27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 1997 ÇARŞAMBA HABERLER ADD'de görev değişldiği • ANKARA (AA) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkan Yardımcılığı görevlerine Prof. Dr. Mustafa Altıntaş ile avukat Burhan Apaydın getirildı. ADD'den yapılan açıklamada, genel merkez yönetim kurulu üyelerinden Prof. Dr. Ünsal Yavuz ile Tevfık Kızgınkaya'nm genel başkan yardımcılığı görevlennden aynldıklan belırtildi. Çevik Bip'den AB'ye eteştiri • ANKARA (Cumhomet Bürosu) - Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, Türkiye'nin adaylığını bile onaylamaktan kaçınan A\Tupa Birliği'ni (AB) "Tam üyelık ıçın 1950'lerde Sovyetler Birliği'ne müttefık mi olmalıydık" diyerek eleştirdi. AB'nin Türkiye Temsilcisı Büyükelçi Michael Lake, Bir'ın sözlerine "Eleştinlerin çoğunluğuna katılıyorum. Ancak Türkiye'nin de yapması gereken şeyler olduğu unutuluyor" diyerek tepki gösterdi. Uras ve Birdal yargılanıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ÖDPlideriUfuk Uras, IHD Genel Başkanı Akın Birdal. TMMOB Başkanı Yavuz Gönen ve kapatılan DEP milletvekili Ahmet Türk'ün. "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlen Kanunu'na muhalefet" ettikleri gerekçesiyle, 18'eraydan 3'er yıla kadar hapis cezalan ıstemiyle yargılanmalanna başlandı. Ote yandan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, İHD Ankara Şube Başkanı YıldızTemürtürkan'ı, 10 ay ağır hapıs cezasına mahkûm ettı. Ceza mahkeme tarafından ertelendi. TBMM Başkanlık Divam • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni yasama yılına Meclis Başkanlığı seçimi ile başlayan TBMM, Meclis Başkanlık Divanf nın oluşturulamaması nedeniyle gündemindeki önemli yasa tasan ve önerilerini görüşemıyor. TBMM Başkanlık Divanı. RP'nin şimdıye kadar üye bildirmemesı nedeniyle dûn de oluşturulamadı. Siyasi partiler arasında henûz uzlaşmaya vanlamadığı için TBMM thtisas Komısyonu üyeleri de belirlenemedi. RTÜK üyeliği seçimi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo Televizyon Üst Kurulu üyeliği seçimi dün yapıldı. TBMM'de oluşturulan geçici tasnif komısyonu tarafından yapılan oylama sonucu ANAP'ın adayı Şevkı Göğusger 315 oy alarak seçildi. DTP'nin adayı Tevfik Ertüzün'ün oyu ise 57'de kaldı. Gengep'in kitap davası • İstanbul Haber Servisi - Gazeteci-yazar Haluk Gerger'in, 5 yıl önce bir gazetede yayımlanan yazılannın toplandığı "Emekçiye Mektuplar: Türkiye"nin Duzeni ve Kürt Sorunu" adlı kitapta, "Bölücülük propagandası yapıldığı" gerekçesiyle yazar ve yayıncı hakkında açılan davanın görülmesine başlandı. İstanbul 2 No'lu DGM'deki duruşmaya, tutuksuz olarak yargılanan yazar Haluk Gerger ile yayıncı Ayşenur Zarakolu katıldı. Başkanlık sistemi tartışmaa • İstanbul Haber Servisi - Türkiye'de başkanlık sisteminin yeterince bilinmediği, ka\Tanılmadan tartışıldığı ve Türkiye'nin yapısına uygun olmadığı kaydedildi. Kadınlanmız Fikır ve Kültür Derneği'nce Caddebostan Kültür Merkezı'nde düzenlenen "Başkanlık Sistemi" konulu panelde konuşan Galatasaray Ünıversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süheyl Batum, Türkiye'de toplum- de\let ilişkilerinin tutarlı ve dengeli bir hukuk temeline oturtulamadığını söyledi. TRT, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın isteği üzerine Erbakan'ın konuşmasını inceledi CilıatkasedigerçekANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Yargı- tay Cumhuriyet Başsavcılığı, RP Genel Baş- kanı Erbakan'ın Kanal 7 televızyonuna pa- ra aktanlması ile ilgılı kasedini, kapatma davasında Anayasa Mahkemesi'ne "ekde- Bl" olarak sunmadan önce TRT'de bilırkişi incelemesi yaptırdı. TRT Değerlendirme Komisyonu, Erbakan'ın, kasetteki sözleri- nin montaj olmadığı sonucuna vardı. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı da, RP ile ilgili kapatma davasında, Yargıtay Cum- huriyet Başsavcısı Viıral Savaş'ın iddiana- mesinde yer alan gazete kupürlerıni belge- lendiriyor. Yüksek mahkemenin bu amaç- la. başsavcılıktan, yazar Turhan Dilh'gil'ın RP hakkında yazdığı kıtap ile daha sonra RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın, Dil- ligil hakkında açtığı tazmınat davasına ait mahkeme karannı ıstediği öğrenildi. Başsavcı Savaş, RP'nin kapatılması iste- miyle açtığı davayla ilgili hazırladığı iddi- anamede, ileri sürdüğü kanıtlan sıralarken Turhan Dilligil'in bir yıl önce yayımladığı "tddia Ediyorum. RP Yasal Bir Parti DeğU- dir" adlı kitabından da alıntılara yer verdi. RP Genel Başkanı Erbakan, kişılik haklan- na hakaret ettığı savıyla Dilligil aleyhınde tazmınat davası açtı. Ankara 11. Asliye Hu- kuk Mahkemesi, davayı reddetti. Mahke- menin 26 Mart 1997 tarihli gerekçeli kara- nnda, kıtabın, Erbakan' ın daha önce kurdu- ğu partilenn kapatılma olaylan ile yasadışı davranışlannı, RP içinde yer alan "aşuıuç" milletvekıllerine ilişkın değerlendiımelen ıçerdiğı kavdedılerek şöyle denildı: "Yazıda tdşiler şahsen itham edilmemek- te, ancak bazı maddi olav lar \e RP'nin için- de bulunan aşın uçtaki kişilerin sözleri ve davranışlantenkitedilmektedir. Aynca ber yazuun dayanağı da belirtümektedir. Bu va- zıdan daha ağır iddialan içeren. Dilligil'in, 'Erbakan ve Erbakancılık' isimlieseri mah- kememizce dava konusu yaptlmanuştır. Da- vact kitaptaki yazılan hususlann yanlış ve valan olduğunu iddia etmemiştir. Avnca id- dia ermediği gibi bu konuda herhangi bir kanıt da ileri sürmemiştir. Aksine bu vazıla- nn salt hakaret niteliğinde olduğu şeklinde kküası mahkememizcesamimigörüİmemiş- tir." Mahkeme. Erbakan'ın tazminat istemıni reddettiğı 26 Mart günü Dilligil yaşamını yi- tirdı. Dilligil, kitabında, Erbakan'ın 1980 ön- cesi sözleri ve icraatına ilişkin anımsatma- larda bulunarak RP lıderinin servetinin 26 yılda açıklanamayan biçimde artış gösterdi- ğini vurguladı. Dilligil, kitabında şöyle de- dı: "Hele yakın geçmişte uyuşturucu ve silah kaçakçıuğında adı geçen ve dosyalan yargı- da kavbedilen Erbakan. günümüzde hâlâ şaibeden kurtulamamışsa, Libya'dan ve Su- udi destekörgürJerinden gelen paralann bel- geleri basında açıklandığı halde, sanıklan hâlâ yargt önünde hesap vermemişlerse, en son Bosna'ya yardım kampanyasuıdaki Mercümek rezaletinin dumanı tütmekte iken RPGenel Başkanı Erbakan ile >ardım- cısı Şevket Kazan'ın isimkri Almanya'da hanrianan dosyalarda yer almış ve Alman mahkemelerine intikal etmiş ise kamuoyu RP've ve Erbakan takunına kuşkuyla bak- makta haklı değil mi?" Dilligil, kitabında aynca. Erbakan'ın iz- lediği politikayı yürüten bir dinsel örgütün Atatürkçü, laik devletin parlamentosuna sokmanın anayasaya ve ilgili yasalara karşı yaptınm ıçermese de manevı açıdan suç ol- duğunu ılen sürdü. BRT'nin kurucusu, Kanal 7 yöneticileri ve Erdoğan'ın gerçekleri söylemediğini ileri sürdü Dağdc\îivn: Kanal 7takıyyeyapiyor ALİER Kanal 7 yöneticılen ve İstanbul Büyükşehır Beledıye Başkanı Re- cep Tayyip Erdoğan. Kanal 7'nin yalnızca BRT'nin iki vericısini ki- raladığını savunurken BRT'nin kurucusu eski TRT daire başkan- lanndan Yıimaz Dağdeviren, Ka- nal 7 yöneticileri ve Erdoğan'ın takıyye yaptıklannı belirtti. Kanal 7 televızyonu istanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ni de kanştırdı. RP'li belediyelenn ve yan kuruluşlannın Kanal 7 te- levizyonuna ne kadar kaynak ak- tardığına ilişkin önerge veren mu- Cazi olaylan halefetpartıli meclis üyeleri, öner- genin "Başkanlıkmakamına" ha- valesinin RP'h meclis üyeleri ta- rafmdan engellenmesını protesto ederek meclisi terk etti. ANAP'lı Avcılar Belediye Baş- kanı Tahsin Salihoğlu. hiçbir dö- nemde bir meclis üyesinin soru sormasının engellenmediğini, hal- kın parasının nereye harcandığını her meclis üyesinin sormaya hak- kı bulunduğunu söyledi. Nurettin Sözen döneminde ya- yına başlayan Belediye Radyo Te- levızyonu'nun (BRT) kuruluşunu gerçekleştiren Yıimaz Dağdevi- ren. "Kanal 7 o dönemde BRT'nin yayın vaptığı frekans kanalını kul- lanarak vavına başlavabildi. Bu ya- şarnsal önerne sahip bir olanak. Çünkü o dönemde verici ithal et- mek ve frekans i/ni alabilmek ya- sal olarak mümkün değildi" dedi. BRT'nin kamu kuruluşu olmanm yasal olanaklanyla ve yaklaşık 7 milyon dolar harcanarak kurula- bildiğini anlatan Dağdeviren, *BRTnin canh yaym araa ile stüd- yolannı da kullandıklannı sanıyo- rum. Ama açıklamalannda başta frekans ve vericiler olmak üzere işin bu yanını takıyyeyaparak göz- den kaçuiyorlar" dıye konuştu. Kanal 7'de canlı olarak sundu- ğu geçen haftakı programı anıden kesilen gazeteci AhmöTezcan ise görev den alınışı konusunda şun- lan söyledi: "Milliyet Gazetesi Genel Ya>ın Yönetmeni Derya Sazak, gazetesi ile ilgili suçlamalara yanıt vermek üzere aradı. Çok doğal olarak ce- vap hakkını kullanmak istedi. Sa- zak konuşmasını bitirmek üzerev- di kl önce yavını kesmenı istendû ardından reklam arası verilerek Sazak'ui konuşması kesfldL Rek- lam arasında Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Kara- man telefonla aradı ve kovulduğu- mu söyledi. Genel Yayın Yönetme- ni Mustafa Çelık, 'Programı ta- mamla' demesine karşın, izteyki- lerden özür dileyerek inandığun meslek ilkeleri gereği programı sürdüremeveceğimi belirterek programı kestim." Tezcan, düşünce özgürlüğünü dillerinden düşürmeyen Kanal 7 yönericilennın Sazak'ın yanıtlan- na neden tahammül edemedıkleri konusunda bir yorumda bulunmak istemedi. Konuyla ilgili göriişleri- ni almak istediğimiz Kanal 7 Yö- netim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ve Genel Yayın Yönet- meni Mustafa Çelik ise telefonla- nmıza yanıt vermediler. Kaçak sekiz polisten üçü teslim oldu- TRABZON (Cumhuri- yet) - Gazi Mahallesi'nde 12-13Martl995tarihinde meydana gelen ve 17 kişi- nin yaşamını yitırdiğı olaylarla ilgili olarak "Halkın üzerine ateş aça- rak" 7 kişının ölümüne bi- rinin ise yaralanmasına neden olduğu iddiasıyla haklannda gıyabi tutukla- ma karan bulunan 8 polis- ten üçü Trabzon'da teslım oldu. Sanık polisler Adem AlbayTak, Mehmet Gün- doğan ve Hayrullah Şiş- man tutuklanarak Trabzon BahçecikCezaevi'negön- derildıler. Gazi Mahallesi'nde 12- 13Martl995tarihındebir kahvehanenin kimliği be- lirsiz kişilerce sılahla ta- ranmasıyla başlayan olay- lan protesto etmek için gösteri yapan yurttaşlann üzerine güvenlik güçleri ateş açmış, 17 kişi ölmüş- tü. Olaylarda görev yapan polislerin tümünün silah- İannm balistik incelemesi yapılamadığı için 20 polıs hakkında 7 kişinin ölümü bir kişinin ise yaralanma- sına neden olduklan iddi- asıyla "Fail-i belli olmaya- cak şekilde adanı öldür- me" suçundan idam ceza- sı istemiyle dava açılmış. sanık polisler ancak iki bu- çuk yıl sonra yargı önüne çıkabihnişlerdı. Davanın iki ay önce ya- pılan ilk duruşmasına yal- nızca olaylarda ölenlerin yakınlan ve avukatlan ka- tılmıştı. Sanık hiçbir poli- sin katılmadığı duruşmada mahkeme heyeti, 20 polis- ten sekizi hakkında gıyabi tutuklama karan çıkart- mıştı. Bu polislerden Adem Albayrak ile Mehmet Gündoğan önceki gün Hayrullah Şışman da dün Trabzon'da teslim oldular. Polisler hakkındaki gıya- bi tutuklama karan mah- keme tarafından vicahiye çevrildi.' Üç polis daha sonra Trabzon Bahçecik Cezaevi'ne gönderildiler. Haklannda tutuklama karan bulunan polis me- murlanndan Hasan Yavuz Trabzon'_un Of ilçesinde, Hamdi Özata Elazığ'da, Metin Çakmaz ise Mar- dın'de daha önce teslim ol- muştu. Sanık polislerden İsa Bostan ile Sedat Öze- nir'ın ise henüz teslim ol- madıklan bildirildi. Gazi olaylanyla ilgili davaya Trabzon Ağır Ce- za Mahkemesrnde 17 Ka- sım'da devam edilecek. Alkışlar Yağmurdereliiçin İstanbul Haber Servisi - Düşünce suçhısu olarak Çankın Cezaevi'nde hükümlü bulunan avukat- yazar Eşber Yağmurdereli'nin "Akrep" adlı ov unu İstanbuTda sahnelenme>e başladı. Kadıköy Halk EğMm Merkezı'nde sahneve konan oyun, ilk gün kapab gişe ovnandı. Bilet bulamayan birçok izlevici oyTinu ayakta ve merdivenlerde oturarak izlemek zorunda kaldı. "Akrep"in galasında İlhan Selçuk, Adalet Ağaoğlu, Ercan Karakaş, Müjde Ar, Edip Akbayram, Halil Ergün, Haluk BUginer ve Oral Çalışlar da hazır bulundu. Oyun başlamadan önce, saatler 21.00'i gösterdiğinde bahçeye çıkan izteyiciler alkışlarla tt l dakika aydırüık" evlemine destek verdiler. Ojoınun başında ve sonunda Çankın Cezaevi'nden Eşber Yağmurdereli'nin gönderdiği mesaj kendi sesinden izleyicilere dinletildL Se\irciler, mesajlar okunduğu sırada alkışlarta "düşünce suçlulanna özgürlük" istediler. glFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar(a raksnet.com Susurluk kazasının ardından bir yıl geçti ya, herkesi bir en- dişe aldı. Devtet, kendi içinde- ki pisliği temizlemeyecek diye üzülenler bile olduğunu görü- yorum. Şimdiye kadar kutsal devlete inanmış ortalamayurt- taş, tam bir düş kınklığı içinde. Onlan karalar basnmş durum- da. Benim gibi kötü niyetliler, za- ten böyle olacağını biliyor ve söylüyorduk diye ortalıkta do- laştıkça, yurttaşın üzüntüsü iyi- ce yasa dönüşüyor. Bütün kö- tü niyetime karşın yine de yurt- taşı rahatlatacak, bir umut ışı- ğı yakalayabilir miyim diye dü- şünüyordum. Tam bunlan dü- şünürken TV ekranlannda emekli orgeneral, 12 Eylül'ün Cumhurbaşkanı Kenan Ev- ren'in "Hamamda yıkanan ka- dınlar" tablosu göründü. Tabloyu görür görmez ka- famdaşimşekçaktı. Kenan Pa- şa, içine düştüğümüz bu zor durumdan bizi kurtarabilirdi. Kendisi deneyimli bir asker. Üstelik şimdi değeıii bir sanat Susurluk'u Kenan Evren Çözsün adamı da oldu. Son sergisini de demokrat Cumhurbaşkanı- mız Süleyman Demirel açtı. Süleyman Demirel'in olağa- nüstü itibar gösterdiği bu dev- let adamımız, Susurluk'u ne- den çözmesin? Kenan Evren'in sergisinin açıhşında Genelkurmay Baş- kanı ismail Hakkı Karada- yı'nın bulunması ve eski komu- tanına say'gıda kusur etmeme- si de önemli bir şans. Orgene- ral Karadayı'nın etkili olduğu Milli Güvenlik Kurulu toplantıla- nnda Susurluk hiç ele alınma- dı. 'Irtica, PKKbölücülüğü' gi- bi konularsürekli vurgulandı, a- ma iş devlet içindeki çetelere gelince, etrafı bir suskunluk kaplayıverdi. Komutanlann mutlaka bir bil- diği vardı. Susurluk konusu Ke- nan Paşa'nın yanında açılınca, Cumhurbaşkanı Demirel de soruna açıklık getirdi ve şöyle dedi: "Yargıya baskıyapmayın, sorunu yargıya bırakın. Özel- likle devleti zedeleyecek tu- tumlardan kaçının." Sayın De- mirel haklı; zaten Susurluk, o kadar önemli olsa Milli Güven- lik Kurulu'na getirilirdi. Adalet Bakanımız da soruna cumhurbaşkanı ve MGK'nin tavrını destekleyecek şekiide yaklaşıyor: "Bugün Türkiye'de devletin içine suç örgütteri sız- mamıştır diyemiyoruz. Bu suç örgütlerinin bir kısmının, za- man zaman devlet adına bazı şeyler yaptıklan kanaati hepi- mizde hâkim. Bu kanaatimizi bir mahkeme kararına esas edecek ölçülere vardıramadı- ğımıza göre ispat edemedik demektir. İspat edemeyeceği- miz anlamına gelmiyor. Zaman içinde ispat edebiliriz." Eski ülkücü Içişleri Bakanı- mız Murat Başesgioğlu da sabır tavsiye ediyor. Zaman içinde Susurluk'un çözülebile- ceğini söylüyor. Devlet yetkili- lerinin hepsi, sabır öneriyoriar. Işlere fazla kanşmamızdan hoşlanmıyoriar. Her şeyin za- man içinde çözütecegini söylü- yoriar. Kenan Evren'in yanında duran ve elinde makasla Ev- ren'in sergisini açan Demirel'e bakıyorum. Gerçekten zaman birçok şeyi çözmüştü. Bir as- keri darbeyle hapse atılan De- mirel, kendisini hapse atan cuntacının yanında mutluydu, Genelkurmay Başkanı da ora- daydı ve o da aynı mutluluğu paylaşıyordu. Susurluk da sanınm zaman içinde böyle çözülecek. Biraz dahadişimizi sıkarsak, 7TİP'Iİ- nin öldürülmesinden hükümlü Haluk Kırcı'y'a, yargısız infaz- cı Özel Tim mensuplarıyla, Mehmet Ağar'la, Sedat Bu- cak'la kucaklaşmamız gereke- cek. Biz kucaklaşmasak bile devletin büyükleri kucaklaşa- caklar, sorun kökünden çözü- lecek. Gazetelere bakıyorum, hâlâyeni belgeler ve bilgiler ya- yımlıyoriar. Devletin nelere bu- laştığını yazıp duruyorlar. Eminim sayın cumhurbaşka- nımız bunlara kızıyor. Haklı da "Bırakın yargı halletsin" diyor, dinlemiyorlar. Özel Timcilertah- liye edildi, kimse doğru dürüst yargı önüne çıkmadı diye Içiş- leri Bakanı ve Adalet Bakanı'na soruyooız, çok haklı olarak "Zaman içinde halledilir, canı- nızı fazla sıkmayın" diyoriar. Benim umudum Kenan Ev- ren'de. Hazır Karadayı da ser- giye gelmiş. Çatlı'yla defalarca cep telefonuyla görüşen Tuğ- general Veli Küçük'ü de yanı- na yardımcı olarak versin. O za- man gerçeğe biraz daha yak- laşma olanağı doğar. Bence Kenan Paşa, Abdullah Çat- h'nın anıtmezanndan işe baş- lasa daha iyi olur. Bu konuda Veli Küçük'ün ona çok önemli hizmetler vereceğinden emi- nim. Gelin şu Teftiş Kurulu'nun başına da Kenan Evren geçsin. Engin deneyiminden yarar- lanalım. GLOBALPOLÎTİKÜLTÜR ERGtN YILDIZOĞLU 'Alı Biz Eşşekler../ Geçen sene New York Borsası üzerine, 30 yıllık Fiyatl Kâr oranlanna dayanılarak yapılan bazı pro- jeksiyonlar, indeksin gelecek 10 sene içinde yüzde 68 değer kaybedeceğini öngörüyordu. Aynı yıl Ya- le Üniversitesi'nde Robert Schiller, indeksin 2006 yılına kadar değerinin yüzde 38'ini kaybedeceğini hesapladı. Dow Jones 7000'e vurduktan sonra ya- pılan bir Federal Reserve Yönetim Kurulu toplantı- sının tutanaklan üzerine New Yon\ Times'dan Da- vid Jones, "45 yıllık tutanaklan okudum, böylesini görmedim" diyecekti. FED Yönetim Kurulu borsa- nın olağanüstü değerlenmiş olduğundan endişe ediyor veyumuşak inişin yollannı konuşuyordu. Ge- çen hafta borsa bir sarsıntı geçirdiğinde, yatınm ku- rumlan, büyük medya ve politikacılar halka yine, "Endişe edecek bir şey yok. Sorun Asya 'da. Temel göstergeler çok iyi" demeye devam ettıler. Neden? Bu sorunun cevabını aramadan, biraz daha hafı- zatazeleyelim. Sene 1928. ABD'deCoolige ve Ho- over yönetimınde serbest piyasa ekonomisi anla- yışı