Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
ADD'de görev
değişldiği
• ANKARA (AA)
Atatürkçü Düşünce Derneği
(ADD) Genel Başkan
Yardımcılığı görevlerine Prof.
Dr. Mustafa Altıntaş ile
avukat Burhan Apaydın
getirildı. ADD'den yapılan
açıklamada, genel merkez
yönetim kurulu üyelerinden
Prof. Dr. Ünsal Yavuz ile
Tevfık Kızgınkaya'nm genel
başkan yardımcılığı
görevlennden aynldıklan
belırtildi.
Çevik Bip'den
AB'ye eteştiri
• ANKARA (Cumhomet
Bürosu) - Genelkurmay 2.
Başkanı Orgeneral Çevik Bir,
Türkiye'nin adaylığını bile
onaylamaktan kaçınan
A\Tupa Birliği'ni (AB) "Tam
üyelık ıçın 1950'lerde
Sovyetler Birliği'ne müttefık
mi olmalıydık" diyerek
eleştirdi. AB'nin Türkiye
Temsilcisı Büyükelçi Michael
Lake, Bir'ın sözlerine
"Eleştinlerin çoğunluğuna
katılıyorum. Ancak
Türkiye'nin de yapması
gereken şeyler olduğu
unutuluyor" diyerek tepki
gösterdi.
Uras ve Birdal
yargılanıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ÖDPlideriUfuk
Uras, IHD Genel Başkanı
Akın Birdal. TMMOB
Başkanı Yavuz Gönen ve
kapatılan DEP milletvekili
Ahmet Türk'ün. "2911 sayılı
Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşlen Kanunu'na
muhalefet" ettikleri
gerekçesiyle, 18'eraydan
3'er yıla kadar hapis cezalan
ıstemiyle yargılanmalanna
başlandı. Ote yandan Ankara
2. Ağır Ceza Mahkemesi,
İHD Ankara Şube Başkanı
YıldızTemürtürkan'ı, 10 ay
ağır hapıs cezasına mahkûm
ettı. Ceza mahkeme
tarafından ertelendi.
TBMM
Başkanlık Divam
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yeni yasama yılına
Meclis Başkanlığı seçimi ile
başlayan TBMM, Meclis
Başkanlık Divanf nın
oluşturulamaması nedeniyle
gündemindeki önemli yasa
tasan ve önerilerini
görüşemıyor. TBMM
Başkanlık Divanı. RP'nin
şimdıye kadar üye
bildirmemesı nedeniyle dûn
de oluşturulamadı. Siyasi
partiler arasında henûz
uzlaşmaya vanlamadığı için
TBMM thtisas Komısyonu
üyeleri de belirlenemedi.
RTÜK üyeliği
seçimi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Radyo Televizyon
Üst Kurulu üyeliği seçimi
dün yapıldı. TBMM'de
oluşturulan geçici tasnif
komısyonu tarafından yapılan
oylama sonucu ANAP'ın
adayı Şevkı Göğusger 315 oy
alarak seçildi. DTP'nin adayı
Tevfik Ertüzün'ün oyu ise
57'de kaldı.
Gengep'in
kitap davası
• İstanbul Haber Servisi -
Gazeteci-yazar Haluk
Gerger'in, 5 yıl önce bir
gazetede yayımlanan
yazılannın toplandığı
"Emekçiye Mektuplar:
Türkiye"nin Duzeni ve Kürt
Sorunu" adlı kitapta,
"Bölücülük propagandası
yapıldığı" gerekçesiyle yazar
ve yayıncı hakkında açılan
davanın görülmesine
başlandı. İstanbul 2 No'lu
DGM'deki duruşmaya,
tutuksuz olarak yargılanan
yazar Haluk Gerger ile
yayıncı Ayşenur Zarakolu
katıldı.
Başkanlık sistemi
tartışmaa
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye'de başkanlık
sisteminin yeterince
bilinmediği, ka\Tanılmadan
tartışıldığı ve Türkiye'nin
yapısına uygun olmadığı
kaydedildi. Kadınlanmız
Fikır ve Kültür Derneği'nce
Caddebostan Kültür
Merkezı'nde düzenlenen
"Başkanlık Sistemi" konulu
panelde konuşan Galatasaray
Ünıversitesi Hukuk Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Süheyl
Batum, Türkiye'de toplum-
de\let ilişkilerinin tutarlı ve
dengeli bir hukuk temeline
oturtulamadığını söyledi.
TRT, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın isteği üzerine Erbakan'ın konuşmasını inceledi
CilıatkasedigerçekANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Yargı-
tay Cumhuriyet Başsavcılığı, RP Genel Baş-
kanı Erbakan'ın Kanal 7 televızyonuna pa-
ra aktanlması ile ilgılı kasedini, kapatma
davasında Anayasa Mahkemesi'ne "ekde-
Bl" olarak sunmadan önce TRT'de bilırkişi
incelemesi yaptırdı. TRT Değerlendirme
Komisyonu, Erbakan'ın, kasetteki sözleri-
nin montaj olmadığı sonucuna vardı.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı da, RP
ile ilgili kapatma davasında, Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcısı Viıral Savaş'ın iddiana-
mesinde yer alan gazete kupürlerıni belge-
lendiriyor. Yüksek mahkemenin bu amaç-
la. başsavcılıktan, yazar Turhan Dilh'gil'ın
RP hakkında yazdığı kıtap ile daha sonra RP
Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın, Dil-
ligil hakkında açtığı tazmınat davasına ait
mahkeme karannı ıstediği öğrenildi.
Başsavcı Savaş, RP'nin kapatılması iste-
miyle açtığı davayla ilgili hazırladığı iddi-
anamede, ileri sürdüğü kanıtlan sıralarken
Turhan Dilligil'in bir yıl önce yayımladığı
"tddia Ediyorum. RP Yasal Bir Parti DeğU-
dir" adlı kitabından da alıntılara yer verdi.
RP Genel Başkanı Erbakan, kişılik haklan-
na hakaret ettığı savıyla Dilligil aleyhınde
tazmınat davası açtı. Ankara 11. Asliye Hu-
kuk Mahkemesi, davayı reddetti. Mahke-
menin 26 Mart 1997 tarihli gerekçeli kara-
nnda, kıtabın, Erbakan' ın daha önce kurdu-
ğu partilenn kapatılma olaylan ile yasadışı
davranışlannı, RP içinde yer alan "aşuıuç"
milletvekıllerine ilişkın değerlendiımelen
ıçerdiğı kavdedılerek şöyle denildı:
"Yazıda tdşiler şahsen itham edilmemek-
te, ancak bazı maddi olav lar \e RP'nin için-
de bulunan aşın uçtaki kişilerin sözleri ve
davranışlantenkitedilmektedir. Aynca ber
yazuun dayanağı da belirtümektedir. Bu va-
zıdan daha ağır iddialan içeren. Dilligil'in,
'Erbakan ve Erbakancılık' isimlieseri mah-
kememizce dava konusu yaptlmanuştır. Da-
vact kitaptaki yazılan hususlann yanlış ve
valan olduğunu iddia etmemiştir. Avnca id-
dia ermediği gibi bu konuda herhangi bir
kanıt da ileri sürmemiştir. Aksine bu vazıla-
nn salt hakaret niteliğinde olduğu şeklinde
kküası mahkememizcesamimigörüİmemiş-
tir."
Mahkeme. Erbakan'ın tazminat istemıni
reddettiğı 26 Mart günü Dilligil yaşamını yi-
tirdı.
Dilligil, kitabında, Erbakan'ın 1980 ön-
cesi sözleri ve icraatına ilişkin anımsatma-
larda bulunarak RP lıderinin servetinin 26
yılda açıklanamayan biçimde artış gösterdi-
ğini vurguladı. Dilligil, kitabında şöyle de-
dı:
"Hele yakın geçmişte uyuşturucu ve silah
kaçakçıuğında adı geçen ve dosyalan yargı-
da kavbedilen Erbakan. günümüzde hâlâ
şaibeden kurtulamamışsa, Libya'dan ve Su-
udi destekörgürJerinden gelen paralann bel-
geleri basında açıklandığı halde, sanıklan
hâlâ yargt önünde hesap vermemişlerse, en
son Bosna'ya yardım kampanyasuıdaki
Mercümek rezaletinin dumanı tütmekte
iken RPGenel Başkanı Erbakan ile >ardım-
cısı Şevket Kazan'ın isimkri Almanya'da
hanrianan dosyalarda yer almış ve Alman
mahkemelerine intikal etmiş ise kamuoyu
RP've ve Erbakan takunına kuşkuyla bak-
makta haklı değil mi?"
Dilligil, kitabında aynca. Erbakan'ın iz-
lediği politikayı yürüten bir dinsel örgütün
Atatürkçü, laik devletin parlamentosuna
sokmanın anayasaya ve ilgili yasalara karşı
yaptınm ıçermese de manevı açıdan suç ol-
duğunu ılen sürdü.
BRT'nin kurucusu, Kanal 7 yöneticileri ve Erdoğan'ın gerçekleri söylemediğini ileri sürdü
Dağdc\îivn: Kanal 7takıyyeyapiyor
ALİER
Kanal 7 yöneticılen ve İstanbul
Büyükşehır Beledıye Başkanı Re-
cep Tayyip Erdoğan. Kanal 7'nin
yalnızca BRT'nin iki vericısini ki-
raladığını savunurken BRT'nin
kurucusu eski TRT daire başkan-
lanndan Yıimaz Dağdeviren, Ka-
nal 7 yöneticileri ve Erdoğan'ın
takıyye yaptıklannı belirtti.
Kanal 7 televızyonu istanbul
Büyükşehir Belediye Meclisi'ni
de kanştırdı. RP'li belediyelenn
ve yan kuruluşlannın Kanal 7 te-
levizyonuna ne kadar kaynak ak-
tardığına ilişkin önerge veren mu-
Cazi olaylan
halefetpartıli meclis üyeleri, öner-
genin "Başkanlıkmakamına" ha-
valesinin RP'h meclis üyeleri ta-
rafmdan engellenmesını protesto
ederek meclisi terk etti.
ANAP'lı Avcılar Belediye Baş-
kanı Tahsin Salihoğlu. hiçbir dö-
nemde bir meclis üyesinin soru
sormasının engellenmediğini, hal-
kın parasının nereye harcandığını
her meclis üyesinin sormaya hak-
kı bulunduğunu söyledi.
Nurettin Sözen döneminde ya-
yına başlayan Belediye Radyo Te-
levızyonu'nun (BRT) kuruluşunu
gerçekleştiren Yıimaz Dağdevi-
ren. "Kanal 7 o dönemde BRT'nin
yayın vaptığı frekans kanalını kul-
lanarak vavına başlavabildi. Bu ya-
şarnsal önerne sahip bir olanak.
Çünkü o dönemde verici ithal et-
mek ve frekans i/ni alabilmek ya-
sal olarak mümkün değildi" dedi.
BRT'nin kamu kuruluşu olmanm
yasal olanaklanyla ve yaklaşık 7
milyon dolar harcanarak kurula-
bildiğini anlatan Dağdeviren,
*BRTnin canh yaym araa ile stüd-
yolannı da kullandıklannı sanıyo-
rum. Ama açıklamalannda başta
frekans ve vericiler olmak üzere
işin bu yanını takıyyeyaparak göz-
den kaçuiyorlar" dıye konuştu.
Kanal 7'de canlı olarak sundu-
ğu geçen haftakı programı anıden
kesilen gazeteci AhmöTezcan ise
görev den alınışı konusunda şun-
lan söyledi:
"Milliyet Gazetesi Genel Ya>ın
Yönetmeni Derya Sazak, gazetesi
ile ilgili suçlamalara yanıt vermek
üzere aradı. Çok doğal olarak ce-
vap hakkını kullanmak istedi. Sa-
zak konuşmasını bitirmek üzerev-
di kl önce yavını kesmenı istendû
ardından reklam arası verilerek
Sazak'ui konuşması kesfldL Rek-
lam arasında Kanal 7 Yönetim
Kurulu Başkanı Zekeriya Kara-
man telefonla aradı ve kovulduğu-
mu söyledi. Genel Yayın Yönetme-
ni Mustafa Çelık, 'Programı ta-
mamla' demesine karşın, izteyki-
lerden özür dileyerek inandığun
meslek ilkeleri gereği programı
sürdüremeveceğimi belirterek
programı kestim."
Tezcan, düşünce özgürlüğünü
dillerinden düşürmeyen Kanal 7
yönericilennın Sazak'ın yanıtlan-
na neden tahammül edemedıkleri
konusunda bir yorumda bulunmak
istemedi. Konuyla ilgili göriişleri-
ni almak istediğimiz Kanal 7 Yö-
netim Kurulu Başkanı Zekeriya
Karaman ve Genel Yayın Yönet-
meni Mustafa Çelik ise telefonla-
nmıza yanıt vermediler.
Kaçak sekiz
polisten üçü
teslim oldu-
TRABZON (Cumhuri-
yet) - Gazi Mahallesi'nde
12-13Martl995tarihinde
meydana gelen ve 17 kişi-
nin yaşamını yitırdiğı
olaylarla ilgili olarak
"Halkın üzerine ateş aça-
rak" 7 kişının ölümüne bi-
rinin ise yaralanmasına
neden olduğu iddiasıyla
haklannda gıyabi tutukla-
ma karan bulunan 8 polis-
ten üçü Trabzon'da teslım
oldu. Sanık polisler Adem
AlbayTak, Mehmet Gün-
doğan ve Hayrullah Şiş-
man tutuklanarak Trabzon
BahçecikCezaevi'negön-
derildıler.
Gazi Mahallesi'nde 12-
13Martl995tarihındebir
kahvehanenin kimliği be-
lirsiz kişilerce sılahla ta-
ranmasıyla başlayan olay-
lan protesto etmek için
gösteri yapan yurttaşlann
üzerine güvenlik güçleri
ateş açmış, 17 kişi ölmüş-
tü. Olaylarda görev yapan
polislerin tümünün silah-
İannm balistik incelemesi
yapılamadığı için 20 polıs
hakkında 7 kişinin ölümü
bir kişinin ise yaralanma-
sına neden olduklan iddi-
asıyla "Fail-i belli olmaya-
cak şekilde adanı öldür-
me" suçundan idam ceza-
sı istemiyle dava açılmış.
sanık polisler ancak iki bu-
çuk yıl sonra yargı önüne
çıkabihnişlerdı.
Davanın iki ay önce ya-
pılan ilk duruşmasına yal-
nızca olaylarda ölenlerin
yakınlan ve avukatlan ka-
tılmıştı. Sanık hiçbir poli-
sin katılmadığı duruşmada
mahkeme heyeti, 20 polis-
ten sekizi hakkında gıyabi
tutuklama karan çıkart-
mıştı.
Bu polislerden Adem
Albayrak ile Mehmet
Gündoğan önceki gün
Hayrullah Şışman da dün
Trabzon'da teslim oldular.
Polisler hakkındaki gıya-
bi tutuklama karan mah-
keme tarafından vicahiye
çevrildi.' Üç polis daha
sonra Trabzon Bahçecik
Cezaevi'ne gönderildiler.
Haklannda tutuklama
karan bulunan polis me-
murlanndan Hasan Yavuz
Trabzon'_un Of ilçesinde,
Hamdi Özata Elazığ'da,
Metin Çakmaz ise Mar-
dın'de daha önce teslim ol-
muştu. Sanık polislerden
İsa Bostan ile Sedat Öze-
nir'ın ise henüz teslim ol-
madıklan bildirildi.
Gazi olaylanyla ilgili
davaya Trabzon Ağır Ce-
za Mahkemesrnde 17 Ka-
sım'da devam edilecek.
Alkışlar Yağmurdereliiçin
İstanbul Haber Servisi -
Düşünce suçhısu olarak
Çankın Cezaevi'nde
hükümlü bulunan avukat-
yazar Eşber
Yağmurdereli'nin "Akrep"
adlı ov unu İstanbuTda
sahnelenme>e başladı.
Kadıköy Halk EğMm
Merkezı'nde sahneve konan
oyun, ilk gün kapab gişe
ovnandı. Bilet bulamayan
birçok izlevici oyTinu ayakta
ve merdivenlerde oturarak
izlemek zorunda kaldı.
"Akrep"in galasında İlhan
Selçuk, Adalet Ağaoğlu,
Ercan Karakaş, Müjde Ar,
Edip Akbayram, Halil
Ergün, Haluk BUginer ve
Oral Çalışlar da hazır
bulundu. Oyun başlamadan
önce, saatler 21.00'i
gösterdiğinde bahçeye çıkan
izteyiciler alkışlarla
tt
l
dakika aydırüık" evlemine
destek verdiler. Ojoınun
başında ve sonunda Çankın
Cezaevi'nden Eşber
Yağmurdereli'nin gönderdiği
mesaj kendi sesinden
izleyicilere dinletildL
Se\irciler, mesajlar
okunduğu sırada alkışlarta
"düşünce suçlulanna
özgürlük" istediler.
glFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar(a raksnet.com
Susurluk kazasının ardından
bir yıl geçti ya, herkesi bir en-
dişe aldı. Devtet, kendi içinde-
ki pisliği temizlemeyecek diye
üzülenler bile olduğunu görü-
yorum. Şimdiye kadar kutsal
devlete inanmış ortalamayurt-
taş, tam bir düş kınklığı içinde.
Onlan karalar basnmş durum-
da.
Benim gibi kötü niyetliler, za-
ten böyle olacağını biliyor ve
söylüyorduk diye ortalıkta do-
laştıkça, yurttaşın üzüntüsü iyi-
ce yasa dönüşüyor. Bütün kö-
tü niyetime karşın yine de yurt-
taşı rahatlatacak, bir umut ışı-
ğı yakalayabilir miyim diye dü-
şünüyordum. Tam bunlan dü-
şünürken TV ekranlannda
emekli orgeneral, 12 Eylül'ün
Cumhurbaşkanı Kenan Ev-
ren'in "Hamamda yıkanan ka-
dınlar" tablosu göründü.
Tabloyu görür görmez ka-
famdaşimşekçaktı. Kenan Pa-
şa, içine düştüğümüz bu zor
durumdan bizi kurtarabilirdi.
Kendisi deneyimli bir asker.
Üstelik şimdi değeıii bir sanat
Susurluk'u Kenan Evren Çözsün
adamı da oldu. Son sergisini
de demokrat Cumhurbaşkanı-
mız Süleyman Demirel açtı.
Süleyman Demirel'in olağa-
nüstü itibar gösterdiği bu dev-
let adamımız, Susurluk'u ne-
den çözmesin?
Kenan Evren'in sergisinin
açıhşında Genelkurmay Baş-
kanı ismail Hakkı Karada-
yı'nın bulunması ve eski komu-
tanına say'gıda kusur etmeme-
si de önemli bir şans. Orgene-
ral Karadayı'nın etkili olduğu
Milli Güvenlik Kurulu toplantıla-
nnda Susurluk hiç ele alınma-
dı. 'Irtica, PKKbölücülüğü' gi-
bi konularsürekli vurgulandı, a-
ma iş devlet içindeki çetelere
gelince, etrafı bir suskunluk
kaplayıverdi.
Komutanlann mutlaka bir bil-
diği vardı. Susurluk konusu Ke-
nan Paşa'nın yanında açılınca,
Cumhurbaşkanı Demirel de
soruna açıklık getirdi ve şöyle
dedi: "Yargıya baskıyapmayın,
sorunu yargıya bırakın. Özel-
likle devleti zedeleyecek tu-
tumlardan kaçının." Sayın De-
mirel haklı; zaten Susurluk, o
kadar önemli olsa Milli Güven-
lik Kurulu'na getirilirdi.
Adalet Bakanımız da soruna
cumhurbaşkanı ve MGK'nin
tavrını destekleyecek şekiide
yaklaşıyor: "Bugün Türkiye'de
devletin içine suç örgütteri sız-
mamıştır diyemiyoruz. Bu suç
örgütlerinin bir kısmının, za-
man zaman devlet adına bazı
şeyler yaptıklan kanaati hepi-
mizde hâkim. Bu kanaatimizi
bir mahkeme kararına esas
edecek ölçülere vardıramadı-
ğımıza göre ispat edemedik
demektir. İspat edemeyeceği-
miz anlamına gelmiyor. Zaman
içinde ispat edebiliriz."
Eski ülkücü Içişleri Bakanı-
mız Murat Başesgioğlu da
sabır tavsiye ediyor. Zaman
içinde Susurluk'un çözülebile-
ceğini söylüyor. Devlet yetkili-
lerinin hepsi, sabır öneriyoriar.
Işlere fazla kanşmamızdan
hoşlanmıyoriar. Her şeyin za-
man içinde çözütecegini söylü-
yoriar. Kenan Evren'in yanında
duran ve elinde makasla Ev-
ren'in sergisini açan Demirel'e
bakıyorum. Gerçekten zaman
birçok şeyi çözmüştü. Bir as-
keri darbeyle hapse atılan De-
mirel, kendisini hapse atan
cuntacının yanında mutluydu,
Genelkurmay Başkanı da ora-
daydı ve o da aynı mutluluğu
paylaşıyordu.
Susurluk da sanınm zaman
içinde böyle çözülecek. Biraz
dahadişimizi sıkarsak, 7TİP'Iİ-
nin öldürülmesinden hükümlü
Haluk Kırcı'y'a, yargısız infaz-
cı Özel Tim mensuplarıyla,
Mehmet Ağar'la, Sedat Bu-
cak'la kucaklaşmamız gereke-
cek. Biz kucaklaşmasak bile
devletin büyükleri kucaklaşa-
caklar, sorun kökünden çözü-
lecek. Gazetelere bakıyorum,
hâlâyeni belgeler ve bilgiler ya-
yımlıyoriar. Devletin nelere bu-
laştığını yazıp duruyorlar.
Eminim sayın cumhurbaşka-
nımız bunlara kızıyor. Haklı da
"Bırakın yargı halletsin" diyor,
dinlemiyorlar. Özel Timcilertah-
liye edildi, kimse doğru dürüst
yargı önüne çıkmadı diye Içiş-
leri Bakanı ve Adalet Bakanı'na
soruyooız, çok haklı olarak
"Zaman içinde halledilir, canı-
nızı fazla sıkmayın" diyoriar.
Benim umudum Kenan Ev-
ren'de. Hazır Karadayı da ser-
giye gelmiş. Çatlı'yla defalarca
cep telefonuyla görüşen Tuğ-
general Veli Küçük'ü de yanı-
na yardımcı olarak versin. O za-
man gerçeğe biraz daha yak-
laşma olanağı doğar. Bence
Kenan Paşa, Abdullah Çat-
h'nın anıtmezanndan işe baş-
lasa daha iyi olur. Bu konuda
Veli Küçük'ün ona çok önemli
hizmetler vereceğinden emi-
nim. Gelin şu Teftiş Kurulu'nun
başına da Kenan Evren geçsin.
Engin deneyiminden yarar-
lanalım.
GLOBALPOLÎTİKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
'Alı Biz Eşşekler../
Geçen sene New York Borsası üzerine, 30 yıllık
Fiyatl Kâr oranlanna dayanılarak yapılan bazı pro-
jeksiyonlar, indeksin gelecek 10 sene içinde yüzde
68 değer kaybedeceğini öngörüyordu. Aynı yıl Ya-
le Üniversitesi'nde Robert Schiller, indeksin 2006
yılına kadar değerinin yüzde 38'ini kaybedeceğini
hesapladı. Dow Jones 7000'e vurduktan sonra ya-
pılan bir Federal Reserve Yönetim Kurulu toplantı-
sının tutanaklan üzerine New Yon\ Times'dan Da-
vid Jones, "45 yıllık tutanaklan okudum, böylesini
görmedim" diyecekti. FED Yönetim Kurulu borsa-
nın olağanüstü değerlenmiş olduğundan endişe
ediyor veyumuşak inişin yollannı konuşuyordu. Ge-
çen hafta borsa bir sarsıntı geçirdiğinde, yatınm ku-
rumlan, büyük medya ve politikacılar halka yine,
"Endişe edecek bir şey yok. Sorun Asya 'da. Temel
göstergeler çok iyi" demeye devam ettıler. Neden?
Bu sorunun cevabını aramadan, biraz daha hafı-
zatazeleyelim. Sene 1928. ABD'deCoolige ve Ho-
over yönetimınde serbest piyasa ekonomisi anla-
yışı hâkim. Zamanın ekonomık "guru"su Yale Üni-
versitesi'nden Prof. Irving Fisher, "Borsa çökûşü
filan olmaz". Sene 1930,29 Ekim 1929 krizinden bir
kaç ay sonra yine Irvving Fisher; "kısa dönemde ge-
lecek çok parlak görünüyor". Aynı yıl Harvard Eco-
nomic Society; "üretken faaliyet kesınlikle birtopar-
lanma trendine girmişti". Gerçekte, 1929 borsa kri-
zini, tarihe "büyük depresyon" ismiyle geçen ve II.
Dünya Savaşı'na açılan ekonomik daralma izledi.
Devam edelım. Sene 1987, Ingiltere ve ABD'de
Thatcher-Reagan reçetelerı, "yeni liberalizm",
1980'lerin başından beri gündemde. 19 Ekim günü
borsa çökmeye başlıyor. Zamanın ingiliz Maliye Ba-
kanı; "Panığe gerek yok, temel ekonomik göster-
geler sağlam". Londra Borsası Başkanı da benzer
açıklama getiriyor. Atlantiğin iki yakasında da sıkça
kullanılan kavram "düzeltme"d\r. Borsa adeta ken-
di kendine, "gizli el" tarafından bir düzertmeye tabi
tutuimuştur o kadar. "Spekülasyon mu dedinız?
Ne? Kim?.." Ancak 1987 borsa krizini de iki yıl son-
ra derin bir küresel ressesyon ızleyecek ve bu res-
sesyon için sık sık, "1929'dan bu yana en şiddet-
/;..." ifadeleri kullanılacaktır.
Bugün borsa/spekülasyona yönelik eleştırilere
çok sık verilen cevap şöyle: "Şimdi yeni bir ekono-
mi var"; "Artık başka bir dünyada yaşıyoruz": "Es-
ki göstergelergeçerli değil"'. llginçtir, butespitleryu-
kandaki sorunun cevabını da içeriyor. 17 senedir,
serbest piyasa ekonomisi, küreselleşme ve IMF po-
litikalan (sosyal harcamalarda kesinti, serbestleştir-
me, işçi çıkararak küçülme ve özelleştirme) gün-
demde. Bu uygulamalar, piyasa reformlan yoluyla
artık "yeni bir dünya" oluştuğu gerekçesiyle savu-
nuluyor. Şimdi bu yeni dünyanın eskısinın aynısı ol-
duğu, temelde benzer sorunlan paylaştığı, üstelik
bunlan daha da büyüttüğü, hızlandırdığı gerçeği or-
taya asla çıkmamalıdır. Bu madalyonun ote yüzün-
de de son 17 yılda serbest piyasa reformlanyla hız-
la gelişen, 1987 krizinde bir elenmeden geçerek
güçlenen ve bugün dünya ekonomisi üzennde ege-
menlik kuran mali sermayenin taşıyıcılannın bir baş-
ka inancı yatıyor. Bu inanca göre, kapitalizm küre-
sel bir zafer kazanmış, ışçi hareketi ve emek güçle-
ri yenilmış ve sermaye karşısındaki tüm direniş
odaklan kınlmıştır. Artık, bu üretimden kopuk, ama
onurvyaratttğınıtalan eden mali sermayenin (tefqci
sermayenin) doğruItusunda zenginlikler, hiçbir itiraz-
la karşılaşmadan, yeniden dağıtılmaya devam ede-
bilir. Bugün gelir dağılımı, ABD'de, borsadaki ser-
vetin yüzde 81'ini elinde tutanlardan (ailelerin en
zengin yüzde 10'u) ve bunların başka ulkelerdeki
benzerlerinden yana değişmeye devam edebilir.
Bu inançlardan ikincisi de birincisi gibi gerçeğe
pek uymadığı için, birincisinin durmadan halkın ka-
fasına kakılması ve değışiklik umudunun kınlması
gerekiyor "17yıldıruygulananpolitika tekseçenek-
tir. Olup bitene bakmayın, dünya değiştı. Siz anla-
mıyorsunuz o kadar."
Ama mızrak artık çuvala sığmıyor. Bir başka ör-
nek: Düne kadar "Asya Mucizesi"r\i anlata anlata bi-
tiremiyorlardı. "Askeri diktatörlük, insan hakları, kat-
liam vb..." dediğimizde, "Neyapalım, III. Dünya ol-
maktan kurtulmak kolay mı?.. Ekonomi birgelişsin
o zaman demokrasi de olacak... Biraz sabır!"... Der-
ken, bu "mucize ülkelerde" bir kriz başladı, etrafa
"bulaştı". Şimdi Wall Street Journal'ın yorumun-
dan okuyoruz ki, "Bu ülkelerdeki aşın büyüme hız-
lan aslında, yabancı sermayeye bağımlı, bozuk bir
banka sistemine dayalı. kamu yatınmlannı çarçure-
den, yolsuzlukları gizleyen, imtiyazlı azınlık ile kitle-
lerarasındaki uçunımu derinleştiren" bir modelden
kaynaklanıyormuş. Şimdi öğrenmiş olduk! Biraz geç
olmadı mı? Neden IMF, elinde en az 1.5 milyon in-
sanın kanı olan "çürümüş" Sukharto rejiminin yar-
dımına, hem de 35 milyar dolarlık bir paketle koşu-
yor? Neden bu yardım beraberinde işsizliği arttıra-
cak, zenginle yoksul arasındaki uçurumu derinleş-
tirecek bir istikrar programıyla biıiikte geliyor?
Aslında uzaktan gelen ses, hep kurdun sesiydi.
Ama bize, "Hayır, hayır, korkmayın, bu köpektir"
dediler. Kımimiz inanmayı tercih etti. Inanmayanla-
ra "dinozor" diyenler oldu. Şimdi, "Mali sermaye-
nin egemenliğini kırmaktan, ulusal egemenliği ye-
niden kazanmaktan, ekonomik kaynaklan demok-
ratik kontrol altına almaktan, üstelik bunu küresel
düzeyde gerçekleştirmeye çabalamaktan başka bir
çareyokl" diyenlere hayalci diyecekler. Biz ise "Ha-
yallerimiz hâlâ taptaze" diyerek cevap vereceğiz.
Daha büyük felaketleri engellemek. insanlığımızı ko-
rumak için başka bir seçeneğimiz yok!
Ozfatura: Aynı
sözleri yine söylerim
Haber Merkezi - RP
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan, tutuklanarak ce-
zaevine gönderilen avu-
kat- yazar Eşber Yağmur-
dereli'ye destek \ererek
"Düşüncesini açıkladı diye
insanlara 20 vil ceza veri-
lirse o ülkede demokrasi-
den bahsetmek mümkün
olmaz. Şiddete başvurma-
dan fikrini açıklayana ce-
za veritaıez, teşekkür edi-
Br" dedi. Izmir Büyükşe-
hir Belediye Başkanı Bur-
han Ozfatura. yazar Ya-
şar Kemal ve avukat-ya-
zar Eşber Yağmurdere-
li'ye hakaretler yağdırdı-
ğı. büyük tepkiyle karşı-
lanan konuşmasını anım-
satarak "Çiğü ilçe örgütü
yemeginin olduğu geceye
dönme şansımız olsa vine
aynı şeyleri söylerdim"
dedi. Ozfatura, "Kavga
yapdacaksa yapanz. Kim-
se bizi ürküteceğini san-
masın" dıye konuştu.
Devlet Bakanı Mustafa
Yıimaz ise Yaşar Kemal
ve Eşber Yağmurdere-
li'yle ilgili sözleri nede-
niyle Ozfatura'ya tepki
gösterdi.
Erbakan'dan destek
RP Genel Başkanı Er-
bakan, "Şiddete başvur-
madan fikrini açıklayana
ceza verilmez, teşekkür
edilir" dedi. Partisinin
dünkü grup toplantısmda.
avukat Eşber Yağmurde-
reli'ye destek veren Erba-
kan. "Düşüncesini açıkla-
dı diye insanlara 20 yıl ce-
za verilirse o ülkede de-
mokrasiden bahsetmek
mümkün olmaz. tnsanla-
nn hepsi eşinir" dıye ko-
nuştu.