Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 1997 ÇARŞAMBA
8 DIŞ HABERLER
Türk-Rus
iddiası
• MOSKOVA(AA)-
Ermenistan'da bulunan
Rus sınır koruma
birliklerinin üzerine
Türkiye yönünden ateş
açıldıgı öne sürüldü.
Rusya'nm güneyindeki
Stavropordaki Kafkasya
Sınır Koruma Birlikleri
Komutanlığı tarafindan
lnterfax'ayapılan
açtklamada,
Ermenistan'ın Türkiye
sınınndaki Arşat'ta
görevli Rus birliklerine,
önceki gece yerel saatle
22.30'da, Türk sınır
koruma noktası yönünden
ateş açıldıgı belirtildi.
Ancak, 9. Kolordu
Komutanlığı yetkilileri ile
Ermenistan'a sınır olan
Ardahan ve Iğdır
valilikleri, Rusya'nın
iddia ettıği gibi bir ateş
açma olayının
yaşanmadığını bildirdiler.
Cezayip'de
ppotestolar
bitmiyor
• PARİS (AA)-
Cezayir'de geçen ay
yapılan seçirrüeri protesto
eden muhalefet partileri,
gösteri yürüyüşleri
düzenlemeyi
planladıklannı belirterek
ülke çapmda grev
çağnsında bulundular.
Muhalefet partileri
tarafindan yapılan ortak
açıklamada. 6 partinin 13
Kasım'da başkent
Cezayir'de yürüyüş
yapacaklan, 6 Kasım'da
Oran, Annaba ve Setif
kentlerinde mitingler
düzenleneceği belirtildi.
Açıklamada ülke çapmda
grev çağnsında da
bulunuldu.
40 bin Uno
sürücüsü
aranıyor
• PARİS (AA) - Fransız
polisi, Paris'te Fiat Uno
sahibi 40 bin kişinin
kimliğini belirleme
çalışmalanna başladı.
Polis, Prenses Diana'nın
ölümüyle sonuçlanan
Paris'teki kazayla ilgisi
olduğu sanılan Fiat Uno
marka otomobile ilişkin
soruşturmanın çok yönlü
sürdüğünü belirtti.
Kamyoncu grevi
büyüyor
• PARİS (AA)-
Fransa'da, ücret artışıyla
ilgili isteklerini işveren
sendikasına kabul
ettiremeyen
kamyonculann önceki
gün başlattıklan yol
kapatma eylemi giderek
büyüyor. Karayollanndaki
140 noktada yol kapatma
eyleminı sürdüren
kamyoncular. bu
eylemlerini özellikle sınır
kapılan, liman girişleri ve
benzin istasyonlan ile
petrol depolan önünde
yoğunlaştırdılar. Öte
yandan, Ulaştırma
Bakanhğı'nın çabalan
sonucu işveren ve işçi
sendikalan arasındaki
görüşmelere Paris'te
yeniden başlandığı
bildirildi.
Başbakan Yılmaz, iki ülke arasındaki ilişkiyi geliştirmek için 15 gün sonra Simitis'le randevulaştıklannı bildirdi
Atiııa Ue sürekli diyalogLALE SARIİBRAHİMOĞLL
GtRİT/ANKARA -Başbakan Me-
sutYıhnaz, gerginliği azaltma karan al-
dıklan Yunanıstan Başbakanı Kostas Si-
mitis ile 15 gün sonrasına randevulaş-
tıklannı söyledi. Mesut Yılmaz ile Gi-
rit'te dün sona eren Balkan zirvesi sı-
rasında bir araya gelen Yunanistan Baş-
bakanı Kostas Simitis, iki ülke arasın-
daki diyaloğu yapıcı olarak nitelendir-
di, ancak gerilime neden olan tatbikat-
lar konusunda Türkiye'yi suçladı.
Balkan ülkeleri arasında ilk kez dü-
zenlenen ve Türk-Yunan çelcişmesine
sahne olan Balkan Ülkeleri Zirve Top-
lantısı, dün Girit Adası'nda sona erdi.
tkinci zirve toplantısının önümüzdeki
yıl ekim ayındaAntalya'da, Dışişleri Ba-
kanlığı toplantısının ise yine aynı yıl
haziran ayında Istanbultiayapüması ka-
rarlaştınldı.
Yılmaz, pazartesi akşamı yaklaşık 1
saat 20 dakika görüştüğü Simitis ile
iki ülke arasındaki mevcut gerilimin ola-
sı bir çaüşmaya dönüşmesini önleme
karan alırken bu yönde mevcut meka-
nizmalann da çalıştınlması yolunda
taraflarca siyasi irade belirtildi. Başba-
kan Yılmaz, oldukça yoğun geçen Bal-
kan zirvesi ve Simitis görüşmesinin
ardından dün sabah kaldığı Kapsis Ote-
li'nde beraberinde ailesi Girit kökenli
olan DTP Başkanı HüsamettinCindo-
ruk ve diğer heyet üyeleriyle yürüyü-
şe çıku. Bu sırada Cumhuriyet'in so-
rulannı yanıtlayan Yılmaz, Simitis ile
gerilimi azaltma yolunda daha ileri
adımlann atılması yolunun açıldığını
belirterek şöyle konuştu: "Adımlan
netleştirmek için 15 gün sonra kendi-
siyle teiefonda görüşeceğim. Herhalde
kendi kamuoyunun nabzınıölçmek için
15 gün sonrasına randevu verdi."
Yılmaz, Simitis ile mevcut güven art-
tıncı mekanizmalannın uygulanması
konusunda temaslan canlı tutacak özel
temsilciler atayacaklannı belirterek
"Sık sık bir araya gehneyeceğiz. Diya-
loğu canlandırmak için gü\endiğimiz
iki kişhi görevlendirecegiz" dedi.
Basın merkezinde gazetecilerin so-
rulannı yanıtlayan Yılmaz, Simitis ile Yılmaz, dün Show TV'de yayımla-
yaptığı görüşme konusundaki beklen-
tilerinin yerine geldiğini söyledi. Yıl-
maz, "Mütevazı bir adım atük. Vüna-
nistan Ue yeni bir başlangıç yapmak is-
thordum. Lraanm bu olumlu devam
eder" dedi. tki ülke arasında gelecek
nesillerin bir savaş tehlikesi yaşamama-
sı için çaba harcadığını belirten Yılmaz,
şunlan söyledi: "Bu görüşmeden, iki
ülke başbakanı arasındaki ilk görüşroe
olduğu için çok büyük bir sonuç bek-
lemivordum."
Yunan basnıııun gözü
Türk generallerinde
ATtNA (Cumhuriyet)- Girit'de önceki
gün yapılan Yılmaz-Simitıs görüşmeleri-
nin Yunanistan'daki yankılan devam eder-
ken basın organlan dıyalogdan sonuç çık-
madığına dikkat çekiyorlar.
Gazeteler, iki liderin siyasi anlamda so-
mut bir adım atamadıklanna dikkat çeki-
yorlar ve Türkiye ile Yunanistan arasında
son sözü silahlı kuvvetlerin söyleyeceği
görüşünü ifade ediyorlar.
Yunanistan ciddi gazetelerinden Kati-
merini gazetesı "Yılnıaz, Simitis ile yapö-
ğı göruşmede uzlaşmaz tutum sergfledi"
manşetini kullanırken iki ülke arasındaki
anlaşmazlıklann devam ettiğı görüşüne yer
veriyor. Sol eğilimli Niki gazetesi "90da-
kika süren boşluk" başlığı ile verdiği ha-
berde zirveden sonuç çıkmamasını gene-
rallerin oyunu olarak niteliyor. Aşın sağ eği-
limli Elefteros gazetesi "Son söz general-
lerin" manşetini kullanırken yine sağ eği-
limli Apoyevmatini gazetesi haberi "Tfirk-
ler büdJklerinden şaşnuyorlar" başlığıyla
verdi. Sol eğilimli Elefterotipia gazetesi
"Adrnı adım amayerlerinden lopırdamıjor-
lar" başlığı ile verdiği haberde görüşme-
den elde edilen tek olumlu sonucun baş
başa görüşme olduğuna dikkat çekti. Ye-
niden yayın hayatma başlayan Vradini ga-
zetesi "Sdir" manşetiyle verdiği haberde
Berna Yılmaz ile Dafni Simitis'ın aralann-
daki soğukluğu öne çıkardı. Sol eğilimli Et-
nos gazetesi "Girit toplanteuKU adım an-
lamadr başlığı ile zirveyi duyururken Elef-
teros Tüpos gazetesi "Ankara, Balkan ül-
keleri topbntsnnsaboteettr" diye yazdı. Ba-
ğımsız basın gazetesi "Hiçbtr sonuç akna-
madT, Yunanistan Komünist Partisi yayın
organı Rizospastis gazetesi "Simitis hükü-
meti, yeni düzeni kabul ettirmek isthor.
Made'in USA tipi diyalog" başlığı ile Yıl-
maz-Simitis görüşmesini değerlendirdi.
Komşularıyla barıstı, tek hedefi Türkiye
Simitis döneminde
sorunlar arttı
MURAT İLEM
ATİNA - Girit'te yapılan
Balkan ülkeleri zirvesi çer-
çevesinde biraraya gelen Baş-
bakan Mesut Yılmaz ile Yu-
nanistan Başbakanı Kostas
Simkis'in baş başa yaptığı gö-
rüşmeler beklendiği gibi so-
nuçlandt . ' .
Atina'dakı tarafsız diplo-
matik çevTelere göre iki ülke
arasında var olan sorunlann
devam ettiği gözlenirken Ege.
Akdeniz ya da Kıbns'ta her
an istenmeyen olaylar meyda-
nagelebilır.
Söz konusu çevreleregö-
re iktidara geldiği günden bu yana akılcı po-
litikalar izleyerek Türkiye'nin dışındaki
komşularıyla sorunlannı hızla düzelten Si-
mitis'in artık tek hedefi doğu komşusu.
Başta silahlı kuvvetler olmak üzere devlet
ve hükümet içindeki bütün birimleri Tür-
kiye'nin üzerine odaklayan Yunanistan Baş-
bakanı. Batı'ya olumlu görünebilmek için
sürekli olarak ikıli oynuyor.
Bu çerçevede özellikle Türkiye ile ilgili
konularda kendi susup bakanlannı konuş-
turan Simitis, Yunanistan'ın yayılmacı po-
litikalannı büyük dikkatle ve özenle uygu-
lamaya çahşıyor.
Simitis'in başbakan olduğu iki yıllık po-
litikasını değerlendiren tarafsız gözlemci-
ler, Yunanistan'ın Türkiye ile sorunlannda
düzelme olmadığı gibi. Papandreu dönemin-
den daha fazla ve daha tehlikeli krizlerle kar-
şı karşıya kalındığına dikkat çekiyorlar. Pa-
pandreu'nun çekinmeden konuşarak dile
getirdiği sertlik yanlısı. Türkiye düşmanı,
yayılmacı polıtikalannı suskun ve banşçı
görünerek izleyen Simitis'in bu durumu
dikkatle izleniyor.
Atina'daki gözlemciler, Türkiye konu-
sunda çok fazla konuşmayan,
iyi niyetli ve banş yanlısı gö-
rüntü veren Kostas Simitis dö-
neminde izlenen politikalann
savaş boyutlanna varan tehli-
keli bir düzeye ulaştığını
önemle vurguluyorlaT. Bu çer-
çevede başbakan olmasının
birinci ayı dolmadan Kardak
krizini başlatan Simiti&döne-
minde, Kjbns Rum kesimi-
nin S-300'leri alması günde-
me geldi. Yunan-Rum ortak
tatbikatlan pekiştirildi, fazla-
laştınldı. Rum kesiminde son
30 yılda görülmeyen gelişmiş
askeri tesisler yapıldı. Yunan
Silahlı Kuvvetleri 'ne bağlı her
türlü ağır silah çekinmeden Kıbns'ta konuş-
landınlmaya başlandı.
Ege'de 12 millik karasulan konusunda-
ki Yunan hassasiyeti, dünya de\ietleri ve
uluslararası kuruluşların gündemine geti-
nlmeye başlandı. Türkiye'nin tanımadığı ha-
va sahası konusunda da aynı politikalar iz-
lenmeye başlandı.
Uluslararası anlaşmalara göre askerden
ve silahtan anndınlması gereken Ege ada-
lannda, Papandreu döneminde çok fazla
afışe edilmeden yapılan tatbikatlar, artık
NATO çerçevesinde yapılan tatbikatlar tak-
vimine alınmaya çalışılıyor. Türkiye karşı-
tı terör örgütlerine verilen destekler son beş
yılın en üst seviyesine çıkanldı. Türkiye, ta-
rihinde görülmemiş şekilde komşu Yuna-
nistan'ın bakan ve hükümet yetkililerinin
hakaret derecesine varan sözlü saldınlan-
na maruz kaldı.
Bu olumsuz gelişmeler karşısmda diya-
log isteyen Türkiye'nin karşısında yine Si-
mitis var ve birtaraftan Girit'te diyalog ger-
çekleşririrken diğer taraftan Yunanistan'ın
son iki yıllık politikalanndan taviz verme-
yeceği yönünde açık niesajlar verdi.
Toros tatbikaü çerçevesinde F-16'lann iniş ve kalkış yaptığı Ercan Hav-aalanrnda Kıbns polisi önlem aldı.
F-16 savaş uçaklan, Toros 2/97 tatbikatı çerçevesinde Kıbns'ta
Türkiye'den gövde gösterisi
ALPERBALLI
GtRNE - Türkiye ile KKTC'nin
ortaklaşa yürüttüğü "Toros 2/97" tat-
bikatı çerçevesinde adaya ilk kez inen
F-16'lar gövde gösterisi yaptı. Milli
Savunma Bakanı İsmet Sezgin. Güney
Kıbns Rum Yönetimi'nin KKTC'nin
yanı sıra Türkiye"ye de doğrudan teh-
dit oluşturan silahlanma girişimleri-
ne dikkatçekerken "TiirkryeveKKTC
halkı. adada \t boigede banş ve refah
istemektedir. Ancak her türlü tehdidi
bertaraf edecek güç ve kararnbğa sa-
hiptir" dedi.
Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'de 1
kasımda başlattığı "KararUık9T" tat-
bikatı ile 3 kasımda başlayan Toros 97
tatbikatı planladığı gibi sürüyor. Bu-
gün sona erecek Tbros tatbikatı kap-
samında Balıkesir'den kalkan 4 F-16
savaş uçağı Geçitkale Havaalanı'na in-
dı. KKTC Cumhurbaskanı Vekıli Hak-
kı Atun, Başbakan Yardımcısı Sez-
gm ile KKTC Milli Savunma Baka-
nı ve Dışişleri Bakanı Taner Etkin ta-
rafindan karşılanan filo, Türkiye "den
getirdiği Türk ba>Tağını Arun'a sun-
du. Yunanistan, geçen ay Güney Kıb-
ns Rum Yönetimi ile beraber düzen-
lediği "NUdforos" tatbikatı sırasında
Baf Üssü'ne 2 F-16.4 A-7 ve 2 F-4
indirmişti.
Tatbikann bugünkü bölümünde >i-
ne Geçitkale'ye inecek 4 F-16 uçağı
ile birlikte Türkiye adaya topiam 8
savaş uçağı indirmiş olacak. 2 yıl ön-
ce Kıbns'ta yaşanan gerginlik sıra-
sında Türkiye'nin 2 F-16 uçağı ada-
ya jnmişti.
'Adada aşın silahlanma'
Kıbns Türk Banş Kuvvetleri Ko-
mutanı Korgeneral Ali Yalçın Geçit-
kale'de yaptığı açıklamada Rum ve Yu-
nan ikilisinin bir yandan siyasi çö-
züm arayışında gözükürken bir yan-
dan da adada aşın silahlanmaya git-
tiğini kaydederek şu görüşleri iletti:
"Rumlar, günde 2 milyon dolardan
fazla harcamak sureth le silahlanma-
yı sürdürmektedir. Güne> de deniz ve
hava üslerinin inşası hızla devam et-
mekteohı p burabra Yunan hava\e de-
niz kuvvetlerinden unsurlar yakında
konuşlandınlacaktır.
Son bir > ıl içerisinde Rus>a'dan au-
nan T-80 tanklan ile yeni bir tank ta-
buru teşkil edilmiş Girit'ten bir tank
tabunı Kıbnsa intikal ettirilmiş. Yu-
nan kontenjan aiayjnın tugay seviye-
sine çıkanlması De Rusya ve Yunanis-
tan 'dan halen yeni tanklann adaya ge-
tirilmesi faaliyetler sürdürülmekte-
dir."
Sezgin de Rumlar'la Yunanistan'ın
Türkiye ve KKTC'nin iyi niyetli ya-
pıcı tutumlanna karşılık vermediğini
belirterek
u
Kıbns'a ilişkin l%0anlaş-
malan ve Birleşmiş Milletler (BM)
müzakeresürecincJeoluşmuş bulunan
parametreleri hiçe sayarak çabalan-
nı Güney Kıbns Rum Yönetimi'nm AB
üyvliğiw silahlanmafaaliyetkrini tek-
sif etmişlerdir" dedi.
nan "32. Gün" programında, Yunanis-
tan Dışişleri Bakanı Teodoros Pango-
k» ile ilgili olarak "Türkiye'ye yakı-
şıksız ifadeler kullandı. Terbiyesizlik
yapb. Onun için elini sıkmadım. Simi-
tis ile yapOğun göriişmeye kaülmasını
onun için istemedim" dedi.
Dışişleri Bakanı tsmail Cem, ortak
bildirinin yayımlanmasınm ardından
düzenlediği basın toplantısında, 21.
yüzyılın Balkan bölgesinin, bütün ül-
kelerin eşit katılımlan ile gelişmesi ge-
rektığini belirterek "NeTür-
kiyç. ne Yunanistan ne de bir
başka ülke, bölgede ağabeyi-
lik yapmayacak" diye ko-
nuştu.
Ulkesinde Pangalos gibi
Türkler için "katil,hırsız,te-
cavüzcü" gibi ağır ifadeler
kullanan "şahin" bir ekibin
yoğun baskısı altında bulu-
nan Simitis, Yılmaz'ın ter-
sine özel temsilcilerin ata-
nacağmı yalanlamayı tercih
etti. Simitis, Cumhuriyet'in
bu konudaki sorusu üzeri-
ne. "Ne resmi ne de gayrires-
mi özel temsikri atamamız
düşünülmüyor"' dedi.
İki ülke arasında yaşanan
anlaşmazlık nedeniyle Bal-
kan Bildirisi gecikmeli ola-
rak yayımlandı. Daha sonra
sonra ev sahibi olarak bastn
toplantısı düzenleyen Simi-
tis, çoğunlukla Yılmaz ile
yaptığı görüşmelere ilişkin
sorularla karşılaştı. Simitis,
Yunanistan'ın tatbikatlan ön-
ceden planlandığmı savuna-
rak "Gerginlik istemiyorlar-
sa tatbikat yapmasalardı"
diye konuştu. Simitis, iki ül-
ke arasındaki açık diyalo-
ğun yapıcı olduğunu belirt-
ti. ancak Türkiye'nin Bal-
kan Zirvesi Sonuç Bildiri-
si'nde yer alan; ulusal ege-
menliğe saygı ve kuvvete
başvurmama gibi ilkelere
uyması gerektiğini savıındu.
Başbakan Yılmaz'la yap-
tığı göruşmede Kıbns konu-
sunun da gündeme geldiği-
ni belirten Simitis. göruşme-
de. "bu sorunun, böigedeger-
ginlik yaratan bir unsur ol-
duğu" tespitine vardıklan-
m söyledi. Türkiye'nin AB
üyeliğine, kültürel, sosyal ya
da dini nedenlerle karşı ol-
madıklannın altmı çizen Si-
mitis, "Ancak, AB'nin Tür-
kiye'den üyeük için yerine
getirmesini istediği şartlar
var" dedi.
Denktaş Holbrooke ile görüştü
NEWVQRK(AA)-NewYork'ta
bultuıan KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş'ın. ABD Başkanı
CHnton'ın özel temsilcisi Richard
Holbrooke'tan gelen talep üzerine
önceki gün bir görüşme daha yap-
tığı öğrenildi. Denktaş, Holbrooke
ile son bir hafta içinde dört kez gö-
rüştü.
Cumhurbaşkanı Denktaş, iki sa-
at süren ve basından gizli tutulan gö-
rüşmeyle ilgili olarak karşılıklı fi-
kirteatısinde bulunduklannı ve gö-
rüşmenin çok yararlı geçtiğini ifa-
de etmekle yetindi. Denktaş, önce-
ki gün Holbrooke'tan önce BM Ge-
nel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi
Başkanı'yla ayn ayn görüşmüş ve
kendilerine
u
ıstertanıyın,isterta-
nımayuı; ben doletim" mesajını
vermişti. Cumhurbaşkam Denk-
taş, AB ile Klerides yönetimi ara-
sındaki görüşmelere katılmayacak-
lannı da Kofi Annan'a iletmiş, ak-
si halde Rum hükümetini tanımış
olacaklannı ifade etmışti.
Bu iki hususun Holbrooke'u te-
laşlandırdığı bildiriliyor. Kimlik-
loinin sakh kalmasını isteyen Ame-
rikan kaynaklan, Holbrooke'un,
Denktaş ile genel sekreter arasın-
daki görüşmeden haberdar olduk-
tan sonra kendisiyle buluşmak is-
tediğini ifade ettiler.
Aynı kaynaklara göre göruşme-
de Holbrooke, Denktaş'a "Klerides
ile görüşmeme konusundaki rutu-
munun, \BD ve BM tarafindan
harcanan çabaiara ters olduğunur
söyledi. Holbrooke'un "ABfle Rum
\ önetimi arasındaki müzakerele-
re Kıbns Türk taranrun kaülmama-
sınm, Kıbns'm .\B'ye katüma su-
recini durdunnayacağı" mesajını
verdiği de belirtildi.
ABD'den
çatışma
uyarısı
WASHEVGTON (AFP)-
ABD. Yunanistan ve Türki-
ye'nin Ege'deki tatbikatlar
sırasında gerginliği tırman-
dıracak davranışlardan ka-
çınmalannı istedi.
ABD Dışişleri Bakanı Ja-
mes Rubin iki ülkenin "Ger-
ginliği yükseltecek herhangi
bir davranıştan kaçınarak
askeri güçierin ulusal tatbi-
katlan kısıtlı bir şekilde ger-
çekleştirmesi" gerektiğini
belirtti. Rubin aynca iki ül-
keyi acilen NATO Genel
Sekreteri Javier Solana ile
"Yunan ve Türk askeri güç-
leri arasındaki gerginliği
azaltma ve Uetişimi geliştir-
me yollarını" tartışmaya
çağırdı.
ÖR ÜŞ / NAZMİ AKIMAN / Em. Büyükelçi
Batı Trakya'da yaşayan Türk asıllılara karşı veci-
belerini yerine getirmesi için Yunanistan üzerinde
Türkiye'nin yapabileceği en uygun baskı konusu,
kuşkusuz, Istanbul'da yaşayan Rumlann istanbul'u
terkini sağlamakla bu manivelayi göz göre göre el-
den kaçırrjı. Üstelik dünya kamuoyuncJa nahoş bir
imaj yaratılmış oldu. Neticede, Yunanistan Batı Trak-
ya Türklerine karşı dilediği eziyeti yapmakta daha da
serbest kaldı.
Yine bilindiği üzere, 1974 yılında Türkiye, ulusla-
rarası antlaşmalardan doğan haklarını kullanarak
Kıbnsa askeri müdahalede bulundu. Bu gelişrne
karşısında Yunanistan askeri alanda bir tepki gös-
termek cesaretini ve gücünü kendinde bulamadı ve
bu yüzden, Milli Mücadele'de olduğu gibi, Türkiye
karşısında bir kez daha yenik duruma düştü. Yuna-
nistan bunu asla unutamadı. Ve Kıbns müdahalesin-
den hemen sonra, Türkiye aleyhinde çoktan başlat-
mış olduğu menfi kampanyaya yeni bir hız verdi.
Türkiye'yi kendi halkına ve dünya kamuoyuna karşı
en büyük düşman ve müstevli ilan etti.
Böylece, Yunanistan, eskinin ve Kıbns'm acısını Tür-
kiye'yi her fırsatta, her yerde ve her imkândan ya-
rarlanarak taciz etmekle ve ona zarar vermekle çı-
karmaya başladı. Öteden beri mevcut olup o zama-
na kadar süren ilişkilerin havası içerisinde ihmal edi-
lebilen nice ikili sorun tekrar ortaya atıldı. Uluslara-
rası alanda Türkiye'yi karalama ve Batı dünyasmdan
ayırma kampanyasına daha da hız verildi.
Yunanistan'ın ülkemiz aleyhindeki bu siyaseti Baş-
bakan Papandreu'nun iktidan sırasında en üst mer-
tebesine ulaştı. PASOK hükümeti Ege'deki adaları
silahlandırmakla, Ege Denizi'nde müesses uluslara-
rası kaidelere aykın hareket etmekle, Batı Trakya'da
yaşayan Türk soyluların haklarını gaspetmekle Lo-
zan'ı ve Lozan ruhunu fütursuzca ihlal etti.
Türkiye'nin bu gelişmeler karşısında uzun bir sü-
re yeni politikalar üretmekten geri kaldığını ve Yuna-
Türk-Yunan îlişkilerinin Değerlendirilmesi (II)
nistan'a müteveccih politikasının siyasi otoritenin
elinde geneide iç tüketim'için kullanıldığını ve böy-
lece Yunanistan'a istismar için imkânlar hazırlandı-
ğını görüyoruz. Bu Rplitikalann tek istisnasını, 1987
Mart krizi sırasında Özal hükümetinin izlediği polrti-
ka teşkil etmiştir.
Hatırlanacağı uz&re, Yunanistan, 1960 yılından rt-
baren Ege kıta sahanlığında, sondaj yapmak da da-
hil olmak üzere, geniş çapta faaliyet sürdürmeye
başlamıştır. Uluslararası hukuk kurallan bütün ülke-
lerin açık denizlerde araştırma yapmak hakkı bulun-
duğunu âmir olduğuna göre Türk gemileri de Ege kı-
ta sahanlığında araştırma faaliyetine başlamıştır. Fa-
kat Yunanistan Ege kıta sahanlığının kendisine ait ol-
duğunu savunarak buna itiraz etmiş ve konuyu Bir-
leşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne ve Uluslarara-
sı Adalet Divanı'na götürmüştür. Güvenlik Konseyi,
1976 Ağustos ayında aldığı kararda taraflara soru-
na müzakere yoluyla çözüm bulmalan çağnsında
bulundu. Adalet Divanı ise Yunan başvurusunu in-
celemeye yetkisi olmadığını açıkladı. Bunun üzeri-
ne Türk ve Yunan heyetleri 1976 Kasım ayında
Bern'de buluştular ve bir sözleşme imzaladılar. Bu
sözleşmede taraflardan Ege kıta sahanlığının sınır-
landırılması amacıyla müzakerede bulunmalan iste-
nirken, bu müzakerelerin sonuçlandınlmasınadeğin
taraflann Ege kıta sahanlığı üzerinde sondaj faaliye-
tinde bulunmaktan kaçınmalan gerektiği belirtilmek-
teydi.
Bern Sözleşmesi'ni müteakip iki ülke arasında baş-
latılan müzakere süreci 1981 Ekim ayına kadar de-
vam etti. Bu süreç de ikili ilişkiler açısından önemli
sayılabilecek bir aşama teşkil etmiştir. Zira bu defa
iki ülkenin çoğunlukla diplomatlardan oluşan heyet-
leri soruna çözüm bulmak amacıyla büyük gayret sar-
fetmişler ve bazı noktalarda ciddi ilerleme kaydede-
bilmişlerdir. Örneğin, Ege kıta sahanlığının hangi yüz-
de oranlannda taraflann egemenliğinde bırakılabile-
ceği dahi tespit edilebilmiştir. Ancak vanlan bu ve ben-
zeri noktalarda siyasi otoritenin tasvibi henüz alın-
mamışken Papandreu iktidara gelmiş ve bir evvelki
hükümetin imzaladığı Bern Sözleşmesi'ni tanımadı-
ğını açıkça ilan etmiştir.
Papandreu hükümeti, Türkiye aleyhindeki siya-
setini en üst noktalara tırmandırdığı bir dönemde, 1987
Mart sonunda bir gün Ege'nin kuzey kıta sahanlığın-
da tekrar sondaj faaliyetinde bulunmaya karar ver-
di ve araştrma gemilerini yda çıkardı. Bu hareket 1976
Bern Sözleşmesi'nin bir kez daha açık ihlaliydi. Tür-
kiye buna izin veremezdi. ilk iş olarak Yunanistan'ı
ikaz ettik ve bu sevdadan vazgeçmesini istedik. Fa-
kat 'Ege Denizi bizimdir, dilediğimizi yapanz' ceva-
bını aldık. işte bunun üzerine Türkiye, kendi araştır-
ma gemilerini aynı bölgeye müteveccihen yola çıkar-
dı ve yanlanna deniz kuvvetlerinden muhripleri de re-
fakaten vermeyi ihmal etmedi. Bilindiği üzere neti-
cede Yunanistan sondajdan vazgeçti. Ayrıca Türki-
ye'nin bu ve benzeri buhranları kesinlikle önlemek
amacıyla tüm ikili sorunların ön şartsız müzakeresi
ve ekonomik işbiriiği imkânlarının araştırılması ge-
rektiği yolundaki önerisini Yunanistan kabul etmek
mecburiyetinde kaldı.
Görülüyor ki Özal hükümeti bir yandan dozunu
çok iyi ayariadığı tepkisini mucip sebeplere istinat
ettirmiş, öte yandan Yunanistan'ı iknaya tevessül
ederek onu müzakereye imale edebilmiştir. Nitekim
iktidarda bulunduğu 7 yıldır Türkiye ile diyaloğa as-
la yanaşmayan Papandreu hükümeti bu gelişmeler
karşısında masaya oturmaya razı olmuştur.
Özal hükümetinin bu girişımi sayesinde siyasi ve
ekonomik konularda ikili müzakerelerin derhal baş-
laması sağlanmış, fakat sonralan Yunan tarafının te-
merrüdü yüzünden görüşmeler askıya alınmıştır. Türk
hükümetleri de Yunan tarafını iknaya çalışmaktan-
sa işi kendi haline bırakmayı yeğlemişler ve "Davos
ruhu" sonuç vermeden sönüp gıtmiştir.
Bu olaylardan sonra geçen on yıl zaffında yine Ege
ve diğer ikili sorunlardan neşet eden gelişmeler iki
ülkeyi birçok kez karşı karşıya getirmiştir. Ara zaman-
da Yunan hükümetinin başına Mrtsotakis gibi mu-
halefetteyken Türkiye ile diyaloğu savunan bir baş-
bakan gelmiş olsa dahi iki ülke arasında bir uzlaş-
mazemini yaratmak birtüriü mümkün olmamıştır. Yu-
nanistan, çok zaman yaptığı gibi Türkiye'nin sürek-
li tehdrt oluşturduğunu kamuoylanna yaymaya ve her
fırsatta Türkiye'ye zarar vermek yollarını denemeye
devam etmiştir. Türkiye'deki siyasi iktidarlar ise Yu-
nanistan'ı müzakereye imale etmek için siyasi alan-
da yeni yaklaşımlan benimsemedikleri gibi sıyase-
tin dışında kalan, özellikle ticaret veya kültür alanla-
rında da Yunanistan'la bağlar kuracak ciddi girışım-
leri denememişler ve son Kardak krızinde görüldü-
ğü üzere her bir sorunu milli mesele haline getirerek
daha çok iç tüketimi ön plana almışlardır. Böylece
Yunanistan'ın istismar kampanyalarına da imkân ta-
nınmıştır.
Özetlemek gerekirse, tarih boyunca iniş ve çıkış-
lar kaydeden Türk-Yunan ilişkilerinde, Türk tarafı,
başlarda çeyrek asır sürdürdüğü isabetli ve etkin
politikalardan zaman zaman farklı tutumlara yönel-
miş ve bu nedenle bazı imkânları daha iyi kullanmak-
tan adeta mahrum kalmıştır. Bunda Yunanistan'ın ta-
vırları çok büyük etken olmuştur. Halbuki Türkiye'nin
elinde bulundurduğu imkânlar, her zaman ve her
şart altında, Yunanistan'la ilişkilerde milli çıkarlannı
korumak bakımından Türkiye'ye daha çok avantaj
sağlayan imkânlardır: Zira Türkiye, askeri ve ekono-
mik bakımdan daha güçlüdür. Daha ziyade potan-
siyele sahip bir ülkedir. Jeopolitik konumu, ona, böl-
gede müstesna bir önem bahşetmiştir. Kaldı ki Tür-
kiye'nin içinde bulunduğu bölgede ve komşulan ara-
sında örf-adet, yaşam tarzı ve hatta kültür bakımın-
dan en ziyade etkilediği ülke Yunanistan'dır. Türki-
ye'nin bütün bu imkânlara sahipken Yunanistan'la
ilişkilerini belirii birdüzenesokamaması ve Yunanis-
tan'ın zararlı oklanna maruz kalması ancak siyasi
otoritelerin bir yerde hata etmiş olmalanyla izah edi-
lebilır. Şuna inanıyorum ki, Türkiye Yunanistan'a hem
siyasi hem kültürel hem de ekonomik açılardan -ade-
ta dört bir yandan- olumlu şekilde yaklaştığı ve on-
da güven hisse uyandırabildiği ve onunla enerji, ula-
şım, denizcilik ve turizm gibi değişik alanlarda işbir-
iiği imkânlarını yaratabildiği takdirde üstün gücünün
ve etkısınin müspet sonuçlannı elde edebilecektr. Eko-
nomik alanda yaratılabilecek işbiriiği, siyasi ortamı
da müsbet yolda etkileyecektir. Türkiye, yüksek mil-
li çıkarlarını tehlıkeye atmaksızın bunu gerçekleşti-
rebilecek durumdadır. Bir Türk profesörünün ifade
ettiği gibi, Türkiye Yunanistan'la olan ilişkilerini "fa-
rthin ipoteğinden kurtarmalı" ve dış siyasetin biza-
tihi karakterinde bulunan uzun vadeli, planlı, istikrar-
lı ve çok yönlü bir politikayı uygulamaya koymalıdır.
Türkiye bunu yaptığı takdirde, komşusuyla normal
bir münasebeti sürdürebilecek, onun verebileceği za-
rariara set çekmek imkânını elde edebilecek ve nü-
fuzunu daha ziyade arttıracaktır.
Sanıyorum, bir hususu daha eklemek gerekir Yu-
nanistan'la ilişkilerımizin bugün ulaştığı aşamada
danı bu önerilerimizi uygulamak mümkündür, fakat
zaman alabilir. Bu nedenle söz konusu sorunlarla bir
arada yaşamayı da öğrenmeliyiz.
BÎTTİ