Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 HASIM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Sistemin ürettiği işsizlik, yoksulluk ve yıkım, yaşamımızı, çevre kirlenmesini ve gezegeni tahrip ediyor
Dünya kapitaüzmin pençesinde• ABD. dünya nüfusunun yüzde 5'ine sahip olmasına karşın
dünya hammadde kaynaklannın yüzde 40'ını, enerjinin de
yüzde 25'ini tek başına tüketiyor.
CAN GAZALCI
AJVKARA - Gûney ülkelerine oranla
çok daha zengin durumda olan lcuzey ül-
kelennin dünya kaynaklannı hızla tûket-
tiklen hesaplandı. Dünya nüfusunun yüz-
de 5"ine sahip olan ABD'nin, yeryüzü
hammadde kaynaklannın yüzde 40'ını.
enerjinin de yüzde 25'ini tek başına tüket-
tiği belirlendi.
ODTC Çevre Mühendisliği Bölümü
öğretim üyesi Doç. Dr. Göksel Demirer.
tstanbul Universitesi Çevre Mühendisli-
ği Bölümü öğretim üyesı Doç. Dr. Metin
Duran ıle Temel Demirer ve Özgür Or-
hangazi'nin hazırladığı."Veni Dünya Dü-
zeni'ne(YDD) KarşıTezfer" başlıkİı araş-
tırmada, bir Kanadalının, bir Etiyopyalı-
dan ortalama 436 kat fazla enerji tükettı-
ği behrtildi.
Kuzey ülkelerinin. dünyadakidoğalkay-
naklann yüzde 80'inı kullandığı kaydedı-
len araşttrmada, "Kaphalist sermaye, do-
ğası gereği hem çevreye hcm de insana duş-
mandır. KapitaKstsistemin ürettiği işsizlik,
yoksullukveyıkımlar. insan yaşamım, çev-
re kirlenmesini ve gezegeni tahrip ediyor''
denildi. Araştırmadakı bilgiler şöyle:
# Yeryüzündeki sulann yalnızca yüz-
de 3'ünden azı, içme suyu olarak kullanı-
lıyor. Kapitalızm suyu şişeleyerek satar-
ken, dünya nüfusunun yüzde 13'ünün hiç
içme suyu yok. Dünya nüfusu içinde sağ-
lıklı içme suyundan yoksun olanlann ora-
nı 1990'da yüzde 64 iken,buoran 1996'da
yüzde 67'ye yükseldı.
• OECD verilerine göre, 1970 yılında
dünya nüfusunun yüzde 70'i tanmda ça-
lışırken. 1990'da yüzde 50'ye düştü.
# ABD'deki enerji tüketimı. Türki-
ye'dekinden 8 kat fazla. Dünyarun toplam
nüfusunun yüzde 5'ine sahip olan ABD,
hammadde kaynaklannın yüzde 40'ını.
üretilen toplam enerjinin de yüzde 25'ini
tek başına tüketiyor.
# Kapitalist ülkeler. kendi ülkelerinde
tepkı toplayan nükleer santrallan, Türki-
ye gibi gelişmekte olan ülkelerde işlet-
mek istiyor. Dünya üzerindeki 440 sant-
raldan çıkan atıklar 200 bin tona ulaştı.
0 Her yıl 14 milyon hektar orman yok
ediliyor. A\Tupa'da her yıl 20 bin hayvan
Gelişmemiş ülkeler mali
sorunlann etkisini silemiyor
Kriz
yoksufları
severEkonomi Servisi - Asya Krizi'nin yarattığı
darbe \e küreselleşmenin asıl yükünün yok-
sul kJtlelerin üzerine yıkıldığı bildirildi. Bir-
leşmiş Milletler (BM), Güneydoğu Asya ül-
kelennde başlayan mali krizın. ışsızliğin ve di-
ğer toplumsal sorunlann daha da artmasına yol
açarak bir mılyan aşkın yoksul ınsanı kötü bi-
çımde etkılediğinı açıkladı. AFP'nin haberin-
de, BM'nın açıkladığı son rakamlara göre dün-
ya nüfusunun yüzde 60'ını kapsayan Asya ve
Pasıfik bölgesinde mutlak yoksulluk sınınn-
da yaşayanlann sayısının 6 yıl içinde yüzde 35
oranında arttığı bildirildi. BM Asya ve Pasi-
Fık Ekonomik-Sosyal Komisyonu (ESCAP)
Sosyal Gelişme Bölümü Başkanı Edwardvan
Roy, knzle ılgili "Olaylar kötüyegittikçe,yok-
sullar daha da yoksuUaşıyor" yorumunu yap-
tı Batıda Turkıye. doğuda Amenkan Samoa
Adalan, kuzeyde Moğolistan ve (Cuzey Kore
ile güneyde Avustralya ve Yeni Zelanda'yı
kapsayan ESCAP Bölgesinde krizin. sosyal
çarpıklıklan daha da arttırdığı bildınldi.
Gelecek haftaki ESCAP bakanlar toplantı-
sı öncesinde BM, bölgedeki enflasyona para-
lel olarak sermave maliyetlerindeki yüksel-
menin işsizliğı de arttırdığı behrtildi. BÖlge ül-
kelennin yüksek büyüme hızı ile geçen on yıl
içinde sosyal gelişmeyi geri plana ıttiğinı be-
lirteB Edvvard von Roy, hükümetlenn ekono-
mik güçlüklerde gelirlen düşürmek ya da har-
camalan azaltmak gıbi ıki seçenek ile karşı kar-
şıya kaldıklarında "sosyal harcamalan azalt-
mak" bağlamında ikinci seçeneği seçtikleri-
ni ifade etti. Roy, krizin çocuk ve kadınlann
sömürüsünü de çoğaltacağını söyledi.
Dünya Bankası Başkanı James VValfensohn.
mali krizin sona erdiğini "umut ettiklerini"
belirterek Endonezya ve Tayland dışmda böl-
gedeki ülkelere yardımı gereksız bulduklan-
nı söyledi.
AA'nın habenne göre Malezya Başbakanı
Mahathir Muhammed'in DB'den mali des-
tek almamaya çahşacaklan yönündeki açık-
lamasının anımsatılması üzerine, VValfensohn.
~Bu benim sorunum değil. Mahathir, ucuz ve
esnek kredi istiyor" yorumunu yaptı.
OFFRES D'EMPLOl
Levi's 11
fabrikasmı
Avrupa Bîrliği işsizine
kapatıyor çözüm arayacak
Ekonomi Servisi -
Amerika'nın ünlü giyim
fırması Levi Strauss
pazartesi günü yaptıgı
açıklamada Amerika ve
Kanada'da bulunan Levi s
iş gücünün 1/3'ünü
oluşturan 6395 işçinin de
işsiz kalacagjnı açıkladı.,
Levi Strauss
yöneticilerinden Robert
Haas ''Geçen btrkaç
yıhda, Amerikan
pazarmın tüketiminden
çok Levi's üretiliyor. Bu
sorunu çözülmesi için
fabrikalanmızm bir
ktsmını kapatmak
zorundayız'" dedi.
Levi's, tazminatlara 200
milyon dolar ayırdığını
ifade etti.Kapatılacağı
açıklanan üretım tesisleri
Arkansas, Nevv Yoric,
Meksika ve Tennessee'de
bulunuyor.
GÜRHAN UÇKAN
Avrupa Birliği (AB), Lüksemburg'da
20-21 Kasım tarihlerinde yapacağı zırve
toplantısıyla 18 milyon işsizine çözüm
bulmaya çalışacak. Aynı zamanda, elde-
ki iş sayısı azalırken işsız sayısı artmayı
sürdürüyor. Üyelerarasında işsızliğe kar-
şı başvurulacak yöntemler konusunda da
geniş göriiş aynlıklan var. Avrupalı poli-
tikacılar, "ekonomik gereksinmeler"le
"toplumsal bakımdan kabul edilebfline-
cek koşullar" arasındakı sırat köprüsünden
geçmekte güçlük çekıyorlar.
Bugun Frlanda'daki yabancı şirketler,
ülke endüstrisindeki işçılerin yansını ça-
lıştınyor. Bu ışgücü, ülke üretimının yüz-
de 60'ıru, dışsatımın yüzde 70'inı gerçek-
leştıriyor. Diğer AB ülkeleri, Irlanda'nın
tavnnı. "örgüte sadakatsiz ve haksız ver-
girekabeti"olarak yorumluyor.
Hollanda, işsızlık oranını yüzde 12"den
yüzde 6.5'e indirdiği içın '"mucize ülke"
olarak kabul ediliyor. Bu başannın teme-
linde iş piyasasındaki esneklik yatıyor, ya-
ni, kadrolu ve kaiıcı ış sahibi olmak yeri-
ne. geçıcı ışten geçıcı ışe dolaşmak, zaman
zaman da işsiz kalmak. Aynca Hollan-
da'da 55-64 yaş arasındakılerin yalnızca
yüzde 4O'ı aktıf işgücü durumunda; bu
oran Isveç'te yüzde 60.
"Konjonktüre göre çalışma saatleri",
lngilîere Başbakanı Tony Blairı de cez-
bediyor. Ülkesindeki işsizlik azalmakta
olduğu ıçm rüzgâr ondan yana esiyor.
Batı Avrupa'daki birçok ülkede ış pay-
laşunı. işsizliğe karşı en ıyi reçete olarak
kabul ediliyor. Danimarka'da ikı yıl çalı-
şıp bir yıl gönüllü olarak işsiz kalma prog-
ramı başanyla yürüyor. Isveç'te de^Da-
nimarka modeli" gündemde. Fransa ve
Italya, haftalık ış saatınin 39'dan 35'e in-
dırilmesı için hazırlanıyor. Benzen talep-
lere Almanya'da da rastlanıyor. Fransa'ntn
2000 yıhndan itibaren en az 10 kışi çalış-
tıran özel işyerlerinde haftalık ış saatinin
35 olmasına karar verildi bile. Maaşlar
azaltılmayacak ve işverenlere işveren üc-
retlerinden ve vergilerden bıraz kısıntı ya-
pılarak tazminat ödenecek. Hem ulusal
sendikalar hem de Avrupa Sendikası
(ETUC) karan destekliyor.
kozmetik deneyler sırasında öldürülüyor.
Dünyada yılda ortalama 50 bin ha\yan ve
bitki türü kayboluyor. Dünya bahk alan-
lannın \-uzde 60'ı. aşın avlanmadan ötü-
rü yok olma noktasına geldi.
0 Atmosferdeki sera gazlannın yüzde
75'inibırakankuzeyliler. 1992RioZirve-
si'nde, ga>Tİ safi mılli hasılalarının
(GSMH) \üzde 0.7'sini çevTe koşullannın
iyileştirilmesine ayırma karan almıştı.
0 Dünyarun yoksul ülkelerinin, küre-
sel gelirden aldıklan pay her yıl geriliyor.
Dünyadakı 1.1 mılyar insan, günde 1 do-
lardan daha az parayla geçınmek zorun-
da.
Azgelişmişlere
'küçük devlet'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türk-
Iş Araştırma Merkezı'nin Anayasal İktisat
Dosyasf nda. L'luslararası Para Fonu(lMF)
ve Dünva Bankası'nca azgelışmış ülkele-
re "küçük daiet" modeli dayatıldığı be-
lirtildı. Türkiye'de ise Özalcı polıtıkalarla
devletin boyutlannın bilınçlı olarak daral-
tıldığı, ancak 1980'lerin sonlarında faiz
ödemelenndeki artışla kamu harcamalan-
nın ulusal gelir ıçındekı payının yüzde
10'lan aştığı vurgulandı
Türk-İş Araştırma Merkezi Müdürü
Prof. Dr. OguzChan. neolıberal iktisat akı-
mının mılıtan kanadının savunduğunu be-
lirttıgi anayasal iktisat yaklaşımının teme-
linde. "devletin kiicültülmcsi'" ıdeolojisinin
yer aldığını vıırguladı. -Gerçekte, bu çok
masum görünen ideoloji. işçi suımnuı ve
tüm çahşan kesimlerin sosyal kazanımlan-
nı yerilermeve vönelen saldırgan bir sınıf-
sal özelliğe sahip" dıyen Oyan, de\ letın hız-
metı küçültülerek, sermayeye yeni değerola-
naklan yaratılırken. kamu harcamalannın
özellıkle faız ödeneklenyle büyük boyut-
lara ulaştığı ifade etti.
Oyan'uı ıncelemesınde, kamu harcama-
lannın devletin mal ve hizmet üretmesi ne-
deniyle değıl, pıyasadan siparişle mal ve
hizmet alımı durumunda gerçekleştiğine dik-
kat çekılirken bu duruma koşut olarak ka-
pitalıst devletin büyümesıyle tekelci serma-
yenın de büyüdüğü anımsatıldı. lnceleme-
de, Türkiye'de Özalcı anlayışlarla 1980 ön-
cesıne göre devletin boyutlannın bılinçli bir
biçımde daraltıldığı. ancak 1986 sonrasın-
da başlayan büyümenin "patoJojik" oldu-
ğu ortaya konuldu. Kamu harcamalannda
asıl büyümenin transfer harcamalan ve fa-
ız ödeneklerinde gerçekleştiğine dikkat çe-
kilen ıncelemede, faiz ödemelennin GSMH
içindekı payının yüzde 10 büyüklüğüne
kadar çıktığı kaydedildi.
Türkıye'nin kamu harcamalannın, AB
ortalamasmın yansını bıraz aşan bir bü-
yüklüğe sahip olduğu, faiz ödemeleri dı-
şanda tutulduğunda ise bu oranın aynı ül-
kelerdeki büyüklüğün yaklaşık üçte birine
denk geldığı bildirildi.
u
Bu devletin eritil-
mcsianlamındadır" dıyen Oyan. ınceleme-
sınde. Türkıye'de dev let kötürümleştırilır-
ken gelişmiş ülkelerde özelleştirmelere
karşın devletin büyümesınin sürdüğünü
vurguladı. Oyan. uluslararası sermayenın
dayatması sonucunda gelişmekte olan ül-
kelerde kamu harcamalannın azalmasıyla
sosyal hizmetlerin çökmesinın yanı sıra
sermaye birikımmın asgari gerekleri ıçm bile
sorun başladığı saptamasına yer verdı.
BENCE
tZZETTİN ÖNDER
Ekonomide Durum
Ekonomıdedurumun parlak olmadığı birdönem-
de, fevkalade başanlı bir Ekonomide Durum'dan
bahsetmek istiyorum.
Türk-İş'in Araştırma Merkezi, değerli meslek-
taşım Prof. Dr. Oğuz Oyan'ın yönetiminde fevka-
lade güzel faaliyetler yürütmektedir. Ekonomide
Durum, bu merkezin yayımladığı kaliteli dergınin
başlığı. Halen 3-4 kitap yayımlanmış bulunmak-
tadır. Derginin bu sayısı, günümüzün ilginç ve yan-
lı tartışma konusu olan "Anayasal Iktısaf'a ayrıl-
mış ve bu konuda çeşitli akademisyenlerin görüş-
lerine yer verilmiş bulunmaktadır.
Türk-İş'in Araştırma Merkezi, bundan yaklaşık
bir ay kadar önce, iki cilt halinde Türk-İş Yıllığı-
'97'yı yayımladı. Yıllığın bırincı cildi daha çok el kı-
tabı niteliğinde ve pratik bilgi ve verılere, ikinci cil-
di ise değerlendirme yazılarına ayrılmış bulun-
maktadır. Kendi alanında yetkin, yirminın üzerın-
de kişinın katkı yaptığı ikinci cilt, uzun-dönemli ve
akademik nitelikli bir başvuru kaynağı oluştur-
maktadır.
Türk-İş içinde, toplumsal konularda çok deger-
lı bilgi ve belge sunan başvuru kaynağı nitelığin-
deki yıllık geleneöı, Petrol-iş'in yıllardan beri sür-
dürdüğü Petrol-lş Yıllıklan ile oluşmuş ve geliş-
miştır. Bu gelenek, araştırmacı. yazar ve her ke-
simden herkesin daima yanında taşıdığı çok de-
ğerli eserler üretegelmiş ve ilerıde de üretecektir.
Sadece çalışma alanı ile ilgili değil, fakat ekono-
mi, siyaset vb gibi toplumu ilgılendıren tüm alan-
larla ilgılı bilgi ve belge içeren Petrol-İş Yıllıklan,
birçok araştırmaya kaynaklık ışlevı görmüş belge
niteliğindedir.
• • •
Her yayın organı, kaçınılmaz olarak bağlı oldu-
ğu örgütün tabanının çıkarına yönelik bilgi ve bel-
ge sunar. Bu türyayın organlarının işlevı, kendi ta-
banı içinde iletişim kurmak ve onları aydınlatmak-
tan öte, dayandığı ve savunduğu tüm fikır ve gö-
rüşleritoplumayansıtaraktaraflartabanınıgenış-
letmektir.
Hiç kuşku yok ki bu tür yayın organları yanlıdır,
yanlı olmaları da gereklidir. Aslında, sosyal alan-
da ve özellikle de iktisat alanında her yaklaşım yan-
lıdır. Yanlı olmak, işin doğası gereğidir ve yanlış bir
şey de değildir. Yanlış olan, yanlı bir konuşma ya-
pıldığıyadayazıyazıldığı halde, bunutoplumayan-
sız gibi yansıtmaktır. Yanlı olan ve böyle olması da
çok dogal olan, bunun aksinın olası olmadığı bir
fikrı "bılimin gereği" ya da "aklın gereği" gibi top-
luma sunmak, topluma karşı yapılmış büyük bir
hata, söylenmiş büyük bir yalandır.
Sosyal alanda, özellikle de iktisat alanında yan-
sızlık teknik olarak olası olamayacağına göre bu
alanda kamu önüde konuşan ya dayazan kişile-
rin hangi aracı, hangi amaca yönelik olarak ileri
sürdüğünü açıkça ifade etmelidır. iktisat alanında
kullanılan tanımlamalar açık ve net olarak sıfatla-
n da belırtilerek ifade edilmelidir. Bunun en belir-
gin örneğinı "pıyasa" kavramı oluşturmaktadır.
Piyasa sözcüğü çoğu kişinin kafasında boş bir çağ-
nşım yapabilir. Zira bu kişıler, rekabetçi piyasala-
n düşleyebilir ki böyle bir şey yeryüzyünde yok-
tur. Bugünkü piyasalar tekelci ya da tekele yakın
piyasalardır ki bunlar ciddi etkinsizlik ve ekono-
mik bozukluk kaynağıdır.
Ekonomik alandaki ilişki ve iletişimlerde herkes
kendi çıkarını gözetebilir, ancak bunu topluma
genel çıkar dıye yansıtmak yanlıştır. Kamusal ni-
telikli bir görev olan akademisyenlik ile böyle bir
davranış öıtüşemez. Akademisyeni, bu sıfat altın-
da konuşurken dinleyen bir vatandaş, onun top-
lumsal çıkarı düşündüğü izlenimıne kapılmakta-
dır. Akademik unvanlar altında kimsenin bu duy-
guyu yıkmaya yetkisi yoktur. Ekonomide Durum
ve Yıllık'\ar bu açıdan akademik etik kuralları ile
bağdaşmaktadır. Bu açıdan gerçekten güvenilır kay-
naklardır. Bizlere bu güzel hizmeti verenlere son-
suz teşekkürlerimizle.
Ülkelerin
son
ekonomik
durumu
Kaynatt
Standard&
Poor's DRI
tŞSEUK
%3.5
ENFUSVON
%7.8
DOIAR»KABŞI
DEĞ01
%+0.3
BUYUUE
%3.6
(ŞS12LJK
%5.0
%2.4
%-4.6
Dünya
6
küresel kriz'i tarlışıyorEkonomi Servisi - Bütün dünya
geçen haftayaşanan "küreselkriz*'i
tartışıyor Amerika'da yatınmcılar,
şirketler ve para politıkalannı belir-
leyen bürokrat ve politikacılar. ya-
şanan borsa ve para piyasalan pa-
niği üzerine ekonomiyi değerlen-
dirmeye aldı. Ortaya atılan görüşler-
den bazılan. borsalarda yaşananla-
nn ekonominin bütününü ilgilen-
dirmeyen, piyasa ıçi dalgalanmalar
olduğunu savunurken; diğerleri kri-
zin büyük ölçekli ekonomik geliş-
melerin sonucunda ortaya çıktığını
ileri sürüyor.
Tlme'ın haberine göre Güney-
doğu Asya'da başlayan para krizinin
Amenka'yı doğrudan etkilediğini
düşünen bazı uzmanJar. gelecekte
benzer krizlerin tekrar yaşanması
olasılığı üzennde duruyor. Uzman-
lar Tayland, Malezya, Endonezya.
Singapur ve Filipınler gibi geliş-
mekte olan ülkelerin ekonomileri
resesyona (daralma) gırdiği zaman
Asya ekonomisinin bunalıma gire-
ceğini düşünüyor. Yine aynı uzman-
lar, bu durumdan (ABD'nin üçün-
cü büyük ticaıet ortağı) Japonya'nm
da etkilenmesiyle Amerika ve tüm
dünya ekonomisinin etkileneceğini
ıddia ediyor.
Amenkan ekonomisinin ve şir-
ketlerinin Asya'da yaşanan krizden
doğrudan etkileneceğini ileri süren
Merrill Lynch yatınm uzmanı Char-
lesClough. 1990'lardakı hızlı yatı-
nm politikalanndan sonra dünya
ekonomisinin deflasyonist politika-
lan uygulamak zonında kalacağını
ileri sürdü.
VVall Street ve VVashingtonda ise
krize. yatınmcılann Asya'daki eko-
nomik yavaşlamaya gereğinden faz-
la tepki vermelerinin neden olduğu
düşünülüyor.
ABD Merkez Bankası Başkanı
Alan Greenspan yaptığı açıklama-
da, Amerikan ekonomisinin, son za-
manlardaki hızlı büyüme oranını ve
enflasyon karşm uygulamalan kal-
dıracak güçte olduğunu ileri sürdü.
Öte yandan uzmanlar, Avrupa'mn
tek para birimi kullanmaya başlama-
sıyla ortaya çıkabilecek sorunlann,
dünya ekonomisini etkileyeceğini
düşünüyor.
Alman Bundesbank baş ekono-
misti Otmar Issig, enflasyonist bas-
kılann gelecekte oluşturulması dü-
şünülen Avrupa Merkez Bankası
için yıkıcı birortam oluşturduğunu
söyledi. AFP'nin haberine göre Is-
sing. 1 Ocak 1999 tarihinde açıla-
cak ve Avrupa para biriminden so-
rumlu kurum olacak Avrupa Mer-
kez Bankası'nı zor bir ekonomik or-
tamın bekledığini belırttı.
Ejiflasyondaıı kışa merhaba!..
Ekonomi Servisi - Kjşa hazırlanan
sabit gelirlılen zam dalgası karşıla-
dı. Kışa hazırlık için giyecek, ayak-
kabı, yakacak; okullann açılması ne-
deniyle de eğitim gereksinimlerini
almaya çahşan sabit gelirli, bu mal-
lardaki yüksek oranlı zamlann altın-
da ezilen kesimlerin başında geldi.
Enflasyonu düşürmek için 98"den iti-
baren önlemlen sıkjlaştırmayı hedef-
leyen hükümet. iktidara geldiğı tem-
muzdan bu yana KİT ürünlenne yük-
sek oranlı zamlar yaparak enflasyo-
nun artmasına yol açtı.
Dev let Bakanı Işın Çelebi, İSE-
DAK Konferansı'nm kapanışından
sonra başına yaptığı açıklamada yük-
sek açıklanan ekim ayı enflasyon ra-
kamının 1994'te başlayan knzın de-
RAKAMLARLA ENFLASYON... RAKAMLARLA ENFLASYON...
Ekımde TLFE'de en yüksek artış yüzde 18.7 ıle gi-
yım ve ayakkabı grubunda gerçekleşti. Diğer gruplar-
daki artışlar şöyle: Eğitim yüzde 16.8, eğlence ve kül-
tür yüzde 11.8, gıda, içki ve tütiin yüzde 9.9, konut
yüzde 6, ev eşyası yüzde 7.8. sağlık yüzde 0.4, ulaş-
tırma yüzde 4.2. lokanta. pastane ve otel yüzde 5.6,
çeşitli mal ve hizmetler yüzde 3.3. Kazak fîyatlan yüz-
de 57.1. pardesü fıyatlan yüzde 40.7, bot fîyatlan yüz-
de 39.5, salça fîyatlan yüzde 32.8, soba fıyatlan da yüz-
de 17.3 artarken, kuru soğan fiyatlan yüzde 0.8, ba-
hk fıyatlan da yüzde 2.7 ucuzladı. Ekimde toptan eş-
ya fiyatlan içinde kalıp sabun yüzde 60.2, pastörize
süt yüzde 26.8, kömür sobası yüzde 21.1, yumurta
yüzde 15.3, küp şeker yüzde 10, normal benzin yüz-
de 6.1 artış gösterdi. Ekimde. et ürünlerindeki artış yüz-
de 1.4, LPG tüplerde yüzde 0.7 olarak gerçekleşti.
vam ettiğinin bir göstergesı olduğu-
nu 1996 yıhndaki ve 1997'nin ba-
şındakı ekonomi politikalannın sonu-
cu olduğunu belirtti.
REFAHYOL hükümetinin seçim
ekonomisi uygulayarak zamlan erte-
lediğinı savunan hükümetin temmuz-
eylül döneminde yaptığı yüksek oran-
lı zamlann etkısi ekimde özel söktö-
re deyayıldı.
Istanbul Ticaret Odası verilerine
göre, tstanbul Ücretliler Geçinme
Endeksindekı ekim artışı yüzde 13.4
oldu
TÜFE'de yüzde 9.6 ıle Diyarba-
kır ılk sırada yer alırken, en düşük ar-
tış yüzde 6.9 ile Zonguldak'ta oldu.
Istanbul yüzde 8.7'yle, Ankara yüz-
de 9.1 'le, Izmir de yüzde 8'le tüketi-
ci fıyatlanndaki büyük artıştan payı-
nı alan iller oldu.
Borsadakı
hısselerin
cıcek ofdu
her gun tavan yapıyor
Uluslararası markalarla
tanısma fırsatı
kaçırmayın,
SJZ de "cep"lenin
TREND
HER PAZAR BAYİNİZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