30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ARALIK 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Perinçek'in matıkumiyeti bozuldu • ANKARA (AA)- Yargıtay 9. Ceza dairesi, Işçi ; Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in, "bölücülük propagandası" yaptığı gerekçesiyle bir yıl hapis ve • 100 milyon lira para cezasına çarptmlmasına . ilişkin hüİcmü, "eksik inceleme" nedeniyle bozdu. Yargrtay'ın bozma karanndan sonra Perinçek 1 ve Zarakolu Ankara 1 No'lu DGM'deyeniden yargilanacak. Ankara 1 No'lu DGM. tHD 5. Olağan Genel Kurulu'ndaki konuşmalannda "bölücülük •" propagandası" yaptıklan gerekçesiyle yargılanan Perinçek ile gazeteci-yazar " Ayşe Nur Zarakolu'yu 1 'er yıl hapis. 100'er milyon lira para cezasına mahkûm etmişti. Akın Birdal beraatetti • ANKARA (AA) - Ankara 2 No'lu DGM, Dünya Banş Günü nedeniyle, Musa Anter Banş Grubu'nun Gölbaşı'nda durdurulması sırasında yaptığı konuşmada, "halkı, ırk ve bölge farldılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik ettiği" gerekçesiyle, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan tHD Genel Başkanı Bırdal'ın, ilk duruşmada beraatine karar verdi. Öğrenci olayları Meclis'te • ANKARA (AA) - CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş ve 25 arkadaşı, üniversitelerin bilim merkezı ekseninden, terör merkezi eksenine çekilmek istendiği gerekçesiyle, öğrenci olaylannın nedenleri ve çözüm yollannm belirienmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasını istedi. CHP'li Ateş ve arkadaşlannın TBMM Başkanlığı'na sunulan Meclis Araştırrna önergesinde^'Şu sırajarjja.,, , sağ-sol çatışması gibi görünen'" olaylann boyutlan derinleşmeden önlenmesi gerektiği belirtıldi. Ankara DGM'den idam kararı • ANKARA (AA) - Ankara 2 No'lu DGM, "Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun tamamını değiştirerek müesses nizam yerine komünist bir rejim getirmek için silahlı eylemlerde bulunmak" suçundan yargılanan 3 sanıktan Sadık Yıldınm'ı idam, Ercan Akpınar ve Murat Güneş'i müebbet hapis cezalanna mahkûm etti. Davada, "silahlı çetenin üyesi olmak suçundan" yargılanan Fikret AsJan ve Süreyya Aydın'ı da 3 yıl 9'ar ay hapis cezasına çarptınldı. Örtülii ödenek davası • ANKARA (AA) - Örtülü ödenek yoluyla dönemin başbakanı Tansu Çiller'i 5.5 milyar lira dolandırdıklan gerekçesiyle Selçuk ve Hüseyin Cahit Parsadan ile Mukadder Balkan'ın 6 yıl 3'er ay hapis, 13 milyar 750'şer milyon lira para cezasına çarptınldığı davanın temyız duruşması Yargıtay'da yapıldı. Yargıtay 6. Ceza Dairesi Başkanı Necdet Mütiş, dosyaya yeni gelen belgelerin ve yapılan •'Savunmalann incelenmesi içinkarann 16Ocakl998 tarihinde açıklanacağını belirtti. ÇHD'den imza kampanyası • ANKARA (AA) - Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), "adil yargılanma hakkı"nı güvence altına alacak -düzenlemelerin yapılması için imza kampanyası başlattı. ÇHD Geıiel Başkanı avukat Aydın Erdoğan, imza kampanyası ile ilgili istemlerini sıralarken DGM'lerin kapatılmasını, CMUK'un 135. maddesi ile tanınan sorgulamada avukat bulundurma hakkının DGM'de yargılananlara tanınmamasına ilişkin aynmcılığın kaldınlmasını, DGM ve OHAL bölgesindeki uzun gözaltı süresinin adli yargıya eşit hale getirilmesinı istedıklerini bildirdi. Anayasa Mahkemesi'ndeki RP'yi kapatma davasmda son aşamaya geliniyor Mahkeme rapor beldiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Viıral Savaş'ın RP'nin kapatılması istemiyle açtığı davada, Anayasa Mahkemesi raportörünün raporu bekleniyor. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan sözlü savunması sırasında, Savaş'ın "odak" olma iddiasını yanıtlarken "Ben fizUde de uğraşmış oian bir mühendisün" diyerek "odak" kavramım da anlattı. RP'nin kapatılması istemli dava son aşamaya geliyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ile RP Genel Başkanı Erbakan'ın sözlü açıİdamalannın ardından dosya Anayasa Mahkemesi raportörüne • RP'nin kapatılması istemli dava son aşamaya geliyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ile RP Genel Başkanı Erbakan'ın sözlü açıklamalanmn ardından dosya Anayasa Mahkemesi raportörüne gönderildi. gönderildi. Raportörün dava dosyasına ilişkin raporunun gelmesinin ardından Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Gûngör Ozden'in belirleyeceği bir tarihte toplanacak olan 11 üye kapatma istemini karara bağlayacak. RP Genel Başkanı Erbakan, 18-20 ICasım günleri arasında yaptığı sözlü savunmada, 1974-1978 yıllan arasında hükümette bulunduğu sırada gerçekleştirdiği "ağır sanayi hamksi"nı anlattı. Kendisini "motor profesörû" olarak tarumlayan RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Istanbul Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesi olduğu dönemde gerçekleştirdiği çalışmalan şöyle anlattı: "Hocahğım sırasında Almanya'ya üniversite tarafindan gönderildim. Almanya'da aynca bir ikinci doktora, doçentiik tezi hazıriadun. Almanya'da bugünkii NATO'nun kullandığı leopar tank motorlanmn geliştirilmesinde Kadın vekiller DİE Başkanı'nı terletti ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - 20. yüz- yılın son nüfus tespitin- de kullanılan soru form- lanndaki yetersizlikler nedeniyle ağır eleştiri- lere hedef olan Devlet tstatistik Enstitüsü (DİE) Başkanı Sıddık Ensari. kadınlarla ilgili ayn bir araştırma yapa- caklannı açıkladı. DTP Milletvekili Ay- seli Göksoy ve ANAP Muğla Milletvekili La- le Aytaman, dün Ensa- ri'yi ziyaret ettiler. Nü- fus tespitinde eksik bul- duklan yanlan dile ge- tiren milletvekilleri, En- sari'den bilgi aldılar. Göksoy, ziyaret sırasın- da yaptığı konuşmada, Türkiye'de kadınlarla il- gili olan her şeyin askı- ya alındığmı belirterek "Nüfiısun yansını teşkil eden kadının. bugün ne yapnğuiL nasıl \aşadığı- oı öğrenmek için büyük firsattı. Kanalizasyonu öğreneceğimize kadının 1 'neyapbğuu öğrenirdik" dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART araştırma başmühendisi olarak çahştun ve orada ben bunlan yaparken. bizim zavaUı Türkryemiz'in köylüsünün o tarihlerde tarlasını suladığı motorunun bile orada üretildiğini görmekten yüreğinı yandı. Döner dönmez çıktım geldim ve Türkiye'de ilk motor fabrikasını kurdum. Bugünkii adıyla Pancar Motor, o günkü adıyla Gümüş Motor. Bugün de Türkiye'nin en büyük üretim fabrikasıdır, 30 bin motor imal ediyor, tran, Pakistan, Sudan, ve Türkistan'a motor ihraç ediyor." RP lideri Erbakan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Savaş'ın iddialannın temelini oluşturan "odak olma" kavramını öncelikle fızik bilimi açısından ele aldı. Erbakan, şunlan söyledi: "Odak haline gefane ne demektir. odak tabiri, hepimizin bildiği gibi, fiziki bir tabir. Bir adese kendisine paralel ışıklar gönderildiği zaman bunu kendi odağuıda toplar. tkincisi bu odağa bir tşık kaynağı koyacak olursak, bu ışık kaynağmdan çıkan ışınlar da adeseden sonra birbirine paralel ışınlar halinde her yere yayüır. Odaktan çıkan bir ışuı her yere yayüır. Bunu başka bir yere koyarsanız ışığı bu olmaz odağa koyarsanız olur. Yûıe bütün gelen ışınlan kendi odağında toplar. Bunun için mesela güneşe bir adeseyi tutup yakabiliriz; tam kâğıdı odak noktasına getirdik mi bütün güneş ışınlan orada toplandığı için o kâğıt yanabilir. Bu odak noktası adesenin camının içinde bir nokta değildir, dışuıda bir noktadır." Erbakan, fizikle de uğraşmış bir kişi olarak hukukçulann odak kavramını kullanmalannı "fevkalade şahane bir buluş" olarak _ değertendrrdH Hükümet yapacağı değişiklikle 'fiili' televizyon tekellerini yasallaştırmak istiyor Medyada tekefleşmeye vize AYŞE SAYEV • Hükümetin sessiz sedasız TBMM'ye sevk ettiği bir yasa tasansı ile radyo-televizyon kuruluşlannın çok hisseli ortaklıklar halinde kurulması koşulu ortadan kaldınlıyor. RTÜK Yasası'nda değişiklik öngören tasanda, kişi ve kuruluşlann bir televizyona en fazla yüzde 20 hisse ile ortak olabileceklerine ilişkin sınırlama kaldmlıyor. kaldmlıyor. Tasan yasalaşırsa "fason" şirketler kurarak yüzde 20 hisse koşulunu kâğıt üzerin- de uygulayan çok sayıdaki özel radyo-televizyon kunıluşu için tek sınırlama, izleme oranlan olacak. Başbakan Mesut Yılmaz'ın imzasıyla Meclis'e sevkedilen yasa tasansı, RTÜK Yasası'run 29. maddesinde düzenlenen ''ku- ruluş ve hisse oranian"na ilişkin köklü değişiklikler getiriyor. Ta- ANKARA-Hükümet, TıDen" yaşanan radyo- televizyon tekel- lerini yasallaştırmanın yolunu açmaya hazırlanıyor. TBMM'ye sessiz sedasız sevk edilen ve Radyo Televizyon Üst Kurulu Yasası'nda değişiklik yapan ya- sa tasansı ile gerçek ya da tüzel kişilerin bir yayın kuruluşuna en fazla yüzde 20 hisse ile ortak ola- bileceği yönündeki sınırlama san, şirketlerin hisselerini halka arzdan Sermaye Piyasası Kuru- lu ve RTÜK'ten izin alma zorun- luluğunun yanı sıra, şirketin, an- cak bir radyo ve televizyon işlet- mesi kurabileceği hükmünü de kaldınyor. Medyada tekelleşmenin önüne geçmek için 3984 sayılı RTÜK Yasası'na konulan, şirketlerin or- taklık halinde kunılacağına iliş- kin kısıtlama ise olabildiğince genişletiliyor. Mevcut yasada, aynı özel radyo-televizyon kuru- luşunda bir ile üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlann ay- nı zamanda hisse sahibi olama- yacağı koşulu bulunurken tasan- da bu zorunluluk tamamen kal- dınhyor. Özel radyo - televizyon kunıluşu sahiplerine ihale ve borsalarda muamelede bulunma yolu açılırken gazete sahiplerine yönelik kısıtlamalar da kaldınlı- yor. Tasan, şirketlerin ortaklan konusunda yalnızca izlenme ora- nını ölçüt alıyor. Tasan ile getirilen düzenleme şöyle: " Hisse senetlerinin nama yaa- h olması gerekir. Bu şirketler her- hangj bir kişi lehine intifa senedi ihdas edemezler. Bir gerçek veya tüzel kişi, ulusal yaym yapan ve yılhk ortalama izlenmeoranı top- lamı yüzde 30'u aşan kuruluş ya da kuruluşlarda aynı anda hisse sahibi olamaz. Ulusal izlenme oranlan, üst kurul tarafindan her takvimyüıiçuıtespitedilirvevü- ük ortalama oranlar, izleven yıhn ocak ayı içinde açıklaıur. izlenme oranı hesabında ortalama izlen- me oranı yüzde 10 veya daha faz- la olan tüm televizyonlann izlen- me oranlan toplanır. Hissedan olduğu kuruluş ya da kuruluşla- nn yıllık ortalama izlenme oranı toplamı yüzde 30'u aşan hissedar. üst kurulun büdirimini izle\en 3 ay içinde, yasal sının aşan hisse- sinidevirileyükümlüdür. Buyü- kümlülüğün ihlali dummunda. kuruluşun yaym izni iptal edilir." Tasan ile aynca RTÜK'ün ya- saya aykın yayuı yapan kuruluş- lara uyguladığı "ekran karart- ma" cezası kaldınlarak yerine geçıci yayın durdurma ya da li- sans iptali cezalan getiriliyor. Gerekcesi asırı stres RTÜK Başkanı Oğuz istifaya hazırlanıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Radyo ve Te- levizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Orhan Oğuz, kurula yönelik suç- lamalann ardından strese bağlı alerjik rahatsızlığını gerekçe göstererek istifa edeceğıni söyledi. RTÜK Başkan Yardımcısı Fatih Karaca istifayı doğrula- madı. RTÜK'le hükümet ara- sındaki uyumsuzluk sürer- ken kurulun ANAP'lı üye- leri Şevld Göğüsger ile Er- can San öncekı gün Başba- kan Mesut Yıbnaz'la gö- rüştü. Göriişmede, MGK'nin bildiriminin de- ğerlendirildiği öğrenildi. RTÜK'ün dün gerçek- leştirilen toplantısının açı- lışında strese bağh olarak gelişen alerjisini gerekçe gösteren Oğuz, başkanlık görevinden istifa ettiğini sözlü olarak bildirerek toplantıdan aynldı. AA'nın haberine göre Oğuz, üyelerin pazartesi günü yapılacak kurul top- lantısına kadar istifasını açıklamaması yönündeki isteğini kabul etti. Bir RTÜK üyesi, Oğuz'un da- ha önce de birkaç kez bu şekılde istifasını verdiğini, ancak sonradan üyeler ta- rafindan ikna edildiğini söyledi. Fatih Karaca, Oğuz'un istifasını doğnılamadı. Suçlamalann haksız oldu- ğunu savunan Karaca, üst kurulun bugüne kadar önüne gelen tüm ihlal ve yasadışı yayınlar konusun- da görevini tam olarak yaptığını söyledi. RTÜK'- ün üzerinde bir kurul olu- şumunun yasadışı olacağı görüşünü dile getiren Ka- raca, "Türkiye'ninyargısı, emni\çti ve polisi var. Bü- tün ihlalleri tek başına RTUK önleyecekmiş gibi yanhş, bir kanaat^-aNihyor" dedi. Karaca, suçlamalann altında özel televizyonla- nn, frekans tahsisi ihalesi- ni iptal ettirme amaçlan- nın yattığını savundu. RTÜK üyesi Şevki Gö- ğüsger de ülkenin her ye- rinde a>Tiı yoğunlukta hız- met vermek durumunda olan RTÜK'ün, bölge mü- dürlüklen kurmasının yanlış olduğunu söyledi. DYP lideri, hükümetin IMF'nin kapısında para dilendiğini söyledi Çiller: Seçimflanedildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı İansu Çiller, ekonominin arapsaçına döndüğünü, şok programlar adına 5 holdinge diyet ödendiğini belirterek "Elektrik santrallan, çıkarlar bitse de karteller kar helvası satmaktan vazgeçse" dedi. Türkiye'nin 6 ay önceki seçim noktasına geldiğini belirten Çiller, "Ulkemize hayırh olsun, seçim flan edildr dedi. DYP grubu dün de 40 eksikle toplandı. Çiller, ekonomi ağırhk konuşmasında REFAHYOL döneminden övgüyle söz etti. Hükümetin, 6 ay boyunca KİT ürünlerine zam yapmama karannın altında seçim yattığını kaydeden Çiller, "tktidar, bununla neredeyse seçim tarihini açıklamışar. Ekonomi arapsaçıdır. Bu arapsaçı iktidandu''' dedi. Hükümetin IMF'nin kapısına gidip para dilendiğini söyleyen Çiller, "Biz bir kuruş ahnadık. Kendi yağımızia kavTulduk. Bir tek dolar için dilenmedik. Bunlar, sıcak para getirdiler. Enflasyonu yüzde 100'lerin üstüne çıkardılar. Bunlann yapüklan, ny-atlan aşağı çekmek aİdatmacasıyla seçime gitmektir. Siz bu yollardan gidiyorken biz bunlann hocalığnu yapıyorduk" dedi. Dokunulmazlıklara da değınen ÇiDer, ülkenin 6 ayda seçim ortamına getirildiğini söyledL (HASAN AYDIN) Çiller, konunun Susurluk'la bağdaşnnlmak istendiğini ve fezlekelerin üzerinden siyasi hesaplar yapıldığını savundu. "Hukuk önündeki eşitligi yıkamazsınız" diyen Tansu Çiller, dosyalann içinden bir- ikisinin ayıklanmasına karşı çıktıklannı söyledi. DYP lideri Tansu Çiller. "Gelin hepsini çıkarahm. Bir - ikisini günah keçisi ilan edemezsiniz. Başkası da var orada Her yasa yasadır. Siyasi tezgâhlara MecHs'i atet etmejeüm" dedi. Çiller, Karadeniz otoyolu için Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında verilen gensorunun gündeme alındığmı anımsatarak "Bu ihalede 55 fcrüj'on lirahk yolsuzluk yapıldığı noter ve mahkeme kararlanyla tasdiklidir. Biz, Karadenizünin yoluna değU, yolsuzluğuna karşniz. Dönemin, Hayrettin Erkmen'i istifa etti. Yapılması gerekli şey, bakamn istifasıdır" diye konuştu. POLflİKA GUNLUGU HtKMET ÇETİNKAYA v Asya Kaplanlarf... Yıl 1996... Asya Kaplanlan'nın uzun dönemli tarihsel avan- tajlan ortadan kalkmaya başlamıştı... Asya Kaplanları içinde, demokrasiye benzer bir biçimde yönetılen örnek bir ülke bulmak olası de- ğildir... Endonezya, büyük katliamdan sonra geniş çap- lı bir yabancı sermaye desteğinde kaplan olma- ya başlamıştı. Singapur, tüm insanların neredey- se nefes almalarını bile izleyen siyasal rejimin için- deydi. Tayland ve Güney Kore'nin yakın tarihi as- keri darbeler ve kıyımlarla doluydu. Malezya'da ise Mahatir ailesiyle bırlikte, Somoza'ya benzer bas- kıcı bir yönetim vardı... Işte bu 'ekonomik modeV Asya Kaplanlan'nı dört ayak üstünde tutuyordu... 1 - Sürekli yabancı sermaye. 2- Disiplinli bir iş- gücü, düşük ücrete dayalı sömürü çarkı. 3- Sü- rekli yüksek büyümeyle genışleyen tüketim alan- lan. 4- Dolara bağlı bir ulusal para ve dolayısıyla ucuz kredi olanağı... Oysa bu ülkelerde sorunlar giderek büyüyecek- ti... Neden mi? Çünkü. sanayileşme ilerledikçe işçi sınıfı çoğa- larak sendikalaşacak ve direnme başlayacaktı... Refah seviyesi artan burjuva sınıfı, orta sınıf, profesyonel kadrolar ve aydınlar siyasette söz sa- hibi olmak isteyeceklerdi... Siyasetçi-asker-yatırımcı ilışkisi büyük bir kara para aklama işine girdı. Keyfi yatırım ve israf alan- iarı genişleyince bankalarda da karşılıksız kredi- lerin oranı büyüdü, ekonomide kaçak yaratıldı... • • • Küreselleşme hızlandıkça da 1987'de Batı'da borsa krızi yaşandı, 1989-93 resesyonu sırasın- da bu ülkelerin yatınm olanakları daraldı... Bu sırada dolar sürekli değer yitiriyordu. Dola- ra bağlı paralarla ihracat yapan Asya Kaplanla- n'nın rekabet gücünü olumlu etkıledi, lyimserliği arttırdı. Yani sıcak para girişini hızlandırdı... Dolar düştükçe ihracat kolaylaştı, özellikle oto- motiv, kimya, demir-çelik, bilgisayar aksamında aşın üretim oluşmaya başladı... Tüm bunlar, başta Türkiye olmak üzere 'üçün- cü dünya ülkeleri'ni etkiledi... 1996 yılına gelindiğinde ise dolar hızla yüksel- me eğilimi gösterdi ve Asya Kaplanlarf nın uzun dönamli tarihsel dışsatım avantajları ortadan kalk- maya başladı... Çin, tüm bu gelişmeleri çok yakından ızliyordu. O da rekabetçi bir devalüasyon etkisı yaptı. Böy- lece Asya Kaplanlan'nın dış açıklan büyüme eği- limine girdi. Sonra ne oldu? Bu soruya yanıtı, ekonomik bunalımı yakından izleyen Londra'daki arkadaşımız Ergin Yıldızoğ- lu veriyor: "Kaplanlar, ilk önce Tayland, döviz rezervlerini çözmeye başladı veparasını korumak için faizle- riyükselttı. Hem bu hem de devalüasyon borsa- . yıyurdju. Yatınropılar Tayland kâğıtlannı satarakpi- yasadan çıkmayabaşladılar. Borsadüştükçekriz, banka sistemini de etkilemeye başladı. Zira bu kâ- ğıtlar ve artık kimsenin almak istemediği büyük bi- nalar, bankalann verdiği kredilehn çok büyük bir kısmına karşılık olarak gösterilmişti. Şimdi IMF bu ülkelere kemer sıkma politikala- n öneriyor. Eğer uygularlarsa ekonomik büyüme yerini bir resesyona bırakacak, bu süreç başladı bile. Artan işsizlik, yoksullaşma vb. sendikalann ve orta sınıfın muhalefetini yükseltecek bu rejim- leri, şimdi bir de siyasi kriz bekliyor ya da baskı ve terör artacak. Asya Kaplanlan'nın krizi, ser- best ticaretin ve kısa dönemli sermaye hareket- lerinin (piyasa ekonomisinin) ciddi bir şekilde sor- gulanmasını da beraberinde getihyor. •Küreselleş- me karanlık yüzünü gösterdi' deniyor. Kn'zAsyada başladı ama yaygınlaşıyor. Dünya ekonomisi bir durgunluk tehlikesiyle karşı karşı- ya. Anahtar ülke Japonya. Eğer kriz önümüzdeki aylarda kontrol altına alınamazsa 1929'a benzer bir resesyon tehlikesi var. Keynesgil politikalar, devletin düzenleyici rolü vb. tekrar gündeme ge- liyor, çok sık tartışılıyor." • • • Asya mucizesi varlığını çok büyük ölçüde biri ekonomik, diğeri siyasal iki olguya borçluydu... Geçen haftalarda başlayan ekonomik bunalım Malezya, Endonezya, Tayland gibi ülkelerde yö- neticilerin ne denli beceriksiz olduklarını bir kez daha ortaya çıkardı... Buralarda olan halka oldu... Onlar büyük özveri gösterdiler... Bu ülkelerde insan hakları ihlalleri, sendikasız- laştırma, siyasi baskı korkunç boyutlardaydı... Şimdi Ergin Yıldızoğlu'nun şu açıklamalarına kulak vermenin zamanıdır: "Kaplan olmaya hazırlanan bir ülke başlangıç- ta bir kaynak sıkıntısı ile karşı karşıyadır. Kıt kay- nakların optimum kullanılması için ekonominin tüm kaynaklannın yönetimini uzunca bir süre özellikleri kısaca özetlenmiş olan (sendikasızlaş- tırma ve siyasi baskı) bürokrasinin eline vermek ve hiçbir iş çevresinin özellikle tarım-sanayi frak- siyonlannın blok halinde devleti ve bakanlıklan etkilemesinin önüne geçmek gerekir (Güney Ko- re). Bu bürokrasi kaynaklan, devlet kontratlan, teşvikleri vb. aracılığı ile gayet iyi dağıtılacaktır (Malezya, Endonezya). Bu bağlamda bürokrasi- den ve devletçilikten I popülizmden kon\manıza ise hiç gerek yoktur. Çünkü bu bürokrasinin hiz- metleri de piyasada kolaylıkla alınıp satılan bir metadır. Rüşvet ve yo'suzluk mu dediniz (Malez- ya, Endonezya, Güney Kore)? Bu duygusal kav- ramlara ne gerek var? Daha soğukkanlı olup bu sürecin devlet çarkını yağlayarak kolay dönmesi- ni sağladığını görmeniz gerekir. Çağdaş olmanın da bir gereğidir bu." Türkiye acaba 'Asya Kaplanları'ndan ders çıka- rabilecek mi? E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 "Yeni Bir Hizmet" Sağlık ekibimiz, evinize, işyerinize geliyor. Bir telefon kâfidir. TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks:(0 212)212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle