27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ARALIK 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Hayvanları Koruma Hayvan Haklan Yasası olarak bilinen taslağın kamuoyunda tepki göreceği gerekçesiyle il çevre müdürlüklerine bile bilgi verilmeden hazıriandığı ve milletvekillerinin ise içeriğinden oylama sırasında haberleri olacağı yolundaki iddialar üzerine Çevre Bakanı Irnren Aykut açıklama yaptı: "Hayvanları koruma yasa tasansı üç yıl önce hazırlandı. iki yıldır Meclis'in gündeminde. Komisyonlarda ele alınarak ve gönüllü kuruluşlann da görüşü alınarak tasanya son şekli verildi. Haziran ayından bu yana da görüşülmek üzere Genel Kurul'nun gündeminde bekliyor. Imren Aykırt'un köpeği için özel maddeler konduğunu akla getirecek' hiçbir hüküm yok. Tasan, evlerde ve doğada yaşayan tüm hayvanları kapsıyor." Aykut, tasan metnini de göndermiş; teşekkürter. Ö M Ü R İ L İ K Yeni duamız: "YARAB, bize AB" Ömür E. Kurum Bektronk posta: Deniz.Som©raksnetcom Tei: 0.212.512 05 05 Faks: O.212£12 44 97 Bütçe hedefi sapıyormuş... "Bütçenin kendisi hedef saptınvor olmasın!" H er şey, salı gecesi çalan telefonla başladı. Prostat kanseri tedavisi gören 83 yaşındakı am- casının böbreğıne takılan sonda çıktığı ıçin evde fenalaşarak acil bir şekilde Altuniza- Marmara Üniversıtesı Hastanesi'ne kaldmldı-de'dekı ğını öğrendi. Saat 21.30 sularında hastane kapısındaydı. Hastanenin Acıl gırişinden servistere çıkan kapıya yö- nelmeden doğruca danışmaya gittı. Kimliğini verip, baş- hekımı temsıl eden nöbetçi doktoıia görüşmek ıstedtği- ni söyledı. Danışmada türbanlı bir doktorta bırlikte otu- ran eli telsızli kişi, kendisıni başhekimi temsil eden yet- kili olarak tanıttı ve sorulunca, hastane müdür yardımcı- sı olduğunu bildırdi. Oysa, o sıra hastanenin kapıcılann- dan sorumlu bir yetkıli ıle değıl, hastalanndan sorumlu bir hekimle görüşmek ıstıyordu. Ancak böyle biri yoktu, hastanenin her servısınde nöbetçi doktor vardı. Hastane müdür yardımcısı, odasına geçtiğinde tam yetkilı olduğunu kanıtlamak niyetindeydi ve kural ge- Marmara Hastanesireği içeri girmenin yasak olduğunu tebliğ ettı. Sonra yi- ne yetkisini kullandı ve kapıdaki kalabahk dağıldığında izin verebileceğinı açıkladı. Tam da o sırada, kapıda bekleyenlerden biri tanıdığı bir doktor arkadaşını gördü ve onunla birlikte kalaba- lığı yararak içeri süzüldü. Az önce, hastanede görevli polisin tuttuğu takımı çalıştıran ünlü antrenörün yardım- cısı gibi... Adamını bulan eîinî kotunu sallayarak içeri giriyor ve hastanenin tek yetkilisi olduğunu söyleyen müdür yar- dımcısının gönlünün olmasını bekliyordu ki aklına cep telefonundan hastaneyi aramak ve bir doktora ulaşmak geldi. Ancak, santral yanıt vermiyordu. Polisin odası- na gittı. Polis, ıçeriye girmesine yardımcı olabileceğini söyledi; ancak "düzen"in nasıl işlediğıne tanık olmak için öneriyi kabul etmedi. Polis, servisteki doktorlara ulaş- ması için telefonu çevirdi. Uzman doktor nöbete kal- mıyordu, nöbettekı asistan da serviste değildi; Acil'e inmişti. Aradan bir saat geçmiş, kapı önündeki kalabahk da- ğılmıştı. Sıvil gıyimli biri gelip, gınşte bekleyen birkaç hasta yakınına "isteyen yukan katlara çıkabilir^ diye ses- lendi. Kapıyı bekleyen güvenlik görevlisine gıdip, giriş Lzntni iki dudağının arasından çıkarıp veren bu kişinin kim olduğunu sordu. Danışma bölümündeki veznenin sorumlusu olduğunu öğrendi. Veznedarın yanına gitti, gıriş izni verme yetkisini nereden aldığını sordu. Has- tane müdüryardımcısından talimat aldığını söyledi vez- nedar. 