Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 ARALIK 1997 PERŞEMBE
HABERLER
SakJrıya
ıığrayan polis
taburcu edildi
• İstanbul Haber Servisi -
Omraniye'de bölücü
teröristlerin sılahlı saldınsı
sonucu yaralanan
polislerden biri tedavi
edildiği hastaneden taburcu
olurken dığeri Koşuyolu
Polis Hastanesi'ne sevk
edildi. Dudullu AJemdağ
Caddesi üzerinde bir hafta
önce ekıp otosunda nöbet
tutarken saldmya uğrayan
polislerden Ismail
Akkoyun şehit olmuştu.
Avrasya Türk
Dernekleri
• İstanbul Haber Servisi -
Avrasya Türk Dernekleri
Federasyonu Genel
Başkanlığı'na Ismail
Cengiz seçildi.
Federasyondan yapılan
yazılı açıklamaya göre,
Doğu Türkistan
Göçmenler Derneği, Irak
Türkleri Derneği ve
Türkistanlılar Kültür ve
Sosyal Yardım Demeği
tarafmdan bir süre önce
kurulan "Avrasya Türk
Dernekleri
Federasyonu"nun tstanbul-
Aksaray'daki merkezinde
29 Kasım'da yapılan genel
kurulu sonunda belirlenen
yönetim kurulu da görev
bölüşümü yaptı.
Patrikhaneden
terör açıklaması
• İstanbul Haber Servisi -
Rum Patrikhanesi. önceki
gece patrikhaneye yapılan,
bir ağır yaralı ve maddı
hasarla sonuçlanan
bombalı saldınyı kınayarak
bunu bir terör eylemi
olarak algıladıklannı
belirtti. Patrikhane'den dün
yapılan yazılı açıklamada.
Türkiye Cumhuriyeti
hükümetinin de bu olayı
kınamasından ötürü
memnuniyet duyulduğu
ifade edildi.
Kaplan'ın şeriat
daveti
• ANKARA (UBA)-
Ömrünü Atatürk ve laik
cumhuriyete saldırarak
tüketen 'karases'
Cemaleddin Kaplan'ın
yerini alan oğlu Metin
Kaplan da babasının
izinden yürüyor. Kendini
devlet başkanı ve halife
ilan eden Kaplan,
Türkiye'deki ailelere
gönderdiği mektubunda
şeriat için ayaklanma
çağnsı yaparken, çağn
yaptığı gruplann başında,
RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan'ın
tabanını oluşturan "Milli
Görüşçüler'in bulunması
dikkat çekti.
Demirel'm
hapcamalan
• ANKARA (UBA)-
Sadece kasım ayında
toplam 3 bin 715 kişiyi
kabul ederek büyük bir
rekor kıran Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in,
misafırleri için verdiği
yemek. resepsiyon ve
ikramlara ortalama olarak
günde 180 milyon lira,
ayda ise 5.4 milyar lira
harcadığı belirlendi.
Demirerin ziyaretine gelen
vatandaş, öğrenci ve
kurumlara verdiği şiltler.
ödül ve plaketlere de aylık
1.5 milyar lira harcadığı
görüldü.
TÜPkmenistan'da
petpol araması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Cumhur
Ersümer, Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı'na
(TPAO) Türkmenistan' ın
Amuderya bölgesinde
petrol arama ve çıkarma
çahşmalannı yürütebilmesi
için yer tahsis edildiğini
bildirdi. Türkmenistan'a
yaptığı resmi ziyaretten
dün dönen Ersümer,
düzenlediği basm
toplantısında. pazartesi
günü TPAO'dan teknık
heyetin bu ülkeye
gjrW pğini kaydetti.
(stanbul'un
nütusu
• tSTANBUL (AA) -
İstanbul Valiliği, resmi
olmayan sonuçlara göre
ilin nüfusunu 9 milyon 159
bin 615 olarak açıkladı.
İstanbul Valiliği'nden
yapılan yazılı açıklamada,
720 bin nüfus ile Kadıköy
en büyük. 15 bin 974
kişiyle Adalar en küçük
ilçe oldu.
Cindoruk ve BaykaPın tavnnı eleştiren Başbakan Mesut Yılmaz rest çekti
'1998'de seçime erızANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Mesut Yılmaz. hükümet
ortağı DTP ile iktidan dışandan
destekleyen CHP'nin bugünkü tavnnm
sürmesi dunımunda 1998 yıhnda
seçime gidilebileceği mesajını verdi.
Seçime hazır olduklannı belirten
Yılmaz, öncelikle vergi ve idari
reformu çıkarmalan gerektiğini bildirdi.
CHP lideri Deniz Baykal ise
"Hükümetin bitmesi için bahane
anyorlarsa, bu daima bulunur. Bizi
bahane etmesinler" dedi. DTP Genel
Başkanı Hüsamettin Cindoruk, erken
seçim olasılığıyla ilgili sorular üzerine,
"Onu Sayın Yılmaz'a sorun. Böyle bir
karan varsa açıklasın" dedi. Başbakan
Yılmaz, dün partisinin basına kapalı
olarak gerçekleştirilen grup
toplantısında, genel kurulda 8 Aralık
Çarşamba günü görüşülecek
Bayındırlık ve Iskân Bakanı Yaşar
Topçu hakkındaki gensoru konusunda
CHP'ye rest çekti. Yılmaz, kimseyi
feda etmeyeceğini söyledi. CHP'nin
taraflan dinledikten sonra karar verme
sözünü tutmadığını kaydeden Yılmaz
şöyle konuştu: "CHP eğer siyasi
davranryorsa, bunun gereğini yapmau,
yok denetim olarak bakıyorsa da o
zaman ona göre hareket etmeli. Karan
kendilerine bırakryorum. Ama ben bir
tek arkadaşımı bile feda etmem. 10-15
o> farkla gensonı kabul edildi olmaz.
27S oyu bulsalar bile hiçbir şey olmamış
gibi yoluma devam ederim. 276'yı
bulurlarsa hemen istifa ederim." RP'nin
bir süredir, CHP'ye Baykal
başkanlığında azınlık hükümeti
kurulmasını önerdiğini belirten Yılmaz,
"Bugünkü hükümet düşerse ya RP
destekli bir hükümet kurulur ya da
seçim hükümeti CHP de kendi
ikuemhle başbaşa kaür. Ama, CHP'nin
RP güdümü amna girnıe riskini
üstknebilecefini zannetmiyorum. CHP
bunu kamuoyuna anlatamaz" görüşünü
dile getirdi. Başbakan Yılmaz, gerekirse
seçime gitmeye hazır olduklannı
bildirirken, teknik nedenlerle 6 ay
içinde erken seçim olamayacağını
söyledi. Yılmaz, bu sözleriyle 6 ayın
sonunda 1998 içinde erken seçime
gidebilecekleri mesajını verirken, erken
seçim öncesinde vergi ve idari reformu
mutlaka gerçekleştirmek ve enflasyonla
mücadelede bir mesafe katetmek
zorunda olduklannı belirtti.
CHP lideri Deniz Baykal ise, dün
kurmaylan ile yaptığı toplantının
ardından gazetecılerle sohbet ederek
Başbakan Yılmaz'ın restine yanıt verdi.
CHP'nin Karadeniz Otoyolu'na gerçek
anlamda sahip çıktığrnı söyleyen
Baykal, ihalede düzensizlik ve
olağandışı uygulamalan tespit
ettiklerini belirtti. Baykal. şöyle devam
etti: "Arkadaşlanmız bu konuda bir
soruşturma açılmasını istediler. Ama
daha sonra RP'nin gensoru önergesi
geldL Bir tavır takmmamız gerekirdL
Biz, burada ne 'o bakana kalebent
oluruz' dedik ne de 'muhalefetin bekçi
dövme anlayışına uyarak. hükümet krizi
yaratınz' dedik. Kaldı Id bu oylamada
hükümetin düşmeyeceği de görüldü.
Ancak, bizi anlamada bir hata var
burada. Biz kimse Ue pazarbk etmedik.
Her oiayı kendi içinde değeriendirdik."
Gazetecilerin, Yılmaz'ın grup
toplantısında yaptığı değerlendirmeleri
anımsatması üzerine Baykal, "Bu sözler
bir perişanbk halkür. Ama hükümetten
ayrümak için bir bahane arayan
Başbakan'ı hükümette tutmak bizim
işimi/ değiL Bitmesi için bahane
arrvorlarsa, bu daima bulunur. Bizi
bahane göstermesinler. Biz bu hükümeti
Türkiye için ayakta tutuyoruz. Mesut
Yılmaz için değiT dedi. Başbakan
Yılmaz'ın "ya seçim ya açık destek'
baskısıyla sıkışan CHP erken seçime
sıcak bakmıyor. Başbakan Yılmaz'la
dün görüşen Türk-iş Başkanı Bayram
Meral de gündemde erken seçim
görünmediğini söyledi.
CHP: Meclis'in
saygınlığına
golge duşuruldu
CHP Beşiktaş İlçe Örgütü,
milletvekili dokunulmazhklannın
sınırlandınlmasını istedL Beşiktaş
İlçe Başkanı Zakir Q/Jü ile partilfler,
Uğur Mumcu Aıun önünde
yaptıklan basm açıklamasında,
demokrasinüzin en önemli kurumu
niteiiğini taşıyan paıiamentomuzda
anayasanm 83. maddesinde
yapılması düşünülen dcğişiklik için
gerekü oyun sağlanamamasmı
üzünrii Ue karşüadıkiannı
vurguladılar. Parlamentonun
saygınlığına da gölge düşüren.
giderek yurttaslann kendi
oluşturduklan kuruma güvensizlik
Doktasuıa ulasan bu gelişmeleria
küçük hesapların başanya
ulaşmaması gerektiğini söyteyen
partililer. "CHP olarak bizter,
yasama dokunulmazlığının mutlaka
sınırlandınlmasını. şimdilik hiç
değilse bu öiçüdeki bir sınırlama ile
yetinilmesini istiyoruz" dediler.
(Fotograf: KAAN SAÛANAK)
Hükümet ortaklarına brifing
Temizel vergi
reformunu anlattı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DTP Genel
Başkanı Hüsamettin Cin-
doruk'un hükümetin te-
mel konularda kendileri-
ne bilgi vermemesini
eleştirmesinin ardından:
Maliye Bakanı Zekeriya
Temizel dün ANAP, DTP
ve DSP gruplanna vergi
reformu paketi konusun-
da bilgi verdi.
Temizel, dün sabah ön-
ce DSP grubuna bilgi
verdi. DSP lideri ve Baş-
bakan Yardımcısı Bülent
EcevH'in kurultay çalış-
malan nedeniyle katıl-
madığı ve basına kapalı
olarak gerçekleştirilen
toplantıda Temizel' in su-
nuşundan sonra Gelirler
Genel Müdürü Nevzat
Saygıhoğlu'nun vergi re-
formu paketi ile ilgili
açıklamalar yaptığı öğre-
nildi. Temizel, daha son-
ra da DTP grubuna geçe-
rek hükümet uygulama-
lanndan haberdar olma-
maktan yakınan Cindo-
ruk ile arkadaşlannı bil-
gilendirdi. Cindoruk, gö-
rüşmeden sonra "Vergi
reformu hakkında bilgi
aldık. bilgi alma işimiz de-
vam edecek. Vergi refor-
mu değerli bir hanrlık.
Türkiye'nin vergi refor-
muna ihtiyacı var" açık-
lamasını yaptı.
Maliye Bakanı Temi-
zel daha sonra da ANAP
grubuna katılarak vergi
reformu konusunda mil-
letvekillerini bilgilendir-
dı. Temizel'in CHP lide-
ri Deniz Baykal'a da bil-
gi verdiği öğrenildi.
Alınan bilgiye göre
vergi reformu yasa tasla-
ğı gelir vergısi oranlan-
nın 2000 yılına kadar ka-
demeli olarak aşağıya çe-
kilmesini öngörüyor.
Taslakta aynca bavul tı-
careti yapanlara bir kere-
ye özgü mal bildirimi zo-
runluluğu getirilmesi ve
bildirimden sonra vergi-
lendirilmeleri öngörülü-
yor.
r^.-*a-,.•«-•
TBB Başkanı Eralp Ozgen, HŞYK/mrryapısmı eleştirdi
'Bağunsız yargı tehlikede'
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA - Türkiye
Barolar Birliği (TBB)
Genel Başkanı Prof. Dr.
Eralp Özgen, Hâkimler
ve Savcılar Yûksek Ku-
rulu'nun (HSYK) yapısının tüm-
den değiştirilmemesi halinde, yar-
gı bağımsızlığı ve yargıç gûvence-
sini sağlamanın mümkün olama-
yacağını söyledi.
Yargıç ve savcılann tayinleri
konusundaki listelerin Adalet Ba-
kanı tarafindan hazırlandığını kay-
deden Özgen, bunun çok büyûk
sakıncalara yol açtığını belirtti.
Özgen, HSYK üyelerinin parla-
mentoda seçilmesini öngören ya-
sa değişikliği tasansı ile ilgili ola-
rak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"HSYK'nin bağımsızlığının
sağlanabilmesi için Adalet Bakanı
ve müsteşannın mutlaka yüksek
kuruldan çıkması gerekir. H-
SYK'de görev yapan yargıçlar, ay-
nı zamanda Yargıtay ve Danış-
tay "daki asli görevlerinedevam edi-
yorlar. Bu nedenle kurul çahşma-
lannaçok az zaman a\ ırabiliyoriar.
Kurulun kendi personel müdüriü-
ğü mevcut değü. Onun için kurul
• Cumhurbaşkanf nın HSYK'ye üye seçmemesi
gerektiğini söyleyen Eralp Özgen, Adalet Bakanı ve
müsteşannın da kuruldan çıkanlmasını savundu.
Özgen, "HSYK, RTÜK gibi bir kurula
dönüştürülmek isteniyor. Böyle olursa yargıç ve
savcılar siyasilerin oyuncağı haline gelir" dedi.
üyelerinin, kendi asli görevlerinden
izinli sayılıp, kendilerini kunılun
çalışmalanna vermeleri gerekir.
Bugün yargıçlar da bir denetime
kuşkusuz tabidirler. Denetimi ya-
pan müfettişler, Adalet Bakanlı-
ğVnın Teftiş Kurulu'na bağh mü-
fettişlerdir. Yani bakamn emrinde-
ki kişilerdir. Bütün bunlar değiş-
meden yargı bağımsızlığı ve yargıç
güvencesinin sağjanması olanak-
sızdır. Yargı bağımsızlığı ve yargıç
güvencesi sağlanmadıkça da, dü-
rüst, adil ve doğnı yargüamadan
söz etme olanağı yoktur."
HSYK'ye atanan yargıçlann se-
çiminin Cumhurbaşkanı tarafin-
dan yapılmasını da eleştiren Öz-
gen, "Cumhurbaşkaıu, ana>asa-
mıza göre yüriirmenin başıdır. Ba-
ğunsız yargıçlann seçiminde vii-
rütmeişe kanşmaktadır. Cumhur-
başkanu bu yetkisini çok iyi kulla-
nabilir. Ama kişiye bağh güvence-
ler, güvence değildir. Cumhurbaş-
kanuun bu yetkisi mutlaka
kaldınlmalıdır" dedi.
Özgen, Adalet Bakanlı-
ğı'nın bir anayasa değişikli-
ği önerisi yapma yetkisi ol-
madığını anımsatarak, an-
cak bakanlığın geçen gün-
lerde hazırlayıp parlamentoya sun-
duğu anayasa değişikliği önerisi-
nin benimsenmesi dunımunda çok
büyük olumsuzluklann yaşanabi-
leceğini vurguladı. Özgen şunlan
söyledi:
"Bu anayasa değişikliği önerisi,
HSYK'nin yapısını değjştiriyor.
Yapısal değîşikliğe göre, sadece
müsteşar kuruldan çıkı>or. gerisi
aynı kalıvor. Bu nedenle daha ön-
ce su-aladığunız bütün sakıncalar,
bu öneri içinde mevcut Ancak bir
tek olumlu nokta var. HSYK ka-
rarlanna karşu yargı yohı açdryor.
Bu öneri kabul edÜirse, Türki-
ye'de bağımsız ve yansız mahke-
meden bahsetmek olanaksız.
Bu öneriye göre, HSYK üyeleri-
nin seçimini parlamento yapacak.
Yani bugünkü Radyo Televizyon
Üst Kurulu (RTÜ K) gibi bir kıîru-
la dönüştürülmek isteniyor. Eğer
böyle olursa yargıç ve savcılar
siyasüerin oyuncağı haline gelir."
filFIjENOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR
Türkiye nasıl bugünlere gel-
di" sorusunun cevabını ararken
Serteller'e neler yapıldığını
anımsamamak mümkün mü?
Sabiha ve Zekeriya Sertel,
Türkiye basm tarihinin seçkin
isimleri arasında her zaman
önemli bir yere sahip oldular.
Onlar, Kurtuluş Savaşı'yla baş-
layan çağdaşlaşma sürectnin,
başt dik, cesur, demokrat ön-
cülerindendiler. Etkili gazeteler,
dergiler çıkardılar.
Günümüzün önemli yayın or-
ganlannın tarihini kanştınrsanız,
hepsinde Serteller'in izine rast-
layabilirsiniz. Kurtuluş Sava-
şı'nın karartı savunucusu, Yeni-
gün (daha sonra Cumhuriyet ol-
du) gazetesinin iki ortağından
biri Yunus Nadi, diğeri Zekeri-
ya Sertel'di. Hürriyet gazetesi-
nin kurucusu Sedat Simavi'nin
ilk ortaklanndan birisi de Zeke-
riya Sertel'di.
Sabiha Sertel ise kadın gaze-
teciliğimizin tarihine adını yaz-
dırmış, önde gelen örneklerden
birisiydi. Çok zor koşullarda,
yönetimin baskılarına rağmen
Tan'ın Yıkılışından Susurluk'a
fikrini karariılıkla savunmuş,
dergileri, gazeteleri kapatıldı-
ğında hiç yılmadan yenisini çı-
karmış, düşüncelerini savun-
mak uğruna türlü tüıiü eziyetle-
re göğüs germişti.
Cumhuriyet'in kuruluş yılla-
nnda Sabiha Sertel, bir kadın
olarak öne atıldı, kadınlann top-
lumsat yaşama katılması için
olağanüstü çaba sarfetti. Dergi-
ler, gazeteler çıkardı, toplantılar
düzenledi. Zekeriya Sertel,
Cumhuriyet döneminin ilk Basm
Yayın Genel Müdürleri'nden bi-
risiydi.
Kendilerini iyi yetiştirmiş bu i-
ki Cumhuriyet aydınının bir
özelliği daha vardı ki onlann ba-
şına sürekli dert oldu. Serteller,
karariı demokrasi savunucu-
suydular, insan haklanna ve dü-
şünce özgürlüğüne çok önem
veriyorlardı. Gazeteleri, dergile-
ri kapatıldı, haklannda davalar
açıldı, hapistere atıldılar. Baskı-
laıia yıldınlmaya çalışıldılar.
Asıl dönüm noktası ise Ikin-
ci Dünya Savaşı'nın sonunda
ortaya çıktı. Faşizmin yenilme-
si, dünyada bir demokrasi rüz-
gân yaratmıştı. Sovyetler'in, Al-
manların yenilmesindeki rolü,
sosyalizme olan eğilimi güçlen-
dirdi. Türkiye'nin de içinde yer
aldığı Batı kampında soi büyük
bir prestij kazandı. Komünist
partiler, Avrupa'nın en etkili par-
tileri olarak siyaset sahnesinde
yerlerini aldılar.
Bu rüzgârTürkiye'ye de ulaş-
tı. Demokrasi isteyenlerin, sol-
cuların sesi daha yüksek çık-
maya başladı. Serteller'in ba-
şında bulunduğu Tan gazetesi,
savaş öncesinde ve savaş sıra-
sında da demokrasi kampınm
sözcüsü durumundaydı. Etkili
bir muhalefet yürütüyor, ses ge-
tiriyordu. 194O'lı yıllarda Tan,
Cumhuriyet'ten sonra en çok
satan gazete durumundaydı.
Tan'ın etkisi tek parti yönetimi-
nin huzurunu kaçırdı. CHP kur-
maylan Tan'ı susturmayı planla-
dılar. Hüseyin Cahit Yalçın gi-
bi tutucu kalemler, Serteller ve
Tan gazetesi aleyhinde kam-
panya başlattılar. CHP'de ör-
gütlenen ırkçı ve demokrasi
düşmanı bir gençlik grubu, par-
ti yöneticilerinin kışkırtmasıyla
Tan'ı bastı ve gazeteyi yerie bir
etti.
Bu baskını yapanlar hakkında
hiçbir soruşturma açılmadığı gi-
bi, Serteller tutuklandılar, mah-
kemeye verildiler. Tan bir daha
hiç çıkmamak üzerine kapandı.
Serbest bırakıldıktan sonra Ser-
teller evlerinde göz hapsine
alındılar. 1950 yıhnda da Sertel
ailesi, çocuklannı da yanlanna
alarak Türkiye'yi terk etmek zo-
runda kaldı. Sabiha Sertel Ba-
kû'de, Zekeriya Sertel ise Pa-
ris'te yurt özlemi içinde öldüler.
Aslında Türkiye'yi Serteller
terk etmemişti. Türkiye'den gi-
den, demokrasi ve özgürlük
umuduydu. Türkiye'yi yöneten-
ler tercihlerini sol ve demokrasi
düşmanlığı temelinde yapmış-
lardı. O gün bugün Türkiye'ye
demokrasi bir tüıiü uğrayama-
dı. Onun yerine Susuriuk çete-
leri çıktı. Susuriuk'a giden yol-
lann belki de ilk başlangıcı, Ba-
bıâli Yokuşu'ndaki Tan Matba-
ası'na indirilen balyoz darbele-
riydi.
•••
Bugün Tan'ın yok edilişinin
52. yıldönümü. Serteller'in kızı
Yıldız Sertel in öncülüğünde
kurulan Sertel Gazetecilik Vak-
fı, bugün bir etkinlik düzenledi.
Tank Zafer Tunaya Kürtür Mer-
kezi'nde Işık Yurtçu'ya ve ku-
rum olarak Cumhuriyet gazete-
sine "Sertel Demokrasi Ödü/ü"
verilecek. Ödül töreninden son-
ra ise benim yöneteceğim, Pro-
fesör Nermin Abadan Unat,
Dr. Orhan Koloğlu ve Ataol
Behramoğlunun katılacağı,
"Türkiye'de Demokrasi Neden
Gerçekleşemiyor" paneli yapı-
lacak. Saat 15.00'te başlaya-
cak etkinlik 17.45'te sona ere-
cek. Görüşmek üzere.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Bileşik Kaplar.
Hülya Avşar, TV programında konuğu Yıldınm
Aktuna'ya soruyor: Niçin BakırköyAkıl Hastahane-
si'nin Başhekimliğini bırakıp politikaya geçtiniz? Si-
yasetçilerin size ihtiyacı mı vardı?
Aktuna'nın yanıtı aşağı yukan şöyle: Meclis, Tür-
kiye'nin aynası, Türkiye 'deki durum oraya yansıyor.
Türkiye'de ne kadar tedaviye muhtaç insan varsa,
o oranda da milletvekilleh arasında var...
Öteden beri bu tür genelleştirmelere düşüncem
takılır durur: Meclis niçin toplumun aynası olsun?
Bu benzetmelerden çok kullandığımız bir diğeri
de bileşik kaplar ömeğidir. Biliyorsunuz. Bileşik kap-
lar, alttan birbirine bağh cam sütunlardan oluşur.
Sisteme bir yerden koyduğunuz sıvı, bütün sütun-
larda aynı yüksekliğe erişecektir.
Türkiye'yi de çeşitli olaylara açıklama getirmek
için örneğin bileşik kaplara benzetiriz. Dolayısıyla da
her şey bileşik kaplar sisteminin içindedir.
Bu benzetme ve genellemelerden çıkarttığımız
sonuç da Türkiye'de sistemin kötü olmasıdır. Sis-
tem kötü olduğu için onun içindeki her şey de kö-
tûdür. İyi olsa, her şey iyi olacaktır.
Böylece bütün olaylan çok basit ve kolayca açık-
lamış oluruz.
•••
Aslında ne sistem öyle ne de toplum öyle.
Meclis niçin toplumun yansıması/aynası olsun?
Milletvekilleri, karamela sepetinden tesadüfi yön-
temleıie mi seçiliyor?
Veya Milli Piyango'da kazanan numaralar stste-
mi mi geçerli seçimlerde?
Tam tersine.
Sistem, partinin görüşlerini, seçmenin çıkariannı
en iyi savunacak, Türkiye'nin bugününe ve yannı-
na en iyi yatınmlann yapılmasına katkıdabulunacak
seçkinlerin ayıklanıp Meclıs'e gönderilmesine daya-
nıyor. Ahmet'ler veya Mehmet'ler seçilmiyor. Bun-
lar arasında en iyi Âhmet veya Mehmet aranıp bu-
lunması gerekıyor.
Bu açıdan Meclis, Türkiye'nin insan ortalaması-
nın yansıması, toplumun aynası değildir. Öyle oldu-
ğu kabul edilmemelidir. Meclis, çok geniş anlamda
seçkinlerin yerı olmak zorundadır.
Bileşik kaplar benzetmesine gelince: Sistem için-
deki malzemenin niteliği aynı değil, farklıdır.
Bu nedenle örneğin bir devlet hastanesinin baş-
hekimi, elindeki olanaklarla pınl pınl bir hastane üre-
tebilmektedir.
Bir sürü üniversite hastanesinde durum içler aa-
sı iken içlerinden bir veya ikisi uluslararası standart-
lan yakalamıştır.
Bir Beksa, bir Netaş, bir Arçelik veya bir başka
şirketimiz, üretimde toplam kalite ölçüsüne vurul-
duklannda dünya çapında ödül almaktadır.
Bazı üniversitelerimiz, hatta bazı fakülte veya ana-
bilim dallanmız, diğerlerinden çok üstündür.
Bazı şirketlerimizin, kurumlanmızın kurduklan yö-
netirn/üretim sistemleri, Türkiye bileşik kaplanna
uymamaktadır.
Buralarda toplumun yansımasını göremeyiz.
Yıldınm Aktuna da Bakırköy'e başhekim oldu-
ğunda, hastanenin yazgısını değiştirmişti.
••* , ..
.KonumuzMeclisveyinebrayadönefltn. ^
V j i I
°
Meclis, kendisinden beklenen "seçkin" tuturriu
alamazsa, Türkiye'nin sıradan bir kuruluşu gibi dav-
ranırsa, biter ve çöker. Toplum katında saygısı kal-
maz.
Saygın, seçkin, temiz bir Meclis'in varlığı, enflas-
yonun düşmesinin de önkoşuludur.
Yoksa, kendini bileşik kaplann içinde görmeyen
başka sistemlerin yıldızlan parlar, bu sistemler mü-
kemmeliyet merkezi, kurtuluş aracı olarak göriil-
meye başlanır.
Siyasi partiler, liderler, özetle siyasi sistem; Tür-
kiye'de denetimi elinde tutan, belirleyici, ana karar
organı olmak istiyor mu?
Istiyorsa, ülkenin ana mükemmeliyet merkezi ol-
mak zorundadır.
Bunu da hak eden; tutumda, görüşte, perspek-
tifte olduğunu göstenmek zorundadır.
Bunun için işe ta başından, milletvekillerini seçer-
ken başlanmalı ve henüz her şeyin, herkesin temiz
olduğu Meclis'in ilk günlerinde de bütün yasal ve
anayasal değişikükler patır patır Meclis'ten geçiril-
melidir.
Cumhurbaşkanı Demirel
4
Irak ve Suriye üe
suyu paylaşamayız'
ABU DABİ (Cumhuri-
yet) - Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel, Türki-
ye'nin Kuzey Irak'ta yürüt-
tüğü mücadelenin meşru
güvenlik endişelerinden
kaynaklandığını belirterek
Kuzey lrak'taki operas-
yonlarabaşka bir anlam at-
fedilmesinin yanlış oldu-
ğunu söyledi. Demirel,
Türkiye'nin Irak Devlet
Başkanı Saddam Hüse-
yin'in Tahran'da yapılacak
olan Islam zirvesine katıl-
ması için hiçbir gayretinin
bulunmadığını kaydetti.
Demirel, resmi ziyaret
amacıyla bulunduğu Birle-
şik Arap Emirliklen'nde
(BAE), bu ülkenin basını
ile Abu Dabı'deki yabancı
basm mensuplan ve Türk
gazetecilerin izlediğı bir
basm toplantısı düzenledi.
Demirel. basm toplantısı-
nın ilk bölümünde BAE
gezisini değerlendirdi.
Türkiye'nin. Irak'm toprak
bütünlüğüne ve bağımsız-
lığına saygılı olduğunu
vurgulayan Demirel,
"Türkiye,PKK'ıımKuze>
Irak'ta yeıieşmesine izin
vermemeye kararhdır" de-
di.
Demirel, Türkiye ve
BAE'nin Irak'm uluslara-
rası toplumla yeniden kay-
naşması için BM kararlan-
na uyması gerektiği konu-
sunda hemfikir olduğunu
bildirdi. Suriye'nin
PKK'ye destek verdiğini
yineleyen Demirel, "Suri-
ye böylelikle başta su soru-
nu olmak üzere terore ver-
diği desteği, bir koz olarak
kuUanmaktadır. Suriye, ö-
kesinde teröre destek ver-
memc\i taahhüt etmiş ve
bu taahhütterini yerine ge-
tirmemiştir'' diye konuştu.
Türkıye'nm güvenlik ala-
nında işbirliği ısteğmi Su-
nye'ye bildırdiğini, ancak
bir yanıt alamadığını kay-
deden Demirel. "Türia-
ye'nin Suriye velrakBe su-
yu paylaşması düşünük-
mez. Ancak bilimsel metot-
laria suyun iyi kuilanıuna-
sı için işbirliği vapması dü-
şünükbilir" dedi.
Sunye'nin teröre destek
olduğunu vurgulayan De-
mirel. "Çünkü, PKK terö-
rünü yürütenler Suriye'de
yerleşiktir. Bunlarbir k»m-
şu ülkenin sunnndan geç-
mekteveoradainsanlanöt-
dürmektedir. \e şimdiye
kadar da 5 bin asker, 5 bin
de shü vatandaşunız şehit
olmustur" diye konuştu.
Kıbns konusunda her-
hangi bir çözüm bulunma-
dığını anımsatan Demirel,
"Aranan siyasi çözümdür.
Siyasi çözüm bulunamayv
şıru BM'nin beceriksizliği-
ne atfetmek yanhşür" dedi.
Demirel bir başka soru
üzerine de "Türkiye'nin
Saddam Hüseyin'in Tah-
ran'daki tslam zirvesine
katılması için hiçbir gayre-
ti yokhır" dedi.