27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 1997 ÇARŞAMBA 10 KULTUR Ingiliz felsefeci, romancı ve şair Paul Strathern TÜYAP Kitap Fuan'nda Futbol maçı yerîneNURDAN CİHANŞÜMÜL 16. Istanbul Kitap Fuan'nın bu-yılki konuldan arasında PauJ Strathern yer alıyor. Yazdığı popülerbilim. felsefe ki- taplanyla Almanya v e Ingiltere'den son- ra Portekız, İtalya, ABD. Brezilya'da bestseller olan İngiliz felsefeci, roman- cı. şair Paul Strathern Dublin'deki Tri- nıty College'da felsefe. fizik. kimya ve matematik eğitımi görmiiş. Denızcilik. bulaşıkçılık ve şaırlik ya- pan Strathern. yaşamını dünya gezginı, romancı, gezi yazan ve fel- _ ^ _ ^ ^ _ sefeci olarak sürdürüyor. ^-yy "Değişik alanlarda çahşmak için çok zamanım oldu. Bi- raz da şansby sanız, istediği- niz herşeji yapabilirsiniz. Örneğiıi Mozart yaşadıkla- nnı müziğinc yansıtüğı için bu kadar etkileyicL Bunu, kendimi Mozart'la karşı- laştırmak için söylemiyo- rum. Yaptığım herşeyden muduyum, hiçbir zaman sa- bah kalktığımda kahretsin ne kötıi bir gün dhe giine başlanuvorum. Bugiin bo- ~^^^^— nu yapıyorum, yann da başka bir şey" dı/or. Türkiye'ye ilk kez 1960 yılında gelen Strathern'ın ülkemize ilgisi uzun yıllar sürmüş ve bu süre içinde 'Türkiye Reh- beri" yazmış. Rehben hazırlamak ıçm ikı ay boyunca Türkıye'nin her tarafını do- laştığını belirten Strathern "Türkiye'ye ilk kez geldiğiınde tarihiyie doğasıyla be- ni etkiledi. Tfirkive'vi ilk zrvaretimde bir  ürkiye'ye ilkkezl960'h yıllarda gelen Paul Strathern, iki yıl boyunca ülkenin her yanını dolaşmış ve bir Türkiye Rehberi de hazırlamış. hayvanat bahçesine gittim. Bütün kafes- ler boştu, ancak bahçenin sonuna geldi- ğimde en sondaki kafeste iki kedi duru- yordu. Türkiye'yi ziyaret etmek isteyen- ler için yazılmış olan bu rehberde tarihi ve turistik yerierin yanısıra hoş ve ilginç öykûlere de yer verdim" diyor. tçinden çıkılamav acak konular üzeri- ne tskoç ağırlığı ve trlanda humoru ile akıcı bir tarzda yazıyor Strathern. Yazı- lanndaki esprili tarzı ve akıcılığı saye- sinde felsefi alanda uzman olmayarüar bile bu konulan rahatlıkla anlayabiliyor. ^ _ ^ _ Strathern, 90 Dakıkada Felsefe dizisinin nasıl oluş- tuğunu ise şöyle anlatıyor: "Felsefeye karşı her zaman ilgiliydim ve fılozoflaruı ya- şamlan hakkında kitap yaz- mayı istiyordum. O günler- de Almanya'da bir yayımcı bana harika bir öneri getir- di ve her füozonı ayn ayn kü- çük kitaplar halinde ele ala- rak bunlan 90 dakikada fet- sefe başlıklı bir di/J halinde sunduk. 90 dakika bir fut- bol maçıyla aynı süre. İn- ^ ^ ~ ^ ^ ~ sanlar futbol maçı izleye- ceklerine kitap okuyarak filozoflar hak- kında temel bilgiler edinirter. Aynca fi- lozoflar hakkında fazla bilgisi olmayan- lar, felsefe çauşmaya vakti ve parası ol- mayanlar için iyi bir \oL İngiltere'de fark- b bölünüerde okuv an ögrencilertarafin- dan büyük bir ilgiyle karşılandı bu dizi. İnsanlar filozoflann yalmzca düşüncele- rini anlatan kitaplar verdiğinizde bunla- n haürlamalan güç olur,ancak bu insan- felsefe Paul Strathern ile 90 Dakikada Felsefe: "90 dakika bir futbol maçıyla aynı süre. İnsanlar futbol maçı izleyeceklerine kitap okuyarak filozoflar hakkında bilgiler edinirler._" (Fotoğraf: KADER TUĞLA) laruı yaşamla- rını gözler önünekoyun- ca düşüncele- rini daha ko- ' lay hatırlar- tar. insanlann yaşamları her zaman ilgi çeki- ckür." Strathern'e göre felsefe sorulann so- rulmasıyla başla- dı. Sorular ve onlara verilen cevaplarla da felsefe kendi içinde bö- lümlere aynl- dı. Felsefe okur- ken ya da çahşır- ken dikkatlı ol- mak gerek yoksa ki- şi tehlikeli hale gelır diyor Strathern. Ülkemizde de büyük ılgi gören Sofi'nin Dünyası isimli kitap sayesinde insanla- nn felsefeye daha fazla ilgi gösterdığin- den bahseden Strathern'e göre bu tür ki- taplar sayesinde insanlar belirli alanlar- da temel bilgiler ediniyorlar. Aynca Büyûk Fikirler isimli bir dizi de yayımlayan Strathern bu insanlann ya- şadıklan bazı olaylar sayesinde belki de bu kadar büyük işler başardıklannı söy- lüyor. "Filozoflann yaşamlannı okur- ken, eglendim, etkilendim, Mesela Kant bütün hayaü boyunca tek bir köyde ya- şamış ve o köyden hiç aynhnamış olsa da Kendi felsefesini yaratmış." Strathern, Arthur Rimbaud" un yaşamının son yıl- lannı anlattığı "Habeşistan'da Bir Mev- sim" isimli romanıyla "Somerset Maug- ham Ödülü"nü almış.. tngilizce konu- şulan ülkelerdeki yazarlara verilen ödül- de kazandığı para sayesinde de dünya- nın birçok yerini görme ve tanıma fırsa- tını bulduğunu anlatıyor. Yazann aynca "Pass By The Sea", "A Season in Abys- sûüa", "Vastav", Rus dansçı Nijinsky'nın yaşamını anlatan biyografisinin yanısı- ra Yunanistan, Korsika, Kuzey Fransa gi- bi ülkeleri tanıtan gezi kitaplan da bu- lunuyor. "90 Dakikada Febefe" dizisini hazır- layan Strathern şu sıralar İngiltere'de Arrovv Yayınevi tarafından yayımlana- cak olan "The Big Idea: Scientist VVho Changed The WorW isimli benzer bir dizi üzennde çahşıyor. Daha sonra ise felsefede genel fikırleri açıklayan bir di- zi hazırlayacağını belirtiyor. Strathern'in, "90 Dakikada Sokrates", "90 Dakikada Konnjçyus", "90 Dakikada Hegel", "Bü- yük Fikirler: Einstein \e Görecelik Ku- ramı", "Büyük Fikirkr: Pisagor ve Te- oremi","Büyük Fikirler: Novton ve Yer- çeknni" isimli kıtaplan Gendaş Yaym- lan tarafından Türkçeye kazandınldı. Isa Çelik'in gözüyle 'Meslekler' KültürServisi -Türk fotoğraf dün- yasının ustalanndan İsaÇdik. 11 Ka- sım Salı günü Pimapen Kültürevi'nde "Meslekler" isimli bir fotoğraf sergi- si açacak. UNESCO'ya bağlı Ulus- lararası Fotoğraf Federasyonu'nun (FIAP) Artisrof FIAP (AF1AP) un- vanına sahip olan tsa Çelik, bugüne kadar çok sayıda afiş, poster. kitap, plak ve kaset kapağı. çocuk kitabı ıl- lüstrai,yonu, çizgi fılm, tiyatro oyun- lanna diaprojeksiyon uygulamalan yaptı. Yayımlanmamış beş kitabı da olan Çelik ın fotoğraflan uluslararası ya- nşma. sergı ve bıenallerde pek çok ülkede sergilendi. Geçmişten günü- müze kadar gelmiş, çoğu yok olma- ya yüz tutmuş 'meslekler'ı yeniden hatırlatmayı amaçlayan sergide sanat- çının 70eseri yeralacak. tsaÇelik'in 1970-1997 yıllan arasındaki çalış- malanndan oluşan sergi, izleyicile- re, Konya kaşıkçılanndan semerci- lere kadar pek çok meslek erbabı ile tanışma imkânı sağlayacak. Yapıtla- nnda daha çok 'insan 1 konusunu iş- leyen sanatçı. "dünyayı fotoğrafça algılamaya çahştığuıı >c fotoğrafça görebildiği her olayı konu alabilece- ğini'" söylüyor. Sanatçının sergısı. 11-25 Kasım tarihleri arasında Pi- mapen Kultürevf nde görülebılir. (296 90 36) Altıııış beş yıllık onurlu yaşamKühür Servisi - Istan- bul Kitap Fuan'nın bu yılki "Onur Ödülü'de- neme, eleştiri, çevın ve yayıncılığı ile 65 yıl boyunca Türk edebiyatı- na hızmet eden Vedat Günyol'a verıldi. Pera Palas Oteli'nde önceki akşam düzenlenen ödül gecesıne Kemal Bekir, Deniz Kavukçuoğlu. Pe- ter Porter, Co'at Çapan, Turhan Günay, Emin Karaca, Ataol Behra- moğlu, Atilla Özkınnüı, Mücap Ofluoğlu. Demir Özlü, ÎNedûn Gürsel, Ta- rık Akan. Sami Kara- ören, Sırn Oztürk, Meh- met Başaran, Fethi Na- ci çok sayıda yazar ve sa- natçı katıldı. Gecede konuşan eleş- tinmen Fethi Nacı, Gün- yol'u 1954 yılında tanı- dığını belirterek Gün- yol'un çok iyı bir dergi- cilik yaptığım ayncade- neme, eleştiri alanında büyük başanlar gösterdiğini söyledi. Fethi Naci. Günyol'un yaptığı çeviriler sayesinde büyük eksıklikJeri doldurdu- ğundan, onun akjlcılıktan, hoşgörüden ve insancıllıktan yana olduğundan ve her zaman bağnazlığa karşı çıktığından bahsettı. Yazar Atilla Özkınmlı da ko- nuşmasında Günyol'un öğrencisi ola- • 16. îstanbul Kitap Fuan'nın Onur ÖdüliTnü alan denemeci. eleştirmen ve çevirmen Vedat Günyol, Pera Palas Oteli'nde önceki akşam düzenlenen törende her zaman güzele. iyiye olan susamışhğından söz ederek yayıncılığı ve öğretmenliği sayesinde bu susuzluğu giderme fırsatı bulduğunu belirtti. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) neme. eleştin, çeviri, ya- yıncılık alanındaki öne- mini anlatan Kabacalı, avnca Günyol'un uzun yıllar öğretmenlik yap- tığına da dikkat çekti. Kabacalı, Günyol'un in- san sevgisi ile başlayıp hoşgörü ile bütünleşen yüce gönüllü bır kişi ol- duğunu da sözlerine ek- ledi. Konuşmalann ardın- dan Günyol'a "Onur pte- ketini" TÜYAP Basın ve Halkla llişkiler Koordi- natörü Deniz Kavukçu- oğlu ile Fuar Müdürü Ümit İyem verdi. Vedat Günyol konuş- masında edebiyat ve eleş- tiri alanında birşeyler yapmaya çalıştığını an- cak bunlann o kadar da abartılmaması gerektiğini söyledi. Kendinı hiçbir zaman dev aynasında görmediğinden bahseden Günyol, onur yazan ol- madığım ama ondan ve arkadaşlann- dan aydınlığı, dürüstlüğü. ödün verme- meyi. çağdaşlığı öğrendiğını söyledi. Özkınmlı. yaşanan bu kadar kötülük, çirkinlik içinde Türkıye'nin Günyol gi- bı ınsanlara ihtıyacı olduğunu belirtti. Yazar ve çevirmen Prof. Cevat Ça- pan ise Günyol'un edebiyat ve çevin alanında başanlı yapıtlar ortaya koydu- ğunu söyleyerek Günyol'u yüce gönül- lü olarak tanımladı. PEN Yazarlar Demeği Başkanı Al- pay Kabacalı da Günyol'un bılge kişi- lere özgü yüce gönüllüğünden bahse- derek aydınlanma ışığını yaymak için har- cadığı çabadan bahsetti. Günyol'un de- manın mutluluğunu dile getirdi. Her zaman güzele, iyiye olan susamışhğından bahseden Günyol, edebiyat alanında yaptığı çalışmalarla, yayıncılığı ve öğretmenliği sayesinde bu susuzluğu giderme fırsatı bulduğunu ifade etti. Günyol, kendisinı yalnız bırak- mayan dostlan. öğrencıleri ve yirmiye yakın torunu ile mutlu olduğunu söyledi. Çağdaş sanat dünyasının gözde yıldızlanndan Mariko Mori yapıtlannda geleceğe ilişkin hayallerini sergiliyor Teknolojik perinin kaııatlamula geleceğe... AHU ANTMEN 5. Uluslararası tstanbul Bienali çerçevesinde dü- . zenlenen panelle- rin birinde dinle- yiciierin arasında bulunan 47. VenedıkBı- enali Küratörü Gennano Ceiant, sanat dünyasının giderek moda dünyasına ben- zemeye başladığıru söyledi. Sanaün da Na- omi Campbefl'leri \r ardı artık: "Pipübtti Rist de btam Naomi'miz'' dedi Celant. ls- viçreli Rist eğer Naomi ise. Japon Mari- ko Mori de Cindy olmalı. tki yıl önce New York'taki ilk kişisel sergisinden son- ra yıldızı bırden parlayan Mariko Mori, bir sergıden ötekıne, bienalden bienale koş- turuyor sürekli. Bu yılkı Venedik Biena- li "nde üç boyutlu bir video olan "Sonun Başlangıa'nı (1996) sergılediğinde sanat- çının. küçük odasınm önünde en az bir saat ku>Tukta bekleyenler vardı. Bu uzun bekleyiş. Mori'nın değerine değer katı- yordu! "Sonun Başlangtcı"nda Manko Mon geleneksel Japon gıysilen içinde ortaya çıkıyor. izleyiciyi iç dünyasında- ki değişimlere ortak ediyor, Budist re- sim ve heykellerinde gördüğümüz ve farklı ruh hallerinı temsıl eden Mudra (el hareketleri) eşliğinde dans ediyordu. Bır yandan da küçük. sevımli uzaylı yaratık- lann izleyicinin çevresinde gezdiği, renk- li. üç boyutlu bu dünyaya yapılan ziya- retten en çok çocuk izleyicıler haz almış görünüyordu. Mariko Mori'nin sanatı, büyük ölçüde hayallennden oluşuyor. Hayalindeki "geteceğin dünyası"nda iz- leyicıye ev sahipliğı yapan Mariko Mo- ri, teknolojik bir peri kızı gibi. kendisini izleyenleri büyülüyor. Moda. kadınlık. gençlik, ruhsal derinlikler, teknoloji, Do- ğu'nun gızemı gibi çe- şıtli öğelerden oluşan bu büyü. Mariko Mo- n'yı bugün uluslarara- sı etkinliklerin en çok aranan isimlen arası- na yerleştinyor. 30 ya- şında eski bi manken olan. ama çocuksu yü- zü ve çekingen konuş- ma tarzıyla yaşından çok küçük gösteren Manko Mori'yi. kal- dığı otelin lobisinde, lame bir elbise içinde ve ilginç makyajıyla 'Gelecek'ten inmiş, •şimdi' durağında din- lenirken bulduk. Yazık ki bienal kapsamında görmeyı umduğumuz Mariko Mori kendisini 'küresel bir kültür'ün temsikisisi olarak göriiyor. 'Gövde Kapsülü'nün Çin'den Türkiye'ye gelişinde sorunlar yaşanmıştı, Mariko Mori bekleyişteydı. Sanatçının en büyük projesi bu. 21. yüzyıla girmeden Gövde Kapsülü'nü dünyanın tüm kentlerinde sergılemek, geleceğe ilişkin kendi viz- yonunu sunmak istiyor... -Teknoloji, kimlik. kadın. gençlik, kül- tür gibi çok çeşitli öğeleri bir araya geti- ren sanaünız şu sıralar uluslararası çap- ta aşın ilgi görüyor. Bunu neye bağbyor- sunuz? - Sanatımla geleceğe ilişkin hayalleri- mi, bir anlamda ütopyamı aktarmaya ça- lışıyorum izleyiciye. Umanm gelecek yüzyıla banş ve uyum damgasını vurur Üç yılımız kaldı ve beklentıler içindeyiz hepimiz. Daha güzel, daha harika olsun ıstiyoruz her şey. lşte sanatım bu duygu- yu aktarmaya çalışıyor. Umanm izleyi- cilerin ilgisini çeken sanatımın bu yanı- dır. - Oysa karamsar olmak için çok nede- nimizvar.Gdeceğeilişkin gerçektenumut- hı musunuz? - Evet, yaşadığımız çağın tüm kötü- lüklerini biliyorum ama zaten sanatımla tamamen kişisel boyutta bir hayali. bir umudu ortaya koyuyorum. Banştan, gü- zellikten söz ederek, daha iyi günler için katkıda bulunmaya çalışıyorum. Ancak olumlu düşünürsek bir şeyler düzelebi- lir. Benım sanatım, bu düşüncenin gör- sel bir karşılığı sayılabilir. - Teknolojrve neden bu kadar merak- hsınız? - Teknoloji her zaman için uygarlığın vazgeçilmez bir parçası, bize yaşamm farklı yönlerini gösterdi hatta belki yaşa- mın gizini keşfetme yolunda adımlar afıl- masını sağladı... Teknolojik gelişmeler eskiden yalnızca bilim adamlannın ala- nına gıriyordu ama ar- tık durum değiştı. Sa- natçılar da teknoloji- nin gelışmelerinden yararlanıyor. Sözge- lımı ben yapıtlanmda sanal bir gerçeklik ya- ratmayı seviyorum, çünkü bu yalnızca görmek, duvTnak. do- kunmak değil, tüm bu öğelen bir araya geti- ren bir 'deneyim.' Ve bu deneyim, insanlar arasında iletişim için yeni kapılar açıyor. - Sanaünızteknolo- jiyi özellikle olumlu yanlanyla ortaya ko- yuyor_ - Her şeyin hem olumlu hem olumsuz yanlan yanlan var, ben teknoloji ile ilgilenirken olumsuz yanlannı biliyorum. Ama zaten benim ilgimi çeken teknolojinin nasıl kullanıl- dığı. Sözgelimi artık çevTeye daha du- yarlı teknolojiler geliştiriliyor. Sonuçta önemli olan teknolojiye dur demek de- ğil, teknoloji doğayı daha duyarlı bir bi- çimde kullanarak yaşamımızın bir parça- sı olarak kabul etmek. Teknolojıden za- rar görmemizi engelleyecek çözümleri de teknoloji bulacak. Ve evet, teknolojik gelişmeler sonucunda daha çok bireysel- leştik, yalnızlaştık ama bence bunun da olumlu bir yanı var. Artık kendi kendi- mize daha yakmız. -Size '21.yüzyıtangevşası' diyenfcrvar, bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Ben kendimi öyle görmüyorum. Gey sanat, şa da kişi anlamma geliyor; geyşa Asya ve Japon kültüründe dans edebi- len. şarkı söyleyebilen, kısacası soylula- n eğlendiren kişi demek. Günümüzde geyşalık aşağılayıcı birdeyim olarak kul- lanılıyor, erkekleri hoş tutan, eğlendiren kadın anlamında... Banaböyle söyledik- lerinde kınlıyorum. Ama belki de geyşa- nın anlammı tam olarak bilmedıkleri için öyle söylüyorlar. Aslında ben Mudra ya- pıyorum, beni geyşaya benzettikleri vi- deolarda bir tür uçan melek olarak ken- di kültürüme ilişkin bir hareket dansı ger- çekleştiriyorum. Sözgelimi Taksim Mey- danı'ndaki Mikono Inori'de bir rahibeyi canlandınyorum. \'e rahıbe ile geyşa ara- sında gerçekten büyük fark var... - Kendinizi geteceğin Japonyası'nda genç kadınm bir simgesi olarak görüyor musunuz? - Çok seyahat eden bir sanatçıyım, New York'ta yaşıyorum, Londra'da eği- tim gördüm dolayısıyla belli bir kültürü temsil ettiğimi sanmıyorum. Kendimi kü- resel bir kültürün parçası olarak görüyo- rum. - YapırJannızda farkh, yapay kimlik- lerle izleyicinin karşısına çıkı> orsunuz_. - Bence her insanın içinde birçok fark- lı kişilik bulunur zaten. Ben de kendi ken- dimi incelediğim zaman bırçok farklı kimlikle karşılaşıyorum. Ama sonuçta yapay bir kimlik sunduğumu sanmıyorum. Hayallerimde olmak istediğım, bana ait olduğunu sandığım bir yanımı ortaya ko- yuyorumdur olsa olsa. - Yapıtlannızın çoğu. sanat ile modayı yan yana getiriyor. - Bu benim hoşuma gidiyor. moda dok- sanlı yıllann en önemli olgulanndan bi- ri. insanlann çok hoşuna gidiyor, etkisi bü^k, estetik anlayışımızı belirliyor. Gençliğimden beri modayla ilgileniyorum. Sanatımın eğlenceli yanlanndan biri. DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Armağan Kitaplar Armağan kitaplar, sıcaklıkduygusu uyandırmayan çağnşımlar yaratır çoğu kez. Dünyamızdan aynlmış birinin ardından ya da iler- lemiş yaşı ve emeği onurlandırmak amacıyla oluş- turulur böylesi kitaplar. Ne denli işlevli olduklan da düşünülebilir. Hukuk fakültesinde öğrenciyken gördüğüm, bi- lim adamlannı anmak için onlann adlanna hazırla- nan armağan kitaplar işlevsel olurdu. Diyelim, Yurt- taşlar Hukuku dalında bir bilim adamıysa anılan; yazarlar, o alanla ilgili en son çalışmalarını yayımlar- lar o kitapta. Böylece kapakta, anılan kişiye saygı kitabı olduğu belirtilır, ama içeriği güncel tartışma- lar oluşturur. Oğlak Yayınlan'nın Fethi Naci'nin yetmişinci ya- şını kutlamak amacıyla yayımladığı Fethi Naci'ye Armağan adlı kitap, başka armağan kitaplardan farklılığıyla hemen dikkat çekiyor. Bu farklılık. Fethi Naci'nin bütün kitaba sinen kişiliğinden geliyor. Kitabı hazırtayan Semih Gümüş'ün yazaria yap- tığı kırk yedi sayfalık geniş bir konuşmayla açılıyor yaprt. Kapsam ve içeriğiyle, bugüne dek yazaria ya- pılmış en önemli konuşma sayabiliriz bunu. Sorular ve yanıtlarda yaşamöyküsü, yazarlık serüveni, siya- sal yaşam, aile-arkadaş-çevre ilişkileri o denli bir- biriyle örülmüş ve o denli akıcı btryapı sağlanmış ki başladığınızda sonunu getirmeden bırakamıyorsu- nuz. Açık-kapalı pek çok göndermeyle de dolu bu söy- leşi. Arkadaşlıklar, kırgınlıklar, yargılanmalar... Fethi Naci'nin yazılanna yansımamış kimi düşüncelerini de yine ilk kez bu konuşmadan öğreniyoruz. Ardından Fethi Naci üstüne. bu kitap için yazıl- mış yazılar geliyor. Bu böiümde sırasıyla Yaşar Ke- mal, Aydın Boysan, Ferruh Doğan, Cevat Çapan, Tahsin Yücel, Ferit Edgü, Turgay Gönenç, Yıldız Ecevit, Mustafa Kutlu, Orhan Pamuk, Cemii Ka- vukçu ve Kaan Arslanoğlu'nun yazılan var. Bu yazılann her biri, üzerinde ayn ayn durmayı hak edecek güzellikte. Ama hepsinde bulabileceğimiz ortak yön, yaşamından ve yapıtlarından söz edilir- ken fışkıran Fethi Naci sevgisi. Fethi Naci'nin çoğu yakın arkadaşlannın bu dünyadan erken yaşlardaay- nlmış olduklan da düşünülürse, bu kitaba yazılany- la katılacak olanlan en az üçle çarpmak gerekirdi. Fethi Naci, kişiliğindeki sıcaklığı öylesine yaymış ki çevresine, yanlannda da olsa uzaklarda da her za- man dostlannın içini ısıttığını anlıyoruz. Doğrusu ya- zılan okurken benim de içim o sıcaklıkla doldu. Ar- dından da hüzünlendim, aramızda böylesi gönlübol, sevgisinde ve öfkesinde bu denli sahicı olabilen ne kadar az insan var diye. Sen hayatını yazın eleştirisi gibi hiçbir karşılığı ol- mayan bir uğraşa ada, düşüncelerini boylesine çe- kınmeden açıkla ve savun, sonra da böylesi geniş bir sevgi çemberi oluşsun çevrende, olur şey değil. Bunun bir tek açıklaması olabilir: Sahtecıliğin bu denli egemen olduğu günümüz toplumunda dü- rüstlük, sıradışı bir üstünlük sağlıyor kişiye. Evet yalnızca dürüst olabilmek bir söylence kahramanı- na dönüştürebiliyor kişiyi. Ataç'ın adının dillerden hiç düşmemesi de başka nasıl açıklanabilir. Bu kitaba ilişkin iki olumsuz nokta da yayınevi için: Birincisi, Fethi Naci'nin hiç hoşlanmadığı şey- lerden biri olan düzelti yanlışlan. Böylesi bir kitapta olmaması gereken sayıda çok yanlış göze çarpıyor. Ikincisi daha da önemli: Bu kadar güzel ve özellik- le de baştaki konuşmanın belgesel bir değer taşı- dığı bu kitabı yalnızca beş yüz adet basmak yazar- lara da okurlara da haksızlık etmekten başka nedir. Mutlaka daha fazla insan, bu kitabı okumak isteye- cektir. Fethi Naci'ye Armağan kitabı, beni heyecanlan- dırdı. Güzel bir roman okumuşçasına coşkuyladol- du içim. Bu nedenle ben de Fethi Naci'ye 'Sağlığı- na', demek istiyorum. Sağlığına Naci ağabey, daha ne kitaplar var okunacak, ne yazılar, daha... Dünya Kitap dergisi ödiffleri venHdi • Kültür Servisi - Dünya Kitap dergisi tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen 'Yılın Kitabı' ve 'Yılın Yayınevi' ödüllen ile beşincisi gerçekleştinlen 'Şiir Ödülü'nün sonuçlan açıklandı. Dün akşam TLTAP Kjtap Fuan'nda yapılan bir törenle dağıtılan ödüllerden 'Yılın Kitabı Ödülü'nü, Gan Yayınlan'ndan çıkan "lthaka'ya Yolculuk' kitabı ile Demir Özlü. 'Yılın Yayınevi Ödülü'nü Boyut Yaymlan, 'Şıir Ödülü'nü ise Arzu K. Ayçiçek aldı. Törende, Dünya Yayıncılık tarafından dağıtımı gerçekleştinlen Uçuk Çocuk Kıtaplan nedeniyle Çahit Uçuk ve Ulusçuluk kitabı için Nezih Neyzi'ye birer şülaan plaketi verildi. Nezihe .Araz, Konur Ertop. Doğan Hızlan. Çetin Özek, Metin Sözen, Hilmı Yavuz ve Faruk Şüyün'ün katıldığı Yılın Yayınevi ve Yılın Kitabı jürisi. oy çokluğu ile karar alıp ödülleri Demir Özlü ve Boyut Yaymlan'na verirken Mehmet Başaran. Turgay Fişekçi, Şükran Kurdakul. Kemal Özer ve Faruk Şüyün'den oluşan Şiir Ödülü Seçici Kurulu ise oybirliğı ile ödüle, Ankara'dan katılan Arzu K. Ayçiçek'i değer buldu. Dünya Kitap Dergisi Yılın Kitabı Ödülü nedeniyle. Demir Özlü'ye 100 milyon lira ve ödülü simgeleyen bir plaket. Yılın Yayınevi seçılen Boyut Yayınlan'na da yine 100 milyon lira ve ödülü simgeleyen bir plaket verildi. Şiir Ödülü binncisi Arzu K. Ayçiçek'in kitabı Dünya Yaymlan arasında basılacak. Şaire aynca törende 25 milyon lira para ödülü ve ödülü simgeleyen bir plaket venldi. K U L T U R t ÇİZİK KÂMÎL MASARACI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle