Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
6 ARALIK 1997 CUMARTESİ
Bilgi Çağında Sivil Toplum ve Demokrasi
Prof. Dr. OSMAN COŞKUNOĞLU ODTÜ ve Illinoıs Üniv.
• • nce Bilgi Çağı ûzerinde-
O
kı sıslı. gizemlı havayı
dağıtmak gerekiyor.
Mikro-elektronik ve tele-
komünıkasyon teknoloji-
lenndekı son 20 vılın ola-
ğanüstü gelişmeleri sonucu ortaya çı-
kan Bilgi Çagı'nı tanımlamak zor. Fa-
kat. Herbert Simon adeta bu zoru ba-
şarmak içın var. Bugünkü bildiğımız
bıçimiyle. yapay zekâ konusunun ya-
ratıcılarından olan Sımon, 1973'de
Ekonomi Nobel Ödülü'ne yaraşır gö-
rüldü. Kendısi Amerıka'da Carnegie
Mellon Cniversitesi'nde hem bilgisa-
yar hem ekonomi hem de psikoloji bö-
lümlerinde öğretım üyesidir. Bu çok
yönlü bilım adamının önerdiği tanım
kısaamagüçlü. "BilgiÇağTndabirin-
sanın bilgisi erişcbildiği ile sınırlıdır. bil-
diği ile değiir
*Bilgi'" (enformasyon) sözcüğü üze-
rine semantık tartişmayı şimdilik bir
yana bırakıp bu basıt tanımın anlamı-
nı ve Bilgi Çağı'nın önemıni değerlen-
dırelım. Bir an ıçın kendınızı 3000 yıl
önce, şimdi Çanakkale il smırlan için-
de kaian Assos kentinde varsayın. Yu-
nan tannlannın AnadolıTya geçince
konakladıklan tda (Kaz) Dağı'na ba-
karken aklınıza Apollo'nun Truva Sa-
va$ı'nda oynadıgı rol ile ilgılı bir soru
geldi. Ne yapabılirsıniz0
Tek seçeneği-
nız. Homer'in îlyada destanını ezber-
lemiş birinı bulup belleğinden size
okumasını istemektir. 2000 yıl önce ol-
saydı. bu destanın dünyadakı ender el
yazısı kopvalanndan binnı bulmak da
bir seçenek olurdu. 400 yıl önce ise ar-
tık kitap olarak basılabılen Îlyada"nın
sınırlı kopyalanndan birinı büyiik bir
kentte bulabılir duruma geldınız. 40 yıl
önce, herhangi birbüyük kitapçıya git-
menız yeterli olabilirdı. Bugün? Yann?
Bugün. îlyada kitabına günün her-
hangi bir saatinde evinizdeki bilgisa-
yardan erişebilirsiniz. Sadece kitaba
enşmek değil "Acaba İKada destanın-
da anlatılan Apollo bir Yunan tannsı
mı\dı yoksa bir Anadolu tannsı mıy-
dı?" konusunda küresel bir tartışmaya
bile evınizden katılabilirsiniz. Çok ya-
kın bir gelecekte de, tlyada'da anlatı-
lan Truva Savaşfna sanal olarak katı-
labileceksiniz. Yine evınizden dışan
çıkmadan, 4500 yıl öncesinin o ortamı-
nı ve olayını adeta yaşayabıleceksinız.
Tıptan mühendisliğe kadar hemen
her meslekte olsun. tunzmden tanma
kadar hemen her sektörde olsun, bilgi-
ye enşmedekı bu kolaylığın olağanüs-
tü önem ve etkisini okuyucu kolayca
tahmin edebılir. Peki, meslek ve ış ha-
yatı ötesinde ne işe yarar bilgiye kolay
erişmek? Sade vatandaş olarak Bilgi
Çağı'nda yaşamanın anlamı ve önemı
ne?
Sorgulamanın temel önemi
Şimdi Apollo ve Truva Savaşı yeri-
ne vatandaş olarak kaderimizi etkileye-
cek herhangi bır güncel konuyu ele ala-
hm. Ömeğin hükümetin ortaya atıp ba-
sının da yaygın olarak beğeniyle su-
nup yorumladığı "her sınrfa bilgjsayar"
sloganına bakalım. Bılgı Çağına bir
an önce girmek ve kalitelı eğıtime ka-
vuşmak gibi ikı amaca birden hızmet
edecek bu slogan karşısmda heyecan-
lanmamak mümkün mü? Ben heye-
canlanamadım.