'Ya böyle bir talimat vermediyse" dedi. Vezne- dar, ortalıkta görülmeyen müdür yardımcısının yerine kızdı ve kendi yetkisini kullanıp kapıdaki güvenlik gö- revlisine talimat verdi: "Kimseyi içeri sokma!" Marmara Ünıversitesi'nin Altunizade'deki hastanesi- ne başı ağnmadan giımek ıçin "murtaza'yı bulması gerektiğini sonradan öğrendi. SESSÎZSEDASIZ(l) NURÎKURTCEBE <~> Salak oğlan nasıl Müslüman oldu? ArkadaşımızGülçin llci, Burdur'da bir halk otobüsünde kulak misafiri ol- duğu sohbeti anlatıyor: Çocukları okul arkadaşı iki baba, belli ki uzunca bir aradan sonra kar- şılaşmış. Ikisi de yoksulca. Sohbet çocuklan üzerine. Sakallı olan anlatı- yor; oğlu, Konya'da bir işte çalışıyor- muş. Bilgisayar işi mi ne? Sakalsız olanı hemen soruyor "Se- nin oğlan Refahçı mı" diye. Sakallı, sorudan hoşnut değil. Göz- lerini camdan dışan yöneltiyor. Kısa bir sessizlikten sonra, "Bilmiyorum, hiç sormam necidir" diye yanrtlıyor soru- yu. öteki baba atılıyor, "Belli Refah- çı. Konya'ya Refahçılar sayesinde git- miştir" diyor. Bir süre daha sessizlik. Sakallı ba- ba rahatsız. Oğlunun Refah- çı olup olmasından öte, d ç diye sorulmasından, bir "sır"nn ortaya çıkartılmasından rahatsız. Sonra sakalsız baba anlatmaya başlıyor. Oğlu, ticaret lise- sinde okumuş; "Üçüncü sınıfa dört yılda geçti. Salak" diyor: "Defterini, kalemini, kıtabını attım banyo sobasına, yaktım. 'Sana okul yok' dedim. Verdim inşaata. Burnu sürtüldü. 'Beni başka işe ver' diye yal- vardı. Vermedim.' Salak oğlunun öyküsünün sonunu da anlatıyor babası: "Refahçılaragirdi, şimdi onlann sa- yesinde müdür. Beş vakit abdestinde namazında. Allah'a şükür Müslüman oldu." PALASPANDIRAS Şu kavanoz dipli dünyada, kavanozun adı da "saklama kabı" oldu ya; helal olsun! Mûfrt Bozacı Şarap meraklıları buluştu Üzüm yetiştirme konusunda yaptığı cesur girişimleriyle ün ya- pan, kaliteli İtalyan şarabının yaratıcısı Angelo Gaja, Four Se- asons Hotel İstanbul'da dün başlayan "Trüf Mantarı Günle- ri"nde şarap meraklılarıyla buluştu. Four Seasons için özel ola- rak getirdiği "Barbaresco" şaraplannı dünyanın en pahalı man- tarı (kilogramı 3 bin dolar) olan trüf kullanılarak hazırlanan mönü eşliğinde tanıtan Gaja, dünyada şarap kültürünün daha ka- liteli şarap içme yönünde değişriğini söyledi. Yerin 10-20 sanri- metre altında yetişen ve çok ender bulunan trüf nıantarlan. özel yetiştirilen köpek ve domuzlar tarafından bulunuyor. "Beyaz İn- ci" olarak da anılan trüf mantarları, ttatya'nın kuzeyindeki Pi- emonte bölgesinde ekim-aralık aylarında yetişiyor. Kaymakamın eşinin rüşvet davası Ortaköy'de bulunan ve bir süre önce kapatılan "On The Rock Bar" isimli bann açılması karşılığında bin dolar alırken suçüs- tü yakalanan Ayten Dalkılıç ile ilgili davaya İstanbul 2. Asliye Ce- za Mahkemesi'nde devam edildi. "Resmi nüfuzunu kullanarak çıkar elde etmek" suçundan yargılanan Dalkılıç'ın rahatsız ol- duğu gerekçesiyle katılmadığı dumşmada dinlenen bann sahibi Günhan Aygen'in kardeşi Ruhsar Elkap. Dalkılıç'ın kendisine ba- nn tekrar açılmasının bedavaya oltnayacağını söylediğini öne sürdü. Sanık avukatlarının tanığın ifadelerinin doğru olmadığı- nı sövlemesinin ardından bir sonraki dunışmaya kendi tanıkla- • nnı getireceklerini belirttiler. Mahkame başkanı da diğer tanık- ların dinlenmesi için duruşmayı erteledi. (K.EREM ILGAZ) Başak Sigorta 'dan tazntinat Başak Sigorta, Makina Kimya Endüstrisi Kurumu'nun Kırık- kale'deki mühimmat deposunda meydana gelen yangınla ilgili hasar tespit çahşmalannı tamamladı. Ekspertiz raporları tamam- lanmadan 1 trilyon lira avans veren Başak Sigorta tarafından, geriye kalan 732 milyar liralık ta/minatı da MKEK'de düzen- lenen bir törenle Sanayi ve Ticaret Bakanı Valım Erez'e çek ola- rak verildi. Yalım Erez'in de çeki yangının yarattığı hasann gi- derilmesinde kullanmak üzere MKF.K Genel Müdür Yardım- cısı Ahmet Sarı'ya verdiği bildirildi. HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK > c ınıı ,,,-•• - M I nu «<>IIIIK> behicakWturk.net b<rpnyıe, Ozer/ndle. '&>' ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI H A R B İ SEMİH POROY TARlHTE BUGÜN MVMTAI AKIKAN 4 Kasım SONELLJ Y1UNEN İY1İNGILIZ BESTECİSİ ISK'DA BÜ6ÜN,ÜULÜ İU6İÜ2 B£STBda B£*/JAM/N &ZıTT€*J(8£*l- CIUIM aninj) 63 yAşınoA öwû. P<*AHO «* KOUPC&SYON OEKSLG- RIYLE KÛÇÜK YAÇOt MÜ2>6£ PAÇLAHtN 8&TTÇAJ, AtMA/f, 1957'P£ yORUUtAUAH 'FRANK BttlDGE ÛZEeiUE ÇEfİTl£UELEfZ'ADU IHPl- TtYLA DUYUBMUŞW. SBMVU4IM SJZITTEM, PAHA ÇOK OPERA MÜ- l ALAHINDA Ç4Uf*Atf git? BecredYDİ. BUAIPA DA, HEM YAP/TLAe/UfN MÜZtiC KAUTSSl, HEM P€ HAl- KIN IL&StNİ TVPLAİMa 4ÇI&UDAN BAÇABlYfi 4 £ 4 ¥ \ MŞT1. "P£T&! GKIMES*, "V&MEPItTE ÖUM4", *B/LIY &UCt> r S/'x »te esces/ /itsMa*, oPeRAiAKWDAN BAziLAeıcse. SKfTTBM'lM S/« OlfER DitOOVie Deİ£R YAHI DA, 6ENÇLE- (ZE KİASIK AAİIZt£i SEnHEMEK fÇlfJ ÜZUN YIUAR US- RAÇ VE&UESIYCM. "MAYPİ BİR OPBRA YHPAUM" AOU OPERASl VE "GBNÇUĞE oRKeSTRA KlAVUZU'APU YAPlTt, BUUUN BffueSlM KAAtmA&tPIK.. GÖRÜŞ ÜMİT ZtLELt tttifak ve YalanlarLKitabın adı biraz uzun; "Vahidettin, Mustafa Ke- mal ve Milli Mücadele". Bir de alt başlığı var, o da şöyle; Yalanlar, yanlış- lar, yutturmacalar.. Boyu normal kitaplardan uzun, üstelik bir hayli kalın, tam 789 sayfa... Tabii böyle olunca fiyatı da biraz pahalı... Yani diğer bir deyişle, okumaktan pek hoşlanmayan bir ülke için cesur bir çalışma!.. Turgut Ozakman'ın yürekli çalışması.. Ama bu kitap çok değerlü. Üzerindeki fiyatla kıyas kabul etmeyecek denli çok önemli. Çünkü okuduğunuz her sayfasında, ge- ricisiyle, solcu geçineniyle, numaracı cumhuriyetçi- siyle, birtakım zekâ özürlü "aydın "takımıyla, işbirlik- çisiyle cumhunyete karşı nasıl bir "ittifak" kuruldu- ğunu belgeleriyle bulabilirsiniz!.. Kitaplarda, gazetelerde, televizyonlarda yakın ta- rihimizin nasıl tahrrf edilmeye çalışıldığını, hangi ya- lanlann, yutturmacalann gözümüzün içine baka ba- ka söylendiğini tek tek okuyabilirsiniz. Hem de bel- geleriyle... Hem de isim isim, tarihleriyle, mekânla- nyla... Sonra da acı acı gülümseyip, "Pes, bu nasıl bircephe" dersıniz. EminimL ••• Bu kitabın tek tek, belgelerle çürüttüğü yuttur- macalardan bazı örnekler verelim.. Kurtuluş Savaşı antiemperyalist bir savaş değil- dir. Bir kurtuluş savaşı da değildir. Bu inanılmaz iddia sanıyorum ilk kez derli toplu bir şekilde idris Küçükömer tarafından ortaya atıl- mıştı. Sonra genciler, hemen ardından Kürtçüler ve birtakım numaracı cumhuriyetçilerbu iddiayı parlat- ma yarışına girdiler. Kitap gereken dersi tümüne bir- den veriyor. Mustafa Kemal'i Anadolu'ya, milli mücadeleyi başlatması için Vahidettin göndermiş, aynca bol para ve bir de Hatt-ı Humayun yani padişah buyru- ğu vermiştir!. Son yıllarda özellikle gericilerin ve numaracı cum- huriyetçilerin yazılannda ve televızyon ekranlarında yineledikleri bu yutturmaca yadsınamayacak belge- lerle gereken yanıtı alıyor. Vahidettin, Damat Ferit, Ali Kemal ve diğerleri ha- in değildir!.. Yani Ingilız zırhlısıyla ülkesınden kaçan padişah, Sevr Antlaşması gibi ülkeyi emperyalistlere peşkeş çeken utanç belgesinı ımzalayan Damat Ferit, Ku- vayı Mılliyecilenn başansız olması ve ülkenin Ingiliz mandasına girmesi için her türlü ihaneti gerçekley- tiren Ali Kemal, Kurtuluş Savaşı önderlerinin katlı için fetva çıkaran Şeyhülislam Dürrizade Abdullah için aynı çevrelerın "vatansever" iddialan. Bunlar da bi- rer birer çürütulüyor. Alçakça yalanlann haddı hesabı yok... Mustafa Ke- mal'in Ingiliz ajanı olduğundan tutun da Yunanlıla- nn onun tavsiyesi üzerine izmir'e çıktığına, aslında Mustafa Kemal'ın halife olmak ıstediğine, emperya- listlerin Anadolu'yu, yerleşmek nıyetiyle ışgal etme- diklerine, Çanakkale Savaşı'nın aslında bir zafer ol- madığına, Lozan Antlaşması'nın önemi olmadığına dek bir yığın utanmazca yalan. Bitmedi; Istiklal Mah- kemeleriyle ilgili ipe sapa gelmez iddialar, gericile- rin "zulüm" edebiyatıyla ortaya attığı birçok mide bu- landıncı yutturmaca da layık olduğu yanıtı alıyor. Tavsıye ediyorum, mutlaka okuyun.. Okuyun ve "kim kimdir" anlayın!.. Son söz kitabın yazarı Turgut Özakman'a.. - Bizlere bir başucu kitabı kazandırdığınız için sağ olun, varolun.. EmaihErtaccı superonline.com BULMACA SEDAT YAŞAYAb' 2 3 4 5 SOLDAN SAĞA: 1/ Meyvesi iri ' ve yuvarlak, ka- 2 buğu koyu kır- mızıolanbırkı- 3 raz cınsı. 2/ Bır anlatımda venl- mek ıstenen öz...Bırnota. 3/ Eskıden mürek- kebı kurutmak- ta kullanılan çok ınce kurn.. Ça- maşırcı ayı da denilen ve Amerika'da yaşayan kürk hayvanı. 4/Yatak doldurmaya ya- ' rayan yün, pamuk. kıtık 2 gibi şeyler. 5/Bursa'nın 3 bir ilçesı... "Hey ağalar 4 m'olacak / Dağlar c dumanlı dumanlı" (Ka- racaoğlan).6/Bırcetvel 6 türii...lstemdışıyapılan 7 hareket... Bır işaret sıfa- 8 tı. 7/ Bir nota... Divan 9 edebiyatında gazelin ya da kasıdenın ilk beytine venlen ad. 8/ Manavgat ilçesı yakınlanndaki ünlü arkeolojik ve turistık yer... Büyük pa- nayır. 9/ Vücudunun gelişimi tamamlanmış olan. YUKARTOAN AŞAGIYA: 1/ Halı ve kilım dokunurken düğümleri ve atkı ipliklen- ni sıkıştırmakta kullanılan özel tarak... Tavlada bır sayı 2/ Zaviye... Genellikle gömlek yapmakta kullanılan, çir- gilı ve ınce pamuklu kumaş. 3/ tpotek... Bayağı, sıradan. 4/ Utanç duyma... Bağ, bahçe gibi yerlerin çevresıne ça- lı, karruş, ağaç dalı gıbı şeylerden çekılen duvar... Hayat arkadaşı. 5/ Herhangı bır bıçimde edınılen deneyimlerin ve bılgilenn toplanu. 6/ Tellı balıkçıl... Yetecek ölçüde olan. 7/ Dar, uzun ve hafıf bır yanş kayığı... Gızli yer, köşe bucak. 8/ Nığde'nın bir ilçesı. 9/ Nâzım Hikmet'in soyadı... Kuran'da bir sure. ECumhuriyet kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu ARALIK AYI ETKİNLİKLERİ 8-12 Aralık (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00) BAHADIR BOYSAL YEYSEL KU.RU.ÇU M. ORKUN MÜFTÜOĞLU Adres Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Takam Tel:252 38 81/82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle