nedenidir. Millctvekili hatta
başbakan olması partiyi so-
rumluluktan kurtarmaz"
görüşünü kaydetmişti.
Savaş, RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan'ın
"kanlı rejim değişikligine"
ilişkin sözleri konusunda.
"Bin yıllık takı>ye geleneği-
nin en büyük üstadı kabul
edilen RPGenel Başkanı Er-
bakan'ın bu sözlerinin ne an-
lama geldiğini açıklığa ka-
vuşturmak için: söyledikle-
ri nin hiçbiri inandıncı değil-
dir" görüşünü dile geürmiş.-
ti.
RP Genel Başkanı Erba-
kan ise 18-20 Kasım günle-
rinde yaptığı sözlü savunma-
da. uluslararası hukuk lite-
ratüründen ömekler sırala-
yarak partisinın kapatılma-
ması gerektiğini öne sür-
müştü. Erbakan, kendisinin
de aralannda bulunduğu yö-
neticilerin konuşmalannın
partiyi bağlamayacağını öne
sürerek. RP'nin kapatılması
durumunda Türkiye'nin
"ırhıslararasr pfâtfb'rrrrtarda
ZOT durumda kalacağını id-
dia ederek örrülü gözdağı
vermişti.
••
Oğrencilere
zorla cuma
ııanıazı
• Baştarafi 1. Sayfada
yaklaşık 50 öğrenci her cu-
ma olduğu gibi dün de sa-
at 12.00 sıralannda Lü-
tuf Paşa Camii'nde cuma
namazı kılmak amacıyla
okuldan çıktı. Ekiz, Müdür
Yardımcısı ve din bilgisi öğ-
retmeni Hayri Özenli'nin
yanı sıra tarih öğretmeni Ef-
rafl Aydın, kımya öğretme-
ni Haldun Köseoğlu ve fen
bilgisi öğretmeni Ah Tür-
kay ile birlikte Lütuf Paşa
Camii'ne giden gruptan ba-
zı öğrenciler kendi istekle-
riyle camiye gittiklerini be-
lirttiler. Gruptan bazı öğren-
ciler ise birlikte camiye git-
tikleri okul müdürü ve öğ-
Tetmenlerin, "üç kez cuma
namazına gitmemeleri du-
rumunda dinden çıkacakla-
n ve cenaze namazlaruun
kılınmayacağı"' şeklinde
kendilerine yönlendirmede
bulunduğunu öne sürdüler.
Bu öğrenciler, "Okula baş-
ladığımızdan beri her hafta
cuma namazma götûrülü-
yoruz. Gitmezsek sınıfta bı-
rakılmaktan korkuyoruz.
Gitmekzorunda kahyoruz"
dediler. Adının açıklanma-
sını istemeyen bir grup veli
de bazı okul yöneticisi ve
öğretmenlerin, çocuklannı
"psikolojik baskı yaparak"
camiye götürdüğünü öne
sürdü. Ekiz, cuma namazı-
na gittiğini. ancak öğrenci-
lere namaza gitmeleri için
baskı ve yönlendirmede bu-
lunmadığını savundu.
1042 kişiye
koruma
ANKARA (AA) - tçişleri
Bakanı Murat Başesgioğlu,
koruma alrına alınan kişile-
rinsayısımn 1042'yeyüksel-
diğini, bunlardan 104'ünün
eski bakan. 33'ünün eski ve
yeni milletvekili, 358'inin
muvazzaf ve emekli asker.
547"sinin de bürokrat oldu-
ğunu açıkladı. Başesgioğlu.
hakkında özel. yakın, konut
ve işyeri koruma karan olan
bu kişilen korumak için
1089 personelin görevlendi-
rildiğini, Emniyet Genel
Müdürlüğü'nden 122 araç
tahsis edildiğini açıkladı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
ti çekenleri vurgulayalım.
Ağar, dört sayfalık savunmasının üç yerinde bü-
yük harfle, hakkındaki fezlekenin "yok hükmünde"
olduğunu yazıyor.
Bu durumda savunmayı da yok hükmünde say-
mak abartma olmaz...
Bucak da iki sayfalık savunmasındatam 14 kez,
"devlet" sözcüğünü kullanmış.
Yoğun bir 'ku/'lanım...
Şimdi ayrıntılara geçelim.
Ağar, 14 Ağustos'ta altı ANAP ve DSP'li millet-
vekilinin yokluğunda toplanıp dokunulmazlıklan
dönem sonuna bırakan komisyon kararının geçer-
li olduğunu, yenisini tanımayacağını vurguluyor.
Bu, önümüzdeki günlerde yeri geldikçe yoğunla-
şacak bir tartışma:
"Birinci komisyon karan mı doğru, ikincisi mi?"
Istediğin yöne çek, altın mı yumurtlamak ister-
sin, inci mi?
Ağar'a göre ağustos ayından bu yana komisyon-
daki tek değişiklik siyasi kompozisyon. O zaman
bu karar siyasi...
Bu pencereden bakarsak, ağustos karan da si-
yasi...
Ağar'ın asıl altını çizdiği iki nokta var:
- Beni DGM yargılayamaz. Zira bana yüklenmek
istenen suçlar DGM kapsamına giımemektedir.
- Işlediğim öne sürülen suçlann tarihi benim
Emniyet Genel Müdürü olduğum dönemdedir. O
zaman benim Memurin Muhakematı Hakkındaki
Kanun'la yargılanmam gerekir.
Konuyu hukukçulara sorduk. Ağar'ın, "Beni
DGM yargılayamaz" değerlendirmesini TBMM'ye
söylememesi gerekıyor. Bunun yeri mahkeme.
Her iki fezlekenin de özeti şu.
DMG Savcısı Susurtuk kazasının ardından mey-
dana gelen gelişmeleri araştınyor. Ağar ve Bucak'la
ilgili iddialarda kilrtleniyor. Çünkü onlan dinleyemi-
yor. Dokunulmazlıkları var. Bunun üzerine fezleke
yazılıyor:
"Ey TBMM, iki milletvekili hakkındaki iddialan
netleştirmem için kendilerini dinlemem gerekiyor.
Izin verin, dinleyeyım..."
Meclıs'in yapacağı da buna izin vermek ya da
vermemek. Izin vermezse, Ağar-Bucak köşe bu-
cak kaçsa da kendilerini ağartamayacaklar.
Memurun yargılanmasına ilişkin özel yasa, 1913
yılında geçici olarak çıkarılmıştı. O günden bu gü-
ne yeniden düzenlenecek. Daha yüz yılmı doldur-
madığına göre zaman var demektir.
Ağar TBMM'ye, "Benim milletvekilliği statümle
değil memurstatümleyargılanmam gerekir" diyor.
Sanınz memur statüsü gündeme gelse, şöyle di-
yecek:
"Ne memuriyeti kardeşim? Ben şimdi milletve-
kiliyim..."
Meclis'e kaç, yargıya tut...
Dokunma karan...
Bucak'ın iki sayfalık savunması hakkında önce-
likle "Türkçeyi tahkir, tağyîr ve ilga "dan dava aç-
mak gerekir.
Bucak'ın içinde bulunduğu durumun özünü an-
latan paragrafı aktaralım:
"Ben babamdan itibaren Türkiye Cumhuriyeti
yanında olarak asker, emniyet görevlisi ve bakan-
lartn tasvip ve takdırteriyle devlet dûşmanlanna
karşı devletimin yanında yer aldım. Bu durumum
gerek askeri gereksivil görevliler ve siyasetçiler ta-
rafından gayet açık şekilde bilinmektedir. Devleti-
min yanında yer alıp gerekli birimlerin talimatıyla
görevlendirdikleri şahıslarla birlikte devlet düş-
manlanna karşı devlet mensubu insanlaha birlik-
te mücadele etmek suçsa bu suçu kabul ediyo-
rum."
Yine çok devletli bir başka tümce:
"Çatlı 'nin ölümüne kadar devlet görevlisi oldu-
ğunu ve devlet yanında PKK ile mücadele eden
bir uzman görevli olduğunu bilerek hareket et-
tim."
Bu tümceler insanı nereye götürür?
Bir dönem daha Meclis'e...
Yazıyı Ağar'ın savunmasını bitirişiyle bitirelim:
"Usule ilişkin olarak belirttiğim bu hususlar hak-
kında bir karar verilmedikçe, komisyonunuz işin
esasına giremez. Bu nedenle esasa ı//şWn savun-
mamı, usule ilişkin sorunlar çözümlenip karara
bağlanıncaya kadar saklı tutuyorvm."
Bu durum şunu gösteriyor:
Dokunulmazlık kalksa bile bir de dokunma karan
gerekecek...
Özden: Demirel'i
• Baştarafi 1. Sayfada
Demirel nezdinde bazı gi-
rişimlerde bulunduğu iddia
edildi. Konuyla ilgili soru-
lanmızı yanıtlayan Özden,
şunlan söyledi:
"Akh gazetesi, kendi
amacına aykın bulduğu her
şeyi gerçek dışı aktanrken
basın ahlakmı hiçe sayarak
kötüleyip karalamaktadır.
Kaç kez ceza ve hukuk da-
valannda mahkûm ettirdi-
ğim halde benimle hiç Ugisi
olmayan konulan bir tür
sendrom durumunda gün-
demegetirmeye cabalamak-
tadu*. Anayasa Mahkemesi
GenelSekretertiğj.bakanhk
müsteşartığından aşağı ol-
mayan bir düzeydedir.
Bülent Serim'in şimdiki
göre>ine getirilmesi tümüy-
le Turizm Bakanlığı'nın
kendi takdiri içinde bir iştir.
Sayın Cumhurbaşkanı ana-
yasanın 104-b maddesine
göre kararnameyi imzalar.
Konunun onunla da ilgisi
yoktur. Anayasamn 8. mad-
desine göre 'yürütmenin de
başıdır' diyerek her şeyi
Cumhurbaşkanrna ve ba-
nabağlamak Aldt'in komp-
lekslerinden biridir. Bu ga-
zetenin benimle \e mahke-
memle ilgili yazdıklannm
hiçbiri doğru değil ki bu ol-
sun.
Kaldı ki. Anayasa Mah-
kemesiBaşkanı yeni üyeler-
den seçilmez. Başkan seçitni
yedek üyenin kaulacağı ilk
toplantıda olur. Veni üye
başkan seçimine yetişmez.
Bülent Serim son derece ye-
tenekii ve başarüı, yülann
bürokra&dır.
Sayıştay "a da, Danıştay "a
da.Anayasa Mahkemesi'ne
de üye olabilir. Bunda gocu-
nacak hiçbir şey yoktur. An-
cakonun böyle bir isteği bu-
hınmadığı gibi bürokraside
kalmaktan yana olduğunu
biliyorum. Benim de Cum-
hurbaşkanı'nm takdirine
kanşıp etki y^pacak duru-
mum olmadığı biliniyor.
Karşı çıkanlann gericilik,
kıskançlık, siyasal ve özel
amaçlardan yola çıktığını
sanıyorum. Herhalde başka
işleri yazacak şeyleri yok."