"Her sınıfa konacak" bilgisayarla-
nn bedelıni vergıleriyle ödeyecek bir
vatandaş olarak ve çocuğu okula yeni
başlamış bir baba olarak bilgısayan-
mın önüne oturdum, Internet üzerin-
den ABD"de bırkaç akademisyen tanı-
dığa şu soruyu sordum: "Bilgisayann
ilk ve orta öğretimde >ararını belgele-
yen ciddi bir araşbrma var mı?" Sorum
ondan ona gitti. sonunda bu konuda
uzmanlaşmış bir bılim adamından
uzun istatistikler ve analizkrle dolubir
yanıt geldi.
Özet olarak iki sonuç çok çarpıcıy-
dı ve hepimizi vakından ilgilendirir.
Birincisi, bilgisayann ilk ve orta öğre-
timdeki yarannı belgeleyen bırkaç
araştırma var. Ilgınç olan, bu araştırma-
lann hepsinin bilgisayar şirketleri tara-
fından fînanse edildiğiydi.
Bu yönde ya da aksi yönde. bağım-
sız kuruluşlarca finanse edilmiş bir
araştırma yok. İkincısı, eğitimin etkin-
liğini en çok etkıleyen ikı unsurun öğ-
retmen kalitesi ve öğretım ortamı (sı-
nıflann büyüklüğü, eğitim felsefesi,
olanaklar vs.) olduğu tartışmasız ola-
rak belgelenmiş bir gerçek.
Bu yaptığım\. eğitime çok önem
verdiğı bilinen Çağdaş Yaşamı Değer-
lendirme Demeği'nden TÜSlAD'a ka-
dar birçok sivil toplum kuruluşu da ya-
pabilir. InternetMe bağlantı da şart de-
ğil. "Her sınıfa bilgisayar" sloganını
basında heyecanla öven köşe yazarla-
nna mektup yazarak "Neye dayanarak
bu sloganı destekliyorsunuz" diye so-
rulabilir. Toplumun yanlış koşullandı-
nlması ve israf önlenebılir.
Bu bilgiye erişmektir, Bilgi Ça-
gı'nda yaşayan sivil topluma yakışan
bir davranıştır ve katıhmcı demokrasi-
nın gereğıdir. Temelinde sorgulamak
vardır, teknoloji ise sorgulama olanak-
lannı güçlendiren bır unsurdur. Dola-
yısıyla, Bilgi Çağı'nda sivil toplumdan
beklenen birinci görev, toplumun ka-
derini etkileyen karar \e eylemleri sü-
rekli sorgulamaktır. Eskıden, ne kadar
aşikâr görünse de. her şeyi sürekli sor-
gulamak sadece bilim ınsanlanndan
beklenirdi. Bilgi Çağı'nda ise bu görev
ve sorumluluk tüm sivil toplum için de
geçerli.
Hatırlarsanız, 12 yıl kadar önce ül-
kedeki telefon sistemini yenileyerek
"cağ atlamıştık." Şu günlerde de bilgi-
sayarlarla "çağ aüama" ve "Bilgi Ça-
ğı'naginne"' tartışmalan ıçerisindeyiz.
"Çağ" kavramının bu kadar sığ ve an-
lamsız kuUarulmasının nedeni, tekno-
lojiyi ileri ve saygın bir topluma giden
yolun tek veya en önemli aracı olarak
görmektir. Bır sihirli değnek gibi gör-
mektir.
Oysa, teknoloji nötr bir olgudur. onu
kullanan v e kullamş tarzıdır sonucu be-
lırleyen. Örneğin, kentlerimizde yay-
gınlaşan cep telefonunun sonucunu tı-
yatro veya konserlerde de izliyoruz,
duyuyoruz.ta
Çağdaş" diyebilır miyiz
buna?
Teknoloji konusunu iyi bilenler, Bil-
gi Çağı'nın tek boyutu olmadığmı da
iyi biliyor. Iki uluslararası kuruluş
(World Times Inc. ve International da-
ta Corp.), ülkelerin Bilgi Çağı'nın han-
gi aşamasında olduğunu saptamak için
üç gösterge kullanarak bır Bilgi Top-
lumu Endeksi geliştirmeye başladı. İş-
te bu üç gösterge Bilgi Çağı'nın üç bo-
yutudur.
Birincisi. bilişım (enformasyon) alt-
yapısını belirleyen göstergeler. kişi ba-
şına telefon, cep telefonu. teFefondaki
hat oranı, faks, radyo, televizyon ve
kablo/ uydu enşimi. fkincisi.bilgisayar
altyapısını belirleyen göstergeler: bil-
gisayar sayısı ve bunlann dağılımı (ev-
lerde. tıcan kuruluşlarda, kamu kuru-
luşlannda. eğitımde), bilgisayarlann
yerel ağda bağlanma oranı. donanım,
yazılım, intemet erişımi ve internette-
ki bilgisayar sayısı. Üçüncüsü. toplum-
sal altyapıyı belirleyen göstergeler; or-
taokul ve lıse sayısı. gazete okurluğu,
sivil toplumun örgütlenmesı ve basın
özgürlüğü
Sıralamaya alınan 55 ülke içinde
Türkiye bilişim göstergesıne göre 48.,
bilgisayar göstergesine göre 50.. top-
lumsal göstergeye göre ise 52. sırada-
dır. En iyi durumda olan ABD. bilişim
vebilgısayarda 1., toplumsal gösterge-
de ise 2. sırada. "tşte önce bilişim ve bil-
gisayar teknolojilerini alalım, sonra
toplumsal durumumuzia ilgileniriz*" di-
ye düşünenler için Suudi Arabistan ör-
neğı ılginç gelebilir: bilişimde 35.. bil-
gisayarda 39., ama toplumsal gösterge-
de ise 54. sırada.
Neden Bilgi Çagı deyınce akla he-
men ve sadece teknoloji geliyor? Top-
lumlann teknoloj iyi bir tılsım gibi gör-
me eğilimı Türkiye'ye özgü değil. Bu-
nu destekleyen üç güç var. Birincisi,
sorunları çözecek bir sıhırli değnek
aramak insan psikolojısının doğal bir
eğilımi.
İkincısi, teknoloji üreten fîrmalann
bu psikolojiye hitap edecek pazarlama
yöntemleri (teknoloji üreten firmalann
reklam giderleri araştırma ve geliştir-
meye harcadığından daha da fazla).
Oçüncüsü. bilgi ve ıdeolojıleri gereği,
ekonomik büyümeyı sadece parasal ve
malı politikalarda ve teknoloji satın al-
mada arayan hükümetler.
Bu üç gücü dengeleyebilecek tek
güç ise sivil toplum kuruluşlandır. Do-
layısıyla. ülkemizin Bilgi Çağı'nda ye-
rini alabilmesi için teknoloji yanında
toplumsal boyutu da sürekli ve etkin
bir şekilde gündemde tutabilmek de si-
vil toplum örgütlerinin ikinci görevidir.
Bilgi güç verir. Güç ise insana ek so-
rumluluklar yükler. Bilgiyı manipule
edenlere karşı sivil toplum hem daha
güçlü olabilir, hem de daha sorumlu
olmalı. Bunun ilk iki adımı; sürekli
olarak basını sorgulamaktır ve tekno-
loji kadar toplumsal boyutu da gün-
demde tutabilmektir.
GÖRDES ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN
997 144
Davacı: Mchmet Alı Adıyaman. Beğel Ky. Gördes
Davalı: Makbule Adıyaman Şemsettin kızı Atatürk Mah. K.ışlaCad. N: 100 Bit-
lis'tc oturur. Dava: Geçımsızlik sebebi ile boşanma Davacı tarafından davalı Mak-
bule Adıyaman aleyhıne açmış olduğu şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma da-
vası nedeni ile dava dilekçesinin teblıği davalıya yapılamadığından, iş bu dilekçe
teblığıne dair ilanın gazetede yayımlanmasından sonra belirlenen duruşma günü
olan 20.01.1998 tarihı saat 09.30'da davalının mahkeme koridorunda hazır bulun-
ması, hazır bulunmadığı takdirde yargılamanın yokluğunda devam edeceği ilan
ohınur. 18.U. 1997 Basm. 57556
ERENKÖY GİRİŞ GÜMRÜK
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Gümrüğümuzce Berk tlaç lth. ve Paz AŞ firması adı-
na tescıllı 38348 sayılı 26.07.1995 tanhh gıriş beyanna-
mesı muhteviyatı eşyalardan aranılan 532 440.000.- TL
gelir eksiği meblağın mükellefin dosvamızda bulunan
mevcut adresıne göndenlen tebhgatlanmız adres yetersız-
liğı nedenıyle ıade edildığinden ve teblıgata sarih başkaca
adres bulunmadığından gümrük örnek yerine kaim olmak
üzere 7201 sayılı kanunun 28. ve 29. maddelen gereğin-
ce ılanen tebliğ olunur. Basın: 57662
DOĞAN CANKU
ÖZEL ETÜT - MÜZİK KURSU
"Gitar - pıyano - keman"
yeni gruplar için kayıtlar devam etmektedir.
327 59 36 - 37
Romanlannız ve ansiklopedileriniz
yerinizden alınır. Tel: 554 08 04
PENCERE
12 ARALIK'TA SİNEMALARDA
I Ş I K İ N S A N L A R I
AISKHYLOS-BRECHT-SOFHOKIES-SADIK TURKSAVAŞ,
K U R G U L A
V
I ° Y O N E T E N SELMA K Ö K S A L
12 ARALIKTAN ITİBAREN HER CUMA. CUMARTESİ 20 30
N A Z I M Hİ1CMET V A K F I K U L T U R M E R K E 2 I
SIRASELVİLER CAD -48/4 TAKSIM ISTAN8UL TEL (0212) 2»2 09 69
TİYATEOKARE SUNAft
MUKMAN TOPLULUAU'NUN KATKILARIYLA
ZEICI MÜREN İÇİN
BIR DEMET YASEMEN
I.T.Û. MAÇIU MADEN FAKÛLTHİ
Cumarl.sı 21.00 Pazar 1S.00 ve 11.00
6 ARAİlk CuMAKTESİ YERİMİZ ItAİMAMI^im
Ol»C|ANUSIU llqİNİ/E TEŞEkklJR EdERİZ.
BU ıytk)t tHo^yml» ktmnm ktUmk toemnlr,
rt«T
üUMFŞi>*
Akmotez SuaHft VaHıorama ve Auırt Kûiûr Msrtra -<Jsn alabifsnK
Oğmna Öjmman EmeUıMSnjçiaraHtrSaansalntnm'
REZERVASYON: (212) 230 16 1& ve (212) 231 21 00
BİRK/\I)IN
S H I R L E Y V A L E N T I N E
EvHHgın ukdûzeliğlnden stkılan bir
kadın hayaa htifedlvor!
•Su Komedi Erlıliğims Bitirebillr yi dı Oîrilteblif
OnaaHeai 21.00, P«nff 15.00 ŞİŞIİ TtVATROKARE DE
/NM Fl»ı«ın Tam 1 25« Nt Tl ' Inammlı 1 MO.OM TL ş
TELEFON (212) 231 21 00 ve (212) 230 16 18
/
ı«*rmuvguiarar
HADİ ÇAMAN 100.OYUN
YEDİTEPE OYUNCULARI n n
3 KEIYT OYUNCULARI
246 35 89
247 36 34
T ?-ence Mc Nallv
MARIA CALLAS
Von: Yıldız Kmtet. Uehmci Bırtıye
Ce».: UehmelBaydur VıldızKenler
22-28 Kasım 5-6-11-12-13-19-20 Aralık Saat 21.00
14-21 Atalık Saat 15 00
Nuiuk ıın Okunusunıın 70. Yılı Nedenıyle
Mustata Kemal Atatuık
7. Bölum
Yotumlayan Mustılı KENTER
27-29 KasiT Saal 21.00 23 Kasım Saat 15 03
1-18 Aratık Saat 21.50 6-7 Aralık Saat 15 30
SES-1 885/ORTAOYUNCULAR
Tel: 212-25118 65 Fax: 244 43 27 - İSTİKLAL CAD. 140-BEYOĞLU
1O ARALIKTAN BAŞLAYARAK
FERHAN ŞENSOY
FERHANGİ
ŞEYLER
1266. OYUN
Çarş./Perş. 21.OO
FERHAN ŞENSOY
FELEK
EİR GÜN
SALAKKEN
35O. OYUN
Pazar 15.30 ve 18.30
Askeriye ve İrtica...
Osmanlı'da sank, şalvar ve cüppe 'ilmiye sını-
fı'nın üniformasıydı; yüksek rütbeliler Vafa'yı yeğ-
lerdi; ayakta mest bulunurdu. İlmiye sınrfının ba-
şındaki şeytıülislam sırmalı beyaz ferace, kollan
çok geniş cüppe giyerdi. Şeyülislam, Ulusal Kur-
tuluş Savaşı'nda 'Kemalistler' için "katli vaciptir"
fetvasını verdi.
'Yönetenler1
ve 'yönetilenler' Osmanlı'da bıçak-
la ikiye aynlmış gibiydi; 'ilmiye' ve 'seyfiye', daha
başkadeyişle 'askeriye've 'u/ema'yöneten; kent-
teki esnaf ve tüccar ile kırsal kesimdeki köytü yı-
ğınlan yönetilen sınıflardı.
•
Islama ilişkin gerçeklerden biri de Müslümanlık-
ta 'ruhban' sınıfı olmayışıdır; her erişkin erkek,
imamlık yapabilir; Hıristiyanlıkta ise papazın Al-
lah'la kul arasında komisyonculuğu geçerlidir.
Peki, ilmiye sınıfının işlevi neydi?..
Osmanlı'da altı bin kadılık ve sayısız müderris-
le ilmiye sınıfı devlet içinde Sünni devletti; adalet
ve öğretim ilmiye sınıfının işiydi.
1923 Cumhuriyet devrimine ulaşıncaya dek
medrese ile kadılık kurumları süregeldi; devlet
örümcek ağlanyla donatılmıştı.
•
Çok partili düzen, Türkiye'ye demokrasiyi geti-
receğine, medreseyi hortlattı.
Istanbul'da sokağa çıktın mı, şehrin çeşitli semt-
lerinde sank, şalvara dönük pantolon ve cüppe
üzerine giysilerin moda defilesi bitip tükenmek bil-
miyor; ımam - hatip okullan, devlette Sünni ilmi-
ye sınıfını oluşturmak isteyen kafalann fabrikası-
dır.
Ne var ki Osmanlı'da ilmiye sınıfı ile askeriye sı-
nıfı uzlaşırdı.
1923 Cumhuriyet devrimi 'Aydınlanma' üzerine
devlet kurdu; ilmiye sınıfı tasfiye edildi; 'askeri-
ye'nin ideolojisi, fetih değil, yurt savunması üzeri-
ne oturtuldu; laiklik devletin temel ilkesine dönüş-
tü, askeriye bu düzenin bekçisi sayıldı.
Ordu, devlet düzeninde ilmiye sınıfının hortla-
tılmasına seyirci kalabilir mi?..
•
Denebilir ki:
"Silahlı Kuvvetler yurt savunmasına baksın,
devlet yönetimine kanşmasın!.."
Doğrudur.
Ne var ki Osmanlı'da halk yönetilmeye alışmış-
tı, köylü ile kentlerdeki lonca esnafı ve tüccartann
'ilmiye' ve 'askeriye' karşısında boynu egikti; Av-
rupa'daki gibi siyasal iktidara ağırlığını koyarak
demokrasiyi kurumlaştıracak burjuva sınıfı yoktu;
sanayi devrimi gerçekleşemediğinden işçi sınıfı
da varsayılamazdı.
Peki, bugün burjuvazi var mı?..
•
Bugünkü siyasal ortamda askeri suçlamak ya
da irticayı desteklemek
hiçbir snnuç vermeyecek-
tir. Silahlı Kuvvetler laikliğı
korumak zorundadır; de-
mokrasinin 'o/mazsa o/-
maz' kuralının yıkıtmasına
askerin seyirci kalması
olanaksız...
Ne var ki temel sorun ir-
tica örgütleri ile askeriye
arasındaki toplumsal güç-
lerin yönetimde ağıriıklan-
nı tam anlamında duyur-
malarıyla çözülebilir.
Emekçilerin ve burju-
vazinin çağdaş güçleriyle
devreye girmesi, Türki-
ye'yi irtica tehlikesinden
aşırarak demokrasinin yo-
lunu açacaktır.
•fl" ı ,
KURGULAYAN FERHAN ŞENSOY YONETEN. DERYA BAYKAL
FERHAN ŞENSOY-RASIM ÖZTEKİN-LEVENT ÜNSAL-AÜ ÇATALBAŞ-ŞÜKRAN DEDEMAN
ERKAN ÜÇÜNCÜ-ÖZKAN AKSU-SAYCIN DEÜBAŞ-SEVİNÇ ERBULAK-SEVll AKI
Cuma 21.00 Cumartesi 18.30 - 21.00 Kültur Bakanlığının katkılarıyla
B İ L E T S A T I Ş Y E R L E R İ :
251 18 65-66 Vakkoramalar: Taksim, Suadiye. Rumeli. Akmerkez
.: ŞAKİR GÜRZUMAR *"** "
3
°
AVNI DILLİGİL ve YAŞAM97 EN İYİ OYUN ÖDÜLLERİ
HADİ ÇAMAN TİYATROSU - Nişaıtaşı Tel: 225 71 91
15 Aralık Pazartesi
saat 19.00 ve 21.30
Yalnız 2 oyun
K A D I K Ö Y H A I K
E Ğ İ T İ M M E R K E Z İ
Gişe: 33010 27-346 98 99
SANAT ODAS)
FIKRETKOLVERDİ
Ölümûnûn 7. yılında
İSTANBUL RESIMLERİ Sergisı
22 Kasım - 9 Aralık'97
IvttNecmettır OkterıS* SotîiEf'tOı
Wtf« I0216Û55 3587
IİSTANBUL BUYÜKŞEHIR BELEDIYESI'
HARBIYE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESI : 0 2 1 2 2 4 0 77 2 0
İKAFKASTEBEŞ1RDAİRESİ BÜSKÜVtADAH
ToTmr. TıKtl EH1IK r .
FATIH RESAT NURI SAHNE5I : 02 12 526 53 8 0
KUYRUKLU Y1LDIZ ALTINDA KRALAOYUNK.a)
laaMıUCM
6-'W«.«
USKUDAR MUSAHtPZAOE CELAL SAHNESI 0216 313 03 97
İBlylNRirTASI NEHEPSİNEHİÇ8IRİ(ÇO>
GODOTYU BEKLERKEN KÛÇUK NASKETTİN (Çft)
.WJUT» ImtlU
OU'O5»«»P»5> StHHESI OlUt SUTLEK
BILEİ SAIIS TERLEIII: SEHlR TIV«IHOL<RI CISELERI VE
KAOIKÖV HALDUN TAHER (MERKEZ GISESI)
T.C. Kültür Bakanlıgı
İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESI
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'IMPE
P.l. Çaykovski
KUĞU GÖLÜ
bale A perda
Koreografı ve Sahneye Koyan D«f*k DEANE / Ortestra Şe'ı El$ad BAGIROV
6 ArSıkCunaries 1530 iO-!"*ra« Çarşamba Saat 2C K 1 Ocafc Frşance 3aal20X
• «
G. Verdi
AIDA
opera 4 perde
Orkestra Şefi Orhan ŞALLJEL Sahneye Koyan Yekt» KARA
9 Aıa'.'k Sslı 20 00
G. Puccini
TOSCA
opera 3 perde
Ortestra Şefi Antonio PIR0U.I' Sahneye Koyan Yekta KARA
G. Bizet
CARIVIEIM
op>«ra 4 psrde
Orkestra Şefı Antonio PKOUI; Sahneye Koyan Yafcta KARA
13 Aralık Cumsrtesı 15 30
F. Tüzün
MİDAS'IIM KULAKLARI
opera 2 bolum
Orkestra Şefi SerdarYALÇtN Sahneye Koyan BozkurtKURUÇ
Devlet Sana'c s<
16 Aralık Salı 20 00
BALEDE ÇEŞİTLEMELER
GELBEMBUL BEYAZ TAŞJKAROİ BAYRAMSABAHI
tnit l p*fd« b*« 1 o*röt 3*tt ' P*fd# b*t« * P*rü*
lCoceogf»fi <.of«ograt) <.o»togfa1i K,oteo§-afi
S*4 KASAPOĞIU HaUun rEDtCAN Er<W UĞURLU N9 BERKAN
12 Aralık Cuma 19 00
Bıletler Ataturk Kultur Merkezi giselerinde salılmaktadır
A K M gise tel (0212) 251 10 23 / 251 56 00 17 hatl 254
UFUK KOBAŞ
5-31 Arahk'97
ADTİ&ANŞAKAY1K SOKAK NO. 54/1 NIŞANTAŞI / TEL 247 90 81
İ/MA Û-0NÜ
KABALCI KİTABEVİ
"KIŞ '97 ETKİNÜKLERİ"
BUGÜN
MAHMUT MAKALile
Kabalcı Kitabevi'nde
söyleşi ve imza günü
6 Aralık (Cumartesi)
14.00- 16.00
KABALCI KİTABEVİ
Ortabahçe Cad. 22/4 Beşiktaş-İstanbut
Tel: (0212) 261 67 44-261 31 24
REHAY\LMZOK
23KâSiT " 7
Aral k. 199"
KtlTlRMjBK>yj
- ŞK Sokak 34 Oz^nm ^}
r
Kö' 2
Te ;i2ı2453S96 2454C3:
MAĞAZAM1ZIN 1. KATINDA
CD M \RKET HİZMETİNİZE GİRMİŞTİR
HUTA9 I
POP-R0CK-JA2Z-BLUES
NEW ACE-SOUNDTRACKS
KLASİK-ETNİK MÜZİK vs...
5OUNDT1UCK HAFTASI
FARINEL.I-DÜNV* NIN TÛM y3->HLARI-
ÇINCENELER ZA.'AANI-L'.DE^C^UND-
ÛJEEN MARCOT-BASAKA-BRAV't HE.ART-
SCHISDLER HS*-5 £tEM=NT-NATJREL
BORN <ILLERS-SHlNE-ll POSTINO vs
YÛZLERCî AL5ÜMLE 5BLERI BEfL'YORUZ
İSTİKLÂLCAO NO. 140 •EYOGLU TEL: (0212) 249-49 16-245 6 2 9 1
{•CYOCLU SİNEMASI CfRl$1 ATLAS SİNEMASI KARŞISI)
BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROLARI
HADİ OLDURSENE
CANİKOM
VOneien Fefccsı KO%>&
6-11-1 7-18 VahkŞjat 20 30; •• A.-alık Saat 15 00
Refik ERDURAN
AÇILSUSAMAÇIL ,M«^.O.U,
Voneten' ŞaUı CURZUMAK « u ı l : Tanv SLÇUK
•9-ZOAfalıkSaat la 30 ' 1 4-28 Aralık Saal 15 00
Fenh MERTER
KUCULAR
SARKI SÖYLEMEZ
Y F*M£ltn«
Eleanor H. POHTER
POLLYANNA
\<bne«e^. S*k CENAY
Ö
M3-26 VilıkSıa 23 30 2lA;alkS»i Her C*Jirıarte*ı_S«T_1 5 OC
SERCI: Atalıöy Kesim Atölyesi Sergisı f H-24 AralıK
•Biletkr gis«nİ2de, Vakkoranu, Carousel ve
Cumhuriyet (Özgurluk) Mevdanı nda satılmaktadır.
YUNUS EMRE KULTUR MERKEZİ - Alakoy 9. Kısım.
TEL: 661 19 41-43 GİŞE: 661 38 95
T.C.
NALLIHAN
ASLİYE HUKUK
HAKİMLİĞl'NDEN
Dosya No:
1997/48, 49, 50. 51,
52,53,54.55.56,57
58.59.60.61 62,63,
64,65,66.67,75.
Davacı vekili Av.
O.Nihat Akgün tara-
fından davalı Dik In-
şaat Sanayii Tıc. Ltd.
Şirketi aleyhine mah-
kememize açtığı taz-
mmat davasına ait da-
va dilekçesi davalı
Dik Inşaat Sanayii
Tic. Ltd. Şirketi'ne
tebliğ edilemediğin-
den, davalı şirket Dik
Inşaat Tic. Ltd. Şti.
'nın duruşma günü
olan 17.2.1998 günü
saat ll./45'teNalh-
han Adliyesi'nde ha-
zır bulunup yukanda
dosya numaralan ya-
zılı 21 adet davaya
girmemesi halinde ve
mazeret bildirmemesı
halinde duruşmanın
yokluğunda devam
edilerek karar verile-
ceğinin bilımesi hu-
susu ilanen tebliğ olu-
nur.
Basın: 57709
T.C.
ZEYTtNBURNU
SULH HUKUK
[MAHKEME St'NDENİ
EsanNo: 1997/1229
Karar No: 1997'1253
Zeytinburnu Sulh
Hukuk Mahkemesi'nin
venlen 1997'1229 esas
1997 1254 sayılı
19.11.1997 tarihli karar
ile Hilmi Güngör hacır
altına alınarak Hilmi
Güngör'e oğlu Tahir
Güngör vası tayin edıl-
miştır. Bu husus ilan
olunur. 27.11.1997
Basın: 57681