06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 6 ARALIK 1997 CUMARTESİ Bilgi Çağında Sivil Toplum ve Demokrasi Prof. Dr. OSMAN COŞKUNOĞLU ODTÜ ve Illinoıs Üniv. • • nce Bilgi Çağı ûzerinde- O kı sıslı. gizemlı havayı dağıtmak gerekiyor. Mikro-elektronik ve tele- komünıkasyon teknoloji- lenndekı son 20 vılın ola- ğanüstü gelişmeleri sonucu ortaya çı- kan Bilgi Çagı'nı tanımlamak zor. Fa- kat. Herbert Simon adeta bu zoru ba- şarmak içın var. Bugünkü bildiğımız bıçimiyle. yapay zekâ konusunun ya- ratıcılarından olan Sımon, 1973'de Ekonomi Nobel Ödülü'ne yaraşır gö- rüldü. Kendısi Amerıka'da Carnegie Mellon Cniversitesi'nde hem bilgisa- yar hem ekonomi hem de psikoloji bö- lümlerinde öğretım üyesidir. Bu çok yönlü bilım adamının önerdiği tanım kısaamagüçlü. "BilgiÇağTndabirin- sanın bilgisi erişcbildiği ile sınırlıdır. bil- diği ile değiir *Bilgi'" (enformasyon) sözcüğü üze- rine semantık tartişmayı şimdilik bir yana bırakıp bu basıt tanımın anlamı- nı ve Bilgi Çağı'nın önemıni değerlen- dırelım. Bir an ıçın kendınızı 3000 yıl önce, şimdi Çanakkale il smırlan için- de kaian Assos kentinde varsayın. Yu- nan tannlannın AnadolıTya geçince konakladıklan tda (Kaz) Dağı'na ba- karken aklınıza Apollo'nun Truva Sa- va$ı'nda oynadıgı rol ile ilgılı bir soru geldi. Ne yapabılirsıniz0 Tek seçeneği- nız. Homer'in îlyada destanını ezber- lemiş birinı bulup belleğinden size okumasını istemektir. 2000 yıl önce ol- saydı. bu destanın dünyadakı ender el yazısı kopvalanndan binnı bulmak da bir seçenek olurdu. 400 yıl önce ise ar- tık kitap olarak basılabılen Îlyada"nın sınırlı kopyalanndan birinı büyiik bir kentte bulabılir duruma geldınız. 40 yıl önce, herhangi birbüyük kitapçıya git- menız yeterli olabilirdı. Bugün? Yann? Bugün. îlyada kitabına günün her- hangi bir saatinde evinizdeki bilgisa- yardan erişebilirsiniz. Sadece kitaba enşmek değil "Acaba İKada destanın- da anlatılan Apollo bir Yunan tannsı mı\dı yoksa bir Anadolu tannsı mıy- dı?" konusunda küresel bir tartışmaya bile evınizden katılabilirsiniz. Çok ya- kın bir gelecekte de, tlyada'da anlatı- lan Truva Savaşfna sanal olarak katı- labileceksiniz. Yine evınizden dışan çıkmadan, 4500 yıl öncesinin o ortamı- nı ve olayını adeta yaşayabıleceksinız. Tıptan mühendisliğe kadar hemen her meslekte olsun. tunzmden tanma kadar hemen her sektörde olsun, bilgi- ye enşmedekı bu kolaylığın olağanüs- tü önem ve etkisini okuyucu kolayca tahmin edebılir. Peki, meslek ve ış ha- yatı ötesinde ne işe yarar bilgiye kolay erişmek? Sade vatandaş olarak Bilgi Çağı'nda yaşamanın anlamı ve önemı ne? Sorgulamanın temel önemi Şimdi Apollo ve Truva Savaşı yeri- ne vatandaş olarak kaderimizi etkileye- cek herhangi bır güncel konuyu ele ala- hm. Ömeğin hükümetin ortaya atıp ba- sının da yaygın olarak beğeniyle su- nup yorumladığı "her sınrfa bilgjsayar" sloganına bakalım. Bılgı Çağına bir an önce girmek ve kalitelı eğıtime ka- vuşmak gibi ikı amaca birden hızmet edecek bu slogan karşısmda heyecan- lanmamak mümkün mü? Ben heye- canlanamadım. "Her sınıfa konacak" bilgisayarla- nn bedelıni vergıleriyle ödeyecek bir vatandaş olarak ve çocuğu okula yeni başlamış bir baba olarak bilgısayan- mın önüne oturdum, Internet üzerin- den ABD"de bırkaç akademisyen tanı- dığa şu soruyu sordum: "Bilgisayann ilk ve orta öğretimde >ararını belgele- yen ciddi bir araşbrma var mı?" Sorum ondan ona gitti. sonunda bu konuda uzmanlaşmış bir bılim adamından uzun istatistikler ve analizkrle dolubir yanıt geldi. Özet olarak iki sonuç çok çarpıcıy- dı ve hepimizi vakından ilgilendirir. Birincisi, bilgisayann ilk ve orta öğre- timdeki yarannı belgeleyen bırkaç araştırma var. Ilgınç olan, bu araştırma- lann hepsinin bilgisayar şirketleri tara- fından fînanse edildiğiydi. Bu yönde ya da aksi yönde. bağım- sız kuruluşlarca finanse edilmiş bir araştırma yok. İkincısı, eğitimin etkin- liğini en çok etkıleyen ikı unsurun öğ- retmen kalitesi ve öğretım ortamı (sı- nıflann büyüklüğü, eğitim felsefesi, olanaklar vs.) olduğu tartışmasız ola- rak belgelenmiş bir gerçek. Bu yaptığım\. eğitime çok önem verdiğı bilinen Çağdaş Yaşamı Değer- lendirme Demeği'nden TÜSlAD'a ka- dar birçok sivil toplum kuruluşu da ya- pabilir. InternetMe bağlantı da şart de- ğil. "Her sınıfa bilgisayar" sloganını basında heyecanla öven köşe yazarla- nna mektup yazarak "Neye dayanarak bu sloganı destekliyorsunuz" diye so- rulabilir. Toplumun yanlış koşullandı- nlması ve israf önlenebılir. Bu bilgiye erişmektir, Bilgi Ça- gı'nda yaşayan sivil topluma yakışan bir davranıştır ve katıhmcı demokrasi- nın gereğıdir. Temelinde sorgulamak vardır, teknoloji ise sorgulama olanak- lannı güçlendiren bır unsurdur. Dola- yısıyla, Bilgi Çağı'nda sivil toplumdan beklenen birinci görev, toplumun ka- derini etkileyen karar \e eylemleri sü- rekli sorgulamaktır. Eskıden, ne kadar aşikâr görünse de. her şeyi sürekli sor- gulamak sadece bilim ınsanlanndan beklenirdi. Bilgi Çağı'nda ise bu görev ve sorumluluk tüm sivil toplum için de geçerli. Hatırlarsanız, 12 yıl kadar önce ül- kedeki telefon sistemini yenileyerek "cağ atlamıştık." Şu günlerde de bilgi- sayarlarla "çağ aüama" ve "Bilgi Ça- ğı'naginne"' tartışmalan ıçerisindeyiz. "Çağ" kavramının bu kadar sığ ve an- lamsız kuUarulmasının nedeni, tekno- lojiyi ileri ve saygın bir topluma giden yolun tek veya en önemli aracı olarak görmektir. Bır sihirli değnek gibi gör- mektir. Oysa, teknoloji nötr bir olgudur. onu kullanan v e kullamş tarzıdır sonucu be- lırleyen. Örneğin, kentlerimizde yay- gınlaşan cep telefonunun sonucunu tı- yatro veya konserlerde de izliyoruz, duyuyoruz.ta Çağdaş" diyebilır miyiz buna? Teknoloji konusunu iyi bilenler, Bil- gi Çağı'nın tek boyutu olmadığmı da iyi biliyor. Iki uluslararası kuruluş (World Times Inc. ve International da- ta Corp.), ülkelerin Bilgi Çağı'nın han- gi aşamasında olduğunu saptamak için üç gösterge kullanarak bır Bilgi Top- lumu Endeksi geliştirmeye başladı. İş- te bu üç gösterge Bilgi Çağı'nın üç bo- yutudur. Birincisi. bilişım (enformasyon) alt- yapısını belirleyen göstergeler. kişi ba- şına telefon, cep telefonu. teFefondaki hat oranı, faks, radyo, televizyon ve kablo/ uydu enşimi. fkincisi.bilgisayar altyapısını belirleyen göstergeler: bil- gisayar sayısı ve bunlann dağılımı (ev- lerde. tıcan kuruluşlarda, kamu kuru- luşlannda. eğitımde), bilgisayarlann yerel ağda bağlanma oranı. donanım, yazılım, intemet erişımi ve internette- ki bilgisayar sayısı. Üçüncüsü. toplum- sal altyapıyı belirleyen göstergeler; or- taokul ve lıse sayısı. gazete okurluğu, sivil toplumun örgütlenmesı ve basın özgürlüğü Sıralamaya alınan 55 ülke içinde Türkiye bilişim göstergesıne göre 48., bilgisayar göstergesine göre 50.. top- lumsal göstergeye göre ise 52. sırada- dır. En iyi durumda olan ABD. bilişim vebilgısayarda 1., toplumsal gösterge- de ise 2. sırada. "tşte önce bilişim ve bil- gisayar teknolojilerini alalım, sonra toplumsal durumumuzia ilgileniriz*" di- ye düşünenler için Suudi Arabistan ör- neğı ılginç gelebilir: bilişimde 35.. bil- gisayarda 39., ama toplumsal gösterge- de ise 54. sırada. Neden Bilgi Çagı deyınce akla he- men ve sadece teknoloji geliyor? Top- lumlann teknoloj iyi bir tılsım gibi gör- me eğilimı Türkiye'ye özgü değil. Bu- nu destekleyen üç güç var. Birincisi, sorunları çözecek bir sıhırli değnek aramak insan psikolojısının doğal bir eğilımi. İkincısi, teknoloji üreten fîrmalann bu psikolojiye hitap edecek pazarlama yöntemleri (teknoloji üreten firmalann reklam giderleri araştırma ve geliştir- meye harcadığından daha da fazla). Oçüncüsü. bilgi ve ıdeolojıleri gereği, ekonomik büyümeyı sadece parasal ve malı politikalarda ve teknoloji satın al- mada arayan hükümetler. Bu üç gücü dengeleyebilecek tek güç ise sivil toplum kuruluşlandır. Do- layısıyla. ülkemizin Bilgi Çağı'nda ye- rini alabilmesi için teknoloji yanında toplumsal boyutu da sürekli ve etkin bir şekilde gündemde tutabilmek de si- vil toplum örgütlerinin ikinci görevidir. Bilgi güç verir. Güç ise insana ek so- rumluluklar yükler. Bilgiyı manipule edenlere karşı sivil toplum hem daha güçlü olabilir, hem de daha sorumlu olmalı. Bunun ilk iki adımı; sürekli olarak basını sorgulamaktır ve tekno- loji kadar toplumsal boyutu da gün- demde tutabilmektir. GÖRDES ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 997 144 Davacı: Mchmet Alı Adıyaman. Beğel Ky. Gördes Davalı: Makbule Adıyaman Şemsettin kızı Atatürk Mah. K.ışlaCad. N: 100 Bit- lis'tc oturur. Dava: Geçımsızlik sebebi ile boşanma Davacı tarafından davalı Mak- bule Adıyaman aleyhıne açmış olduğu şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma da- vası nedeni ile dava dilekçesinin teblıği davalıya yapılamadığından, iş bu dilekçe teblığıne dair ilanın gazetede yayımlanmasından sonra belirlenen duruşma günü olan 20.01.1998 tarihı saat 09.30'da davalının mahkeme koridorunda hazır bulun- ması, hazır bulunmadığı takdirde yargılamanın yokluğunda devam edeceği ilan ohınur. 18.U. 1997 Basm. 57556 ERENKÖY GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Gümrüğümuzce Berk tlaç lth. ve Paz AŞ firması adı- na tescıllı 38348 sayılı 26.07.1995 tanhh gıriş beyanna- mesı muhteviyatı eşyalardan aranılan 532 440.000.- TL gelir eksiği meblağın mükellefin dosvamızda bulunan mevcut adresıne göndenlen tebhgatlanmız adres yetersız- liğı nedenıyle ıade edildığinden ve teblıgata sarih başkaca adres bulunmadığından gümrük örnek yerine kaim olmak üzere 7201 sayılı kanunun 28. ve 29. maddelen gereğin- ce ılanen tebliğ olunur. Basın: 57662 DOĞAN CANKU ÖZEL ETÜT - MÜZİK KURSU "Gitar - pıyano - keman" yeni gruplar için kayıtlar devam etmektedir. 327 59 36 - 37 Romanlannız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel: 554 08 04 PENCERE 12 ARALIK'TA SİNEMALARDA I Ş I K İ N S A N L A R I AISKHYLOS-BRECHT-SOFHOKIES-SADIK TURKSAVAŞ, K U R G U L A V I ° Y O N E T E N SELMA K Ö K S A L 12 ARALIKTAN ITİBAREN HER CUMA. CUMARTESİ 20 30 N A Z I M Hİ1CMET V A K F I K U L T U R M E R K E 2 I SIRASELVİLER CAD -48/4 TAKSIM ISTAN8UL TEL (0212) 2»2 09 69 TİYATEOKARE SUNAft MUKMAN TOPLULUAU'NUN KATKILARIYLA ZEICI MÜREN İÇİN BIR DEMET YASEMEN I.T.Û. MAÇIU MADEN FAKÛLTHİ Cumarl.sı 21.00 Pazar 1S.00 ve 11.00 6 ARAİlk CuMAKTESİ YERİMİZ ItAİMAMI^im Ol»C|ANUSIU llqİNİ/E TEŞEkklJR EdERİZ. BU ıytk)t tHo^yml» ktmnm ktUmk toemnlr, rt«T üUMFŞi>* Akmotez SuaHft VaHıorama ve Auırt Kûiûr Msrtra -<Jsn alabifsnK Oğmna Öjmman EmeUıMSnjçiaraHtrSaansalntnm' REZERVASYON: (212) 230 16 1& ve (212) 231 21 00 BİRK/\I)IN S H I R L E Y V A L E N T I N E EvHHgın ukdûzeliğlnden stkılan bir kadın hayaa htifedlvor! •Su Komedi Erlıliğims Bitirebillr yi dı Oîrilteblif OnaaHeai 21.00, P«nff 15.00 ŞİŞIİ TtVATROKARE DE /NM Fl»ı«ın Tam 1 25« Nt Tl ' Inammlı 1 MO.OM TL ş TELEFON (212) 231 21 00 ve (212) 230 16 18 / ı«*rmuvguiarar HADİ ÇAMAN 100.OYUN YEDİTEPE OYUNCULARI n n 3 KEIYT OYUNCULARI 246 35 89 247 36 34 T ?-ence Mc Nallv MARIA CALLAS Von: Yıldız Kmtet. Uehmci Bırtıye Ce».: UehmelBaydur VıldızKenler 22-28 Kasım 5-6-11-12-13-19-20 Aralık Saat 21.00 14-21 Atalık Saat 15 00 Nuiuk ıın Okunusunıın 70. Yılı Nedenıyle Mustata Kemal Atatuık 7. Bölum Yotumlayan Mustılı KENTER 27-29 KasiT Saal 21.00 23 Kasım Saat 15 03 1-18 Aratık Saat 21.50 6-7 Aralık Saat 15 30 SES-1 885/ORTAOYUNCULAR Tel: 212-25118 65 Fax: 244 43 27 - İSTİKLAL CAD. 140-BEYOĞLU 1O ARALIKTAN BAŞLAYARAK FERHAN ŞENSOY FERHANGİ ŞEYLER 1266. OYUN Çarş./Perş. 21.OO FERHAN ŞENSOY FELEK EİR GÜN SALAKKEN 35O. OYUN Pazar 15.30 ve 18.30 Askeriye ve İrtica... Osmanlı'da sank, şalvar ve cüppe 'ilmiye sını- fı'nın üniformasıydı; yüksek rütbeliler Vafa'yı yeğ- lerdi; ayakta mest bulunurdu. İlmiye sınrfının ba- şındaki şeytıülislam sırmalı beyaz ferace, kollan çok geniş cüppe giyerdi. Şeyülislam, Ulusal Kur- tuluş Savaşı'nda 'Kemalistler' için "katli vaciptir" fetvasını verdi. 'Yönetenler1 ve 'yönetilenler' Osmanlı'da bıçak- la ikiye aynlmış gibiydi; 'ilmiye' ve 'seyfiye', daha başkadeyişle 'askeriye've 'u/ema'yöneten; kent- teki esnaf ve tüccar ile kırsal kesimdeki köytü yı- ğınlan yönetilen sınıflardı. • Islama ilişkin gerçeklerden biri de Müslümanlık- ta 'ruhban' sınıfı olmayışıdır; her erişkin erkek, imamlık yapabilir; Hıristiyanlıkta ise papazın Al- lah'la kul arasında komisyonculuğu geçerlidir. Peki, ilmiye sınıfının işlevi neydi?.. Osmanlı'da altı bin kadılık ve sayısız müderris- le ilmiye sınıfı devlet içinde Sünni devletti; adalet ve öğretim ilmiye sınıfının işiydi. 1923 Cumhuriyet devrimine ulaşıncaya dek medrese ile kadılık kurumları süregeldi; devlet örümcek ağlanyla donatılmıştı. • Çok partili düzen, Türkiye'ye demokrasiyi geti- receğine, medreseyi hortlattı. Istanbul'da sokağa çıktın mı, şehrin çeşitli semt- lerinde sank, şalvara dönük pantolon ve cüppe üzerine giysilerin moda defilesi bitip tükenmek bil- miyor; ımam - hatip okullan, devlette Sünni ilmi- ye sınıfını oluşturmak isteyen kafalann fabrikası- dır. Ne var ki Osmanlı'da ilmiye sınıfı ile askeriye sı- nıfı uzlaşırdı. 1923 Cumhuriyet devrimi 'Aydınlanma' üzerine devlet kurdu; ilmiye sınıfı tasfiye edildi; 'askeri- ye'nin ideolojisi, fetih değil, yurt savunması üzeri- ne oturtuldu; laiklik devletin temel ilkesine dönüş- tü, askeriye bu düzenin bekçisi sayıldı. Ordu, devlet düzeninde ilmiye sınıfının hortla- tılmasına seyirci kalabilir mi?.. • Denebilir ki: "Silahlı Kuvvetler yurt savunmasına baksın, devlet yönetimine kanşmasın!.." Doğrudur. Ne var ki Osmanlı'da halk yönetilmeye alışmış- tı, köylü ile kentlerdeki lonca esnafı ve tüccartann 'ilmiye' ve 'askeriye' karşısında boynu egikti; Av- rupa'daki gibi siyasal iktidara ağırlığını koyarak demokrasiyi kurumlaştıracak burjuva sınıfı yoktu; sanayi devrimi gerçekleşemediğinden işçi sınıfı da varsayılamazdı. Peki, bugün burjuvazi var mı?.. • Bugünkü siyasal ortamda askeri suçlamak ya da irticayı desteklemek hiçbir snnuç vermeyecek- tir. Silahlı Kuvvetler laikliğı korumak zorundadır; de- mokrasinin 'o/mazsa o/- maz' kuralının yıkıtmasına askerin seyirci kalması olanaksız... Ne var ki temel sorun ir- tica örgütleri ile askeriye arasındaki toplumsal güç- lerin yönetimde ağıriıklan- nı tam anlamında duyur- malarıyla çözülebilir. Emekçilerin ve burju- vazinin çağdaş güçleriyle devreye girmesi, Türki- ye'yi irtica tehlikesinden aşırarak demokrasinin yo- lunu açacaktır. •fl" ı , KURGULAYAN FERHAN ŞENSOY YONETEN. DERYA BAYKAL FERHAN ŞENSOY-RASIM ÖZTEKİN-LEVENT ÜNSAL-AÜ ÇATALBAŞ-ŞÜKRAN DEDEMAN ERKAN ÜÇÜNCÜ-ÖZKAN AKSU-SAYCIN DEÜBAŞ-SEVİNÇ ERBULAK-SEVll AKI Cuma 21.00 Cumartesi 18.30 - 21.00 Kültur Bakanlığının katkılarıyla B İ L E T S A T I Ş Y E R L E R İ : 251 18 65-66 Vakkoramalar: Taksim, Suadiye. Rumeli. Akmerkez .: ŞAKİR GÜRZUMAR *"** " 3 ° AVNI DILLİGİL ve YAŞAM97 EN İYİ OYUN ÖDÜLLERİ HADİ ÇAMAN TİYATROSU - Nişaıtaşı Tel: 225 71 91 15 Aralık Pazartesi saat 19.00 ve 21.30 Yalnız 2 oyun K A D I K Ö Y H A I K E Ğ İ T İ M M E R K E Z İ Gişe: 33010 27-346 98 99 SANAT ODAS) FIKRETKOLVERDİ Ölümûnûn 7. yılında İSTANBUL RESIMLERİ Sergisı 22 Kasım - 9 Aralık'97 IvttNecmettır OkterıS* SotîiEf'tOı Wtf« I0216Û55 3587 IİSTANBUL BUYÜKŞEHIR BELEDIYESI' HARBIYE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESI : 0 2 1 2 2 4 0 77 2 0 İKAFKASTEBEŞ1RDAİRESİ BÜSKÜVtADAH ToTmr. TıKtl EH1IK r . FATIH RESAT NURI SAHNE5I : 02 12 526 53 8 0 KUYRUKLU Y1LDIZ ALTINDA KRALAOYUNK.a) laaMıUCM 6-'W«.« USKUDAR MUSAHtPZAOE CELAL SAHNESI 0216 313 03 97 İBlylNRirTASI NEHEPSİNEHİÇ8IRİ(ÇO> GODOTYU BEKLERKEN KÛÇUK NASKETTİN (Çft) .WJUT» ImtlU OU'O5»«»P»5> StHHESI OlUt SUTLEK BILEİ SAIIS TERLEIII: SEHlR TIV«IHOL<RI CISELERI VE KAOIKÖV HALDUN TAHER (MERKEZ GISESI) T.C. Kültür Bakanlıgı İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESI ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'IMPE P.l. Çaykovski KUĞU GÖLÜ bale A perda Koreografı ve Sahneye Koyan D«f*k DEANE / Ortestra Şe'ı El$ad BAGIROV 6 ArSıkCunaries 1530 iO-!"*ra« Çarşamba Saat 2C K 1 Ocafc Frşance 3aal20X • « G. Verdi AIDA opera 4 perde Orkestra Şefi Orhan ŞALLJEL Sahneye Koyan Yekt» KARA 9 Aıa'.'k Sslı 20 00 G. Puccini TOSCA opera 3 perde Ortestra Şefi Antonio PIR0U.I' Sahneye Koyan Yekta KARA G. Bizet CARIVIEIM op>«ra 4 psrde Orkestra Şefı Antonio PKOUI; Sahneye Koyan Yafcta KARA 13 Aralık Cumsrtesı 15 30 F. Tüzün MİDAS'IIM KULAKLARI opera 2 bolum Orkestra Şefi SerdarYALÇtN Sahneye Koyan BozkurtKURUÇ Devlet Sana'c s< 16 Aralık Salı 20 00 BALEDE ÇEŞİTLEMELER GELBEMBUL BEYAZ TAŞJKAROİ BAYRAMSABAHI tnit l p*fd« b*« 1 o*röt 3*tt ' P*fd# b*t« * P*rü* lCoceogf»fi <.of«ograt) <.o»togfa1i K,oteo§-afi S*4 KASAPOĞIU HaUun rEDtCAN Er<W UĞURLU N9 BERKAN 12 Aralık Cuma 19 00 Bıletler Ataturk Kultur Merkezi giselerinde salılmaktadır A K M gise tel (0212) 251 10 23 / 251 56 00 17 hatl 254 UFUK KOBAŞ 5-31 Arahk'97 ADTİ&ANŞAKAY1K SOKAK NO. 54/1 NIŞANTAŞI / TEL 247 90 81 İ/MA Û-0NÜ KABALCI KİTABEVİ "KIŞ '97 ETKİNÜKLERİ" BUGÜN MAHMUT MAKALile Kabalcı Kitabevi'nde söyleşi ve imza günü 6 Aralık (Cumartesi) 14.00- 16.00 KABALCI KİTABEVİ Ortabahçe Cad. 22/4 Beşiktaş-İstanbut Tel: (0212) 261 67 44-261 31 24 REHAY\LMZOK 23KâSiT " 7 Aral k. 199" KtlTlRMjBK>yj - ŞK Sokak 34 Oz^nm ^} r Kö' 2 Te ;i2ı2453S96 2454C3: MAĞAZAM1ZIN 1. KATINDA CD M \RKET HİZMETİNİZE GİRMİŞTİR HUTA9 I POP-R0CK-JA2Z-BLUES NEW ACE-SOUNDTRACKS KLASİK-ETNİK MÜZİK vs... 5OUNDT1UCK HAFTASI FARINEL.I-DÜNV* NIN TÛM y3->HLARI- ÇINCENELER ZA.'AANI-L'.DE^C^UND- ÛJEEN MARCOT-BASAKA-BRAV't HE.ART- SCHISDLER HS*-5 £tEM=NT-NATJREL BORN <ILLERS-SHlNE-ll POSTINO vs YÛZLERCî AL5ÜMLE 5BLERI BEfL'YORUZ İSTİKLÂLCAO NO. 140 •EYOGLU TEL: (0212) 249-49 16-245 6 2 9 1 {•CYOCLU SİNEMASI CfRl$1 ATLAS SİNEMASI KARŞISI) BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROLARI HADİ OLDURSENE CANİKOM VOneien Fefccsı KO%>& 6-11-1 7-18 VahkŞjat 20 30; •• A.-alık Saat 15 00 Refik ERDURAN AÇILSUSAMAÇIL ,M«^.O.U, Voneten' ŞaUı CURZUMAK « u ı l : Tanv SLÇUK •9-ZOAfalıkSaat la 30 ' 1 4-28 Aralık Saal 15 00 Fenh MERTER KUCULAR SARKI SÖYLEMEZ Y F*M£ltn« Eleanor H. POHTER POLLYANNA \<bne«e^. S*k CENAY Ö M3-26 VilıkSıa 23 30 2lA;alkS»i Her C*Jirıarte*ı_S«T_1 5 OC SERCI: Atalıöy Kesim Atölyesi Sergisı f H-24 AralıK •Biletkr gis«nİ2de, Vakkoranu, Carousel ve Cumhuriyet (Özgurluk) Mevdanı nda satılmaktadır. YUNUS EMRE KULTUR MERKEZİ - Alakoy 9. Kısım. TEL: 661 19 41-43 GİŞE: 661 38 95 T.C. NALLIHAN ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞl'NDEN Dosya No: 1997/48, 49, 50. 51, 52,53,54.55.56,57 58.59.60.61 62,63, 64,65,66.67,75. Davacı vekili Av. O.Nihat Akgün tara- fından davalı Dik In- şaat Sanayii Tıc. Ltd. Şirketi aleyhine mah- kememize açtığı taz- mmat davasına ait da- va dilekçesi davalı Dik Inşaat Sanayii Tic. Ltd. Şirketi'ne tebliğ edilemediğin- den, davalı şirket Dik Inşaat Tic. Ltd. Şti. 'nın duruşma günü olan 17.2.1998 günü saat ll./45'teNalh- han Adliyesi'nde ha- zır bulunup yukanda dosya numaralan ya- zılı 21 adet davaya girmemesi halinde ve mazeret bildirmemesı halinde duruşmanın yokluğunda devam edilerek karar verile- ceğinin bilımesi hu- susu ilanen tebliğ olu- nur. Basın: 57709 T.C. ZEYTtNBURNU SULH HUKUK [MAHKEME St'NDENİ EsanNo: 1997/1229 Karar No: 1997'1253 Zeytinburnu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin venlen 1997'1229 esas 1997 1254 sayılı 19.11.1997 tarihli karar ile Hilmi Güngör hacır altına alınarak Hilmi Güngör'e oğlu Tahir Güngör vası tayin edıl- miştır. Bu husus ilan olunur. 27.11.1997 Basın: 57681
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle