Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 ARALIK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
tngiltere'de çağdaş sanat ortamının en önemli ödülü Turner'i genç sanatçı Gillian Wearing aldı
60 daldka sessîzBlde gelen ödülAHUANTMEN
LONDRA - tngıltere'de 1984 yılın-
dan bu yana her yıl artan bir ilgiyle ger-
çekleştirilen Turner Ödülleri'nde
1997'nin sanatçısı, tümüyle kadm sa-
natçılardan oluşan öteki adaylan geri-
de bırakarak "Sacha ve Annesi" ile "60
Daldka Sessuük" başlıklı videolanyla
ödüle değer görûlen Gillian Wearingol-
du. Bugüne dek Hovvard Hodgkin,Gü-
bert & George, Antom Gormley ve ts-
tanbul bienallennde yapıtlannı gördü-
gümûz Anish Kapoor ile Rachel Whi-
teread gibi sanatçılann kazandığı Tur-
ner Ödülü. basuıın da katıldığı yoğun
bir tartışma ortamı oluşturuyor İngilte-
re'de. Amaç, çağdaş sanata ilgi duyma-
yan kesimleri de bu ortama katmak; ya-
şadığımız çağın sorunsallanna ilginç
yaklaşımlar getiren sanatçılann uyan-
dırdıklan sorulara hep birlikte yanıtlar
üretmek. Turner Ödülü bu açıdan. tn-
giltere'de çağdaş sanatm 'popülerleş-
mesi' için oluşturulmuş, gözünü sana-
ta meraklılardan çok genelde sergi gez-
meyen 'sokaktaki adam'a dikmiş bir et-
kinlik.
1984 yılından bu yana, bu yıl Vene-
dik Bienali'nde Ingiltere'yi temsil eden
heykeltıraş Rachel Whiteread dışuıda
tümüyle erkek sanatçüann kazandığı
Turner Ödülü'nde 1997, kadınlann yı-
lı oldu: Yıl içinde açtıklan sergilerin
değerlendirilmesı sonucu belirlenen
dört aday arasında adli tıbbın kendine
özgü dılini sorgulayan Christine Bor-
land, farklı anlatım biçimleri kullanarak
sergi yapımcılığına ilginç yaklaşımlar
getiren ve izleyici ile diyaloga girmeyi
başaran Angeİa BuDoch, çevremizi sa-
ran sıradışı ve sıradan nesnelerin gizi-
ni arayan Cornetia Parker ve yapıtlann-
da insanı sorgulayan, insanın çeşitli hal-
lerini belgeleyen Gillian Wearing. Tate
Galeri'de gerçekleştirilen sergide fark-
lı yaklaşımlannı ortaya koydular.
50 yaşını geçmemiş Ingiliz sanatçı-
lara verilen 20 bin sterlinlik Turner
Ödülü'nün adaylanndan Christine Bor-
land, Turner'a aday olan çalışması
"Ölüler Yaşayanlan EğMr"le bir sanat-
çıdan çok bılim adamı kimliğıne bürü-
nüyor ve günümüzde sanatın smırlan-
nın. sanatçıya ya da sokaktaki insana
genelde kapalı olan kapılara da uzandı-
ğını ortaya koyuyor. 1920'li yıllarda ırk-
1963 doğumlu tngiliz sanatçı Gillian VVearing, bu ydki Turner Ödülü'nü iki video çabşmasıyla aldı.
-»ngiltere'de 1984 yılından bu yana her yıl artan
bir ilgiyle gerçekleştirilen Turner Ödülleri'nde,
1997, kadınlann yılı oldu. Dört kadın sanatçının
aday olduğu 1997 Turner Ödülü'nü, "60 Dakika
Sessizlik" ile "Sacha ve Annesi" başhklı
yapıtlanyla genç sanatçı Gillian Wearing aldı.
Ingiliz basınınm da yoğun ilgi gösterdiği Turner
Ödülü, Tate Galerisi tarafından çağdaş sanatı geniş
kitlelere ulaştırmak, 'sokaktaki adam'ı sanatsal
tartışmalara ortak etmek amacıyla düzenleniyor.
çı kuramlar için araştırma konnsu oluş-
turmuş farklı etnik kökenli insanlann
büstlerini sergileyen Borland, bilimin
karanlık da olabilen verilerini gözler
önüne seriyor. Angela Bulloch'un Tate
Galeri'de kurguladığı ortam ise heykel-
lerin koltuk işlevi gördüğü, duvardaki
resimlerin izleyicilerin ses ve hareket
titreşimleriyle tamamlandığı bir tür sa-
natsal oturma odası. Burada nesneler
ancak izleyici ile bir diyalog sonucu sa-
natsal nesnelere dönüşüyor. Bu yılki
Turner'in en güçlü adayı olan, ama ödü-
lü Gillian Wearing'e kaptıran Comelia
Parker ise çevTemizi saran nesnelerin
fiziksel özelliklerini irdelerken, bir yan-
dan da yaşamın içinde taşıdıklan sim-
gesel anlamlannı sorguluyor. Görsel
zenginlik açısından bu yıl Turner sergi-
sinde yer alan tüm yapıtlan geride bı-
rakan enstalasyonu "Ayin" duvardan
sarkarak mekânın ortasında bir küp
oluşturan yanmış nesnelerden oluşuyor.
Bu nesneler, sanatçının Texas'a yaptı-
ğı bir ziyaret sırasında yıldınm çarptı-
ğını öğrendiği bir kıliseden topladığı
kalıntılar. Bir eleştırmenin dediği gibı,
kimilerince 'Tann'mn lütfu' olarak de-
ğerlendirilebilecek bir doğa olayı kili-
seyi yok ediyor ve Cornelia Parker. bu
kiliseninkalıntılannı, yırmıncı yüzyılın
'laik' tapınagı olan müze mekânı için-
de yeniden kurguluyor.
Henry Moore Enstitüsü Küratörü Pe-
nelope Curtis, Louisiana Müzesi Mü-
dürü Lan Nittve, Tate Galeri Müdürü
Nicholas Serota, sanat eleştirmeni Ma-
rina Vaizey ve Yeni Sanat Sponsorlan
Kurumu temsilcisi Jack Wendler'in se-
çici kurulu oluşturduğu Turner Ödü-
lü'nde bu yıl kimin kazanacağı üzerine
tahminler yapmak her yıl olduğundan
daha zordu. Çağdaş sanat sergilerinde
genelde eksik olmayan sansasyonel ya-
pıtlardan uzak durmuştu seçici kurul, ki
bu durum Tate Galeri'nin lngiltere çağ-
daş sanat ortamının en ağırlıklı kurum-
lanndan biri olarak seçimini artık 'us-
lu' sanatçılardan yana koyduğu yoru-
muna neden oldu.
Ünlü Ingiliz sanat koleksiyoncusu
Chartes Saatchi'nın desteklediği başlı-
ca sanatçılardan, Ingiliz sanat ortamı-
nın yaramaz çocugu Damien Hirst'ûn
(Turner 95) insanın midesini kaldıran
katledihniş inek, domuz enstalasyonla-
nyla kıyaslandığında elbette ki uslu ka-
lıyordu bu yılki adaylar. Ancak ödülü
kazanan 1963 doğumlu Gillian We-
aring'in "Sacha ve Annesi'' başlıklı vi-
deosu, insan ilişkilerine gerçekçi çıplak
yaklaşımı ile doğrusu tüyler ürpertici
ve insanın içine işleyen bir deneyim
oluşturuyor. Bu videoda genç kız Sac-
ha ve annesi arasında şefkat ile şiddet
arasında gidip gelen duygu yoğunluğu-
nu ortaya koyan Wearing, sevgi sözcük-
lerinin hakaretlere, okşamalann çim-
diklere, öpüşlerin boğuşlara dönüştüğü
hastalıklı bir ilişkide dengeleri sorgula-
yan 'güç' kavramına ılişkın bir irdele-
meye giriyor.
Gillian Wearing, öteki videosu "60
Dakika Sesstdik'"te ise 26 erkek ve ka-
dın polisin canlı bir fotoğrafım çekiyor.
Bu projede yer almayı kabul eden bu 26
polis, bir saat boyunca sanki fotoğraf-
lan çekiliyormuş gibi, hiç kıpırdama-
dan duruyorlar. Bir saat boyunca zo-
nrnlu bir hareketsizlik içine hapsolan
bu polislerin dakikalar geçtikçe bastı-
nlan enerjileri küçük kıpırdanışlar, ök-
sürüklefle dışavurulurken, bir saatin so-
nuna yaklaştıkça tek bir vücut halinde
patladı patlayacak bir bomba izlenimi
uyanıyor. Wearing, bu toplu fotoğrafta
dakikalar geçtikçe bireylerin daha çok
fark edildiğini söylüyor. Aslında tûm
yapıtlannın temeli de bu: Yapıtlan için
genellikle tanımadığı insanlarla diya-
loğa giren Wearing, çağunızda birey ol-
manın çeşitli yönlerini irdeliyor.
Giderek kurumsallaşan, öte yandan
adaylanyla giderek gençleşen Turner
Ödülü, lngiltere'de her yıl yoğun bir he-
yecan oluşturuyor. Çağdaş sanat orta-
mının geniş kitlelere açıldığı bu etkin-
lik sayesinde, yılda bir kez bile olsa, sa-
natm uzağındakiler de çağdaş sanat ya-
pıtlannı yeni çıkan bir fılm kadar tartı-
şıyorlar. Ve Turner adaylan sergisinin
izleyicileri her yıl iki katı artıyor...
Once konser, sonra albüm
Gülsin Onay, bu ay Almanya turnesine çıkıyor.
FECtRALPTEKÎN
"Kendimi yorgun ya da keyifsiz
hissettigim sabahlarda bir fıncan
kahve bile içmeden hemen piyano-
nun başına geçerim. Kendhne gel-
mem birkaç dakika sürer." Bunlar.
dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin
Onay'ın sözleri... Üç yaşından bu
yana piyano çalan ve ilk konserini
henüz altı yaşındayken tstanbul
Radyosu'nda veren Onay, dünya-
nın dört bir yanındaki müziksever-
lerle buluşmayı sürdürüyor.
Onay. yeni sezonu geçen ay Slo-
vak Flarmoni Orkestrası ile Slovak-
ya'da bir resital ve iki konser vere-
rek açtı. 8 yıl önce Japonya'da bir-
likte çaldığı ve oldukça iyi tanıdı-
ğı bu orkestrayı çok başanlı buldu-
ğunu belirten Onay "Orkestralaruı
çok değişken renkleri ve gelenekle-
ri vardır. Birlikte çalıştıklan şeflerin
izlerini taşırlar. Ben Slovak orkest-
rasını Vlyana orkestrasuıa benzeti-
yorum. Yayhlanndan çok kalın ve
içten bir ses geliyor. Harika bir renk-
leri var" diyor.
Onay'ın aralık ayı programında
ise Almanya var. Berlin ve Hanno-
fel'de vereceği konserlerde geçen
• Gülsin Onay, bu ay Almanya turnesinden sonra
Türkiye'de önce 20 Ocak tarihinde Bilkent Senfoni
Orkestrası ile 6-7 Şubat tarihlerinde de Istanbul Devlet
Senfoni Orkestrası ile konserler verecek. Ünlü piyanist, yıl
içinde aynca Frankfurt, Japonya, Almanya ve Hollanda'da
konserler verecek. Bu yılki repertuvannda en geniş yeri ise
Rahmaninof un Üçüncü Piyano Konçertosu tutuyor.
yıl City of London Orkestrası ile
çaldığı Şostaknviç'in trompetli pi-
yano konçertosunun yanı sıra Bet-
hoven, Haydn ve her zamanki gibi
yine Adnan Saygun'dan yapıtlar
seslendirecek olan Onay, hocasına
olan bağlılığını çok yakınlarda ya-
şadığı bir ola>T anlatarak dile geti-
riyor: "Bundan kısa bir süre önce
yurtdışında verdiğhn bir konserde
organizatörün programda Adnan
Saygun'a ait herhangi bir yapıta
yer vermediğini gördüm. Ancak
Sa> gun'suz bir konser kesinlikle içi-
me sinmiyordu. Ben de programın
sonunda Saygun'u bis olarak çal-
dım. Ogûn hocammdoğum günüy-
dü. Genelde konserlerde konuşma-
yı pek sevmememe rağmen Sa\-
gun'u uzun uzun anlattun izlevici-
lere. Konserden sonra basında çı-
kan yorumlarda Savgun'un çok be-
ğenildiği söyleniyor ve izleyicinin
Sav gun'un bir konçertosunu dinle-
mekten memnun olacağı betirtiB-
yordu.".
Onay'ı 1998 yılınm ilk aylannda
da çok yoğun bir konser programı
bekliyor. Türkiye'de önce 20 Ocak
tarihinde Bilkent Senfoni Orkestra-
sı ile 6-7 Şubat tarihlerinde ise Is-
tanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile
konserler verecek olan Onay, şubat
ayı içinde de Frankfurt ve Japonya
konserleri ile müzikseverlere sesle-
necek. tlkbahar programına da Al-
manya ve Hollanda konserlerini
alan Onay'ı yaza dek çok yoğun bir
çalışma temposu bekliyor. Sanatçı-
nuı bu yılki repertuvannda en geniş
yeri ise Rahmaninof'un Üçüncü Pi-
yano Konçertosu tutuyor.
Ardarda gelen konserler yormu-
yor Gülsin Onay'ı. Çalışırken ken-
dini bulduğunu söylüyor. Özellik-
le de konserler sırasında izleyiciy-
le kurulan bağ, tek soluk olma fik-
ri mutlu ediyor sanatçıyı. Sürekli
seyahat etmenin biraz yorucu oldu-
ğundan söz ediyor yalmzca, ama
gittiği yerlerde öyle büyük bir ilgiy-
le karşılanıyor ki yorgunluk da bir
sorun olmaktan çıkıyor.
Rahmaninof, Çaykovsld, Beet-
hoven ve Mozart'tan vazgeçemedi-
ğini belirten Onay için Adnan Say-
gun'un bambaşka bir yeri var.
"Ozellikle de annoni ve kompozis-
yon anlamında bildiğûn her şeyi ho-
cam Adnan Sa>gun'dan öğrendim,
aramızda çok özel bir bağ vardı"
diyor Onay, "Ama onunla hiç kar-
şılaşmamış, onu hiç tanımamış ol-
saydım da yapıüanm aynı hayran-
lık ve sevgrvle çalardım"
Onay yeni albümünün stüdyo ca-
hşmalanna ise mart ayında Bos-
ton'dabaşlayacak. u
Ama önce kon-
serler! " diyor Onay. Bu yoğun tem-
po içerisinde fırsat buldukça da
gençleri dinlemeye, onlara yardım-
cı olmaya çalışıyor. Her anı müzik-
le dolu Onay'ın. Kendi deyişiyle de
müzik, yaşam gibi bir şey onun
için.
Hüseyin Sermet, İDSO'nun bu haftaki konserlerinde Ravel'in Sol El için Konçertosu'nu yorumlayacak
Müziği sol eline sığdıran piyanist...
ASUMAN KAFAOĞLU BÜKE
"ZavaDı Paul'u düşünmekten kendimi
alamı>orum, nasıl da bir anda mesleğin-
den mahrum kaldı! Ne berbat! Böyle bir
şeyin üstesinden hangi felsefe geJebilir!
Keşke innhardan başka bir çözüm obay-
dı!" (Ludvvig Wıttgensteın'ın Günlüğü.
28.10.1914)
LudwigW"rttgenstein, kendinden iki yaş
büyük ağabeyi Birinci Dünya Savaşı'nda
sağ kolunu kaybettiğinde, günlüğüne böy-
le yazmıştı. Ama Paul güçlü bir karakte-
re sahipti, Ludwig'in ilk aİdına gelen şey,
intıhar, onun düşüncesinde yer almadı. Bir
aristokrata yaraşacak kibirle, insanlann
göriişlerine fazla önem vermezdi, onun
için saygı ve hattabir ölçüde korku, sevil-
mekten daha önemliydi, çünkü insanlar-
da bu daha derin bir iz bırakırdı.
Ludwig Wıttgenstein'ın ağabeyinin in-
tihar edeceğini düşünmesinin başka ne-
denleri de vardı: 1902'de ailenin edebiya-
ta en yatkın çocuğu Rudi, intihar etmişti.
Bundan bir yıl sonra diğer ağabeyi Hans
da aynı ölümü seçmişti. Daha ilerki yıllar-
da, 1918'de de ailenin aslında en sağlıklı
göriinen çocuğu Kurt, savaşın bitiminden
birkaç ay sonra, bir aile yemeği
sonrasında biraz dinleneceğini
söyleyerek çekildiği odasında
kendıni vuracaktı. Uç ağabeyin
kendinı öldürmesi sonrasında ai-
lenin küçükleri, Paul ve Ludwig,
ablalan Helene'in söylediğine gö-
re intihar sınırlannın yakın nok-
talannda geziyorlardı.
Çocuklara aşılanmış tüm bu
güvensizlik duygusuna rağmen
Paul, bir miktar kendini beğen-
mişlikle, piyanistliğine güvenen
biriydi. Leschetitzky'nin öğrenci-
si olarak gördüğü piyano eğitimi
sonucu, 1913 yılında konser ka-
riyerine başladı. Birinci Dünya
Savaşı'nın ilk aylannda Doğu cephesinde
sağ kolunu kaybedince, Ruslar tarafından
esir değişiminde ülkesine geri yollandı.
Fakat o, asker kampında yardımcı olarak
görev almayı seçti ve kısa zamanda çok
çalışarak kendine sol elle piyano çalmayı
öğretti. Teknik bazı sonınlan halletmesi
zaman alıyordu: Piyano önünde dik otur-
mak, denge bulmak ve sol eli güçlendir-
mek yoğun çalışma gerektiriyordu.
Paul VVittgenstein, belki en ağır eleşti-
Sermet, Ravel yorumlanyla kendinden söz ertiriyor.
rileri ailesinden alıyordu. Babası Karl iyi
bir kemancı. annesi Leopoldine ise çok
yetenekü bir piyanistti. Wittgenstein'la-
nn evine çok sık o dönemin tanınmış mü-
zisyenleri ve bestecileri gelirdi, Karl'ın
ablalan ClaraSchumann'ın öğrencisıydi.
Brahms ise evin en sevilen konuklanndan
biriydi, genç Casak konser öncesi eserle-
rini Leopoldine'e dinletmekten zevk alır-
dı ve Brahms'ın çok sevdiği MarieSoMat-
Roeger ile Marie Baıunayer, ailenin koru-
ması altındaydı.
Bir süre sonra Paul VVittgens-
tein, kolunu kaybeden Kont
Skhy'nin FranzLfczt'den eser is-
temesi gibi. Britten, Hindemith,
Prokofie>; Richard Strauss ve
Maurice Ravd'e eser sipariş et-
mişti. Zor beğenen biri olduğu
için Paul, o günlerde kendisi için
bestelenen eserlerin hiçbirinden
etkilenmemişti. Ozellikle Ra-
vel'in Sol El tçin Piyano Kon-
çertosu'nu çok eleştirmiş, beste-
ciden "dûzetanekr" yapmasını
istemişti. Halbuki Ravel bu ese-
rine çok özenmişti; kendinden
önce sol el içinbeste yapan sanat-
çılann (Saint-Saens,Godowsky,Czern, Al-
kan ve Scriabin) eserlerini inceleyip den-
ge ve işlik sorununu çözen bir eser çıkar-
dığını düşünüyordu. Bu yüzden Paul Witt-
genstein'ın tenkitleri besteciyi çok kırdı.
Wittgenstein'ın "Yorumcular köle olma-
malıdır" sözlerini "Yorumcular aslında
köledir" diye yanıtladı.
Eser ilk kez Viyana'da Ocak 1932 yılın-
da seslendirildi. Aradan geçen yıllar için-
de konçertoyu se\Tneyi öğrenen Wittgens-
tein, bununharikabiryapıt olduğunu söy-
ledi ama ne yazık ki bu gönül değişikliği
Ravel'in ölümünden sonra olmuş ve Ra-
vel, Wittgenstein1a banşamamıştı.
Yine de Ravel kendince hesaplaşmıştı
Paul Wittgenstein ile. Eserini befenmeyen
Wittgenstein'ın yorumunu beğenmediği-
ni açıklamıştı. Ravel için ideal yorum Jac-
ques Fevrier'in çalışındaydı. Çok büyük
eli olan bu piyanist, eserin gerektirdiği gü-
cü verebüiyordu. Geniş açıdan açılan baş-
parmağı sayesinde diğer parmaklar eşlik-
çi rolünde olabiliyordu.
Sol El için, Re Major Piyano Konçer-
tosu, günümüzde sevilen ve sık seslendi-
rilen konçertolardan biridir. Bir tek uzun
bölümden oluşan konçerto, farklı duygu-
lartaşıyanbölümlerinpeş peşe gelmesiy-
le birçok bölümden oluşuyor etkisi yara-
trr. Eserde kullanılan caz unsurlan. zıtlık-
lann yarattığı gerilimi çözmeye çalışır.
Ravel' in eserlerine getirdiği yorumlaken-
dinden Avrupa'da çok söz ettiren, Fran-
sa'da CD kayıtlanna verilen en büyük ödül
sayılan "Diapason D'or" Ödülü'nü yedi
kez kazanan Hüseyin Sermet, bu haftaki
Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nm
konserinde bu konçertoyu seslendirecek.
ÇÖYDBt'den imza günleri
• Kültür Servisi - Izmir Çağdaş Özürlüler Yaşam
Derneği (ÇÖYDER) tarafından tzmir Bornova'da
bulunan KİPA Hıpermarket'te özürlüler yaranna imza
günleri düzenleniyor. Pazar günü saat 13.00-17.00
arasında düzenlenecek olan imza gününe Edip
Akbayram, Cihan Demirci ve Aydoğan Yavaşlı
katılacak.
Buca konserleri sürüyor
• Kültür Servisi - lzmır Devlet Opera ve Balesi'nin
1993 yılından bu yana. 'Opera ve Operet Dünyasından
Esintiler' adıyla Buca Azizler Kilısesi'nde
gerçekleştirdigi konserler sürüyor. 8 Aralık Pazartesi
günü saat 20.00'de Buca Azizler Kilisesi'nde verilecek
olan şan konserine soprano Seza Agun Taluğ, Ayşe
Tek Yenal, tenor Hüseyin Genç, bariton Altuğ Tilmaç
ve bas Tevfik Rodos solist olarak katılacak. Opera
repertuvannın tanınmış arya ve düetlerinin
seslendirileceği konserde piyanoya konuk sanatçı
Raina Popova eşlik edecek.
Düslem'in arahk sayısı cıktı
• Kultür Servisi - Ayda bir yayımlanan edebiyat
dergisi 'Düşlem'in aralık ayı sayısı çıktı. Dergide,
Nahit Ulvi Akgün'ün 'Incir Ağacı', Sabit Kemal
Bayıldıran'uı 'Necatigıl'den Mektuplar", Gürhan
Tümer'in 'Düşlemce', Ahmet Necdet'ın "Şiir
Günlüğü'jgibi yazılannın yanı sıra, Serkan Işık,
Timuçin Ozyürekli, tbrahim Oluklu ve Nahit
Kayabaşı'nın şiirleri de yer alıyor.
Yapı Kataloğu çıktı
• Kültür Servisi - Yapı Endüstri Merkezi'nce 1973
yılından bu yana iki yılda bir periyodik olarak
yayımlanan Yapı Kataloğu'nun 13. sayısı çıktı. 4
ciltten oluşan 97/98 Yapı Kataloğu, 476 firmanın
ürünlerini sunuyor. 7000 adet Türkçe,
1500 adet lngilizce olarak yayınlanan Yapı Kataloğu,
yapı ürünlerini, müteahhitlik ve proje hizmetlerini,
bilimsel, teknik ve ticari bir şekilde aynntılanyla
tanıtmak amacıyla hazırlanıyor. Bu yıl, eskı
sayılanndan farklı olarak CD-Rom olarak da çıkanlan
Yapı Kataloğu, yurtiçınde ve yurtdışında belirli kişi ve
kuruluşlara bedelsiz olarak dağıtılacak.
Akyürekien 'Bin insan Nasıl
Kaybolur' fotoğraf sergisi
• KüMr Servisi - İFSAK ve tHD üyesı tbrahim
Akyürek'ın 'Bir tnsan Nasıl Kaybolur' başhklı
fotoğraf sergisi 12 Aralık tarihinde BEKSAV'da
açılacak. Gözaltında kayıplara karşı sürdürülen
eylemlerden kesitler sunulan sergide. 50 siyah-beyaz
baskı yer alıyor. 29 Aralık'a kadar sürecek olan
sergideki fotoğraflarm bir bölümü. geçen yıl yapılan
5. Zonguldak Fotoğraf Günlen programı içinde
Kilimli Halkevi'nde sergilenmişti.
Türey Berki piyano resitali
• KüMr Servisi - Türev Berki'nin piyano resitali
Istanbul Menkul Kıymetler Borsası Kültür ve Sanat
Merkezi'nde 9 Aralık Salı günü saat 19.30'da
izlenebilir. 1982 yılında Berlin 29. Uluslararası
Steinway Piyano Yanşması'nda birincilik ödülü ve
ertesi yıl Italya'nın Senigallia kentinde
düzenlenen Uluslararası Genç Piyanistler
Yanşması'nda ödül aldı. Sanatçı, bugüne dek
yurtdışmda ve ülkemizde çok sayıda resıtal ve konser
verdi. Halen Gazi Üniversitesi Müzik Teorisi Ana
Bilim Dalı'nda öğretim görevlisi olan Berki,
çalışmalannı AMM/Profesyonel DevTe'de ve Gazi
Universitesi Doktora Programı'nda sürdürüyor.
Türkiye-Avustupya Sanat
Degişim Projesi
• KülturServisi- Gülsürn
Karamustafa ve Der Blaue
Kompressor-Gustov
Deutsch, Hanna Schimek
tarafından, Türkiye-
Avusturya Sanat Değişım
projesi kapsamında
gerçekleştirilen sergi, 20
Aralık tarihine dek Kabataş
Kültür Merkezi'nde
izlenebilecek. Sergiye; îpek
Aksüğür Duben (ıstanbul), Hüseyin Alptekin
(Istanbul), Selda Asal (tstanbul), Ahmet Cemal, Sadık
Karamustafa (tstanbul), Dagmar Frühvvald (Viyana),
Wolfgang Herburger (Feldkirch), Gerda Lampalzer,
ManfTed Opperman (Viyana), Nevzat Sayın (Istanbul),
Michael Domes (Viyana), Eva VVohlgemuth (Viyana)
ve Franz Berzl katılıyor.
Kameci'den Anatolian Pieces'
• ANKARA(AA)- Ahmet Kannecı, 13 Arahk'ta
Ankarah gıtarseverlerle buluşuyor. Kanneci, Devlet
Resim Heykel Müzesi'nde vereceği resitalde,
'Anatolian Pieces' adlı yapınnı sunacak. Kanneci,
resitalde diğer yapıtlanndan da örnekler verecek. Elde
edilecek gelir, Ankara Rotary Kulübü'nün üniversite
ögrencilerine verdiği burs için kullanılacak.
BUGUN
• tSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ saat
11.00'de Külkedisi'ni saat 15.30'da da 'Tosca'yı
sahneliyor.
• AKSANAT'ta saat 15.00'te Fernando Bujones'in
'Coppelia' adlı balesi videodan izlenebilir. Saat
19.00'da ise Abelard ve Heloise adlı oyun
sahneleniyor.
• BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROLARI
Yunus Emre Kültür Merkezi'nde saat 15.00'te
'Polyanna' adlı çocuk oyunu, saat 20.30'da da 'Hadi
Öldursene Canikom' adlı oyun izlenebilir.