hâkim. Zamanın ekonomık "guru"su Yale Üni- versitesi'nden Prof. Irving Fisher, "Borsa çökûşü filan olmaz". Sene 1930,29 Ekim 1929 krizinden bir kaç ay sonra yine Irvving Fisher; "kısa dönemde ge- lecek çok parlak görünüyor". Aynı yıl Harvard Eco- nomic Society; "üretken faaliyet kesınlikle birtopar- lanma trendine girmişti". Gerçekte, 1929 borsa kri- zini, tarihe "büyük depresyon" ismiyle geçen ve II. Dünya Savaşı'na açılan ekonomik daralma izledi. Devam edelım. Sene 1987, Ingiltere ve ABD'de Thatcher-Reagan reçetelerı, "yeni liberalizm", 1980'lerin başından beri gündemde. 19 Ekim günü borsa çökmeye başlıyor. Zamanın ingiliz Maliye Ba- kanı; "Panığe gerek yok, temel ekonomik göster- geler sağlam". Londra Borsası Başkanı da benzer açıklama getiriyor. Atlantiğin iki yakasında da sıkça kullanılan kavram "düzeltme"d\r. Borsa adeta ken- di kendine, "gizli el" tarafından bir düzertmeye tabi tutuimuştur o kadar. "Spekülasyon mu dedinız? Ne? Kim?.." Ancak 1987 borsa krizini de iki yıl son- ra derin bir küresel ressesyon ızleyecek ve bu res- sesyon için sık sık, "1929'dan bu yana en şiddet- /;..." ifadeleri kullanılacaktır. Bugün borsa/spekülasyona yönelik eleştırilere çok sık verilen cevap şöyle: "Şimdi yeni bir ekono- mi var"; "Artık başka bir dünyada yaşıyoruz": "Es- ki göstergelergeçerli değil"'. llginçtir, butespitleryu- kandaki sorunun cevabını da içeriyor. 17 senedir, serbest piyasa ekonomisi, küreselleşme ve IMF po- litikalan (sosyal harcamalarda kesinti, serbestleştir- me, işçi çıkararak küçülme ve özelleştirme) gün- demde. Bu uygulamalar, piyasa reformlan yoluyla artık "yeni bir dünya" oluştuğu gerekçesiyle savu- nuluyor. Şimdi bu yeni dünyanın eskısinın aynısı ol- duğu, temelde benzer sorunlan paylaştığı, üstelik bunlan daha da büyüttüğü, hızlandırdığı gerçeği or- taya asla çıkmamalıdır. Bu madalyonun ote yüzün- de de son 17 yılda serbest piyasa reformlanyla hız- la gelişen, 1987 krizinde bir elenmeden geçerek güçlenen ve bugün dünya ekonomisi üzennde ege- menlik kuran mali sermayenin taşıyıcılannın bir baş- ka inancı yatıyor. Bu inanca göre, kapitalizm küre- sel bir zafer kazanmış, ışçi hareketi ve emek güçle- ri yenilmış ve sermaye karşısındaki tüm direniş odaklan kınlmıştır. Artık, bu üretimden kopuk, ama onurvyaratttğınıtalan eden mali sermayenin (tefqci sermayenin) doğruItusunda zenginlikler, hiçbir itiraz- la karşılaşmadan, yeniden dağıtılmaya devam ede- bilir. Bugün gelir dağılımı, ABD'de, borsadaki ser- vetin yüzde 81'ini elinde tutanlardan (ailelerin en zengin yüzde 10'u) ve bunların başka ulkelerdeki benzerlerinden yana değişmeye devam edebilir. Bu inançlardan ikincisi de birincisi gibi gerçeğe pek uymadığı için, birincisinin durmadan halkın ka- fasına kakılması ve değışiklik umudunun kınlması gerekiyor "17yıldıruygulananpolitika tekseçenek- tir. Olup bitene bakmayın, dünya değiştı. Siz anla- mıyorsunuz o kadar." Ama mızrak artık çuvala sığmıyor. Bir başka ör- nek: Düne kadar "Asya Mucizesi"r\i anlata anlata bi- tiremiyorlardı. "Askeri diktatörlük, insan hakları, kat- liam vb..." dediğimizde, "Neyapalım, III. Dünya ol- maktan kurtulmak kolay mı?.. Ekonomi birgelişsin o zaman demokrasi de olacak... Biraz sabır!"... Der- ken, bu "mucize ülkelerde" bir kriz başladı, etrafa "bulaştı". Şimdi Wall Street Journal'ın yorumun- dan okuyoruz ki, "Bu ülkelerdeki aşın büyüme hız- lan aslında, yabancı sermayeye bağımlı, bozuk bir banka sistemine dayalı. kamu yatınmlannı çarçure- den, yolsuzlukları gizleyen, imtiyazlı azınlık ile kitle- lerarasındaki uçunımu derinleştiren" bir modelden kaynaklanıyormuş. Şimdi öğrenmiş olduk! Biraz geç olmadı mı? Neden IMF, elinde en az 1.5 milyon in- sanın kanı olan "çürümüş" Sukharto rejiminin yar- dımına, hem de 35 milyar dolarlık bir paketle koşu- yor? Neden bu yardım beraberinde işsizliği arttıra- cak, zenginle yoksul arasındaki uçurumu derinleş- tirecek bir istikrar programıyla biıiikte geliyor? Aslında uzaktan gelen ses, hep kurdun sesiydi. Ama bize, "Hayır, hayır, korkmayın, bu köpektir" dediler. Kımimiz inanmayı tercih etti. Inanmayanla- ra "dinozor" diyenler oldu. Şimdi, "Mali sermaye- nin egemenliğini kırmaktan, ulusal egemenliği ye- niden kazanmaktan, ekonomik kaynaklan demok- ratik kontrol altına almaktan, üstelik bunu küresel düzeyde gerçekleştirmeye çabalamaktan başka bir çareyokl" diyenlere hayalci diyecekler. Biz ise "Ha- yallerimiz hâlâ taptaze" diyerek cevap vereceğiz. Daha büyük felaketleri engellemek. insanlığımızı ko- rumak için başka bir seçeneğimiz yok! Ozfatura: Aynı sözleri yine söylerim Haber Merkezi - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, tutuklanarak ce- zaevine gönderilen avu- kat- yazar Eşber Yağmur- dereli'ye destek \ererek "Düşüncesini açıkladı diye insanlara 20 vil ceza veri- lirse o ülkede demokrasi- den bahsetmek mümkün olmaz. Şiddete başvurma- dan fikrini açıklayana ce- za veritaıez, teşekkür edi- Br" dedi. Izmir Büyükşe- hir Belediye Başkanı Bur- han Ozfatura. yazar Ya- şar Kemal ve avukat-ya- zar Eşber Yağmurdere- li'ye hakaretler yağdırdı- ğı. büyük tepkiyle karşı- lanan konuşmasını anım- satarak "Çiğü ilçe örgütü yemeginin olduğu geceye dönme şansımız olsa vine aynı şeyleri söylerdim" dedi. Ozfatura, "Kavga yapdacaksa yapanz. Kim- se bizi ürküteceğini san- masın" dıye konuştu. Devlet Bakanı Mustafa Yıimaz ise Yaşar Kemal ve Eşber Yağmurdere- li'yle ilgili sözleri nede- niyle Ozfatura'ya tepki gösterdi. Erbakan'dan destek RP Genel Başkanı Er- bakan, "Şiddete başvur- madan fikrini açıklayana ceza verilmez, teşekkür edilir" dedi. Partisinin dünkü grup toplantısmda. avukat Eşber Yağmurde- reli'ye destek veren Erba- kan. "Düşüncesini açıkla- dı diye insanlara 20 yıl ce- za verilirse o ülkede de- mokrasiden bahsetmek mümkün olmaz. tnsanla- nn hepsi eşinir" dıye ko- nuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle